Anlatımlarına Göre Cümleler Soruları

2. Öyle bir an gelir ki makineye taktığımız kâğıt ya çok büyür ya da çok küçülür. Yazacağınız konuda donanımlı ve birikimli değilseniz kâğıt büyüdükçe büyür, kocaman bir beyazlığa dönüşür. Eğer yazacağınız konuda kafa- nız ve yüreğiniz dopdoluysa kâğıt küçüldükçe küçülür, size yetmez olur. no a> Bu parçanın başına düşüncenin akışına göre geti- any rilebilecek cümle aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Bir yazarın elini kolunu bağlayan şey, eleştirilme bağlayan kaygısıdır. (B) Hangi türde yazacağımızı, hangi konuyu ele alaca- ğımızı bilmiyorsak birçok sorun çıkar. C) Köşe yazısı yazmak hem kolay hem de zordur. D) Gece yarısını çoktan geçmiş, sanatçı masa başında geçmiş hâlâ oturuyor. (0 ( E) Kafası türlü sorunlarla dolu bir yazardan verimli olmasını beklemek zordur. 1 I 1 1 1 1 1 I I I I 1 L I

5. Aşağıdaki cümleler, vurguladıkları kavramlarla beraber verilmiştir. Buna göre, hangi seçenekte yanlışlık yapılmıştır? (Karaklı (Karanlık) A) Yenile yenile yenmeyi öğreneceğim. Kontrolü olmayan her güç cılızdır. (Sabır) B) İnsanlara karşı yumuşak ve affedici olmak gerekir. (Merhamet) D) Altin kir ve pas tutmayan, muhteşem bir madendir. (Değer) UEUG E) Ele ele verilerek çözülemeyecek problem yoktur. (Dayanışma)

10. Aşağıdakilerin hangisinde bir koşula bağlı olma niteliği söz konusudur? A) İnsanlar, ne olursa olsun yediklerine ve içtiklerine dikkat etmelidir. B) Yediklerine dikkat etmedikçe insanın sağlıklı bir yaşam sürmesi olanaklı değildir. C) Sabah kahvaltısı yapmadan uygulanan perhizler son derece tehlikelidir. D) Sağlıklı yaşamak için günde en az bir saat yürü- yüş yapmak gerekir. E) Spor yapmak, insanın ruhunu ve bedenini zinde tutmasına yarar.

9. "Ben kendimden beslendim; her zaman şiir yazarken, şiir yaşarken ve düşünürken onu yanımda buldum." A Bu sözleri söyleyen şairin vurgulamak istediği aşağıdakilerden hangisidir? A Sesimin, söylemimin, duyuşumun temel kaynağı "ben" olmuştur. B) Şiir dilimin şekillenmesinde gösterdiğim çabalar temel etkendir. C) Ruhumda filizlenen düşüncelere göre şiir çalışmalarıma yön vermeye çalıştım. D) Şiir birikimine yeni tonlar katarak yoluma devam ediyorum. Siir, yaşamımın her anında varlığını hissettirir bana.

29. Diyet; sağlığı korumak veya düzeltmek amacıyla uygulanan beslenme düzenidir. Pek çok diyet çeşidi var. Ketojenik diyet, İsveç diyeti, Karatay diyeti, vejetaryen diyet ve Akdeniz diyeti bunlar arasında sayılabilir. Akdeniz diyetinin, sağlığa en faydalı diyet biçimi olduğu defalarca kanıtlanmış. Türkiye de bu diyeti oluşturan besinlerin büyük bir kısmının ekilip biçildiği şanslı Akdeniz ülkelerinden biri. Taze ve rengârenk sebzeler, yemişler ve balık ve zeytinyağı gibi gıdalarda bulunan sağlıklı yağlar bu bölgenin beslenme biçiminin doğal birer parçası ve hem kalbinize hem zihninize iyi gelecek birçok besleyici unsuru barındırıyor. Bu diyetin faydaları ilk defa Güney İtalya'daki kasabalarda yaşayan yoksul insanların New York'taki varlıklı insanlardan ilginç bir şekilde çok daha sağlıklı olduğunu fark eden bir bilim insanı tarafından keşfedildi. Kendisinin beslenme biçimlerinin uzun ömürlülük paradoksuyla bir ilgisi olduğuna dair şüphesi haklı çıktı. Bir kalp uzmanı olarak ben de birçok meslektaşıma katılıyor ve damar sertliğine bir önlem olarak bu lezzetli yaklaşımı hastalarıma hâlâ öneriyorum. Bu parçada; Tanık gösterme, Tanımlama, III. Sayısal verilerden yararlanma, V Karşılaştırma düşünceyi geliştirme yollarından hangileri kullanılmamıştır? A) ile III B) II ile III (D) Yalnız III 30. E K E) III ile IV tonguç kampüs C) II ve IV E

