Hikâye ve Yapı Unsurları Soruları
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı UnsurlarıGüneş ilk ışıklarını düşürdü buraya. Horozlar öt-
meye başladı. Önce usul usul, sonra giderek
yükseldi sesleri. Tavuklara miydi bu çığlıklar, in-
sanlara mıydı uyansınlar diye anlayamadım.
Ama ben uyanmıştım işte; o zaman yataktan
kalkmalı, dışarıdaki tertemiz havayı ciğerlerime
doldurmalıydım.
Yukarıdaki metin ile ilgili aşağıdakilerden han-
gisi söylenemez?
A) İkilemelere yer verilmiştir.
B) Masal türünden alınmıştır.
C) Birinci kişi anlatımı vardır.
D) Devrik cümleler kullanılmıştır.
E) Kişileştirme yapılmıştır
.
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı Unsurları20
nonim
Bu, her gece uykusunda kendini kurtarmak için birçok
13
geminin pupa yelken geldiğini gören zavallı eski bir Türk
forsasıydı. Esir olalı kırk seneden fazla geçmişti. Otuz
yaşında, dinc, levent, kuvvetli bir kahramanken Malta
korsanlarının eline düşmüştü. Yirmi sene onların kadır-
galarında kürek çekti. Yirmi sene iki zincirle iki ayağından
rutubetli bir geminin dibine bağlanmış yaşadı. Elli yaşına
gelince korsanlar onu, "Artık iyi kürek çekemez!" diye
çıkarıp bir adada satmışlardı. On sene de kuru ekmekle
bir çiftçinin yanında çalıştı.
Bu metin hakkında aşağıda söylenenlerden hangisi
yanlıştır?
A) Olaydan çok, hayatın bir kesitinin, bir durumun an-
latıldığı durum hikâyesinden alınmıştır.
B) Kişiler, olay, yer, zaman unsurlarının olduğu bir olay
hikâyesinden alınmıştır.
C) Bu metnin de yazıldığı hikâye türünde olay, esastır.
D) Metnin dil ve anlatımından yola çıkılarak Ömer
Seyfettin'e ait olduğu söylenebilir.
E) Betimleyici unsurlara yer verilmiştir.
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı UnsurlarıTY
ve yazar Asim
31. Edebiyat tarihçisi, eleştirmen, çevirmen
32.
nme" ha-
noz zihin
üz düşü
ser his-
cbir şey
beyin
e rüya
alarda
âliyle
şüşü
hip-
Itin-
hlar
Bezirci; yetmişi aşkın kitaba imza atmıştır. Bir karınca
kültür dünyamıza yapılmış büyük katkinin ifadesidir. An-
çalışkanlığı ile ve ince bir sabırla ortaya çıkardığı eserler,
cak onun katkısini, eserleriyle sınırlı görmek yanilgi olur.
Bezirci, eserleri ve çevirilerinin yanı sıra, büyük bir emek
vererek başta Nâzım Hikmet olmak üzere, birçok önemli
şair ve edebiyatçının eserlerini derleyip basima hazırla-
mıştır. Bezirci'nin imza attığı eserler, sahip oldukları zen-
gin içerikleriyle olduğu kadar, Bezirci'nin savunduğu v
geliştirmeye çalıştığı araştırma ve eleştiri yönteminin u
gulanmasının örnekleri olmaları bakımından da dikkatle
değerlendirilecek niteliktedir.
Bu parçada Asım Bezirci ile ilgili anlatılmak istenen
aşağıdakilerden hangisidir?
1-
--
A) Eleştiri ve çeviri alanındaki eserlerinin diğer eserlerini
gölgede bıraktığı
B) Kültür ve edebiyata farklı alanlarda önemli katkılar
yaptığı
C) Çalışmalarını, edebiyatın o güne kadar ilgilenilmemiş
alanlarına yoğunlaştırdığı
D) Kendine özgü bir araştırma ve eleştiri yöntemi geliş-
tirdiği
C
EX Edebiyat alanında çalışma yapan araştırmacılarının
en titizi olduğu
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı Unsurları1. Aşağıdakilerden hangisi Dede Korkut Hikâyeleri'yle
halk hikâyelerinin ortak özelliği değildir?
