Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Paragraf Genel Tekrar Soruları

C) Eserle
mekten ke
) Het metinec
gizle içerir, anla
ma
87%
yuzluk yapmaktadırlar.
+
Eserlerin anlaşılmas
A
CAP / TYT - 1/ Türkçe Testi
37. 38. sorulan aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız
Bazı eleştirmenlerimiz kolay okunan bir metnin kolay ya-
zildiği gibi bir izlenime kapılmışlar. Oysa kolayca okunan
ve okuru sürükleyen derin metinlerin yazılması büyük bir
emek ve dil yeteneği gerektirir. Eleştirmenlerimizin "sehli
mumteni" kavramını bildiğine eminim ama nedense bunu
modern edebiyata uygulamakta güçlük çekiyorlar. Bilin-
diği gibi sehli mümteni kolay gibi görünen ama aslinda
çok zor olan bir söz sanatıdır. Eğer Yunus Emre'nin yedi
yüz yılın ötesinden gelen bilge sözleri bilinmeseydi eleş-
tirmenlerimizin genç bir romancımızın yeni kitabına "Bir
garip ölmüş diyeler /Üç günden sonra duyalar" satırlarıy-
la başlamasını derin edebiyat kategorisine sokacağından
kuşkulangan. Çünkü popüler ve düzeysiz romanların
karşitının zor okunan metinler olması gerektiği gibi yanlış
bir kaniya sahipler.
38. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
SA) Olay içinde yaşatma
B) Tanımlamadan yarawanma
C) Tartışmacı anlatıma başvurma
Açıklayıcı anlatya başvurma
Örneklendirmeden yararlanma
:
CAP
5:303,6KB/S
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
C) Eserle mekten ke ) Het metinec gizle içerir, anla ma 87% yuzluk yapmaktadırlar. + Eserlerin anlaşılmas A CAP / TYT - 1/ Türkçe Testi 37. 38. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız Bazı eleştirmenlerimiz kolay okunan bir metnin kolay ya- zildiği gibi bir izlenime kapılmışlar. Oysa kolayca okunan ve okuru sürükleyen derin metinlerin yazılması büyük bir emek ve dil yeteneği gerektirir. Eleştirmenlerimizin "sehli mumteni" kavramını bildiğine eminim ama nedense bunu modern edebiyata uygulamakta güçlük çekiyorlar. Bilin- diği gibi sehli mümteni kolay gibi görünen ama aslinda çok zor olan bir söz sanatıdır. Eğer Yunus Emre'nin yedi yüz yılın ötesinden gelen bilge sözleri bilinmeseydi eleş- tirmenlerimizin genç bir romancımızın yeni kitabına "Bir garip ölmüş diyeler /Üç günden sonra duyalar" satırlarıy- la başlamasını derin edebiyat kategorisine sokacağından kuşkulangan. Çünkü popüler ve düzeysiz romanların karşitının zor okunan metinler olması gerektiği gibi yanlış bir kaniya sahipler. 38. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? SA) Olay içinde yaşatma B) Tanımlamadan yarawanma C) Tartışmacı anlatıma başvurma Açıklayıcı anlatya başvurma Örneklendirmeden yararlanma : CAP 5:303,6KB/S
BARKLI
SISTEM
16. (6) Değişen ve gelişen dünya ile beraber televizyon, bilgi-
sayar oyunlar; sinema, dergi, Internet, oyuncaklar ve rek-
lamlar aracılığıyla bütün dünya, artık çocuklarımızın sos-
yal çevresi olmuştur. (II) Bu çevre, çocukları olumlu yahut
olumsuz olmak üzere iki şekilde de etkileyebilmektedir. (Illy
Çevrenin olumsuz etkilerinden bireyi uzak tutabilmek ve
ya tüm bu olumsuzluklara rağmen bireyin ahlaki yönünü
güçlü kılabilmek için aile, okul ve topluma pek çok görev
düşmektedir. (IV) Yaşananlar bireyi etkileyen tüm alanlar-
da bir iyileştirmeye gidilmesini gerekli kılmiştir. (V) Değişen
zaman ve şartlar her alanda olduğu gibi eğitimde de bazı
yeniliklerin gerçekleşmesini gerekli kılmıştır. (VI) Tüm dün-
yada olduğu gibi ülkemizde de eğitim programları çağın
gereklerine uyum sağlayabilmek amacıyla bazı değişiklik-
lere maruz kalmıştır.
W
Yukarıdaki parça ikiye bölünmek istense ikinci parag-
raf kaç numaralı cümleden başlamalıdır?
A) VI.
B) V.
C) IV.
D) III.
E) II.
BOLUM DENEMELERİ
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
BARKLI SISTEM 16. (6) Değişen ve gelişen dünya ile beraber televizyon, bilgi- sayar oyunlar; sinema, dergi, Internet, oyuncaklar ve rek- lamlar aracılığıyla bütün dünya, artık çocuklarımızın sos- yal çevresi olmuştur. (II) Bu çevre, çocukları olumlu yahut olumsuz olmak üzere iki şekilde de etkileyebilmektedir. (Illy Çevrenin olumsuz etkilerinden bireyi uzak tutabilmek ve ya tüm bu olumsuzluklara rağmen bireyin ahlaki yönünü güçlü kılabilmek için aile, okul ve topluma pek çok görev düşmektedir. (IV) Yaşananlar bireyi etkileyen tüm alanlar- da bir iyileştirmeye gidilmesini gerekli kılmiştir. (V) Değişen zaman ve şartlar her alanda olduğu gibi eğitimde de bazı yeniliklerin gerçekleşmesini gerekli kılmıştır. (VI) Tüm dün- yada olduğu gibi ülkemizde de eğitim programları çağın gereklerine uyum sağlayabilmek amacıyla bazı değişiklik- lere maruz kalmıştır. W Yukarıdaki parça ikiye bölünmek istense ikinci parag- raf kaç numaralı cümleden başlamalıdır? A) VI. B) V. C) IV. D) III. E) II. BOLUM DENEMELERİ
Türkçe
19.