10. "Fiilde işi yapanla işten etkilenen aynı kişiyse bu fiille- re dönüşlü çatılı fiil denir. Dönüşlü çatılı fiiller, '-I ve -n' eklerini alır." Buna göre, aşağıdaki cümlelerin hangisinde yük- lem, dönüşlü çatılı bir fiildir? A) Büronun eşyaları yarın öğle sonu taşınacak. B) Seninle aynı şartlarda yarışmayı tercih ederim. Kış aylarında zaman geçirmek için hat kursuna yazılmış. D) Çocukların mezuniyetinde uçtum. E) Çalışkan bireylerle aynı ortamda bulunmaktan mutlu olurdu. sevinçten havalara ne A C 14. A f

zlere mizin nek: Spe- -ğüt- dele gör- Igiyi ile- uy- asi ça- I Palme Yayıne 8. Günümüzde "aydın" sözünden hoşlanmayan aydınlar var. Bu hoşlanmama durumu, o sözcüğün anlam bakımından erozyona uğramasından mı kaynaklanıyor, yoksa önüne gelen herkesin kendisini aydın saymasından mı? Ne yazık ki aydınlar "aydın" olmak istemiyorlar çünkü çevrelerine baktıklarında mesleğiyle ilgili olmayan hiçbir kitaba iltifat et- meyen, hatta işleri rayına oturduktan sonra, mesleğiyle ilgili kitapları da pek okumayan, hiçbir kültür olayına ilgi duyma- yan, düşünmek için düşünmeyi bile aklından geçirmeyen doktorlar, mühendisler, avukatlar, öğretmenler, diplomatlar ile karşılaşıyorlar. Bu da aydınların kendi kabuklarına çekil- melerini kolaylaştırıyor. Bu parçanın yazarı, aşağıdakilerin hangisinden yakın- maktadır? A) Kendini aydın sayan birçok kişinin aydın olmanın ge- reklerini yerine getirememelerinden Gerçek aydın sayısının az olması nedeniyle ülkemizin tam anlamıyla ilerleyememesinden PER Aydın denen kimselerin en küçük zorluklar karşısında bile pes etmelerinden Üniversiteyi bitiren ve meslek sahibi olan her insanın zamanla edebiyattan uzaklaştığından E) "Aydın" sözcüğünün insanlar üzerinde yarattığı etkinin olumlu olmamasından 103

1. Aşağıdakilerin hangisinde iyelik eki almış bir sözcük kulla- nilmamıştır? A) Güneş gözlüğü yere düşünce kırıldı. Cos Kaç gündür midemde bir ağrı hissediyorum. Bunaltıcı sıcaklar kalp krizi riskini yükseltiyor. Konuşmak ihtiyaç olabilir ama susmak sanattır. E) Mustafa Kemal Paşa, Kurtuluş Savaşı'nın başmimarıdır.

