1980 Sonrası Türk Şiirinin Temsilcileri Soruları

3. (1) Renkleri birbirine karıştırmayı, paletinde küçük bir dünya kurmayı nasıl sever! (II) Pek çok kimse onun sanata olan bu düşkünlüğünden bihaberdir ki kendilerinde onu yargılama hakkı bulurlar. (III) Ne ilginç gelir bana insanların yargıya bu kadar hazır oluşu. Belki de atalar gerçekten haklı, kediler cidden ulaşamadıkları ciğere pis diyordur. (V) Klişe standartların dışında diye bir insanı neden harcasınlar ki yoksa?.. Cay Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinin yüklemi geçişsizdir? Yalnız II D) III ve IV Yalnız III E) IV ve V C) I ve III

tenu an Sadaka mez? 1. Batmış güneş ve şimdi tozan savrulan gurub Terk eylemiş melâlini sessiz ufuklara; Bir yanda karlarında gurub ihtizar eden Bir dağ, uzak cebînini akşamla süslemiş, Kırlar yavaş yavaş sokulurken karanlığa Yüksekte münzevi kızarıp parlıyor Keşiş.... Millî edebiyat yıllarında yazılmış ve bir eleştirmenin: "Burada İstanbul'a bakışta Fikret'in Sis şiirindeki o 'karan- lık' görüşünden uzaklaşılmıştır. Akşam güneşinin ışıkla- rıyla süslenen yerler belirtilmiş, dış âlem daha çok estetik bir bakışla renk ve ışık duygusuyla betimlenmiştir. Şiire bir tablo özelliği veren resim sanatına özgü unsurların yanı sıra manzaranın başka bir özelliğini oluşturan sessizliğe de işaret edilmiştir." sözleriyle değerlendirdiği yukarıdak şiir hangi eğilimi yansıtmaktadır? (A) Sade dil ve hece ölçüsüyle yazılan şiir B) Saf (öz) şiir C) Halkın yaşayış tarzını anlatan manzumeler D) Beş hececiler E) Halk şiiri

1. (1) William Stern, Berlin Üniversitesi'nde yetişmiş bir psikologdur. (II) Stern, çeşitli zamanlarda ilgi çekici açıklamalarıyla popüler olmayı başarmıştır. (III) Adli bilimlere katkı sağlayan "gerçek haya- ta en yakın" deneysel araştırmasını ise Alman kriminolog Franz von Liszt ile Berlin Üniversitesinde ortaklaşa yürütmüşlerdir. Araştırmacılar, hukuk dersinde iki öğrenci arasında bilimsel bir münazara üzerine sahte bir tartışma sahneleyen bir "gerçeklik deneyi" yapmışlardır. (V) Deneyde öğrencilerin "sahte" tartışması bir süre hızlanarak devam etmiş, nihayetinde öğrencilerden biri diğerine silah çekmiş, bu noktada Stern araya girmiştir ve Stern, anlaşmazlığın yönleri hakkında sınıftan yazılı ve sözlü raporlar istemiştir. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi anlatım akışını bozmaktadır? Coll A) e) III D) IV EYV HE 10 sta bir

8. Kara baht bir kasırga gibi. Bu ne baş döndürücü iş? Geceler günleri, günler geceleri kovalıyor; cefalar cefaları kolluyor. Saçlarımızda aklar akla- rı, alnımızda çizgiler çizgileri doğuruyor. Şiirdeki inceliklerin düzyazıda kullanıldığı bu parça, tür bakımından aşağıdakilerin hangi- siyle özdeş değildir? A) Mezardan Sesler C) Okun Ucundan E) Damla Damla B Gizli Figanlar D) Siyah İnciler

4. Hakan, elinde bulunan tüm elmaların her birini dört eş parçaya bölerek misafirlerine ikram etmek üzere tabaklara koyuyor. Şekil-l Hakan hazırladığı bu tabaklardan kendisi de yerse herkese Şekil-l'deki dilim sayısı kadar, kendisi elma yemez ve sadece misa- firlere elma ikram ederse her bir misafirine Şekil-ll'deki dilim sayısı kadar elma düşmektedir. Şekil-II Buna göre, başlangıçta Hakan'ın elinde bulunan elma sayısı kaçtır? A) 6 B) 7 C) 8 D) 9 E) 10 Coufovo Geciniz

anla- asin- nda, rine sin- rle Test 3 5. Fiziksel çevre kirliliği, yaşam kalitesini ve insan sağlığını özellikle de çevresel etkenlere daha fazla duyarlı olan ço- cukları çeşitli yönlerden etkilemektedir. Gün geçtikçe çev- re kirliliğinin çocuk sağlığına olumsuz etkileriyle ilgili bilgi- ler daha çok artmakta ve bu konuda yapılabilecekler ve alı- nabilecek önlemler konusunda hekimlere daha çok görev düşmektedir. Makale Bir bilimsel makaleden alınan bu parçayla ilgili olarak 1. Fiziksel çevre kirliliğinin çocukları hangi yönlerden etki- lediği açıklanmıştır. II. Aşamalı durumdan söz edilebilir. III. Çağrışıma dayalı bir anlatım benimsenmiştir. yargılarından hangileri söylenebilir? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve II C) Yalniz III E) I, II ve III 8. D d CI ra la yo la ha da de ter be BL ne A) B)

