Hikâye ve Yapı Unsurları Soruları
Lise Türkçe
Hikaye ve Yapı Unsurları4. DENEME
B
B
4. Hikâyenin yapı unsurları, olay örgüsü, kişiler,
mekân ve zaman"dır. Bu yapı unsurları içeriği
aktarmada bir vasıta işlevi görür. Hikâyeyi anlatan
kişiye anlatıcı denir.
Belirtilen ögelerle ilgili verilen bilgilerden
hangisinde yanlışlık
yapılmıştır?
A) Belli bir konu etrafında gelişen birden çok
olayın, sebep-sonuç ilişkisine bağlı bir
şekilde oluşturduğu bütüne de olay örgüsü
denir.
B) Hikâyede canlı ya da cansız insan dışındaki
varlik, sembol ve kavramlar kişi kadrosunu
oluşturur.
C) Mekan eserde kişilerin veya kahramanlarin
yaşadığı yer, olayların gerçekleştiği
sahnelerdir.
+
D) Bir olayın başlangıcıyla bitişi arasında
geçen zamana olay zamanı denir.
E) Tüm edebî metinlerde olayı anlatan bir kişi
vardır ve bu kişiye anlatıcı denir. Olaya bağlı
metinlerde anlatıcı kurmaca bir kişidir.
Lise Türkçe
Hikaye ve Yapı UnsurlarıPARAGRAF ÇIKMIŞ SORULAR
KARA
KİTAP
9.
Yıllardır dergilerde öykü ve yazılarıyla yer almasına kar-
şin yazdıklarının kitaplaşmasını uzun süre bekleyen bir
maktan geçtiğini bilen biri. Bu ilk kitabının kapak tasarımı
yazar. lyi bir yazar olmanın öncelikle iyi bir "bekleyici" ol-
kusursuz. Yetkin bir dille ve özenle insanın dünyasına
eğilen, başkalarının görmezlikten geldiği kalp yaralarını
şefkatli bir elin dokunuşu gibi işleyen; dostluğu, sevgiyi,
insanı bir anda mutlu eden küçük ayrıntıları kendine has
üslubuyla anlatan bir yapıt
. Bu yönüyle okuyucuyu, kita-
bi uzun süre elinden bırakamayacağı bir zaman dilimine
sürüklüyor. Sıradan insanların hayatlarındaki sıradan so-
runları, yaşamsal kaygılarını öykülerine taşırken sanatlı,
süslü söyleyişlerden uzak duruyor.
Bu parçada, sözü edilen yazarla ilgili olarak aşağıda-
kilerden hangisine
değinilmemiştir?
A) İşini yaparken titizlik gösterdiğine
B) Okurunu derinlemesine etkilediğine
C) Duygusallığa önem verdiğine
)
E) Günlük yaşamla ilgili incelikler üzerinde durduğuna
(2012-KPSS)
D) Anlatımda yoğunluğu yeğlediğine V
KARAKUTII YAYIN
Lise Türkçe
Hikaye ve Yapı UnsurlarıIrmak kenarındaki ince tahta köprünün yanında beş
yaşında iki minimini kız vardı. Bunlar köpeğin tozu du-
mana katarak geldiğini görünce korktular. Tahta köprü-
den karşıya geçmek istediler. Fakat birisi telaşla irmağa
düştü, çırpınmaya başladı. Gamsız, bu kazayı görünce
birdenbire durdu. Yolunu değiştirdi. Tahta köprüye koştu.
Çocuğun arkasından suya atıldı. Onu ağzıyla eteğinden
yakaladı. Öğretmenler yetişinceye kadar onu suyun yü-
zünde tuttu.
Sonra artık takati kesilmiş gibi kendini bıraktı. Bir iki kere
daldı, etrafındaki suları köpürttü ve öldü. Kaskatı kesilmiş
vücudu, suyun hafif akıntısına uyarak yavaş yavaş uzak-
laştı.
Reşat Nuri'nin "Gamsız'ın Ölümü” adlı hikâyeden ali-
nan bu metin için aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
A) Olay öyküsünün çözüm bölümüdür.
