Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Görüşme BaşlatPaketleri İncele

Yazma Soruları

6. I Dinleyiciler konuşmacılara soru yöneltip kendi
düşüncelerini de söyleyebilir.
II. Diğer tartışma türlerine göre bilimsel değeri
fazladır.
III. Konuşmacılar, gruplar halinde bir tez ve antite-
zi savunur.
Numaralanmış cümlelerde verilen bilgilerden
hangileri münazarayla ilgili değildir?
A) Yalnız! B) Yalnız 11 C) I ve II
D) II ve III E) I, II ve III
Lise Türkçe
Yazma
6. I Dinleyiciler konuşmacılara soru yöneltip kendi düşüncelerini de söyleyebilir. II. Diğer tartışma türlerine göre bilimsel değeri fazladır. III. Konuşmacılar, gruplar halinde bir tez ve antite- zi savunur. Numaralanmış cümlelerde verilen bilgilerden hangileri münazarayla ilgili değildir? A) Yalnız! B) Yalnız 11 C) I ve II D) II ve III E) I, II ve III
lombie Sie
10. Aramazdık gece mehtabı yüzün parlarken
Bir uzak yıldıza benzerdi güneş sen varken
" e
Bu dizelerdeki en belirgin söz sanatı aşağıdaki-
lerden hangisidir?
nga
65 Us
A) Mübalağa B) Telmih Hos C) Tevriye
D) Kinaye
Tezat
ad marine sloo nobrie
Lise Türkçe
Yazma
lombie Sie 10. Aramazdık gece mehtabı yüzün parlarken Bir uzak yıldıza benzerdi güneş sen varken " e Bu dizelerdeki en belirgin söz sanatı aşağıdaki- lerden hangisidir? nga 65 Us A) Mübalağa B) Telmih Hos C) Tevriye D) Kinaye Tezat ad marine sloo nobrie
B
TYT
23
22. Zamanın birinde dağların tepesinde bir tapınak varmış
be bu tapınağa gitmeye niyet eden bir de rahip. Ancak
bu tapınakta hiç konuşulmazmış. Ses yokmuş, her şey
sembollerle ve işaretlerle anlatılırmış. Kapı tokmaği, zil
gibi ögeler de yokmuş. Rahip bu tapınağa varmak üze-
re yollara düşmüş; günlerce, haftalarca yürümüş, yü-
rümüş... Nihayetinde tapınağa varmış. Kapı tokmağı ve
zil olmadığı için kapının önüne oturmuş. İçerideki ra-
hiplerin, onun geldiğini hissedip kapıyı açmalarını bek-
lemiş. Çok kısa bir süre sonra bir rahip, elinde bir bar-
dak su ile kapıyı açmış. Bardak ağzına kadar doluy-
muş. Bu; burada hiç yer yok, seni içeri alamayız anla-
mina geliyormuş. Kapıdaki rahip, yerden bir kuş tüyü
almış ve bardağın üstüne koymuş ama bir damla su bi-
le dökülmemiş. Rahip, küçük bile olsa bir taş koysa su
taşacaktır ama o sadece bir kuş tüyü koymuştur.
Bu parçada söz edilen rahibin "taş yerine kuş tüyü
koymasının
asılamacı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Aslında tapınakta yer olduğunu anlatmaya çalışmak
B) Kendisinin onlara hiçbir zararının dokunmayacağı-
ni göstermek
e Kimseyle herhangi bir anlaşmazlık yaşamayacağı-
ni kanıtlamak
D) Onu almayarak hata yapacaklarını gözler önüne
sermek
E)) Doğru insanın, doğru yerde yük olmayacağını gös-
termek
Lise Türkçe
Yazma
B TYT 23 22. Zamanın birinde dağların tepesinde bir tapınak varmış be bu tapınağa gitmeye niyet eden bir de rahip. Ancak bu tapınakta hiç konuşulmazmış. Ses yokmuş, her şey sembollerle ve işaretlerle anlatılırmış. Kapı tokmaği, zil gibi ögeler de yokmuş. Rahip bu tapınağa varmak üze- re yollara düşmüş; günlerce, haftalarca yürümüş, yü- rümüş... Nihayetinde tapınağa varmış. Kapı tokmağı ve zil olmadığı için kapının önüne oturmuş. İçerideki ra- hiplerin, onun geldiğini hissedip kapıyı açmalarını bek- lemiş. Çok kısa bir süre sonra bir rahip, elinde bir bar- dak su ile kapıyı açmış. Bardak ağzına kadar doluy- muş. Bu; burada hiç yer yok, seni içeri alamayız anla- mina geliyormuş. Kapıdaki rahip, yerden bir kuş tüyü almış ve bardağın üstüne koymuş ama bir damla su bi- le dökülmemiş. Rahip, küçük bile olsa bir taş koysa su taşacaktır ama o sadece bir kuş tüyü koymuştur. Bu parçada söz edilen rahibin "taş yerine kuş tüyü koymasının asılamacı aşağıdakilerden hangisidir? A) Aslında tapınakta yer olduğunu anlatmaya çalışmak B) Kendisinin onlara hiçbir zararının dokunmayacağı- ni göstermek e Kimseyle herhangi bir anlaşmazlık yaşamayacağı- ni kanıtlamak D) Onu almayarak hata yapacaklarını gözler önüne sermek E)) Doğru insanın, doğru yerde yük olmayacağını gös- termek
2. ETKİNLİK A
1. Aşağıdaki yargıları doğru (D). yanlış (Y) olarak değerlendiriniz.
D
Romanin olay örgüsü bulunurken bütün olaylar sıralanır.