18. Klasik ifadeyle "Değişmeyen tek şey değişimdir." diyebi-
liriz. Ama bazı insanların değişime karşı çoğu zaman di-
renç gösterdiğini görmekteyiz. Bu durum, yeni olmayıp in-
sanlık tarihi kadar eski bir olgudur. Çünkü değişimin doğa-
sında her zaman için bir stres, kaygı ve belirsizlik vardır.
Değişince hayatından bazı şeylerin yok olacağını düşü-
nen insanlar, değişime olabildiğince direnirler. Değişince
zarar edeceğini düşünen, zarardan kaçınma eğilimi yük-
sek olanlar, gelecekte olabilecek sorunlar, belirsizlik kor-
kusu ve yabancısı olduğu şeyden korkma gibi kötümser
endişeler, değişimi engelleyen temel faktörlerdir.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada savunulanları
destekler niteliktedir?
(
A) Her değişim daima başka değişimlere ihtiyaç göster-
diği için insanlar, sürekli bir arayış kaygısıyla hayatı-
ni devam ettiriyor.
B) Süreklilik teşkil eden değişime ayak uydurabilmeleri
için insanların da kendilerini değiştirebilmeleri gerekir.
c) Zaman içinde yer alan her şey değişir, var olmak de-
mek değişmek demektir; değişimi bilinçli olarak yap-
mak gayret ve cesaret ister.
D) Değişime karşı gelmek, değişime direnmek hem ge-
reksiz hem de imkânsız çünkü değişim, korkuları ve
endişeleri hiçe sayan bir olgudur.
E) İnsanlar değişime karşıyım demez,
kanlıklarına ve menfaatlerine dokununcaya kadar.
-MIRAY YAYINLARI-
ki ucu kendi alış-
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
Türkçe 19. 18. Klasik ifadeyle "Değişmeyen tek şey değişimdir." diyebi- liriz. Ama bazı insanların değişime karşı çoğu zaman di- renç gösterdiğini görmekteyiz. Bu durum, yeni olmayıp in- sanlık tarihi kadar eski bir olgudur. Çünkü değişimin doğa- sında her zaman için bir stres, kaygı ve belirsizlik vardır. Değişince hayatından bazı şeylerin yok olacağını düşü- nen insanlar, değişime olabildiğince direnirler. Değişince zarar edeceğini düşünen, zarardan kaçınma eğilimi yük- sek olanlar, gelecekte olabilecek sorunlar, belirsizlik kor- kusu ve yabancısı olduğu şeyden korkma gibi kötümser endişeler, değişimi engelleyen temel faktörlerdir. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada savunulanları destekler niteliktedir? ( A) Her değişim daima başka değişimlere ihtiyaç göster- diği için insanlar, sürekli bir arayış kaygısıyla hayatı- ni devam ettiriyor. B) Süreklilik teşkil eden değişime ayak uydurabilmeleri için insanların da kendilerini değiştirebilmeleri gerekir. c) Zaman içinde yer alan her şey değişir, var olmak de- mek değişmek demektir; değişimi bilinçli olarak yap- mak gayret ve cesaret ister. D) Değişime karşı gelmek, değişime direnmek hem ge- reksiz hem de imkânsız çünkü değişim, korkuları ve endişeleri hiçe sayan bir olgudur. E) İnsanlar değişime karşıyım demez, kanlıklarına ve menfaatlerine dokununcaya kadar. -MIRAY YAYINLARI- ki ucu kendi alış-
13. Amerika'da katıldığım bir konferansta dinleyiciler
arasından büyük bir yazar, "Neden hep Çukurova'yı
yazıyorsun?" dedi. "Ben sadece Çukurova'yı
yazmıyorum ki..." dedim. Durdum bekledim. "Neyi
yazıyorsun başka?" dedi. "Hayır, Çukurova'yı yalnız
ben yazmıyorum. Tolstoy da yazıyor, Dostoyevski de
yazıyor." Çukurova'sını yazmayan hiçbir yazar büyük
romancı olamaz. Ben Çukurova'yı herkes kadar yazdım.
Stendhal da kendi Çukurova'sını yazmıştır.
