Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Görüşme BaşlatPaketleri İncele

Paragrafta Yardımcı Düşünceler Soruları

eni
atık-
bir
ların
mad-
r.
den
5.
Nermin Yıldırım'ın Misafir romanını okursanız, "dünya"
adındaki bu tımarhanede hepimizin birer misafir oldu-
ğunu anlayacaksınız. Yazar, kitabında okurlarına bir
yandan kimliklerini yeniden tanımlama arzusu yaratıyor,
bir yandan da onları başarısızlıklarıyla yüzleştirerek bir
çelişkiyi yaşatıyor. Dışarıda özgür biri gibi dolaşırken
gerçekte bir tutuklu gibi yaşayabileceğinizi gösteriyor.
Bazen de aksine bir mekânda hapisken pekâlâ mental
olarak özgür olunabileceğini de. Bu roman, okura dile-
diği gibi farklı kalabilme dayanıklılığı sağlıyor. Bir çocuk
gibi gülüp koşmayı ve "düne uzak ama yarına en yakın
olan" diye hissettirdiği o sarsılmaz ümide sahip olmayı
öğütleyerek okurlarını adeta yaşam karşısında intibak
eğitimine alıyor.
Bu parçanın son cümlesindeki altı çizili sözü anlam-
ca karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerin han-
gisinde vardır?
A) Hayatın her anı yalnızlığın, pişmanlığın, yabancılaş-
manın öyküsü olarak da adlandırılabilir.
B) Günün her saatinde aynı oran ve düzeyde iyimserlik
duygusuna sahip olmamız mümkün değildir.
C) Yazarlar, değişen dünya koşullarına uyum sağlana-
bilmesi doğrultusunda çeşitli öğütleri de içeren yazı-
lar yayımlıyor.
1
D) Yazar ile okurun eş zamanlı olarak romanda açık bı-
rakılmış pek çok kapıdan birlikte girdiği görülür.
E) Bazen normal olmadığınız için değil, herkes gibi ol-
madığınız için dünyadan kaçmak isteyebilirsiniz.
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
eni atık- bir ların mad- r. den 5. Nermin Yıldırım'ın Misafir romanını okursanız, "dünya" adındaki bu tımarhanede hepimizin birer misafir oldu- ğunu anlayacaksınız. Yazar, kitabında okurlarına bir yandan kimliklerini yeniden tanımlama arzusu yaratıyor, bir yandan da onları başarısızlıklarıyla yüzleştirerek bir çelişkiyi yaşatıyor. Dışarıda özgür biri gibi dolaşırken gerçekte bir tutuklu gibi yaşayabileceğinizi gösteriyor. Bazen de aksine bir mekânda hapisken pekâlâ mental olarak özgür olunabileceğini de. Bu roman, okura dile- diği gibi farklı kalabilme dayanıklılığı sağlıyor. Bir çocuk gibi gülüp koşmayı ve "düne uzak ama yarına en yakın olan" diye hissettirdiği o sarsılmaz ümide sahip olmayı öğütleyerek okurlarını adeta yaşam karşısında intibak eğitimine alıyor. Bu parçanın son cümlesindeki altı çizili sözü anlam- ca karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerin han- gisinde vardır? A) Hayatın her anı yalnızlığın, pişmanlığın, yabancılaş- manın öyküsü olarak da adlandırılabilir. B) Günün her saatinde aynı oran ve düzeyde iyimserlik duygusuna sahip olmamız mümkün değildir. C) Yazarlar, değişen dünya koşullarına uyum sağlana- bilmesi doğrultusunda çeşitli öğütleri de içeren yazı- lar yayımlıyor. 1 D) Yazar ile okurun eş zamanlı olarak romanda açık bı- rakılmış pek çok kapıdan birlikte girdiği görülür. E) Bazen normal olmadığınız için değil, herkes gibi ol- madığınız için dünyadan kaçmak isteyebilirsiniz. Diğer sayfaya geçiniz.
ada gaslighting ile ilgili aşağıdakilerin
eğinilmemiştir?
sikliği yaşayanlarda daha derin ha-
runları olan kişiler tarafından
an yola çıkılarak terim-
laşılan bir durum
masına ne-
"Sanrıya zorlama" şeklinde Türkçeleştirilen gasligh-
ting, bireylerin bir olayı algılamalarıyla ilgili şüphe
duymalarını amaçlayan bir manipülasyon şeklidir.
1938'de Patrick Hamilton'ın Gaslight adlı oyunun-
dan esinlenerek ortaya atılan bu terimin kullanımı,
Hamilton'ın tiyatro metninin 1940 ve 1944'te psi-
kolojik gerilim türündeki iki ayrı filme uyarlanma-
sının ardından yaygınlaştı. 1970'lere gelindiğinde
gaslighting, psikanaliz literatüründe bilimsel olarak
kavramsallaştırılmaya başlandı. Yaşanan hikâyeyi
çarpıtarak karşıdakine kendini suçlu hissettirme ve
hatalı olduğuna inandırma olarak açıklanan gasligh-
ting genellikle narsistik kişilik bozukluğu olan bireyler
tarafından uygulanır. Gaslighterin en tipik davranışı
kişiye, deneyimlemediği şeyi deneyimlediğini düşün-
dürüp onu manipüle ederek kendinden şüphe etme-
ye sürüklemektir. Mağdurunu kendi kusurlu ışığında
kör eden gaslighter; "Abartıyorsun!", "Bunda ne var y
canım?", "Buna mı kırıldın?" gibi ifadelerle kişinin ya-
şadıklarından şüphe duymasına neden olur. Algıları-
ni değersizleştirip ona kendi görüşünü dayatır. Böyle
bir muameleye uzun süre maruz kalmış kişi zamanla
çevresinden soyutlanır, öz güvenini yitirir ve gasli-
ghter onun için vazgeçilmez bir hâle gelir. Romantik
ilişkilerde fazlasıyla görülen bu davranış bozukluğu; Y
ileri aşamada kaygı bozukluğu, depresyon ve hatta
sinir krizlerine evrilebilir. Gaslightingin olumsuz etki-
lerinden kurtulabilmeleri için mağdurların profesyo- E
nel yardım almaları gerekir.
1
Y
A
V
R
G
-35. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız.
A
35. Bu parçada altı çizili sözle gaslighterin hang
davranışı vurgulanmıştır?
