Sohbet Türü Soruları

Sağlık Deposu: Rezene Size bir itirafta bulunmak istiyorum. Sinifin en arka sırasına geçip nefesimi tutarak ders bitene kadar Sherlock Holmes ve Arsen Lüpen okuduğum zamanlarda, âdeta hepimizi biyoloji öğreterek bilim insanı yapmaya ant içmiş azimli bir fen bilgisi öğretmenimiz vardı. Azimliydi azimli olmasına ama kadıncağız öyle çok, öyle çok üşürdü ki yaz kış demeden her sabah okula, gardırobundaki tüm kıyafetleri üst üste giyerek gelirdi. Doğrusu bu hâline de epey üzülürdük. Sonradan öğrendik ki öğretmenimizin kan değerleri düşükmüş ve bu nedenle çok üşüyormuş. Elinden hiç bırakmadığı rezene çayının sebebi de buymuş. Rezene, maydanozgiller ailesindendir. Boyu Ünlü basketbolcularınkini gibi iki metreyi bulabilir. Kokuludur ve ülkemizde genelde Akdeniz Bölgesi'nde yetişir. Haziran ayı, rezene mevsimidir. Bilimsel adı da foeniculum vulgaredir. Öğretmenimin sabah akşam rezene içmesi boşuna değilmiş. içinde demir bulunduğundan gerçekten de rezene, kansızlığı önlermiş. Sadece bu değil! Kemikleri güçlendirip kalsiyum eksikliğini de giderirmiş. Zaten kadıncağızın yirmi kilo kıyafeti taşımasının da başka bir açıklaması olamazdı. Üstelik C vitamini bakımından zengin olduğundan yüzümüzü güzelleştirip onun kırış kırış olmasını geciktirirmiş. Biz ta Izledi yaba sana peşin sonr buy Tarih duy asiu gon yüc çika dür kot du ma 39 37. Bir dergiden alınan bu köşe yazısıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Kendi içerisinde çelişkiler içeren bazı yargılar barındırmaktadır. B) Aktüel bir konunun hem olumlu hem de olumsuz yönlerine değinilmektedir. C) Konuyla ilgili farklı bakış açıları karşılaştırılmaktadır. D) Ele alınan konu, sohbet üslubuyla sunulmaktadır. E) Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediği vurgulanmaktadır.

D) BA E Gavino-i Vatan D) Tercüman-ı Hakikat E) Tasvir-i Elkår 7. Aşağıdaki eserler türleri bakımından gruplandırıldığında 4. hangisi dışta kalır? A) Edebiyat Üzerine Makaleler BEşref Saat C) Türkleşmek, İslamlaşmak, Muasırlaşmak D) Evrak-, Eyyam E) Günlerin Getirdiği

AYT | TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI - SOSYAL BİLİMLER-1 TES 10. 12. 1 1 1 1 1 1. Bir sanat yapıtının olumlu ve olumsuz yönlerini oku- yucuya göstermeye çalışan yazılardır. elestiri II. Bilimsel bir konuda yazılan, ciddi üsluba sahip yazı- lardır . makale III. Güncel konuları, kısa ve yoğun bir dille anlatan gaze- te yazılarıdır. IV. Yazarın herhangi bir konuda, kesin sonuçlara gitme- den kendisiyle konuşur gibi yazdığı yazılardır. Numaralanmış cümlelerde aşağıdaki metin türlerin- den hangisiyle ilgili bir açıklama yoktur? B) Deneme A) Makale 1 C) Eleştiri E) Sohbet D) Fikra 13.

Müsaade ederseniz sizlere bahardan bahsetmek istiyorum. Bahar sözünün kendine mahsus bir çe- kiciliği vardır. Yalnız tabiat için, kırlar için, çiçekler için, ağaçlar için değil; insanlar için de bir bahar, bir ilkbahar düşünülür. İnsanların genç olduklarını anlatmak için "ömrünün ilkbaharında" derler. Tabii o ömrün bir de sonbaharı vardır ki, çiçeklenmenin belki sonu geldiğini anlatmak için öyle demişlerdir. Tecrübelerle dolu bir ömür yaşamış olan insan- lar, gençliğin acemi hareketlerini gördükçe onlara "Gençliğinizin kıymetini biliniz." diye nasihat etmek- ten hoşlanırlar. Ama kaç genç bu sözün kıymetini kavrayabilir? Hâlbuki hayat ilerledikten sonra in- sanların duydukları birçok pişmanlık gençlikte kay- bettikleri, bile bile savurdukları imkânlar yüzünden doğmaktadır. Bu parça, özellikle aşağıdaki edebî türlerden hangisine örnek verilebilir? A) Sohbet C) Günlük B) Mektup D) Gezi Yazısı E) Biyografi

