Anlatımlarına Göre Cümleler Soruları

TYT TÜRKÇE SORU BANKASI 2. Bilemedim kıymetini, kadrini Hata benim, günah benim, suç benim+ Elim ile içtim derdin zehrini Hata benim günah benim, suç benim. Bu dizelerde aşağıdaki duygulardan hangisi yoktur? + A) Hayıflanma C) Öz eleştiri t E) Kabullenme BYadsima D) Pişmanlık + $ M A 4 4. As 56 Pa

LİMİT YAYINLARI 12. Tokyo, tarihinde gördüğü en şiddetli fırtınalardan birinin etkisi altında, şehir tamamen kar örtüsüne bürünmüş. Dün- yanın her yerinde uçaklar sarsıla sarsıla ilerlerken, hâliyle Tokyo'ya hiçbir uçak iniş yapamıyor. Tam da o gece 747, taşıdığı 323 yolcuyu mecburi olarak bir şehrin soğuk bir havaalanına bırakmak zorunda kalır. Nevi şahsına mün- hasır 323 kişi, türlü sıkıntı ve kaygılarla gergin bir bekleyi- şin ortasındadırlar: On beş yıllık evliliği boyunca karısın- dan bir gece bile ayrı kalmamış bir adam, yarın çok önem- li bir toplantısı olan yolcu, kalan birkaç günlük tatilini de havaalanında geçirmek istemeyen bir kadın, kocası hava- alanında bekleyen bir balayı yolcusu ... Bu parçadaki altı çizili sözü anlamca karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? Pera Müzesi, Türk resminin en çok tanınan isimlerin- den olan Osman Hamdi Bey'in Kaplumbağa Terbiyecisi'ni sanatseverlerle buluşturuyor. BY Tevfik Fikret, Halit Ziya gibi pek çok kalem ustasını et- rafında toplayan Servetifünun dergisinin Osmanlı kül- tür hayatındaki yeri daha iyi anlaşılmıştır. C) Cahit Zarifoğlu, İkinci Yeni etkisiyle başladığı şiir se- rüveninde daha ilk kitabından itibaren kendi sesini bu- larak usta bir isim olduğunu kanıtlamıştır. D) Gazeteci yazar Ahmet Kekeç, uzun bir aradan sonra gelen yeni romanıyla kıyıda köşede kalmışlara sesle- niyor. Çağdaş İran edebiyatının en büyük isimlerinden Sa- dik Hidayet'e "Doğu'nun Kafka'sı" yakıştırması yapıl- sa da bunu klişe bir tespit olarak değerlendirebiliriz. ▷ Doğru ▷ Yanlış

ge- ece run bir AVA 4. Sait Faik Abasıyanık bir gün Mehmet Kaplan'a bir hikâ- yeciden bahisle şöyle der: "Bırak canım, öyle hikâyeci mi olur! Daha balıkların adını bile bilmiyor." Görmesini bilen, gördüğünü de anlatma kabiliyetine sahip bir hikâyeci olan Sait Faik, hikâyeciliğinin önemli bir yönünü gösteriyor biz- lere. Bu parçada hikâyecilikle ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Özgün bir üslup sayesinde gerçek hikâyeci olunabile- ceği B) Balıkların isimlerini ezbere bilmeden hikâyeci olunama- yacağı C) Doğadaki varlıkları yakından tanımakla hikâyeci oluna- bileceği D) Doğayı betimleme yeteneği elde etmeden hikâyeci olu- namayacağı E) Yazarın, doğayı hayal gücüyle yorumladığında hikâyeci olabileceği ÖZEL KONSEPT

PARAGRAFTA NUMARALANMIŞ YERE CÜMLE YERLEŞTİRME at- ir. nel aynı rier Bu ndi- idir nak- ngl- mini addi irilir- ima W. 15. (1) Yazmak, bir davete icabet etmektir. (II) Okur, farkında olmadan sipariş eder (III) Yazar sükse kazanmak için bunu yapmaz (IV) Bu yüzden edebi eserler, ilk olarak okuyuculara aittir. (V) H Bu parçadaki numaralanmış yerlerden han- gisine "Çünkü eseri okuyucu ısmarlar." cümle- si getirilirse parçanın anlam bütünlüğünde bozulma olmaz? A) I. B) II. C) II D) IV. E) V.

