Cümlede Söz Konusu Olanlar Soruları

5. Günümüz öykülerine baktığımızda bunların oldukça zen- gin, çok farklı kanallardan akan öyküler olduğunu görüyo- ruz. Hem tema olarak hem de anlatım biçimi olarak tek bir yaklaşımın ağırlığı yok. Tema olarak duygu ağırlıklı öyküler yanında düşünce ağırlıklı öyküler de var, bireysel temali öyküler yanında toplumsal temalı öyküler de yazılıyor. Bu parçada altı çizili sözle günümüz öyküsüyle ilgili anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Çok sesli bir öykü anlayışıyla oluşturulduğu B) Oldukça yeni bir söyleme sahip olduğu C) Sanatsal nitelikleri önceleyen bir anlayışın ürünü olduğu D) Türk öykü geleneğinin devamı niteliğinde olduğu E) Üslup farklılıklarına rağmen sürükleyiciliğin önemsen- diği

10. (1) Hemen her kitabında Türkçenin farklı bir tadını denedi. (II) İroni, ince alay baştan beri vardı onun şi- irinde. (III) Sonra ölçülü bir lirizm ile günlük konuş- ma dilinin kıvraklığını, halk edebiyatının deyimlerini ve mitolojiden seçip getirdiği pek çok unsuru şiirinin malı yaptı. (IV) Okur olarak onun duygusal evrenin- de dolaşırken onun dil üzerinde düşünen bir şair ol- duğunu unutmamak gerek. (V) Melih Cevdet Anday, şiirinin dolaştığı geniş alan ve kurduğu sağlam dil ile Türkçenin önemli renklerinden biri oldu. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangi- sinde "uyarı" söz konusudur? B) H C) HI D) IV E) V

3. Halk şiirinde "koşma" en yaygın nazım biçimidir. Bu tür, konusuna göre "güzelleme", "koçaklama", "taşlama" ve "ağıt" adlarıyla anılan şiirler içerir. Aşağıdakilerin hangisi "koçaklama"ları ile ünlü Halk edebiyatı şairimizdir? A) Köroğlu B) Dertli C) Karacaoğlan D) Kayıkçı Kul Mustafa E) Ercişli Emrah

Önerilen Çözüm Süresi: 30 dk Çözüm Süresi: Felsefenin Tesellisi Alain de Botton 24. 23. (1) İnsan üzerindeki etkileri bakımından tüm tutkuların belli evreleri vardır. (II) Tutku bir ev- rede insana felaket getirir, kurbanını aptallığın ağırlığıyla aşağı doğru çeker -ama belli bir süre sonra- çok daha ileri bir evrede tutkular ruhla bütünleşir, manevi bir anlam kazanır. (III) Es- kiden, tutku insanı aptallaştırdığı için insanlar tutkulara savaş açmışlardı; tutkuları tümüyle ortadan kaldırmaya ant içmişlerdi. (IV) Yalnız- ca kendi aptallıklarından sakınmak, bu aptallı- ğın getireceği kötü sonuçlardan kaçınmak için tutkuları, arzuları yok etmeye çalışmak şimdi bize aptallıktan çok daha ciddi bir araz gibi gö- rünüyor. (V) Biz artık dişi ağrıyanın dişini çe- ken diş hekimlerine hayranlik duymuyoruz. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağı- dakilerden hangisi söylenemez? A II. cümlede 1. cümlede bahsedilen yargı açıklanmıştır. B) III. cümlede bir duygu karşılaştırılarak veril- miştir. C) IV. cümlede bir yargının nedeni verilmiştir. D) V. cümlede örnekleme yapılmıştır. E) I. cümlede genelleme yapılmıştır. © Delta Kültür Yayınevi

Kirpikleri uzundur yârin hayâle sığmaz Meşhur bir meseldir mızrak çuvala sığmaz (Hevâî) Yukarıdaki şiirde Hevai'nin kastettiği atasözünün an- lamı aşağıdakilerden hangisidir? A) Geçmişte kalmak, hatıra olmak anlamında kullanılan SÖZ BY içinde bulunulan yere veya çevredeki insanlara uymak anlamında kullanılan söz C) Gizli tutulması imkânsız durumlar karşısında söylenen bir söz D) Söylenenlere inanmadığını belirtmek için kullanılan bir SÖZ E) Bir aile sorunu veya ailece gizli tutulan bir şey, çocuk- ların rastgele söyledikleri bir sözle açığa çıktığında söylenen bir söz

1. Ya Tutarsa Nasreddin Hoca azığını heybesine koyup yola çıkmış. Öğ- len vakti Akşehir Gölü kenarında, bir ağacın altında otur- muş. Ekmeğini, zeytinini ve bir çanak yoğurdunu gölgede keyifle yemiş. Yoğurt çanağını gölde çalkalarken birisi gö- rüp sormuş. - - Ne yapıyorsun Hoca? - Göle maya çalıyorum, demiş Hoca. Adam üstelemiş: - İlâhi Hoca, göl maya tutar mı hiç? - Ben de biliyorum tutmayacağını, ammaaa ya tutarsa!... Yukarıdaki Nasreddin Hoca fıkrasında kaç tane deyim yer almaktadır? A) 1 B) 2 C) 3 D) 4 E) 5

