Gezi Yazısı Soruları

7. Verir zavallı memleket, verir ne varsa; mâlini, Vücudunu, hayâtını, ümidini, hayâlini Bütün ferâğ-ı halini, olanca şevk-i bâlini. Hemen yutun, düşünmeyin harâmını, helâlini... Yiyin, efendiler yiyin; bu hân-ı iştihâ sizin; Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin! Tevfik Fikret'in Han-ı Yağma şiirinden alınan bu dizelerin konusuna göre şiir türünün divan ede- biyatındaki karşılığı aşağıdakilerden hangisidir? A) Satirik B) Hicviye d) Taşlama E) Didaktik D) Yergi

2. Günümüzde mektup yazmanın yerini, birkaç cümleyle yapılabilen telefon konuşması veya bir ileti almıştır. Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Fiilimsi eki almış sözcük B) Olumsuzluk eki almış sözcük Birleşik sözcük D) İyelik eki almış sözcük Eksiz sözcük

13. Küçüklüğümden beri içimde durduramadı- ğım bir merak duygusu beni şimdi bulun- duğum Midyat'taki Mor Gabriel Kilisesi'ne getirdi. Meşe ağaçlarıyla kaplı yüksekçe te- pede bulunan bu tarihî yapıyı ilk gördüğüm- de yanımda bulunan arkadaşımın kolundan sıkıca tutmuştum. 5. yüzyıldan kalma yapı- da taş işçiliğinin en güzel örneklerini gördü- ğümde hayrete düşmüştüm. Bu metnin türü aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Ani C) Tiyatro B) Hikâye Ge Gezi yazısı isemyayincilik www.isemkitap.com 15. N is a A

19. Divan şiirinin önemli temsilcilerinden Nedim, mekân tasvirlerinde çizdiği tablolarda ve İstanbul hayatını sunduğu kesitlerde daha çok günlük konuşma di- linde yerleşmiş anlatım biçimlerinden, kalıplaşmış unsurlardan yararlanır. O, konuşulan dilden yararla- nırken argonun tuzağına düşmez. Günlük dilde sık karşılaştığımız kalıplaşmış unsurları konuşma eda- si içinde kullanır. Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki altı çizili cümleyi temsil eden bir örnek olamaz? A) Sidk-ı niyyetle duamız budur Allah âlim B) Şarabın üstüne hürmet biraz da hile katar C) Gel ey nesim-i sabâ hattı-ı yârdan ne haber D) Bir çeşmi var ki bir nice yüz bin lisan bilir E) Demişsin yok demezdim bade-i şîrin-güvâr ol- 1920 sa 21.

kişi rum yer olu çü er- vil- bir en at, si E) Gerçekleri daha çabuk kabul etmek 18. Sanat eserlerinin herkes tarafından anlaşılması gerek- tiğini söylemek; bir yandan her kişinin, öbür yandan da her yaratıcının aynı anlayış seviyesinde olduğunu kabul etmek olmaz mı? İnsanların yalnız düşünceleriyle değil, zevkleriyle de birbirinden ne kadar ayrıldığını; sanat kişi- liklerinin yalnız görgü ve bilgi ile değil, yaratılıştan gelen sebeplerle de oluştuğunu düşünürsek bir sanat eserinin herkes tarafından anlaşılmamasını da tabii görürüz. Bu tabiilik toplumun durumuna uygun olduğu kadar sanatın da yapısına uygundur. Herkesin dileklerini göz önünde tutan, tuttuğu için de bir sanat değeri taşıyan eser gö- rülmüş müdür? Gerçek sanat eserlerini, bir arz ve talep yasasının sonucu saymak, sanatı düpedüz bir ticaret malı hâline getirmekten başka bir şey değildir. Bu parçanın yazarının aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklenir? A) Dünya aydınlık olmasaydı sanat olmazdı. B) Sanatçının tabiatı taklitten öte bir işlevi yoktur. C) Sanat, toplumu yansıtabilen insanların işidir. D) Sanatçının herkese hitap edebilmesi olanaksızdır. E) Sanat, anlamını herkese sonuna kadar açmalıdır.

