Cümlede Söz Konusu Olanlar Soruları

3 K C) Yaşanan olaylardan bahsetmesi D) Açıklayıcı bilgilere yer vermesi E) Anlaşılılığının zor olması 3. İlk dinlediğim konserdi bu. Çalgıları yönetenin, müzik öğretmenimiz Hulusi Bey olduğunu görmeyeyim mi? Hem de smokin giymişti. Penguen gibi bir görünüşü vardı. Elindeki şef değneğiyle sahnedeki çalgıcıları değil de sanki dünyayı yönetiyormuş gibiydi benim için. Nasıl oluyor da böyle bir adam, bizim gibi bacaksızlara müzik dersi vermeye geliyor, biz de onunla alay etmeye yelteni- yorduk? Bu parçadaki altı çizili bölümde verilen anlamı aşağı- dakilerden hangisi karşılar? A) Şaşkınlık duyma B) İnkâr etme C) Düş kırıklığı yaşama Utanç duyma Kendini yeterli görmeme Diğer sayfaya geçiniz. 222300-4- (ÖZEL)

32 Puslu Kitalar Atlası Türk edebiyatının en önemli romanlarından biridi Yarı tarihi, yarı fantastik eserlerin yazan olan Ihsan Oktay Anar, bu eserinde okurlarını eski İstanbul'un büyülü yaşamına çeker Günlük hayata dair pek çok aynntıyı insanı hayrete düşürecek betimlemelerle anlatan yazar, kara mizahı da yerinde kullany. Mevlevi kültürünün izleri görülen Suskunlar ise Mevlânâ'nın "Kulak eğer gerçeği anlarsa gözdür." sözünden hareketle görme duyusunun yanı sıra işitme duyusunu da besler. Söyleyecek çok lafı olduğu hâlde susmanın erdem olduğunu fark eden insanları anlattığı müziksever bir hayaletin hikâyesiyle başlayan bu romanda yer yer komik, yer yer ürkünç durumlarla okuru etkiler RUL ası ila ilali aşağıdakilerden hangisi söylenemez? 32 melere yer verdiği aldığı MILLI EGIT * A) Puslu Kitalar Atlası'ndan daha üstün olduğu B) Melami kültüründen izler taşıdığı C) İşitme duyusunun görme duyusuna göre önde tutulduğu D) Konuşma engelli insanların sorunlarından bahsettiği E) Romedi ve heyecan unsurlarını etkileyici bir biçimde kullanıldığı T ou parçadan hareketle Suskunlar ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? ANLIGI *

5 5. Gökçen: Yine ne var Bekir neden geldin? Bekir: Öyle işte... Olmuyor sensiz. Gökçen: Ne demek olmuyor? Bu iş nereye kadar gidecek böyle? Bekir: Nereye giderse... Gel İstanbul'a dönelim. Gökçen: Ne olacak İstanbul'a dönersek? Bekir: İşlerimi yoluna koyarım. Babamla aramı düzeltirim. Sana bakarım, hatta belki evleniriz. Gökçen: Olmaz bu dediklerin dünyada ol- maz. Bunların hiçbirini istemiyorum ben. Bekir: Peki. Yukarıdaki konuşmada Bekir aşağıdaki- lerden hangisini hissetmiştir? A) Hayal kırıklığı B) Çaresizlik C) Sevinç D) Yalnızlık E) Boşvermişlik

12. Devletin temel yasasının adı anayasadır." Bu cümlede, "temel" sözcüğü yerine aşağıdakilerden han- gisi getirilirse, cümleye diğerlerinden farklı bir anlam ka- tılmış olur? A) Ana C) Asıl E) Esas B) İlk D) Belli başlı

