İsim Soruları

1. Bulutlar dağlarda örgütleniyor Yırtılan göklerin gazabından korkuyorum. Zaman çentik çentik tükeniyor Çaresizliğin azabından korkuyorum. Bu dizelerde aşağıdakilerden A) Somut adlar C) Topluluk adı E) Tekil adlar hangisi yoktur? B) Soyut adlar D) Çoğul adlar

4. Türkçedeki nispet ekinin, iyelik eki ve belirtme durum eski ile karışmasını önlemek için düzeltme işareti () kullanılır. Buna göre aşağıdakilerin hangisinde düzeltme işareti yanlış kullanılmıştır? Ahmet Hamdi Tanpınar, resmî yazışmaları bir müddet kendi yapmıştır. B) Okul yıllarında beşerî coğrafyayı da okumuştuk zevkle. Öteden beriden konuşabilirler hatta birbirlerinin hâline insanî bir alaka gösterebilirlerdi. Birçok askeri kaynak bu savaşı yalanlamıştı yıllar önce- sinde. E Bu tür kurum ve kuruluşların millî bir kimlik kazanması hepimizin arzusudur.

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı adıl- la sağlanmıştır? Joviae p A) Bu makinenin çalışma prensipleriyle ilgili kimden bilgi alabiliriz? B) Onun bizimle gelmeyeceğini neden zamanında haber vermediniz? Disyenub Metronun ne zaman faaliyete geçeceğini biliyor musunuz? D) Arkadaşınız bu binanın kaçıncı katında oturuyordu? E) Bu kadar kısa sürede bunca işin altından nasıl kalktınız?

7. Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi farklı bir türde- dir? A) Bahçemiz bakım yapıldıktan sonra iyice güzelleşti. B) İyi bir okur, aynı zamanda iyi bir dinleyicidir. C) Kitaplar, bizi hiç bırakmayan hayat arkadaşlarımızdır. D) Sağlam bir kütüphanesi olanın sağlıklı bir zihni olur. E) İhtiyacımız, kitap dolu bir evle çiçek dolu bir bahçedir.

8. Sana varan geçiş var ya, dar mı dar dediler, Sevdam içinse, yerler gökler kadar dediler Ben ateşi bağrımda tutamayınca artık Bağrıştılar, evrende yangın mı var, dediler Bu dizelerle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır? A) I. dizede sesteş sözcükler kullanılmıştır. B) II. dizede birden çok ilgeç vardır. C) H. dizede birinci tekil kişi iyelik eki vardır. D) II. dizede sifat tamlaması kullanılmıştır. E) IV. dizede iki eylem de basit zamanlıdır.

de di. 6. Aşağıdakilerin hangisinde ("gibi" edatının oluşturduğu söz öbeği diğerlerinden farklı gorevdedir? A) Bana biraz üzgün gibi geldi. B) Haberi aldığı gibi yola çıkmıştı. C) Dışarıda buz gibi bir hava vardı. D) Soruları o da benim gibi cevaplamış. E) Söylenilenleri anlıyormuş gibi davranıyordu.

i 8. Seyyah ve seyahat kelimeleri oldum olası ilgi çekici gelmiştir bana. Farklı yerleri gezip görmek ve bu gördüklerini kaleme almak cazibeli bir uğraştır benim için. Bizim kültürümüzde ||| IV seyyah denilince akla ilk olarak Evliya Çelebi gelir. V Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangisi isim değildir? A) I B) II C) III D) IV E) V ici

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "-maz (-mez)" eki almış sözcük, sifat-fiil (ortaç) görevinde kullanılmış- tır? A) Kendisini bulunmaz Hint kumaşı sanıyor. B) Yaşanmaz böyle bir yerde, böyle koşullarda. C) Kulak asmaz kimsenin sözüne Uğur Bey. D) Okulunu bitirir bitirmez yanıma geldi. Böyle kıraç topraklarda yetişmez bir ağaç bile.

5. Sifat-fiiller, niteledikleri isim düştüğünde onun yerine geçerek bir isim gibi kullanılır yani adlaşmış sifat-fiil olur. Sifat-fiiller adlaşsa bile fiilimsi olma özelliğini korur. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamanın örneği vardır? by wi A) Gelen yönetici, giden yöneticiyi aratır. B) Buraya hep calıskan insanlar toplanmış. C) Kültürlü kişilerle konuşmak insanı mutlu eder. D) Geldiği yeri bilmeyenler, geleceğe bir şey bıraka- maz. E) Saatlerdir esen rüzgâr, her şeyi alıp götürdü.

am- ya- en niş la ģi 6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde zincirleme isim tamlaması farklı bir yolla oluşturulmuştur? A) Bitkilerin bu garip yapraklarının görüntüsü dik- katleri çekmeye yetmişti. B) Radyonun içe huzur dolduran sesinin yankısı odada dolaşmaya başladı. Bizim öğretmenler odasının en iyi öğretmeni olan Emre Hoca, yine şıktı. D) Cihangir'in her zaman giydiği gömleğinin rengi hayranlık uyandırıcıydı. E) Kuşlar göç ederken ovanın sessizliğinin hüznü dizelere sirayet etmiş.