A) Karşısındakini, kendi gibi düşünmediği ve hisse
mediği için değersizleştirmesi
B) Karşısındakinin eylem ve takındığı tutumları si
rekli tekrar etmeye yönlendirmesi
C) Bireyin kendine has duygu ve düşüncelerin basky
la tek tipleştirmesi
B
Dy His
E Kalicr
D) Karşısındakinin algısına güvenmediği için onu
yeniden düşünmeye zorlaması
E) Bireyin düşünsel yetilerine olan güvenini sarsa
rak onda kafa karışıklığı oluşturması
36
to
bir
Foss
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
ada gaslighting ile ilgili aşağıdakilerin eğinilmemiştir? sikliği yaşayanlarda daha derin ha- runları olan kişiler tarafından an yola çıkılarak terim- laşılan bir durum masına ne- "Sanrıya zorlama" şeklinde Türkçeleştirilen gasligh- ting, bireylerin bir olayı algılamalarıyla ilgili şüphe duymalarını amaçlayan bir manipülasyon şeklidir. 1938'de Patrick Hamilton'ın Gaslight adlı oyunun- dan esinlenerek ortaya atılan bu terimin kullanımı, Hamilton'ın tiyatro metninin 1940 ve 1944'te psi- kolojik gerilim türündeki iki ayrı filme uyarlanma- sının ardından yaygınlaştı. 1970'lere gelindiğinde gaslighting, psikanaliz literatüründe bilimsel olarak kavramsallaştırılmaya başlandı. Yaşanan hikâyeyi çarpıtarak karşıdakine kendini suçlu hissettirme ve hatalı olduğuna inandırma olarak açıklanan gasligh- ting genellikle narsistik kişilik bozukluğu olan bireyler tarafından uygulanır. Gaslighterin en tipik davranışı kişiye, deneyimlemediği şeyi deneyimlediğini düşün- dürüp onu manipüle ederek kendinden şüphe etme- ye sürüklemektir. Mağdurunu kendi kusurlu ışığında kör eden gaslighter; "Abartıyorsun!", "Bunda ne var y canım?", "Buna mı kırıldın?" gibi ifadelerle kişinin ya- şadıklarından şüphe duymasına neden olur. Algıları- ni değersizleştirip ona kendi görüşünü dayatır. Böyle bir muameleye uzun süre maruz kalmış kişi zamanla çevresinden soyutlanır, öz güvenini yitirir ve gasli- ghter onun için vazgeçilmez bir hâle gelir. Romantik ilişkilerde fazlasıyla görülen bu davranış bozukluğu; Y ileri aşamada kaygı bozukluğu, depresyon ve hatta sinir krizlerine evrilebilir. Gaslightingin olumsuz etki- lerinden kurtulabilmeleri için mağdurların profesyo- E nel yardım almaları gerekir. 1 Y A V R G -35. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. A 35. Bu parçada altı çizili sözle gaslighterin hang davranışı vurgulanmıştır? A) Karşısındakini, kendi gibi düşünmediği ve hisse mediği için değersizleştirmesi B) Karşısındakinin eylem ve takındığı tutumları si rekli tekrar etmeye yönlendirmesi C) Bireyin kendine has duygu ve düşüncelerin basky la tek tipleştirmesi B Dy His E Kalicr D) Karşısındakinin algısına güvenmediği için onu yeniden düşünmeye zorlaması E) Bireyin düşünsel yetilerine olan güvenini sarsa rak onda kafa karışıklığı oluşturması 36 to bir Foss
13. Çalışmalarımda adını, fikirlerini ve eserlerini
sıklıkla kullandığım M. Fuat Köprülü, hayran-
lık uyandıracak denli yetenekli bir bilim insanı
olmasının yanında, kendi çağında edebî üslup
açısından da zirveye ulaşmış bir isimdir. Türk
edebiyat tarihinin taksiminde gösterdiği üstün
çaba ve bitmek tükenmek bilmeyen araştırma
azmi bugün dahi aşılamamıştır. Mevlana ve
Yunus üzerine yaptığı çalışma ile İstanbul Üni-
versitesine hoca olarak kabul edilen Köprülü,
ilerleyen yıllarda bugün adını bildiğimiz birçok
saz şairinin adının gün yüzüne çıkmasına ara-
cılık etmiştir. Araştırmalarını daha çok edebi-
yat tarihi alanında yoğunlaştıran Köprülü, gü-
nümüz modern edebiyat araştırmacılarına il-
ham kaynağı olmaya ve hâlâ onlara kılavuzluk
etmeye devam etmektedir.
Bu parçada Fuat Köprülü ile ilgili olarak
1. Bilimsel yapıtların yanında edebî zevke hi-
tap edebilen farklı türlerde eserler vermiş-
tir.
II. Türk edebiyat tarihini devirlere ayırmış
azimli bir bilim insanıdır.
III. Türk tekke edebiyatı ve âşık edebiyatı ala-
nında çalışmaları mevcuttur.
IV. Günümüz genç araştırmacıları onun eser-
lerini referans olarak kullanmaktadır.
V. Yazdığı eserlerin hacmi bugün dahi aşıla-
mamıştır, benzer çalışmalar yapılamamış-
tır.
yargılarından hangilerine ulaşılamaz?
A) I ve
B) Ive V
D) III e V
E) II ve IV
C) ve V
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
13. Çalışmalarımda adını, fikirlerini ve eserlerini sıklıkla kullandığım M. Fuat Köprülü, hayran- lık uyandıracak denli yetenekli bir bilim insanı olmasının yanında, kendi çağında edebî üslup açısından da zirveye ulaşmış bir isimdir. Türk edebiyat tarihinin taksiminde gösterdiği üstün çaba ve bitmek tükenmek bilmeyen araştırma azmi bugün dahi aşılamamıştır. Mevlana ve Yunus üzerine yaptığı çalışma ile İstanbul Üni- versitesine hoca olarak kabul edilen Köprülü, ilerleyen yıllarda bugün adını bildiğimiz birçok saz şairinin adının gün yüzüne çıkmasına ara- cılık etmiştir. Araştırmalarını daha çok edebi- yat tarihi alanında yoğunlaştıran Köprülü, gü- nümüz modern edebiyat araştırmacılarına il- ham kaynağı olmaya ve hâlâ onlara kılavuzluk etmeye devam etmektedir. Bu parçada Fuat Köprülü ile ilgili olarak 1. Bilimsel yapıtların yanında edebî zevke hi- tap edebilen farklı türlerde eserler vermiş- tir. II. Türk edebiyat tarihini devirlere ayırmış azimli bir bilim insanıdır. III. Türk tekke edebiyatı ve âşık edebiyatı ala- nında çalışmaları mevcuttur. IV. Günümüz genç araştırmacıları onun eser- lerini referans olarak kullanmaktadır. V. Yazdığı eserlerin hacmi bugün dahi aşıla- mamıştır, benzer çalışmalar yapılamamış- tır. yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A) I ve B) Ive V D) III e V E) II ve IV C) ve V
DOH
4. Faydacılık, sonuççu etik kuramının en
çok bilinen türüdür. (1) Onun en tanınmış
savunucuları J. Bentham ve J. Stuart
Mill'dir. (II) Bu kişiler faydacılığı insani
tüm eylemlerin en nihai amacının mut-
Nuluk olduğu varsayımına dayandırırlar.
