Cümlede Söz Konusu Olanlar Soruları

Kısa öykü, okumaya zaman bulamayanlara uy- gun türdür, görüşüne katılmıyorum. Kısa öykü- nün kısalığı aldatıcıdır. Bu tür öyküler, bir oku- yuşta biter ama dikkat isteyen yoğun bir okuma gerektirir. Bir düzyazı türü olan kısa öykünün, şiir gibi, anlaşılması için çaba gerektiren yoğun bir yapısı vardır. II. Romancı, dilediğince anlatmakta özgürdür. Ka- fasında bir dünya kurgular ve onu anlatır. Bu doğru ama hiçbir romancı gününün olaylarına kayıtsız kalmamıştır. Hepsi bazı düşünceleri okuyucuya açıklamaya çalışmıştır. III. Tabiatın kucağında yetişen bir çocuk, kuzuların arasında sevgiyi yaşar. Şehirde beton yığınla- rı arasında yetişen çocuk ise sevgi kavramını çok soyut yaşar. Şehirli çocuğun kalbindeki sev- gi, insan sevgisinin ötesine geçemez. Köylü ço- cuğun sevgisi ise insan sevgisinin de ötesinde karşılıksız bir sevgidir. Numaralanmış metinlerin hangilerinde yinele- melere yer verilmiştir? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve III C) Yalnız III E) II ve III Aydi 4. 46

E) Durumu üst makamlara 24.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "ses" sözcüğü bir deyim içinde kullanılmıştır? A) Bir elin nesi var, iki elin sesi var. B) Elif gördüklerine rağmen sesini çıkarmamayı yeğledi. C) Ses bilgisi, dil bilgisinin kollarından biridir. D) Öğretmenler, seslerini duyurmakta güçlük çekmezler. E) Evde bir ses, bir soluk arıyordu akşamları.

16. Yazar için karakter yaratımı, sadece bir hayatın aktarımı değil; aynı zamanda hayatın atlanan bir yanına dikkat çekme girişimdir. Çünkü bir yazarın yazma gerekçesi; her durumda bir duyuş, hissediş olarak hayata dair bir tavır al- mak, ona müdahale etmek olmuştur. Değilse Gregor Sam- sa bir sabah korkulu bir rüyadan uyanınca kendini niçin bir hamam böceği olarak bulsun ki? Bizde iz bırakan eserlere baktığımızda bu gerçekliği net bir şekilde görebiliriz. Ede- biyatın en büyük karakterlerinden olan Werther'in aşk acı- si karşısındaki çıkışsızlığı, Raskolnikov'un başkaldırısı, bir duruş olarak hayatın yeniden sorgulanmasına imkân ver- diği için okur onunla özdeşleşir. Tüm iz bırakıcı karakterler, aynı işlevi görür. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Benzetme C) Tartışma B) Öznellik D) Örnekleme E) Karşılaştırma

2. Bilimsel ve toplumsal konularda, siyaset, ekonomi, sanat, spor vb. alanlarda yazılan, açıklayıcı veya yorumlayıcı niteliği olan gazete veya dergi yazılarına makale denir. Bilimsel dergilerde yayımlanan makalelerde tip, ekonomi, sosyoloji, felsefe gibi bilim dallarıyla ilgili konular işlenir. Gazetelerde yayımlanan makalelerde halkı aydınlatmak ve bilgilendirmek amaçlanır. Güncel bir sorun ortaya konur, değerlendirilir ve sonuca varılır. Bu parçada makaleyle ilgili aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A) Tanımsal niteliğine B) Kapsadığı konulara C) Başka bir türle benzerliğine D) Belli bir amaçla yazıldığına E) Çıkarımsal özellik taşıdığına

