1980 Sonrası Türk Tiyatrosu Özellikleri Soruları

12. Kyklad Adaları'nda Erken Bronz Çağı'na doğru devam eden üretim sahillerdeki mermer (II) çakıl ve taş parçalarının toplanması ve bu taşlara şekil verilmesiyle başlamıştır. İnsanlar (I)-MÖ 2700'lerden sonra bronz aletlerle tanışıp bu durumun teknik açıdan gelişmesini sağlamıştır. Bu (1) büyük taş parçalarıyla çalışmayı mümkün hâle getirmiştir. MÖ 3000 yılının sonlarına gelindiğinde (V) Kyklad Adaları'ndaki üretimin durduğu fakat taş işçiliğinin Girit'te devam ettiği görülmüştür. Bu parçada numaralanmış yerlerden hangisine herhangi bir noktalama işareti getirilemez? C) III A) Bll DMV E) X

7. (1) Türk edebiyatı günden güne kan kaybediyor ve sanatçı sa- yısı oldukça azaldı. (II) Böyle giderse biz ne yaparız! (III) Dü- şün ki bir sabah uyanmışsın ve artık eser verecek kimse yok! (IV) O zaman gökyüzü bir daha zerre kadar maviliğini gös- termez sanırım. (V) Bu maviliği gelecek nesillere gösterebil- mek için gizli cevherlerin bir an önce harekete geçmesi ge- rek. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdakiler- den hangisi söylenemez? 1. cümle, aşamalı durum bildiren ve tespit barındıran bir cümledir. BII. cümle, endişe bildiren bir cümledir. im h CIII. cümle, varsayım içeren bir cümledir. DIV cümle, karamsarlık bildiren bir cümledir. EV. cümle, koşul-sonuç içeren nesnel bir cümledir.

E) görüntülenen - içinde kaldığını rağ- 19. Obsesyon, saçma ve mantık dışı men kişinin isteği dışında israrlı ve zorlayıcı bir şekilde aklına gelen düşüncelerdir. A) olmamasına çarpık B) görülmesine - komik C) bulunmasına - yineleyici D) tanımlanmasına - güçlü E) inancına - seviyesiz

Pay Püre Bey'in oğlu atlandı, ava çıktı. Av avlarken ba- basının tavlasının (at ahiri) üzerine geldi. Tavlacı başı onu karşıladı, indirdi, misafir etti. Yiyip içip oturuyorlardı. Beri yandan da bezirgânlar gelerek Kara Derbent ağ- zına konmuşlardı. Murada maksuda erişmesin, Evnük Kalesi'nin kâfirleri bunları casusladı. Bezirgânlar ya- tarken ansızın beş yüz kâfir saldırdılar, vurdular, yağ- maladılar. Bezirgânın büyüğü tutuldu, küçüğü kaçarak Oğuz'a geldi. Baktı gördü Oğuz'un hududunda bir alaca gölgelik dikilmiş, bir bey oğlu sağında ve solunda gü- zel yiğit kırk yiğit ile oturuyor. Oğuz'un bir güzel yiğidi ancak yürüyeyim medet diyeyim, dedi. Bezirgânlar der: Yiğit Bey, sen benim ünümü anla, sözümü dinle, on altı yıldır ki Oğuz içinden gitmiştik. Fevkalade kâfir malını Oğuz beylerine getiriyorduk. Pasının Kara Derbent ağ- zına göğüs vermiş idik. Evnük Kalesi'nin beş yüz kâfiri üzerimize saldırdı. Kardeşim esir oldu, malımızı rızkımı- zı yağmaladılar, geri döndüler, kara başımı kaldırdım, sana geldim; kara başının sadakası yiğit medet bana, dedi. Bu defa oğlan der: Ne diyorsam yetiştirin, giyimim ile benim koç atımı getirin hey, beni seven yiğitler bin- sinler, dedi. Bezirgân da önlerine düştü, kılavuz oldu. Kâfir de inerek bir yerde akçe bölüşmekteydi. Bu sırada yiğitler meydanının arslanı, pehlivanların kaplanı boz oğlan yetişti. Bir iki demedi, kâfirlere kılıç vurdu, baş kal- dıran kâfirleri öldürdü, gaza eyledi, bezirgânların malını kurtardı. 8. Bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylene- mez? A Yalın bir anlatım kullanılmıştır. Müslüman olmayanlarla yapılan çarpışma anlatıl- mıştır. Öyküleyici anlatımdan yararlanılmıştır. Kahraman bakış açısıyla oluşturulmuştur. Kurmaca bir metinden alınmıştır.