Montaigne emeler KLASIKLERI uşamak Hırsı. BEYAZ ALIN Karnı acıkan dişi kurt avlanmak üzere yerinden kalktı. Üç yavrusu, koyun koyuna derin bir şekilde uyuyorlardı. Dişi kurt onları yaladı ve yoluna gitti. birbirlerini ısıtarak Bahar gelmişti, aylardan marttı, fakat ağaçlar hâlâ aralık ayındaki gibi soğuktan çatırdıyordu; öyle ki dilini dışanı çıkarsan ısırılmış gibi sızlardı. Dişi kurdun sağlığı zayıftı, evhamlıydı da; ufacık bir gürültü duymasın, titre- yiverir, yokluğunda birinin gelip yavrularına zarar vermesinden korkardı. İnsan ve at izlerinin kokusu, ağaç kü- tükleri, odun yığınları ve gübrelenmiş yol korkuturdu onu; ağaçların arkasında, karanlıkta insanların durduğunu ve ormanın gerisinde bir yerde köpeklerin uluduğunu sanırdı. Artık genç değildi ve sezgileri zayıflamıştı, öyle ki tilki izini köpek iziyle karıştırabiliyor, hatta bazen sezgilerinde yanılarak yolunu kaybedebiliyordu; oysa gençliğinde hiç gelmezdi başına bu. Sağlığı kötü olduğundan, buzağı ve büyük koyun avlayamıyordu eskisi gibi; at ve tayların da çok uzağından geçip gidiyordu. Bir tek leşle besleni- yor, taze etin yüzünü ise pek seyrek görebiliyordu; ancak bahar geldiğinde rastgeldiği tavşan yavrularını kapıyor ya da köylülerin ahırlarına sokulup kuzularını çalıyordu. Kurdun ininden dört kilometre uzaklıkta, posta yolunun kenarında bir kışlak vardı. Orada İgnat adında bir bekçi kalıyordu; yetmiş yaşında, devamlı öksüren ve kendi kendisiyle konuşan bu ihtiyar adam, genellikle gece- leri uyuyor, gündüzleri ise avcı tüfeği ile ormanda gezip tavşanlara ıslık çalıyordu. Önceden makinistlik yapmış olmalıydı, çünkü durmadan önce, "Makine, dur!"; yürümeden önce de "Tam yol!" diye bağırıyordu. Ignat'ın yanındaki cinsi belirsiz, dev gibi kara köpeğin adı Arapka idi. Fazla uzağa koştuğunda bekçi ona, "Geri dön!" diye sesleniyordu. Bazen şarkı da söylüyordu Ignat; o zamanlar şiddetle yalpalıyor, yere düşüyor (Dişi kurt, rüzgârdan düştüğünü sanıyordu.) ve "Raydan çıktım!" diye bağırıyordu. Dişi kurt, yaz ve güz aylarında kışlağın çevresinde bir koç ve iki genç koyunun otladıklarını hatırlıyordu; yakın zaman önce oralardan geçerken meleme sesi yükseldiğini duymuştu ahırdan. İşte şimdi de kışlağa yaklaşıyor,

3. Aşağıdakilerin hangisinde sifat tamlaması biçiminde oluşan birleşik sözcük, bir isim tamlamasının tamla- yanı olarak kullanılmıştır? A) Kadıköy'ün rıhtıma inen sokaklarından birinde za- vallı bir çocuk, utanarak dileniyordu. B) Daha geçen gün Çanakkale'de düzenlenen tören- lerde bir kadın, yardım istedi. C) Aksaray yakınlarındaki Vefa Bozacısı'ndan birer bar- dak boza içtikten sonra eve döndük. D) Eskişehir, birçok kültür ve sanat olayına ev sahipliği yapar. E) Kızkulesi'nin ışıkları, Üsküdar sahillerini aydınlatıyor, sevgililerin içini huzurla dolduruyordu.

9. Yaşamın kıyısında yüzmeye çalışmayıp ayak parmaklarını sadece suya sokanlardan olmadığım için kırk sekiz yıllık yazarlığımda her romanım okurca beğenilmiştir. Aşağıdakilerden hangisi anlamca bu cümleye en yakındır? A) Bir yazarın okunma şansı, içinde bulunduğu kültür ikliminde sert rüzgârların olmamasına bağlıdır. B) Hayat denen bu ürkütücü sudan kana kana içtiği için eserleri şükür ki insanların elinden hiç düşmüyor. C) Bizim fil dişi kulesine çekilen yazar takımımız topluma yön verme gibi bir kaygıyı hiçbir zaman taşımadı. D) Edebî bir eserin, kalıcılık dağının doruklarına bayrak dikebilmesi için türü oldukça önemlidir. E) Kimi yazarlar, bazı edebî türleri sıklıkla tercih ettikleri için oldukça geniş bir okur yelpazesine sahip olur.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "bir" sözcüğü belgisiz sifat olarak kullanılmıştır? A) Yaşlı ayakkabıcı sabaha kadar bir çift ayakkabı yapabil- mişti. B) Şiirden bir kelime bile çıkarılamaz. C) Listede bir kişilik boş yer var dendi. D) Bir ilkbahar sabahı güneşle uyandın mı hiç? E) Oyunun başlangıcında size bir tane harf verilecek. 117

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde unvan sıfatı kullanıl- mamıştır? A) Yirmisekiz Mehmet Çelebi'nin yazdığı Paris Sefaretna- mesi önemli bir eserdir. B) Gazi Mustafa Kemal, mareşal rütbesini almıştır. C) Doktor Ayça Hanım'dan yarın için randevu almak istiyo- ruz. D) Mühendis olan oğluyla her yerde övünürdü. E) Mehmet Bey'le iki yıl aynı yerde çalışmıştık.

ananın) yerini lü kurallarına şekli vardır: enimki aran ek. mış daha. e kaldı 2. Sana öyle bir saray yaptırmak isterim ki Bu sarayın içinde her şey güzel, temizdir Burda yalnız biz varız, ne inler ne de cinler Hiç sonu gelmeyecek bir ömür geçirelim I. Şahıs zamiri II. Dönüşlülük zamiri III. Soru zamiri Bu dörtlükte numaralanmış zamir türlerinden hangileri vardır? A) Yalnız I D) II ve III B) Yalnız II E) I, II ve III. bu gezegende hayat var... ve III 5.