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisi kanıtlanabilirlik açısından diğerlerinden farklıdır? A) Metinlerini müzikal bir seslendirmeyle süsleyen yazar, Dan farklı bir sanat kolunu kullanarak edebi metninin yapı- sını zenginleştirir. B) Anlatım teknikleri yazarın, metnin ana yapısına uygun olarak düşündüğü türlü aktarım şekilleridir. Hikayenin bir devamı olarak görülen roman, aslında hi- kayeden farklı ve yapısı itibarıyla hikayeyle özdeşleş- meyen bir türdür. (D) Yazarın 1872 yılında kaleme alıp 1875 yılında bitirdiği Müsameratname isimli eseri, roman sanatının gelişimi- ne büyük katkı sağlamıştır.. E) Ünlü yazar romanlarına, roman sanatı hakkında görüş- lerini ortaya koyduğu bir bilgilendirme yazısı ile başlar. nel C)

6. Sait Faik'in öyküleri hayatın bütün ağırlığını olgunlukla taşıyor. O öyküler hayattan renkler taşıyor, sokaktaki insan o öykülerin satırlarında yürüyor. Peki, bunu nasıl başarıyor Sait Faik? Çünkü o, iliğinde kemiğinde hissetmediği hiçbir sözcüğü anlatısına sokmuyor. Bunu yazdıklarındaki samimiyetten anlıyoruz. Bu parçada geçen "iliğinde kemiğinde hissetmek" sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Benliğinde yoğun bir biçimde duyumsamak B) Anlatımda etkileyiciliği yakalamak C) Açık ve anlaşılır bir dil kullanmak D) Kurgusuyla yeterince inandırıcı olmak E) Içtenliği ön plana çıkarmak 35

32. Lozan Barış Antlaşması Türkiye'nin birçok önemli sorununu çözmesine rağmen bazı problemleri beraberinde getirmiş- tir. Buna göre, Lozan Barış Antlaşması'nda görüşülen; I. Musul sorunu, II. Boğazlar sorunu, III. Nüfus mübadelesi konularından hangileri Türkiye Cumhuriyeti'ni Lozan sonrasında da uğraştırmıştır? A) Yalnız I D) I ve II B) Yalnız II Story C) Yalnız III E) I, II ve III

Aşağıdakilerin hangisinde kişiye bir öğüt söz ko- nusu değildir? A Kararsız olma, kararsızlık bir hastalıktır/ B) Bir yara, bir hakikatten daha çabuk unutulur. Kuruşlara dikkat et, liralar kendi yollarını bulur. D) Başkalarından daha akıllı olmaya çalış ama sa- kin belli etme. E) İş yaşamında en yararlı huy sabırdır, sabırlı ol.

11. I. Ateşli havale 6 ay ile 6 yaş arasındaki çocuklarda, ateşe bağlı ortaya çıkan nöbetlerdir. II. Ateşli havalelerde 30 dakikayı aşan bir nöbet be- yinde hasara yol açabilir. Yukarıda verilen II numaralı cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) cümlede sözü edilen rahatsızlığın beyne verdiği zarar belirtilmiştir. 1. cümlede belirtilen olgunun çocuk olumlerine yol açtığı söylenmişur. 1. cümlede ifade edilen durumun nadiren gerçek- leştiği ifade edilmiştir. D) I. cümlede değinilen nöbetlerin çocuklarda çok uzun sürebileceği belirtilmiştir. V 1. cümlede ifade edilen rahatsızlığın çocuklarda zekâ geriliğine neden olduğu söylenmiştir. 1

e -i 6. 1. Oranca daha küçük olmasına rağmen karaların bile öyle büyük yer kapladığını düşünürüz ki denizlerin ve okyanusların büyüklüğü bizler için neredeyse sonsuzdur. II. Gerek bireyler gerek işletmeler gerekse belediyeler çöpleri denize boşaltırken herhangi bir endişe duymaz. I numaralı cümle ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Il numaralı cümle ile ilgisiz bir konuya dikkat çekmektedir. B) Il numaralı cümledeki yargının haklı nedenini vurgulamıştır. (C) I numaralı cümlede ifade edilen durumun gerekçesini açıklamaktadır. D) Il numaralı cümledeki tespitin sonucu üzerinde durulmuştur. E) Il numaralı cümlede sözü edilen tahmine uygun zemin hazırlamaktadır.