A) Nazım-nesir karışık olması
B) Aşk ve kahramanlık konularının işlenmesi
C) Olağanüstülüklere yer verilmesi
D) Söyleyeni belli olmaması
E) Kahraman bakış açısıyla oluşturulma
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı UnsurlarıME TESTI
10. Bihruz Bey zamanındaki İstanbul'da ya
şayan, pek şık giyinmesini seven ve va
lidesinin yardımıyla geçinen, kibirli ve
kendini dekolte gören, genç bir beydir
Her yıl olduğu gibi, bahann gelmesiyle
Bihruz Bey'in de içi hoş olur ve siksik
gezintilere çıkar. Bir gün gelir ve lan
do diye tabir edilen ve bir o kadar da
şik olan san renkli at arabasına biner
Arabasından indiginde güzel bir lando
daha gelir ve içerisinden iki hanım iner.
Biri Periveş adında güzel, yirmi yaş
larında, sarışın bir hanım ve diğeri de
Bihruz Bey'in sarışın hanımın hizmet.
kanı sandığı yaşlıca bir kadındır. Bihruz
Bey, blond diye tabir ettiği sarışın hani-
ma gönlünü kaptırır. Bu hanımların ar-
kalarından yürür ve hanımların bu yere
bir sonraki cuma geleceklerini öğrense
de gelecekleri saati öğrenmek nasip ol-
maz. Bir anda Keşfi Bey'in çıkması ile
Periveş Hanım hızlıca kaçar ve Bihruz
Bey her ne kadar takip etmeye çalış-
sa da izini kaybeder. O günden sonra
bu sarışın güzel, Bihruz Bey'in aklından
hiç çıkmaz.(Recaizade Mahmut Ekrem-
Araba Sevdası)
Yukarıdaki parça için aşağıdakiler-
den hangisi söylenemez?
MUBA YAYINLARI
A) Kişi, yer, zaman ögeleri olay örgüsü
etrafında verilmiştir.
B) Anlatıcı karakterlerden biri değildir.
C) Anlatıcı kendi yorumunu olaylara
hiç katmamıştır.
D) İlahi bakış açısıyla anlatılmıştır.
E) Öyküleyici anlatım kullanılmıştır.
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı UnsurlarıÇukurova'daki Yalak köylüsü yıllardan beri pamuk iş ile uğraşmaktadır. Köyün ve köylünün emeğini ve
parasını sömüren Adil Efendi, o sene de köylüye borç vermiş ve ürün toplama zamanında borcunu
alacağını söylemiştir. Lakin o yıl Koca Halil ve Muhtar Sefer yüzünden köylüler beklediği hasadı
toplayamamış ve Adil Efendi'ye borçları iyice artmıştır. Herkes Adil Efendi'ye olan borcunu nasıl
ödeyeceğini düşünmekte ve ondan çok korkmaktadır.
Koca Halil köylünün düştüğünü bu durumdan kendisini suçlayarak köylünün karşısına çıkacak yüzü
yoktur. Bu suçluluk duygusunu o kadar abartmıştır ki artık onlarla bir daha karşılaşmamak için öldüğü
haberini oğlu vasıtasıyla köye duyurmuştur. Adına mevlit bile okutmuştur.
3. Yukarıda Yaşar Kemal'in "Yer Demir Gök Bakır" adlı romanından bir bölüm verilmiştir. Bu
bölümden hareketle romanın yapı unsurlarını belirleyiniz. (Yer, zaman, kişi, olay)
yer Çukurovadedi yeskak kissa
Zama. Ginlerden birgin
kisi.
Adil & ferdi köylülely koca Italis
olay
INTTIH Nmc Barış Manço'nun "Nane Limon Kabuğu" adlı
mla birlikte yazınız.
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı Unsurları89
10
7. Aşağıdakilerden hangisi hikâye türünün
özelliklerinden biri değildir?
A) İnsanların yaşadıkları olaylar belirli bir zaman ve yer
Vi gösterilerek anlatılmaktadır.
Batı'da Rönesans'tan bu yana yazılan bir türdür.
C) Hikâyede anlatılan kişiler ayrıntılı değil tek boyutlu
işlenir.
D) Hikâye tek bir olay üzerine kurulmaktadır.
E) Gözleme ya da kurguya dayanan birtakım olaylar
anlatılmaktadır.
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı Unsurları"Şuna baksana," dedi Agnes, Etruria’nın üst güvertesinde yanımda
dururken. “Dünyayı Aydınlatan Özgürlük.”
