Cümlede Söz Konusu Olanlar Soruları

Hiç düşündünüz mü "sahte" ya da "çalıntı" olarak dam- galanan eserler ya öyle değilse? Daha doğrusu eser "çalıntı"ysa fakat sahibi onu gerçekten de kendi fikri sa- niyorsa... O zaman bu kişiyi ve durumu nasıl yargılama- li? İşte bu noktada "kriptomnezi" terimi devreye giriyor. Bilinçaltımızın bize oynadığı oyunlardan biri olan ve var- lığı tartışılmaz olan kriptomnezi; önceden bildiğimiz bir düşünceyi, bir melodiyi ya da herhangi bir yaratıcı imge- yi kendimize ait orijinal bir fikir zannederek tekrarlamak anlamına geliyor. Yaratıcı işlerle uğraşan insanlarda sıkça görülen, esere ve sahibine bir anda okların çevrilmesine sebep olan bu durum, çalıntı olduğu iddia edilen pek çok sanat eserinin kötü niyetli olmayan doğuşunu açıklıyor; "Bu fikri gerçekten de ben buldum!" diyen eser sahibi- nin samimiyetini vurguluyor. Bu konunun ilmiyle uğraşan uzmanlar, kriptomnezinin ortaya çıkışını hafızamızın anlık sekteye uğrayışı şeklinde açıklıyor. Bir konu ya da anı aklımızda kalırken onu nerede ve ne şekilde öğrendiği- mizi unutuyoruz. Tıpkı bize geçenlerde başından geçen bir olayı anlatan arkadaşımıza birkaç gün sonra, "Benim de bir arkadaşımın başına şu gelmiş..." diye aynı olayı anlatmamız gibi. Olay doğru fakat öznenin aynı oldu- ğunun farkında değiliz. Bilinçaltımız konunun kaynağını derinlere gömmüş durumda. Nabokov'un Lolita adlı ese- ri, edebiyat tarihinin çalıntı olup olmadığı en çok merak edilen eserlerinden biri ve kriptomnezi konusuna iyi bir örnek. Nabokov, kitap fikrinin zihninde belirmesi ve kita- bın ortaya çıkışıyla ilgili oldukça detaylı bir hikâye anlatsa da Michael Maar The Two Lolitas adlı kitabında tamamen aynı hikâyenin 1926'da Alman yazar Heinz von Lichberg tarafından yazılmış olduğunu ileri sürdü. Bunun için Na- Nabokov'un bokov'u suçlamayan Maar, yazara saygıyla, öyküyü yıllar önce okuyup kendi fikriymiş gibi yeniden keşfederek yazmış olabileceğini söyledi. 40. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? B) Tanımlama D) Tartışma A) Açıklama C) Örneklendirme E) Tanık gösterme

7. Aşağıdakilerden hangisinde kullanılan deyim, cümleye uygun düşmemektedir? A) Çevresince her şeyi kolayca algılaması, leb de- meden leblebiyi anlamasıyla bilinen biriydi. B) Misafirlerin gelme saati yaklaştıkça telaşlanıyor, âdeta etekleri zil çalıyordu. C) Kimseye el açmak zorunda kalmamak için yıllarca çalışıp didinmişti. D) Öyle bilgece laflar ediyordu ki onun az çok mürek- kep yalamış biri olduğunu düşünüyordunuz. E) Aramızdaki problem gittikçe büyüyordu fakat kim- seden çıt çıkmıyordu.

