Cümlede Söz Konusu Olanlar Soruları

gün Şu an Atlanta'daki Carlos Müzesi'nde ortaya çıka- nlan ve uzmanların Mısır Firavunu 1. Ramses'e ait olduğuna inandıkları üç bin yıllık mumyanın sonba- harda gerçek sahibi olan Mısır halkına iade edilece- ği bildirildi. Atlanta Müzesi, bu mumyayı Mısır'a iade etmek suretiyle şimdiye kadar görülmemiş bir şeyi gerçekleştiriyor. Ramses'in mümyası ile 145 parça- dan oluşan bir diğer koleksiyon, Carlos Müzesi tara- fından 1999 yılında Nigara'da kapanmak üzere olan bir başka müzeden satın alınmıştır. HARNES Bu parçadan Ramses'in mumyası ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Uzun bir geçmişe sahip olduğu B) Gerçek sahibinin Mısır halkı olduğu C) Başka bir müzeden satın alındığı D) Birçok parçadan oluşan bir koleksiyon olduğu E) Mısır'a iade edilmesiyle ilgili bir ilkin gerçekleşti- ģi

6. Aşağıdaki cümlelerden hangisi, doğrudan anlatıma ör- nek olabilir? A) Sanatçı Necip Fazıl'ın trajik hayatında çok şanslı durum- lar da olduğunu söyledi. B) Yol, elli metre sonra uzun çam ağaçlarının ve dikenlerin arasına gömülüyordu. ennem, internetin evlere tam olarak hakim olmadığı za- manlar daha mutluyduk, derdi. D) Uzmanlar C vitamini bakımından çok zengin olan limo- nunun, iyi bir besleyici olduğunu belirtir. E) Annesinin küçük kıza her sabah temiz ve güzel giysiler giydirdiğini onlar da ifade ettiler.

2. 1. Sosyolojinin bir alt dalı olan köy sosyolojisi, alanı ile ilgili veri elde etmeye çalışırken bazı yöntem ve teknikleri yoğun olarak kullanır. II. Tercih edilecek yöntem ve teknikler daha çok konunun içeriği, elde edilecek verilerin niteliği ve güçlüğü gibi nedenlerden dolayı tercih edilir. usisememb Bu iki cümlenin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Yöntem seçiminde konu alanına dikkat eden köy sosyo- lojisi, sosyolojinin alt dalı olmasının yanında verileri elde etmede nitelik ve güçlük gibi unsurlara yoğunlaşır. BY Köy sosyolojisi, sosyolojinin alt dalıdır ve konunun içeriği, verilerin niteliği ve güçlüğü gibi etkenlere göre alanıyla ilgili bilgi edinmek için yöntem ve teknikleri seçerek yoğun biçimde kullanır. C) Sosyolojinin alt dalı olan köy sosyolojisi, veri toplamaya ihtiyaç duyduğu zamanlarda kent sosyolojisinin kullan- madığı yöntemlerine yoğunlaşmasının yanında nitelik ve güçlük gibi nedenlerle bu teknikleri tercih eder. Konu içeriği, verilerin niteliği gibi amaçlara bağlı olarak köy sosyolojisi kendine uygun olan tarihî alanlarda verileri elde etmek için çeşitli menfi yöntem ve teknikleri kullanır. Köy sosyolojisinin bazı yöntem ve teknikleri kullanmasında konu özelliği, veri içeriği, nitelik gibi etkenlere bağlı olarak alanı ile ilgili doğru veya yanlış bilgi toplamaya çalışılması etkilidir.

ğu 10. "Şairler, düşünsel yanlarıyla evrensel olabilirler ama şiir ancak ulusal olabilir." Bu cümleden aşağıdaki yargılardan hangisine varıla- bilir? A) Şairler dünya ölçüsünde, şiirleri ise ulusal ölçülerde olmalıdır. B) Şairler şiirlerini düşünsel açıdan evrensel olarak oluş- turmalıdırlar. C) Şairler, şiir yazarken düşünsel açıdan evrensel olma- lıdırlar. D) Şair ve şiir birbirinden farklı ve bağımsız olmalıdır. E) Şairler evrensel düşünceleri işleseler bile, ulusal motiflerle işleyeceklerdir.

