Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Görüşme BaşlatPaketleri İncele

1980 Sonrası Türk Şiirinin Temsilcileri Soruları

2. Kim bilir, kim bilir neler söyler
Bu süreksiz, hevesli zemzemeler
Bu susup durma, sonra söylemeler
Bu nevâzişli, nazlı, hoş nağamât
Bu rekâket, bu lüknet-î elhân
Bu tereddüdlü mûsikî-yi figân
Tâ uzaklarda işte bir piyano:
Onu, bî-şübhe, bir kadın çalıyor
Mûsikîden cevâb-ı ye's alıyor
Dinle ey ruhum işte ağlayan o...
Bu dizelerden Servetifünun şiirinin aşağıdaki
özelliklerinden hangisine ulaşılamaz?
A) Sone nazım şekli kullanılır.
B) Aliterasyon ve asonans kullanılır.
C) Anjanbuman görülür.
D) Dil ağır ve sanatlıdır..
E) Bireysel duygular işlenir. +
Lise Türkçe
1980 Sonrası Türk Şiirinin Temsilcileri
2. Kim bilir, kim bilir neler söyler Bu süreksiz, hevesli zemzemeler Bu susup durma, sonra söylemeler Bu nevâzişli, nazlı, hoş nağamât Bu rekâket, bu lüknet-î elhân Bu tereddüdlü mûsikî-yi figân Tâ uzaklarda işte bir piyano: Onu, bî-şübhe, bir kadın çalıyor Mûsikîden cevâb-ı ye's alıyor Dinle ey ruhum işte ağlayan o... Bu dizelerden Servetifünun şiirinin aşağıdaki özelliklerinden hangisine ulaşılamaz? A) Sone nazım şekli kullanılır. B) Aliterasyon ve asonans kullanılır. C) Anjanbuman görülür. D) Dil ağır ve sanatlıdır.. E) Bireysel duygular işlenir. +
12. 1953'te Sovyetler Birliği tarafından ilk görüntü-
1
||
ler elde edilene kadar Ay'ın Dünya'dan görün-
meyen yüzüyle ilgili pek bir şey bilinmiyordu.
Dünya'ya yakın kısmının aksine uzak kısmı
IV
dağlık ve kayalıktır. Uzay aracı Dünya'dan gö-
rünmediği için radyo dalgalarıyla doğrudan ileti-
şim kurmak imkânsız.
V
Bu parçadaki numaralanmış sözlerden han-
gisinin yazımı yanlıştır?
A) I
B) II
C) III
D) IV E) V
Lise Türkçe
1980 Sonrası Türk Şiirinin Temsilcileri
12. 1953'te Sovyetler Birliği tarafından ilk görüntü- 1 || ler elde edilene kadar Ay'ın Dünya'dan görün- meyen yüzüyle ilgili pek bir şey bilinmiyordu. Dünya'ya yakın kısmının aksine uzak kısmı IV dağlık ve kayalıktır. Uzay aracı Dünya'dan gö- rünmediği için radyo dalgalarıyla doğrudan ileti- şim kurmak imkânsız. V Bu parçadaki numaralanmış sözlerden han- gisinin yazımı yanlıştır? A) I B) II C) III D) IV E) V
Texipej
26. Topluluk önünde konuşma korkusu glossofobi de
rak adlandınlan bir durumdur. Basit bir kaygı diz
yindeyken tedavi edilmediğinde bu korku, zaman
içinde tehlikeli bir fobiye dönüşebilir. Topluluk
önünde konuşamama durumu genellikle bazı be
lirtilerle gün yüzüne çıkar. Omneğin; topluluk önüne
çıkıp bir sunu yapmanız gerektiğinde bu fikir kafa
nizda oluşur oluşmaz mide bulantısı ve panik his
setmeye başlayacak, kalp çarpıntılarınızı duyacak,
ağız kuruluğu ve terleme gibi durumlar yaşayacak
siniz. Böyle durumlarda, konuşmanız esnasında
elleriniz ve sesiniz titremeye başlayabilir, baş dön
mesi problemi yaşayabilirsiniz. Dünya nüfusunun
yaklaşık yüzde 75'ini etkileyen bir korku olan top-
luluk önünde konuşma fobisi, yaşam kalitesini ciddi
oranda olumsuz etkiler. Hatta yapılan araştırmalar
gösteriyor ki glossofobi, ölüm korkusundan bile
daha yaygın seyrediyor.
Bu parçadan hareketle glossofobi ile ilgili ola-
rak aşağıdakilerin hangisi söylenemez?
A) Fiziksel ve psikolojik belirtileri bulunan bir rahat-
sızlıktır.
B) Hayatı büyük derecede olumsuz bir şekilde etki-
leyebilmektedir.
C) Kişinin, kendisini endişeli ve huzursuz hisset-
mesine neden olmaktadır.
D) Genetik ya da çevresel faktörlerden kaynakla-
nabilmektedir.
E) Insanların çoğunu etkileyen ancak tedavi edile-
bilir bir hastalık olarak değerlendirilmektedir.