Özgürlük Heykeli’ni ilk görüşümdü. Sağ elindeki meşaleyi ha-
vaya kaldırmıştı. O zamanlar bakır rengiydi ve parıl parıl, çok etki-
leyici bir görüntüsü vardı. Gemi limana yaklaştıkça, güneşin altın-
da parlıyordu. Muazzam –destansı ve çok eski, görünen, sfenksler
ve piramitlerle eşdeğer bir şeye benziyordu. Hayatım dünya kü-
çüldükten, yeniden daha mütevazı bir yere dönüştükten sonra
başlamıştı. Ama New York’un siluetine bakarken, dünyanın daha
büyük hayaller kurmaya başladığını hissettim. Boğazını temizle-
diğini. Biraz özgüven kazandığını. Elimi cebime sokup Marion'ın
parasına dokundum. Her zamanki gibi iyi geldi.
»
gibi ama
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı Unsurları6.
Olay hikayesi Durum hikayesi
Serim, dugum. cozum Serim, dugum, çözüm
bolumnleri vardır bolumen yoktur
Anlatımda olaylar
Anlatımda durum
ağırlıktadır
aģiriktadır
IL. Kişilerin ruh çözümle Çevre betimlemelerine
meleri önemlidir onem venilir
IV. Okuyucuda merak Merak duygusu SOZ
duygusu uyandan, konusu degildir
V. Hikâye beklenmedik Hikayede bitmemişlik
bir sonla bitirilir
duygusu vardur
Olay hikayesi ile durum hikayesinin karşılaştanidaga bu
tabloda numaralanmış bilgilerin hangisinde bilgi yanhp
yapılmıştır?
A) B) C) U D) IV
) E) V
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı Unsurları"Bence en güzel şiir davranışlarla yazılı sözünden sonra,
aşağıdakilerden hangisi getirilirse "özveride bulunmanın
şiirselliği” vurgulanmış olur?
A) Şiir elmanın rengi, üzümän tadı gibidir
.
BY Gençlerden şiiri alın, geriye kaskati poir duygusuzluk kalır.
Elmanın küçüğünü alıp büyüğünü başkasına bırakmak
da bir şiirdir.
D Şiir bir hikâye değil, sessiz bir şarkıdır.
E) Şiir, üstüne
yesim yapılmış pencere camlarıdır.
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı Unsurlarınmışlardır.
oman ve
anda yer
Limit Yayinlari
6. Aşağıda verilen metinlerden hangisi toplumcu gerçek-
çi bir roman veya hikâyeden alınmamıştır?
A) Yusuf, Kocaöküzü üç gündür aramadık yer bırakma-
mıştı. İlk aklına gelen, onun bir ziyana girip kolcular ta-
rafından götürülüp tokata kapatılması olmuştu. Fakat
elin ekilmiş tarlasına ziyan girmek, Kocaöküzün âdeti
değildi. Bütün beraber yaşadıkları uzun senelerde ne
Yusuf ne de Kocaöküz haram mal yememişti.
B) Fabrikanın paydos düdüğü ötüyordu. Cezaevi kapısına
benzeyen demir kapının tek kanadı açılmıştı. İrikiyim
bir adam, çıkanların üstünü araştırmak için susta dur-
muştu. İşçiler birer birer dışarı süzülüyordu. Tel kafe-
sinden kaçıp özgürlüğe kavuşunca şaşkına dönen kuş
gibiydiler.
ve
ver
Alt katta bıraktığı paltosunu ve şapkasını giyerken ay-
naya bir göz attı. Berberde saçlarını kestirmek için bu
sabah evde tıraş olmamıştı. Birdenbire yüzü ona kirli
göründü. Kaşları gözlerinin üstüne düşmüştü, yerlerin-
den kopmuş gibi ve esmer yüzünden büyük bir renk
farkı ile ayrılan açık gri gözlerinin her zamanki aydınlığı
azalmıştı.
a
D) Abdi Ağa'ya Ali Safa Bey'in isteği üzerine Kalayci-
nin İnce Memed'e kancıkçasına pusu kurduğu, İnce
Memed'in bu pusudan burnu kanamadan kurtuldu-
ğu, üstelik de Kalaycıyı yaralayarak, iki arkadaşını
vurduğu, Kadirli'den Kozan'a, Ceyhan'dan Adana'ya,
Osmaniye'ye kadar bütün Çukurova'da duyuldu.