düzeyinin üzerinde Gerçekleri anlatmaktan çok daha karmaşık bir zihinsel ve davranışsal süreçler sonucunda oluştuğu G 16V9 IOA OM MOJAS a 4. Toplumsal ve bireysel sorunların çözümü için çok küçük yaşlarda bireylerin sanatın tüm türleriyle özellikle de romanla tanışması gerektiğini düşünüyorum. Ben bu Sanat bir ağaçsa eğer roman, onun meyvelerinden biridir ve duygusal, bilişsel bir verim almak için bu ağacın tüm meyvelerinden tatmalı insan. meyveyi Milliyet Çocuk'un cep romanları ile tattım küçük yaşta; çizgi romanlar da dâhil olmak üzere tüm 62 türlerden yüzlerce yapıt okudum. (IV) İlk okuduğum kitap Kırmızı Bisiklet'ti ve bu hikâyenin üzerimdeki etkisine şaşırmıştım. (V) Yapıtı okumak, her biri farklı bir yöne açılan pencerelerden bakmak gibiydi; bu kitap sayesinde yaşamı ve insanları farklı bir gözle görmeye başlamıştım. 10AYO2 D) Il ve IV Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde "somutlama" söz konusudur? A) I vell B) Ye III E) Ive V C) II e V Diğer sayfaya geçiniz.

9. 12. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ. Kenan, Lale, Meral, Nedim ve Osman bir kurumda ça- lışmak için pazartesi, salı ve çarşamba günleri sabah ve öğle olmak üzere iki farklı zaman dilimine göre mü- lakata girmişlerdir. Bu kişilerin mülakata giriş zamanla- rıyla ilgili şunlar bilinmektedir. ● ● ● tabloyu Kuramadım ASA Mülakata herkes tek tek ve farklı bir zamanda girmiştir. Meral mülakata en son girmiştir. Kenan ve Lale aynı gün mülakata girmiştir. Nedim ve Osman farklı günlerde girmişlerdir. Nedim mülakata sabah girmemiştir. A) Kenan - Lale C) Lale - Nedim 11. I. L 11. C III. Çarşamba günü mülakata giren iki kişi kimdir? E) Meral - Kenan B) Meral - Nedim D) Osman - Meral Bu kat ha A TĞİTİM YAYINLARI

28. Gençlere "iyi bir yazar olmak" hakkında öğütler veren eğitmen, aşağıdaki uyarılarından hangisinde "çevrele- rinde olup bitenleri üstünkörü incelemek yerine özünü kavramak için çabalamayı" önermektedir? A) Yazar olmanın temeli yazmaktan ziyade çok okumak- tan geçer. Yazarlık bir sürahi gibidir. Doldurmadan boşaltacağınız hiçbir şey olmaz. B) Bir konu hakkında yazılar yazarken hafızanızdaki bil- gilerle yetinmeyin. Her zaman farklı bilgilerle yazını- zın içeriğini zenginleştirin. C) Bakmak ile görmek aynı şey değildir. Bir yazar çevre- sinde olanları görmeli ve yaşanılan şeylerin farkında olmalıdır. D) Çevrenizde gördüğünüz insanlarla sürekli iletişim hâlinde olun. Apartmanın kapıcısıyla, otobüs şofö- rüyle, hastanedeki hastayla yani kısacası gün içinde bulunduğunuz ortamlardaki insanlarla sürekli bir ileti- şim içinde olunuz. E) Gerçek anlamda yazmakta verim sağlamak istiyor- sanız ilham perinizin gelmesini beklemeden sürekli yazmaya çalışın. Yazmanın bir disiplin olduğunun farkında olun. 12

TYT 1. Bu testte 40 soru vardır. 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kıs TÜRKÇE 1. Kimyasal maddelerin kullanımı hayat kalitesini artırıyor olsa da düzenlemeler ve etkili geri dönüşüm süreçleri olmadan çevre ve canlılar çok ciddi zararlı sonuçlara yol açabiliyor. Bu cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdaki- lerden hangisi getirilmelidir? A) beklenen - içinde B bazı-arasında Cyeterli - üzerinde D) bilinen - kapsamında EX sıkı-yaşamında

