Anlam Düzeyinde Anlatım Bozuklukları Soruları

11. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde anlatım bozukluğu vardır? A) Dağcılık, ülkemizde de çok ilgi gören bir spor dalıdır. B) Yoğun trafikte, ani fren yapıldığında çocuklar mutlaka başlarını bir yere çarpabilirler. C) Bu fotoğraf sergisinde, su altındaki gizemli dünyanın gözler önüne serilmesine çalışılmış. D) Sporcularımızın kazandığı kupa ve madalya- lar bu bölümde bulunuyor. E) Sıcak yaz akşamlarında, deniz kenarında oturmanın zevki bir başkadır.

17. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Üç günlük tatilde yaylaya gidiyoruz. B) Bugün kızımın doğum gününü kutluyoruz. C) Kar yağışının yarın da devam edeceğini bekli- yoruz. D) Söylediklerinizden, bugünlerde durumunuzun pek iyi olmadığını anlıyoruz. E) Onların bir ay sonra buraya geleceğini sanıyo- ruz.

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sözcüğün yanlış kul- lanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır? A: Kendini aşmayı ve yenilikler getirmeyi amaçlayan ya- zarlar, dillerinin özgünlüğüne önem vermelidir. Başka yazarların ayak izlerini takip etmekten kendini alamayan bir edebiyat insanının, varlığını uzun süre de- vam ettirmesi beklenemez. Sıradan yöntemler kullanarak kendini ispatlamaya çalı- şan bir yazarın tüm gayretleri boşa çıkacaktır. D Daima farklı olanın peşinde olan bir edebiyat dünyası, kendisine özel bir üslup geliştirecektir. Usta yazarların düşüncelerini göz ardı etmeyen ede- biyatçıların eserleri, zamanın yıpratıcılığına karşı koyabilir. 10. So hâ ni, gö: Bu kile Asa

8. Beyaz kar taneleri, ayaklarının ucuna basarak yürüyen insanlar gibi, insanları rahatsız etmekten, uyandırmaktan çekinir gibi usulca düşüyor, sessizce dokunuyorlar dünya- nın tenine. Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişiklik- lerden hangisiyle giderilir? Yüklemdeki "-lar" ekinin atılmasıyla "taneleri" sözcüğünün yerine "parçacıkları" sözcüğünün kullanılmasıyla "beyaz" sözcüğünün cümleden atılmasıyla 3:"dünyanın tenine" söz grubu ve "dokunuyorlar" sözcü- ğünün yer değiştirmesiyle "tenine" sözcüğünden önce "kirli" sözcüğünün getirilme- siyle

$. Deyimler, anlamca ve yapıca kalıplaşmış söz gruplarıdır ve bu kalıplaşmış anlamlar çerçevesinde kullanılır. Deyimin anlamına uygun kullanılmaması veya yapısının bozulması anlatım bozukluğuna sebep olur. Buna göre aşağıdakilerin hangisinde anlatım bozuklu- ğu vardır? Onda insan sevgisi ne kadar yoğunsa gözü karardığın- da cesareti de o denli delice idi. Suat çok cesurdu, ufak bir şeyden heyecana gelir, önemsiz bir laftan büyük bir kavga çıkarır, en tehlikeli işlere gözünü yummadan atılırdı. Cİki sahilde pencerelerden damla damla taşan ışıklar, gü- zel aydedeye göz kırpmakta yıldızlarla rekabet ediyor sanılır. D) Bu şehrin ovasındaki göz alabildiğine düzlük, sinsi bir bataklık gibidir; âdeta bakanı içine çeker. Evin düzeninde Türk kadınlarının vakur zarafeti göze çarpar; döşemeler, sedirler, halılar zevkimize göredir. 12. Ayni cu latım bc Aşağıd cek bir Sala mes önce Es Salc gere sani Gen dold başl Sina çıka yoru Sina kesin