E) Pamuk tarlalarını düşünüyordu. Çukurova geçiyordu
gözlerinin önünden olduğu gibi. Bir tatlı, bir sihirli. Baş-
ka türlü. Mor Anavarza kayalıkları, kayalıkların üstünde
hayal meyal seçilen yıkıntılar. Yeşil, durgun, ince ince
kırışıklıklarla ürperen Ceyhan suyu, mavi, deliren, ku-
duran dalgalarıyla, safi ak köpük kesilen gürültülü Ak-
deniz...
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı Unsurlarıaçi
Bu cür
yesi il
A) I
Hikâye ile ilgili Genel Bilgiler - H
Hikâye ve Romanda Anlatır
3. 1
ik
Gene denizde geçirdi ikinci günü. Akşamı, garaja
gitti, ama değnekçiyi bulamadı. Gölmarmara oto-
büsünü, teker teker, her arabanın yanında durarak
sordu. Gösterilen yerlere gitti, başka yerler göster-
diler. Kalabalığın içinde omzunda torbası elinde
çantası, oradan oraya atılıyor, bineceği arabayı bu-
lamiyordu. Her yere gidiyordu öbür arabalar, bildiği,
bilmediği her yere. Nedense, Gölmarmara arabala-
nini bilenler azdı ya da bilir gözükenlerin verdiği bilgi
sağlam çıkmıyordu. Ümidini kaybetmiş, yorgunluk-
tan, durduğu yere çökecek hâle gelmişti. Gölmarma-
ra'ya giden otobüsü iki kez sorduğu yerin önünden
geçerken bir daha sordu; "on dakika oluyor, buradan
kalktı", dediler.
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenebilir?
A) Durum hikâyesine örnek gösterilebilir.
B) Öyküleme anlatım biçimi kullanılmıştır.
C) Kahraman, 1. tekil kişidir
D) Gözlemci bakış açısıyla yazılmıştır.
E) Iç monolog tekniğine başvurulmuştur.
2. Hasan vapura bindikten sonra bir müddet etraftaki-
lerle oyalandı; girl gırl işleyen vinçlere, üstleri ya-
zili cankurtaran simitlerine, kurutulacak çamaşırlar
gibi iplere asıl sandallara, vardiya değiştirilirken ça-
linan kampanaya bakarak cok elendi Res yasinda
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı UnsurlarıB. Aşağıda verilen hikâyelerin türünü belirleyerek altlarındaki boşluğa yazınız.
1. Yürüyordum. Yürüdükçe de açılıyordum. Evden kızgın çıkmıştım. Belki de tiras bıçağına sinirlenmiştim. Olur, olurl Mutlak tıraş bi-
çağına sinirlenmiş olacağım. Otların yeşil olması, denizin mavi olması, gökyüzünün bulutsuz olması, pekála bir meseledir. Kim
demiş mesele değildir, diye? Budalalik! Ya yağmur yağsaydı? Ya otların yeşili mor ya denizin mavisi kırmızı olsaydı? Olsaydı o
zaman mesele olurdu işte.
2. Satici, başını kaldırıp baktı. Hemen yüzü güldü, o da "Aaa!"dedi ve ilave etti:
Annem yalnız gelemiyor, sonra bağıramıyor da... Onun için ben de geliyorum!
Beyaz tozluklu çocuk, yün eldivenli ellerini paltosunun cebine sokarak küçük bir kese kağıdı çıkardı, içinden bir badem ezmesi alıp
ağzına attı, bir tane de arkadaşına verdi. Ağzını şişirerek sordu:
Derslere ne zaman çalışıyorsun?
Mektepten çıkınca... İki saat filan çalışıyorum, dersleri yapıyorum. Ondan sonra buraya geliyoruz. Hem gece zaten çalışamam
ki. Gaz masrafı çok oluyor.
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı Unsurları1. Yaşanmış ya da yaşanması muhtemel olayları anlatır.
Il. Olay ve durum hikayesi olmak üzere iki çeşidi vardır.
ill. Romana göre kişi sayısı fazladır.
IV. Olay, kişi, zaman ve mekân unsurlarından oluşur.
V. Türk edebiyatında ilk örnekleri Tanzimat Dönemi'nde
verilmiştir.