10 Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük, öte- kilerden farklı bir yapım eki almıştır? A) Etrafınız çevrili artık, hiçbir yere gidemezsiniz. B Yazılı sınav yapılmış, çocuklar yüksek notlar almıştı. C) Bahçesine türlü renkte balonlar asılı bir eve geldik. D) Sabah karla örtülü tepeler beni hüzünlendirdi. E) Arabanın aynasına takılı bir kamera vardı.

5. Platon "Şair, kanatlı ve kutsaldır; esinlenmeden, kendinden geç- meden ve aklını yitirmeden yaratamaz." der. Benim bazen zaman kırığı olarak ifade etmeye çalıştığım olgu Platon'un bu sözünde gizlidir. Yaratıcılığın doruklarına ancak o kırıkta ulaşılır. Zaman kı- nıldığında kırık, şairini içine alır ve şair orada şiirini düşürür. Kırık- ta kaldığı süre şiirin uzunluğunu belirler. Kimi zaman tek sözcük, kimi zaman tek dize, kimi zaman birkaç dize, kimi zaman uzun bir şiir... Burada tek bir kırıktan söz etmiyoruz. Her şiirin ayrı bir kırı- ğı vardır. Bu demek değildir ki, bir kırığa tekrar düşülmez. O şii- rin kırığına bir kez daha düşüldüğünde şiiri devam ettiren yeni di- zeler gelebilir. Şiirin tamamlanması kırığından çıkıldığı anlamına gelir. Şair bunu bilmez, hisseder. Peki, neden kırık vardır? Neden "zaman", şairi şiirini kırıkta yaratma eylemine çağırır? Fazlasıyla gizem... Bunu çözebilmiş değiliz. Bu parçadaki "kırık" sözü aşağıdakilerden hangisini anlatmak için kullanılmıştır? A) İnsanın okumaya ve yazmaya gereksinim duyduğu süre B) Şairin insanlardan uzaklaşma eğiliminde olduğu dönem C) Sanatçıdan yeni yapıtların beklendiği zaman dilimi Şairin duygusal yoğunlukla içine kapandığı süreç E) Şiirin taslağını oluşturmak için harcanan zaman

3. Aşağıdakı cümlelerden hangisi, kişisel bir görüş içer- memektedir? A) Çocukların ağlayışını İçinizde hissettirecek anlatım gü- cünü yakalamış. B) Kitap, Şam'da bir konakta başlayan ve günümüze uzanan bir allenin serüvenini konu alıyor. C) Ilk baskısının yapıldığı 1943'te olduğu gibi bugün de ne yazık ki kitabın ön sözünde yazım yanlışları var. D) Yakında gösterime girecek bu film, kitabın ününü ge- ride bırakacak. E) Deneysel roman çalışmasına bu okuyucu kitlesinin hazır olduğunu düşünmüyorum. 105

4. Eylül... Henüz renk ve güzel kokular bitmemiş fakat baharın renkleri hissedilmez bir şekilde kaybolmuştu. Bu kayboluşta geri gelmek isteyen bir eda vardı ama bu eda hoş, acı ve hırçındı. Buna rağmen baharın renkleri, güzellikleri ve hissettirdikleri soluverdi. Uyanmış tabiatın rengini artık görüyordu. Yaprakların nasıl sararmış, birçoğunun düşüp çamurlarda çürümüş olduğunu görüyordu. Bu güzel havaların ne kadar geçici, bu renk ve güzel kokuların ne kadar vefasız, ne kadar ele avuca sığmaz, öyle kıymeti bilinmemiş, öyle harcanmış bir hazine olduğunu acı acı görüyordu. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak I. Duyu aktarımı yapılmıştır. II. Farklı duyular ile ilgili ayrıntılara yer verilmiştir. III. Niteleyici sözcükler kullanılmıştır. IV. Çoğullaştırmalara yer verilmiştir. niştir. yargılarından hangileri doğrudur? A) Yalnız II D) I, II ve III B) Yalnız III C) I ve III E) I, II, III ve IV

