Edebiyat Nedir? Soruları

12. (l) Sultanlar Yolu, girişimi sürdürülebilir gelişmeye öncülük eden ve kültürel mirası koruyan bir kültür turizmi güzergâhıdır. (II) Bu yolun amacı, bir ağ oluşturmaktır. (III) Rota işaret çalışmaları tamamlandığında bu yol Türkiye'yi de içine alarak sekiz ülkeden geçecek. (IV) Bu yolu izleyen gezginler, farklı kültürleri keşfederek barışçıl bir dünyanın temelini, oluşturacak ilişkiler ve kaynaklar geliştirecek. (V) Sultanlar Yolu'nun bir diğer özelliği de anayollardan ayrılıp doğal güzellikler içerisinde yürüyerek yolculuk etme zevkini yaşatmasıdır. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede, gerektiğinde çekimli eylem olarak kullanılabilecek bir sifat-fiil kullanılmıştır. B) II. cümlede, içinde isim-fiil olan bir söz grubu, yüklem görevindedir. C) III. cümlede, zaman anlamı taşıyan bir bağ-fiil vardır. D) IV. cümlede, "-acak, -ecek" ekini alan sözcükler farklı görevlerde kullanılmıştır. E) V. cümlede, bütün fiilimsi türleri kullanılmıştır.

am Inden serlerinin 8. Hayat hiçbirimizin karşısına dört dörtlük fırsatlar sunmaz, onların değerini yükselten bizleriz. Bu cümledeki altı çizili ifadenin yerine aşağıdakilerden hangisi getirilirse cümle farklı bir anlam kazanır? A) yüzde yüz B) tam C) kusursuz D) eksiksiz E) mükemmter reçilmezi in akil pi koptu, Si yeni 9. "Yarım" sözcüğü aşağıdakilerin hangisinde "Tam ve istenildiği gibi olmayan, eksik, noksan" anlamıyla kullanılmıştır? A) Elmanın yarısını yedi, diğer yarısını saklama kabina koyup dolaba kaldırdı. 8) Çevresince başladığı her işi yarım bırakması ile tanınırdı. C) Geçirdiği kazadan sonra kendini yarım bir insan gibi hissediyordu. D) Sizinle saat tam yarımda iskelede buluşmak üzere sözleşmiştik. nak" E) Rafları düzenlenmesi neredeyse yarım günümü almıştı. zlik Otudem o . 10. yakın: Aralarında sıkı ilgi bulunan. aramak: Önem verip istemek. • karanlık: Gereğince anlaşılıp bilinemeyen, ne olacağı, sonu belli olmayan (durum). Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "yakın, aramak, karanlık" sözcükleri belirtilen anlamlarını karşılayacak şekilde kullanılmıştır? A) Biz realizme yakın, azimli bir gençlik arıyoruz; öyle bir gençlik ekle

1. Dış dünyaya gözlemlerini kendi prizmasından geçi- rerek anlatan; şiirlerinde sonbahari, akşamları, sara- ran yapraklan, hüznü ve karamsarlığı işleyen Ahmet Haşim, Türk edebiyatının en güçlü sembolist şairle- rinden biri olup yaşamını sanatla hep iç içe geçirdi. Şiir dolu dünyada, âdeta bir ses mimarı olarak şiir- lerinin iskeletini korudu. Onları, Türk şiirinin abideleri olarak duyan, okuyan gönüllere anlamlı bir güzellikle yerleştirdi. Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Sanatçının şiirlerinde anlamın semboller ardına gizlenmesi B) Sanatçının, sözcüklerin musiki değerleriyle şiirin şekil özelliklerini kaynaştırması C) Şiirleriyle okuyucunun duygularını yansıtması D) Şiirlerinde bireysel konuları imgeli ve özgün bir şekilde dile getirmesi E) Şiirin ölçüsü, uyak ve sanatsal yönlerinden ziya- de anlattığı konuya önem vermesi B endemik