3. (1) Birçok sanatçılar, hayalî bir okuyucu düşler ve ona göre kurgular eserini. (II) Okuyucu da aynı yazar için, farklı or- tamlarda kimlik değiştirebilir; değiştirmelidir de. (III) Benim okuyucu hayalim "bilgisini geliştirmek isteyen, ruhu genç, ön yargısız" herkestir. (IV) Eserimi çözümlemeyi, "görmeyi" ve "göstermeyi" amaç edinmiş herkes. (V) Bu niteliklerden yoksun okuyucuya ben ne verebilirim ki... Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? DIIV 350

zuk- m- ok 1- 10. Cümledeki sözcüklerin yerinde kullanılmaması, söylenmek istenenin karşıtı bir anlamın ortaya çıkmasına ya da cüm- lenin anlaşılmamasına yol açar. Buna göre aşağıdakilerin hangisinde "çok" sözcüğünün yerinde kullanılmaması anlaşılmazlığa yol açmıştır? Tahta kaşıklarla çorbayı içtiler. Çorba, Memed'in çok hoşuna gitti, oğlu olacağım işte, dedi. Beni burada kimse bulamaz, öyle değil mi; Değirmeno- luk çok ötelerde kaldı, öyle mi; kimse bulamaz değil mi? Ertesi sabah, çok erken uyandı, yataktan kalktı, hemen dışarıya fırladı, şafağın yeri usul usul ağarıyordu. Gürültü gittikçe hafifliyor, köpek havlamaları yer yer ke- siliyordu, Cabbar'ın bu sessizlikten çok canı sıkılmıştı. Döne, bu yüzü görünce korktu, yıllardan beri çok iyi ta- nırdı onu, Döne'nin kara bir deri gibi kırışık yüzü, biraz daha kırıştı.

6. Duru bir cümlede gereksiz sözcüklere yer verilmez. Yani bir sözcüğü attığımızda cümlenin anlamında değişme ol- muyorsa o sözcük gereksiz, oluyorsa gereklidir. Bu ölçüte göre, aşağıdakilerden hangisi duru bir cüm- le değildir? Bugün, özellikle çocuk ve gençlik edebiyatı alanında çok başarılı kitaplar yayımlanıyor. İnsanlığın iki önemli buluşundan biri tekerlek, diğeri kitaptır; tekerlekten vazgeçmedik, kitaptan da vazgeç- meyeceğiz. Yayıncılık sektörünü en ağır şekilde eleştiren biri olarak Türkiye'deki yayıncılıkta son yıllarda önemli bir gelişme- nin söz konusu olduğunu kendi ağzımla itiraf ediyorum. 1971 ve 1980'deki askerî darbelerin kitap üzerinde kurduğu baskının, 1983'te TÜYAP Kitap Fuarı'nın baş- lamasıyla kırıldığını düşünüyorum. Yazarlarla hep içli dışlı olduğum için yayıncılarla ilgili çok şikâyet duyardım onlardan. 9. Cümledeki menin edel adaylan" w biridir bu. Y ği cümlele Böyle olun lerini görüy Aşağıdaki açısıyla y Kendini zarlar, Başka alamay vam et Sırada kendini boşa ç Daima hep ya

3. (1) Selçuklu'nun görkemli yapıları yanında zavallı kalmış moloz yığını evler... (II) Taş sokaklar, Arnavut kaldırımları ve mutlaka mescit, fırın ve yanında birkaç dükkânın da bu- lunabildiği mahalle meydanları... (III) Kilise ve camilerden birbirine karışan çan ve ezan sesleri... (IV) Çarşısında ba- kırcılar, demirciler, körükçüler, terziler, berberler, çevreye kavruk kokular yayan leblebiciler... (V) Sonra şiir dizesi gibi birbirine karışmış mahalleler art ardadır burada. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde an- latım bozukluğu vardır? 1 D) IV E) V 5. Bu san dikleri s Bu cür kilerden ASözci 5 Sözcü Celişe DAtasöz Gereks

9. (1) Mia Rogeuno'nun yönettiği ilk oyunda çok parçalı bir perdede kâğıttan oyulmuş gibi duran kişiler, nesneler yansıtılıyordu. (II) Bir masada biri ukulele, biri piyano, biri de şarkı söyleyen üç müzisyen oturuyordu. (III) Şarkıcı kadının sesi, söyleme biçimi bana Shara Worden'i anımsattı. (IV) İki genç, kentten kaçıp balonla bir geziye çıktı. (V) Biri, bir yumurtanın içinde akağaç özünden olma bir küp buldu. STB (BOSUTel oll Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu vardır? Antoimistvive A)I 9 XX 11 D) IV E) V 11.