(III) Böyle bir bakış açısı hedonizm (haz-
cılık) olarak da bilinir. (IV) Faydacılığın di-
ğer etik yaklaşımların bazılarına kıyasla
avantajlarından biri onun ahlakın soruş-
turma alanına ilişkin, hayvanları da dâhil
ederek açık bir yöntem sunabiliyor olma-
sidu. (V) Hayvanların da acı çekebildikle-
ri ve haz duyabildiklerinin kabul edilmesi
şartıyla onların esenliğinin de faydacı he-
saba dâhil edilmesi olası hâle gelir.
Bu parça iki paragrafa ayrılmak iste-
nirse ikinci paragraf numaralanmış
cümlelerin hangisiyle başlar?
A) I B) II C) III
D) IV
E) V
SOYUT PARAGRAF SORU BANKASI
23
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
DOH 4. Faydacılık, sonuççu etik kuramının en çok bilinen türüdür. (1) Onun en tanınmış savunucuları J. Bentham ve J. Stuart Mill'dir. (II) Bu kişiler faydacılığı insani tüm eylemlerin en nihai amacının mut- Nuluk olduğu varsayımına dayandırırlar. (III) Böyle bir bakış açısı hedonizm (haz- cılık) olarak da bilinir. (IV) Faydacılığın di- ğer etik yaklaşımların bazılarına kıyasla avantajlarından biri onun ahlakın soruş- turma alanına ilişkin, hayvanları da dâhil ederek açık bir yöntem sunabiliyor olma- sidu. (V) Hayvanların da acı çekebildikle- ri ve haz duyabildiklerinin kabul edilmesi şartıyla onların esenliğinin de faydacı he- saba dâhil edilmesi olası hâle gelir. Bu parça iki paragrafa ayrılmak iste- nirse ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) I B) II C) III D) IV E) V SOYUT PARAGRAF SORU BANKASI 23
olma
17. "Economist Intelligence Unit'in araştırmalarına göre
İsviçre suç seviyesi, çalışma koşulları, refah seviyesi
ve insanların mutluluğu gibi kriterlere bakılarak ya-
şanılacak "en" iyi ülke seçildi. Ayrıca dünyada "tam
demokrasi" ile yönetilen tek ülke Ülkede uygulanan
demokrasiye göre vatandaşlar, Parlamento tarafın-
dan kabul edilen ve yasalaştırılan kararlara itiraz
etme hakkına sahip. Bu yönetim biçiminin özelliği
olarak ülkede devlet başkanı bulunmuyor. Kararlar
yedi kişilik bir meclis tarafından alınıyor. Çoğu kişi
İsviçre'nin başkentini Cenevre ya da Zürih olarak dü-
şünür ama ikisi de değil. İsviçre Anayasası'na uygun
olmadığı için ülkenin başkenti de yok. Bern ise fil
başkent olarak kabul ediliyor.
Bu parçada İsviçre hakkında anlatılanlar arasın-
da aşağıdakilerden hangisine yer verilmemiştir?
A) Birçok ölçüte göre yaşanacak en iyi ülke seçildi-
ğine
BY Vatandaşların meclis kararlarına itiraz edebildiğine
C) Bazı kentlerin dönüşümlü olarak başkentlik yap-
tığına
DY Devlet başkanının görevlerini meclisin yerine
getirdiğine
EXYasa gereği resmi başkentinin bulunmadığına
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
olma 17. "Economist Intelligence Unit'in araştırmalarına göre İsviçre suç seviyesi, çalışma koşulları, refah seviyesi ve insanların mutluluğu gibi kriterlere bakılarak ya- şanılacak "en" iyi ülke seçildi. Ayrıca dünyada "tam demokrasi" ile yönetilen tek ülke Ülkede uygulanan demokrasiye göre vatandaşlar, Parlamento tarafın- dan kabul edilen ve yasalaştırılan kararlara itiraz etme hakkına sahip. Bu yönetim biçiminin özelliği olarak ülkede devlet başkanı bulunmuyor. Kararlar yedi kişilik bir meclis tarafından alınıyor. Çoğu kişi İsviçre'nin başkentini Cenevre ya da Zürih olarak dü- şünür ama ikisi de değil. İsviçre Anayasası'na uygun olmadığı için ülkenin başkenti de yok. Bern ise fil başkent olarak kabul ediliyor. Bu parçada İsviçre hakkında anlatılanlar arasın- da aşağıdakilerden hangisine yer verilmemiştir? A) Birçok ölçüte göre yaşanacak en iyi ülke seçildi- ğine BY Vatandaşların meclis kararlarına itiraz edebildiğine C) Bazı kentlerin dönüşümlü olarak başkentlik yap- tığına DY Devlet başkanının görevlerini meclisin yerine getirdiğine EXYasa gereği resmi başkentinin bulunmadığına
TÜRKÇE TYT
11. Dinamik bir karakter, genellikle unutulmaz bir karakterdir.
Bu karakterler bazı özellikleriyle okuyucunun hayal gücünü
ve duygularını etkiler. Yaşadıkları olaylar nedeniyle dinamik
bir karakter, genellikle öykünün sonuna kadar evrilir;
başkalaşır. Bu karakterler birçok duyguya sahiptir. içeride
bir sorunla mücadele eder ya da kişilerin farklı taraflarını
ifade eder. Genellikle tek boyutlu olmadıklarından
kompleks bir yapıya sahiptir. Dinamik karakterler, daha
gerçekçi olma eğilimindedir çünkü gerçek kişilerin
kişiliklerinde bulunan özellikleri yansıtır. Dinamik bir
karakterin de kahraman olması gerekmez; dinamik bir
karakter iyi ya da kötü adam olabilir veya başka bir rolde
olabilir. Derinlik yaratan kişilikleri olduğu sürece dinamik
olarak kabul edilir.
Buna göre aşağıdakilerden hangisi dinamik
karakterlerin bir özelliği değildir?
A) Değişime açık olma
B) Barmaşık bir yapı barındırma
C) Gerçek yaşamda karşılığı olma
D) Çok yönlü kişilik özellikleri taşıma
E) Eserin genelinde ön plana çıkma
✓
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
TÜRKÇE TYT 11. Dinamik bir karakter, genellikle unutulmaz bir karakterdir. Bu karakterler bazı özellikleriyle okuyucunun hayal gücünü ve duygularını etkiler. Yaşadıkları olaylar nedeniyle dinamik bir karakter, genellikle öykünün sonuna kadar evrilir; başkalaşır. Bu karakterler birçok duyguya sahiptir. içeride bir sorunla mücadele eder ya da kişilerin farklı taraflarını ifade eder. Genellikle tek boyutlu olmadıklarından kompleks bir yapıya sahiptir. Dinamik karakterler, daha gerçekçi olma eğilimindedir çünkü gerçek kişilerin kişiliklerinde bulunan özellikleri yansıtır. Dinamik bir karakterin de kahraman olması gerekmez; dinamik bir karakter iyi ya da kötü adam olabilir veya başka bir rolde olabilir. Derinlik yaratan kişilikleri olduğu sürece dinamik olarak kabul edilir. Buna göre aşağıdakilerden hangisi dinamik karakterlerin bir özelliği değildir? A) Değişime açık olma B) Barmaşık bir yapı barındırma C) Gerçek yaşamda karşılığı olma D) Çok yönlü kişilik özellikleri taşıma E) Eserin genelinde ön plana çıkma ✓
Çay geldi, hocam bir yudum aldı. Dalıp gittiği bilin-
mezlikten geri döndü önceleri yüzü renkten renge,
şekilden şekle giriyordu ama sonra canlandı, duruldu
adeta. Saza devam işareti verdi. Saza selam verdi as-
linda. Türkü ödevini yerine getirmişti. Alacağını almış,
anlayacağını anlamıştı hocam. İnsanın içinde kurulu-
yordu dünya. Zulüm, insanın içindeydi, dağlar, insanın
içinde... Dünya içimizde karmakarışık oluyor, sonra
duruluyordu. Gurbet mesafeler değil insanın özünden
uzaklaşmışlığı, özünden dönmüşlüğüydü. Gurbette
yaşamamız da memleketimizden uzakta olmamız
değil ekinsel değerlerimizden kopukluğumuzdandı.