B) Durum öyküsünden alınmıştır.
Ø Ruhsal portre çizilmiş, ruh tahlili yapılmıştır.
D) Kahraman anlatıcının bakış açısıyla yazılmıştır.
E) Olaydan çok betimlemeye başvurulmuştur.
TYT INFRİYAT SORU BANKASI
Lise Türkçe
Hikaye ve Yapı Unsurları6.
9.
Bütün o parlak ışıklar, sağa sola savrulup
giden şimşekler ve dalga dalga büyüyerek
her şeyi yutan karanlık noktalar yavaşça
kayboldu. Korkarak gözlerini açtı. Saatler-
dir balyozla dövülüyormuş gibi zonklayan (3.ka
başının sol yanındaki ağrının kalmadığını
hissetti.
Bu parçanın anlatımında hangi bakış
açısı kullanılmıştır?
A) Müşahit bakış açısı
B) Gözlemci bakış açısı
C) Kahraman bakış açısı
D) İlahi (tanrısal) bakış açısı
E) Üçüncü tekil kişili bakış açısı
Lise Türkçe
Hikaye ve Yapı Unsurları9.
yo
Camiama ve Bağlaç Yanlışlığı -
Eklerle ilgili Yanlışlıklar
bağlacın yanlış
den olmuştur?
de pok mutlu
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ek fazlalığından
kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Eğitimle ilgili sorunların, hiç vakit kaybetmeden ço-
zülmelidir.
B) Bu sınıf, bazı öğrencileri saymazsak, iyi durumda
sayti
rok hastayım
mal etmem
C) Ben, dünyanın en büyük akvaryumuna gezdim.
hem yapi-
D) Bilmezler ki gidenler bir daha geri dönmeyecekler.
en kitap
6
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı UnsurlarıA
20. Küçürek öyküler, az sayıdaki kelimeyle yoğun anlamlar ak-
tarma gücüne sahip olan sanatsal iletişim araçlarıdır. Be-
timlemeye ve çözümlemeye dayanmayan, yalnızca bir anın
saptaması olan anlatılardır. Çok kısa olmalarına rağmen bu
öyküler, yazarının dile hâkimiyetini, kurgu yeteneğini, duy-
gu ve düşünce dünyasının derinliğini gösteren yoğun an-
latimlardir. Küçürek öykünün üç önemli
, belirleyici özelliği
vardır: Kısalık, yoğunluk ve birlik.
Bu açıklamadan hareketle,
1. Deniz, adayı firdolayı sarar, köpükleri onu gıdıklardı.
Savrulan yapraklarla şakrak ada, saçını savurup katıla
katıla gülerdi.
II. Kaç kardeştik bilmiyorum. En küçükleri bendim ve he-
Húz saymayı bilmiyordum. Öğrendiğimde ise hepimiz
dağılmıştık.
III. Kamyonun ilk seferi cuma günüydü. Sabahın alaca ka-
ranlığında yola çıkılacak Denizli'ye varılacaktr. Böyle bir
günde yola çıkılması hayra alametti.
metinlerinden hangileri küpürek öykü örneğidir?
A) Yalnızł
B) Yalnız II
C) Yalnız til
D) I ve II
E) II ve III
Lise Türkçe
Hikaye ve Yapı Unsurlarıadeta kendimi bildigim
Ben, hep aci içinde yaşayan bir adamım! Bu silenti
anda basladi. Belki daha dört yasinda yoktum. gun bugundos, sadece disundo -
ğüm kotoluklerin bile
vicdanında tutustur duĝu sonsuz cehennem
ranıyorum. Beni uz en seylerin hiçbirini unutmadim. Anilarim sanki yalnız huzon
sikentilari icinde kiv-
için yapılmis.
yaşında var
daha dokuz
aylık bir
duygusu bir
Evet, acaba dort
miydim?