6. (1) Dikmen Gürün, Türk tiyatrosunun festivalle ilişkile- nişine de farklı boyutlar getiren yaklaşımlar sergiliyor. (I) Bu bağlamda tiyatromuzun yurt dışı deneyimleri- ne dönük kazanım, tiyatro sanatına yönelik işlevsellik öne çıkıyor yazılarında. (III) Gürün, eylemli yapıp et- meleri önemseyen, yazılarını kitaplaştırıverme kay- gısından uzak duran bir tutum sergiliyor izleyebildi- ğimce. (IV) Gerek içinde yer aldığı veya yönlendirdiği tasarımlarda gerekse üniversitede, öteki kuruluşlarda öncülük yaptığı işlerde, öne çıkmaktan çok işi önem- seyen, bunlardaki başarıyı gözeten tutum yansıtıyor hep. (V) Yazılarınville bir araya getirilip kitap olarak yayımlanılması gerekmiyor elbette. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin- de anlatım bozukluğu vardır? BYII. C) III. D) IV. E) V. www.pelikanyayinevi.com.tr 5

19. (I) Hava ve yol durumunu az önce televizyonlardan öğren- dik. (II) Yetkililerden alınan bilgilere göre, yarın tüm yurtta yağış bekleniyormuş. (III) Bundan dolayı özellikle şehirler arası yolculuğa çıkacak araç sürücülerinin, önlemlerini al- maları gerekiyor. (IV) Ayrıca ağır ve uzun taşıtların trafiğe çık- ması üç gün yasaklandı. (V) Özel oto sahiplerinin de yağış- li havalarda dikkatli olmaları ve aşırı hız yapmamaları konu- sunda uyarıldı. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir an- worlatım bozukluğu vardır? M Σ A) I B) II C) III D) IV Zqv V

E) Herkesin yaşamında birtakım sorunlar olduğunu hepimiz biliriz. 10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (ÖSS - 2002) A) Sanayide gelişmiş ülkelerde, bu tür sorunlar hızla çözülüyor. B) Düzenlenen toplantı ve törenlerde bütün öğrenciler görev alıyor. C) Bu konuda yapılan açıklamaların anlaşılmayacak bir yanı bulunmuyor. D) Kurumda çalışanların başarısının, bu koşullara bağlı olduğu düşünülüyor. E) Teknoloji ne kadar artarsa da el emeğinin önemi azalmıyor.

in münü D) Öznenin sözcük öbeği olmasından E) Özne - yüklem uyuşmazlığından (2000 - ÖSS) 6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Uzun süre ayakta kalabilmesi için bu yapı, neme dayanıklı cam, kireç ve tuğla tozundan oluşan harçla yapılmıştır. B) Bir kamu kuruluşuna ait sevimli konukevinin önünde fotoğraf çektirdikten sonra oradan ayrıldık. C) Oraya gitmeye karar verirseniz, bu gezi için en az iki gün ayırmanız gerekir. D) Her sabah erkenden kalkarak açık havada yürüyüş yapmanın kalp sağlığını olumlu yönde etkilendiğini öğrendik. E) Adaylar yirmi beş yaşından büyük olmalı ve sağlık kontrolünden geçmiş olması gerektiğini söyledi. (ÖSS- 2001) 9. Aşağıdaki c bozukluğu var A) Bu anlaşma var. B) Bu konunu alınması gere C) Üyeler, or açıklayacakla D) Mimar ya okuyun. E) Herkesin hepimiz bili- 10. Aşağıda bozukluğu A) Sanayid- çözülüyor. B) Düzenle görev alıyo

Il vodafone TR 23:18 7. (1) Çocukluğunuzdan bir kez ayrıldınız mı, ömrünüzün kalan bölümü gurbettir. (II) Sıla özlemi çeker gibi çocukluğunuzun özlemini çekersiniz. (III) Bu nedenle de çocukluk dönemi birçok sanatçıyı, yazarı, şairi derinden etkilemiş, ürünlerine yansımıştır. (IV) Ben, kendi deneyimime dayanarak çocukluğun insanın en mutlu dönemi olduğu fikrine katılmıyorum. (V) Bence çocukluk; tamamen büyüklerin yönetiminde olan, korkularla dolu, güvensiz bir dönemdir. B) II Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisinin yüklemi, geniş zamanın ikinci şahsıyla çekimlenmiş bir fiildir? A) I %23 C) III x D) IV E) V C

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Arkadaşının yazdığı şiirleri okudukça gülüyor- du. B) Rastladığı güzel sözleri defterine not ederdi. C) Geç kaldığımdan dolayı ilk otobüse yetişe- memiştim. D) Denizden esen rüzgâr, havayı serinletmeye yetmiyor. E) Günümüzde gençler, sanat müziğine pek ilgi duymuyor.