Anı Türü Soruları

Gönlüm ne dertlidir ne de bahtiyar; Ne kendisine yâr ne kimseye yar, Bir rüya uğrunda ben diyâr diyâr, Gölgemin peşinden yürür giderim... Bu dörtlükte aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Uzaklaşma durumu eki C) Yaklaşma durumu eki E) Belirtme durumu eki 5 B) lyelik eki D) Kişi eki

TESTİ ına işaretleyiniz. A 3. Yüzümü kesen bu şiddetli soğuğa hiç aldırış etmeden cad- deyi kesen sokağın sonuna değin yürüdüm. Nihayet anah- tarci dükkânına varabildim. Anahtarcı eski bir dostum. Hani derler ya "her şeyin yenisi, dostun eskisi" bizimki de öyle. Buraya her geldiğimde bu kadim dostum işini kesip benimle ilgilenmeye, derdimle dertlenmeye koyulur, ben de-açıldıkça açılırım ona. Ara sıra uğradığım bu gizemli dükkânda bir soluk almak, bir bardak çay içmek dahi içimdeki harareti kesmeye yetiyor. Bu parçada "kesmek” sözcüğü aşağıdaki anlamlardan hangisine karşılık gelecek şekilde kullanılmamıştır? A) Azaltmak, güçleştirmek B) Ara vermek C) Son vermek, gidermek D) Bölmek, ayırmak E) Büzgâr vb. çok etkili olmak 4. Duvar resmi, resim sanatının gelişim sürecini derinden (en W intir Tuyal resmi ya da taşına-

in 14. Yeni mektup aldım gül yüzlü yârdan Gözletme yollar el deyi yazmış Sivralan köyunda bizim diyârdan Dağlar mor menevşe gül deyi yazmış Bu dörtlüğün uyak düzeni ve şiir türü aşağıda- kilerin hangisinde doğru verilmiştir? A) Capraz uyak - lirik şiir b B) Koşma tipi uyak-pastoral şiir C) Sarmaluyak didaktik şiir D) Çapraz uyak-pastoral şiir E), Düz uyak-lirik şiir 15. Aruz ölçüsünde kalıp geroni Ber Bu tilm

na n. bu ISI ibi 11. SINIF SAYISAL TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde diğerlerinden farklı bir öge vurgulanmıştır? A) Edebiyat içi oyunları, metinler arası göndermeleri, yazarın kurduğu alt metin ilişkilerini görmez. B) Izleyiciler, sinema salonundaki koltuklara oturdukları anda başlayan reklamları izlemeyi sevmezler. C) Romanlarındaki akıcı üslupla ün salmış birçok yazar, eserlerindeki sözcükleri ustalıkla kullanmayı başarıyor. D) Günümüzde birçok anne ve babanin, çocuklarını avutmak için "çocuk kanallarını televizyondaki kanal listesinin başına eklediği biliniyor. E) Tam tahıllı yiyecekler, insanların kalp-damar sorunları yaşama riskini artırmaktadır. 16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde nesne, hem tamla- yanı hem tamlananı sifat almış bir ad tamlamasından oluşmaktadır? A) Akşam güneşinin bahçemize vuran büyüleyici görüntü- sünü hepimiz hayranlıkla seyrederdik. B) Yazarın ilk hikâyesi "Ipek Mendil", daha sonra yazacağı öykülerin sağlam alt yapısını oluşturmuştur. C) Hayatı boyunca aldığı her kararın arkasında sağlam bir şekilde durmayı hep başarmıştır. D) Eline aldığı bu kitabı da büyük bir iştahla kısa zamand bitiriverdi. E) Ince ve özlü mesajlarını karşısındakine ulaştırırken bir söz ustası olan babasının sözcüklerini kullanırdı. 6. FÖY 17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yan cümlecik, "zarf tümleci görevinde kullanılmıştır? 6 A) Buradan biraz daha ileriye gidilmesi halinde sıcaklığın canlı yaşamına elverişli hale geldiği kanıtlanmıştır. B) Bu karda kışta üşütmemek için giydiği kırmızı yün at- kıyı boynundan çıkanıp askıya asti. C) Yüksek güvenlikle donatılmış sitelerde yaşanan bir- çok zorluk olduğu da tartışma götürmez. D) Kalp krizi geçirdiği için hastaneye kaldırılan yazar, gü- cünü topladıktan sonra yazmaya devam edeceğini açıkladı. E) Türk tiyatrosunun en büyük isimlerinden olan sanat- çımızı, yetmiş dört yaşında kaybettik. KAZANIM TARAMA FÖYÜ