DENEME 03 15. Idil Biret, Tanrı'nın özel yetenek armağan ettiği bir çocuk. Daha üç dört aylıkken huysuzlandığında, piyanodaki notalarla ya da radyodan çalan musiki sesiyle sakinleşen bir bebek. Iki yaşında sabırla orkestra eseri dinleyebilen, dört yaşında iki el piyano çalabilen bir özel yetenek. Dört buçuk yaşında onu kucakta sahneye çıkaran, beş yaşında derse başlatan ilk hocası Mithat Fenmen, ona nota öğretmek için uğraşırken küçük idil, nota yerine dinleyerek çalmayı yeğliyor. Fenmen, öğrencisini sınamak için bir gün bildiği bir eserin bir bölümünü yanlış çalar. Idil Biret, hemen "Bu plak yanlış çalıyor." deyip doğrusunu çalar. Bir kez dinlediği müziği hiç hata yapmadan tekrar çalabilme yeteneği olan Biret, Bu parça aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanabilir? Al belki de hocasına saygısından kabahati kendinde bulmuştur B) belki de bir tesadüfün sonucu parçanın doğru biçimini söylemiştir C) tüm olanlara karşın yeteneğini müzik dışında bir alana kaydırmıştır D) hocasına saygısından dolayı kırıcı olmayan saygın bir söyleme başvurmuştur. E) belki de müziğin matematiksel dilinin farkında olmadan besteci olmuştur. 3D yayınları

a 1. Düzyazı (nesir), dil kurallarından başka hiçbir ku- rala bağlı olmayan, konuşma diline yakın olan do- ğal anlatım yoludur. Terim olarak önceleri düzyazı yerine inşå, düz yazı yazarına münşi denirdi. Son- radan inşa nesir, münşi nâsir oldu. Günümüzde nesir yerine düzyazı, hatta yalnızca yazı ve nâsir yerine yazar terimleri kullanılmaktadır. II. Ünlü sanatçı, şark hikâyeciliğine yeni bir yorum getirmek istedi. Özellikle Şark hikâyeciliğindeki, "az sözle çok şey anlatma" ve "kıssadan hisse" ilkesini hikâyelerinin temeli yaptı. III. Dün sabah, Adana'nın Pozantı ilçesinin Şekerpi- narı mevkiinde ticari bir araç, sürücüsünün kont- rolü kaybetmesi sonucunda şarampole yuvarlan- dı. IV. Düşünüyorum da ben de zengin olmanın bir yo- lunu bulabilir miydim? Belki de bulurdum. Çünkü zengin olmanın birçok yolu vardır fakat bence he- men hepsi de kötüdür. En iyilerinden biri tutumlu olmaktır ama bu da kusursuz değildir. Yukarıda aşağıdaki yazı türlerinden hangisinin ör- neği yoktur? A) Makale B) Sohbet C) Eleştiri DJ Deneme E) Haber yazısı 12

Pok O an ş. es . SI ve 10) Bir ikilidir aglamak ve gülmek. Aglamak, sanılanın aksine çaresizlik, zayiflik, güçsüzlok domok degildir bence. Gariptir belki... Ama bon ne zaman ağlayan birini görsem içim gerçekten acisa dahi bir miktar da sevinirim. Çünkü üzülmeyi becerebilen bir kişi, sevmeyi de bir o kadar iyi becerebilir. Çünkü ağlayabilen bir insan gülmenin mükemmel kiymetini belki de daha iyi anlayabilir. Biliriin ki ağlayan bir kişinin kalbi henüz nasır tutmamıştır. Yüregi katılaşmamış, duyguları bitmemiştir. Hani derler ya, "Kalp ağlamazsa gözyaşı da akmaz." Işte böyle bir şey... Sevindiğinizde, mutluluktan uçacak olduğunuzda nasıl kahkahalar atarsınız yal Üzüldüğünüzde de dökülen gözyaşları bir o kadar değerlidir. Sinirli kibirli olduğumuzda, öfke ve Intikam duygusu dolacağımıza, kalbimizi nasırlaştıracağımıza, gözlerimizle ağlama olgusu yerine getirmek belki de en iyisidir. Belki hakikati değiştirmez ama kalbinizin doğru ateşi bularak yumuşamasına vesile olur. Ağlayan bir kişi gördüğünüzde, ona samimi birkaç söz, birkaç dokunuş ya da uzatılan bir mendil ona yapılacak en büyük destektir. Bunlar, bin türlü sözcük, davranıştan belki de daha önemli , daha kıymetlidir. Bence, ağlamak insanın insan olmasını gerektirdiklerinden biridir. Ve... Ağlamakla gülmek olmazsa olmaz bir ikilidir. Tıpkı evrende bulunan diğer zıtlıklar gibi. Yukarıdaki metinde . Yazarın kendi kendisiyle konuşuyormuş gibi bir konuşma havası içinde yazılması Düşüncenin ispat zorunluluğunun olmaması Konu sinirinin olmaması gibi özellikleri bulundurması bakımından böyle bir yazı türüne ilgi duyan bir öğrenci Cumhuriyet Dönemi'nde yazılmış aşağıdaki eserlerden hangisini okumaya öncelik verir? A) Nurullah Ataç: Günlerin Getirdiği B) Yakup Kadri Karaosmanoğlu : Yaban C) Halide Edip Adivar: Sinekli Bakkal D) Orhan Asena : Hürrem Sultan E) Refik Erduran : Cengiz Hanîn Bisikleti :)