temel şamı yay- açla- mun daş inü- kisi iği- asi tta ke- i- VOLTE N ✓ 10 %75 37. Bir yazarın kendisini yarının edebiyatı için bir miras nesnesi gibi kurgulamasında hem yarınki okura hem de bugünkü okura yapılmış bir haksızlık sez- dim. Bir yazarın, daha bugünden nitelikli edebiyat var ettiğinden emin olamayacağı kanısındayım. Maalesef birçok yazar, bugünkü okur nezdinde bek- lediği karşılığı bulamadığında bunu nitelikli edebiyat yapmanın bir bedeli olarak yorumlayarak kendisini avutmuş oluyor. Bu parçadaki altı çizili sözlerle anlatılmak iste- nenler arasında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Düşünceleriyle geleceğe ışık tutma BY Yaşadığı çağda değeri bilinmeme C) Oyalanmak, boşuna zaman harcamak Yapıtlarının kalıcı olacağını düşünme E) Yetkin yazınsal ürünler ortaya koyma 09:09

ne bicim IV r. m" eklerin- nılmıştır? E) V Ben şahin değilim Yükseklerde uçamam tek başıma Serçe kuşu değilim İnemem nar dalından Pınar başına Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Birleşik sözcük B) Basit sözcük C) İyelik eki D) Tamlayan eki E) Hâl eki 3

3. Aşağıdaki dizelerin hangisinde haber ve dilek kipleriyle çe- kimlenmiş eylemler bir arada kullanılmıştır? A) Nasıl yazmalı ki silinip gitmesin bulutlar gibi çekilmesin gök boşluğuna B) Gözlerim uykuyla barıştı sanma Sen gittin gideli dargın sayılır net webpiliebigese obsojaim C) Unutup gitmişim ezberimdeki bütün şiirleri Bulutlara bakıyorum uzun uzun, yalnız bulutlara D) Sonra yürümeliyiz seninle birlikte Sokaklara caddelere çıkmalıyız E) Uyu! Gözlerinde renksiz bir perde Bir parça uzaklaş kederlerinden TÜRKÇE 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 1 I 1 1

772 Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ikileme bir deyimle kalıp- laşmamıştır? A Bu para, eksiğimizi kapatmadığı için kara kara düşünüyordu babam. Neyi görürse onu söylerdi, düşündüğünü açıkça söyleyen içi dışı bir adamdı. C) Poş gözlerle çevresine bakıyor, olan biteni anlamaya çalışı- yordu. D) Zeki mi zeki bir köylüydü, herkesi parmağında oynatırdı. EUcu bucağı görünmeyen ovada arabayla ilerliyorduk.

B KİTAPÇIĞI (1) Televizyon, sosyokültürel değişmelerin temel aracı ve ortamı olarak hizmet görmüş ve yaşamı farklılaştırmıştır. (II) Kitle kültürünün toplumda yay- gınlaşmasını, dönüşümünü sağlayan etkin araçla nın başında gelmektedir televizyon. (III) Toplumun geleneksel yaşamı, televizyon aracılığıyla çağdaş iletilerle yeni görünümler kazanmıştır. (IV) Günü- müzde televizyon öyle bir konuma gelmiştir ki etkisi altındaki insanların neyi, nasıl tartışması gerektiği- nin yanında; olaylara, sorunlara nasıl yaklaşması gerektiğini de belirler duruma gelmiştir. (V) Hatta küreselleşme olgusuyla beraber televizyon, ülke- lerde iktidarların belirlenmesinde etkin ve yönlendi- rici bir güç olarak görülmektedir. r EĞİ Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangi- leri anlamca birbirine en yakındır? A) I ve II B) I ve III D) IIl ve IV C) Il ve IV E) IV ve V

42. Ahvâl-i cihânı her zaman söyleşelim Amma gam-ı aşkımız nihân söyleşelim Ey vâkıf-i râz-ı aşk olan ârif-i cân Ney gibi seninle bî-zebân söyleşelim II. Nice sultanlan tahttan indirdi. Nicesinin gül benzini soldurdu Nicelerin gelmez yola gönderdi Bir ayrılık, bir yoksulluk, bir ölüm reorf redif Bu iki dörtlüğün karşılaştırılması sonucunda aşağıda- kilerden hangisine ulaşılamaz? A) İkisinde de belli bir ölçü vardır. B) Nazım birimleri ortaktır. C) İkisinde de redife yer verilmiştir. D) İkisinde de benzetme yapılmıştır. E) İkisi de aynı şiir geleneğinin ürünüdür. 46