12. (1) Hayvansal liflerin isi, nem, sabun ve basınç yardımıyla birbirlerine yapıştırılması sonucunda oluşturulan dokuya keçe denir. (II) En eski Türk el sanatlarından biri olan keçecilik, Anadolu'ya 11. yüzyılda getirilmiştir. (III) Orta Asya'dan batıya göç eden Türklerin getirdiği keçe, günümüze kadar ulaşmıştır((IV) Eski Türklerin günlük yaşamında önemli bir yeri olan keçe, (kiz, kidiz, kiyiz) gibi isimler almıştır. (V) Günümüzde seccade, çorap, çamaşır gibi eşyaların yapımında kullanılan keçe; koyun, tavşan, deve yünlerinden elde edilmektedir. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bir noktalama yanlışı yapılmıştır? A) / BIH CHI D) IV EV

Sanatta bin sayfa okumadan bir satır bile yazmak olanağı yoktur. Aşağıdakilerden hangisi anlamca bu cümleye en yakındır? A) Sanatta yazma okumaktan öndedir. B) Sanatta yaraticilik ancak birikimle olur. C) Sanatçının da iyi bir okur olması gerekir. DI Sanatçı kendi yazdıklarını da okumalıdır. El Sanatta yaratıcılık yazdıkça gelişebilir.

ilkel b son bi uzunli 1. Kaplumbağalar, roman kişileri ve kullanılan dil bakımından Fakir Baykurt un, aynı zamanda köy edebiyatının başyapıtlarından(I) biri olarak okunmalıdır. Kahramanların gerçekliğinin yanısıra(II), dilleri de(III) kişiliklerini adım adım oluşturan yetkinliktedir(IV). Ayrıca, çok sayıda romanı ve öykü kitabı yayımlanmış herhangi bir(V) yazarı, Kaplumbağalar gibi bir roman bile ölümsüzleştirebilir. Bu parçadaki pumaralanmış sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır? AI B) II C) III D) IV E) V Bu pe bozn AT 2. Evin bahçesine dikilecek çamların üzerine konmuş bir serçe, durmadan cik cik edip şarkısını söylüyordu. Evin tekir kedisi eşiğe uzanmış, bir yandan Örselenmiş tüylerini düzeltmek için yalarken bir yandan da az ilerideki çöplükte sallana sallana gezinen kargaya bakıyordu. 10. birb yap firç yan Orn

DENEME -5 mai- bozar arina ta bir bette tedir. 6. Felsefe sorularının niteliği, felsefenin ne olduğunu gün işi- ğına çıkarmaya dair açıklanması gereken en önemli konu- dur. Bilindiği gibi filozoflar soru tutkunudur. Bir ödevi yerine getirmenin verdiği tatla seve seve soru sorarlar. Felsefe so- rularının tipik yapısı nedir? Bu parçada kullanılan "tutkun, tat, tipik" sözlerinin anlam- ları aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir? tipik tat - "Şu tice- carar rol- Dran likla Žini, veya nesneyi ek- c) Irade ve yargi- gisi tutkun A) Gönül vermiş, Bir şeydeki Bir kimseyi meftun ince güzelliği kavramak niteleyen B) Bir şeye alış- Hoşa giden Özgün, mış, bağlan- durum, karakteristik miş, düşkün zevk almak Güzel giden bir ilgi çekici, ları aşan güçlü şeyi, tatsız bir değişik bir coşkuya duruma soka- sahip cak ölçüsüz- lüğe vardırmak D) Güçlü istek ve Beğenilir bir eğilimin yönel- durum kazan- diği amaç mak E) Aşırı düşkün Bir şeyin hoşa Aynı cinsten gidecek yönle- nesnelerin rini yitirmesi Tür, çeşit özelliklerini kendinde top- layan B G i S A n

2. Sözcükler pekiştirilirken sözcüğün ilk ünlüsüne kadar olan bölüm başa alınır, araya “m, p, r, s" ünsözlerinden uygun olan biri girer. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kuralın dışında bir pekiştirme vardır? A) Hangimiz masmavi gökyüzüne bakınca umudu görmez ki? B) Bunaldim, ciğerlerimi tertemiz havayla doldurmam ge- rek. C) Çepecevre beni saran bu kasvetli havayı artık dağıtma- liyim. D) Bayram için çocuklarına yepyeni kıyafetler aldı annesi. E) Sorunun yanıtı apaçık ortada, nasıl göremezsin, anla miyorum.