auteomlo is o msu 34. Şekerin anavatanı olarak Doğu ve Güneydoğu Asya kabul edilmektedir. Pasifik Okyanusu'ndaki adalarda Polinezyalılar 5.000 yılı aşkın süredir şeker kamışından fres şeker elde etmektedirler. İlk başta insanlar, kamışı çiğneyerek şekerinin tadını alıyorlardı. Şeker konusundaki net belgeler, MÖ 510 yılına dayanmaktadır. O tarihlerde Hindistan'a sefer yapan Pers İmparatoru Darius, Indus lod Nehri boyunca şeker kamışı yetiştirildiğini ve halkın bunları gıdaları tatlandırmak için kullandıklarını gördü. O zamana dek gıdalarını tatlandırmada bal kullanan Pers halkı, şeker kamışına "arı olmadan bal üreten kamış" adını verdi. Aşağıdaki adlandırmalardan hangisinin bu parçadaki altı çizili söze benzer bir mantıkla ortaya çıktığı sylsöylenebilir? goan bige A) Televizyonu ilk satan bazı esnafların onu "sihirli kutu" ab olarak tanıtması CAR B) Türk Dil Kurumunun yıllar önce "computer" yerine nel "bilgisayar" sözcüğünü önermesi y er C) Havucun Anadolu'daki bazı köy ve kasabalarda "göz ilacı" olarak da ifade edilmesi D) Aslında iri bir narenciye olan "şadok" adlı meyveye "ağaç kavunu" denmesi E) Diğer kıtalarda yaşamayan "kanguru"ların, bütün He dünyada aynı isimle bilinmesi

deniz - kum - güneş tati- Fedebileceği, farklı dene- ve alanları tercih ediyor. lardan biri olan seyahati n çok pratik oluyor hem aktivite haline dönüşü- eşif - tatil üçlüsünü bir anlardan bisiklet turiz- değil, hayatına farklılık uristlere eşsiz fırsatlar e ilgili olarak, eni tecrübeler edinme sağladığı, duğu, yapılan bir seyahat a yaşama fırsatı ver- ileri çıkarılamaz? C) III. ve IV. Yalnız II. vel a geçiniz. MIKRO Special Leads C mm 8697433 851204 Kronometre Türkçe 19. ve 20. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Denemeleri 21. Kapı kanatlarının iki yanında, orta ver hizasında, duvara asılmış iki süs öge yoruz. Dakikalarca baktığımız halde ba herhangi bir nesneye benzetemedik. dığını söyleyemeyiz. Bu süs ögeleri H Mimar, bu tılsımlarla gizemli bir şiir ya Bir resmin ne kadar iyi olduğu asırlar boyunca aslina benzerliğiyle ölçüldü. Sanki bir fotoğrafmış gibi, görü- nüm ve renk açısından neredeyse gerçeğinden ayırt edilemeyen eserler veren sanatçılar başarılı bulundu. Bu elbette bir hünerdi. Daha önceki yüzyıllarda örnek- leri görülmekle beraber 19. yy. sonlarında doğayı veya objeyi bire bir resmetmek yerine sanatçının iç dünya- sının da işin içine girdiği dışa vurumculuk (ekspres- yonizm) akımı doğdu. İşte o zaman bir resim binlerce. sözcüğe bedel oldu. Advard Munch, James Ensor, Emil Nolde, Chaim Soutine gibi ressamlar ekspresyo- nizmin etkisiyle pek çok eser verdi ancak Vincent Van Gogh bu akımın öncüsü sayıldı. 19. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? 1917 A) Bir resmin aslına benzerliği ölçüsünde başarılı sa- yıldığına B) Bir nesnenin tıpkısını çizebilmenin meziyet oldu- ğuna 75mm 0.5 2B Yayınlar C) Belli bir dönem sonra resim sanatında yeni yakla- şımlar doğduğuna D) Ekspresyonizmin sadece resim alanında etkili ol- duğuna diphen E) Ekspresyonizmde hislerin çizilen resme karıştığına Bu parça aşağıdakilerden hangisi sözü edilen ögelerin farklı okuma anlaşılır? Limit 20. Bu parçadaki "bir resim binlerce sözcüğe bedel oldu" sözüyle anlatılmak istenen nedir? A) Uzaktan bakıldığında kapının büyük fener gibi gözüküyor. B) Kapıya bakanlar Kurukafa, asl Si gördüklerini belirttiler. C) Ögeler, kötü bakışlan uzakle kisinden korunmak için kull D) Böylece ona bakan herkes E) Anadolu'da evlerin duvarl yanına asılan bu ögeler, ö A) Resmin duyguları açıkça yansıttığı B) Çok sayıda kelimeyle ifade edilebilecek bir duy- guyu tek resmin anlattığı ✓ C) Her ayrıntının tek resimde ortaya konduğu D) Resmin düşünsel yanlarının ön plana alındığı E) Sözcüklerle yapılan işin resimle de yapılmaya başlandığı 189

