Edat Soruları

5. Ahmet Hamdi Tanpınar, aktardığı bir anekdotta kapıcısının, onun roman okumasını eleştirdiğini anlatır. Kapıcıya göre gerçeği anlatan tarihî hikâyeleri okumak makuldur ancak romanlar hayalî şeyleri anlatır. Bu görüş, bugün de birçok kişide mevcuttur. Bu parçadaki altı çizili sözcüklerden hangisi, aşağıda verilen türlerden biriyle ilişkilendirilemez? A) İşaret sıfatı B) Edat C) Belgisiz sifat D) Belgisiz zamir E) Kişi zamiri Diğer sayfaya geçiniz.

ff.de edat birli D) IV.de edat tahmin bildirmektedir E) V.de bağlaç teklik, özgüleme anlamı vermiştir. Edat L sanki -e göre Bağlaç Blood oysaki 1801 gibi -e doğru de -mek için veya ya da Ünlem hey öf Bu tabloda numaralanmış yerlere aşağıdakilerin han- gisinde verilenler getirilmelidir? III || -e rağmen hâlbuki III aman behey ki hâlâ ey -e rağmen ki hey ost için açılmış hissini veren ka-

9. "gibi" edatı aşağıdaki cümlelerin hangisine zaman anlamı katmaktadır? A) Sizin gibileri çok gördük buralarda. B) Çantayı kaptığı gibi ona fırlattı. C) Bana buz gibi şalgam suyu ikram ettiler. D) Ferhunde gibi hazırcevap bir kız görmedim ben. E) Adamlar kurtlar gibi uluyorlardı.

iği ş kile ca V² K 11. Bazı ekler, edat görevli sözcükleri anlamca karşılayabilirler. Aşağıdakilerin hangisinde bu açıklamaya uygun bir ör- nek vardır? A) Dağ ne kadar yüce olsa da yol üstünden aşar. B) İyiliği, yalnız iyiler anlar; kötülüğü, herkes. C) Uzun süren tedaviden sonra annem, sağlığına kavuştu. D) Edepsizliğin başladığı yerde edebiyat biter. E) Bence bu türkü bu yörenin türküsü. ve B 16.

Soru 4 f Edatlar, bir ismi niteleyen sifat grubunun içinde yer alabilir. Aşağıdakilerin hangisinde bu açıklamayı örneklendirecek bir kullanım vardır? Cevap OA. OB. OC. OD. OE. Senin gibisini görmedim, diyordu. Boyu neredeyse benimki kadardı Ağlar gibi bir hali vardı kızın. Bu duygulu şiiri tamamlamak üzereydi. Gitme, der gibi bakıyordu gözlerime.

Soru 3 I. Çekmecelerden birinin içinde yalnızca keser gibi bir şey vardı. II. Orada dağınık bir masanın olduğunu hatırlıyordum. III. O geceden kalan bir iz var mı diye dikkatle bakıyorum. IV. Kâbus görüyormuş gibi gözleri büyüyerek baktı bana doğru. V. Yüzlerce yıldan beri üstüne basan adımlarla aşınmıştı kaldırımlar. Verilen numaralanmış cümlelerin hangisinde edat kullanılmamıştır? Cevap OA. I OB. II OC. III OD. IV OE. V

18. Aşağıdakilerin hangisinde cümle içindeki edatın cümleye kattığı anlam yanlış verilmiştir? A) Kazim Bey'e göre öğrenciliğin temel ölçütü düzenli bir şekilde ders çalışmaktı. (görecelik) B) Hülya Hanım, yemeği televizyonda tarif edildiği üzere pişirmiş. (benzetme) C) Adana-Kayseri yolunda yarıyıl tatiline girildiği için inanılmaz bir yoğunluk vardı. (neden- sonuç) D) Yaşlıların anlattıklarına göre bu bataklık alanda eskiden pirinç tanımı yapılıyormuş. (rivayet) E) Beyaz Hanım'la sabah dokuz otuzda buluşmak üzere vedalaştık. (koşul)

"Yalnız" sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangi- sinde "sadece, bir tek" anlamında kullanılmıştır? A) O koskoca evde haftalar boyunca yalnızdım. B) Bizim görevimiz yalnız sizi uyarmak değildir. C) Hemen her zaman yalnız oturuyordu burada. D) Şehir içinde bile yalnız dolaşmayan bir kızdı. E) Ailesi tatile çıkınca evde yalnız kaldı.

