Sıfat Soruları

4. Onlan misten de tazeleyebilmek ic sanssız bir altın arayıcıs pyordu. Aşağıdakilerin hangisi, bu cümlede geçen "aklını arayıcısı Sözünün anlamsal kapsamı içinde yer almaz? ISSIZ dağlarda kaybetmiş şanssız bir altına A) Uyumlu ve mutlu bir birliktelik arayışı içinde B) Gerçekleşmeyecek bir düşün peşinde çılgınca demektic Başka delye Böyle- sözüyle hangisidir? metini urdurmak pan ve onu le de diğer san kadar İnsanın ullanması abilmesi hangisi- oktrin Yayinlari damayla lan koşan C) Özgüven duygusunu yeniden kazanmak iste- yen D) Yaşadığı talihsizlikleri tersine çevirmek isteyen E) Zengin olabilmek için sağlığını gözden çıkaran 5. Her insanın yaşamında bilinmeyen o kadar çok şey vardır ki,anılarına bakmak yeterlidir.Anılar, geçmişe tutulan bir fener gibidir. Bu cümlede geçen "geçmişe tutulan fener" sö- züyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangi- sidir? Bilinenleri daha iyi anlatmak B) Kaybolmuş şeyleri buldurmak C) Unutulmuş şeyleri hatırlamak D) Bilinmeyen şeyleri gün ışığına çıkarmak E) Geçmişte yaşananları günümüze taşımak 6. O gün bu gündür, acemi bir ip cambazı gibi hep hayattaki dengesini arıyordu. Aşağıdakilerden hangisi l :: Öbeği ile D) EX 8.

seri alici ce 10. Aşağıdakilerden hangisinde söz öbeği biçiminde bir belirteç yoktur? A) Çocuk olmak, hayatı tüm yüreğinle yaşamaktır. B) Anılar, benliğimizi baştan başa saran ağlardır. C) Yıllarını geçirdiği bu mahallede simdi bir yabancı gibi dolaşıyordu. D) Içinde bulunduğumuz an, zamanın en değerli par- çasıdır. E) Hiçbir yaşantı üzeri kapatılarak ve linerek unutturulamaz. görmezden ge- Tart 1.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yer alan altı çizi- li sözcükler türü bakımından aynıdır? A) Necile pencereye doğru korkarak yürüdü, cama burnunu dayadı, bir avucunu gözlerine siper ede- rek dışarıya baktı. Samim birdenbire o kadar heyecanlandı ki Besim'i telefonla arayıp ona dün geceki imalarının ciddi olup olmadığını sormayı bile düşündü. Ona hayattaki rolünü hatırlatmak için hemen en otoriter sesimle emir verdim. Diki atın biri boşlukta uzun akisler yapan tiz, tatlı ve dinç bir sesle kişnemeye başladı. E) O zaman küçük bir üzüntüyle savdığım bu detayı yanlış manalandırdığımı sanıyordum. 11

Şehri dolaşmaya bahçesi geniş evleriyle ünlü Piazza Vi- gliena'yla başlayın. Bu küçük meydanın etrafını çevre- leyen ve XVII. yüzyıldan kalma dört yapının her biri; bir mevsimi, Sicilya kralını ve koruyucuyu temsil eden hey- kellerle süslü. Heybetli yapıların cephesinde Palermolu- ların deyimiyle "Güneşin Tiyatrosu"nu seyrettikten sonra Pretoria Çeşmesi'ne doğru yol alın. Öğle yemeğinden önceyse şehrin en ünlü dondurmacılarından Brioscià'ya uğramayı ihmal etmeyin. Bu parçadaki aşağıdakilerin hangisinin örneğine yer verilmemistir? A) Sifat tamlaması B) Belirtisiz isim tamlaması C) Zincirleme isim tamlaması D) Kurallı birleşik sıfat E) Belirtili isim tamlaması

Strateji Yayınları 7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde soru anlamı farklı türdeki bir sözcükle sağlanmıştır? A) Sabahleyin yola kimin arabasıyla çıkacaksınız? B) Kardeşiniz şimdi hangi okulda görev yapıyor? C) Akşamki törene sence kaç kişi katılacak? D) Gelenleri ne gün ağırlamayı düşünüyor sizinkiler? Bizi hayrete düşürecek olan nasıl bir itirafmış? 10. Bu to çünk 2 Bu c liştir D E