3. Kasa yapımında çalışan kaportacı arkadaşı, sabah ak- şam karşısına geçip de inatla, sabırla, ona bunu öğret- meye kalkana dek, önemsiz bir iş yapmakta olduğunu bil- mezdi. Kendisi için önemliydi, güzeldi, iyiydi. En iyi bildiği işti. Atlı araba, kamyon kasalarını süslüyordu. ...Kaportaci: "Boşuna çaba." dedi. "Boya, boya. Hepsi süsü için!" İlkin şaşırdı. Onun kasa yapımındaki yorgunluğunu şura- daki serin sularla giderdiğini, içini dışını ovup yıkadığını sanmıştı. Derken ürktü. Yüzüne bakmadı onun. Direndi. Karanfillerden birini kulak ardından çekip resimli tahtanın üst başına kondurdu. Birini de henüz tomurcukta olanı, gönlünden çıkardı, alt yana kondurdu. Beriki kıs kıs gü- lüyordu. O, başını hiç kaldırmıyordu. Coşkusu yırtılır diye ürküyordu. "El değmiş coşkuya yama vurulmaz!" dedesi- nin sözüydü. Kaportacı, bir başka gelişinde: "İş mi bu senin yaptığın?" dedi. "Kötü mü boyuyorum? Kuğular çirkin mi? Kuşlar ölü mü? Yine başını kaldırmamıştı. Öteki yine güldü. Gülüşü hoy- rat. Böyle, güle güle çekilip gitmişti. O da kuğuları daha ak, kanatları daha parlak yapayım derken bozdu. İlk bo- zuşuydu. Arkadaşı giderken: "Bizim atölyede tabancayı sıkarsın, bir saatte boyar geçersin koca bir kasayı" de- mişti. Aklı buna takılı kaldı. Güneş biraz solgun doğdu. Keçi yolunun ucunda açan gül yaşlı oldu. Bu parçadaki çatışma aşağıdakilerden hangisidir? A) Gelenekselli-modemizm C) Akılcılık-duygusallık Ratron-işçi B) Çalışkanlık-tembellik D) Şehirli-köylü

nog Künüzüəlő 5. Temel amacı çocukların düşsel dünyalarını zenginleştirerek çocuklara ders vermek 2 olan. .................türü Türk ve dünya edebiyatının en eski ve en yaygın türlerindendir. rasnallu 6. Bebekleri uyutmak için söylenen..............nazım biçimi her zaman bir ezgi ile söylenir. velnianes inmiley 7. Türkünün asıl bölümüne........ adı verilir. 8. Türkünün nakarat bölümüne...... .....adı verilir. malo ig 9. Manide anlatılmak istenen duygu ya da düşünce son........... Toni 10. Maniler biçimlerine göre.. ob 126mis3 562 Nev sbainsleyin ve. dizede bulunur. Addial adını alır. ibible sy albermög imalazziniyals usi

(1) Ağıt yakmak, eski bir Türk geleneğidir. (II) İslamiyet ön- cesi Türk toplumlarında ağıta sagu denirdi. (III) Bu gelenek bugün de Anadolu'da hâlâ varlığını sürdürmektedir. (IV) Ağıt- ları bir ölüm olayı sonrasında çoğunlukla ağıtçı adı verilen, yanık ve gür sesli kadınlar söyler. (V) Söylenen bu ağıt eş- liğinde cenaze evinde toplanan kişiler ağlaşır. "Ağıt" in ele alındığı bu parçada numaralanmış cümleler- le ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede, bir saptama yapılıyor. B) II. cümlede, geçmişte kullanılan ismiyle ilgili bilgi veriliyor. C) III. cümlede, devam edegelen bir durumdan söz ediliyor. D) IV. cümlede, genellikle kimler tarafından seslendirildik- leri dile getiriliyor. E) V. cümlede, aşamalı bir durumdan söz ediliyor.