13. Benzetme, zayıf olan bir varlığın güçlü olan bir varlığa herhangi bir yönüyle benzetilmesidir. Bu sanat anlatıma kuvvet katmak ya da anlatılan özelliğin daha fazla olduğunu belirtmek için kullanılır. Benzetmenin dört temel ögesi vardır; ben- zeyen, benzetilen, benzetme yönü, benzetme edati. Bu ateş gibi aşk yıllarca sürecek. -Benzetme yönü Benzeyen (Zayıf) -Benzetme edati Kendisine benzetilen (Kuvvetli) Buna göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde benzetme diğerlerinden farklı yapılmıştır? A) Ah bu türküler, köy türküleri/ Ana sütü gibi candan / Ana sütü gibi temiz. B) Gül tenli sevdiğim niçin beni sevmedin? C) Selviler içinde bir alevdir Emir Sultan. D) Sürüklenen bir kuş ölüsüdür zaman. 8. SI

ik 7- çi n J 10. Bir gece, saat üçe veya dörde gelirken uyumak üzer Kapı vuruldu. Büyük bir hayretle yatağın içinde otur sordum: Kim o? Oda hizmetçimin sesi geldi: - Sizi istiyorlar. Kapıyı açtım ve sendeleyen gölgesiyle hâlâ uykusuy cadele ettiğini gördüğüm hizmetçiye sordum: - Kim istiyor? Bilmem. Bir adam aşağıda. 1 1 - Nasıl adam? - Bir adam... Öyle... Uşak gibi adam. Bu parçanın dil ve anlatım özellikleri ile ilgili aşağ lerden hangisi söylenemez? A Geriye dönüş tekniğinden yararlanılmıştır. Bİç monologla anlatıma canlılık kazandırılmıştır. L) Anlatım kahramanın bakış açısıyla yapılmıştır. LO Diyalog tekniğinden yararlanılmıştır. E) Birinci kişili anlatıma yer verilmiştir. 6. Cok yorgundu. Günlerdir küre IV) bulacağı adayı biliyor, ka aşıyor, sisler içinde gözüken duruyor, sonra da kayığı her adamı öldürürse onu (VIII) k kayık ne de bir gemiyle. Or kıyıda buldu. Kıyı alabildiğ ötesinde kayaların üstünd yara dayadı, yarın üstünd taze suyla doldurdu kayı serdi. O başını heybesir vileyerek denizin üstüne Etkin Aşağıda yanlış c a. I.si durum anla

1. John Ruskin'e göre tüm binalar analiz edebileceğimiz, değerlendirebilip yorumlayabileceğimiz, birtakım kavramları içinde barındırır. Binalar demokrasiyi ya da aristokrasiyi anlatır; açık yüreklilik ya da kibirden, dostluktan ya da saldırganlıktan söz eder, geleceğe duyulan ya da geçmişe duyulan - dile getirir. Her tasarım belli bir ruh durumunu ve ahlak anlayışını yansıtır. 111= Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin hangisinde verilenler sırasıyla getirilmelidir? A) nefreti - korkuyu B) umudu - özlemi C) korkuyu - beklentiyi D) endişeyi - kaygıyı E) sevgiyi - kararsızlığı

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "-cik, -cık" eki, eklendiği ada küçümseme anlamı katmıştır? A) kutucuğa da eski fotoğrafları koysak nasıl olur? B) Babacığımı ne kadar özledim, sana anla- tamam! Zavallı kedicik, üşüdüğü için paspasın al- tına girmiş. 6) Senin yazdığın şiir değil, olsa olsa şiirciktir. Sınırdaki Mehmetçiklere güven, onlar mutlu edecektir.

18. Anlatmaya bağlı edebî metinler 1 Halk hikâyesi Fabl A) Mesnevi B) Orta oyunu C) Sohbet D Manzum hikâye || E Fıkra Trajedi Meddah Bu tabloda boş bırakılan yerlere, sırasıyla aşağıdaki- lerin hangisinde verilenler getirilmelidir? Dram Kişisel hayatı konu alan metinler 11 Olay çevresinde oluşan metinler Göstermeye bağlı metinler Gazete çevresinde oluşan metinler Günlük Göstermeye bağlı metinler Mektup Deneme Otobiyografi Ani Gezi yazısı Coşku ve heyecana Röportaj bağlı metinler