Sahte bir hayatı yaşıyorduk, sahte bir kimlik taşıyor-
duk. "Oysa dünyada her gölgenin sahibi var, özü yok."
sözüne muhatap olur gibiydik şairin. Başıboş bırakıla-
cağımızı zannetmiş, tamamen şuurumuzu kaybetmiş,
şuursuzlaşmıştık adeta. Yalnız ve sahipsiz, ağam ey,
şahım ey, eyvaah ey'dik.
Bu parçada iletilmek istenen aşağıdakilerden han-
gisidir?
A) Müzik, insanı çok farklı alemlere götürür.
B) Asıl gurbet, insanın özüne, kültürüne yabancılaş-
masıdır.
C) Gerçek dünya insanın içindedir, dış dünya onun
bir tasavvuru, yansımasıdır.
D) Çoğumuzun taşıdığı kimlik yani kişilik sahtedir.
E) İnsan, dünyada yalnız ve sahipsiz bir varlıktır.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
Çay geldi, hocam bir yudum aldı. Dalıp gittiği bilin- mezlikten geri döndü önceleri yüzü renkten renge, şekilden şekle giriyordu ama sonra canlandı, duruldu adeta. Saza devam işareti verdi. Saza selam verdi as- linda. Türkü ödevini yerine getirmişti. Alacağını almış, anlayacağını anlamıştı hocam. İnsanın içinde kurulu- yordu dünya. Zulüm, insanın içindeydi, dağlar, insanın içinde... Dünya içimizde karmakarışık oluyor, sonra duruluyordu. Gurbet mesafeler değil insanın özünden uzaklaşmışlığı, özünden dönmüşlüğüydü. Gurbette yaşamamız da memleketimizden uzakta olmamız değil ekinsel değerlerimizden kopukluğumuzdandı. Sahte bir hayatı yaşıyorduk, sahte bir kimlik taşıyor- duk. "Oysa dünyada her gölgenin sahibi var, özü yok." sözüne muhatap olur gibiydik şairin. Başıboş bırakıla- cağımızı zannetmiş, tamamen şuurumuzu kaybetmiş, şuursuzlaşmıştık adeta. Yalnız ve sahipsiz, ağam ey, şahım ey, eyvaah ey'dik. Bu parçada iletilmek istenen aşağıdakilerden han- gisidir? A) Müzik, insanı çok farklı alemlere götürür. B) Asıl gurbet, insanın özüne, kültürüne yabancılaş- masıdır. C) Gerçek dünya insanın içindedir, dış dünya onun bir tasavvuru, yansımasıdır. D) Çoğumuzun taşıdığı kimlik yani kişilik sahtedir. E) İnsan, dünyada yalnız ve sahipsiz bir varlıktır.
Soru Bankası
e
n
a
11
►/benimhocam
/benimhocam TEST 24
6. Gerici dediğimiz zümreler, çeşitli sebeplerle toplumsal değişime
ve gelişime karşı gelen kimselerdir. Her toplumda olduğu gibi
bizim toplumumuzda da değişime karşı genel bir direnme vardır.
Bunun, mutlaka insanların eski düzende belirli çıkarları olma-
sından ileri gelmesi şart değildir. Alışkanlıklar, insanları her yeni
şeye karşı yabanileştirir. Bu, her yerde böyledir. Fakat bir toplum,
kişilerine refah, iyi geçim, başarı ve mutluluk veren bir değişime
kolayca alışabilir. Toplumu sert darbelerle uyaran, onu kımılda-
maya sürükleyen büyük olayların veya büyük adamların tesiri
altında da bir toplum canlanabilir. Bizim tarihimizde bunun misal-
leri vardır. Bu pek genel anlamdaki gericilik çok defa ne birinci ne
ikinci anlamda hareketliliğin yaratılması yüzünden bizde, dinamik
toplumlarda olduğundan fazladır. Tarihimizde ancak zaman
zaman büyük felaketler veya büyük önderler toplumu kimildatı-
yor, onlar gelip geçtikten sonra toplumun eski durgunluğu tekrar
geliyor.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
A) Toplum olarak zaman zaman değişsek de durağan hâlimizin
kısa sürede geri geldiğine
B) Değişim fikrine, bazı toplumların çıkar ilişkilerinden dolayı
direnç göstermediğine
C) Toplumumuzun kimi büyük felaketler ve önderler aracılığıyla
kıpırdandığına
D) Ülkemizdeki kimi gerici anlayışların uyaran noksanlığı yüzün-
den fazla olduğuna
E) Süreklilik gösteren bazı durumların insanı yeniye karşı ön
yargılı konuma getirdiğine
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
Soru Bankası e n a 11 ►/benimhocam /benimhocam TEST 24 6. Gerici dediğimiz zümreler, çeşitli sebeplerle toplumsal değişime ve gelişime karşı gelen kimselerdir. Her toplumda olduğu gibi bizim toplumumuzda da değişime karşı genel bir direnme vardır. Bunun, mutlaka insanların eski düzende belirli çıkarları olma- sından ileri gelmesi şart değildir. Alışkanlıklar, insanları her yeni şeye karşı yabanileştirir. Bu, her yerde böyledir. Fakat bir toplum, kişilerine refah, iyi geçim, başarı ve mutluluk veren bir değişime kolayca alışabilir. Toplumu sert darbelerle uyaran, onu kımılda- maya sürükleyen büyük olayların veya büyük adamların tesiri altında da bir toplum canlanabilir. Bizim tarihimizde bunun misal- leri vardır. Bu pek genel anlamdaki gericilik çok defa ne birinci ne ikinci anlamda hareketliliğin yaratılması yüzünden bizde, dinamik toplumlarda olduğundan fazladır. Tarihimizde ancak zaman zaman büyük felaketler veya büyük önderler toplumu kimildatı- yor, onlar gelip geçtikten sonra toplumun eski durgunluğu tekrar geliyor. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Toplum olarak zaman zaman değişsek de durağan hâlimizin kısa sürede geri geldiğine B) Değişim fikrine, bazı toplumların çıkar ilişkilerinden dolayı direnç göstermediğine C) Toplumumuzun kimi büyük felaketler ve önderler aracılığıyla kıpırdandığına D) Ülkemizdeki kimi gerici anlayışların uyaran noksanlığı yüzün- den fazla olduğuna E) Süreklilik gösteren bazı durumların insanı yeniye karşı ön yargılı konuma getirdiğine
6.
