Cümlede Söz Konusu Olanlar Soruları

2. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde mecazlı bir söyleyiş söz konusudur? A) Bugünün işini yarına bırakma. B) Dost, dostun ayıbını yüzüne söyler. C) Her yokuşun bir inişi vardır. D) İyilik eden, iyilik bulur. E) Derdini söylemeyen, derman bulamaz.

22. (1) Herkesin akli kendine yeter ama zorlandığımız anlarda bir bilenden akıl almak da bizi güç durumlara düşmekten kurtaracaktır. (II) Çünkü bilmediğimiz ya da bizi zora sokacak durumlarda aklımız durur, ne yapacağımızı şaşırırız. (III) Böyle anlarda birinden fikir aldığımızda ise rahatlar, daha sağlıklı kararlar alabiliriz. (IV) Kısacası akıl, adama sermayedir ve para ile satılmaz. (V) Bu yüzden de başkalarına danışmaktan korkmayın, sırf fikir edinmek için dahi olsa başkalarına da danışın. Bu metindeki numaralanmış cümlelerin hangisinde deyime yer verilmemiştir? A) I B) II C) III D) IV E) V 26.

3. İnsanlar; karşılaştığın fırtınalarla değil, gemiyi limana getirip getirmediğinle ilgilenir. Aşağıdakilerin hangisi bu cümleye an- lamca en yakındır? A) Insanlar, neyi yaptığımıza değil, nasıl yap- tığımıza bakar. B) Hayat yolundaki engelleri bazen aşamaya- biliriz. C) Mühim olan çekilen sıkıntılar değil, işin is- tenilen şekilde yapılmasıdır. D) İnsanlar, çıkarları uğruna bazen başarıları görmezden gelebilirler. E) Başarı işin doğru şekilde yapılması ile ilgili değildir.

2. Hangi cümlede eş anlamlı sözcükler bir arada kullanılmıştır? A) Şoför ileri geri yaparak otobüsü park etti. 2 B) Annesi evi temiz görünce kızına te- şekkür etti. (C) Mert iki adet kutuya yüz tane ka- lem koydu. MODEL EĞİTİM YAYINLARI 5.

TYT / TÜRKÇE . (1) Postmodern romancılar arasında en önemlilerinden biri de İhsan Oktay Anar'dır; akademisyen kökenli bir yazar olan Anar, Orhan Pamuk'un aksine daha içe dönük bir yazı se- rüveni sürdürür. (II) Osmanlı Türkçesinin mülemma tarzıyla parodili bir dil kullanır ve kendi kurduğu Osmanlı Türkçesiyle yazdığı "Puslu Kıtalar Atlası" adlı romanda postmodern bir tarih canlandırması yapar. (III) Sanatçı, daha sonraki eser- lerinde bunun tekrarını denemiş "Amat" adlı tarihsel roma- nında harikulade bir deniz gotiği yaratmıştır. (IV) Daha sonra çıkardığı "Suskunlar" ve "Yedinci Gün" adlı romanlarında düşüş göstermiş, aynı başarıları tekrar edememiş, bilakis kendini tekrar etmiştir. (V) Anlattığı postmodern düşler dün- yasını okumak, zevkli ve haz vericidir ancak anlattığı her şey postmodern bir illüzyondan ibaret olup gerçekliğin hiçbir yerinde değildir. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıda ve- rilenlerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede bir karşılaştırmaya yer verilmiştir. B) II. cümlede yazarın özgün bir üslubunun olduğu belirtil- miştir. C) II. cümlede yazarın romancılığımızda bulunmayan bir yöntemle yazdığından söz edilmiştir. D) IV. cümlede yazarın yaratıcılığını yitirdiği bazı eserlerine değinilmiştir. E) V. cümlede yazarın tarihsel temalara fantastik bir yakla- şim gösterdiği için anlattıklarının gerçeklerle örtüşmediği belirtilmiştir.

1. Öyküde kuvvetli bir geleneğe sahibiz. Geçmişimizin derinliği- ni bugüne yansıtmada oldukça başarılıyız. Bu doğrultuda okur nezdinde büyük bir ilgiye mazhar olmasa da has edebiyatın peşinden koşan okurların, ilk duraklarından biri mutlaka öykü oluyor. Geleneğimizi, modern dünyanın dertleri ve üslubuyla harmanlayıp yeni bir temel oluşturduğu da söylenebilir. Bu parçadaki altı çizili sözcüklerin taşıdığı anlam aşağı- daki cümlelerin hangisinde bir arada verilmiştir? A) Genç yazar, Refik Halit Karay'a özgü bir anlatımı ortaya koyarak okuyucu nazarında gerçekçi bir altyapı oluştura- cağına inanıyordu. B) Öykülerinde ele aldığı konuları halkın içinden çıkmış bir yazar olduğunu unutmadan yalın bir dille ve kendine özgü bir anlatımla aktarıyordu. C) Bir yazarın yücelmesinde ve kalıcılığı yakalamasında top- luma ait olanı esas alarak paylaşmak çok önemli bir yere sahiptir. Görgü tanıklarının anlattıklarına bakılırsa olayın aydınlan- ması, başka davalardan daha önce sonuçlanacağını gös- teriyor. E) Yazarının anlayışını yansıtmayan, içinden çıktığı topluma ayna tutmayan, dilin olanaklarından beslenmeyen bir ese- ri hiçbir zemine oturtamayız.