Bu parçanın yazarına göre bir yazarın büyük romano
olmasının şartı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Evrensel bir konuyu kaleme alması
B) Ait olduğu toplumun yaşamı, kültürü ve özelliklerini
anlatması
C-Toplumsal gerçekliği değiştirmeden işlemesi
D) Edebiyatın genel çerçevesinin dışına çıkmadan
eserlerini yazması
E) Ulusal konulara çok fazla değinmemesi
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
13. Amerika'da katıldığım bir konferansta dinleyiciler arasından büyük bir yazar, "Neden hep Çukurova'yı yazıyorsun?" dedi. "Ben sadece Çukurova'yı yazmıyorum ki..." dedim. Durdum bekledim. "Neyi yazıyorsun başka?" dedi. "Hayır, Çukurova'yı yalnız ben yazmıyorum. Tolstoy da yazıyor, Dostoyevski de yazıyor." Çukurova'sını yazmayan hiçbir yazar büyük romancı olamaz. Ben Çukurova'yı herkes kadar yazdım. Stendhal da kendi Çukurova'sını yazmıştır. Bu parçanın yazarına göre bir yazarın büyük romano olmasının şartı aşağıdakilerden hangisidir? A) Evrensel bir konuyu kaleme alması B) Ait olduğu toplumun yaşamı, kültürü ve özelliklerini anlatması C-Toplumsal gerçekliği değiştirmeden işlemesi D) Edebiyatın genel çerçevesinin dışına çıkmadan eserlerini yazması E) Ulusal konulara çok fazla değinmemesi
A
TÜRKİYE GENELI - 1
TO Ryayın grubu
35-36. soruları aşağıdaki parçaya göre
cevaplayınız
2018 de Cannes Film Festivali'nde Jüri Odulo kazanan
Kelemahum adli film, lakiligin dia boyu olduğu
Beyrut gecekondu semtlerindeki yozlaşmayı, şiddetin
içinde kendine yol bulmaya çalışan 12 yaşındaki bir
erkek çocuğun üzerinden anlatıyor. Kofernabum:
kullanılmış, atılmış esyalarin yiqildiği cóplük anlamına
geliyor. Belgesele yakın duran yapısıyla film, Beyrut'ta
sokağa terk edilen, doğumlanı, aileleri tarafından kayıt
altına alınmayan çocukları, boğaz tokluğuna çalıştırılan
gocmenleri, onları sömüren, sahte evrak düzenleyen bir
avuç dolar için bebek ticareti yapan fursatçıları anlatıyor.
le savaşın harabeye cevirdigi Bayrut'a ve halkına. "Orta
Doğu'nun lanetlenmişleri" diyenleri haklı çıkaracak bir
panorama ciziyor ve Lübnan'da yaşanan sefalete ayna
tutuyor. Bu başarılı filmin yönetmeni Nadine Labaki'nin iki
kusuru var: Duygu sömürüsü tuzağına düşmekten kendini
kurtaramaması ve sefaleti estetize eden üslubu. Bunlara
rağmen çocukluk, aile, sevgi, göçmenlik gibi evrensel
temaların hakkını veren filmdeki oyuncuların inandırıcılığı,
çoğunun sokaktan toplanan amatör oyuncular
olmalarından ileri geliyor.
Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Filmin Orta Doğu'nun genel görünümüne işık tutmak
amacıyla çekildiği
Gerçekleri ele aldiðlicin filmin belgeseli de andırdığı
C) Beyrut'taki iç savaşın ülkede büyük bir yıkıma yol
açlığa
D) Filmin temasına yerel gibi görünürken evrensel bir
yaraya parmak bastığı
E) Yönetmenin gerçekligi yakalamak için profesyonel
olmayan oyunculardan yararlandığı
Diğer Sayfaya Geçiniz.
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
A TÜRKİYE GENELI - 1 TO Ryayın grubu 35-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız 2018 de Cannes Film Festivali'nde Jüri Odulo kazanan Kelemahum adli film, lakiligin dia boyu olduğu Beyrut gecekondu semtlerindeki yozlaşmayı, şiddetin içinde kendine yol bulmaya çalışan 12 yaşındaki bir erkek çocuğun üzerinden anlatıyor. Kofernabum: kullanılmış, atılmış esyalarin yiqildiği cóplük anlamına geliyor. Belgesele yakın duran yapısıyla film, Beyrut'ta sokağa terk edilen, doğumlanı, aileleri tarafından kayıt altına alınmayan çocukları, boğaz tokluğuna çalıştırılan gocmenleri, onları sömüren, sahte evrak düzenleyen bir avuç dolar için bebek ticareti yapan fursatçıları anlatıyor. le savaşın harabeye cevirdigi Bayrut'a ve halkına. "Orta Doğu'nun lanetlenmişleri" diyenleri haklı çıkaracak bir panorama ciziyor ve Lübnan'da yaşanan sefalete ayna tutuyor. Bu başarılı filmin yönetmeni Nadine Labaki'nin iki kusuru var: Duygu sömürüsü tuzağına düşmekten kendini kurtaramaması ve sefaleti estetize eden üslubu. Bunlara rağmen çocukluk, aile, sevgi, göçmenlik gibi evrensel temaların hakkını veren filmdeki oyuncuların inandırıcılığı, çoğunun sokaktan toplanan amatör oyuncular olmalarından ileri geliyor. Bu parçadan hareketle aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Filmin Orta Doğu'nun genel görünümüne işık tutmak amacıyla çekildiği Gerçekleri ele aldiðlicin filmin belgeseli de andırdığı C) Beyrut'taki iç savaşın ülkede büyük bir yıkıma yol açlığa D) Filmin temasına yerel gibi görünürken evrensel bir yaraya parmak bastığı E) Yönetmenin gerçekligi yakalamak için profesyonel olmayan oyunculardan yararlandığı Diğer Sayfaya Geçiniz.
23. Kesinlikle çok önemlidir. Çatışma yönetiminde en çok
işe yarayan yöntemlerden biri, dinleme becerisinde
yetkin olmaktır. Dinleme, başlı başına bir sanattır.