RKÇE TESTİ kısmına işaretleyiniz. 0 B DENEME 2 3. Bir toplumun genç nesillerine kültür değerlerini aktarmanın (iletmenin) en kestirme yolu, yazılı ifade kanalıyla edebiyattan geçer. Genç okuyucular; istedikleri takdirde, yazılı ifadenin çağrışım nüanslarını (ayrıntılarını) || yakalayabilirler. Yazılı ifade; kültür dili, yazı dili, medeniyet dili, resmî dil, edebî dil gibi isimlerle de anılır. Edebî dil; bir milletin konuşma dili ve yazı dili teşekkül ettikten (belli bir biçimi aldıktan) sonra kültür dili diyebileceğimiz bir söyleyiş zemininde daha fazla hissedilen, bir tarafı ile itibari ve uçucu, bir tarafı ile hayatın gerçek değerleriyle kaynaşan (ayrılmayacak biçimde birleşen) estetik ve IV orijinal bir ifade yoludur (yöntemidir). V Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisinin anlamı, ayraç içinde verilenle uyuşmamaktadır? A) I B) II C) III D) IV E) V

1. Çitaların gözlerinin altından ağızlarına ve çenelerine kadar inen siyah çizgiler vardır. II. Çitalarda bulunan çizgiler, Güneş ışınlarını çeker ve böylece çitalar, diğer yırtıcıların aksine günün en sıcak saatlerinde bile rahat bir görüş ile avlanabilirler. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Çitaların gözlerinin altında bulunan çizgiler, bu hayvanların Güneş ışınlarını çekerek diğer yırtıcı hayvanların aksine günün en bunal- tici anlarında bile rahat bir görüş ile avlanabilmelerini sağlar. B) Çitalar, gözlerinin altından ağızlarına ve çenelerine kadar inen siyah çizgiler sayesinde Güneş ışınlarını çeker ve böylelikle di- ğer vahşi hayvanların tersine günün en sıcak saatlerinde dahi rahat bir görüşle avlanabilirler. C) Güneş ışınlarını çekerek diğer yırtıcıların aksine günün en sıcak saatlerinde bile rahat bir görüş ile avlanabilen çitalar, bu özellik- erini çenelerinin altına kadar inen siyah çizgilere borçludurlar. D) Çitaların gözlerinin altından ağızlarına ve çenelerine kadar inen çizgiler, Güneş ışınlarını çeker ve böylece çitalar, diğer hayvan- ların aksine günün en sıcak saatlerinde bile rahat bir sezgi ile avlanabilir. E) Çitaların vücutlarında bulunan çizgiler, Güneş ışınlarını çeker ve böylelikle citerar, diğer yırtıcı hayvanlarda rastlanamayacak bir sekilde günün en sıcak saatlerinde bile rahat bir görüşle av- lanabilirler.

1. "Bu kez de başarılı olamadım, ----" sözleri, aşağıdakiler- den hangisiyle sürdürülürse cümle, "bir işte kendine güvenini yitirmemiş" bir insanın tutumunu yansıtır? A) bir daha bu tür işlerle asla uğraşmayacağım. B) yalnız bu işin peşini bırakacak değilim. C) galiba bu hep böyle sürüp gidecek. D) demek ki yeterince tecrübe kazanmamışım. E) artık çok bilmek de kâr etmiyor.

arak una, abi- oğ- ür- a. si 5. Akşa Atatürk'ün henüz ilk gününde başkanlığa seçildigi En rum Kongresi, 1919 yılı Temmuz'unun 23. günü çok gö terişsiz bir okul salonunda toplandı. Bu cümleden hareketle aşağıdakilerden hangisi sinlikle çıkarılabilir? A) Milli Mücadele hedefinde olan Atatürk'ün Anadolu'd çeşitli faaliyetler içinde olduğu ve Samsun'da B) Başkomutanlık yetkisini alan Erzurum'a geçen Atatürk'ün ihtişamı pek sevmediği C) Atatürk'ün yaz mevsiminin ortasında, bir eğitim yuva sında birden çok insan tarafından bir seçimde oylan dığı D) Erzurum Kongresi'nin Kurtuluş Savaşı'nın kazanılma sında çok önemli bir rolü olduğu E) ilk gününde seçim yapılan Erzurum Kongresi'nin çok zor şartlar altında yapıldığı ve uzun sürdüğü ALUS getirm lanma Bu p içeri A) 9.