(1) Dünyada bilinen en eski halı, Orta As- ya'da Pazırık Kurganı'nda bulunan halıdır. (II) Bugün Rusya'daki Hermitage Müzesi'n- de korunan bu halı, Türklerin göçebe alış- kanlıklarını açıkça gözler önüne seriyor. (III) Yaklaşık 2600 yıl önce dokunan bu halıdan günümüze kadar binlerce çeşit halı dokun- du. (IV) Bu halılar sadece ihtiyaçlarımızı karşılamakla kalmadı, aynı zamanda her bir ilmeğinde insana ait tüm duyguları desenler- le, renklerle veya sembollerle ortaya koydu. (V) Bugün hâlâ duyguların tercümanı olmaya devam eden Türk el dokuma halıları ilk kez 1843 yılında Sultan Abdülmecit tarafından Hereke'de kurulan fabrika ile adını tüm dün- yaya duyurdu. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde kişisel görüşe yer verilme- miştir? A) I ve II B) I ve III D) II ve IV C) II ve III E) Ill ve V

1- 7- 7- n i- 10 lebilir? A) I B) II C) I D) IV E) V 29. Aşağıdaki cümlelerden hangisi, yay ayraç içeri- sinde verilen anlatım niteliğiyle uyuşmamakta- dır? A) Senaristin filmleri dünya insanına hitap eden bir yöntemle oluşturulmuş. (evrensellik) B) Geleneksel anlayışa taban tabana zit evrensellik bir şair olarak şiirlerimde sözcüklerin gerçek anla- mını, süssüz yanlarını tercih ediyorum. (yalınlık) C) Romanlarından gereksiz sözcükleri ayıklaması, kelimeleri yerli yerinde kullanılması okurların iyi bir edebiyat zevki edinmesini sağlamıştı. (duru- tuk) D) Yıllara meydan okuyan denemeleri sayesinde, okuyucusunun kendi kendine konuşup dertleş- mesini sağladı. (inandırıcılık) E Dile takılacak pürüzleri temizleyip yağ gibi akan kelimelerle öykülerini yazması onu çağdaşların- dan farklı kılıyor. (akıcılık) Diğer sayfaya geçiniz.

AAA TYT/Türkçe A 27. Pomodoro tekniği, bazen pomodoro metodu ola- rak da anılırken Francesco Cirillo tarafından ilk defa 1980 yılında ortaya çıkarılmıştır. Cirillo, insanların daha üretken bir şekilde odaklanmasına ve daha faz- lasını başarmasına yardımcı olacak bir yol yaratma- yı amaçlayan bir kişidir ve bu tekniği The Pomodoro Technique adlı kitabında tanıtmıştır. Bu teknik, sağ- lam bir zaman yönetimi planının altını çizmektedir ve yapılacak bir çalışmada verilen molaların odak nok- tasını bulmak için kişiye yardımcı olmaktadır. Bu parçadan pomodoro tekniği ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilir? A) Bireyin başarıya ulaşmasında zamanı sağlıklı yö- netmeyi ve mola vermeyi öne sürmektedir. B) Zaman, konuya göre dilimlere bölünerek kullanıl- dığı için kişinin işine tekrar odaklanmasını sağla- maktadır. X e) Kısa aralıklar verilerek hızlıca yeniden odaklan- maya yarar sağladığı için dikkat dağınıklığını ön- lemektedir. D) Molalar arasındaki mesafe az olduğundan kişinin iş verimini ve akademik başarısını artırmaktadır.X E) Aradaki molalar gevşemeye ve enerjinin yeniden başlatılmasına fırsat yarattığı için sayesinde bi- reyde daha az stres oluşmaktadır.X A 28. (1) ra bi 29. m Ç (F d d le B G S le

6. Okuduğum en nitelikli yazarlardan birisiydi kendisi. Sözcükleri allayıp pullamadan yazar, Yan bu yazdıklarını da içimizden birini alıp seçmiş gibi yapmacıksız gayet içten bir dille konuştu- rurdu. Bazı yazarlar gibi de lafı dolandırmaz, söyleyeceklerini ne bir eksik ne de bir fazla sözcükle anlatırdı. Her zaman çağı takip eder, kimselere öykünmeden yazardı eserlerini. Yukarıdaki parçada yazarın bahsedilme- yen özelliği aşağıdakilerden hangisidir? A) Yalınlık B) Duruluk Bing C) Doğallık D) Yoğunluk 6 final Sayısal dergisi E) Özgünlük Ndi 8.