Ondan önce hiçbir şey bilmiyorum. Biling,
basimiza yakmayan bir yıldırım gibi nasıl dişer? Tolstoy
ill
Gocukken bayoya sokulduğunu hatırliyor.
hosloma! Benimki mothis
bir sıkıntıyla başladı. Ben ilk kez kendimi şirket vapurunda hatırlıyorum. Hala
gozumun önünde onunde: Sanki dünyaya o anda dogmusum annemin kucağı...
Annem, yanındaki sari sach, gena bir haimla guluserek konusuyor, cigara içiyor-
lar. Annen cigorasını ince gumus bir masaya takmis. Ben bunu istiyorum.
- Al ama againa surme! diyor.
Lise Türkçe
Hikaye ve Yapı UnsurlarıMasanın beyaz örtüsü üstüne bir kokteyl damlası da
müştü. Kokteyl. Bu kelimeyi ilk defa dün gece işitti. Kok
FATIH - HARBIYE 23
teyl. Çok yabancı kelimelerin zihne takılan lafza
leriyle, Neriman bunu da kendi kendine tekrar ediyordu.
Kokteyl, kokteyl. Kıpkırmızı elbiseli kadın ve erkek. Spar
kaç? Herkes sallanıyor. "İsterseniz bir kokteyl daha için
diyor Macit. Kokteyl ve hep o zenci sesiyle karışık caz
Macit'le akşam altıda, Löbon'da buluşmuşlardı. On
dan sonra gece yarısına kadar geçen şeyleri süratle ve
garayel
bant.
10
muntazaman hatırlıyor. Macit'in girdiği birçok masrafla
ra rağmen o kadar yalnız ve başbaşa kaldıkları halde,
hiçbir çapkınca hareket yapmamasını düşünüyor ve Ma
cit'in ince uzun elleri, hafif manikürlü parmakları siksik
gözünün önüne geliyor "ince bir adam!" diye düşünüyor
ve Macit'te tenkit edilecek hiçbir şey bulamıyor.
Odaya giren Gülter, Neriman’ı biraz daha uyandırıp,
karyolaya doğru ilerlerken yüksek sesle söylüyordu:
Küçük hanım, saat ikiye geliyor, kalkın bey babanız
yemeğini yedi, neredeyse sokağa çıkacak.
Gülter'in kuru ve berrak yüzünde birbirine hiç karış-
mayan tebessüm ve endişe. Karyolaya yaklaşınca, Neri-
man'ın üstüne eğilerek diyor:
Küçük hanım, bey babanıza birşey söyleyelim de a-
damcağızın gönlü rahat etsin; yüzü pek asık. Dün gece de
pek uyuyamamış galiba!
Neriman'ın zihniyle beraber yüzü de gerildi ve gözleri
açıldı. Bir derece daha uyanmıştı. "Peki..." diyerek dü-
şünmeye başladı. Fakat söylenecek bir şey bulamıyor, dü-
şündükçe mesele karışıyordu. Gözlerini kapayıp açtı. İyi-
ce dağılmayan uykusu tekrar bastırmakla tehdit ediyor-
du.
Hep o zenci sesiyle karışık cazbant, kuytu köşelerde
renkli abajurlar, parlak ve sarı bir etek, kıpkırmızı esvaplı
kadın ve erkek, bir alkış, iki balon arasında takılı bir ser-
pantin.
Neriman yatağın içine oturdu ve gözlerini uğuşturdu.
Başını silkeliyordu.
- Git de ki...
Ve düşünüyordu. Sarışın bir kadın başı. İsli şişe. Ba-
samaklar.
Bir daha silkindi:
- Git, de ki: "Neriman Hanım dün gece Fahriyelerde
imiş. Fahriye bırakmamış, gece yarısına kadar..."
Saz yapmışlar.
- Tamam, sonra da...
- Otomobille küçük hanımı getirmişler.
- iyi.
Gülter odadan çıkınca, Neriman, ağır ağır başını tek-
rar yastığa koydu. Parlak sarı bir etek. iki balkon arasına
takılı serpantin.
Fakat, birdenbire, babasıyla Gülter arasında geçecek
muhaverenin sonunu düşününce o kadar büyük bir me-
raka düştü ki, bu his, geceden kalan hatıralarının hepsini
kaçırdı. Babası ne derdi? Tahminlere başladı.