ÇE TESTİ A Y A N L A R 3. Birkaç uzmanın bitmez tükenmez sabri olmasayd hiyeroglifler, çivi yazıları ve Girit yazısı, sırlarını hi bir zaman açık etmeyebilirdi. Bu dillerin şifrelerin çözenler, karanlık hazinelerin avcıları, yazılı dillerin bilinmeyen topraklarının bu yorulmak bilmez, enge tanımaz büyük kâşifleri, insanlık tarihi dediğimiz or tak belleğimizin birçok bölgesini gömüldükleri karan lıklardan çekip çıkardılar. Bu parçada geçen altı çizili sözle anlatılmak iste nen aşağıdakilerden hangisidir? A) Yeni bulunan bir yazılı metinle karşılaştıklarında bu yazının hangi kavme ait olduğunu bulan dil bilimciler A B) Eski toplumların günümüze gelemeden unutul- muş dil ve alfabeleriyle yazılı metinleri büyük emek vererek okumayı başaranlar C) Sabırlı ve inatçı bir çaba sonucu insanlık tarihi açısından çok değerli bir buluşa imza atarak bunu insanlıkla paylaşan bilginler D Diller arasındaki benzerlikler ve farklılıklar üzeri- ne eski metinlerden hareketle aydınlatıcı bilgileri ortaya koyan edebiyatçılar E) Dünya dilleri üzerine çalışmaları ile yaşayan dil- lerle ölü diller arasındaki köken bağlarını ortaya koyan dil bilginleri

6. gr Hava o gün insanı tek hamlede boğacak bir devdi âdeta. (Hırçınca yağan yağmurun, üstünde incecik bir pardösüyle yürümeye çalışan adamın yüzüne çarpışı bir tokat gibiydi () Adam, içine işleyen zehir gibi soğuğa aldırmadan yolunu bulmaya çalışan bir âmâyı andırıyor. du bir karınca ordusuna benzeyen insan kalabalığında. (IV) Dakikalar sonra şiddeti azalarak kesildi yağmur, yol hâlâ islanan insanlarla doluydu) ince pardösüsüyle, hiç üşümüyormuş gibi ağır adımlar atan adamsa o dün- yaya ait değilmiş gibiydi. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi yorum içermemektedir? A) I B) II C) III D) IV E) V

5. ● 10 derece sıcaklığa uzun vadede maruz kalmanın vücut üzerinde olumsuz etkileri var mı? Vazokonstriksiyon olarak adlandırılan fizyolojik olay cinsiyetlere göre farklılık gösteriyor mu? Olumsuz sonuç açısından sıcak mı yoksa soğuk mu daha tehlikelidir? Soğuk havanın virüslerin etkinliği üzerinde doğrudan bir etkisi var mı? Aşağıdaki araştırma sonuçlarından hangisi bu soru- lardan herhangi biriyle ilişkili değildir? A) Soğuğun sıcaktan daha çok olumsuz sonuç doğura- cağı ve soğuk algınlığından kaynaklanan olumsuz et- kilerin sıcaktan kaynaklanan olumsuz etkilerden daha fazla olduğu görüldü. B) Vazokonstriksiyonun (kan damarlarının sıcak kanı kritik organlara saklayabilmek için kendini kapat- ması), kadınlarda daha hızlı olduğu çünkü kadınların soğuğu daha çok hissetme eğiliminde olduğu göz- Nemlendi. C) Vücudumuzun daha fazla çalışmak zorunda kalsa da ana hedefi olan temel vücut sıcaklığımızı sabit tutma amacına her koşulda ulaşabildiği görüldü. P) Yapılan deneylerde sabit 10 derecelik ortam sıcaklı- ğında uzun süre kalmanın kalp, akciğerler ve beyin üzerinde zararlı etkileri olacağı anlaşıldı. Soğuğun virüslerin vücut dışında hayatta kalmasını kolaylaştırdığı ve soğuk havada, virüsleri hapseden nemin daha az olduğu kanıtlandı.