tanımak ve onları okura apaçık şekilde tanıtmak- tir. D) Kitap fuarları kitapçı raflarında hareketsiz duran, tozlanan kitapları değerlendirmeyi bilen organi- zasyonlardır. E) Sanat tartışmalarının çoğu nedense yenilik kav- ramının çevresinde düğümlenip kalıyor. 6. Karnı çok acıkmış ve muhtaç bir insan, bulduğu yi- yeceklerin iyi mi veya kötü mü olduğuna bakmaz. En sıradan yiyecekler bile onun için lezzetli gelir. Bu du- rum dilimizde "Aç olana ekmek baldan daha tatlı ge- lir." sözüyle özetlenebilir. Bu parçadaki düşüncelerle aşağıdaki atasözlerin- den hangisi ilişkilendirilebilir? A) Aç doymam, tok acıkmam sanır. B) Aç olana acı soğan baklava. C) Aç olanın karnı doyar, gözü doymaz. D) Açın gözü ekmek teknesinde olur. EX Aç tavuk kendini arpa ambarında sanır. PUAN 8. ru h

ÜRKÇE TESTİ in ayrılan kısmına işaretleyiniz. 3 erildi. unda sim- iyor. akı- geti- lilde DENEME SINAVI - 10 3. Sanatçı, modern dil stilleriyle ilişkili olarak referans dünyasını oluşturma çabası içindedir. Bu çabanın biricik tematik görüntüsü ise inandırıcılıktır. Doğa- nın hâkimiyet zincirlerinden kurtulan birey, yeni bir "doğa" tasarımı ve zamanla mekân arayışını inandı- rıcı kılmak uğruna yeni bir yaratım çabasına girişir. Bu parçadaki altı çizili sözlerle anlatılmak iste- nenler sırasıyla aşağıdakilerden hangisinde sıra- sıyla verilmiştir? A) Dönemsel dil anlayışı - İlgi alanını genişletmek BY Ahenkli söyleyiş - Bağı koparmak C) Dil sürekliliği - Hürriyet kazanmak D) Nesillere göre dil kullanımı - Nitelikli hâle gelmek E) Çağdaş anlatım tarzları - Özgürleşmek

Öznesine göre: Edilgen Nesnesine göre: Geçişsiz Yüklem F.Y.E Sim. Zmn ÖRNEK SORU 22 A) Yazdığı şiirleriyle durmadan övünüyordu. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yüklem dönüşlü bir fiildir? B) Evin duvarları iki yılda bir boyanıyordu. C) Hafta sonları tüm çamaşırlar yıkanıyordu. D) Şehrin caddeleri gece yarısından sonra temizleniyordu. E) Halıların çoğu Niğde'nin ilçelerinde dokunuyordu. 260

10. X Edebî sanatlardan habersiz bir izlenim vardı eserde. Yazar hiçbir yerde sanatlı bir dil kullanmamıştı. Her şey net ve anlaşılırdı. Sanatlı dil yazar için çoğu za- man dezavantajdır. Okur okuduğu eseri anlamak ister. Sanatlı dil bu anlaşılmayı engelleyebilir. Bu parçada anlatılan anlatım ilkesi aşağıdakiler- den hangisidir? A) Duruluk B) Yalınlık C) Sürükleyicilik D) Özgünlük E) Açıklık

A 24 (1) Yazar Sema Kaygusuz'un kaleme aldığı Barbarin Kahkahası, 2016 yılında Yunus Nadi Edebiyat Ödülü'ne layık görülen bir roman. (II) Kitabın satırlarına dalınca bu ödülün verilişinin ne kadar da yerinde olduğunu he- men anlıyor okuyucu. (III) Bir üslup şöleni sunuyor çün- kü okurlarına Kaygusuz. (IV) Yazar, sunduğu bu sanat gösterisini kendine has yapıda kurduğu üslubuyla ilmek ilmek örüyor. (V) Bir söyleşisinde; öykü ve romanlarını sözcük sözcük yazdığını belirten usta kalem, metinleri okunduğunda bir tını bir uyum oluşması için kelimeleri sürekli değiştirdiğini de ekliyor sözlerine. caldım Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra, anlam akışına uygun olarak "İncelendiğinde sa- tırların gerçekten de böyle bir ahenkle hatta melodiyle ilerlediği görülüyor cümlesi getirilmelidir? Co BY C) III A) I D) IV E) V Ü- 4

SKRÍ 1. Pınar, Nilay, Inci, Suna, Tülin adlı kişilerin bir kısmı sarı- şın, diğerleri esmer ve bir kısmı gözlüklü, diğerleri göz- lüksüzdür. Bunlarla ilgili olarak aşağıdakiler bilinmektedir. 250 + 3 Esmer Bu kişilerden sadece 2 tanesi sarışındır. . . . . Bu kişilerden 3 tanesi gözlüklüdür-gückig Inci ve Tülin esmerdir. Pınar ve Suna gözlüklüdür. Sarışınlardan en az bir tanesi gözlüksüzdür. Bu bilgilere göre, kimin her iki özelliği de (sarışın / esmer; gözlüklü / gözlüksüz) kesin olarak bilinmek- tedir? ● A) Irem D) Pinar B) Nilay E) Tülin C) Suna