Geceleyin Maksim'de, sonra otomobille dönerken, he-
le karanlık sokaklara girince ve yokuşu inerken duyduğu
korku, içinde yeniden canlanıyordu. Yine kalbinde çar-
pinti. Başını yorganın altına çekerek barınacak yer arıyor-
du. Artık, aklına hep Şinasi geliyordu.
Ara sıra başını yorgandan çıkarıyor, etrafı dinliyor,
Gülter'in ayak sesini bekliyor ve kapıya bakıyordu. Bütün
bu korku, onda, zevkin ve sevincin uyuşturduğu azapları
galeyana getiriyor ve evvelce kendi kendine karşı mazur
Lise Türkçe
Hikaye ve Yapı Unsurları9.
Boşuna çekilmedi bunca acılar
Büyük ve sakin Süleymaniye'nle bekle
Parklarınla köprülerinle meydanlarınla
Bekle bizi İstanbul
Yukarıdaki dizeler için aşağıdakilerden hangisi
yanlıştır?
A) Kurallı ve devrik cümlelere yer verilmiştir.
B) Biçimce ve anlamca olumsuz cümleye yer veril-
miştir.
C) Fiil ve isim cümlesine yer verilmiştir.
D) Basit yapılı fiil cümlesine yer verilmiştir.
E) Emir cümlelerine yer verilmiştir.
Lise Türkçe
Hikaye ve Yapı UnsurlarıIrmak kenarındaki ince tahta köprünün yanında beş
yaşında iki minimini kız vardı. Bunlar köpeğin tozu
dumana katarak geldiğini görünce korktular. Tah.
ta köprüden karşıya geçmek istediler. Fakat birisi
telaşla irmağa düştü, çırpınmaya başladı. Gamsız,
bu kazayı görünce birdenbire durdu. Yolunu değiştir-
di. Tahta köprüye koştu. Çocuğun arkasından suya
atıldı. Onu ağzıyla eteğinden yakaladı. Öğretmenler
yetişinceye kadar onu suyun yüzünde tuttu.
Sonra artık takati kesilmiş gibi kendini bıraktı. Bir iki
kere daldı, etrafındaki suları köpürttü ve öldü. Kas-
katı kesilmiş vücudu, suyun hafif akıntısına uyarak
yavaş yavaş uzaklaştı.
Reşat Nuri'nin "Gamsız'ın Ölümü adlı hikâyeden
alınan bu metin için aşağıdakilerden hangisi doğ-
rudur?
A) Olay oykusunun çozum bolumudu
B) Durum öyküsünden alınmıştır.
Ruhsal portre çizilmiş, ruh tahlili yapılmıştır
D) Kahraman anlatıcının bakış açısıyla yazılmıştır.
E) Olaydan çok betimlemeye başvurulmuştur.
Lise Türkçe
Hikaye ve Yapı UnsurlarıSTÜ
ağır ilerliyordu. 1403 yılının sonlarıydı ve dondurucu
bir rüzgâr ortalığı kasıp kavuruyordu. Genç ve gürbüz bir
atli, kağnının önünden, ardından, yanından giderek,
öküzleri idare ediyor, arada sırada kırbacını sırtlarında
şaklatıyordu.
Kuşkulu bir hali vardı, ikide bir arkasına bakarak göz-
lerini zifiri karanlığa dikmesi bir şeyden çekindiğini gös-
teriyordu.
Yol bir karış çamurdu ve durmadan sulu kar yağıyor-
du.
Kalın kepeneğine sarılmış olan atlı, bu ağır gidişten
huylanıyordu. At üstünde her zaman hızlı gitmeğe alış-
mış, diz boyu karda bile, çabuk yürümenin yolunu bul-
muş bir insan olarak böyle yavaş gidişten bunaldığı bel-
liydi. Fakat onu asıl bunaltan, gidişin yavaşlığı, gecenin
karanlığı ve soğuğu, ömründe ilk defa bir kağnıyı götü-
rüşteki acemiliği değildi. Geriden gelecek birilerinden
çekindiği anlaşılıyordu. Kepeneğine sarınmasında kendi-
sini korumaktan çok, aralıksız yağan sulusepken altında
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı UnsurlarıKüçürek hikâye, hikâye türünün bir alt türüdür. Küçürek hikâyeye
minimal hikâye de denir. Okunması ve anlaşılması kolay bir türdür.