3. Ziya Gökalp, düşünsel dünyasında meydana gelen değişimleri bilimsel dille ifade etmeye çalışır. Bir kavim; "ümmet", "imparatorluk" ve "medeniyet" merhalelerinden geçerek demokratik bir millet biçimini alır. "Kavim; müşterek bir dine, müşterek bir devlete, müşterek bir medeniyete dâhil olarak şahsiyetini kaybediyor; sonra da bu üç müşterek hayattan, şahsiyetini kurtararak millet namı ile meydana çıkıyor." Bu parçadaki altı çizili sözcüğü anlamca karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde yoktur? A) Resim dilinde yeni bir aşama olmasa da Türk resminde, figür alanında taze bir nefes bu resim. B) Türk resim sanatı bugüne dek çok önemli evrelerden geçmiştir. C) Coğrafya, kültürel varlığın mevcudiyetinin her etabında belirleyici unsurlardan biridir. D) Senaryo, sinemanın yolu üzerindeki basamaklardan biridir ve çok önemlidir. E) Resimleri, zaman zaman başarılı bir Batı modelini, zaman zaman da çağına özgü zihniyet ikilemini yansıtır. ema

PARAF YAYINLARI 6. Türk şiirinin, özellikle de İkinci Yeni şiir hareketinin bir başka duruş sergileyen şairlerinden Ece Ayhan'ın 1956-1958 yılları arasında kaleme aldığı öyküler, derlenerek yayımlandı. Yazıl- dığı dönemde çeşitli dergilerde çıkan ve sayfalar arasında yıl- lardır sessizce bekleyen bu öyküler, İyi Bir Güneş adıyla okurla buluştu. Toplam yedi öykünün yer aldığı kitap, bir anlamda şa- Eirin kişisel yazın tarihine dönüş imkânı sağlıyor. Öykülerde yü- rek patlamıyor ama onu, yüzeyin hemen altında bütün yoğun- luğuyla sezinliyoruz. Öykülerde karşılaştığımız her dünya, yeni karakterlerin yaratımı olarak arziendam ediyor ve yer yer eksik bırakan yapısıyla anlamın boyutları arasında gezinmeye başlı- yoruz. Bir karanlığın ya da gölgenin kıyısında duruyoruz öykü- ler arasında dolaşırken. Onların anlattığı, yaşadığı, uzaktan sey- rettiği her şeye bir köşeden uzanmaya çalışıyoruz. isiglas shpiso Bu parçadaki altı çizili sözlerle anlatılmak istenenler arasın- da aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Sıra dışı özellikler taşıma B) Varlığından haberdar olmama Wing in yo C) Yoruma açık bir anlatım barındırma Duyguları belirgin şekilde aktarmama E Bireysel yaşantıdan beslenme 8.