Anlatıcı roman kişilerinden biri olduğunda romanda kahraman bakış açısı kullanılmış olur.
1. Bir saat sonra Marki
cela sözcüğünü celle
Içinden, "Sakin," dec
tiklar masal olmas
canı sıkılmıştı; ona
jacağı konusunda
"Öyle efendim." de
hiç düşünmüyord
de Renal'in o ker
miş, içine bir hos
Gözlemci bakış açısıyla yazılan bir romanda birinci kişili anlatım kullanılır.
Romanda olaylar, oluş sırasına göre düz bir çizgi hâlinde verilmek zorundadır.
Bu parça için a
A) Kahraman
Tema romanın bütününe hakim olan duygudur.
B) Üçüncü kis
C) Zaman ve
D) Diyalogla
E) Roman
2. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri doldurunuz.
Lise Türkçe
Yazma
2. ETKİNLİK A 1. Aşağıdaki yargıları doğru (D). yanlış (Y) olarak değerlendiriniz. D Romanin olay örgüsü bulunurken bütün olaylar sıralanır. Anlatıcı roman kişilerinden biri olduğunda romanda kahraman bakış açısı kullanılmış olur. 1. Bir saat sonra Marki cela sözcüğünü celle Içinden, "Sakin," dec tiklar masal olmas canı sıkılmıştı; ona jacağı konusunda "Öyle efendim." de hiç düşünmüyord de Renal'in o ker miş, içine bir hos Gözlemci bakış açısıyla yazılan bir romanda birinci kişili anlatım kullanılır. Romanda olaylar, oluş sırasına göre düz bir çizgi hâlinde verilmek zorundadır. Bu parça için a A) Kahraman Tema romanın bütününe hakim olan duygudur. B) Üçüncü kis C) Zaman ve D) Diyalogla E) Roman 2. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri doldurunuz.
7
"Dünyaya bir daha gelsem saniyelerin nabzını tutardım."
diyor, Dostoyevski. Yani zamanını tam değerlendireme-
diğini söylüyordu. Bu kadar başarılı roman yazan nice-
liğin ve niteliğin zirvesine çıkan bir “deha" bile zamanını
iyi değerlendirmediğini söylüyorsa bizler hiç yaşamamışız
demektir. Ama galiba Dostoyevski'ye bunları söyleten "Sa-
natçı doyumsuzluğu"dur. Yoksa bir Karamazof Kardeşler'i,
bir Suç ve Ceza'yı, bir Kumarbaz'ı yazmış birini dünyada
hiç kimse -kendisi hariç, üretimsizlikle, iyi ürünler ortaya
koyamamakla suçlayamaz. Kırık dökük birkaç satır kara-
layınca burnunu düşürse almayacak pozlar takinip kanal
kanal, dinleti dinleti dolaşanların kulakları çinlasın. Onlar,
gerçek sanatçının ne olduğunu bilmiyorlar da ondan "Ben
oldum." diyorlar. Ben onlara "Oldun." değil, "Öldün." diyo-
rum.
Bu parçada vurgulanan düşünce aşağıdakilerden han-
gisidir?
A) Sanatçı olunmaz, sanatçı doğulur.
B) Gerçek sanatçı için başarıda son nokta yoktur.
C) İyi sanatçı, çok yazmayı değil, iyi yazmayı yeğler.
D) Sanatına yoğunlaşan sanatçı, başarıyı yakalar.
E) Reklamla, kötü yazan biri de ünlü olabilir.
Lise Türkçe
Yazma
7 "Dünyaya bir daha gelsem saniyelerin nabzını tutardım." diyor, Dostoyevski. Yani zamanını tam değerlendireme- diğini söylüyordu. Bu kadar başarılı roman yazan nice- liğin ve niteliğin zirvesine çıkan bir “deha" bile zamanını iyi değerlendirmediğini söylüyorsa bizler hiç yaşamamışız demektir. Ama galiba Dostoyevski'ye bunları söyleten "Sa- natçı doyumsuzluğu"dur. Yoksa bir Karamazof Kardeşler'i, bir Suç ve Ceza'yı, bir Kumarbaz'ı yazmış birini dünyada hiç kimse -kendisi hariç, üretimsizlikle, iyi ürünler ortaya koyamamakla suçlayamaz. Kırık dökük birkaç satır kara- layınca burnunu düşürse almayacak pozlar takinip kanal kanal, dinleti dinleti dolaşanların kulakları çinlasın. Onlar, gerçek sanatçının ne olduğunu bilmiyorlar da ondan "Ben oldum." diyorlar. Ben onlara "Oldun." değil, "Öldün." diyo- rum. Bu parçada vurgulanan düşünce aşağıdakilerden han- gisidir? A) Sanatçı olunmaz, sanatçı doğulur. B) Gerçek sanatçı için başarıda son nokta yoktur. C) İyi sanatçı, çok yazmayı değil, iyi yazmayı yeğler. D) Sanatına yoğunlaşan sanatçı, başarıyı yakalar. E) Reklamla, kötü yazan biri de ünlü olabilir.
a
Divan edeb
3.