5. Bilim insanları insanlık tarihindeki ilk hesaplama aracı olan abaküse, icadından itibaren üç bin yıl boyunca bir şeyler ek- leyerek 1947'de, Amerika'da, 30 ton ağırlığında, bir ev büyük- lüğünde olan ilk bilgisayarı üretti. Bu cümleden kesin olarak çıkarılabilecek yargı aşağıda- kilerden hangisidir? A) 1947'de Amerika'da üretilen ilk bilgisayar, abaküsün ça- lışma tarzından esinlenilerek tasarlanmıştır. B) İnsanlık tarihindeki ilk hesaplama aracı Amerika'da üretil- miştir. C) Amerika'da üretilen ilk bilgisayar, hesaplama aracı olarak tasarlanmıştır. D) Dünyadaki ilk bilgisayar üç bin yıl önce kullanılmıştır. E) Bilgisayarın icadının üç bin yıllık bir gelişim süreci vardır.

genel geçer yargılardan kaçınması 22. Türkiye'nin mevcut enerji kaynakları ülke içi ihtiyacı karşılayamadığı için, Türkiye enerjide dışa bağımlı bir ülkedir. Türkiye sürekli Rusya, İran ve Azerbaycan'dan doğal gaz ithal eder. Bundan dolayı Türkiye'nin elekt- rik üretiminde doğal gaza olan bağımlılığını azaltmak için yeni bir uygulama başlatılmıştır. Buna göre yeni- lenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektriğe teşvik verilecektir. Ayrıca yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen elektrik alımına verilen devlet garantisi, 2011 yılından 2023 yılına kadar uzatılacaktır. Elektri- ğin fiyatı da Enerji Piyasası ve Denetleme Kurulunun (EPDK) belirlediği bir önceki yılın Türkiye ortalama elektrik toptan satış fiyatının altında olmayacaktır. Bu parçanın anlatımı ile ilgili aşağıdakilerden han- gisi söylenemez? A) Tanımlamadan yararlanılmıştır. B) kuru bilgilendirme amaçlanmıştır. C) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır. p) Gerekçeli yargıya yer verilmiştir. Nesnel anlatımdan yararlanılmıştır. 23120210 ISTEK Yay 23120210

İnsanın hayatını tanzim eden, hiç şüphe yok ki akıldır. Çünkü akılsızca bir hareketin kötü sonuçlar doğuracağını herkes bilir. Dünyada talihinden şikâyet eden pek çok insan bulunduğu hâlde aklından şikâyet eden bir tek insana rastlanmaması, öyle zannediyorum ki üzerinde uzun uzun durulması gereken bir meseledir. Bu parçada altı çizili sözü anlamca karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Medyatik güç, küreselleşme dalgası; bütün bir insanlığı aynı şeyi sevdirmeye, aynı şeyden nefret ettirmeye ve ortak duygular oluşturmaya muvaffak olmuş gözüküyor. B) Büyük Türkçe Sözlük; "girişimci" sözcüğünü "emek, sermaye ve doğayı bir araya getirerek üretim sürecini bir üretim faktörü olarak tasarlayan kişi" olarak tanımlıyor. C) Edebiyat; bir değer üretmek, bir şeye karşı çıkmak, bir şeyi savunmak, insanlığın ortak mirasını çoğaltmak, yaygınlaştırmak işlevlerinden süratle uzaklaşıyor. D) İklim bilimciler, çeşitli verilere ve modellemelere dayanarak Dünya'nın geleceği ve küresel iklimin gidişatı ile ilgili geliştirdikleri dört senaryoyu gözler önüne seriyor. E) Çalışmalarını bir düzene sokmazsan şirketteki işler üst üste yığılır, yıl sonuna kadar yetiştirmemiz gereken projeler yarım kalır. avans