Öykü tarihsel süreç içerisinde sürekli kendini yeniler ve
çağının dilini konuşur. Kalıcı öyküler, gerçeğin "yeni
dili"ni bulan metinlerdir. Yaşayan hikâyeler, her çağda
hakikatin sesi olmaya devam eden hikâyelerdir. Ama
her dönemde hakikatin sesinin tonu, rengi, biçimi
değişir. Bu çağcıl sesi yakalayan anlatılar yeniden,
yeniden doğarlar. Bu yüzden hikâyeler; çağa, zamana,
koşullara göre hep yeniden biçimlenir. Okuyan,
dinleyen ile anlatanın, yazanın buluştuğu yer, yaratılan
yeni bir dünya, var olma bilinci ve hakikat evrenidir.
Bu parçadan,
1. Her yazar yazdıklarında içinde bulunduğu
toplumdan bir iz, bir koku, bir tat taşır.
II. Öykücüler toplumun, okurun, pek çok anlayışın
değiştiği bir ortamda yeni bir dil, yeni bir biçim
bulmak zorundadır.
I. Öykü düşsel, imgesel olanın sonsuz
çağrışımlarından yararlandı mı ölümsüzlüğü yakalar.
yargılarından hangileri çıkarılamaz?
(A) Yalnız I
B) Yalnız II
D) I ve III
LİMİT YAYINLA
E) II ve II
C) Yalnız All
8.
288
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
6. Öykü tarihsel süreç içerisinde sürekli kendini yeniler ve çağının dilini konuşur. Kalıcı öyküler, gerçeğin "yeni dili"ni bulan metinlerdir. Yaşayan hikâyeler, her çağda hakikatin sesi olmaya devam eden hikâyelerdir. Ama her dönemde hakikatin sesinin tonu, rengi, biçimi değişir. Bu çağcıl sesi yakalayan anlatılar yeniden, yeniden doğarlar. Bu yüzden hikâyeler; çağa, zamana, koşullara göre hep yeniden biçimlenir. Okuyan, dinleyen ile anlatanın, yazanın buluştuğu yer, yaratılan yeni bir dünya, var olma bilinci ve hakikat evrenidir. Bu parçadan, 1. Her yazar yazdıklarında içinde bulunduğu toplumdan bir iz, bir koku, bir tat taşır. II. Öykücüler toplumun, okurun, pek çok anlayışın değiştiği bir ortamda yeni bir dil, yeni bir biçim bulmak zorundadır. I. Öykü düşsel, imgesel olanın sonsuz çağrışımlarından yararlandı mı ölümsüzlüğü yakalar. yargılarından hangileri çıkarılamaz? (A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve III LİMİT YAYINLA E) II ve II C) Yalnız All 8. 288
293. ve 294, soruları aşağıdaki parçaya göre ce-
vaplayınız.
·LARI
Son yıllarda evlerimizdeki elektronik aletleri daha az
enerji harcayanlar arasından seçiyoruz. Mobilyaların
çevre dostu malzemelerden üretilenleri ilgi görüyor.
Ama bunlar yeterli değil. Çevreyi daha fazla koruyabil-
mek için ekolojik bir evde yaşamak çok daha önemli.
Peki nedir ekolojik bir ev? Kendi enerjisini kendi üre-
tebilen, su ve atık sistemlerinin çevresel etkileri dikka-
te alınarak tasarlanmış evler... Ekolojik evlerde, insan
sağlığı ilk sırada geliyor. Ekolojik evi oluşturan temel
ögeler, doğal, dönüşebilen, sürdürülebilir, atık üretme-
yen, insan sağlığına zarar vermeyen ve enerji kaybet-
tirmeyen malzemelerdir. Bunun için toksik madde içer-
meyen, seramik, ahşap toprak, metal, bambu lifi, cam,
keten, kök boya, hasır gibi malzemeler tercih ediliyor.
Ekolojik evler temel enerji olarak güneş, su ve rüzgârı
kullanıyor. Ayrıca bu yapılar, üzerinde bulunduğu arazi
parçasına düşen güneşin enerjisinden en üst düzeyde
yararlanmaya çalışıyor. Kullanılan suyu arındırıp depo-
luyor. Aynı zamanda, rüzgârdan elde edilen elektriği de-
polayıp gerektiği zaman kullanabiliyor.
293. Bu parçada ekolojik evlerin sahip olduğu özellikler
arasında aşağıdakilerin hangisine yer verilmemiş-
tir?
294. I. Tüketilen enerji miktarı
II. Üretilen evsel atık miktarı
III. Kullanılan malzeme miktarı
A) Yalnız I
295. ve 296, sorulan an
vaplayınız.
A) Mimari yapısına
B) Kullanılan enerji kaynaklarına
C) Cevreye olumsuz etkileri en az olacak malzemeyle
yapıldığına
D) I ve Il
www.ihtiyacyayincilik.com.tr
D) Insan sağlığına uygun olarak üretildiğine
E) Üretiminde kullanılan malzemelerin neler olduğuna
2011 İlkbahar Söz - 2
B) Yalnız II
Sanıyorum Simyacı bus
büyük bir ilgiyle karşılan
türden pek çok kitap
çözümlenebileceğini
romanın değil hayat
mizi öneren kitapla
herkesi, her şeyi s
dünyanın güllük g
lerce psikolojik tell
adı altında okuyu
gerekirse hiç de
295. Bu parçaya
yımlandığın
kilerden ha
Bu parçaya göre ekolojik evlerde, yukarıdakilerden
hangilerinin ekolojik olmayan evlere göre daha az
olması beklenir?