2. Antalya'nın Serik ilçesinde 2008 yılının ağustos ayında çıkan yangın nedeniyle 16 bin hektar alan küle dönmüştü. Yangın sonrasında Antalya Or- man Bölge Müdürlüğüne bağlı ekipler bölgeyi di- kim yoluyla ağaçlandırdı. Bu parçadaki yazım yanlışı aşağıdakilerden han- gisiyle düzeltilebilir? A) "Serik ilçesi" ifadesi "Serik İlçesi” şeklinde yazı- larak B) "ağustos" kelimesi "Ağustos" şeklinde yazılarak C) "16 bin" ifadesi "16.000” şeklinde yazılarak D) "Antalya Orman Bölge Müdürlüğü" ifadesi "Antal- ya orman bölge müdürlüğü" şeklinde yazılarak Model Eğitim Yayınları

15. I. Elazığ - Malatya yolu II. Toka-laş-ma III. -ış-, -ir-, -il- IV. Check-up (0) siins Kısa çizginin aşağıda verilen kullanımlarından hangisi yukarıda örneklenmemiştir? A) Heceleri göstermek için kullanılır. SH (8 B) Fiil yapma eklerinin başına ve sonuna konur. C) Bir olgunun başlangıcını ve bitimini göstermede "ile" anlamında kullanılır. D) Yabancı sözcüklerin orjinal yazımında konur. E) İki olgunun ortaklığında kullanılır. IZ la

6. Sanatçı 1. Şeyh Gâlip II. Fuzûlî III. Edirneli Nazmi IV. Nâbî V. Nedîm Anlayış Mahallileşme • Türkiibasit Hikemî Şiir Sebkihindi Yukarıdaki sanatçılarla anlayışlar eşleştirildiğinde hangi sanatçı adı dışta kalır? B) II C) III IV E) V

cerek geleceğe ula- ni gösterir. Mesela emin beklentilerine n sınavı karşısında z. Dostoyevski ise liplara bir eleştiri man ve zemin ba- edef almıştır. ----. un değerlerinden in akışına göre mıştır r tmiştir muştur laşmıştır 7 endemik- E) tarihi esere orijinallik kazandıran temel özellik yazarın subjektif bakışıdır 20. (1) Hiçbir kuralı olmayan bir ressam denildiğinde Picasso akla gelir. (II) İlk bakışta resimleri karmakarışıktır; düzeltme- ler, birbirinin üstüne binen renkler, kompozisyondaki iç içe geçişler sanatının genel çerçeveler içinde özünü teşkil eder. (III) Picasso'ya göre bir tabloda işlenmiş desenler, önceden sanatçının bilinçaltında ham olarak durur. (IV) Potansiyel bir güç, yaratıcı bir giz olarak saklı duran bu güç, yaratmanın ham maddesini oluşturur. (V) Yaratma faaliyeti içinde yer alan ressam, istediği çizgiyi, rengi tuvale dökerek işe baş- lamaz. (VI) Daha çok bilinç dışında ortaya çıkan sezgileri işlemek için tuvale gelişigüzel renkleri çizgilere dökerek işe başlar. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? C) IV D) V A) II B) III E) VI

us- erki- nin az- ÇI- da 1- i 8. I. Aşkın aldı benden beni, bana seni gerek seni Ben yanarım dün ü günü, bana seni gerek seni Yunus'dürür benim adım, gün geçtikçe artar odum İki cihanda maksudum, bana seni gerek seni II. Dünyayı bir yana kosalar bir yana seni Bana seni gerek seni ey bîvefâ seni Oldum Necâtî sâye-i zülfinde pâdişâh Var ey gedâ ki kapladı zıll-i hümâ seni İlki Yunus Emre'ye, ikincisi Necatî'ye ait şiirlerden alı- nan dizelerle ilgili olarak; 1. İkisinde de aynı nazım biriminin kullanıldığı II. İkinci şiirin, birinciye tehzil olarak söylendiği III. İkisinde de tasavvufi bir temanın işlendiği IV. İkisinin de mahlas ve makta beyitlerinden alındığı V. İkisinde de redif ve kafiyeye yer verildiği yargılarından hangilerine ulaşılamaz? A) I ve II D) III ve IV B) I ve III E) IV ve V C) II ve III