Hiç fark ettiniz mi, düşündünüz mü bilmiyorum. Günlük yaşamda çocuklarımız, 100-200 kelimeyle kendini ifade etmeye çalışıyor. Belli başlı kelimelerin etrafında dönüp dolaşıyorlar. Bazen tıkanıp kalıyorlar. Şeyi şey yaptım, senden hiç anlamadım, şey şey şey... Nasıl olacak peki bu çocuklarımızın hâli? Onların sözcük dağarcığını nasıl genişleteceğiz, kendilerini ifade etmelerini nasıl kolaylaştıracağız? Kendimiz kitap okuyacağız, onlara örnek olacağız ve onlar da kitap okuyacak bence. Başka çaremiz yok gibi. Okumayı seveceğiz, sevdireceğiz. Sizin başka bir fikriniz varsa söyleyin. 3) Yukarıda verilen metnin türünü bularak üç özelliğini yazınız.(5p+5p) Metnin türü: Özellikleri:

31. Gidip konuşacağınız kişinin önüne bir ses alıcısı koyarak, ak- liniza esenleri sorarak söyleşmek değildir söyleşi. Seçilen kişi üzerine hazırlıkla birlikte neyi, niçin konuşmanız gerektiğini bil- meniz; o kişi ve onunla konuşacağınız konular üzerine derinle- mesine bilgiye sahip olmanız gerekir. Bu bir sanatçı da olabilir bir iş adamı veya bir siyasetçi de... Ille de söyleşi yapılanın ta- ninmış olması da gerekmez. Sizin söyleşiyi ne amaçla yaptığınız asıl belirleyicidir. Ama bunun da bir yöntemi vardır. "Dedim-De- di" biçimini ne söyleşi ne de röportaj kaldırır. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangi- sidir? A) Söyleşi yapılacak kişinin ünlü biri olması şart değildir. B) Söyleşi, kendine özgü gereklilikleri olan bir türdür. C) Söyleşi, öteki türlere göre daha derin bir altyapı ister. D) Söyleşiyi yapanın temel amacı konuşmanın gidişatını belir- lemektir. E) İyi bir söyleşi yapmak, uzun yıllara dayalı bir deneyim ge- rektirir.

1. Aşağıdakilerin cümlelerin hangisinde cümleyi oluş turan bütün sözcüklerin türü isimdir? Sabahları kahvaltı yapmadan evden çıkmazdı. B) Piknik alanının içinde akasya ağaçları vardı. C) Buradan güzel düşünceler eşliğinde ayrılıyorum. D) Onun bizim gönlümüzdeki yeri her zaman aynıydı. E) Gökyüzünün bütün yıldızları bu gece parlıyordu. sitot sifort

Sohbet, bir yazı türü olarak Türk edebiyatına Tanzimat Dönemi'nde gazetecilikle girmiştir. Bu Y dönemin genel anlayışına uygun olarak yazarlar, diğer türlerde olduğu gibi sohbette de toplumsal fayda ilkesini gözetmiş; dönemine göre sade bir dil kullanmaya çalışmışlardır. Bu dönemde Ahmet II Mithat Efendi, Servetifünun Dönemi'nde ise Tevfik Fikret, Samipaşazade Sezai, Hüseyin Cahit Yalçın IV sohbet türünde yazılar yazmıştır. Numaralanmış yerlerin hangisinde bilgi vanlışı vapılmıstır? A) B) II C) III D) IV E) V