(1) İyi bir konuşmanın ön şartı, o konuşmayı dinlemeye, anlamaya veya kabule yatkın bir kişinin veya grubunun varlığıdır. (II) Alakasız bir kişiye veya topluluğa nutuk çekmek, kişinin kendini harcamasıdır. (III) Konuşma, sonuç olarak bir iletişim biçimidir. (IV) Bir mesajın, bilginin veya düşüncenin bir kişiden diğerine aktarılmasıdır. (V) lyi bir konuşmacıda olması gereken temel özelliklerden biri de ikna kabiliyetidir. A) I B) II C) III D) IV E) V

1. Bunlardan biri de ağaçların yağmur yağdırdığıdır. Gerçek- te ormanlar yağmur yağmasına neden olamazlar. Ama or- manlar yağışın verimini artırırlar. Diğer bir deyişle, aynı şart- lara sahip iki noktanın ağaçlı olanında daha fazla yağış alı- nır. Bunun nedeni, ormanlık alanda hava daha nemlidir. Ağaçlar buharlaşma ve terleme ile havaya daha fazla nem kazandırırlar. Nemli bir havada örneğin yere düşen yağmur damlaları -kuru havaya göre- daha az buharlaşmaya uğ- rar. Bu nedenle, ormanlık bölgede daha fazla ve daha büyük damla küçülüp buharlaşmadan yere ulaşabilir. Bu parçadaki altı çizili sözle Yaşamımız için olmazsa olmaz diye bilinen, bilimsellik- ten uzak kimi anlayışlar bulunmaktadır. II. Toplumda bazı şeyler hiç sorgulanmadan hemen doğ- ru olarak algılanıyor, kabul ediliyor. Her ormanlık alanda bol yağış olur, düşüncesi halk ara- sındaki şehir efsanelerinden biridir. yargılarından hangilerine gönderme yapılmamıştır? B) Yalnız II A) Yalnız I D) I ve II E) I ve III 3. C) Yalnız III

maktadır? A) Milyonlarca yıllık geçmişi olan balığın tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olduğundan gisinden yakınıl- B) Balık nesillertgin milyonlarca yıl aynı kalması dan C) insanlar birbirleri arasmga barış yakalayamazsa denizlerimizin Hizla yok olacağından D) Denizlerin sorumsuzca kirletilip yok edilmesinden E) Insanoğlunun deniz canlılarının yaşamına saygı göstermemesinden 27. 1. Sarayda göreve başlayan Ferhat ile Şirin arasın- daki aşkı duyan Mehmene Banu, Ferhat'ı zindana atar. Gördüğü rüya üzerine Ferhat'ı serbest bırakır. II. Horasan diyarındaki büyük şehrin padişahı Meh- mene Banu'dur. Mehmene Banu'nun Şirin adlı on üç on dört yaşlarında bir yeğeni vardır. Mehmene Banu, Şirin'e bir köşk yaptırmak ister. III. Köşk tamamlanınca köşkün yakınında bir su kay- nağı bulunur. Mehmene Banu bu suyu köşke geti- recek kişiye her istediğini vereceğini söyler. Ferhat işe talip olur, kısa sürede suyu getirir. Bunun üzeri- ne saraya kapı ağası olur. IV. Serbest kalan Ferhat kendini dağlara atar, ma- ğarada yaşamaya başlar, vahşi hayvanları etrafına toplar. V. Köşkün işlemelerini usta nakkaş Behzat ile oğlu Ferhat yapar. Şirin, Ferhat'ı görür görmez ona âşık olur. Daha sonra Şirin'i gören Ferhat da ona âşık olur. A) I. Yukarıdaki numaralanmış metinler anlamlı bir bü- tün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi bastan üçüncü olur? B) II. C) III. ni metne taşıyan metin analizinde tay Anar'ın fanta talar Atlası'nda okumak için çık bu yolculukta H iç içe geçmiş E bölümlerinde ta düş görme değiştirerek kahramanda D) IV. Bu parça iki ragraf hang A) II. 29. Şiir insa edebî g Öyküys sa biçi disini, kalem verm E) V. roma Çeh Bu A) B) YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI SINAVI-BIRINCI OTL