1. BÖLÜM 1 Paragrafta Yapı Diyalog Tamamlama - IX 1. Gazeteci: ANLAM BILGISI (0) Müzisyen: -Büyük bir kısmı benim kişisel deneyimlerimden yola çı- karak yazdığım şarkılar. Çünkü deneyimlemediğimi mü- zikle ifade edemem. Hissettiğimi tüm samimiyetiyle pay- laştığım zaman üstüne gelen melodiler bir bütün oluş- turabiliyor. Tabii kişisel seyahatlerim ve keşiflerim de üretimlerimi besleyen bir diğer nokta. Ama soruya ge- lecek olursak en çok kendi deneyimlerimi referans all- yorum diyebilirim. Gazeteci: Müzisyen: - Başta Björk geliyor sanırım. Ancak geçmişe dönüp bak- tığımda diyebilirim ki aslında spesifik müzik üreten tüm band'leri seviyorum. Pink Floyd, Radiohead, Led Zep- pelin örnek olabilir ama özellikle bir müzisyenin müziği- ni yapmaya çalışmiyorum. Elbette Rihanna'nın da şar- kılarını dinlemeyi seviyorum çünkü daima farklı olanı üretmek istiyorum. Bu diyalogda boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden han- gisi sırasıyla getirilmelidir? A) I. Şarkılarınızda geleneksel müzikten yararlanıyor mu- sunuz? 2 P II. Kimi sanatçılarla olan iş birliğinizin detaylarını anla- tir misiniz? X (B) Şarkılarınızın stüdyo sürecinden söz eder misiniz? II. Müzik dünyasında özellikle etkisinde kaldığınız sa- natçılar var mı? ESEN YAYINLARI C) 1. Bir şarkı yapmaya başladığınızda neleri referans all- yorsunuz? II. Sizin en sevdiğiniz müzisyenler hangileri veya kimi dinliyorsunuz? D) 1. Bir şarkınızın hikâyesinden söz eder misiniz? II. Müzik dünyasıyla etkileşim içinde misiniz? E) I. Şarkılarınızda hangi detaylara önem verirsiniz? II. Birlikte çalıştığınız sanatçılar hakkında bilgi verir mi- siniz?

1-2. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. NESIL Adı Dönüşüm olan bir romanın dünya edebiyatını da dö- nüştüreceğini düşünmek, 20. yüzyılın başında adınız Franz Kafka da olsa çok radikal bir beyin eylemi olurdu. Edebiyat tarihi bir nehir yatağı ise ve ona yön veren olaylar da Tanrı'nın birer kozmik şakasından ibaretse hiç kuşku- suz geçen yüzyılın en büyük kahkahalarından biri Gre- gor Samsa'nın hikâyesiyle atıldı. Kafka'nın Dönüşüm'ü, dünyanın teknolojik dönüşümünde elektriğin rolü kadar aydınlatıcı ve farklılaştırıcı oldu. Nasıl mı? On beş kelime ile: "Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyan- dığında, kendini yatağına dev bir böceğe dönüşmüş ola- rak buldu." Bu parçada altı çizili sözle "Dönüşüm" ile ilgili aşağı- dakilerden hangisi söylenebilir? Dünya edebiyatını değiştirmeye gücü yeten tek ro- man olduğu BY Geçen zamanla birlikte daha iyi anlaşılmaya başlan- chği Mizahi ögelere sıkça yer verildiği D) Popülerliğini radikalliğine borçlu olduğu E) Geçen yüzyılın edebiyata yön veren kitabı olduğu

A TYT / Türkçe A 5. Bitki; bulunduğu yere kök organları ile tutunan, çoğunluk- la fotosentez sonucu yaşam için gerekli bileşenleri oluştu- ran, bazıları spor veya tohum aracılığıyla çoğalan, bir veya çok yıllık otsu, odunsu canlıların genel adıdır. Bu cümledeki tanımdan yola çıkılarak bitki ile ilgili asıl anlatılmak istenenin aşağıdakilerden hangisi olduğu söylenebilir? A) Farklı şekillerde oluşan canlıların bütünü olduğu B) Yaşam için gerekli varlıkların farklı yapılarının bulunduğu C) Kök organlarının temelini oluşturduğu D) Yeşil bitkilerin moleküler yapının temeli olduğu E) Uzun süre var olan otsu bitkilerin fotosentez ile oluştuğu 6. (1) Ölüm teması, pek çok şairin vazgeçilmez temaları ara- sında yer alır. (II) Bu temayı şiirlerinde sıkça işleyen şair- lerden biri de Cahit Sıtkı Tarancı'dır. (III) Genellikle çaresiz- 7. Aktif Öğrenme Yayınları