9. Sınıf Türk Dili ve Edebiyatı 8. Bu anlatım biçiminde okuyucuyu olay içinde yaşatmak amaçlanır. Anlatımda kişiler, olay örgüsü, mekân ve zaman ögeleri bulunur. (Öy- küleyici anlatım) II. Olaylar, kişiler, varlıklar okuyucuya doğrudan sunulur. Anlatıcı, okuyucu ile eser arasına gir- mez. Okuyucunun dikkati eser üzerinde yo- ğunlaşır. (Sahneleme) III. Kahramanların karşılıklı konuşmalarına da- yanan anlatım tekniğidir. Kahramanlar, sosyal statülerine uygun biçimde konuşturulur. (Diya- tog) IV. Varlıkları, durumları zihinde canlandırmayı amaçlayan anlatım biçimidir. Sıfatlar kullanıla- rak varlık ve durumlar ayırt edici özellikleriyle verilir. (Betimleyici anlatım) V. Yazar anlatmak istediği şeyleri kahramanın kendi ağzından, kafasından geçenler şeklinde okuyucuya verir. Kahramanın duygu ve dü- şünceleri düzenli bir şekilde yansıtılır. (Bilinç akışı) Numaralanmış parçalarda verilen anlatım bi- çim ve tekniklerinden hangisi parantez içindeki kavramla uyuşmamaktadır? A) I B) II C) III (E) V 15 D) IV < 10. (1) Öyk çoğunl gelir. ( hasi ar elveris (IV) K passa olanla söyley Bu pa sinde A) I 11. Aşağ ların AC / 345

lan ilgi ak tır. nik ük U₁ 0- da 9. Yinele - Üstadım, haftalardır çektiğimiz azap yanımıza kår kaldı gibi. Bendeniz çareyi buldum galiba. Aman kerem et, aklınla yaşa biraderim, nedir bulduğun derman? - - Yahu, farkında mısın biz, Hacı Keramet Bey'i tamamıyla unuttuk. - Hangi Hacı Keramet bu? Hangi Hacı Keramet olacak efendimiz, bizim memleket eczanesi sahibi Hacı Keramet. - Deme, becerebilir mi? Bu parçada aşağıdaki yöntem ve tekniklerin hangisinden faydalanılmıştır? A) Özetleme C) Geriye dönüş E) Parodi B) Gösterme D) Betimleme 10. (1) Öykü dendi mi akla, kişilerin sayıca az olduğu, çoğunlukla tek bir olayın yer aldığı kısa düzyazı gelir. (II) Kişi, olay ve hayatlann yalnız bir tek saf- hası anlatılır, (III) Bu tür, derin çözümlemelere pek elverişli sayılmaz; olay ve kişiler tek boyutludur. (IV) Kimilerinde olay çok önemlidir, bunlar Mau-

TEST 4 BVE Aşağıdakilerden hangisi saf şiir anlayışı için söy lenemez? A) Nesre ait her türlü özellik şiirden uzak tutulmuştur. B) Estetik olma, bu anlayışla yazan şairlerin önemli unsurlarındandır. C) Sözcükler sıkça mecaz anlamda kullanılmıştır. D) Bilgi vermek birçok şairin şiirlerindeki esas nokta- rindeki dir. E) Sembolizm akımının etkileri şiirlerde görülmektedir. 10. Hikâyeleri ile tanınmıştır. Yedi Meşaleciler grubunda- dır. Denizin Zaferi, Abajur adlı kısa öyküleri ile tanın- mıştır. Cumhuriyel Dinemi Bu parçada tanıtılan sanatçı aşağıdakilerden han- gisidir? A) Ziya Osman Saba C) Yaşar Nabi Nayır 1. II. Son Öpüş III. Dağların Derdi E) Sabri Osmanoflar Oken B) Kenan Hulusi Koray D) Vasfi Mahir Kocatürk Esat Siyavuşgil Sc www.pelikankitabevi.com.tr

Ülkedeki başıbozukluğun sebebinin yöneticiler olduğunu, pek çok şiirinde dile getirmiştir.Şiirlerinde dini kötüye kullananlar veya yanlış yorumlayanlar da eleştirilmiştir. Sanatçının şiirlerinde teknik ve modern unsurlar da yerini almıştır. Telgraf ve vapur gibi kavramlar onun şiirlerine girmiştir. Afganistanı gezin dolasmistr

Şiirlerinden hareketle medrese öğrenimi gördüğünü söyleyebiliriz. Hem aruz hem de hece vezniyle şiirler yazmıştır. Dili Âşık Ömer'in dili kadar olmasa da ağırdır. Şiirlerinde Arapça ve Farsça kelimelerin fazlalığı dikkatlerden kaçmamaktadır. Hece ile yazdığı şiirleri semaî ve koşma; aruzla yazdığı şiirleri ise divan, kalenderi, gazel, semaî ve müstezat tarzındadır.