Lise Türkçe
1980 Sonrası Türk Şiirinin Temsilcileri
Texipej 26. Topluluk önünde konuşma korkusu glossofobi de rak adlandınlan bir durumdur. Basit bir kaygı diz yindeyken tedavi edilmediğinde bu korku, zaman içinde tehlikeli bir fobiye dönüşebilir. Topluluk önünde konuşamama durumu genellikle bazı be lirtilerle gün yüzüne çıkar. Omneğin; topluluk önüne çıkıp bir sunu yapmanız gerektiğinde bu fikir kafa nizda oluşur oluşmaz mide bulantısı ve panik his setmeye başlayacak, kalp çarpıntılarınızı duyacak, ağız kuruluğu ve terleme gibi durumlar yaşayacak siniz. Böyle durumlarda, konuşmanız esnasında elleriniz ve sesiniz titremeye başlayabilir, baş dön mesi problemi yaşayabilirsiniz. Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 75'ini etkileyen bir korku olan top- luluk önünde konuşma fobisi, yaşam kalitesini ciddi oranda olumsuz etkiler. Hatta yapılan araştırmalar gösteriyor ki glossofobi, ölüm korkusundan bile daha yaygın seyrediyor. Bu parçadan hareketle glossofobi ile ilgili ola- rak aşağıdakilerin hangisi söylenemez? A) Fiziksel ve psikolojik belirtileri bulunan bir rahat- sızlıktır. B) Hayatı büyük derecede olumsuz bir şekilde etki- leyebilmektedir. C) Kişinin, kendisini endişeli ve huzursuz hisset- mesine neden olmaktadır. D) Genetik ya da çevresel faktörlerden kaynakla- nabilmektedir. E) Insanların çoğunu etkileyen ancak tedavi edile- bilir bir hastalık olarak değerlendirilmektedir.
25.
Yaşanan her an aslında tarihtir. O, hayatın tam ken-
disidir. En büyük yanılgı tarihin geçmişte kaldığı his-
sidir. Tarih, temel bileşenleriyle hayatın her anında
yer edinen ama farklı yorumlara maruz kalan bir
dinamik, bir bütünlüktür. Zira dünü bugünden, bu-
günü dünden; geleceği bugünden koparmak nasıl
mümkün olabilir? Tarihçiliğin belki en karmaşık ve
mesleki düşüncesini yönelttiği tutum ve tavır bu-
rada başlar. O, tüm bilgi, tecrübe ve envanteriyle
merceğini bugündeki geçmişe; yarındaki bugüne
tutar. Bugündeki geçmiş, dünün sürümü; gelecek
ise bugünün uzantısı olacaktır. Geçmişten gelece-
ğe süren bu devingenlik zaman zaman öyle kör
noktalara denk gelir ki tarihçi kendini karanlıklar
arasında bulabilir.
27, ilk TO
Tarih ile ilgili bu düşüncelere göre aşağıdaki çıkarım-
lardan hangisine ulaşılamaz?
A) Tarih, yaşantıdan soyutlanamayacak kadar insanın
bir parçasıdır.
B) İnsanlar tarihi olaylara her zaman aynı bakış açısıyla
yaklaşamaz ve aynı değerlendirmelerde bulunamaz.
C) Tarih öğrenmek insanın geçmişi ile bugünü, bugünü
ile geleceği arasında bağlantı kurmasını sağlar.
D) Tarih, dün ile yarını buluştururken kimi zaman bilgiye
ulaşmayı zorlaştırabilir.
E) Geçmişte yaşananların daha iyi anlaşılması bugünün
değer ölçütleriyle geçmişe bakılmasına bağlıdır.
eis
Lise Türkçe
1980 Sonrası Türk Şiirinin Temsilcileri
25. Yaşanan her an aslında tarihtir. O, hayatın tam ken- disidir. En büyük yanılgı tarihin geçmişte kaldığı his- sidir. Tarih, temel bileşenleriyle hayatın her anında yer edinen ama farklı yorumlara maruz kalan bir dinamik, bir bütünlüktür. Zira dünü bugünden, bu- günü dünden; geleceği bugünden koparmak nasıl mümkün olabilir? Tarihçiliğin belki en karmaşık ve mesleki düşüncesini yönelttiği tutum ve tavır bu- rada başlar. O, tüm bilgi, tecrübe ve envanteriyle merceğini bugündeki geçmişe; yarındaki bugüne tutar. Bugündeki geçmiş, dünün sürümü; gelecek ise bugünün uzantısı olacaktır. Geçmişten gelece- ğe süren bu devingenlik zaman zaman öyle kör noktalara denk gelir ki tarihçi kendini karanlıklar arasında bulabilir. 27, ilk TO Tarih ile ilgili bu düşüncelere göre aşağıdaki çıkarım- lardan hangisine ulaşılamaz? A) Tarih, yaşantıdan soyutlanamayacak kadar insanın bir parçasıdır. B) İnsanlar tarihi olaylara her zaman aynı bakış açısıyla yaklaşamaz ve aynı değerlendirmelerde bulunamaz. C) Tarih öğrenmek insanın geçmişi ile bugünü, bugünü ile geleceği arasında bağlantı kurmasını sağlar. D) Tarih, dün ile yarını buluştururken kimi zaman bilgiye ulaşmayı zorlaştırabilir. E) Geçmişte yaşananların daha iyi anlaşılması bugünün değer ölçütleriyle geçmişe bakılmasına bağlıdır. eis
21. Mallerme, Henri Cazzallis'e yazdığı bir mektupta: "Şu
yeryüzünde mutluluk ne acıklı bir durumdadır." der.