E) I ve Ill
C) Yalnız III
A) Gerçek
B) Bu tür
C) Ele a
D) Insa
E) Be
ol
296
2011 likbahar Söz-2
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
293. ve 294, soruları aşağıdaki parçaya göre ce- vaplayınız. ·LARI Son yıllarda evlerimizdeki elektronik aletleri daha az enerji harcayanlar arasından seçiyoruz. Mobilyaların çevre dostu malzemelerden üretilenleri ilgi görüyor. Ama bunlar yeterli değil. Çevreyi daha fazla koruyabil- mek için ekolojik bir evde yaşamak çok daha önemli. Peki nedir ekolojik bir ev? Kendi enerjisini kendi üre- tebilen, su ve atık sistemlerinin çevresel etkileri dikka- te alınarak tasarlanmış evler... Ekolojik evlerde, insan sağlığı ilk sırada geliyor. Ekolojik evi oluşturan temel ögeler, doğal, dönüşebilen, sürdürülebilir, atık üretme- yen, insan sağlığına zarar vermeyen ve enerji kaybet- tirmeyen malzemelerdir. Bunun için toksik madde içer- meyen, seramik, ahşap toprak, metal, bambu lifi, cam, keten, kök boya, hasır gibi malzemeler tercih ediliyor. Ekolojik evler temel enerji olarak güneş, su ve rüzgârı kullanıyor. Ayrıca bu yapılar, üzerinde bulunduğu arazi parçasına düşen güneşin enerjisinden en üst düzeyde yararlanmaya çalışıyor. Kullanılan suyu arındırıp depo- luyor. Aynı zamanda, rüzgârdan elde edilen elektriği de- polayıp gerektiği zaman kullanabiliyor. 293. Bu parçada ekolojik evlerin sahip olduğu özellikler arasında aşağıdakilerin hangisine yer verilmemiş- tir? 294. I. Tüketilen enerji miktarı II. Üretilen evsel atık miktarı III. Kullanılan malzeme miktarı A) Yalnız I 295. ve 296, sorulan an vaplayınız. A) Mimari yapısına B) Kullanılan enerji kaynaklarına C) Cevreye olumsuz etkileri en az olacak malzemeyle yapıldığına D) I ve Il www.ihtiyacyayincilik.com.tr D) Insan sağlığına uygun olarak üretildiğine E) Üretiminde kullanılan malzemelerin neler olduğuna 2011 İlkbahar Söz - 2 B) Yalnız II Sanıyorum Simyacı bus büyük bir ilgiyle karşılan türden pek çok kitap çözümlenebileceğini romanın değil hayat mizi öneren kitapla herkesi, her şeyi s dünyanın güllük g lerce psikolojik tell adı altında okuyu gerekirse hiç de 295. Bu parçaya yımlandığın kilerden ha Bu parçaya göre ekolojik evlerde, yukarıdakilerden hangilerinin ekolojik olmayan evlere göre daha az olması beklenir? E) I ve Ill C) Yalnız III A) Gerçek B) Bu tür C) Ele a D) Insa E) Be ol 296 2011 likbahar Söz-2
TÜRKÇE
mak istense ikinci parag-
D) VIII.
E) XII.
2010 Sonbahar Söz - 2
atışa sunulan mis
- aşağıdakilerden
çeşitlendirildiği
azandığı
ilemediği
ğüyle ilişkili ol-
-nbahar Söz - 2
ak aşa-
www.ihtiyacyayincilik.com.tr
ve bb
A) II.
ALES
3
279. ve 280. soruları aşağıdaki parçaya göre ce-
vaplayınız.
(1) Türk tüketiciler arasında yapılan bir araştırmaya göre
çevre kirliliği nedeniyle sağlığın bozulma riski %88, tra-
fik kazasında yaralanma riski %87 ve gıdalar yoluyla
sağlığın bozulma riski %86 olarak görülüyor. (II) Oysa
AB ülkelerinde benzer bir araştırmaya katılanların %40'ı
sağlıklarının alınan gıdalar nedeniyle bozulabileceğini
düşünüyor. (III) Bu düşüncelerin kaynağını, Türk tüke-
ticiler için bilim insanları ve doktorlar, Avrupalılar için
ise tüketici örgütleri ve doktorlar oluşturuyor. (IV) Uy-
gun koşullar sağlansa bile gıdalar tüketiciye ulaşana
kadar ürünü olumsuz yönde etkileyecek koşullar oluşa-
bilir. (V) Insan sağlığını tehdit eden pek çok kimyasal
madde de zaman zaman ürünün doğal yapısını boza-
bilir. (VI) Hatta uygun işleme teknikleri uygulandığında
bile ham maddenin besin değerlerinde ve biyo yararlılı-
ğında bir azalma söz konusu olabilir.
B) III.
279. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag-
raf hangi cümleyle başlar?
C) IV.
E) VI.
2011 İlkbahar Söz - 1
D) V.
280. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenem?
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
TÜRKÇE mak istense ikinci parag- D) VIII. E) XII. 2010 Sonbahar Söz - 2 atışa sunulan mis - aşağıdakilerden çeşitlendirildiği azandığı ilemediği ğüyle ilişkili ol- -nbahar Söz - 2 ak aşa- www.ihtiyacyayincilik.com.tr ve bb A) II. ALES 3 279. ve 280. soruları aşağıdaki parçaya göre ce- vaplayınız. (1) Türk tüketiciler arasında yapılan bir araştırmaya göre çevre kirliliği nedeniyle sağlığın bozulma riski %88, tra- fik kazasında yaralanma riski %87 ve gıdalar yoluyla sağlığın bozulma riski %86 olarak görülüyor. (II) Oysa AB ülkelerinde benzer bir araştırmaya katılanların %40'ı sağlıklarının alınan gıdalar nedeniyle bozulabileceğini düşünüyor. (III) Bu düşüncelerin kaynağını, Türk tüke- ticiler için bilim insanları ve doktorlar, Avrupalılar için ise tüketici örgütleri ve doktorlar oluşturuyor. (IV) Uy- gun koşullar sağlansa bile gıdalar tüketiciye ulaşana kadar ürünü olumsuz yönde etkileyecek koşullar oluşa- bilir. (V) Insan sağlığını tehdit eden pek çok kimyasal madde de zaman zaman ürünün doğal yapısını boza- bilir. (VI) Hatta uygun işleme teknikleri uygulandığında bile ham maddenin besin değerlerinde ve biyo yararlılı- ğında bir azalma söz konusu olabilir. B) III. 279. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci parag- raf hangi cümleyle başlar? C) IV. E) VI. 2011 İlkbahar Söz - 1 D) V. 280. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenem?
6.
Körlük, Jose Saramago'nun 1995'te kaleme aldığı distop-
ya türünde bir eserdir. Distopya olması kurgunun altındaki
temayı belirlemek açısından etkili olmuştur. Distopik
romanlar, hızlı değişim gösteren ve sağlıklı olmadığı düşü-
nülen bir düzenden, bu düzenin birey ve toplum nezdinde
ortaya çıkan kötümser yansımalarından beslenir. Körlük'te
bunlara ek olarak insan doğasında var olduğu düşünülen
kötülüğün, devlet veya din bazında bir otoritenin elinde
toplumları nasıl kaosa sürükleyebileceği vurgusu hâkimdir.
Bu parçadan hareketle Körlük romanı ile ilgili aşağıda-
kilerden hangisi söylenemez?