Kelime sayısı açısından en az kelime ile kurgulanır. Anlatım yoğun-
dur. Küçürek hikâyede hiçbir şey uzun uzadiya anlatılmaz. Klasik
hikâyedeki serim, çözüm bölümleri yoktur. Bu bölümler okurun düş
gücüne bırakılır. Küçürek hikâyede yazar, çoğu zaman imgeler kurar
ve onların gücünden faydalanarak hikâyesini anlatır. Bir kelimenin
bile hikâyeden çıkarılması hikâyenin yapısını bozar. Bazı küçürek
hikâyeler o kadar basittir ki okurda "Bu hikâyeyi ben de yazabilirim.”
duygusu oluşturur. Günümüzün modern yaşamında az zamanda çok
iş yapma çabası, insanların sabırsızlıkları, zamanın azlığı, okur kitle-
sinin uzun metinlerden kaçma isteği, genel ağdaki bloglar, sosyal
medyadaki yazma ve iletişim alışkanlıkları gibi birçok faktör, küçürek
hikâyeye ilgiyi giderek artırmaktadır. Şiir, fikra, fabl, masal, manzum
hikâye, atasözü gibi türlerin
birçok özelliğini taşıyan küçürek hikâye,
günümüzde bağımsız bir tür hâline gelmiştir.
Bu parçada “küçürek hikâye” ile ilgili aşağıdaki sonuçlardan
hangisi çıkarılamaz?
A) Olay hikâyesinin (klasik hikâye) yapı unsurlarına sahiptir.
B) Okuyanda sıradan bir verim hissi uyandırır.
C) Farklı gerekçelerle gittikçe popüler olmaktadır.
D) Farklı türlere ait niteliklere sahip bir türdür.
E) Sonuca bağlanmadan okurun hayal gücüyle tamamlanması
istenir.
Lise Türkçe
Hikaye ve Yapı Unsurları18. "Evimiz iç çitin büyük kestane ağaçları arkasında kaybolmuş gibiydi. Annem, İstanbul'a gittiği için benden bir yaş küçük
olan kardeşim Hasan'la artik Dadaruh'un yanından hiç ayrılmiyorduk. Bu, babamın seyisi, yaşlı bir adamdı. Sabahleyin
erkenden ahıra koşuyorduk. En sevdigimiz şey atlardı. Dadaruh'la birlikte onları suya götürmek, çıplak sırtlarına
binmek, ne doyulmaz bir zevkti. Hasan korkar, yalnız binemezdi. Dadaruh onu kendi önüne alırdı." Bu paragraf
aşağıdaki yazı türlerinden hangisinden alınmış olabilir?
a) Biyografi
b) Makale
C) Oykü
d) Nutuk
360
e) Gezi yazısı
Boş bırak
Lise Türkçe
Hikaye ve Yapı Unsurları32. Edebiyatın içinden çıktığı ortam, çağ ve koşullar, yerli nitelik
taşır. Edebiyat eseri öncelikle bir dil ile yazılır ve dil yerli bir
unsurdur. Duyuş, yaşayış ve hissediş biçimleri de yerlilik ni-
teliği taşır.
Bu parçada aşağıdakilerden hangisine vurgu yapılmak-
tadır?
A) Ulusallik
B) İçtenlik
C) Tutarlılık
D) Çağdaşlık
E) Evrensellik
TYT092122
Lise Türkçe
Hikaye ve Yapı Unsurları3
B
VAFI AYT - 2 Türk Dili ve Edebiyatı
Sosyal Bilimler-1 Testi
Aşağıdaki parçalardan hangisi küçürek öykü özel-
liği aşımamaktadır?