"Onun uğruna baş eğmesi için pek aşağılık biri olması
gerekir kişinin. Mutluyum sözcüğü ben yüreksizim, daha
doğrusu ben bir budalayım demekle eş anlama geliyor
neredeyse." Ben de mutluluğun, insanları peşinden sü-
rükleyen ve insanları gülünç hallere düşüren talihsiz bir
sözcük olduğunu düşünüyorum.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
LA Tanık göstermeden yararlanma
BY Kişisel bir söyleme dayanmax
Koşul öne sürme
*
DY Yinelemeye yer verme
E ilişki kurma mutluluk - Budalakk
E)
Lise Türkçe
1980 Sonrası Türk Şiirinin Temsilcileri
21. Mallerme, Henri Cazzallis'e yazdığı bir mektupta: "Şu yeryüzünde mutluluk ne acıklı bir durumdadır." der. "Onun uğruna baş eğmesi için pek aşağılık biri olması gerekir kişinin. Mutluyum sözcüğü ben yüreksizim, daha doğrusu ben bir budalayım demekle eş anlama geliyor neredeyse." Ben de mutluluğun, insanları peşinden sü- rükleyen ve insanları gülünç hallere düşüren talihsiz bir sözcük olduğunu düşünüyorum. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? LA Tanık göstermeden yararlanma BY Kişisel bir söyleme dayanmax Koşul öne sürme * DY Yinelemeye yer verme E ilişki kurma mutluluk - Budalakk E)
12. Gülün tam ortasında ağlıyorum
1
Her akşam sokak ortasında öldükçe
||
Önümü arkamı bilmiyorum
Azaldığını duyup duyup karanlıkta
IV
Beni ayakta tutan gözlerinin
V
Cemal Süreya
Bu dizelerdeki numaralanmış sözlerden hangisinin
görevi yanlış belirtilmiştir?
Al-Isim
B) II - Zarf
D) IV - Zarf
C) III - Sifat
E) V - Sifat
Lise Türkçe
1980 Sonrası Türk Şiirinin Temsilcileri
12. Gülün tam ortasında ağlıyorum 1 Her akşam sokak ortasında öldükçe || Önümü arkamı bilmiyorum Azaldığını duyup duyup karanlıkta IV Beni ayakta tutan gözlerinin V Cemal Süreya Bu dizelerdeki numaralanmış sözlerden hangisinin görevi yanlış belirtilmiştir? Al-Isim B) II - Zarf D) IV - Zarf C) III - Sifat E) V - Sifat
1.
(1) Otuz yıl önce, toprak ana, beni şefkatli kollarına
aldığında yani henüz hiçbir şeyden haberi olmayan
toy bir fidanken hayaller kurardim. (II) Kocaman bo-
yuma ve dallarıma, çevremdekilerin hayran bakışla-
rını görür, içimden geçen ince bir gurur duyardım.
(III) Bunların hiçbiri olmadı tabii. (IV) Ne hayalini kur-
duğum uzun bir boyum ne de kocaman dallarım ol-
du ama mutluydum. (V) Kalın kabukla sarmaladığım
kırmızı tanelerimin hasat zamanı geldiğinde mutlulu-
ğum daha da artardı.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümle bileşik yapılıdır.
B) II. cümle ortak ögeli, sıralı cümledir.
C) III. cümlede sifat tamlaması kullanılmıştır.
Whew
D) IV. cümle bağlı cümledir.
E) V. cümlede birleşik zamanlı ve etken çatılı fiil var-
dır.
18
Sutjoy lelp
3.
Lise Türkçe
1980 Sonrası Türk Şiirinin Temsilcileri
1. (1) Otuz yıl önce, toprak ana, beni şefkatli kollarına aldığında yani henüz hiçbir şeyden haberi olmayan toy bir fidanken hayaller kurardim. (II) Kocaman bo- yuma ve dallarıma, çevremdekilerin hayran bakışla- rını görür, içimden geçen ince bir gurur duyardım. (III) Bunların hiçbiri olmadı tabii. (IV) Ne hayalini kur- duğum uzun bir boyum ne de kocaman dallarım ol- du ama mutluydum. (V) Kalın kabukla sarmaladığım kırmızı tanelerimin hasat zamanı geldiğinde mutlulu- ğum daha da artardı. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola- rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) I. cümle bileşik yapılıdır. B) II. cümle ortak ögeli, sıralı cümledir. C) III. cümlede sifat tamlaması kullanılmıştır. Whew D) IV. cümle bağlı cümledir. E) V. cümlede birleşik zamanlı ve etken çatılı fiil var- dır. 18 Sutjoy lelp 3.