5. TYT/Türkçe . İnsanlar, orta yaşlılığa geçişte görme organının sağlı- ğından bağımsız olarak okuma hızında düşüş dene- yimler. Genç yetişkinlikten orta yaşlılığa geçişte gerçekleşen okuma hızı düşüşünün başlıca nedeni olarak beyindeki veri işleme sürecinin yavaşlaması gösteriliyor. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir bi- çimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Genç yetişkinlikten orta yaşlılığa geçişte gerçekleşen okuma hızı düşüşü, görme organından bağımsız olarak beyindeki veri işleme sürecinin yavaşlamasıyla ortaya çıkan bir sağlık sorunudur. ✓ B) İnsanların okuma hızı gençlik döneminden sonra bey- nin veri işleme hızına bağlı olarak düşmeye başlar ve insanlar yaş ilerledikçe bu durumu daha belirgin olarak deneyimler. C) İnsanların orta yaşlılığa geçişte göz sağlığından bağım- sız olarak okuma hızında yaşadığı düşüşün temel se- bebi olarak beynin veri işleme sürecindeki yavaşlama gösterilmektedir. D) Gençlikte yüksek olan okuma hızı orta yaşlardan itiba- ren beyne bağlı olarak düşmeye başlar, bu nedenle in- sanlar göz kusury olmasa da okuma hızlarında ciddi bir düşüş deneyimler. ? .. E) Yaşlandıkça görme organının sağlığından bağımsız ola- rak okuma hızında meydana gelen düşüş, orta yaşların başında beynin çeşitli işlevlerinin zayıflamaya başla- ması nedeniyle deneyimlenmektedir.

r. e 7 R K 4. Çökmek: Sis, duman, ışık vb. inerek kaplamak Yakın: Az bir ara ile ayrılmış olan (zaman veya yer), uzak karşıtı Ortalık: Yeryüzünün görünen bölümü, çevre, etraf Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "çökmek, yakın, ortalık sözcükleri belirtilen anlamlarını karşılayacak şekilde kullanılmıştır? ● ● A) ihtiyar, ortalıkta kimseyi göremeyince çıkışa yakın duran iskemleye çökmüş, günün yorgunluğunu atmaya çalışı- yordu. MEYER B) Bu kadar yakın bir zamanda ortalıkta da hiçbir şey yok- ken nasıl hazırlanırız, bir hata yaparsak da bütün plan çöker. C) Guneş bulutların arasında, ufka yakın duruyordu, sönük, puslu bir günbatımı aydınlığı çökmüştü ortalığa. D) Eve geldiğimde ortalıkter kimse yoktu, yakında nasılsa birileri gelir deyip balkonda serili duran kilime çöküver- miştim. E) Şirketi iflas ettikten sonra çökmüştü, yakın arkadaşları sayesinde ortalıkta kalmamış yeniden hayata tutunabil- mişti.

8. Ülkemizin, çok zengin bir bitki örtüsüne ve farklı iklim kuşakları- na sahip oluşu, arıcılığımızın gelişmesine önemli katkılarda bulun- maktadır. Nitekim son 10 yilda kovan varlığımız ve bal üretimimiz yaklaşık iki kat artarak sırasıyla 6 Milyona ve 94 bin tona ulaşmış- tır. Ayrıca, Türkiye hem kovan varlığı hem de bal üretimi bakımın- dan dünyada 2. sırada bulunmaktadır ki bu da oldukça olumlu bir gelişmedir. Kovan başına bal üretimi artırılarak bu katkı 2-3 kat ar- tırılabilir. Arıcılığın bitkisel üretime olan katkıları da dikkate alındı- ğında bu faaliyetin ulusal ekonomiye olan toplam katkısının 500 milyon dolar civarında olduğu düşünülmektedir. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangi- si söylenemez? A) Sayısal verilerden yararlanılmıştır. B) Tahmin söz konusudur. LC Oznellik ağır basmaktadır. DKarşılaştırma yapılmıştır. EAçıklayıcı bir yol izlenmiştir.

GD 23 Edebiyatımızın ilk büyük şairi saydığımız Yunus E Emre'nin efsane gibi bir hayatı vardır. (II) Yunus Emre hakkında bildiklerimiz, şiirlerinden ve bazı ta- rihi belgelerden ortaya çıkarılan bilgilerden ibarettir. (III) Bu bilgiler daha çok da XX. yy. başlarında gün ışığına çıkmıştır. (IV) Araştırmacılar, doğum ve ölüm tarihini farklı verirler. (V) Ancak değişmeyecek tek bir şey var: O, Selçuklu Devleti'nin yıkılışıyla Os- manlı Devleti'nin kuruluşu ve Moğolların Anadolu'ya yaptıkları akınlar zamanında yaşadı. *9T8 Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola- rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede, bir saptama yapılmıştır. B) II. cümlede, Yunus Emre hakkında sınırlı bilgile- rin olduğu vurgulanmıştır. C) III. cümlede, Yunus Emre hakkındaki bilgilerimi- zin büyük bölümüne son dönemde yapılan çalış- malarla ulaşıldığı söylenmiştir. D) IX. cumlede, araştırmacıların görüşlerinin birbiri ni tutmadığına değinilmiştir. gamle A birbiri KEDV. cümlede, Yunus Emre'nin nerede ve hangi zamanlarda yaşadığı açıklanmıştır. 25.