n 20 yaşın alt larak değerler etik olabilece ğişimler ya da ili aşağı e olabilir. O streste, kan u tümörlerde 1 görülebilir. açın beyaz da yıllardır deceğin. ürüldü. 7 23. ece- Tanzimat sanatçısı Avrupa edebiyatıyla tanıştıktan sonra kendi içinde hızlı bir saflaşma içine girmiş, kimi sanatçılar Avrupai tarzda romanlar, öyküler, şiirler yazma derdine düşerken kimileri bu "asrileş- me"ye mesafeli yaklaşmış hatta en ünlü isimlerden bazıları bu "asrileşme" işine ahlaki ve kültürel bir kıs- tas getirme anlayışını savunarak başta natüralizm olmak üzere toplumdaki çirkinlikleri, ahlaksızlıkları, kötülükleri yorumsuz olarak aktaran Avrupalı ya- zarlara açıkça cephe almışlardır. Böylesi yapıtların çevrilmesi ya da benzerlerinin yazılmasının toplum- da bozulma ve yozlaşmalara yol açacağını söyle- mişlerdir. TURKÇE TESTI Aşağıdakilerden hangisi bu parçada savunulan- ları destekler niteliktedir? 24. 2006 10'ni bab dol ko -iy d A Edebiyatı "eğlendirirken düşündürme ve toplumu eğitme aracı" olarak gören Namık Kemal, Vatan yahut Silistre adlı oyunu nedeniyle sürgün edilir. B) Tanzimat edebiyatında "hayaliyyun-hakikiyyun" adı altında edebiyatta gerçek ve hayal üzerine ciddi tartışmalar yaşanmıştır. 1 Tanzimat neslinden Beşir Fuat, klasisizm ve ro- mantizmi bir tarafa bırakmış, bütün ilgisini pozitif ilme, daha doğrusu pozitivizme yöneltmiştir. D) Ahmet Mithat Efendi, Zola'nın yapıtlarının politik, N üstelik din düşmanı olduğunu ve muzir şeyler içer- L diğini söyleyip Zola çevirilerine karşı çıkmıştır. Oldukça duygusal ve idealist karakterli olan Tan- zimat sanatçıları klasisizmi ve romantizmi kendi- lerine daha yakın buldular. A R 1 ist Ba Y A Y ●

EDEBİYAT PROVASI - 1 Orhan Bursalı, "Bilim, Toplum ve Insana Bakış adlı kitabında "Toplum olarak bıçak sırtında yürümek zorunda mıyız?" diye soruyor ve yaşadığımız temel olaylara farklı bir yerden bakıyor. Bazen bilimsel düşüncenin kılavuzluğu ile yaşadığımız sorunlara daliyor, bazen de bilimi, bilim-toplum ilişkilerini sor- guluyor. Katil ruhlar, insan beyninin oyun hamuru olma niteliği ve sınır tanımaz esnekliği, var olan du- rumlara uyum sağlamaya isyan, uçakların düşmeye mecbur olmalar, insan ve zaman gibi daha pek çok ilginç konu bu kitapta okura sunuluyor. Bu parçadaki bıçak sırtında yürümek" sözüyle an- latılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Tehlikeli oyunlar oynamak B) Tehlikeden uzak durmak e Risk almayı sevmek D) Tehlikeye yakın olmak E) Bile bile maceralara atılmak

an da dr dakilerden hangi Umieterinin yap meraman tarafur woun olarak ak slubu hakim kr cu, kahrama iştir. V bir düzen için- sanatı n ten II. Tarih biliminin belli bir palişma yöntemi olmadig durumlarından hangilerine dikkat ekildiği söylene bilir? A) Yalnız I D) II ve III 26. Sümer yasalarında; B) Yalprz II E II ve III ve li Hırsızlık suçuyla ilgili ağır cezalar içeren hükümler düzenlemiştir. Hırsızlık suçunu işleyenlerin cezası idamdı. ilk çağ Hint uygarlığında; Hırsızlık suçlarına suçu işleyenin hangi kasttan ol- duğuna göre değişmekle birlikte idam cezası dahil ağır cezalar verilirdi. ilk çağın farklı uygarlıklarının hukuk metinlerinde yer alan yukarıdaki hükümlerin ortak amacı aşağıdaki- lerden hangisidir? AYO Özel mülkiyeti kanuni güvence altına almak Herkesi kanun önünde eşitlemek Bireyler arasındaki ilişkilere yasal düzenlemeler ge- tirmek DX Miras hakkını korumak Jo Sosyal dayanışmayı güçlendirmek Diğer sayfaya geçiniz. kanlar tablod 28. Islan may dah şart yap II. 111. IV 29.