Ek fiil, isim soylu sözcüklere gelerek onların yüklem olmasını sağlar. Aşağıdakilerin hangisinde ek fiilin bu kullanımının örneği yoktur? A) Ölümdür yaşanan tek başına Aşk iki kişiliktir B) Bir hatıradır şimdi dalgın uyuyan şehir Solarken albümlerde çocuklar ve askerler C) Ama ben anneme de bütün bütüne Bırakamadım kendimi D) Bu insanlar dev midir Yatak görmemiş gövde midir E) Hırçındı adam hep hırsla Yaralıymışça inlerdi

III I Kişileştirme C) Hüsn-i talil D) Teşbih E) Tezat 3. Aşağıdakilerden hangisinde “doğru” sözcüğü sifat görevinde kullanılmıştır? A) Doğru işlerin peşinde koşmalısın. B) Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış. C) Adam hızla bana doğru geliyordu. D) Doğru, toplumdan topluma değişen bir kavramdır. E) Doğru söylediğinden emin misiniz? 4.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir isim hem itelenmis hem de belirtilmiştir?

in e 7" ni ik n n e 23. Bir bilim kurgu yapıtı, okuru yadırgatabilmeli, onu kendi ger- çekliğinden koparabilmeli; insana, hayata, dünyaya ve evrene bakış açısında köklü değişimler, dönüşümler yaratabilmelidir . Bir öykü kaleme alırken bilimsel tutarlılığa özen göstermeye, okurun içindeki keşif duygusunu ve hayal gücünü uyardığından emin olmaya dikkat edilmeli ve tabii bunu yaparken düzgün ve doyurucu bir dil kullanılmalı Sonuçta yazmak bir süreç, emek ve durmaksızın devam eden bir pratik işi. Dile hâkim olabilmek, sözcükleri eğip bükebilmek, okura yeni anlamlar kazandırabil- mek zorundasınız. Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisi bilim kurgu ya pıtlarının özelliklerinden biki değildir? n e 2 k A) Farkındalık oluşturma B) Tutarı veriler sunma C) Dile özen gösterme D) Süreklilik gerektirme E) Özgün içerik kullanma 1 Diğer sayfaya geçiniz.

Türkçe Testi 39. - 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Bir annın gözünde ortalama dört bin tane mercek ve bunların tüm görüntülerini tek bir merkeze gön- deren yapılar bulunur. Yani arinin nesneleri görme si; bir futbol maçini binden fazla gelişmiş kameray- la filme almak ve her birini tek seferde anlamlı bir An kovandan çıkarken yaptığı hareketlerle bu ka- biçimde izlemek gibi bir olaya karşılık gelmektedir. mera çekimini gerçekleştirir ve polen toplamaktan döndüğünde bu kayıtları inceleyerek yaşadığı kova. ni rahatça bulur. Anlar, kovanlarından beş ila on üc kilometre mesafeye kadar gidip geri dönebilirler ve yerlerini gayet net bir şekilde bulurlar. Ayrıca çok iyi resim çeken gözleri sayesinde renkli çiçekleri biz in sanlardan daha iyi fark ederler ve kolaylıkla yerleri- ni tespit edebilirler. 39. Bu parçada anlarla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir? Görme yeteneğinin gelişmişliğine BT Çıktığı kovanı nasıl bulduğuna C) Çiçeklerin renklerini nasıl ayırt ettiğine Dr Kovandan ne kadar uzaklaşabildiğine Hareketlerinin rastgele olmadığınav BU SORU HOCAM 40. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangi- si yoktur? A) Açıklayıcı anlatım B) Karşılaştırma C) Benzetme yo D) Kipileştirme Nicel veriler