A) Subay duraklıyor:
-Doktor, ister misiniz, şuraya girip bir şeyler alalım?
Eczacının karısını da görürüz.
-Tam zamanını buldun sen de! Olur mu yahu öyle
şey?
-Neden olmasın? Geceleyin de ilaç vermek zo-
runda bunlar. Hadi, girelim!
-Peki, dediğin gibi olsun bakalım!"
Eczacı kadın perdenin arkasına sinmiş, gene de
çingirağın sesini duyuyor. Duvara yaslanarak tatlı
tatli horlayan kocasına bir göz attıktan sonra sırtına
hırkasını alıyor, çıplak ayaklarına terliklerini geçir-
dikten sonra eczaneye koşuyor.
B) Seni kendimi sana sevdirmek için kaçırdım. En azın-
dan bu kadar sevdikten sonra bunu denemeye hak-
kim olduğunu düşündüm. Bu kararı vermek kolay
olmadı. Kendi içimde ağır hesaplaşmalar yaşadım.
Dünya zamanıyla çok uzun yıllar önce ilk kez dün-
yaya, doğuda, Türkiye'de, Harran bölgesinde, Urfa'da
bir köyde inmiştim. Kız kaçırmanın ne demek oldu-
ğunu, orada, o köylerde gördüm ben.
C) Kahveye yaklaşınca makinist gaza bastı, motoru
büyük bir gürültüyle çalıştırdı, egzozunu tüfenk
gibi patlattı. Kalabalık ürkerek açıldı, birçok korku-
larını gizlemek için kahkaha attılar. Makinist, kah-
venin önünde traktörü durdurdu fakat motoru istop
ettirmedi. Direksiyona yaslanarak etrafını saran
kalabalığa gururla baktı. Halil Ağa tesbihini şakır-
datarak yaklaştı: "Hoş geldin bizim oğlan!" dedi ma-
kiniste,” Bizim dört beygirli bu he?"
Önlerinde dar bir sokak ve iki ev vardı. Yoldaki karı
rüzgâr yığmıştı ve aşılması zorunluydu. Bu engeli
de geçince rahat biçimde sokağa daldılar. Evlerin-
den birinin duvarında, beyazlı kırmızılı iki gömlek,
donlar, ayak dolakları rüzgârla dans edip duru-
yordu. Beyaz gömlek, yırtılacak kadar sallaniyordu.
E) Gelmeden önce düşünmüştü çoğu kez yeni bir ha-
yata başlayacağını. Yeni kapılar açılacak, muh-
teşem dostluklar başlayacaktı bekli de. "Yepyeni
arkadaşlıklar sıkı dostluklar" demişti kendi ken-
dine. Evet, alışacak ve hayatın tadını çıkaracaktı.
Nerede o hayalindeki rüya kent İstanbul, nerede o
yalnızlıktan bunaldığı sıkıcı şehir. Onun için hayat
artık kaçınılmaz bir uçurumdu. Ve elinden tutabile-
cek tek kişi dostlarıydı. Fakat ne canım arkadaşları
ne de yalnızlıktan sıkıldığında kaçabilecek sessiz
bir yeri vardı.
Lise Türkçe
Hikaye ve Yapı Unsurları1. Genç ustasına minnet dolu gözlerle baktı.
10. Çocuklar bir daha söylüyorum, sözüme dikkat edin, beni dinleyin. Bayram geliyor. Elbise isteriz, diye sızlanın söyleni
Miril minil mırıldanın. Babanız kızsın. Siz aldırmayın. Büyükanneniz meraklansın, küçük kardeşleriniz size bakar
ağlamaya başlasın. Arada komşunun oğlunu da yoldan çıkarın. Analarınız boyunlarını bükük desinler ki “Bey çocu
üzüyoruz." Elbise isterim diye var kuvvetinizle bağırın. Çocukluk hakikaten hoştur, sevimlidir. Nasıl çocuklar size be
kadar yol gösteren var mı?
Yukarıdaki metinden hareketle metin türünü belirleyiniz. (5p)Belirlediğiniz türün iki özelliğini yazınız.(6p)