Herkesin kendini anlatma, kendini dinletme, kendi değerli
deneyimlerinden başkalarını faydalandırma hevesiyle
yanıp tutuştuğu, tavsiye vermenin, tek taraflı anlatma
kültürünün yüceltildiği ortamlarda dinlemenin önemini fark
etmek, uygun ve işe yarar bir dinleme gerçekleştirebilmek
oldukça zordur. Ancak her türlü iletişimde dinleme eksikliği
anlaşılmayı zorlaştırır.
Bu sözler aşağıdaki soruların hangisine karşılık
söylenmis olabilir?
A) Deneyimlerimizi paylaşmak, çatışma yönetiminde
önemli midir?
B) Dinlemek mi daha önemlidir, konuşmak mı?
C) İletişimde dinlemenin önemi ile ilgili neler
söyleyebilirsiniz?
D) Tavsiye vermenin iletişimdeki rolü nedir?
E) Etkili bir dinleme nasıl olmalıdır?
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
23. Kesinlikle çok önemlidir. Çatışma yönetiminde en çok işe yarayan yöntemlerden biri, dinleme becerisinde yetkin olmaktır. Dinleme, başlı başına bir sanattır. Herkesin kendini anlatma, kendini dinletme, kendi değerli deneyimlerinden başkalarını faydalandırma hevesiyle yanıp tutuştuğu, tavsiye vermenin, tek taraflı anlatma kültürünün yüceltildiği ortamlarda dinlemenin önemini fark etmek, uygun ve işe yarar bir dinleme gerçekleştirebilmek oldukça zordur. Ancak her türlü iletişimde dinleme eksikliği anlaşılmayı zorlaştırır. Bu sözler aşağıdaki soruların hangisine karşılık söylenmis olabilir? A) Deneyimlerimizi paylaşmak, çatışma yönetiminde önemli midir? B) Dinlemek mi daha önemlidir, konuşmak mı? C) İletişimde dinlemenin önemi ile ilgili neler söyleyebilirsiniz? D) Tavsiye vermenin iletişimdeki rolü nedir? E) Etkili bir dinleme nasıl olmalıdır?
A
A
-yayin grubu
iSLER,
insanlığın
na cevap
TÜRKİYE GENELİ -1
33. Gazeteci: "Hiçbir kurgusal eser bir belgeyle aynı değildir."
karşı yoğun bir şüphe olduğundan bahsetmişsiniz. Sizce
demiş ve son dönemde edebi görünen herhangi bir şeye
kurgusal edebiyat için yolun sonu göründü mü?
Yazar: Kurgu yazarları, güvenilirlik sorunu yüzünden son
derece gergin bir hâle getirildi. Yazarın kendi karakterine
ve deneyimine dair bir belgenin, kurgulanmış bir metinden
daha fazla güce sahip olduğu düşüncesi giderek
üper
şılaşma
yenmişti.
anmasına
abere
yaygınlaşıyor.
an taraf
yazışma
azıştı.
e ömrü
Sonuç
n
hayati
Câyı iyi
Kların
içi
üyük
Gazeteci: Oyleyse sanat, artık sorunsuz hayallerin
at koşturduğu bir alan değil gerçekliğin aktarıldığı bir
sahnedir diyebiliriz.
Yazar: Demek istediğim şudur: Kurgu yapıyorum diyerek
gerçeği bozmak sanat değildir. Gerçeğin özünü muhafaza
edip kurguyu onun anlatımını renklendiren, sanatseverin
yüreğindeki teli titreten bir unsur olarak kullanmak gerekir.
Aşağıdaki parçalardan hangisinin bu diyalogdaki
yazarın görüşüyle örtüştüğü söylenebilir?
A) Kurgusal bir edebî eserin özgün olmasının en
önemli göstergesi, gerçek yaşam deneyimlerini
aktarabilmesinden geçer. Yazar, yaşadığı çağı ve
o çağın karakteristik özelliklerini eserlerine yansıtır.
Bazı yazarlar, kendi dönemlerinin sosyal gerçekliğini
eserlerine başarıyla ve tarafsızca aktarırlar.
Bazı kurgu yazarları ilgilerini çeken tek şeyin mektuplar
ve günlükler olduğunu söylüyor çünkü bunlar insan
psikolojisini en iyi yansıtan edebî eserlerdir. İnsan, bu
tarz eserlerde daha çok kendisini, varsaydığı benliğini
m,
rin-
insan
arara
ayabileceği
ntrolünü
üzde beş
čunu
a ile ilgili
nayacağı
iSLER
muhatap alır.
C) Bir yazar olarak yaptığım iş, itiraf etmek değil, tanıklık
etmektir. Bu dünyanın canli tanıklarıyız. Yazarın bir
görevi de canli tanık olarak tarihe bir not düşmektir.
D) Kurgunun tipkı fotoğraf gibi hakiki olması beklenir.
Yazar bir fotoğrafçı gibidir
, hayattan anlık görüntüler
aktarır. Eserinin güzelliği de aksettirdiği hayatın
zenginliğiyle ölçülse de hayat o kadar zengin ve
çeşitlidir ki hiçbir roman onu tamamıyla içine alamaz.
E)Kurgu yazan, başıboş bir kurgucu değildir; olguyu
değiştirmeksizin onu sanatsal kurgu yöntemleriyle
canlı ve etkileyici bir biçimde sunan kişidir.