8.
Aşağıdakilerden hangisinde verilen bilgi, ayraç içindek
yazarın özelliği değildir?
mat şairleri
kafiye" anla
manlarının
Aşağıdaki
anlayışın
A) İbrah
A) Roman akışını kesip okura seslenerek bilgi verir. (Ahme
Mithat Efendi)
B) Göz için kafiye anlayışını savunmuştur. (Recaizade M. Ekrem
C) "Bir Şairin Hezeyanı" ve "Nåkâfi" şiirlerinde Şiir görüşünü
ortaya koymuştur.( A. Hamit Tarhan)
D) Eski edebiyatın savunucusu olmuştur. (Muallim Naci)
E) Türk edebiyatında köy gerçeğini ilk kez ele alan yazardir.
(Nabizade Názim)
B) Nam
C) Abd
D) Rec
ardır.
vurulmaz.
E) Mu:
4-E
5-A
6-A
8-8
7-C
1-0
Lise Türkçe
Yazma
a Divan edeb 3. 8. Aşağıdakilerden hangisinde verilen bilgi, ayraç içindek yazarın özelliği değildir? mat şairleri kafiye" anla manlarının Aşağıdaki anlayışın A) İbrah A) Roman akışını kesip okura seslenerek bilgi verir. (Ahme Mithat Efendi) B) Göz için kafiye anlayışını savunmuştur. (Recaizade M. Ekrem C) "Bir Şairin Hezeyanı" ve "Nåkâfi" şiirlerinde Şiir görüşünü ortaya koymuştur.( A. Hamit Tarhan) D) Eski edebiyatın savunucusu olmuştur. (Muallim Naci) E) Türk edebiyatında köy gerçeğini ilk kez ele alan yazardir. (Nabizade Názim) B) Nam C) Abd D) Rec ardır. vurulmaz. E) Mu: 4-E 5-A 6-A 8-8 7-C 1-0
10. Kitaptan niçin korkarlar bunu bir türlü anlayamadim. Kitaptan korkmak, insan düşüncesinden korkmak, insanı kabul etme-
mektir. Kitaptan korkan adam, insanı sorumluluk hissinden uzaklaştırıyor demektir. "Birak, senin yerine ben düşünüyo-
rum!" demekle, "Falan kitabı okuma!" demek arasında hiçbir fark yoktur. Insanoğlu her şeyden önce sorumluluk hissidir.
Ondan uzaklaştırılan insan kendiliğinden bir paçavrhåline dönüşür
. Ortaçağ'dan bugüne kadar gelen zaman içinde
insanlığın belki en büyük kazancı bu basit gerçeği kendisine mal etmesidir.
Bu parça aşağıdaki yazı türlerinin hangisinden alınmış olabilir?
A) Deneme
B) Fikra
C) Günlük
D) Söyleşi
Lise Türkçe
Yazma
10. Kitaptan niçin korkarlar bunu bir türlü anlayamadim. Kitaptan korkmak, insan düşüncesinden korkmak, insanı kabul etme- mektir. Kitaptan korkan adam, insanı sorumluluk hissinden uzaklaştırıyor demektir. "Birak, senin yerine ben düşünüyo- rum!" demekle, "Falan kitabı okuma!" demek arasında hiçbir fark yoktur. Insanoğlu her şeyden önce sorumluluk hissidir. Ondan uzaklaştırılan insan kendiliğinden bir paçavrhåline dönüşür . Ortaçağ'dan bugüne kadar gelen zaman içinde insanlığın belki en büyük kazancı bu basit gerçeği kendisine mal etmesidir. Bu parça aşağıdaki yazı türlerinin hangisinden alınmış olabilir? A) Deneme B) Fikra C) Günlük D) Söyleşi
(1) Televizyonun Türkiye'ye gelişi Batı'dakine oranla çok
geç gerçekleşti. (11) Deneme yayınlarını ve birkaç saatlik ilk
yayınları saymazsak Türkiye'nin gerçek anlamda televiz-
yonla tanışması 70'li yıllara rastlar. (III) Yapılan çalışmalar,
Türkiye'de televizyon yayıncılığının emekleme yıllarından
itibaren dramaların çok önemli bir yere sahip olduğuna işa-
ret ediyor. (IV) Özgün ve yerli program yapımının şimdiye
göre az olduğu ilk yayın yıllarında, TRT'nin satın aldığı
yabancı diziler deyim yerindeyse izleyiciyi ekran başına
kilitledi. (V) Hatta toplumsal tarih bağlamında belli zaman
dilimlerini "Aşk Gemisi" yılları veya "Dallas" yılları ola-
rak adlandıranlar bile var. (VI) "Görevimiz Tehlike" ya da
"Kaçak" dizilerinin yayımlandığı zamanlar ise caddelerin
boşaldığı ve herkesin evinde ekran başına geçtiği saat-
lerdi. (VII) Yerli dizilerle tanışmamız, televizyon yayınları-
nin 1974 yılından itibaren nitelik ve nicelik olarak gelişme
gösterdiği döneme denk gelir. (VIII) İlk Türk dizisi "Kay-
nanalar"ın TRT tarafından üretildiği dönemde yine TRT,
Yeşilçam'ın ünlü yönetmenlerini Türk edebiyatı kaynak-
larını kullanarak televizyona dizi ve film üretmeye davet
etti. (IX) 1975'te Halit Refiğ'in çektiği ve otuz üçer dakikalık
6 bölümden oluşan "Aşk-ı Memnu" bu şekilde vücut buldu
ve yayımlandı.
34. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı var-
dir?
LA) Forkiye'de televizyon yayıncılığı ilk ne zaman başlamış-
B) TRT'nin ilk yıllarında yerli yapımlara fazla yer verilmeme-
sinin nedeni nedir?
TRT, Yeşilçam'ın ünlü yönetmenlerini neden dizi üretme-
leri için teşvik etmiştir?
D) Türk edebiyatında yapılan roman uyarlamalarının tele-
vizyonculuğa katkısı olmuş mudur?
E) TRT'nin ilk dizisi olan "Kaynanalar" nasıl bir ilgi görmüş-
tür?
Geciniz
Lise Türkçe
Yazma
(1) Televizyonun Türkiye'ye gelişi Batı'dakine oranla çok geç gerçekleşti. (11) Deneme yayınlarını ve birkaç saatlik ilk yayınları saymazsak Türkiye'nin gerçek anlamda televiz- yonla tanışması 70'li yıllara rastlar. (III) Yapılan çalışmalar, Türkiye'de televizyon yayıncılığının emekleme yıllarından itibaren dramaların çok önemli bir yere sahip olduğuna işa- ret ediyor. (IV) Özgün ve yerli program yapımının şimdiye göre az olduğu ilk yayın yıllarında, TRT'nin satın aldığı yabancı diziler deyim yerindeyse izleyiciyi ekran başına kilitledi. (V) Hatta toplumsal tarih bağlamında belli zaman dilimlerini "Aşk Gemisi" yılları veya "Dallas" yılları ola- rak adlandıranlar bile var. (VI) "Görevimiz Tehlike" ya da "Kaçak" dizilerinin yayımlandığı zamanlar ise caddelerin boşaldığı ve herkesin evinde ekran başına geçtiği saat- lerdi. (VII) Yerli dizilerle tanışmamız, televizyon yayınları- nin 1974 yılından itibaren nitelik ve nicelik olarak gelişme gösterdiği döneme denk gelir. (VIII) İlk Türk dizisi "Kay- nanalar"ın TRT tarafından üretildiği dönemde yine TRT, Yeşilçam'ın ünlü yönetmenlerini Türk edebiyatı kaynak- larını kullanarak televizyona dizi ve film üretmeye davet etti. (IX) 1975'te Halit Refiğ'in çektiği ve otuz üçer dakikalık 6 bölümden oluşan "Aşk-ı Memnu" bu şekilde vücut buldu ve yayımlandı. 34. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı var- dir? LA) Forkiye'de televizyon yayıncılığı ilk ne zaman başlamış- B) TRT'nin ilk yıllarında yerli yapımlara fazla yer verilmeme- sinin nedeni nedir? TRT, Yeşilçam'ın ünlü yönetmenlerini neden dizi üretme- leri için teşvik etmiştir? D) Türk edebiyatında yapılan roman uyarlamalarının tele- vizyonculuğa katkısı olmuş mudur? E) TRT'nin ilk dizisi olan "Kaynanalar" nasıl bir ilgi görmüş- tür? Geciniz
göre cevaplayınız.
(1) Televizyonun Türkiye'ye gelişi Batı'dakine oranla çok
geç gerçekleşti. (1) Deneme yayınlarını ve birkaç saatlik ilk
yayınlar saymazsak Türkiye'nin gerçek anlamda televiz-
yonla tanışması 70'li yıllara rastlar. (III). Yapılan çalışmalar.
Türkiye'de televizyon yayıncılığının emekleme yıllarından
itibaren dramaların çok önemli bir yere sahip olduğuna işa-
ret ediyor. (iv) Özgün ve yerli program yapıminin şimdiye
göre az olduğu ilk yayın yıllarında, TRT'nin satın aldığı
yabancı diziler deyim yerindeyse izleyiciyi ekran başına
kilitledi. (V) Hatta toplumsal tarih bağlamında belli zaman
dilimlerini "Aşk Gemisi" yılları veya "Dallas" yılları ola-
rak adlandıranlar bile var. (VI) "Görevimiz Tehlike" ya da
"Kaçak" dizilerinin yayımlandığı zamanlar ise caddelerin
boşaldığı ve herkesin evinde ekran başına geçtiği saat-
lerdi. (VII) Yerli dizilerle tanışmamız, televizyon yayınları
nin 1974 yılından itibaren nitelik ve nicelik olarak gelişme
gösterdiği döneme denk gelir. (VIII) İlk Türk dizisi "Kay-
nanalar"ın TRT tarafından üretildiği dönemde yine TRT,
Yeşilçam'ın ünlü yönetmenlerini Türk edebiyatı kaynak-
larını kullanarak televizyona dizi ve film üretmeye davet
etti. (IX) 1975'te Halit Refiğ'in çektiği ve otuz üçer dakikalık
6 bölümden oluşan "Aşk-ı Memnu" bu şekilde vücut buldu
ve yayımlandı.
33. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde kar-
şılaştırma yapılmıştır?
A) I, IV ve VI B) Il ve VIIL C) IV ve IX
D) III, IV ve VIII
E) V, VI ve VII
34. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı var-
dir?
A) Türkiye'de televizyon yayıncılığı ilk ne zaman başlamış-
tir?
B) TRT'nin ilk yıllarında yerli yapımlara fazla yer verilmeme-
sinin nedeni nedir?
C) TRT, Yeşilçam'ın ünlü yönetmenlerini neden dizi üretme-
leri için teşvik etmiştir?
D) Türk edebiyatında yapılan roman uyarlamalarının tele-
vizyonculuğa katkısı olmuş mudur?
E) TRT'nin ilk dizisi olan "Kaynanalar" nasıl bir ilgi görmüş-
tür?
Diñor Savava Geciniz
Lise Türkçe
Yazma
göre cevaplayınız. (1) Televizyonun Türkiye'ye gelişi Batı'dakine oranla çok geç gerçekleşti. (1) Deneme yayınlarını ve birkaç saatlik ilk yayınlar saymazsak Türkiye'nin gerçek anlamda televiz- yonla tanışması 70'li yıllara rastlar. (III). Yapılan çalışmalar. Türkiye'de televizyon yayıncılığının emekleme yıllarından itibaren dramaların çok önemli bir yere sahip olduğuna işa- ret ediyor. (iv) Özgün ve yerli program yapıminin şimdiye göre az olduğu ilk yayın yıllarında, TRT'nin satın aldığı yabancı diziler deyim yerindeyse izleyiciyi ekran başına kilitledi. (V) Hatta toplumsal tarih bağlamında belli zaman dilimlerini "Aşk Gemisi" yılları veya "Dallas" yılları ola- rak adlandıranlar bile var. (VI) "Görevimiz Tehlike" ya da "Kaçak" dizilerinin yayımlandığı zamanlar ise caddelerin boşaldığı ve herkesin evinde ekran başına geçtiği saat- lerdi. (VII) Yerli dizilerle tanışmamız, televizyon yayınları nin 1974 yılından itibaren nitelik ve nicelik olarak gelişme gösterdiği döneme denk gelir. (VIII) İlk Türk dizisi "Kay- nanalar"ın TRT tarafından üretildiği dönemde yine TRT, Yeşilçam'ın ünlü yönetmenlerini Türk edebiyatı kaynak- larını kullanarak televizyona dizi ve film üretmeye davet etti. (IX) 1975'te Halit Refiğ'in çektiği ve otuz üçer dakikalık 6 bölümden oluşan "Aşk-ı Memnu" bu şekilde vücut buldu ve yayımlandı. 33. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde kar- şılaştırma yapılmıştır? A) I, IV ve VI B) Il ve VIIL C) IV ve IX D) III, IV ve VIII E) V, VI ve VII 34. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı var- dir? A) Türkiye'de televizyon yayıncılığı ilk ne zaman başlamış- tir? B) TRT'nin ilk yıllarında yerli yapımlara fazla yer verilmeme- sinin nedeni nedir? C) TRT, Yeşilçam'ın ünlü yönetmenlerini neden dizi üretme- leri için teşvik etmiştir? D) Türk edebiyatında yapılan roman uyarlamalarının tele- vizyonculuğa katkısı olmuş mudur? E) TRT'nin ilk dizisi olan "Kaynanalar" nasıl bir ilgi görmüş- tür? Diñor Savava Geciniz
atin
33. - 34. soruları aşağıdaki parçaya
göre cevaplayınız.
28-
da
en
(1) Televizyonun Türkiye'ye gelişi Batı'dakine oranla çok
geç gerçekleşti. (11) Deneme yayınlarını ve birkaç saatlik ilk
yayınlan saymazsak Türkiye'nin gerçek anlamda televiz-
yonla tanışması 70'li yıllara rastlar. (111) Yapılan çalışmalar,
Türkiye'de televizyon yayıncılığının emekleme yıllarından
itibaren dramaların çok önemli bir yere sahip olduğuna işa-
ret ediyor. (IV) Özgün ve yerli program yapımının şimdiye
göre az olduğu ilk yayın yıllarında, TRT'nin satın aldığı
yabancı diziler deyim yerindeyse izleyiciyi ekran başına
kilitledi. (V) Hatta toplumsal tarih bağlamında belli zaman
dilimlerini "Aşk Gemisi" yılları veya "Dallas" yılları ola-
rak adlandıranlar bile var. (VI) "Görevimiz Tehlike" ya da
"Kaçak" dizilerinin yayımlandığı zamanlar ise caddelerin
boşaldığı ve herkesin evinde ekran başına geçtiği saat-
lerdi. (VII) Yerli dizilerle tanışmamız, televizyon yayınları-
nin 1974 yılından itibaren nitelik ve nicelik olarak gelişme
gösterdiği döneme denk gelir. (VIII) ilk Türk dizisi "Kay-
nanalar"ın TRT tarafından üretildiği dönemde yine TRT,
Yeşilçam'ın ünlü yönetmenlerini Türk edebiyatı kaynak-
larını kullanarak televizyona dizi ve film üretmeye davet
etti. (IX) 1975'te Halit Refiğ'in çektiği ve otuz üçer dakikalık
6 bölümden oluşan "Aşk-ı Memnu" bu şekilde vücut buldu
ve yayımlandı.
34. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı var-
dir?
Türkiye'de televizyon yayıncılığı ilk ne zaman başlamış-
tır?
B) TRT'nin ilk yıllarında yerli yapımlara fazla yer verilmeme-
sinin nedeni nedir?
C) TRT, Yeşilçam'ın ünlü yönetmenlerini neden dizi üretme-
leri için teşvik etmiştir?
DX Türk edebiyatında yapılan roman uyarlamalarının tele-
vizyonculuğa katkısı olmuş mudur?
E) TRT'nin ilk dizisi olan "Kaynanalar" nasıl bir ilgi görmüş-
tür?
Lise Türkçe
Yazma
atin 33. - 34. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 28- da en (1) Televizyonun Türkiye'ye gelişi Batı'dakine oranla çok geç gerçekleşti. (11) Deneme yayınlarını ve birkaç saatlik ilk yayınlan saymazsak Türkiye'nin gerçek anlamda televiz- yonla tanışması 70'li yıllara rastlar. (111) Yapılan çalışmalar, Türkiye'de televizyon yayıncılığının emekleme yıllarından itibaren dramaların çok önemli bir yere sahip olduğuna işa- ret ediyor. (IV) Özgün ve yerli program yapımının şimdiye göre az olduğu ilk yayın yıllarında, TRT'nin satın aldığı yabancı diziler deyim yerindeyse izleyiciyi ekran başına kilitledi. (V) Hatta toplumsal tarih bağlamında belli zaman dilimlerini "Aşk Gemisi" yılları veya "Dallas" yılları ola- rak adlandıranlar bile var. (VI) "Görevimiz Tehlike" ya da "Kaçak" dizilerinin yayımlandığı zamanlar ise caddelerin boşaldığı ve herkesin evinde ekran başına geçtiği saat- lerdi. (VII) Yerli dizilerle tanışmamız, televizyon yayınları- nin 1974 yılından itibaren nitelik ve nicelik olarak gelişme gösterdiği döneme denk gelir. (VIII) ilk Türk dizisi "Kay- nanalar"ın TRT tarafından üretildiği dönemde yine TRT, Yeşilçam'ın ünlü yönetmenlerini Türk edebiyatı kaynak- larını kullanarak televizyona dizi ve film üretmeye davet etti. (IX) 1975'te Halit Refiğ'in çektiği ve otuz üçer dakikalık 6 bölümden oluşan "Aşk-ı Memnu" bu şekilde vücut buldu ve yayımlandı. 34. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı var- dir? Türkiye'de televizyon yayıncılığı ilk ne zaman başlamış- tır? B) TRT'nin ilk yıllarında yerli yapımlara fazla yer verilmeme- sinin nedeni nedir? C) TRT, Yeşilçam'ın ünlü yönetmenlerini neden dizi üretme- leri için teşvik etmiştir? DX Türk edebiyatında yapılan roman uyarlamalarının tele- vizyonculuğa katkısı olmuş mudur? E) TRT'nin ilk dizisi olan "Kaynanalar" nasıl bir ilgi görmüş- tür?
H DUNI
11. Aşağıdakilerin hangisi öğretici metinlerin bir özelliği olamaz?
A) Çok anlamlıdır.
B) Bilgi ve haber vermek, ikna etmek, yönlendirmek, düşündürmek gibi amaçlarla yazılır.
C) Tarihî, felsefi ve bilimsel metinler öğretici metindir.
D) Kanıtlanabilir nitelikte olan bilgilere yer verilir.
E) Nesnel gerçeklik vardır.
Lise Türkçe
Yazma
H DUNI 11. Aşağıdakilerin hangisi öğretici metinlerin bir özelliği olamaz? A) Çok anlamlıdır. B) Bilgi ve haber vermek, ikna etmek, yönlendirmek, düşündürmek gibi amaçlarla yazılır. C) Tarihî, felsefi ve bilimsel metinler öğretici metindir. D) Kanıtlanabilir nitelikte olan bilgilere yer verilir. E) Nesnel gerçeklik vardır.
UYGULAMA TESTİ - 10
1. Intikam, insanı harekete geçiren güçlü bir duygusal tetikleyi-
cidir. Intikam ve affetme duyguları üzerine uzun süredir araş-
tırma yapan evrimsel psikoloji uzmanları “Size zarar veren
birine karşı öfke duyma ve ona acı verme isteği her toplumda
anlaşılacak bir durumdur." diyor. Saldırganlık konusunda araş-
tırma yapan uzmanlar, şiddet içeren bir saldırıdan önce başka
şeylerin devreye girdiğini gördüler. Tetikleyici ile saldırı arasın-
1
daki duyguları “psikolojik aracılar" olarak adlandıran uzman-
lar, birinin aşağılayıcı davranışı karşısında saldırgan bir tepki
vermesinin kaynağını intikam duygusuna bağlıyor. Uzmanların
araştırmaları, aşağılanan veya sosyal bakımdan reddedilen bir
insanın duygusal acı çektiğini ve sosyal reddedilme karşısında
saldırgan tepki gösterenlerde beynin acı ile bağlantılı bölgele-
rinin daha aktif olduğunu gösterdi. Fakat reddedilme duygusu
başlangıçta acı verse de intikam alma fırsatı ortaya çıktığında
bu aci, zevk ile maskelenebiliyor. Saldırgan bir tutum göster-
meleri için provoke edilen insanlar, beyinlerindeki ödül bölgesi-
nin harekete geçmesiyle gerçekten de tatlı bir intikam hissine
kapılıyor ve bunu devam ettiriyor.
Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakiler-
den hangisidir?
A) Sosyal reddilmeye karşı gelişen intikam duygusu, insanı
fiziksel olarak da etkiler.
B) Toplum tarafından reddedilmiş bireyler, kişisel çatışmasını
çevreye zarar vererek gösterir.
C) Saldırgan tavırların desteklenmesi, intikam duygusunun
süreklilik kazanmasına neden olur.
Intikam duygusunu tetikleyen durumlar, bireyin içinde bu-
lunduğu çevreye göre farklılaşır.
É) İstenmeyen durumlar karşısında oluşan öfke ve acının
kimi zaman giderilmesi mümkün değildir.
bu-
Lise Türkçe
Yazma
UYGULAMA TESTİ - 10 1. Intikam, insanı harekete geçiren güçlü bir duygusal tetikleyi- cidir. Intikam ve affetme duyguları üzerine uzun süredir araş- tırma yapan evrimsel psikoloji uzmanları “Size zarar veren birine karşı öfke duyma ve ona acı verme isteği her toplumda anlaşılacak bir durumdur." diyor. Saldırganlık konusunda araş- tırma yapan uzmanlar, şiddet içeren bir saldırıdan önce başka şeylerin devreye girdiğini gördüler. Tetikleyici ile saldırı arasın- 1 daki duyguları “psikolojik aracılar" olarak adlandıran uzman- lar, birinin aşağılayıcı davranışı karşısında saldırgan bir tepki vermesinin kaynağını intikam duygusuna bağlıyor. Uzmanların araştırmaları, aşağılanan veya sosyal bakımdan reddedilen bir insanın duygusal acı çektiğini ve sosyal reddedilme karşısında saldırgan tepki gösterenlerde beynin acı ile bağlantılı bölgele- rinin daha aktif olduğunu gösterdi. Fakat reddedilme duygusu başlangıçta acı verse de intikam alma fırsatı ortaya çıktığında bu aci, zevk ile maskelenebiliyor. Saldırgan bir tutum göster- meleri için provoke edilen insanlar, beyinlerindeki ödül bölgesi- nin harekete geçmesiyle gerçekten de tatlı bir intikam hissine kapılıyor ve bunu devam ettiriyor. Bu parçada vurgulanmak istenen düşünce aşağıdakiler- den hangisidir? A) Sosyal reddilmeye karşı gelişen intikam duygusu, insanı fiziksel olarak da etkiler. B) Toplum tarafından reddedilmiş bireyler, kişisel çatışmasını çevreye zarar vererek gösterir. C) Saldırgan tavırların desteklenmesi, intikam duygusunun süreklilik kazanmasına neden olur. Intikam duygusunu tetikleyen durumlar, bireyin içinde bu- lunduğu çevreye göre farklılaşır. É) İstenmeyen durumlar karşısında oluşan öfke ve acının kimi zaman giderilmesi mümkün değildir. bu-
nar
LİMİ
A)
2.
B
(1) Antik Yunan uygarlığının temelinde Girit (Minos)
uygarlığı, Minos ve Mykene uygarlığı kanalıyla da Orta
Doğu uygarlıklarının üç bin yıllık uygarlık ve kültür
birikimi yatmaktadık (1) Antik Yunan'daki düşünceyi
mitolojik düşünceden ayrı düşünmek pek mümkün
görünmemektedir. (III) Antik Çağ Yunan mitolojisinin
çıkış noktasının ise MÖ 7. yüzyılın başlarında yaşamış
Homeros'un İlyada ve Odysseia adlı eserleri ile MÖ
7. yüzyılın sonlarında yaşamış Hesiodos'un Theogonia
adlı eserleri olduğu bilinmektedir. (IV) Özellikle kâinatın
yaratılışı ve fiziksel nesnelerin ortaya çıkışı ile ilgili
konularıyla bu eserler Antik Çağ Yunan uygarlığının
sadece mitolojisi üzerinde değil; felsefesi, edebiyatı ve
bilimsel çalışmaları üzerinde de büyük bir etkide
bulunmuştur. (V) Homeros destanları, yazının olmadığı
bir çağda aristokratik değerleri kuşaktan kuşağa
geçiren ve pekiştiren eğitsel ve ideolojik bir işlev
görmüş, daha sonraki çağlarda ise aristokratların
düşünüşünü biçimlendiren başlıca kültürel kaynak
olmuştur.
3s
Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
B) IN
A)!