1 Sur. ? A K hrakia na hiç etmiştir, veriş madıkları ma enzer ve kerlerdi lığını ve 2022-TYT/TÜRKÇE 31. Tarihin bilim mi yoksa sanat mi olduğu yüzyıldır tartışıldı. hâlâ da tartışılıyor. Aslında bu tartışma tam da "tarih"in "üniversite"de kürsüleşmesi serüveninin bir parçası olarak doğdu. Malumunuz, "akademi" öteden beri tarihin bilim olduğunu iddia ediyordu. Buna ilişkin pozitivizmden mülhem bir metodoloji geliştirdi. Olgusallığı ve nesnelliği, dolayısıyla resmî belgeleri ve filolojik incelemeyi ön plana çıkardı. Daha öncesinde tarih, edebiyat içinde anılan bir alandı. Sanata daha yakın görünüyordu. Zira tarih, her ne kadar bilimsel yöntemleri uyguladığını iddia etse de elde edilen verilerin yazılması, yani metinleştirilmesi kaçınılmaz olarak 'bir anlatı inşa edilmesi'ni gerektiriyordu. İnşa, yani bir tür "sınırlı kurgu". Bu da edebiyatla bağını koparamadığı anlamına geliyordu. Üstelik bu "inşa'yı nasıl yapması gerektiğini kendisine dikte edenler vardı. Bu nedenle de aynı olay yazana göre farklı biçimde inşa edilip kurgulandığı hâlde hepsinin 'bilimsel' olduğu söyleniyordu. Bu da bize tarihin, çok eski zamanlardan beri ereksel (amaçlı) biçimde yazıldığını gösterdi. Bu parçada "tarih'le ilgili görüşlerini açıklayan kişiden aşağıdakilerin hangisini söylemesi beklenmez? (A) Tarihi kazananlar yazdığı sürece nesnellikten söz edemeyiz. B) Gerçek, çoğu zaman tarih kitaplarında anlatılandan bir miktar farklıdır. LC) Tarih kitaplarına bakarak gerçeğin ancak soluk bir izini öğrenebiliriz. La Tarih, sıkıcı bir alan haline getiren, hayal gücünün eksikliğidir. Tarihçi, iktidarın isteğinden bağımsızlaşmadıkça bilim insanı olamayacaktır. B 32. Röportör: + B - Son yıllarda şiir al nasıl değerlendiriyor Şair: - Şair zaten ödüllü tartışmaya sebep o olduğundan tutun d verilmediye kadar. bana kalırsa. Röportör: Ama ödüllerin şa bir gerçek, bunu re Şair: - Evet, bu doğru c sürece hiçbir ödül yazdıklarınız iyiys Aşağıdakilerden açısıyla örtüşme Seçici kurulu adil biçimde gelişiminde B Son yıllarda şiirimizin için Giyi bir şair o çalışmanız almak, anla sizin işiniz Her genç s şiirinin bir c ödülde küç önemli ma E) Edebiyat c gelişmez, sessiz sec bir hadise

11. Sofistlere göre insan bilgisi duyusal algılara dayanır bu nedenle bilgi, bilgi edinen insana ve onun içinde bulundu- ğu koşullara göre değişir. Örneğin suya batırılan çubuk düz olduğu hâlde kırık görünür. Bilginin duyusal algılara dayanması, bilginin hatalı olmasına neden olur. Dolayısıy- la herkes için geçerli olan kesin bir bilgi yoktur. Çünkü bilgi, kişiden kişiye değişen göreceli bir niteliğe sahiptir. Buna göre sofistler aşağıdakilerden hangisini vurgu- lamıştır? A) Varlık sürekli değiştiği için onun doğru bilgisi olamaz. B) Varlığı olduğu gibi bilmek mümkün değildir. C) İnsanın bilgi kaynakları sınırlıdır. D) Bilgi, duyulara dayalı olarak gerçekleşir. E) Bilginin doğru oluşunun bir ölçütü yoktur.

12. Dört kişilik bir çiftçi grubu, tabloda verilen yaz ve kış döneminde sebzelerini belirli bir sırayla dönüşümlü olarak eke- cektir. Bununla ilgili şunlar bilinmektedir. Yaz ve kış sebzelerinin dönüşüm sırası farklıdır. Çiftçiler her dönemde (yaz ve kış) bir sebze ekeceklerdir. • Bir çiftçinin yaz döneminde ektiği ürününün aynısını, her seferinde aynı çiftçi arkadaşı ekecektir. • Bir çiftçinin kış döneminde ektiği ürünün aynısını, her seferinde aynı çiftçi arkadaşı ekecektir. Kişilerin ektikleri dönemlik sebzelerin ilk iki yılı şu şekildedir: Birinci Yıl Ahmet Serkan Fatih Kemal Yaz Salatalık Patlican Sivri Biber Domates Bu bilgilere göre aşağıdakilerin hangisinde çiftçinin üçüncü yılda ektiği ürün doğru verilmiştir? Yaz Sivri Biber Domates Patlıcan Salatalık A) Fatih - Kış döneminde havuç C) Serkan - Yaz döneminde salatalık İkinci Yıl Kış Turp Lahana Patates Havuç Kış Lahana Turp Havuç Patates B) Kemal - Yaz döneminde patlıcan D) Ahmet - Kış döneminde patates SÖZEL BÖLÜM