1.-2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Nüzhet'in hayali bütün bu düşüncelerimden bir saniye aynimi-
yor; hep kendimi ameliyattan sonra ve Nüzhet'in karşısında gö-
rüyor, onun manzaram karşısındaki hislerini tahlil etmeye mu-
vaffak olmadan başımı silkeliyor yahut yerimden kalkıyor yahut
inliyor yahut birini çağırıyor ve bu hayalden kaçıyorum. Fakat
o beni kovalıyor. Ruhumun en kalabalık anlanında bile yığınla-
n itip dürterek sivriliyor ve şuurumu kaplıyor, ter içinde kalkıyo-
rum. Bazan bu işkence içinde bunaldığımı anlayan etrafımdaki
insanların, bana haykıran bir merhametle baktıklarını görüyorum.
Feci karardan sonra bana bakan gözlerin hepsi ne kadar de-
rinleşti. Bütün bu gözlerde ruhumun akislerini görüyorum, hep-
si tâ içime bakıyorlar ve içimi aksettiren birer küçük ayna gibi
esrarlı bir karanlık, parıltıyla kamaşıyor, oyuluyor, derinleşiyor-
lar. Bazıları da var ki büyük mahkumiyetimi zaviyelerine sığdır-
mak için, hayretle kavsini aşan kaşlar altında büyüyor, katılaşı-
yor, aptallaşıyor, kırpışmıyor, gözlerimi yakalayan yapışkan bir
parıltıyla yüzüme bakakalıyorlar.
1.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylene-
mez?
A) Standart dille kaleme alınmıştır.
B) Argo, jargon ve şiveye yer verilmemiştir.
C) Öğretmek ya da bilgi vermek amaçlanmamıştır.
D) Göstermeye bağlı bir edebî metinden alınmıştır.
E) Anlatıcı, kişilerin iç dünyasına yönelik tahlillere yer verdiği
için psikoloji biliminden yararlanmıştır.
S
leneme:
A) Som
B) Bilgi
lami
C) Öğre
D) Dilini
E) Sözo
4. I. Belli
türü
II. Altin
mala
III. Müz
düze
IV. Bina
bilim
Aşağıda
rida ver
A) Bale
5. Aşağıda
A) Jara
Lise Türkçe
1980 Sonrası Türk Şiirinin Temsilcileri
1.-2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Nüzhet'in hayali bütün bu düşüncelerimden bir saniye aynimi- yor; hep kendimi ameliyattan sonra ve Nüzhet'in karşısında gö- rüyor, onun manzaram karşısındaki hislerini tahlil etmeye mu- vaffak olmadan başımı silkeliyor yahut yerimden kalkıyor yahut inliyor yahut birini çağırıyor ve bu hayalden kaçıyorum. Fakat o beni kovalıyor. Ruhumun en kalabalık anlanında bile yığınla- n itip dürterek sivriliyor ve şuurumu kaplıyor, ter içinde kalkıyo- rum. Bazan bu işkence içinde bunaldığımı anlayan etrafımdaki insanların, bana haykıran bir merhametle baktıklarını görüyorum. Feci karardan sonra bana bakan gözlerin hepsi ne kadar de- rinleşti. Bütün bu gözlerde ruhumun akislerini görüyorum, hep- si tâ içime bakıyorlar ve içimi aksettiren birer küçük ayna gibi esrarlı bir karanlık, parıltıyla kamaşıyor, oyuluyor, derinleşiyor- lar. Bazıları da var ki büyük mahkumiyetimi zaviyelerine sığdır- mak için, hayretle kavsini aşan kaşlar altında büyüyor, katılaşı- yor, aptallaşıyor, kırpışmıyor, gözlerimi yakalayan yapışkan bir parıltıyla yüzüme bakakalıyorlar. 1. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylene- mez? A) Standart dille kaleme alınmıştır. B) Argo, jargon ve şiveye yer verilmemiştir. C) Öğretmek ya da bilgi vermek amaçlanmamıştır. D) Göstermeye bağlı bir edebî metinden alınmıştır. E) Anlatıcı, kişilerin iç dünyasına yönelik tahlillere yer verdiği için psikoloji biliminden yararlanmıştır. S leneme: A) Som B) Bilgi lami C) Öğre D) Dilini E) Sözo 4. I. Belli türü II. Altin mala III. Müz düze IV. Bina bilim Aşağıda rida ver A) Bale 5. Aşağıda A) Jara
öğretle
Düşünme
başlar
enin, oni
Once yap
Insan
bir şeyd
Tını önin
istediğ
ini isteme
en han
EV
6. Çocukları pek severim. Hayatta her insanın
zayıf bir yönü, bir tutkusu vardır. Benim en
büyük tutkum da -niçin itiraf etmemeli- çocuk
sevgisidir. Ve bu aşk yüzünden ışık çevresinde
dönen pervane misali öğretmenlik mesleğine
tutulup kalışım bundandır. Yalnız sevimli, ter-
biyeli, zeki ve çalışkan olanları değil -böyle-
sini herkes sever- ben, sevimsiz, somurtkan,
haylaz, hatta aptal çocukları da severim. Bana
"Öğretmenim!" diyen ses, beni "Anne!" diye
çağıran ses kadar sevgili ve değerlidir. Kendi
çocuğum olmamış ne çıkar? Sınıftaki tüm ço-
cuklar benim!