7. 8. 2 Volkan Demirel, Türkiye'nin yetiştirdiği en iyi file bekçilerinden biridir. Anlam Ola II. Ulu Önder, sağ olsaydı acaba ne gibi değişiklikler olurdu? III. Kara kara bulutların gökyüzünü kaplaması yağmurun haber- cisiydi. IV. iş adamları, bu yıl bacasız sanayiye çok yatırım yaptı. V. Bu diyardan sayısız insan geçti; hiçbiri kalıcılığı yakalayamadı. Yukarıdaki cümlelerin hangilerinde dolaylama yoktur? A) I ve II B) II ve III C) II ve IV D) III ve V E) IV ve V Sana çirkin dediler düşmanı oldum güzelin Sana kâfir dediler, diş biledim Hakk'a bile Bu dizelerde altı çizili sözcükteki anlam olayı aşağıdaki cüm-| lelerin hangisinde yoktur? A) Bu ödevi hazırlamak için birçok öğrenci günlerce kafa yordu. B) Aşk gemisi insanı hiç bilmediği gönül diyarına götürür. C) Hayatın dikenli yollarında yürümek insana sabrı öğretir. D) Öfkenin basamaklarından adım adım çıkmış, sonunda patlamıştı. Minik Serçe'nin şarkıları herkesi hüzünlendirmişti.

5. All Yekta Bey: Ailesi kuşaklar boyunca Osmanlı paşalarina hizmet etmiş bir vekilharcıdır. Ömer: All Yakta Bey'in oğlu, yurt dışında çok iyi eğitim almış bir banka vöneticisidir. Necla: Ömerin eşidir, yoksul bir aileden gelmiştir. Ali Yekta Bey, dedesinden babasına, ondan da kendisine geçen kilercibaşılık ve vekilharçlık görevleriyle övünürdü övünmesine ama oğlu Ömer'i bu yönde yetiştirmemişti. Çünkü ailenin mesleğinin ve dolayısıyla kaderinin Ömer'den itibaren değişmesini arzuluyordu. Ömer'den sonra Cevheroğlu ailesi uşak değil, yalı sahibi olacaktı. (...) Omer'in onu kurtarmış olduğu o fakir hayata bir daha dön- meye hiç niyeti yoktu Necla'nın. Bu hayatta iki tip insan vardı: Ezenter ve ezilenler! Kendisi bir daha hiçbir zaman ezilenler- den olmayacaktı. Okula giderken İstanbul'un pis gri yagmur- ları altında saatlerce otobüs beklemiş ve çamur sıçrata sıçrata önünden geçen otomobillerdeki insanların mutluluğunu gözle- mişti. Her şey parayla oluyordu ve Ömer kendisine tapıyordu. Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söyle nemez? Ali Yekta Bey, hizmetkâr olmanın verdiği ezilmişlik duy- gusu içindedir. B) Ömer ile Ali Yekta Bey'in yaşam biçimleri benzerlik gös- termektedir. Ali Yekta Bey ile Necla, sınıf atlama çabası içindedir. by Olay örgüsü, kişi - toplum çatışması üzerine kurgulanmış tip Necla ezilen tabakaya yabancılaşmış, zengin olmayı düş leyen biridir. zengin Faxir

En Yay (1) İtalya'da XV. yüzyıla gelindiğinde Antik Çağların mimarisi ve bilgi birikimi değere binerken Endülüs bu değerlere her zaman sahipti. (II) Fakat bugün kullandığımız anlamda Rö- nesans'ın Endülüs şehirlerinde ortaya çıkması elbette Hris- tiyan monarşiler döneminde oldu (III) Sévilla, Granada ve Cordoba gibi şehirlerde Rönesans, kare, daire ve üçgen gi- bi sütun ve şekillerin hakim olduğu, mimaride klasik uyum ve orantı idealleri ile kendine yer edindi. (IV) Guadalguivir Nehri'nin yanına kurulan Sevilla, İspanya'nın özerk bölge- lerinden Endülüs'ün en kalabalık ve en gelişmiş şehridir. (V) Özellikle pek çok Endülüs Rönesans binası, iki katlı, ka- palı şık iç avlulara sahip malikaneler ve şehir sarayları şek- linde kendini gösteriyor. (VI) Bu tür birçok konak ve saray, şimdilerde müze veya otel olarak hizmet veriyor. Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi anlatımın akışını bozmaktadır? AMI B) III C) IV DWV EWI

Erzurum; bölgede önemli bir geçit şehri olmasının yanı sı şimdiye kadar yeterince araştırılmayan erken dönem T izlerinin zenginliği ile de dikkat çekmektedir. Bu cümlede aşağıdaki eklerden hangisinin örneği yoktur? A) Isimden isim yapım eki B) Fiilden isim yapım eki C) Şimdiki zaman eki D) Sifat-fill eki E) Zarf-fiil eki ÜRKÇE