TEST 17. Ben Siyah Süt'ü yazarken kendimi yerden yere vur- dum. Hiç işime gelmeyen yanlarımı ifşa ettim, bunlarla dalga geçtim. Çok canım yandı yazarken. Ama ortaya samimi, hakiki bir kitap çıktı. Ketum bir insanım. Ken- dimden bahsetmeyi sevmem. Zaten bu ilk otobiyog- rafik kitabım. Bu sözleri söyleyen bir kişi aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilemez? A) İçtenlikle hareket eden B) Öz eleştiri yapabilen C) Sırları olan D) Kendinin farkında olan E) Sessiz kalmayı yeğleyen üler Soru Bankası

10. Sorumluluk bilinci taşıyan bir sanatçı, kendisini her şeyin rastgele, kendiliğinden yetiştiği bir toprak par- çası olmaktan kurtarmalıdır. Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır? Bilinçli sanatçılar üzerine düşeni yapmaktan çe- kinmemelidir. B) Sanatçı, sorumluluk sahibi olduğu için bunun bilincinde davranmalıdır. C) Ne yapmak istediğini bilen bir sanatçı, konuları- nı belirlerken seçici davranmalıdır. D) Duyarlı sanatçılar, eserlerinde topluma yön ve recek konulara yer verir. É) Sanatçı, ayrım yapmadan duygularına göre ker dine yol çizmelidir.

S A oğuk, B MA ebile- A L alma- a mola =ri du- 21 (1) Milano'nun kuzeyinde bir kıyı kasabası olan Varenna, Como Gölü etrafında kurulmuş otantik Avrupa kasabala- rindan biri olarak biliniyor. (1) Kasabaya girdiğiniz andan itibaren küçük dar sokaklarında muhteşem göl manza- rası karşılıyor sizi. (III) Yan yana sıralanmış restoranlarda birbirinden lezzetli italyan yemeklerini yiyip kokteylinizi keyifle yudumlarken güneşi Alplerin arasından batırabilir- siniz. (IV) Como'nun doğal güzelliği ve sakinliği yerli ve yabancı turistleri cezbetmeye yetiyor. (V) Kasabada bulu- nan meydanlar ve sokaklar, tarihî dokusuna uygun olarak korunmuş ve fotoğraf çekilebilecek kadar güzel. Bu parçada yer alan numaralanmış cümlelerin hangisi kanıtlanabilirlik açısından diğerlerinden farklıdır? C) III D) IV E) V A) I B) II

12. Aşağıdaki dizelerin hangisinde bir "ön yargı" söz konusudur? A) Artik demir almak günü gelmişse zamandan Mechule giden bir gemi kalkar bu limandan (B) Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile Avunmak istemeyiz böyle bir teselliyle C) Rıhtımda kalanlar bu seyahatten elemli Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli D) Biçare gönüller! Ne giden son gemidir bu Hicranlı hayatın ne de son matemidir bu E) Aşkın sihirli şarkısı yüzlerce dildedir Ispanya neş'esiyle bu akşam bu zildedir

4. (1) 19. yüzyılın başlarında Osmanlı donanmasında eğitimini tamamlayamamış leventlerin çok olması denizcilikte ileri olan kimi ülkelerin iştahını kabartmıştı. (II) Osmanlı, düşmanın güçlü atışlar yapan büyük yelkenli gemilerine karşı koymak üzere kadırgalarını güçlendirmeye çalışıyordu. (III) Donanmaya mali desteği arttırmak maksadıyla olağanüstü tedbirler alınmış, eyalet merkezlerine elçiler gönderilmişti. (IV) Elçilerin getirdikleri mektupların içeriklerinden; onların söz ve tavırlarından halk pek hoşlanmamıştı. (V) Osmanlı'nın denizdeki rakipleri, ticaret yollarının kesilmesi hâlinde Osmanlı donanmasına öldürücü darbenin vurulacağını düşünüyordu. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde neden- sonuç ilişkisi yoktur? B) II C) III A D) IV E) V