Bu parçada sözü edilen öğretmeni mesle-
ğine bağlayan etken aşağıdakilerden han-
gisidir?
A) Öğrencileri eğitme isteği
B) Öğretmenliğin rahat bir meslek oluşu
C) Çocuklara duyduğu sevgi
D) Kendi çocuğunun olmaması
E) Öğretmenliğin psikolojik tatmin sağlayan
bir meslek oluşu
11
Faktör Y
Lise Türkçe
1980 Sonrası Türk Şiirinin Temsilcileri
öğretle Düşünme başlar enin, oni Once yap Insan bir şeyd Tını önin istediğ ini isteme en han EV 6. Çocukları pek severim. Hayatta her insanın zayıf bir yönü, bir tutkusu vardır. Benim en büyük tutkum da -niçin itiraf etmemeli- çocuk sevgisidir. Ve bu aşk yüzünden ışık çevresinde dönen pervane misali öğretmenlik mesleğine tutulup kalışım bundandır. Yalnız sevimli, ter- biyeli, zeki ve çalışkan olanları değil -böyle- sini herkes sever- ben, sevimsiz, somurtkan, haylaz, hatta aptal çocukları da severim. Bana "Öğretmenim!" diyen ses, beni "Anne!" diye çağıran ses kadar sevgili ve değerlidir. Kendi çocuğum olmamış ne çıkar? Sınıftaki tüm ço- cuklar benim! Bu parçada sözü edilen öğretmeni mesle- ğine bağlayan etken aşağıdakilerden han- gisidir? A) Öğrencileri eğitme isteği B) Öğretmenliğin rahat bir meslek oluşu C) Çocuklara duyduğu sevgi D) Kendi çocuğunun olmaması E) Öğretmenliğin psikolojik tatmin sağlayan bir meslek oluşu 11 Faktör Y
16. Kim bilir () borcunu vermemek için ne yalanlar uydu-
racaktı. Hacı Durmuş'un geceki iddiasını hatırladı ( )
- O herif dünyada borcunu vermez (-)
Babası (hiddetle) :
- Ben alırım (!)
demişti. Acaba muhtarın yeminle temin ettiği gibi "na-
file başına bela" mı alacaktı ( ) İkindiye doğru tekrar
döndü. Boş durmamak için eline çorabını aldı. Örmeye
başladı.
Bu parçada ayraçla () belirtilen yerlere, aşağıdaki
noktalama işaretlerinden hangisi sırasıyla getiril-
melidir?
A) (:) (.) (!) (?)
B) (?) (.) (!) (!) (?)
(,) (;) (!) (!) (!)
(?) (:) (.) (.) (?)
EX)(:) (.) (?)(?)
CAP
19
Lise Türkçe
1980 Sonrası Türk Şiirinin Temsilcileri
16. Kim bilir () borcunu vermemek için ne yalanlar uydu- racaktı. Hacı Durmuş'un geceki iddiasını hatırladı ( ) - O herif dünyada borcunu vermez (-) Babası (hiddetle) : - Ben alırım (!) demişti. Acaba muhtarın yeminle temin ettiği gibi "na- file başına bela" mı alacaktı ( ) İkindiye doğru tekrar döndü. Boş durmamak için eline çorabını aldı. Örmeye başladı. Bu parçada ayraçla () belirtilen yerlere, aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangisi sırasıyla getiril- melidir? A) (:) (.) (!) (?) B) (?) (.) (!) (!) (?) (,) (;) (!) (!) (!) (?) (:) (.) (.) (?) EX)(:) (.) (?)(?) CAP 19
arda
ları
kta
ğu-
na
la-
en
cin
lü-
k-
in
in
in
r-
al
r.
e
a
3
9.
I.
Bir avuç rızkı boz kırda kurda kuşa yem etmemek için
tarlaya dikilen bu korkuluklar, anaları tarlada çalışan ço-
cukların gölgelikleri olur.
II. Resimde "insan"ı temel unsur alma gereğine inancı, in-
sanı inanarak içtenlikle yaşıyabilme duygusu veya tut-
kusu ile resim yapan ressam Neşet Günal, Mimar Sinan
Güzel Sanatlar Üniversitesinden birincilikle mezun oldu.
III. Derin bir vadinin içinde gizlenen şelaleye dörtyüz ba-
samaklı dik bir merdivenle iniliyor, ağaçların arasından
sızan ışık huzmeleriyle bambaşka bir diyara gidiyorsu-
nuz.
IV. Yalnızız romanında mekân ve olaylar sınırlı ve yerli,
gerek insan gerekse cemiyet de çözümlenmek istenen
meseleler evrensel ve ebedîdir.