28. Tahir Alangu ilk öykülerim için "Eskilerin varlıklarından bile haberli olmadıkları, küçük adamları' edebiyatımı- za ilk getiren olmadıysa bile iyice yerleştiren en güzel hikayelerini yazan adam" dedi benim için. Yazarlığımın orta döneminde de birçok yeniliği denedim, o güne ka- dar geliştirdiklerim ile yetinmeyerek Alemdağ'da Var Bir Yılan'da daha farklı biçimler deneyip topluma ve doğa- ya bakmadığım açılardan baktım. Hikâyelerimde şiir ko- kusu var, diyorsunuz. Bir iki tane de şiir yazdım. İçinde hikâye kokuları var, dediler. Demek ki ben ne hikâyeci- yim ne de bir şair. İkisi ortası acayip bir şey. Ne yapalım beni de böyle kabul edin. Bu metinden; I. konuşan kişinin Sait Faik olduğu, II. "küçük adamlar" sözüyle çoğunlukla şehirli alt sınıfı kastettiği, III. "o güne kadar geliştirdiklerim" sözüyle olay hikâyesi- ni öykücülüğün yapı taşı haline getirdiği, IV. altı çizili sözle şiir ile düzyazı arasında keskin bir çiz- gi olduğu fikrini yadsıdığı sonuçlarından hangilerine ulaşılabilir? A) I ve II B) III ve IV D) I, III ve IV C) I, II ve IV E) II, III ve IV 29. Ben çok restorant gördüm. Buralarda yemek yerken I utanan çok insana rast geldim. Ayıpmış gibi yemek 11 dali ekozu azını açma- 30. O sabah, telaş ve c Bu cümle dakilerin Yük B) Zarf t C) Dolay D) Zarf Yükle E) Dolay - Yük 31. (1) Üstüm tişörtüm (11) Yaz (III) Derk yüzü bir birleştirip Numara revli bir A) I

ALES/1. SINAV 2022 29-30. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Kentlerin doğuşu, Batı Avrupa'nin tarihinde yeni bir dönemin başlangıcını belirlemiştir. O zamana kadar yalnız iki egemen sinif vardı: rahipler ve soylular Kentlerle birlikte gelişen orta sınıf, bu toplumsal düzende yer alarak içine girdiği kanı- şimin rengini değiştirirken kendisi de toplumsal yapıyı dönüştürdü. Bu değişimin en çarpıcı yönü, büyüyen kasabalar ve yeni oluşan kentlerde hiz- la çoğalan orta sinifin niyaçlarını karşılamak için Tarım üretimini artıran çiftçilerin güçlenmesi oldu. Daha once günlük ekmeğini çıkarmakla yetinen, kasabaların ve kale-kentlerin küçük pa- zarlarına yetecek kadar ürün elde eden köylü, bu pazarlar birden canlanıp alıcıların sayısı artınca kärini artırmak için boş bıraktığı toprakları işle- meye koyuldu. Böylece tipki rahipler ve soylular gibi ayrıcalıklardan yararlanan ve bunları kim- seyle paylaşmaya niyeti olmayan orta sınıf sade- ce kendi varlığıyla kırsal sınıfları güclendirerek kendi konumunun zayıflamasına yol açacak bir dizi gelişmeyi tetiklemiş oldu. Mastes SALES 29. Bu parçaya göre Batı Avrupa'da kentlerin do ğuşuyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söyle nemez? A Toplum yapısını farklılaştırarak sınıfsal çeşit liliği artırmıştır. B) Oretimin hedefini genişleterek kırsal ekono miyi büyütmüştür. C)-8ınıfsal eşitlik bilincinin gelişmesine doğru- dan katkıda bulunmuştur. NAMS SORULAR 6) Beklenmeyen değişimleri başlatan toplumsal bir zemin yaratmıştır. EX Kentlilerle birlikte köylülerin yaşam tarzlarını da etkilemiştir. ALES 31-32. sorulan spagdaki parçay cevaplaying Yapısöküm yönteminin Onderte Derrida'nin palignalanda si düşünce, bir melindeki ariamun sinin yanı sıra kolaylika oray kesin olmadigde. Derida metr olduğunu ve bu anlamın metin melerin akla ilk gelen anlamla rak düşünülmesi gerektiğini s anlayışlan reddeder. Ona g saklı kalmış çelişkiler apga bilir veya metin boglukan lak verilebilir. Bu yaklaşım ladiği andaki niyetinin om Derrida'nın burada söyle sürecinde yazanın dem olmadığı değildir. Onu zannın iletmek istediğ ifade eder hale geleb Özellikle metnin içm arasında büyük fark pisökümün asıl am görünür yüzünün a