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
A A -yayin grubu iSLER, insanlığın na cevap TÜRKİYE GENELİ -1 33. Gazeteci: "Hiçbir kurgusal eser bir belgeyle aynı değildir." karşı yoğun bir şüphe olduğundan bahsetmişsiniz. Sizce demiş ve son dönemde edebi görünen herhangi bir şeye kurgusal edebiyat için yolun sonu göründü mü? Yazar: Kurgu yazarları, güvenilirlik sorunu yüzünden son derece gergin bir hâle getirildi. Yazarın kendi karakterine ve deneyimine dair bir belgenin, kurgulanmış bir metinden daha fazla güce sahip olduğu düşüncesi giderek üper şılaşma yenmişti. anmasına abere yaygınlaşıyor. an taraf yazışma azıştı. e ömrü Sonuç n hayati Câyı iyi Kların içi üyük Gazeteci: Oyleyse sanat, artık sorunsuz hayallerin at koşturduğu bir alan değil gerçekliğin aktarıldığı bir sahnedir diyebiliriz. Yazar: Demek istediğim şudur: Kurgu yapıyorum diyerek gerçeği bozmak sanat değildir. Gerçeğin özünü muhafaza edip kurguyu onun anlatımını renklendiren, sanatseverin yüreğindeki teli titreten bir unsur olarak kullanmak gerekir. Aşağıdaki parçalardan hangisinin bu diyalogdaki yazarın görüşüyle örtüştüğü söylenebilir? A) Kurgusal bir edebî eserin özgün olmasının en önemli göstergesi, gerçek yaşam deneyimlerini aktarabilmesinden geçer. Yazar, yaşadığı çağı ve o çağın karakteristik özelliklerini eserlerine yansıtır. Bazı yazarlar, kendi dönemlerinin sosyal gerçekliğini eserlerine başarıyla ve tarafsızca aktarırlar. Bazı kurgu yazarları ilgilerini çeken tek şeyin mektuplar ve günlükler olduğunu söylüyor çünkü bunlar insan psikolojisini en iyi yansıtan edebî eserlerdir. İnsan, bu tarz eserlerde daha çok kendisini, varsaydığı benliğini m, rin- insan arara ayabileceği ntrolünü üzde beş čunu a ile ilgili nayacağı iSLER muhatap alır. C) Bir yazar olarak yaptığım iş, itiraf etmek değil, tanıklık etmektir. Bu dünyanın canli tanıklarıyız. Yazarın bir görevi de canli tanık olarak tarihe bir not düşmektir. D) Kurgunun tipkı fotoğraf gibi hakiki olması beklenir. Yazar bir fotoğrafçı gibidir , hayattan anlık görüntüler aktarır. Eserinin güzelliği de aksettirdiği hayatın zenginliğiyle ölçülse de hayat o kadar zengin ve çeşitlidir ki hiçbir roman onu tamamıyla içine alamaz. E)Kurgu yazan, başıboş bir kurgucu değildir; olguyu değiştirmeksizin onu sanatsal kurgu yöntemleriyle canlı ve etkileyici bir biçimde sunan kişidir.
x=66
y=48
=
a =9k
60
, okulun markete olan
'un çocuk parkına olan
olan uzaklığına oranı = dir.
sho
J
tarak çocuk parkına
dimlarla yürüyerek
C) 260
A
A
iSLER,
yayın grubu
TÜRKİYE GENELİ - 1
19. (1) Çocukların, gençlerin, yetişkinlerin ve yaşlıların
uyku düzenleri birbirinden çok farklıdır. (II) Uykuyla
olan ilişkimizdeki en önemli belirleyici, biyolojik saattir.
(III) Çünkü büyüme hormonları, en çok uyku sırasında
salgılanır. (IV) Ergenlikte biyolojik saat farklılaşır, uyku
hormonunun salgılanmasında değişimler olur ve uyuma
saatleri geç vakitlere kayar. (V) Bu nedenle sabah
kalkmak daha da zorlaşır. (VI) Oysa ergenlik döneminde
yeterince uyumak ve dinlenmek çok önemlidic
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) 11 B) ID C) IV D) v E) VI
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
x=66 y=48 = a =9k 60 , okulun markete olan 'un çocuk parkına olan olan uzaklığına oranı = dir. sho J tarak çocuk parkına dimlarla yürüyerek C) 260 A A iSLER, yayın grubu TÜRKİYE GENELİ - 1 19. (1) Çocukların, gençlerin, yetişkinlerin ve yaşlıların uyku düzenleri birbirinden çok farklıdır. (II) Uykuyla olan ilişkimizdeki en önemli belirleyici, biyolojik saattir. (III) Çünkü büyüme hormonları, en çok uyku sırasında salgılanır. (IV) Ergenlikte biyolojik saat farklılaşır, uyku hormonunun salgılanmasında değişimler olur ve uyuma saatleri geç vakitlere kayar. (V) Bu nedenle sabah kalkmak daha da zorlaşır. (VI) Oysa ergenlik döneminde yeterince uyumak ve dinlenmek çok önemlidic Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) 11 B) ID C) IV D) v E) VI
A
iSLER yayın grubu
TÜRKİYE GENELİ - 1
19. ( Çocukların, gençlerin, yetişkinlerin ve yaşlıların
uyku düzenleri birbirinden çok farklidir.(11) Uykuyla
glan ilişkimizdeki en önemli belirleyici, biyolojik saattir.