V. Dil bilincinden yoksunluk ve Türkçeyi doğru kullanma
yönünde bir çabanın olmayışı, Medya'nın içinde bulun-
duğu ortak bir durumdur.
Numaralanmış cümlelerde görülen yazım yanlışlarıyla ilgili
aşağıdaki değerlendirmelerden hangisi yanlıştır?
A). cümlede, bitişik yazılması gereken sözcüğün ayrı yazıl-
ması yazım yanlışlığına sebep olmuştur.
B) II. cümlede, ayrı yazılması gereken sözcüğün bitişik yazıl-
masından kaynaklanan bir yazım yanlışı vardır.
C) III. cümlede, birden fazla sözcükle yazılan sayıların yazı-
mında hata yapılmıştır.
D) IV. cümlede, "-da, -de, -ta, -te'nin yazımı ile ilgili bir yazım
yanlışı görülmektedir.
E) V. cümlede bir sözcük cins isim olmasına rağmen büyük
harfle başladığı için yazım yanlışı olmuştur.
Diğer sayfaya geçiniz.
Lise Türkçe
1980 Sonrası Türk Şiirinin Temsilcileri
arda ları kta ğu- na la- en cin lü- k- in in in r- al r. e a 3 9. I. Bir avuç rızkı boz kırda kurda kuşa yem etmemek için tarlaya dikilen bu korkuluklar, anaları tarlada çalışan ço- cukların gölgelikleri olur. II. Resimde "insan"ı temel unsur alma gereğine inancı, in- sanı inanarak içtenlikle yaşıyabilme duygusu veya tut- kusu ile resim yapan ressam Neşet Günal, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesinden birincilikle mezun oldu. III. Derin bir vadinin içinde gizlenen şelaleye dörtyüz ba- samaklı dik bir merdivenle iniliyor, ağaçların arasından sızan ışık huzmeleriyle bambaşka bir diyara gidiyorsu- nuz. IV. Yalnızız romanında mekân ve olaylar sınırlı ve yerli, gerek insan gerekse cemiyet de çözümlenmek istenen meseleler evrensel ve ebedîdir. V. Dil bilincinden yoksunluk ve Türkçeyi doğru kullanma yönünde bir çabanın olmayışı, Medya'nın içinde bulun- duğu ortak bir durumdur. Numaralanmış cümlelerde görülen yazım yanlışlarıyla ilgili aşağıdaki değerlendirmelerden hangisi yanlıştır? A). cümlede, bitişik yazılması gereken sözcüğün ayrı yazıl- ması yazım yanlışlığına sebep olmuştur. B) II. cümlede, ayrı yazılması gereken sözcüğün bitişik yazıl- masından kaynaklanan bir yazım yanlışı vardır. C) III. cümlede, birden fazla sözcükle yazılan sayıların yazı- mında hata yapılmıştır. D) IV. cümlede, "-da, -de, -ta, -te'nin yazımı ile ilgili bir yazım yanlışı görülmektedir. E) V. cümlede bir sözcük cins isim olmasına rağmen büyük harfle başladığı için yazım yanlışı olmuştur. Diğer sayfaya geçiniz.
34. Evliya Çelebi'nin meşhur Seyahatname'si on ciltlik bir eserdir. Dünya
gezi yazısı edebiyatında bu kadar geniş bir coğrafyayı kapsayan
başka bir eser yoktur. Evliya Çelebi son derece dikkatli bir gözlemcidir.
O; gezdiği yerlerin tarihini, coğrafyasını, iklimini, sanat eserlerini,
giyim kuşamını, dillerini, inanışlarını, silahlarını, âdet ve geleneklerini,
önde gelen kişilerini, kısacası somut-soyut tüm değerlerini eserine
almıştır. Bu durum Seyahatname'nin dünyada eşine rastlanmayacak
zenginlikte bir kaynak olmasını sağlamıştır. Akla ve göze hitap eden
canlı betimlemeler, sıcak bir mizah, mübalağa ve secilerle süslü bir
üslup onu farklı kılan unsurlardandır.
Bu parçaya göre Evliya Çelebi'nin Seyahatname'si;
1. Osmanlı coğrafyası ile sınırlı kalmaması,
II. çok hacimli olması,
III. yazarının titiz gözlem gücü,
IV. anlatımın başarılı olması
özelliklerinden hangileri yönüyle öne çıkmaktadır?