atraeni Agüx (0 NOV 7. Nihayet iş anlaşıldı. Yeğenim ertesi gün Kâğıthane'ye gitmeye niyet etmiş. Yeni potinlere ayaklarını sığdırmak, kanı aşağı vermek hülyasıyla ayaklarını havaya kaldır- mış. Yumuşasın, parlasın diye yüzüne, ellerine krem sürmüş...Bıyıklarını dik durdurmak için bir cendere ile sarmış. Ve bu azap ve eziyet içinde uykuya dalmış. Ahmet Hikmet Müftüoğlu'nun Yeğenim adlı hikâye- sinden alınan bu parça ile ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisi söylenemez? A) Kahraman bakış açısıyla yazılmıştır. ver B) "Kâğıthane", "cendere" gibi sözcükler dönemin zih- niyetiyle ilgili ipuçları vermektedir. C) Kişinin içinde bulunduğu durum anlatılmaya çalı- şılmış. D) Öyküleyici anlatım tekniği kullanılmıştır. loet ROOPE in E) Kişinin neler yaptığı devinim hâlinde sıralanmıştır. anno inim YAYIN DENİZİ

1 TYT / TÜRKÇE 21. Türk kültür hayatının vazgeçilmez yapı taşlarından olan ata- sözlerimiz, günlük hayatımızda bizim için kimi zaman sözü- müzü daha da güçlü kılmak, kimi zaman da düşüncelerimize delil bulmak için kullandığımız âdeta kısa yol tuşu gibidir. Bir işin yabancısı olan, bir işe alışmamış, beceriksiz ya da anla- yışsız kişi, kendisinden beklenen işi eksik yapar ve istenildi- ği gibi yerine getiremez ise bu kadar uzun cümle kurmaz "--- -" deriz. Bir işte kişileri aynı çabayı gösterseler, aynı emeği verseler de biri diğerinden daha az kazanabileceğinde "----" denir. dediğimizde olgun kimselerin bir olay karşısın- da hemen öfkelenip telaşlanmadığını söylemek isteriz. Emek ve çaba sarf etmeden bir şey elde edilemeyeceğini "____" ile anlatırız. Bu parçada boş bırakılan yerlerden herhangi birine aşağı- daki atasözlerinden hangisi getirilemez? A Lokma çiğnenmeden yutulmaz. Akarsu, çukurunu kendi kazar. to Her kaşığın kısmeti bir olmaz. D) Acemi katır kapı önünde yük indirir. E) Ağır kazan geç kaynar.

35. Bir şeyleri kurcalamak, sahte görüntülerin gerisindeki per- deyi aralamak sanatın doğasında vardır. Bu nedenle sanatçının dili sivridir. Ancak sanatçı, sivri dilini birilerini gücendirmek, zihinleri bulandırmak için kullanırsa onun plağan bir anlatıcıdan ne farkı kalır? Onun için sanatçı, her şeyi tatlı yanlarıyla birlikte, daha doğrusu acıyla tatlıyı uygun bir sanat diline bandirarak anlatandır. Böyle olmaz- sa sanat dilini, bilim ve siyaset dilinden ayıramayız; bu da sanatın ve sanatçının işlevini ortadan kaldırır. Bu parçada, sanatçıyla ilgili olarak aşağıdakilerin han- gisine değinilmemiştir? A) Gerçeği çok yönlü yansıttığına B) Nasıl bir sorumluluk üstlendiğine + C) Topluma umut aşılaması gerektiğine D) Üslubunun taşıması gereken özelliğe + E) Bilim insanı ve siyasetçiden farklı bir dili olmasının zorunluluğuna + YKS Deneme Sınavı

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde edat öbeği, ek eylem alarak yüklem olmuştur? AY A) Canım kardeşim, bu işin sana göresi, bana göresi yoktur. By Bizim takım gibisini hiçbir zaman, hiçbir yerde görme- C/Bu dünyada görebileceğin en güzel şey, asıl seni göre- bilmendir. D) Üç yıl emek verip de kaleme aldığı romanın satışı maa- lesef, bin kadardır. E) Kendimi bildim bilell o adam hep yoksul ve hep yalnızdır. yanızdır 7