12 TÜRKÇI 1. Sanat, yaratıcılığın ve hayal gücünün bir ifadesidir. Sanatta yaratıcılık da özgürlükle olur. Gerçek sanatçı, eserini baskı- lardan dolayı terk etmez. Onun kaleminde ve yaratıcılığın- daki tek zorlayıcı güç, sanatın kendi baskısıdır. Bu parçada geçen "sanatın kendi baskısı" sözüyle anlatıl- mak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Toplumun isteklerine boyun eğme B) Sanatçının üretme isteği içinde olması Duyguları ifade edememe D) Sanatçının kişisel sorunlarına yenilmesi Edebi akımların etkisinde kalma

Ortak bir coğrafyayı, tarihi ve medeniyeti paylaştığımız Doğu toplumlarında hikâyenin zengin bir birikimi ve güçlü bir damarı vardır. Doğu insanı; hikâyeyle inanır, onunla sever, onunla iç içe bir hayat sürer. (1) Hikmetler, keşifler hikâye biçimiyle ortaya konmuştur. Dilden dile dolaşan halk hikâyeleri; halkın aşklarını, acılarını, özlemlerini, sevgilerini gelecek kuşaklara aktarmıştır. (2) İnsanlığın birikimini yeni bir gerçeklikle ölümsüzleştirmiştir. Gezgin hikâyeciler, âlimler, tasavvuf ehli büyükler; hikâyeye bir kültür taşıyıcısı işlevi yüklemişlerdir. (3) B 1. Böylece hikâyeler, vakanüvislerin göremeyeceği hakikatleri sözün gücüyle kayıt altına almıştır. Bu parçanın anlamlı bir bütün oluşturabilmesi için 1, 2 ve 3 ile belirtilen yerlere I, II ve III numaralı cümlelerden hangileri sırasıyla getirilmelidir? -D) E) II. Bu anlamda Doğu insanının tarihî serüveni, en doğru şekilde hikâyelerde takip edilebilmiştir. III. Hikâyeler, âdeta onun zihnine nakşolunmuştur. 1 || ||| ||| || 2 I 3 ||| || 1

TYT | TÜRKÇE TESTİ 26. İlk kez 1989 yılında David Strachan tarafından ortaya konan hijyen hipotezi, mikroplara küçük yaşta maruz kalmanın ba- ğışıklık sistemimizi mikroplarla nasıl başa çıkacağı konusun- da eğittiğini öne sürüyor. Vücudu sürekli temiz tutmak ise bu sistemin mikroplarla karşılaştığında bocalamasına yol açıyor. Henüz hipotezi kanıtlayacak kadar uzun süreli deneyler ya- pılmış olmasa da bu hipotezi destekleyen bilimsel çalışmalar bulunuyor. töd A) Hangi konu üzerine kurulduğuna B) Kısa süreli deneylerle ispatlandığına C) Destekleyen araştırmaların olduğuna D) Kim tarafından ne zaman ortaya konduğuna E) Daimi temizlikle çelişen yönü olduğuna inand 1 1 Bu parçada hijyen hipoteziyle ilgili olarak aşağıdakiler- den hangisine değinilmemiştir?

gibi, hepsinin Şiir, insanın ak toplumun arda ortaya çalışılan ve erine dikkat benim için platamadı- H 1 hangi- z V lan - RENK 16. Edebiyata ilginin azaldığını düşünmüyorum. Taşra- da yüzlerce dergi, bülten, seçki çıkıyor. Belki canlı bir edebiyat ortamı yok ama potansiyel bir edebiyat ordusu var, bunu hissediyorum. Bence geçmişle bugünü kıyaslama işini bırakıp işimize bakalım. Şiirimizi, romanımızı, öykümüzü yazalım. Ancak bu şekilde -- ---- Bu parçanın sonuna, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilemez? A edebiyata olan ilgiyi artırabiliriz. Bcanlı bir edebiyat ortamı oluşturabiliriz. C) orijinal eserler ortaya koyabiliriz. D) var olan potansiyeli değerlendirmiş oluruz. E) gerçek birer edebiyatçı olabiliriz. 18.