15) 1. sınırlı birkaç resimden oluşması 2 II. çocukluğumuzun, gençliğimizin duvar halılarının 1 hayal dünyasının dar sınırlarla çevrildiğini gösteriyor 5 IV. duvar halılarını üretenlerin ceylan, kahve falı bakan kadınlar, saraydan kız kaçırma gibi Yukarıdaki sözler kurallı ve anlamlı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur? A) I. 9) 11. C) III. D) IV. E) V. a 20 401-

23. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu vardır? A Son derece doğal bir beceriyle, küçük pusulalar alıyorlar ya da reddediyorlardı. B) Yazıda mükemmele ulaşabilmek için birikimle ustalığı birleştirmek gerekiyordu. C) Kurumaya yüz tutmuş otlar kavurucu sıcağı emerek etrafa koku yayıyor. D) Birkaç yazıyla üne kavuşmak isteyenlere sanatın dik yokuşunu gösteririm. Okumak hayat boyu sürmesi gereken bir alışkanlığa döndşmelidir. HYA emoci

8. Tamamen onlara karışacaktım, halktan biri olacaktım. Lakin işte görüyorum ki bir çanak suda bir damla zeytinyağı gibiyim. Ne karışıyorum ne de dibe çökebiliyorum. Bize, bunun için cemiyetin kaymağı diyorlar galiba. Bu parçada aşağıdakilerden hangisinin örneği yoktur? A) Edat B) İşaret sıfatı D) Topluluk ismi C) Bağlaç E) Belgisiz zamir

anla- inde homi du- Tol- bir- zde aç- isi V 10. Ne kadar yakından ve arada uçurum İnsanlar, evler, aramızda duvarlar gibi Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri Rastlaşmamak için elimden geleni yaparım Bu böyle pek de kolay değil gerçi Cemal Süreya Bu dizelerde aşağıdakilerin hangisi yoktur? A) Belirtme hâl ekini almış sifat-fiil B) Tamlayan eki almış isim C) Çekimli fiil D) İyelik ve hâl ekini birlikte almış isim E) Hâl eki almış adıl C

11. Başarısızlık ve felaketlere rağmen hayata karşı güvenlerini sonuna kadar saklayabilen iyimser insanlar, çok iyi bir anne tarafından büyütülmüştür. Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Yönelme durumuyla kullanılan edat B) Niteleme sıfatını derecelendiren zarf C) Yeterlilik fiilinden türemiş sifat-fiil Birleşik zamanlı türemiş fiil E) Üçüncü çoğutiyelik eki almış isim yoktur?

25. Günümüzde edebiyat kavramı şu anlamlarda kullanıl- maktadır: Düşünce, duygu, olay ve imgeleri güzel ve etkili bir biçimde anlatan söz sanatı, bu sanatın ilkele- rini, kurallarını ve bu yolda oluşturulmuş ürünleri ince- leyen bilgi dalı, bir çağda, bir dilde yaratılmış, sözlü ya da yazılı, sanat değeri taşıyan yapıtların bütünü, herhangi bir bilim dalıyla ilgili yazı ve yapıtların tümü (Türkçede bu anlamda genellikle literatür sözcüğü kullanılmaktadır). Ayrıca deyim olarak edebiyat yap- mak, bir konuda gereksiz, boş, süslü söz söylemek anlamına gelir. Bu parça ile ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi doğrudur? ¹A) İki nekta yerinde kullanılmamıştır. B) Kısa çizginin kullanımı yanlıştır. C) Bitişik yazılması gereken bir söz ayrı yazılmıştır. D) Ayraç işareti gereksiz kullanılmıştır. E) Virgüllerin kullanımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmış- tır. L 27 11

a 110 L Lâle-hadler yine gülşende neler etmediler Servi yürütmediler gonceyi söyletmediler II. Taşradan geldi çemen sahnına biçaredürür Devr-i gül sohbetine lâleyi iletmediler III. Adeti hûbların cevr ü cefâdur ammâ a X IV. Hamdülillah mey-l can-bahş ile sâkilerimüz Ab-i hayat ile Kevser suyum istetmediler V. Ey Necati yűri sabreyle elünden ne gelür Hûblar cevr ü cefayı kime öğretmediler Lâle-had: Lale gibi kırmızı yanaklı Taşra: Dışarı Sahn: Bahçe, meydan Hüb: Güzel Mey-i can-bahş: Can veren şarap Sâki: İçki dağıtan kişi Yukarıdaki şiir için aşağıdaki yargılardan hangi- sine varılamaz? A) 1. beyit matla örneğidir. B) II. beyit hüsn-i matla diye adlandırılır. C) III. beyit, şiirin musammat gazel örneği olduğu- nu kanıtlar X D) [V. hüsn-i makta, V. ise makta beyti olarak ad- landırılır. E) Türü bakımından lirik bir şiirdir. mussomat gate! ! ia kafiye ver! 3