Numaralanmış cümlelerin hangisinde "hikâye" ile ilgili
bilgi yanlışı yapılmıştır?
B) 11
C) III D IV
A) 1
D) IV E) V
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı UnsurlarıJadığı için
unmuştu.
maya(1)
di sağa-
er nasıl
mlarıyla
ereden
13. Şirin, Keykavus'a Amasya'da bir dükran açmak iste
diğini söyler. Keykavus, dükkân açmasına izin vermez
ancak Amasya'da bir ovada çadır kurup orayı mesken
olarak kullanabileceğini söyler. Şirin, bu ovada bir se
ray yaptırmaya karar verir. Bunun için memlekette ne
kadar usta varsa çağırır. Ülkenin en ünlü çini usas
Behzat Usta bu işe talip olur. Ustanın oğlu Ferhat de
çırak olarak babasının yanında çalışmaktadır. Ferhat,
Şirin'i görür görmez ona âşık olur. Aklı başından gider.
kala-
tirina
madı.
ema
arda
kutu
Baba oğul sarayı yapıp bitirirler. Ancak sarayda su
yoktur. Dağı delip su getirmek gerekecektir. Şirin,
Ferhat'a "Sen istediğim gibi bir saray yaparsan senin-
le evlenirim." diye söz verir. Dağ yanılır mıydı? Ama
âşık Ferhat yarar.
Bu metinde kullanılan anlatım tekniği aşağıdaki-
lerden hangisidir?
A) Öyküleme
B) Gösterme
ağı-
sim
C) Özetleme
bu
D) Bilinç akışı
E) İç çözümleme
e
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı Unsurları5. Kor Mustafa nasıl becerdi bilmem. Denize dikte
mesine inen bu çalgin bir kısmını ne pahasına
ayakladi, biliyor musunuz; timakan pahaaina o
çalı çırpının sere serpe geliştiği, bu denizlere inen
toprak öyle taşlık, öyle taşlikti ki... Sonra Mustafa
gündüzleri başka yerde çalışmak mecburiyetinde
idi
. Akşam olunca çahlann arasına sakladığı kaz:
masını alıyor, gün ağanncaya kadar söküyor, kopa
nyor, kazıyordu. Kazdıkça kaya, kazdikça taş. Bu
tün bir yaz, bütün bir kış, orman memurunun tazyiki.
cah, palamut, defne, koca yemiş, diken, ot, kok ona
karşı koydular. Bu korkunç mücadeleye üç evlek
toprak için Mustafa'dan başka bizim köyde kimse
girişemezdi. Kaya bitip de yumuşak, esmer pem
be bir funda toprağı bir kans meydana çıkınca bir
meşe palamudunun korkunç vılan gibi kökü önüne
çıkardı. Onu sökünce orman memurunu karşısında
bulurdu. O gidince zehirli bir diken başparmağını
şişirirdi. Kazma körlenir, kürek bulamaz, taş yar
gibi yığılırdı. İnsan büyüklüğünde bir kaya yumuşak
toprağın üstünde, altındaki bir insan büklüğünde
cussesini hiç belli etmeden yosunlu yüzüyle dikilir.
Omuzlan, timaklar, ayaklar, göğsü, sırtı, bütün
kuvveti ile dayanır, onu yener, yıkardı. Kazma iş
görmediği zaman yumruğu, yumruğu yetmediği
zaman parmaklan, parmakları kalın geldiği zaman
tırnakları ile toprağı tırmalardı...
Pup
pon
Bir sonbahar günü baktık ki küçük çam ağaçları
filizi, körpe diken yapraklarıyla, üç beş kocayemiş
Çingil çıngıl yemişleriyle yer yer esmer, pembe, kül
rengi toprağa saye salar. Biz görenler:)
Bakarsan bağ, bakmazsan dağ olur, dedik. Bil-
medik ki dişle, tırnakla, kanla, canla tabiat denilen
canavan yenmek lazım gelir.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarıla-
maz?
A) Birey ile doğanın çatışması konu edilmiştir.
B) Durum (kesit) öyküsü nitelikleri taşımaktadır.
C) Hayatin doğallığı içinde gözlemlere dayalı anla-
timla bir insan tipinin nitelikleri verilmiştir.
D) Edebî bir üslup kullanılmıştır. -->
E) Yazar ile anlatıcı aynı kişilerdir.--