5. Marc Chernoff, "Yerinden kıpırdattığımız her taşla kocaman bir dağı biraz daha öteye taşımış oluruz." Yazar, bu sözüyle insanın nasıl bir tutum içinde olması gerektiğini belirtmek istemiştir? A) Başkalarından yardım beklememe ilkesine bağlı kalmalıdır. B) Basit işleri, kendisini can sıkıntısında kurtaracağı için küçümsememelidir. C) Küçük, bireysel çabaların zamanla tüm topluma mal olacağının farkında olmalıdır. D) Yarınların, kendisi için önemli gelişmelere gebe olduğunu unutmamalıdır. E) Azar azar olagelen şeylerin, birikerek önemli bir niceliğe ulaşacağını bilmelidir.

12. I. Aristo; varlığı, ilk kez duyulur maddi cevherler ve duyular üstü manevi čevherler olarak sınıflandırarak araştıran ilk filozof oldu. II. Bunun yanında o, varlığı varlık olarak ele alıp ilk ve son nedenler yönünden de inceleyen ilk kişiydi. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Varlığı ilk kez duyulur maddi cevherler ve duyular üstü maneví cevherler olarak sınıflandırarak araştıran Aristo, varlığı varlık olarak ele alıp ilk ve son nedenler yönünden karşılaştıran ilk ve tek filozof unvanını aldı. cevherler cevherler B) Varlıkları maddi ve manevi cevherler şeklinde sınıflandırarak yeni bir ilke imza atan Aristo, varlığın varlık olarak ele alınıp ilk ve son nedenler yönünden incelenmesini isteyen de ilk kişiydi C) Varlığı varlık olarak ele alıp ilk ve son sebepler bakımından inceleyen, onu duyulur maddi cevherler ve duyular üstü manevi cevherler olarak gruplandırarak inceleyen ilk filozof Aristo'dur. D Varlığı varlık olarak ele alıp ilk ve son nedenler yönünden inceleyen ilk kişi unvanına sahip Aristo, varlığı duyulur maddi cevherler ve duyular üstü manevi cevherler olarak sınıflandırarak yeni bir akım başlattı. E) Aristo, varlığı ilk kez duyulur maddi cevherler ve duyular üstü manevi cevherler olarak sınıflandırarak felsefe alanında önemli bir yeniliğe imza atan ilk filozof unvanını elde etti.

TEST 2 Paragrafta Konu Son zamanlarda sıklıkla karşılaştığımız, günlük hayatımı- zın normaline dönüşen olaylardan biri de sosyal medya linçleri. Bir gruba, kişiye, siyasi görüşe ya da duruma yö- nelen bu eylemler, bir anda gelişen halk tepkisinden çok, örgütlü bir saldırı olma özelliği taşıyabiliyor. Ya da kimi "du- nyarlılıklar" tam da "zamanın ruhu" denilen şeyle besleniyor. Dünyanın tamamında, ön yargıların artması, nefret söyle- minin dizginsizce kullanılmaya başlanması da buna olanak tanıdı. "Kasılan duyarların" toplumsal farkındalığı artırdığı- Quanın düşünüldüğü eylemler de gerçekleşmiyor değil. Ama böyle durumların altını kazıdığımızda genellikle diğerinin yaşamını hizaya sokmayı görev bellemiş ahlakçılığın tetik- te beklediğini görüyoruz. -ulo Ta 4. elm Bu parçaya göre sosyal medya linçlerinin altında ya- tan asıl neden aşağıdakilerden hangisi olabilir? 2A) İnsanlığın giderek daha ahlaki bir kimliği benimsemesi JubCov BY Yapılan yanlışların daha fazla üstünün örtülememesi İletişim teknolojilerinin inanılmaz hızla gelişmiş olması D) İnsanların kötülük karşısında eskisine göre daha ça- buk bir araya gelebilmeleri Jule E) İnsanların giderek başka insanların hayat tarzlarına müdahale edebilecekleri düşüncesi -ub ua VOF 6.