Sifat (Ön Ad) - 2 1. (1) Her yer bembeyaz bir örtüyle kaplıydı. (II) Çırılçıplak ağaçlar kefen giymiş gibiydi. (III) Soğuktan ellerimiz kıpkırmızı olmuştu. (IV) Böyle zor bir durumdayken adam sımsıcak ekmeklerle karşımıza çıktı. (V) Adamın diğer elinde de yiyeceklerle dopdolu bir torba vardı. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisin- deki pekiştirilmiş sözcük farklı bir türde kullanıl- mıştır? A) I. B) II. C) III. KAZ D) IV. E) V. wwwww

8. Aşağıdaki dizelerin hangisinde "nasıl” sözcüğü diğerle- rinden farklı bir görevde kullanılmıştır? A) Gelsen dünyama, yalnızlık gider Gelmezsen yalnızlık nasıl biter B) İnsan nasıl konuşur kendisiyle Nasıl koşar aynalara, bir cana hasret C) Nasıl birdenbire keşfettim bu sevdaları Prag-Berlin treninde yanında pencerenin D) Haydi söyle onu nasıl sevdiğimi Haydi söyle rüyalarda gördüğümü E) Nasıl bir yarasın, kabuk tutsun ve kanasın Yaramı sarasın, o bakışların bana sır

! Yalnız yaşamanın bir tek amacı vardır sanıyorum; o 1 da daha başıboş, daha rahat yaşamak. Fakat her za- man, buna hang! yoldan varacağımızı pek bilmiyoruz. V IV hanyou Yukarıdaki parçadaki altı çizili sözcükler için aşa- ğıdakilerden hangisi söylenemez? LA 1. durum bellrteclair. BY II. üstünlük belirtecidir. 2 C) II. bağlaçtır. DY IV. soru adılıdır. E) V. azlık-çokluk belirtecidir, 2011

10. Sifat tamlamalarında sıfatla isim yer değiştirilip isme iyelik eki (-i, -i, -sı, -si) getirilerek bileşik sıfat (sifat grubu) yapılır. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu yolla yapılmış bir sifat grubu yoktur? A) Dedem, üç günlük dünya için bu kadar çalışmaya ge- rek yok, derdi. B) İçinde kötülük olmayan, kalbi temiz insanlara hep de- ğer verirdi. C) Salonun en arka sırasında oturan saçı uzun, genç bir adam dikkatimi çekti. D) Ormanlık bir alanda kurulmuş, havası güzel bir köyde yaşıyorduk. E) Yıllar önce, yeşillikler içinde avlusu geniş bir eve taşın- mışlardı.

Siby noter pos bevent svin (1) T 4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük, dediğerlerinden farklı bir görevde kullanılmıştır? unuch SYA) Elif, bu ilgiyle hafifçe gülümsüyor. 26y andad B) Ancak, derin acıları tebessümünü uzun sürdürmü- bay musinse yor. C) Konuşurken kaygılı gözlerle yüzüme bakıyor. D) Hâlini diliyle olduğu kadar sözsüz de anlatıyordu. E) Bedenine bol gelen elbiseleri üzerinde iğreti duru- yordu. New (S AMG (0

engel olmadım. Dikişler attılar, hatta tetanos aşısı yaptı- lar. Kusmak üzere olsam da kendimi tuttum. Portekizli beni öyle sıkı tutuyordu ki acımın birazını kendine ak- tarmak istiyordu adeta. Mendiliyle terden sırılsıklam yü- zümü ve saçlarımı siliyordu. Bu işkence hiç bitmeyecek- ti sanki. Ama sonunda bitti. Beni arabaya geri taşırken Portekizlinin keyfi yerin- deydi. Söz verdiği her şeyi satın aldı. Halbuki benim ca- nim hiçbir şey istemiyordu. Ayaklarımdan tutarak ruhu- mu çekip almışlardı sanki... "Bu halde okula gidemezsin, bızdık." Arabadaydık ve ona yapışırcasına sokulmuştum, ko- lu bana sürttükçe direksiyonu çevirmekte zorlanıyordu. "Seni evinin oraya götüreceğim. İstediğin yalanı uy- durabilirsin. İstersen teneffüste ayağını kestiğini ve öğ- retmenin seni eczaneye gönderdiğini söyle..." Üstüne diktiğim bakışlarımda minnet vardı. "Sen cesur bir delikanlısın, bizdık." Canım yansa da gülümsedim, bu acı sayesinde önem- li bir şey keşfetmiştim. Portekizli, dünyada en sevdiğim insandı artık.