2. Başarıya isteyen insan, hayali ne kadar ---- gözükürse gözüksün işe, o hayalini gerçekleştirebileceği tarafından baş- lar. ==== Bu cümlenin anlam bütünlüğünü sağlamak için, boş bi- rakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerden hangileri getiril- melidir? A) koşmak - büyük B) ulaşmak - imkânsız C) kavuşmak - yakın. D) gitmek - zor E) tutunmak - uzak

10. Aşağıdaki atasözlerinden hangisinin konusu diğer- lerinden farklıdır? A) Sakla samanı, gelir zamanı. B) Ayağını yorganına göre uzat.. C) Ağaç yaprağıyla gürler. D) Damlaya damlaya göl olur. E) İşten artmaz dişten artar. 11. (1) Sıra arkadaşımla aramızdan su sızmazdı. (II) Bir ir dalasına girdik. (III) Bana sesini

Evvel bahar yaz ayları çatıldı Paralandı bulut göğe atıldı Akan sular kar buz oldu tutuldu Dalgalanıp göller ağlamasın mı Yaz gelir de yazı yaban yurt olur Her yerde bir alıcı kurt olur On beşinde kızlar gonca gül olur Vakit geçen güller ağlamasın mi slato Bu dörtlüklerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söy Tenemez? tik dörtlükte ek hâlinde redif kullanılmıştır. Belki dörtlük de satirik şiir türündedir. İkinci dörtlükte sözcük hâlinde redif vardır. DY Benzetme yapılmıştır. E Teşhis sanatı vardır.

B) Bir ses, ölçü gereği düşürülmüştür. C) Ulama yapmaya uygun söz dizileri vardır. D) Kafiye düzeni abab şeklindedir. E) Nakarata yer verilmiştir. Soru 2 A) Yarınki geziye geliyor musun? BOlay hakkında sen de mi aynı fikirdesin C) Yeni aldığınız eve taşındınız mı D) O kadar uzun zamandır yazıyorum ki E) Ekmek kadayıfını sen de seviyor musun Soru 12 Aşağıdaki cümlelerden hangisinin sonuna soru işareti A) Özlem getirilemez? B) Arayış C) Ayrılık Soru 3 Canımda çınlar sesin; her ye Gündüz gece yaptığım işleri Bu şiirin teması aşağıdakiler D) Heyecan E) Korku Soru 13 Nesini söyleyim canım te

4. Sanat, doğanın bir yansıması değil; doğanın eksik bırak- tığını tamamlayan, evrendeki boşluğu dolduran, yaratımı olgunlaştıran ve nihai güzelliğine erdiren edimdir. Aşağıdaki cümlelerden hangisi bu cümleyle anlamca aynı doğrultudadır? A) Sanat; göğün son rengi, yerin son şekli, çiçeğin son yaprağı, denizin son damlası, insanın son noktasıdır. B) Sanat bir duygunun, tasarımın veya güzelliğin anlatı- mında kullanılan yöntemlerin tamamıdır. C) Sanat eserlerindeki zevk ve estetik anlayış ile kültü- rel miras korunup gelecek nesillere aktarılmalıdır. D) Görünene bakarken hayal gücü serbest bırakılmalı- dir ancak bu şekilde hayal ve gerçeklik bir bütün oluşturur. E) Görünenin ardındaki gizemi görebilmek ve bunu yet- kin bir üslupla fakat üstü kapalı olarak muhatabına sunmak bir sanatçının en büyük özelliğidir.