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "etmek" sözcüğü yardımcı eylem olarak kullanılmamıştır? A) Bu konuda ona ancak sen yardım edebilirsin. B) Evde yoktuk; misafirlerimizi yolcu etmeye gitmiştik. C) Bu ödülü çoktan hak ettigint o da biliyordu. D) Bu tablo sence on bin lira eder mi? E) Bunu, birçok kez kendisinden rica ettim. (1982-ÖSS) 2. Türkçede bileşik eylemler, ad Oslo

.. eis Yayınlan 37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplay- niz. Bir semtin karakterini belirleyen faktör, mimari dokusu olduğu kadar sokaklarının kokusudur da. Kokunun ka- licılığı o semntin karakteriyle ilgili size çok iyi ipuçları ve- rebilir. Kokuların peşinden yollara düşmek, size kentin sosyolojik analizini de verebilir. Söz gelimi, Eminönü... İstanbul'un asırlık cinar misali en eski semtlerinden biri olan Eminönü; çeşitliliği, kalabalığı ve kokularıyla meş. hurdur. Gezerken çok dikkat etmesek de her sokağında ayrı bir koku vardır, tıpkı İstanbul denilince akla gelen di- ğer semtler gibi. Dünyanın en eski alışveriş merkezi olan Misir Çarşısı'nın burada bulunuyor olması da semtin koku karakterini güçlendirir. Bu küçük semtte birçok ak- tar olması nedeniyle sokaklarında yoğun baharat kokusu karşılar sizi. Özellikle kekik, kimyon, köri ve fesleğen ko- kuları baş döndürücüdür. Yoyin 37. Bu parçadan, 1. İstanbul'daki belli semtler belli kokularla özdeşleşmiş durumdadır. ei 2 II. Kokular, anılarımızla ilişkilendirdiğimiz için diğer uya- ricilardan daha baskın bir ole sahiptir. fóle O . III. Bir bölgenin kokusuyla o bölgenin ayırt edici niteliği arasında kuvvetli bir iliski vardı. yargılarından hangisi/hangileri çıkarılamaz? Al Yalnız C) Yaldız 11 Bilvett Et Yainiz D) Il ve III

3) THE Yazanma tarih atmayı tercih etmiyorum çünki bir devrin resmi tarihini yazmiyorum. Kendi yaşadıklarımi nottam aracıyla gün yüzüne çıkarıyorum. Bu anılar ayin kaçın da, hangi yilda yazılmiş olursa olsun... Her gün yazmak adina da bir endişe duymuyorum. Sirlandirmiyorum kendimi bu konuda ancak yine de her gün bir şeyler yaz- maya çalışıyorum. Bununla birlikte endişe duymayigim, günü gününe yazmama engel degil . Bu parçanın yazan için aşağıdakilerden hangisi soy- lenebilir? A) Yazılarının konusunu oluştururken resmi tarihten beslenmektedir. Yazılarna tarih atmak yazara kısıtlanma duygusu vermektedir. C) Kendini her gün bir şeyler yazmaya mecbur hisset- mektedir. Dy Yazılarında iç dünyasına ve tarihi olaylara değin- mektedir. E) Günü gününe yazmadığı için yazılarında kurgu var- dir.

SINAV odbo 4. Güz yoğuruyor teknesinde ölü yapraklarını hüznün; -duaları yarıda kalan ağaçlar- yapraklar kopuk eller gibi yerde savruluyor baş döndüren bir hızla anaforuna yokluğun; Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Ölçü ve uyak anlayışı yönünden Fecriati Dönemi'ne paraleldir. B) Toplumsal bir anlayışla yazılmıştır. C) Bir ideolojinin savunulması amaçlanmıştır. D) Cumhuriyet Dönemi'nin dil ve şekil anlayışına örnek gösterilebilir. E) Türk edebiyatının Eski Türkçe Dönemi'nin ürünüdür.