7. Sen gelmeden dert bitmez Dağımızda hazan sel olmadan gel Gel de sar yaramı gel de ferahlat Gözyaşı kanımdan göl olmadan gel Acılar savrulup yel olmadan gel Bu dizelerin teması aşağıdakilerden hangisidir? A) Ayrilik D) Gurbet Ozlem E) Aşk C) Sevgi

12.08.22 Takımımız, sonunda istediği oyuncuları renklerine bağla- mayı başardı. Bu cümledeki altı çizili sözcüğün kullanımına benzer kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Bir türlü eskitemediği yeşil dallı pazen entarisini giy- mişti. B) Kitabın ilk baskısını bulmak için uğraşıyordu. x C) Dünyada ondan daha güzel bir varlığın olabileceğini düşünemiyordum. D) Çayı beğendiyseniz bir fincan daha ikram edebilirim. E) Yayımlanan her kitabı büyük ilgi görüyordu. X 4.

1. TEST 21 Paragrafta Anlam 1. Bölüm Tanzimat Dönemi'nde eleştiri yapanların amaçla- ri estetik değerlendirmeler ve metin çözümlemesi yapmak değildi kuşkusuz. Bu dönem yazarları ro- man, tiyatro ve anı gibi türlerin ilk örneklerini verir- ken nasıl "bakir" bir alanda ilerliyor idiyseler eleştiri alanında da önlerinde örnek olabilecek çalışmalar- dan yoksun olarak işe başladılar. Fransız edebiya- tının çoğu zaman gelişigüzel olarak seçtikleri ürün- lerini model aldılar. Ancak bir yanlarıyla da eskiye bağlı olan ilk Tanzimat kuşağının Fransız eleştiri- sinden gerektiği gibi yararlanmadığını, kendilerine özgü birer eleştiri anlayışı geliştirdiklerini de belirt- mek gerekir. Çünkü onlar için sanat yapıtı "kendi için" incelenecek, çözümlenecek bir yaratı değil; toplumsal düşüncelerini yaymak için bir "araç"tı. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi, Tan- zimat Dönemi yazarlarının özelliklerinden biri değildir? Çok yönlü bir eleştiri kültürüne sahip olmaları B) Pek çok edebî türün ilk örneklerini vermeleri C) Edebiyat anlayışlarında geçmişin izlerinin de olması 3. D Genellikle Fransız edebiyatından esinlenmeleri E Mesaja odaklı bir sanat anlayışı geliştirmeleri (2016-YGS)I L T

Şe gösteri 1. Örnek: ÖSYM TADINDA 4 Kuantum enerjisi, evreni çepeçevre saran bir gizemin belli belirsiz yansımasıdır. Kendisinden sıkça bahsedilir fakat çoğu kişi tarafından sağlıklı bir şekilde algılanamaz. Yani kuantumun ne olduğuna dair bir camın değil, duvarın ardından bakar gibiyiz. Bu parçada geçen "duvarın ardından bakmak" sözüyle 1. Mesafeli ve ön yargılı yaklaşmak II. Derinlemesine inceleyememek III. Olas saptamalarda bulunmak V. Net bilgi sahibi olmamak yargılarından hangilerine vurgu yapılmıştır? A) Yalnız 1 Nebany B) Yalniz III D) II ve I ÜÇGEN Inupuble E) II ve IV 11 C) Yalnız IV A