J 2 1. iki kişinin dostluk kurmasının çeşitli nedenleri vardır. Ya- kın dostlarımı göz önüne getirdiğimde neydi beni onlara yakınlaştıran nedenler? Ufak tefek nedenlerin yanında en önemlisi yaşama bir eş anlam vermemiz. Yaşamın anlamı- ni da anlamsızlığını da aynı açıdan görmek, benimsemek. Şiiri ve romanı sevmişiz ama bunları başkaları da seviyor, onlarla da selamlaşıyoruz ama niye dost olamıyoruz. Bu parçaya göre dostluğun en önemli nedeni aşağıda- kilerden hangisidir? A) Ufak tefek şeylerden beraberce mutlu olabilmek B) Sanatsal ürünlerden beraberce tat alabilmek C) En azından bir şeyi beraberce gerçek anlamda seve- bilmek Aynı duyguları ve fikirleri beraberce paylaşmak Hayatın tüm yönlerine aynı açıdan bakabilmek

11. Geçmişi yarına taşıma davası gütmeyen hiçbir sanatçının ömrü biyolojik ömründen fazla olamaz. Bu cümledeki "geçmişi yarına taşıma davası gütmek" sözü- nun-eumleye kattığı anlam aşağıdakilerden hangisinde voktur? A) Her sanatçının amacı, yüzyılları birbirine bağlamak olmalıdır. B) Sanatçının amacı, geçmişle gelecek arasında köprü olmaktır. C) Geçmişten gelenle yarına gidecekleri bir potada eritemeyen sanatçı, başarılı olamaz. D) Sanatçılar, kendi çağlarının aynası olma idealiyle ürün ve- rirler. E) Kalıcı olmak, geçmişin birikimlerini yarına devretmekle mümkündür.

22. Umberto Eco, Açık Yapıt'ta edebiyat ve sanat ürünleri ile müzik yapıtlarının yorumlar yaratma, yorumlara yol açma yeteneğiyle var oldukları düşüncesini yansıtmakta- dır. Mallarme'nin sonsuz bileşime açık kitap anlayışının, Calder'in mobillerinin ve Joyce'un Ulysses'inin her türlü sıradanlığa karşı çıkarak ortaya koyduklarının da yorum- lamaya yol açma yeteneği olduğunu göstermektedir. Ona göre bu tür sanat yapıtları hiçbir gerçekliğin azaltamaya- cağı farklı okumalara olanak sağlamaktadır. ---- abhor Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre, 1. II. Bu bakış açısından hareket edildiğinde bir sanat ya- piti sınırsız şekilde yorumlanabilir Dahası bir sanat yapıtı tamamlanmış olsa da yoru- ma kapalı olamaz, çeşitli biçimde yorumlamalarla da onun farklılığı değiştirilemez III. Bu nedenle yazar söylemediği, yinelemekten kaçın- dığı ya da üstü kapalı olarak geçtiği yerlerin yorumu için kendine metin içi bir örnek okur tasarlamaktadır yargılarından hangileri getirilebilir? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve III O C) I ve II E) I, II ve IIIA www.sorubankasi.net 8

itap- unun anla ıdır. ) bir nce- me- blan la- <ta- E) V karekök & dakika B 11. Sorumluluk bilicine sahip bir birey, davranış ve konuşma- larına dikkat ederek çevresindeki insanların varlığını ak- lından çıkarmaz. Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en ya- kındır? A) Davranış ve konuşmalara sadece sorumluluk bilinci olan kişiler dikkat eder. B) Sorumluluk sahibi bireyler, çevrelerindeki insanların yararını düşünerek hareket ederler. C) Çevresinde kimse yokmuş gibi davranmak veya ko- nuşmak, olgun bir bireyin kaçınması gereken bir dav- ranıştır. D) Her birey, sorumluluk bilincine sahip olmak için konuş- malarına dikkat ederek çevresindeki kişilerin hakları- na saygı duyar. Türkçe E Sorumluluk taşıyan insan, etrafındakileri rahatsız etmemek için hareketlerine ve söylediklerine dikkat eder.

(1) Toplumun asırlar süren deneyimlerinden süzülerek olu- şan her atasözü aslında genel kural ve ilke niteliği taşır. (II) Günlük hayatta çokça kullandığımız bazı atasözleri sosyal ilişkiler üzerine görüş bildirir. (III) Kimi atasözlerimiz ise uzun gözlemlere dayanarak doğa olaylarının gündelik hayat üze- rindeki etkilerini çarpıcı şekilde anlatır. (IV) Asırların deneyi- mine veya mantığa dayanarak doğrudan doğruya öğüt veren atasözlerimiz de yok değildir. (V) İki yargı taşıyan atasözleri- mizde ise yargılar arasında benzetme ilgisinden çok, iki yar- gının birbirini tamamladığı veya birbirine karşıt olduğu görü- lür. (VI) Atasözlerimizde genellikle mecazlı bir anlatım dikkati çeker ancak genelin aksine temsilî ve mecazi anlatıma sahip olmayan atasözlerimiz de vardır. Bu parçada numaralanmış cümlelerdeki açıklamalara aşa- ğıdaki atasözlerinden hangisi örnek olarak gösterilemez? A) II. cümle: Ev alma, komşu al. B) III. cümle: Mart dokuzunda çıra yak, bağ buda. C) IV. cümle: Dibi görünmeyen sudan geçme. D) V. cümle: Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü. E) VI. cümle: Bugünün işini yarına bırakma.