1. 1. Aynı yüzyıllarda yaşamış olmaları Hem aruz hem hece ölçüsünü kullanmaları III. Şiirlerinde dini-tasavvufi konuları işlemeleri V. Divan edebiyatının temsilcileri olmaları V. Mesnevi türünde eser vermeleri ✓ Yukarıdaki numaralanmış yargıların hangileri Mevlânâ ve Yunus Emre'nin ortak özelliklerinden değildir? A) I ve III D) II ve IV B) III ve V E) Yalnız III C) Yalnız V

16. Her şeyde olduğu gibi geçmişten bugüne şiir anlayışında da 1 || çok büyük değişmeler olmuştur. Bir dönem uyaklı, redifli, aklın sınırlarını zorlayan, anlaşılması güç, anlam katmanları olan şiirler şiir kabul edilirken bir dönem günlük konuşma diliyle IV yazılan, yalın anlatımlı şiirler benimsenmiştir. Bu değişimi V şiirlerin içeriğinde de görmekteyiz. Yukarıda verilen parçada altı çizili sözcüklerin türleri aşağı- dakilerden hangisinde sırasıyla doğru verilmiştir? A) Belgisiz zamir - isim - zaman zarfı - sayı sıfatı - işaret zamiri B) Belgisiz sifat - belgisiz zamir - zaman zarfı - belgisiz sifat- işaret zamiri C) Belgisiz sifat - belgisiz zamir - isim - belgisiz sifat - işaret sıfatı D) Belgisiz zamir - belgisiz zamir isim - sayı sıfatı - işaret sıfatı E) İşaret sıfatı - belgisiz zamir zaman zarfı - işaret zamiri - işaret sıfatı

a ve ta- el haya- larının memiz coğ- matlar öste- ıyla "dil ey- rü 62 16. (I) Yüz oldukça karmaşık yapıdadır. (II) Anlaşılması zor üç boyutlu bir şekle, önemli derecede hareket kabiliye- tine ve tüm yüzleri oldukça benzer hâle getiren yapısal kısıtlamalara sahip olan yüzün yapısını işlemek algısal bir sistem için zordur. (III) İnsan, beynin gelişmiş yüz ta- nima sistemi sayesinde bu karmaşık algılama işlemini çok hızlı ve doğru bir şekilde zorlanmadan gerçekleş- tirebiliyor. (IV) Normal bir insan hayatı boyunca yakla- şık beş bin yüzü hatırlayıp tanıyabiliyor. (V) Bazı kişiler içinse bu süreç oldukça zorlayıcı olabildiği gibi bazı du- rumlarda neredeyse hiç çalışmıyor. Bu parçada numaralı cümlelerle ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisi söylenemez? A) I numaralı cümle, yapısına göre basittir. B) Il numaralı cümlede bağlaç bulunmaktadır. C) III numaralı cümlede zincirleme isim tamlaması var- dir. D) IV numaralı cümlede asıl sayı sıfatı vardır. E) V numaralı cümlede birden fazla belgisiz sıfat vardır. Diğer sayfaya geçiniz. 18.

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yan cümlecik özne göreviyle kullanılmıştır? A) Birkaç yıl önce, bu bölgede, sular altında kalan binlerce yıllık eserler bulundu. B) Ayakkabılarını çıkarmadan içeri giren misafirleri- ni uyarmıştı. C) Pencerenin bu bölümünde küçük bir aralık oldu- gu için içeri rüzgâr geliyor. D) Boşluğun inanılmaz uğultusunu beyninin en kü- çük hücrelerinde duyar. E) Tarlalarda bembeyaz bir denizi andıran pamuk- ların toplanmasına başlandı.