C) III
D) IV
E) V
205
Lise Türkçe
Yazma
nar LİMİ A) 2. B (1) Antik Yunan uygarlığının temelinde Girit (Minos) uygarlığı, Minos ve Mykene uygarlığı kanalıyla da Orta Doğu uygarlıklarının üç bin yıllık uygarlık ve kültür birikimi yatmaktadık (1) Antik Yunan'daki düşünceyi mitolojik düşünceden ayrı düşünmek pek mümkün görünmemektedir. (III) Antik Çağ Yunan mitolojisinin çıkış noktasının ise MÖ 7. yüzyılın başlarında yaşamış Homeros'un İlyada ve Odysseia adlı eserleri ile MÖ 7. yüzyılın sonlarında yaşamış Hesiodos'un Theogonia adlı eserleri olduğu bilinmektedir. (IV) Özellikle kâinatın yaratılışı ve fiziksel nesnelerin ortaya çıkışı ile ilgili konularıyla bu eserler Antik Çağ Yunan uygarlığının sadece mitolojisi üzerinde değil; felsefesi, edebiyatı ve bilimsel çalışmaları üzerinde de büyük bir etkide bulunmuştur. (V) Homeros destanları, yazının olmadığı bir çağda aristokratik değerleri kuşaktan kuşağa geçiren ve pekiştiren eğitsel ve ideolojik bir işlev görmüş, daha sonraki çağlarda ise aristokratların düşünüşünü biçimlendiren başlıca kültürel kaynak olmuştur. 3s Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? B) IN A)! C) III D) IV E) V 205
4.
"Şiirin içindeki fikir
, elmanın içindeki gida gibi saklı
Valery, şiirin fikirlerle yapılamayacağını iddia eder. Onun
olmalıdır." sözü de oldukça ün kazanmıştır. John
Ciardi'nin de bir sözü varmış, yeni öğrendim: “Şiir
fikirlerden söz açmaz, onları bir aktör gibi temsil eder.
diyor. Ben bu yargılardan şunu çıkarıyorum: Demek oluyor
ki şair
, kendinde var olan bir şiir ortamına ya da bir şair
duygusallığına bazı düşünceler katmadan edemiyor,
onlarsız yürütemiyor şiirini. Ayrıca önce edindiği, sonra da
şiirine ulaştırdığı bu düşünceler yok mu, işte onları
gizleyip belli belirsiz bir hâle getirmeyi de ustalık sayıyor.
6. F
H
a
Bu parça için en uygun başlık aşağıdakilerden hangisi
olabilir?
B) Siirde Yoğunluk
A) Şiir Sanatı
D) Şiirde Düşünce
C) Şiirin Özellikleri
E) Gizli Düşünceler
Lise Türkçe
Yazma
4. "Şiirin içindeki fikir , elmanın içindeki gida gibi saklı Valery, şiirin fikirlerle yapılamayacağını iddia eder. Onun olmalıdır." sözü de oldukça ün kazanmıştır. John Ciardi'nin de bir sözü varmış, yeni öğrendim: “Şiir fikirlerden söz açmaz, onları bir aktör gibi temsil eder. diyor. Ben bu yargılardan şunu çıkarıyorum: Demek oluyor ki şair , kendinde var olan bir şiir ortamına ya da bir şair duygusallığına bazı düşünceler katmadan edemiyor, onlarsız yürütemiyor şiirini. Ayrıca önce edindiği, sonra da şiirine ulaştırdığı bu düşünceler yok mu, işte onları gizleyip belli belirsiz bir hâle getirmeyi de ustalık sayıyor. 6. F H a Bu parça için en uygun başlık aşağıdakilerden hangisi olabilir? B) Siirde Yoğunluk A) Şiir Sanatı D) Şiirde Düşünce C) Şiirin Özellikleri E) Gizli Düşünceler
4. Sağlıklı Yaşam Davranışları hangisini içermez?
OSAĞLIKLI BESLENME
DUZENLI FIZIKSEL AKTIVITE
SIGARA VB BAĞIMLILIK YAPICILARDAN UZAK DURMA
IŞ YAŞAMINDA UYULMASI GEREKEN KURALLARA DIKKAT ETMEK ONEMSIZDIR
Lise Türkçe
Yazma
4. Sağlıklı Yaşam Davranışları hangisini içermez? OSAĞLIKLI BESLENME DUZENLI FIZIKSEL AKTIVITE SIGARA VB BAĞIMLILIK YAPICILARDAN UZAK DURMA IŞ YAŞAMINDA UYULMASI GEREKEN KURALLARA DIKKAT ETMEK ONEMSIZDIR
19. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dolaylama vardır?
A) Bazı kalem sahipleri kendi yazdığından başkasını sanat eseri
saymaz.
B) Bazıları birkaç öykü çiziktirivermekle yazar olduklarını
saniyorlar.
C) Sanatın her dalıyla, resimle, şiirle, tiyatroyla ilgilenirdi.
D) İyi bir eleştirmen aynı zamanda iyi bir sanatçı olmalıdır.
E) Eserlerinin eleştirilmesine hiç kızmaz, hatta bundan
memnun olurdu.
Lise Türkçe
Yazma
19. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde dolaylama vardır? A) Bazı kalem sahipleri kendi yazdığından başkasını sanat eseri saymaz. B) Bazıları birkaç öykü çiziktirivermekle yazar olduklarını saniyorlar. C) Sanatın her dalıyla, resimle, şiirle, tiyatroyla ilgilenirdi. D) İyi bir eleştirmen aynı zamanda iyi bir sanatçı olmalıdır. E) Eserlerinin eleştirilmesine hiç kızmaz, hatta bundan memnun olurdu.