(uly Çünkü büyüme hormonlan, en çok uyku sırasında
salgılanır. (IV) Ergenlikte biyolojik saat farklılaşır, uyku
hormonunun salgılanmasında değişimler olur ve uyuma
saatleri geç vakitlere kayar. (V) Bu nedenle sabah
kalkmak daha da zorlaşır. (VI) Oysa ergenlik döneminde
yeterince uyumak ve dinlenmek çok önemlidir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi
düşüncenin akışını bozmaktadır?
A) II
B) IN
C) IV
D) v
E) VI
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
A iSLER yayın grubu TÜRKİYE GENELİ - 1 19. ( Çocukların, gençlerin, yetişkinlerin ve yaşlıların uyku düzenleri birbirinden çok farklidir.(11) Uykuyla glan ilişkimizdeki en önemli belirleyici, biyolojik saattir. (uly Çünkü büyüme hormonlan, en çok uyku sırasında salgılanır. (IV) Ergenlikte biyolojik saat farklılaşır, uyku hormonunun salgılanmasında değişimler olur ve uyuma saatleri geç vakitlere kayar. (V) Bu nedenle sabah kalkmak daha da zorlaşır. (VI) Oysa ergenlik döneminde yeterince uyumak ve dinlenmek çok önemlidir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) II B) IN C) IV D) v E) VI
33. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Bazı sinemacılar, film
endüstrisinin yapısını belirleyen şeyin filmin bir meta
olarak alınıp satılma özelliğinden kaynaklandığını
belirtmiştir." düşüncesine uzak düşmektedir?
A) "Film nedir?" sorusu sinema tarihi içinde sıkça
karşılaşılan sorulardan biridir. Bu soruya sinema
tarihçileri ya da kuramcıları çeşitli biçimlerde yanıtlar
vermişlerdir. Bu cevaplardan en önemlisi, filmin bir
tarafıyla verili ekonomik ilişkiler içindeki bir ürün olarak
ele alınmasıdır.
B) Filmin üretimi için emek sarf etme zorunluluğu vardır.
Dolayısıyla emeğin karşılığı olarak para gerekmektedir.
Bu durum gerek endüstri içindeki film yapımcıları
gerekse de bağımsız yapımcılar için değişmemektedir.
C) Sinema, gerçekliğin yeniden üretiminde son derece
önemli bir yere sahip olmuştur. Bunu yaparken de
özellikle kamerayı kullanmıştır. Bir film yapımı sırasında
çekilmiş olan görüntülerdeki şeyler aslında o şey
olmaktan çıkmıştır.
D) Bir film yapımında belirli sayıda kişi bir araya gelmelidir.
Bu noktada set içindeki en küçük işi yapan da en
büyük sorumluluğa sahip olan kişi olarak yönetmen de
setin önemli unsurlarıdır. Film çekilip, montajlanıp
piyasaya sürülmeye hazır hâle geldiğinde ise ticari bir
objeye dönüşür.
E) Film endüstrisi üç parçalı bir yapıya sahip olmuştur.
Bunlar; yapım, dağıtım ve gösterim şeklinde ifade
edilmiştir. Söz konusu yapının her bir parçasının
başarıyla yürütülmesi neticesinde ortaya çıkan film,
maddi yönden ciddi getiri sağlayabilir.
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
33. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Bazı sinemacılar, film endüstrisinin yapısını belirleyen şeyin filmin bir meta olarak alınıp satılma özelliğinden kaynaklandığını belirtmiştir." düşüncesine uzak düşmektedir? A) "Film nedir?" sorusu sinema tarihi içinde sıkça karşılaşılan sorulardan biridir. Bu soruya sinema tarihçileri ya da kuramcıları çeşitli biçimlerde yanıtlar vermişlerdir. Bu cevaplardan en önemlisi, filmin bir tarafıyla verili ekonomik ilişkiler içindeki bir ürün olarak ele alınmasıdır. B) Filmin üretimi için emek sarf etme zorunluluğu vardır. Dolayısıyla emeğin karşılığı olarak para gerekmektedir. Bu durum gerek endüstri içindeki film yapımcıları gerekse de bağımsız yapımcılar için değişmemektedir. C) Sinema, gerçekliğin yeniden üretiminde son derece önemli bir yere sahip olmuştur. Bunu yaparken de özellikle kamerayı kullanmıştır. Bir film yapımı sırasında çekilmiş olan görüntülerdeki şeyler aslında o şey olmaktan çıkmıştır. D) Bir film yapımında belirli sayıda kişi bir araya gelmelidir. Bu noktada set içindeki en küçük işi yapan da en büyük sorumluluğa sahip olan kişi olarak yönetmen de setin önemli unsurlarıdır. Film çekilip, montajlanıp piyasaya sürülmeye hazır hâle geldiğinde ise ticari bir objeye dönüşür. E) Film endüstrisi üç parçalı bir yapıya sahip olmuştur. Bunlar; yapım, dağıtım ve gösterim şeklinde ifade edilmiştir. Söz konusu yapının her bir parçasının başarıyla yürütülmesi neticesinde ortaya çıkan film, maddi yönden ciddi getiri sağlayabilir.
TYT-1
32 ve 33. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap-
layınız
(1) Doğu Karadeniz dağlarının denize paralel olarak kısa
mesafede yükselmesi bahardan itibaren karın yerden
kalkmasında bir yavaşlama ve kademelenme meydana
getirmektedir. (11) Yaylacılık dönemi başladığında, sürüler
koylerden aynldiginda dağların vüksek kesimleri henüz
karla kaplı durumdadır. (III) Böyle olunca da bir hamlede
köylerden yaylalara ulaşmak söz konusu olamamaktadır.