"Artık yoklar. Uzaklara gittiler..." Kastettiğim elbette Fred Thompson ve diğer dostla- rimdi. Fakat Glória içimde gerçekleşen dönüşümden ha- bersizdi. Aldığım kararı bilmiyordu. Film değiştirme vaktim gelmişti. Kovboy Kızılderili filmleri artık rafa kalkmıştı. Bundan böyle sadece aşk filmleri izleyecek- tim, büyüklerin verdiği ad buydu. Bir sürü öpüşme ve sarılma içeren, herkesin birbirini sevdiği filmler. Ma- dem dayak yemekten başka işe yaramıyordum, en azın- dan filmlerde başkalarının sevgiyle kaynaştığını izleye- bilirdim. Nihayet okula dönme günüm geldi çattı. Gittim, ama okula değil. Portuga'nın bir hafta boyunca "araba- mız"la beni boşuna beklemiş olduğunu ve benden haber almadan yeniden beklemeye başlamayacağını biliyor- dum. Yokluğum onu kaygılandırmış olmalıydı. Hasta ol- duğumu bilse de kapıma gelmezdi. Söz vermiştik, sırrı- mızı ölene dek saklayacağımıza ant içmiştik. Dostluğu- muzu Tanrı'dan başka kimse bilmemeliydi. Güzelim arabasını tatlıcının orada gördüm, istasyo- nun karşısına park etmişti. Öyle sevindim ki günüme güneş doğdu. Özlemimin dizginlerini kavrayan yüreğim ileri atıldı. Sahiden de dostuma kavuşacaktım. Tam o anda istasyonun girişinde nefis bir tren düdü- ğünün çınladığını duydum ve içimi bir ürperme aldı. Mangaratiba'ydı bu. Hırçın, kibirli, bütün rayların efen- disi. Bütün cilvesiyle, vagonlarını tangırdatarak uçarcası- na geçti. Küçük pencerelerindeki insanlar dışarıyı izli- yorlardı. Bütün yolcuları mutluydu. Çocukken Mangara- tiba'nın geçişini izlemeye ve el sallamaya bayılırdım, geç geç bitmezdi. Tren rayların ucunda gözden kaybolana dek el sallardım. Artık Luís de benzer bir dönemden geçmekteydi.

iSA ATA ÜNİTE 05 ROMAN 1 Aşağıdakilerin hangisinde birinci cümlede işa- ret sıfatı olan sözcük, ikinci cümlede işaret za- miridir? A) Böyle eve böyle eşya olur mu? Olay böyle oldu işte. B) Sen o adamı tanıyor musun? Sözlerinle onu küçük düşürdün. C) Öyle kazanç, eksik olsun. Yerinde öyle duruyordu. D) Öteki genci tanımıyordum. Birini yakaladım, öteki kaçtı. E) Şu resme bir de siz bakın! Önce şu çocuğun işini hallet. 2 "Kendi" sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin bir kisinin yerine geçmek için de

eki 10. "Yalvardım: Gösterin bilmeceme yol! Ey yedinci kat gök, esrarını aç! Annemin duası, düş de perde ol! Bir asa kes bana, ihtiyar ağaç!" dizelerinde; 1. türemiş bir sifat, II. belgisiz bir sifat, III. niteleme sıfatı, IV sayı sıfatı kullanılmıştır. Bu dizelerle ilgili olarak verilen bilgilerden hangisi doğ- rudur? A) I ve II D) II ve III B) I, II ve III C) I ve III E) I, II, III ve IV

belgisiz işaret Sayı Soru 5. Aşağıdaki cümlelerde hem belirtme hem niteleme sıfatı alan isimlerin altını çiziniz. Nasıl? a) Buradaki herkes o harika golü konuşuyor. b) Bu sınavda size kaç zor soru soruldu? c) Bu sıralar doğru tek söz duymadım. d) Size o garip öyküyü ben anlatmıştım. e) Bize öteki genç adamdan da söz edin. Bize bu adam, güzel bir hikâye anlattı. f) 6. Bu cümlelerdeki edat ve bağlaçların altını çiziniz. a) Kartını girişteki yuvaya yerleştirip hızla geçirdi.

DENEME-12 12. Her gözün kendine özgü bir dizgesi vardır. Görünen nesneye biçilen anlamların katmanları da farklı farklıdır. Imge ya da imaj, görüntülerin kişiye özgü anlamlandırmalarından hareketle ortaya çıkar. Başka bir şekilde söyleyecek olursak kişinin bilinç ve bilin- çaltında biriktirdikleri bu anlam katmanlarını oluşturacak, nesne- yi ya da kelimeyi çıplaklıklarından kurtaracaktır. D Bu parçada aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Niteleme sıfatı B) Sifat görevli sifat fiil C) Belgisiz sifat D) İşaret sıfatı E) Asıl sayı sıfatı