A) Siyasi gücün, kötülüğü kullanarak toplumlarda kargaşa
yaratabileceğini vurguladığına
B) Hızlı değişimin birey ve toplumdaki yansımalarından
beslendiğine
C) Distopik yapıda oluşunun temasını belirlemede etkili
olduğuna
D) Toplumsal kargaşalarda dinî ve siyasi etkilerin olabile-
ceği fikrine değindiğine
E) Bireysel bir temanın toplumcu bakış açısıyla ele alındı-
ğına
FE
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
6. Körlük, Jose Saramago'nun 1995'te kaleme aldığı distop- ya türünde bir eserdir. Distopya olması kurgunun altındaki temayı belirlemek açısından etkili olmuştur. Distopik romanlar, hızlı değişim gösteren ve sağlıklı olmadığı düşü- nülen bir düzenden, bu düzenin birey ve toplum nezdinde ortaya çıkan kötümser yansımalarından beslenir. Körlük'te bunlara ek olarak insan doğasında var olduğu düşünülen kötülüğün, devlet veya din bazında bir otoritenin elinde toplumları nasıl kaosa sürükleyebileceği vurgusu hâkimdir. Bu parçadan hareketle Körlük romanı ile ilgili aşağıda- kilerden hangisi söylenemez? A) Siyasi gücün, kötülüğü kullanarak toplumlarda kargaşa yaratabileceğini vurguladığına B) Hızlı değişimin birey ve toplumdaki yansımalarından beslendiğine C) Distopik yapıda oluşunun temasını belirlemede etkili olduğuna D) Toplumsal kargaşalarda dinî ve siyasi etkilerin olabile- ceği fikrine değindiğine E) Bireysel bir temanın toplumcu bakış açısıyla ele alındı- ğına FE
A) I
B) II
C) III
D) IV
E
(1) Şemsiye her ne kadar bugün yağmurlu havalarda
kullanılsa da aslında güneşten korunmak için yapılmış-
tır. (II) Tarihin bundan 4000 yıl önce başladığı tahmin
ediliyor. (III) İlk şemsiye kullanımına yağmuru az güneşi
bol Mezopotamya'da rastlanmıştır(IV) Mısır, Yunan,
Asur ve Çin'in antik sanat eserlerinde şemsiyelerin
de yer aldığını görürüz. (V) Bu şemsiyeler hep yakıcı
güneş ışınlarından korunmak için yapılmış olup yağ-
murdan korunmak amacıyla yapılan şemsiyeler ilk kez
Çin'de görülmüştür.
6.
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi an-
latımın akışını bozmaktadır?
A) I
B) I
C) III
E) V 180
muz
gec
bir
likl
do
civ
ge
a
S
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
A) I B) II C) III D) IV E (1) Şemsiye her ne kadar bugün yağmurlu havalarda kullanılsa da aslında güneşten korunmak için yapılmış- tır. (II) Tarihin bundan 4000 yıl önce başladığı tahmin ediliyor. (III) İlk şemsiye kullanımına yağmuru az güneşi bol Mezopotamya'da rastlanmıştır(IV) Mısır, Yunan, Asur ve Çin'in antik sanat eserlerinde şemsiyelerin de yer aldığını görürüz. (V) Bu şemsiyeler hep yakıcı güneş ışınlarından korunmak için yapılmış olup yağ- murdan korunmak amacıyla yapılan şemsiyeler ilk kez Çin'de görülmüştür. 6. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi an- latımın akışını bozmaktadır? A) I B) I C) III E) V 180 muz gec bir likl do civ ge a S
37.-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
(1) Röportaj, okur ile yazar arasında oluşan bürokrasiyi en
kolay biçimde aşan bir yazınsal türdür. (II) Röportajın, bir-
takım protokolleri çok çabuk yok sayan, okuru hangi me-
safede olursa olsun yazara aracısız bir şekilde daha fazla
yaklaştıran bir doğası vardır çünkü. (III) Hasından kotarılmış
bir röportaj, birçok karanlık ve mahrem noktaya ışık düşür-
düğü gibi, yapıtta işlenen dili tersine sararak okurun zihni-
ni ısıtır. (IV) Yani yazarın diğer türlerde okuru düşünmeyen,
görmeyen diline karşın röportajda daha kişisel bir dil kul-
landığı, okurla yüz yüze bir tutum içine girdiği görülür. (V)
Türkiye'de, özellikle son birkaç yılda, yazarların röportajı bir
"poz" olarak kişisel kariyerlerine eklemeye çalıştıkları göz-
lemleniyor. (VI) Gerek röportajlara ilave edilen fotoğraflar,
gerek kurulan cümlelerin fosforu, gerekse okuru ve eleştir-
meni düzeltmeye çalışan yazar imajından, eksiksiz bir "dü-
şünen adam" resmi çıkıyor. (VII) Röportaj bugün edebiyat
ortamımızı beslemekten bu kadar uzaklaştıysa bu biraz da
röportajın yeni çıkan kitaplar için reklam aracına dönüşme-
sinden kaynaklanıyor.
evime? levinch ev neiny Jamel sisteuM asdsüY yeux A
ebempunox igilasy stanie upubru inieedup xinslee nini!
nubuz miosms emelgot helsie bud soeg udelasbah
37. bu
wy
My
od so
commevie pastar
38. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinden rö-
portajın, okuru doğrudan muhatap alan bir yazınsal tür ol-
duğu anlamı çıkarılabilir?
A) I ve III
D) I, II ve IV
B) ve IV
1
Tild
E) I, V ve VII
C) II ve V
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
37.-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Röportaj, okur ile yazar arasında oluşan bürokrasiyi en kolay biçimde aşan bir yazınsal türdür. (II) Röportajın, bir- takım protokolleri çok çabuk yok sayan, okuru hangi me- safede olursa olsun yazara aracısız bir şekilde daha fazla yaklaştıran bir doğası vardır çünkü. (III) Hasından kotarılmış bir röportaj, birçok karanlık ve mahrem noktaya ışık düşür- düğü gibi, yapıtta işlenen dili tersine sararak okurun zihni- ni ısıtır. (IV) Yani yazarın diğer türlerde okuru düşünmeyen, görmeyen diline karşın röportajda daha kişisel bir dil kul- landığı, okurla yüz yüze bir tutum içine girdiği görülür. (V) Türkiye'de, özellikle son birkaç yılda, yazarların röportajı bir "poz" olarak kişisel kariyerlerine eklemeye çalıştıkları göz- lemleniyor. (VI) Gerek röportajlara ilave edilen fotoğraflar, gerek kurulan cümlelerin fosforu, gerekse okuru ve eleştir- meni düzeltmeye çalışan yazar imajından, eksiksiz bir "dü- şünen adam" resmi çıkıyor. (VII) Röportaj bugün edebiyat ortamımızı beslemekten bu kadar uzaklaştıysa bu biraz da röportajın yeni çıkan kitaplar için reklam aracına dönüşme- sinden kaynaklanıyor. evime? levinch ev neiny Jamel sisteuM asdsüY yeux A ebempunox igilasy stanie upubru inieedup xinslee nini! nubuz miosms emelgot helsie bud soeg udelasbah 37. bu wy My od so commevie pastar 38. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinden rö- portajın, okuru doğrudan muhatap alan bir yazınsal tür ol- duğu anlamı çıkarılabilir? A) I ve III D) I, II ve IV B) ve IV 1 Tild E) I, V ve VII C) II ve V
500
24. Sıradan okuyucu, daha çok, zevk almak için
okur. Yazanla bir alıp veremediği yoktur bu yüz-
den. Düzeyli okuyucuysa yazarları kıskanmaya
başlamış okuyucudur. Çünkü iyi metinlerle yüz
yüze geldikçe ruhunda, yazar olma hevesi uya-
nır. Okuduğu metinler için "Bunu keşke ben ya-
zabilseydim." der. Bu gizli kıskançlığı yüzünden
kendisine bir fikrin açık açık dayatılmasını da
kaldıramaz. Yazar kim oluyordur da ona ahkâm
kesme hakkını buluyordur kendinde? Bu nedenle
yazınsal yapıtlardaki düşünce, ancak gizli olursa
düzeyli okuyucuya ulaşır.