TYT 27. "Ankara ile İstanbul'un arası kaç kilometredir?" diye sor- mak bir felsefi problem değildir. Ancak "Uzaklık nedir?" ya da "Uzay nedir?" sorusu felsefi problemdir. "Yarın yağmur yağacak mı?" sorusunun hiçbir felsefî problem özelliği yoktur. Buna karşılık "Bilgi nedir?" felsefenin temel inceleme sorusudur. "Tüm kuğular beyazdır?" önermesi hayvan bilimcileri zor durumda bıraksa bile felsefeciler için bu bir sorun değildir. Fakat "Hakikat ya da doğruluk nedir?" sorusu felsefecilerin öncelikle araştırdıkları bir felsefe sorunsalıdır. "Sezar'ın öldüğü bir olaydır ya da iki kere ikinin dört" ettiği bir doğrudur. Bu olgular tarihçilerin ve matematikçilerin ilgilendikleri olgulardır. Felsefeci, olgunun ne olduğunu bilmek ister. "Saat kaçtır?" sorusu yerine "Zaman nedir?" sorusuyla ilgilenir felsefeci. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi felsefenin ilgilendiği sorulardan biri olamaz? A) Bazen yasaları çiğnemek doğru eylem olabilir mi? Dünya'nın yuvarlak olduğunu kanıtlayan bilim insa- ni kimdir? C) İnsanın bütün ihtiyaçlarını tek başına karşılaması mümkün müdür? D) Neye inandığımız gerçekten fark yaratır mı? E) Neden en yüce değerin sevgi olduğu öğretilir?

10. (1) Kaç yaşındasın değil, kaç bahar yaşadın?" diye so- rarmış eskiler. (II) Mucizevi baharın "bir nefeste yaktı- ğı billur avize", şefkatle dokunur ruhumuza; ışık salar ömrümüze. (III) Çiçek açan badem ağacı, Van Gogh esintisi getirir bize. (IV) Filiz verir dallar, tazelenir bitkiler, güneş bile gülümseyerek ışıtır dünyayı. (V) Tabiat, ken- disine özgü bir dille konuşur insanla ona baharın diriltici nefesini üflerken. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıda- kilerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede ek eylem almış sözcükler kullanılmıştır. B) II. cümlede belirtisiz ad tamlaması kullanılmıştır. C) III. cümlede yönelme durumu eki almış zamir vardır. D) IV. cümlede eylemin durumunu bildiren zarf vardır. E) V. cümlede araç işleviyle kullanılan edat vardır.

9. Gurbetin cemresi düştü içime Karardı yine gökler Yalnızım bu şehirde yapayalnızIM Ne ben kimseyi beklerim Ne kimse beni bekler Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Pekiştirilmiş sözcük ad görevindedir. B) Farklı türde zamirler kullanılmıştır. C) Edat ve bağlaca yer verilmiştir. D) İyelik eki ve hâl eki almış sözcük vardır. E) Ad ve sifat tamlaması kullanılmıştır.

12. Akşam oldu mu sürüler döner köylere. Yukarıdaki cümlede kullanılan edat aşağıdakilerden hangisinde aynı görevde ve aynı anlamda kullanıl- mıştır? A) Sana demedim mi bu kızın güzel mi güzel olduğunu. B) Dedin mi ona burada kalacağımı? C) Soruları doğru yaptı mı bilmiyorum? D) Onu burada gördün mü yanıma çağır! E) Siz misiniz kabul eden o iğrenç tek- lifi? SA

40. "Ancak sözcüğü aşağıdaki cümlelerin hangisinde farklı bir görevde kullanılmıştır? A) Bu soruyu ancak sen çözebilirsin. B) Sizi seviyorum; ancak söylediklerinizi anlamıyorum. C) Biliyorum; ancak size söyleyemem. D) Size gelmiştik; ancak sizi evde bulamadık. E) Kitabı kapatın; ancak arasına ayraç koymayı unutmayın.

41. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "tek" kelimesi edat olarak kullanılmıştır? A) Pikniğe tek başına mı gittin? B) Onun ojesini kullandığımı tek sana söyledim. C) Burada tek gün bile kalamam. D) Yerdeki karıncaların tekine bile basmadı. E) Onun tek derdl benimle uğraşmaktı.

33."ile" sözcüğü aşağıdakilerin hangisinde bağlaç olarak kullanılmıştır? A) Selim'in bu kadarcık övme ile yetinmesi icap etti. B) Aynı anda gök gürültüsünü andıran bir alkış tufanı ile bir sürü feryat koptu. Bu hal ise, güzelliğinde kuvvetinde ancak mütenasip vücutta bulunacağı yolundaki kaide ile tam bir tezat halindeydi. D) Büyücüler gidecekleri yere süpürge ile giderlermiş. E) Neşeli bir tavır ile onun omzuna dokundu.

Ömer Seyfettin, 1911 yılında Selanik'te M. Emin Yurdakul'la çıkardığı Genç Kalemler dergisinde yazdığı "Yeni Lisan" makalesinde yeni Türkçenin esaslarını belirlemiştir. 10. Bu cümledeki bilgi yanlışı aşağıdakilerden hangisidir? A) Yeni Lisan'ı Ömer Seyfettin değil Ziya Gökalp yazmıştır. B) Genç Kalemler dergisini çıkaranlar Ömer Seyfettin ve Ali Canip'tir. C) Genç Kalemler 1911'de değil 1909'da çıkmıştır. D) Genç Kalemler'de yayımlanan makalenin ismi Yeni Lisan değil, "Şiir ve İnşa”dır. E) Yeni Lisan'ın konusu yeni Türkçenin esasları değil, başka dillerle Türkçenin karşılaştırılmasıdır.