CV Bu durum insanları yaylacılık dönemi içinde değişik
yükseltilerde durmaya, konaklamaya ve belirli süreler-
le beklemeye zorlar. (V) Bu zorlama yörede köylerden
başka, mezra, aşağı ve yukarı yayla adlarıyla anılan di-
ğer yerleşmelerin doğmasına yol açmıştır. (VI) Aşağı ve
yukarı olarak isimlendirilen ve farklı yükseltide konum-
lanmış olan yaylalanin kuruluşunda kar örtüsünün bahar
aylarında yerden farklı zamanlarda kalkması etkindir.
(VII) Yaylaların kademeli olmasının bir diğer sebebi ise
taze of ihtiyacını yakın mesafelerden karşılama gayretidir.
32. Bu parçada Doğu Karadeniz insanının aşağı ve yuka-
ri yayla adlandırmalarında,
*. Dağ uzanış şekli
II. Yaylaların verimliliği
III. Konaklama biçimleri
Yükselti
numaralandırılmış unsurlardan hangileri doğrudan
etkilidir?
Ayo
A) ll 11
B) I ve
B
po Velv
cym
III ve IV
Yalnız IV
gove
33. Bu parçada numaralandırılmış cümlelerden hangisin-
den itibaren sonuçların insanlar üzerindeki etkileri
anlatılmaya başlanmıştır?
A) 11 B) IN CV
D) V E) VI
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
TYT-1 32 ve 33. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- layınız (1) Doğu Karadeniz dağlarının denize paralel olarak kısa mesafede yükselmesi bahardan itibaren karın yerden kalkmasında bir yavaşlama ve kademelenme meydana getirmektedir. (11) Yaylacılık dönemi başladığında, sürüler koylerden aynldiginda dağların vüksek kesimleri henüz karla kaplı durumdadır. (III) Böyle olunca da bir hamlede köylerden yaylalara ulaşmak söz konusu olamamaktadır. CV Bu durum insanları yaylacılık dönemi içinde değişik yükseltilerde durmaya, konaklamaya ve belirli süreler- le beklemeye zorlar. (V) Bu zorlama yörede köylerden başka, mezra, aşağı ve yukarı yayla adlarıyla anılan di- ğer yerleşmelerin doğmasına yol açmıştır. (VI) Aşağı ve yukarı olarak isimlendirilen ve farklı yükseltide konum- lanmış olan yaylalanin kuruluşunda kar örtüsünün bahar aylarında yerden farklı zamanlarda kalkması etkindir. (VII) Yaylaların kademeli olmasının bir diğer sebebi ise taze of ihtiyacını yakın mesafelerden karşılama gayretidir. 32. Bu parçada Doğu Karadeniz insanının aşağı ve yuka- ri yayla adlandırmalarında, *. Dağ uzanış şekli II. Yaylaların verimliliği III. Konaklama biçimleri Yükselti numaralandırılmış unsurlardan hangileri doğrudan etkilidir? Ayo A) ll 11 B) I ve B po Velv cym III ve IV Yalnız IV gove 33. Bu parçada numaralandırılmış cümlelerden hangisin- den itibaren sonuçların insanlar üzerindeki etkileri anlatılmaya başlanmıştır? A) 11 B) IN CV D) V E) VI
Biz aydınlar kendimize halkçı dediğimiz zamanlar bile
hatta belki en çok o zaman, halkı kendimizden ayrı bir
dünyada yaşayan dumanli bir kalabalık sayarız. Aklin
ve bilimin işığında dağılıvereceğini düşünürüz. Halk
bizim inanmadığımıza inanabilir. Bizim bayağı dedi-
ğimize güzel, güzel dediğimize saçma diyebilir. Oysa
televizyon, gazete ve dergilerde olmadık saçmalıklara
düşen biziz. Halk alçak gönüllü ustalar yetiştirmiş, biz
burnu Kafdağı'nda üstatlar. Halkın atasözleri var, bizim
binbir vecizemiz. Biz neler yazabilirmişiz de halk tut-
mazmış, ne filmler çevirebilirmişiz ama halk böylesini
istemiyormuş(!).
şikayet
etinget
YAYIN
DENIZI
7. Bu parçadaki sözleri söyleyen kişinin asıl yakındığı
durum aşağıdakilerden hangisidir?