A) Yalnız Ia me B) Yalnız II
D) II ve IV
TYT (R1 Deneme (A Serisi)
T
domato
10
C) I ve III
BT ABE) III ve IV
Lise Türkçe
1980 Sonrası Türk Şiirinin Temsilcileri
34. Evliya Çelebi'nin meşhur Seyahatname'si on ciltlik bir eserdir. Dünya gezi yazısı edebiyatında bu kadar geniş bir coğrafyayı kapsayan başka bir eser yoktur. Evliya Çelebi son derece dikkatli bir gözlemcidir. O; gezdiği yerlerin tarihini, coğrafyasını, iklimini, sanat eserlerini, giyim kuşamını, dillerini, inanışlarını, silahlarını, âdet ve geleneklerini, önde gelen kişilerini, kısacası somut-soyut tüm değerlerini eserine almıştır. Bu durum Seyahatname'nin dünyada eşine rastlanmayacak zenginlikte bir kaynak olmasını sağlamıştır. Akla ve göze hitap eden canlı betimlemeler, sıcak bir mizah, mübalağa ve secilerle süslü bir üslup onu farklı kılan unsurlardandır. Bu parçaya göre Evliya Çelebi'nin Seyahatname'si; 1. Osmanlı coğrafyası ile sınırlı kalmaması, II. çok hacimli olması, III. yazarının titiz gözlem gücü, IV. anlatımın başarılı olması özelliklerinden hangileri yönüyle öne çıkmaktadır? A) Yalnız Ia me B) Yalnız II D) II ve IV TYT (R1 Deneme (A Serisi) T domato 10 C) I ve III BT ABE) III ve IV
I. El çek tabip el çek yaram üstünden
Sen benim derdime deva bilmezsin
Sen nasıl tabipsin yoktur ilacın
Yaram yürektedir sarabilmezsin
II. Kul Mustafa gözden saçar jaleler
Arar bulamaz derdine çareler
Açılmıştır gonca güller laleler
Yeryüzünün al olduğu zamandır
b
4'lük
7.01,"
Bu iki dörtlüğün karşılaştırılmasına dair aşağıdaki
yargılardan hangisi yanlıştır?
A) Aynı nazım biçimiyle yazılmışlardır.
B) Aynı ölçüyle oluşturulmuşlardır.
C) Halk şiir geleneğine bağlıdırlar.
D) Ait oldukların şiirlerin son dörtlüğüdürler.
E) Farklı uyak düzenleri kullanılmıştır.
Lise Türkçe
1980 Sonrası Türk Şiirinin Temsilcileri
I. El çek tabip el çek yaram üstünden Sen benim derdime deva bilmezsin Sen nasıl tabipsin yoktur ilacın Yaram yürektedir sarabilmezsin II. Kul Mustafa gözden saçar jaleler Arar bulamaz derdine çareler Açılmıştır gonca güller laleler Yeryüzünün al olduğu zamandır b 4'lük 7.01," Bu iki dörtlüğün karşılaştırılmasına dair aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır? A) Aynı nazım biçimiyle yazılmışlardır. B) Aynı ölçüyle oluşturulmuşlardır. C) Halk şiir geleneğine bağlıdırlar. D) Ait oldukların şiirlerin son dörtlüğüdürler. E) Farklı uyak düzenleri kullanılmıştır.
- (11)
ece
aya
(V)
ra-
?
17. Tevfik Fikret ve Ahmet Haşim'in şiir anlayışlarına dair çalışma yapan
bir öğrenci, iki şair arasında bir tartışma kurgular.
Aşağıdakilerden hangisi bu tartışmada geçebilecek bir diya-
logdan alınmıştır?
A) A. Haşim: Azizim, şiirde tabiatın kusursuz betimlenmesine de-
ğil de bunların insanda bıraktığı etkiye, izlenime odaklansaydı-
nız daha iyi olurdu.
T. Fikret: Ben sizin gibi sembolist değilim. Bence kusursuz bir
tablo gibi olmalı şiir, bir kuyumcu hassasiyetiyle çalışmalı, keli-
melerin müzikalitelerine önem vermeli şair.ug
B) A. Haşim: Ben, Servet-i Fünun dergisi kapandıktan sonra bi-
reysel şiiri bıraktım, sosyal içerikli manzumeler yazdım.
T. Fikret: Ben şiirin "şahsi ve muhterem" olduğunu düşünüyo-
rum, bu nedenle her daim bireysel temaları tercih ettim.
C) A. Haşim: Ben bir süre Fransız şiirinin parnasyen şairlerini ör-
nek aldım, onların izinden yürüdüm.
T. Fikret: Benim şiir anlayışım sembolistlerle aynı çizgidedir.
Bu yüzden yarı kapalı, imgeli söyleyişlere önem verdim.
D) A. Haşim: Siz Rübab-ı Şikeste adlı şiirinizde İstanbul'u çürü-
müş, kokuşmuş bir şehir olarak tasvir ediyorsunuz.
T. Fikret: Ben şiirlerimde sosyal ve siyasal konulardan uzak
durdum, hep bireysel şiirler yazdım.
E) T. Fikret: Sizin edebiyat topluluğunuz Batı edebiyatını iyi anla-
yamadı, yeterince nitelikli şiirler yazamadı.
A. Haşim: Efendim, sizin topluluğunuz bizi eleştirip yeni, kali-
teli, daha Batılı şiirler yazmak için ortaya çıktı ama bizim yap-
tıklarımızın ötesine geçemedi.