7. B² Her dili olduğu gibi Türkçeyi de hakkıyla doğru ve güzel konuşup yazmak için kırk fırın kitap okumak, o dille oyna- mak, onu özelleştirmek için de o kırk fırın kitabı çifte ka- vurmak lazım! Bu cümlede geçen "çifte kavurmak" ifadesiyle aşağıda- kilerden hangisi anlatılmak istenmiştir? Okumanın zorluklarına katlanmayı göze almak B) Okudukları üzerinde defalarca düşünerek onları içsel- leştirmek C) Okuduklarını bir kenarda unutmayarak onları sık sık ha- tırlamak Okunan kitapların türlerini epeyce zenginleştirmek EX Okunan kitap sayısını olabildiğince artırmak 00 /avantajyayınları 32

ENEK TESTİ Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz. DENEME 4. SINAVI 3. Aziz Nesin ve Rifat Ilgaz hem mizahçı hem de edebi- yatçı olarak anılan son isimlerdi. Onlara mizah dergile- rinde de edebiyat dergilerinde de yer vardı, Gırgır der- gisinin çıkışı ile 80'li yıllardan başlayarak önce mizah edebiyattan koptu, sonra da edebiyat mizahı unuttu. Artık edebiyat, gözünü mizaha yummuştu bir kere. AK 4 Bu parçada geçen "edebiyatın, gözünü mizaha yum- ması" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Mizahın edebî ürünler yanında değerini yitirmesi B) Edebiyatın mizahı yeterince besleyememesi / C) Başarılı mizah yazarlarının başka türlere yönelmesi D) Edebiyatın mizahtan yararlanmayı bırakması E) Dergilerin mizah yazıları yayımlamaktan kaçınması Hayata ve dünyaya şiirin penceresinden baktım hep. Altmisa ne kaldı? Üzümden şaraba geçmiş gibiyim.

9. Büyük bir ihtimalle ölmüştük Şehir kan kıyametti ayaklarımızda Gökyüzünü katlayıp bir köşeye koymuştuk Yıldızlar kaldırımlara dökülmüştü bütün II. I. Haber kipiyle çekimlenmiş fiillere yer verilmiştir. "Koymuştuk" fiili kılış bildirmektedir. "Dökülmüştü" 3. tekil şahısla çekimlenmiştir. Bütün fiiller biçimce ve anlamca olumludur. V. "Katlayıp" sözcüğü çekimli fiile örnektir. III. IV. Bu dizelerle ilgili yukarıdaki belirlemelerden hangisi yanlıştır? A) I. B) II. C) III. D) IV. EV.

t.moo.nilbhow.w TYT / TÜRKÇE 33 ve 34. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Fosiller, evrim tarihini keşfetmenin en heyecan verici yöntemlerinden biridir. Bugüne kadar keşfedilen on bin- lerce fosil, evrim tarihindeki birçok detayı aydınlatmakla birlikte, istisnasız olarak her biri, evrimsel biyolojinin ön- görülerini doğrulayacak kanıtlar olarak kayda geçmiştir. Bu açıdan evrimsel biyoloji ile fosilleri gün yüzüne çı- karan paleontoloji ve antropoloji arasında çok yakın bir ilişki olduğu söylenebilir. Evrimsel biyoloji, türlerin tarihini aydınlatma konusunda bakmamız gereken detaylarla ilgili bizlere yön gösterir. Paleontoloji ve antropolojinin çıkardığı fosiller, evrimsel öngörüleri sınamak adına po- tansiyel fosilleri arar ve bulur. Tabii ki fosil araştırmala- rının tek amacı evrimsel geçmişi aydınlatmak değildir; türlerin biyolojisine, fizyolojisine, anatomisine yönelik birçok detayı keşfetmemizi ve "kendimizi daha yakından tanımamızı" sağlar. TOXO, WAS AR MOKIDTIME 34. Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağı- dakilerden hangisidir? A) Kişinin kendine ait bilişsel, duyuşsal ve fiziksel özel- liklerinin farkına varması B) Kişinin geçmişinden kopmadan kendine bir yol çize- bilmesi Kişinin pozitif bilimlerden faydalanarak eksik yönle- rini tespit edebilmesi ♥ D) Kişinin biyolojik değişiklikler üzerinden hareketlerini kontrol edebilmesi Kişinin olumsuzluklar karşısında geçmişten güç ala- bilmesi S R M A L