30. X E) Yapacağım iş, birilerine zarar verecekse o işi yap- mamayı tercih ederim. Herhangi bir kişi, ufak bir malzeme alışverişi yap- tıktan sonra Hint kınası ile dilediği deseni vücuduna çi- zebilmektedir. Hint kınası ile dövme yapmak için gerekli malzemeler; Hint kınası, kürdan, oksijenli su, aydınger kâğıdı, rollon deodorant, HB kalem ve dövme desenidir. Kınanın yapım işlemine, kına ile oksijenli suyun karış- tırılıp bir macun hâline getirmesiyle başlanmaktadır. Karışım yapılırken macunun pürüzsüz olmasına dikkat edilmesi işin püf noktasıdır. DANSA Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Hint kınası, vücutta dövme olarak da kullanılabilen bir üründür. B) Hint kınası, "Hinna" adı verilen ve Hindistan'da yeti- şen bir bitki kullanılarak hazırlanmaktadır. C) Hint kınası, Pakistan ve Hindistan kültüründe uzun zamandır kullanılmaktadır. D) Hint kınasıyla süsleme yapmanın bir başka yolu ise dövme modelinin, HB kalem yardımı ile aydınger kâğıdına çizilmesidir. E) Hint kınası, standart kinalara nazaran vücutta daha uzun süre kalabilmektedir. Diğer sayfaya geçiniz.

9. Müdür: Açlıktan ölecek değiliz ya! Tevfik Ağa: İşte aylığını alıyorsun ya! Müdür: Aylığımın nesini alıyorum? Benim elime geçen para ortada. İstersen hesap yapalım. Tevfik Ağa: Eee... Borç etmeyeydin birader. Sen borç edersen onu köylü mü ödeyecek?" Bu parçanın anlatımında yararlanılan anlatım tekni- ğini yazınız.

7. Onun hikâyeleri, günlük hayatın herhangi bir anından alı- nivermiş küçük bir kesitten ibarettir. Hikâyelerinde bili- nen giriş ve sonuç bölümlerinin olmayışını bu noktada aramak gerekir. Çünkü hayat sürekli bir akıştır. Her ola- yın bir öncesi olduğu gibi, devamı da olacaktır. Onun hikâyelerinde okuyucu, metnin bitmesine rağmen hikâye kahramanlarının yaşadığı, hikâyede anlatılan hayatın de- vam ettiği hissine kapılır. Hikâyelerinin çoğu, okuyucuya bitmemişlik hissi verir. Bu parçada söz edilen yazarın hangi hikâye türünde eser verdiğini yazınız.

35. Sıradan bir insan heykele baktığında heykelde temsil edilen kişinin Buda olduğunu düşünebiliyor ancak heykel sanatçılarının Gautama Buddha'yı ayırt etmesini sağlayan bazı özelliklerden yoksun. Araştırmacılar heykelin içindeki kişinin MÖ 1100 civarında yaşamış olan, Budist usta Liuquan olduğunu düşünüyor. Liuquan'ın mumyalama yöntemini kullandığı yönünde bir spekülasyon da var. Belirli geleneklerden gelen rahipler bu yöntemle vücutlarını ölümden sonra çürümelerini önleyecek biçimde hazırlıyor. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi örneklenmemiştir? A) Bağlı cümle B) Kurallı cümle C) Birleşik isim cümlesi D) Bağımsız sıralı cümle E) Olumlu fiil cümlesi

9 4. (1) Rubailerde; aşk, şarap, dünyanın türlü nimetlerinden yararlanma, hayatın anlamı ve hayat felsefesi, tasavvuf ve ölüm gibi konular işlenir. (II) İlk iki dize fikrin hazırlayıcısıdır. (111) Asıl söylenmek istenen düşünce, üçüncü veya dördün- cü dizede ortaya çıkar. (IV) Rubai, Türk edebiyatına Arap edebiyatından geçmiştir. (V) Bizde Azmîzâde Haletî, bu na- zım türünde şiir yazan şairlerdendir. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde belir- tilenler yanlıştır? A) I B) II C) III D) IV E) V Diğer sayfaya geçiniz.

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "yazma" sözcüğü fiilimsi olarak kullanılmamıştır? Sorulan A Başındaki yazmayı çıkarıp arkadaşına hediye etti. B) Yazılı için soruları yazmayı bana bırakmışlardı. Şiir yazmayı bırakıp hikâye yazmaya başladı. Hatıra yazmayı alışkanlık hâline getirmişti. EY Öğrencilerine günlük yazmayı öğretiyordu. A