Lise Türkçe
1980 Sonrası Türk Şiirinin Temsilcileri
- (11) ece aya (V) ra- ? 17. Tevfik Fikret ve Ahmet Haşim'in şiir anlayışlarına dair çalışma yapan bir öğrenci, iki şair arasında bir tartışma kurgular. Aşağıdakilerden hangisi bu tartışmada geçebilecek bir diya- logdan alınmıştır? A) A. Haşim: Azizim, şiirde tabiatın kusursuz betimlenmesine de- ğil de bunların insanda bıraktığı etkiye, izlenime odaklansaydı- nız daha iyi olurdu. T. Fikret: Ben sizin gibi sembolist değilim. Bence kusursuz bir tablo gibi olmalı şiir, bir kuyumcu hassasiyetiyle çalışmalı, keli- melerin müzikalitelerine önem vermeli şair.ug B) A. Haşim: Ben, Servet-i Fünun dergisi kapandıktan sonra bi- reysel şiiri bıraktım, sosyal içerikli manzumeler yazdım. T. Fikret: Ben şiirin "şahsi ve muhterem" olduğunu düşünüyo- rum, bu nedenle her daim bireysel temaları tercih ettim. C) A. Haşim: Ben bir süre Fransız şiirinin parnasyen şairlerini ör- nek aldım, onların izinden yürüdüm. T. Fikret: Benim şiir anlayışım sembolistlerle aynı çizgidedir. Bu yüzden yarı kapalı, imgeli söyleyişlere önem verdim. D) A. Haşim: Siz Rübab-ı Şikeste adlı şiirinizde İstanbul'u çürü- müş, kokuşmuş bir şehir olarak tasvir ediyorsunuz. T. Fikret: Ben şiirlerimde sosyal ve siyasal konulardan uzak durdum, hep bireysel şiirler yazdım. E) T. Fikret: Sizin edebiyat topluluğunuz Batı edebiyatını iyi anla- yamadı, yeterince nitelikli şiirler yazamadı. A. Haşim: Efendim, sizin topluluğunuz bizi eleştirip yeni, kali- teli, daha Batılı şiirler yazmak için ortaya çıktı ama bizim yap- tıklarımızın ötesine geçemedi.
20. Aşağıdakilerin hangisinde kesme işaretinin kullanımı
yanlıştır?
A) Türkçede -sız'la türetilmiş, pek çok olumsuz anlam taşı-
yan isim bulunmaktadır.
B) Acep dünyada var m'ola?/ Söyleyin bana, n'oldu?
1,62'lik boyuyla takımının yıldızı olmakla kalmadı, ülkede
adından söz ettirmeye başladı.
D T'nin d'ye dönüşmesi, ses olaylarından ünsüz yumuşa-
masıdır.
E) Dedemin ilaçlarını sokağın başındaki Nergis
Eczanesi'nden alalım.
22. İns
do
ça
be
ac
ço
e
n
k
S
Lise Türkçe
1980 Sonrası Türk Şiirinin Temsilcileri
20. Aşağıdakilerin hangisinde kesme işaretinin kullanımı yanlıştır? A) Türkçede -sız'la türetilmiş, pek çok olumsuz anlam taşı- yan isim bulunmaktadır. B) Acep dünyada var m'ola?/ Söyleyin bana, n'oldu? 1,62'lik boyuyla takımının yıldızı olmakla kalmadı, ülkede adından söz ettirmeye başladı. D T'nin d'ye dönüşmesi, ses olaylarından ünsüz yumuşa- masıdır. E) Dedemin ilaçlarını sokağın başındaki Nergis Eczanesi'nden alalım. 22. İns do ça be ac ço e n k S
14. Son kitabı, kararlaştırdığımız tarihte basıma hemen hemen
hazırdı fakat bir türlü bize teslim etmiyordu onu. "Bitmedi."
diyordu. Yalnızca bir sözcüktü aradığı. Aylarca, biz o tek
sözcüğün bulunmasını bekledik. Kitap, o tek sözcük bulun-
madıkça ona göre eksikti, istenilen düzeye erişmemişti.
Aylar sonra o tek sözcüğü buldu ve kitaptaki yerine oturttu.
Kitabı ancak o zaman yayımlayabildik.
Bu cümlelerde aşağıdakilerin hangisine örnek yoktur?
A Birden fazla isim-fiile
B) Birden fazla sıfat-fiile
C) Adı yüklem yapan ek fiile
D) Birleşik zamanlı fiil yapan ek fiile
Zarf-fiile
A
Lise Türkçe
1980 Sonrası Türk Şiirinin Temsilcileri
14. Son kitabı, kararlaştırdığımız tarihte basıma hemen hemen hazırdı fakat bir türlü bize teslim etmiyordu onu. "Bitmedi." diyordu. Yalnızca bir sözcüktü aradığı. Aylarca, biz o tek sözcüğün bulunmasını bekledik. Kitap, o tek sözcük bulun- madıkça ona göre eksikti, istenilen düzeye erişmemişti. Aylar sonra o tek sözcüğü buldu ve kitaptaki yerine oturttu. Kitabı ancak o zaman yayımlayabildik. Bu cümlelerde aşağıdakilerin hangisine örnek yoktur? A Birden fazla isim-fiile B) Birden fazla sıfat-fiile C) Adı yüklem yapan ek fiile D) Birleşik zamanlı fiil yapan ek fiile Zarf-fiile A