Bir yazarın günlük olaylarla ilgili düşüncelerini karşısında- kiyle konuşuyormuş gibi anlattığı türdür. Gazete ve dergi yazısıdır Günlük konuşma diliyle herkesin anlayabileceği bir üslupla yazılır. Yazar birtakım iç konuşmalara yer verir. Ahmet Rasim, Nurullah Ataç, Şevket Rado bu türün önem- li yazarlarıdır. Bu parçada sözü edilen yazı türü aşağıdakilerden han- gisidir? A) Makale B) Deneme C) Eleştiri D) Söyleşi E) Röportaj

Test Öğretici Metinle 1 Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır? Halk dili edebiyat dili arasında yakınlaşma olmuştur; eserlerde halk diline, mahalli söyleyişlere yer verilmiş- tir. B) Sohbet ve fikra türlerinin ilk örnekleri verilmiştir. C) Batı edebiyatı, Batı'daki edebî yenilikler, akımlar ya- kindan takip edilmiş, bunlar uygulanmaya çalışılmış- tir. D) Atatürk, Atatürk devrimleri, Türk tarihi sıkça işlenen konular arasındadır. E) Roman ve öykülerde, olayın geçtiği çevre genişlemiş- tir.

> Bu testte 40 soru vardır. Cevaplarınızı cevap kâğıdının TÜRK TYT TÜRKC 1. Yazarın hayali, duygusu, yorumu söz konusu olsa da edebiyat eserlerinde salt ferdî bir hayalin yansıması ese- rin içini doldurmaya yetmeyebilir. Sanatçı, bilinçli bir ter- cihle toplumunu eserinde yansıtmalıdır. Bunu yaparken de dikkatli davranmalı, güdümlü olmamalıdır. Bu parçada altı çizili ifadeyle yazarın anlatmak iste- diği aşağıdakilerden hangisidir? A Gerçeğe uygun olmayan bir toplum yaşamını anlat- mamak B) Toplumu eserlerine taşırken sadece kendi düşünce- lerine sıkışmamak C) Eserlerinin konusu olan toplumu gerçekçi bir gözle ele almak D Okuru belli bir toplumsal söylem doğrultusunda yönlendiren eserler vermemek E) Toplum için hayati değer taşıyan gerçekleri üstün- körü işlememek

12. Asik suratlı insanlardan hoşlanır mısınız desem tabii bana gülersiniz. Zaten ben de biraz gülersiniz diye söze başladım. Güler yüze ve gülmeye dair olan bu konuşmayı asık suratla dinlemenizi istesem tabii. Konuşurken söze başladığınız sırada karşınızdakinin kaşlarını çattığı, asık bir suratla sizi dinlediğini görür- seniz konuşmak hevesiniz kırılır. Bu parçadaki aşağıdaki öğretici metin türlerinden hangisine özgü nitelikler ağır basmaktadır? A) Gezi yazısı B) Makale C) Sohbet D) Haber Yazısı E) Günlük

TEST/13 10. Gençlerle konuşmayı eskiden severdim. Günden güne tat almaz oluyorum onların sözlerinden. Bakıyorum da çoğu bir örnek, bir ayrılık, bir çeşitlilik yok dediklerinde. Birini dinle, binini dinlemiş gibi oluyorsun. Kendi ken- dilerine düşünmüyorlar da çevreden topladıkları yalan yanlış yargılarla, iri lakırdılarla yetiniyorlar. Yüksek ses- le konuştular mı, büyük bir iş görmüş gibi seviniyor, övünüyorlar. Gerçekten tatsız mı onların konuşmaları, gerçekten yavan mı? Yoksa ben pek yaşlandım, pek kocadım da onun için mi anlayamıyorum artık onları? Dilerim, doğrusu bu olsun. Kendimizden umudumu- zu kesmek ağırdır ya, yarından umudumuzu kesmek daha da ağırdır . Bu parçada Cumhuriyet Dönemi öğretici metinlerin hangi özelliği yoktur? A) Yazı dili konuşma diline yaklaştırılmıştır. B) Devrik cümlelere başvurulmuştur. C) Sade, yalın bir dil kullanılmıştır . Bilgi verme ve düşündürme amaçlanmıştır. E) Samimi içten bir anlatım yeğlenmiştir.