Bu parçaya göre, düzeyli okuyucu aşağıdaki-
lerden hangisiyle nitelendirilemez?
A) Eleştirel bir tutum takınan
B) Okuduklarından etkilenen
C) Seçici davranan
D) Hoşgörüden yoksun
Öz güveni fazla olan
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
500 24. Sıradan okuyucu, daha çok, zevk almak için okur. Yazanla bir alıp veremediği yoktur bu yüz- den. Düzeyli okuyucuysa yazarları kıskanmaya başlamış okuyucudur. Çünkü iyi metinlerle yüz yüze geldikçe ruhunda, yazar olma hevesi uya- nır. Okuduğu metinler için "Bunu keşke ben ya- zabilseydim." der. Bu gizli kıskançlığı yüzünden kendisine bir fikrin açık açık dayatılmasını da kaldıramaz. Yazar kim oluyordur da ona ahkâm kesme hakkını buluyordur kendinde? Bu nedenle yazınsal yapıtlardaki düşünce, ancak gizli olursa düzeyli okuyucuya ulaşır. Bu parçaya göre, düzeyli okuyucu aşağıdaki- lerden hangisiyle nitelendirilemez? A) Eleştirel bir tutum takınan B) Okuduklarından etkilenen C) Seçici davranan D) Hoşgörüden yoksun Öz güveni fazla olan
e
PARAGRAF-SORU BANKASI
5.
(1) Bir hafta sonu daha Galatasaray Lisesinin öğrenci-
leri yine bahçede futbol oynamaktadır. (II) Öğrenciler bu
arada kendilerini okul müdürleri ile yan yana seyreden
yabancının Galatasaray teknik direktörü Peter Molloy
olduğundan habersizdir. (III) Peter Molloy oyununu be-
ğendiği okul ikincisi Türkay'ı Galatasaray genç takımına
davet eder. (IV) Türkay Galatasaray Genç Takımında-
ki ilk maçında dört gol birden atınca herkes büyük bir
santrforun yetişmeye başladığından söz etmektedir.
(V) Ancak takımın kalecisi Necdet Erdem, onun fiziğinin
kaleci olmaya çok daha uygun olduğunda israrcıdır ve
Galatasaray'ın Admira ile oynadığı maçın son on beş
dakikasında seyirciler uzun boylu, atletik yapılı, gence-
cik bir kalecinin kaleyi devraldığını görürler. (VI) Henüz
on beş yaşında devraldığı kaleyi futbolu bırakana kadar
koruyacak olan Türkay, Fransız öğretmenlerinin "Tür-
kay" diyemediği için "Turgay" diye andıkları, Türk fut-
bolunun efsane kalecisi, "Berlin Panteri" lakaplı Turgay
Şeren'den başkası değildir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıda
verilenlerden hangisi yanlıştır?
I. cümlede Galatasaray Lisesi öğrencilerinin okul
bahçesinde her hafta sonu maç yaptıkları bilgisine
yer verilmiştir
B) II. cümlede gençlerin o gün için önemli bir kişi tara-
fından gözlendiğinden söz edilmiştir.
C) IV. cümlede Türkay adlı öğrencinin attığı gollerle dik-
katleri üzerine çektiğine değinilmiştir.
arden
D) V. cümlede Türkay'ın geleceğini belirleyen kişilerden
birinin de o zamanki kalecilerden Necdet Erdem ol-
duğu söylenmiştir.
www.sorubankasi.net
E) VI. cümlede Türkay adlı öğrencinin daha sonra adını
değiştirerek Turgay adını aldığı ve ülkenin en büyük
kalecisi olduğu belirtilmiştir.
6.
www.sorubankasi.net
(1) F
çey
rom
gel
miş
ve
gü
ca
alı
de
ge
içi
"A
da
O
b
C
66
r
H
7.
Lise Türkçe
Paragrafta Yardımcı Düşünceler
e PARAGRAF-SORU BANKASI 5. (1) Bir hafta sonu daha Galatasaray Lisesinin öğrenci- leri yine bahçede futbol oynamaktadır. (II) Öğrenciler bu arada kendilerini okul müdürleri ile yan yana seyreden yabancının Galatasaray teknik direktörü Peter Molloy olduğundan habersizdir. (III) Peter Molloy oyununu be- ğendiği okul ikincisi Türkay'ı Galatasaray genç takımına davet eder. (IV) Türkay Galatasaray Genç Takımında- ki ilk maçında dört gol birden atınca herkes büyük bir santrforun yetişmeye başladığından söz etmektedir. (V) Ancak takımın kalecisi Necdet Erdem, onun fiziğinin kaleci olmaya çok daha uygun olduğunda israrcıdır ve Galatasaray'ın Admira ile oynadığı maçın son on beş dakikasında seyirciler uzun boylu, atletik yapılı, gence- cik bir kalecinin kaleyi devraldığını görürler. (VI) Henüz on beş yaşında devraldığı kaleyi futbolu bırakana kadar koruyacak olan Türkay, Fransız öğretmenlerinin "Tür- kay" diyemediği için "Turgay" diye andıkları, Türk fut- bolunun efsane kalecisi, "Berlin Panteri" lakaplı Turgay Şeren'den başkası değildir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? I. cümlede Galatasaray Lisesi öğrencilerinin okul bahçesinde her hafta sonu maç yaptıkları bilgisine yer verilmiştir B) II. cümlede gençlerin o gün için önemli bir kişi tara- fından gözlendiğinden söz edilmiştir. C) IV. cümlede Türkay adlı öğrencinin attığı gollerle dik- katleri üzerine çektiğine değinilmiştir. arden D) V. cümlede Türkay'ın geleceğini belirleyen kişilerden birinin de o zamanki kalecilerden Necdet Erdem ol- duğu söylenmiştir. www.sorubankasi.net E) VI. cümlede Türkay adlı öğrencinin daha sonra adını değiştirerek Turgay adını aldığı ve ülkenin en büyük kalecisi olduğu belirtilmiştir. 6. www.sorubankasi.net (1) F çey rom gel miş ve gü ca alı de ge içi "A da O b C 66 r H 7.