A) Halkın aydınları benimsemekte güçlük çekmesi
B) Aydınin halkı tanıyamamış olması ve ona yukarı-
dan bakması
Aydinin halktan kopuk bir edebî anlayış oluşturması
Halk ile aydin arasındaki kopukluğun giderilememiş
olması
E) Halkı tanımayan insanların, kendilerini aydın olarak
tanıtması
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
Biz aydınlar kendimize halkçı dediğimiz zamanlar bile hatta belki en çok o zaman, halkı kendimizden ayrı bir dünyada yaşayan dumanli bir kalabalık sayarız. Aklin ve bilimin işığında dağılıvereceğini düşünürüz. Halk bizim inanmadığımıza inanabilir. Bizim bayağı dedi- ğimize güzel, güzel dediğimize saçma diyebilir. Oysa televizyon, gazete ve dergilerde olmadık saçmalıklara düşen biziz. Halk alçak gönüllü ustalar yetiştirmiş, biz burnu Kafdağı'nda üstatlar. Halkın atasözleri var, bizim binbir vecizemiz. Biz neler yazabilirmişiz de halk tut- mazmış, ne filmler çevirebilirmişiz ama halk böylesini istemiyormuş(!). şikayet etinget YAYIN DENIZI 7. Bu parçadaki sözleri söyleyen kişinin asıl yakındığı durum aşağıdakilerden hangisidir? A) Halkın aydınları benimsemekte güçlük çekmesi B) Aydınin halkı tanıyamamış olması ve ona yukarı- dan bakması Aydinin halktan kopuk bir edebî anlayış oluşturması Halk ile aydin arasındaki kopukluğun giderilememiş olması E) Halkı tanımayan insanların, kendilerini aydın olarak tanıtması
HA
27. Çok gariptir; çağımızda işler o hale geldi ki felsefe, ne
teorik ne pratik hiçbir faydası ve değeri olmayan, boş ve
kuru bir laf olup kaldı. Felsefeyi günümüz çocuklarına
da ulaşılmaz, asik suratlı, çatık kaşlı pe belali göster-
29. Tekr
Jenny Offill,
eğişikliğinin
urumun ve
endişeleri
e kaçma-
Derrugu,
sessiz
ilk b
ard
dön
lan
olu
deg
e ilgili
um
mek büyük bir
hatadır.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki düşünceyi
destekler niteliktedir?
A) Felsefeyi barındıran ruh, kendi sağlığıyla bedeni de
sağlam etmeli, huzur ve rahatın ışığı olup insanlara
yollar göstermeli.
B) Asıl felsefe bize yaşamayı öğreten felsefedir ve ço-
cuklara konuşmaya başlar başlamaz felsefe öğretil-
melidir.
ne
üncü
sa
B
ela-
la
A
Gür Yayınevi
E
C) Felsefeye asılsız maske takan safsatalar, onun için-
deki hoş zaman duygusunu alıp çamur ve kir içinde
bir felsefe yaratmışlardır.
Di Felsefenin yediden yetmişe insanlara, yaşamaya
başlarken de ölüme doğru giderken de faydalı olabi-
lecek söyleyecekleri vardır.
E) Hayatımızın işine yaramayan bütün söz oyunlarını
kaldın atan insan, kendine göre basit felsefe konu-
lanni seçmeli.
28. "Sanat nedir?" sorusuna verilen ilk cevap sanatı yansit-
ma benzerse ya da taklit olarak görme
Sanatı bir yansıtma olarak görmek y
vam etmiş ve zamanımıza ind
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
HA 27. Çok gariptir; çağımızda işler o hale geldi ki felsefe, ne teorik ne pratik hiçbir faydası ve değeri olmayan, boş ve kuru bir laf olup kaldı. Felsefeyi günümüz çocuklarına da ulaşılmaz, asik suratlı, çatık kaşlı pe belali göster- 29. Tekr Jenny Offill, eğişikliğinin urumun ve endişeleri e kaçma- Derrugu, sessiz ilk b ard dön lan olu deg e ilgili um mek büyük bir hatadır. Aşağıdakilerden hangisi bu parçadaki düşünceyi destekler niteliktedir? A) Felsefeyi barındıran ruh, kendi sağlığıyla bedeni de sağlam etmeli, huzur ve rahatın ışığı olup insanlara yollar göstermeli. B) Asıl felsefe bize yaşamayı öğreten felsefedir ve ço- cuklara konuşmaya başlar başlamaz felsefe öğretil- melidir. ne üncü sa B ela- la A Gür Yayınevi E C) Felsefeye asılsız maske takan safsatalar, onun için- deki hoş zaman duygusunu alıp çamur ve kir içinde bir felsefe yaratmışlardır. Di Felsefenin yediden yetmişe insanlara, yaşamaya başlarken de ölüme doğru giderken de faydalı olabi- lecek söyleyecekleri vardır. E) Hayatımızın işine yaramayan bütün söz oyunlarını kaldın atan insan, kendine göre basit felsefe konu- lanni seçmeli. 28. "Sanat nedir?" sorusuna verilen ilk cevap sanatı yansit- ma benzerse ya da taklit olarak görme Sanatı bir yansıtma olarak görmek y vam etmiş ve zamanımıza ind
inomis
4.
"Hobileriniz ve fobileriniz nelerdir?" Yılların klişe sorusudur. Bi-
len bilir, 90'larda, hemen her yıl karne zamanına yakın hatıra
defteri yazma ritüeli vardı. Bazı hatıra defterleri belli bir format-
ta doldurulur ve defterin size ayrılmış sayfalarında basmakalıp
sorular olurdu. Fakat yıllar sonra farkına vardım ki hobi ve fobi
kelimeleri arasında ses benzerliği dışında bir bağ yok. İlk bakış-
ta "sevdiğiniz ve sevmediğiniz şeyler" ifadesini akla getiriyor fa-
kat şöyle bir durum var ki ne sevdiğiniz şeylere hobi denir, ne
sevmediğiniz şeylere fobi... Klişe kullanım hâlâ devam ediyor,
şimdilik yapacak bir şey yok.
Bu parçada "hobi" ve "fobi” sözcükleriyle ilgili olarak asıl anla-
tılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?
GES
A) Eskiden kullanılan kelimeler grubunda oldukları
B) Karşılıklarının, "sevilen şey", "sevilmeyen şey" olmadığı
C) Ses yönüyle birbirlerine benzedikleri
D) Kalıplaşmış şekilde birlikte kullanıldıkları
E Eskiden hatıra defterlerinde sıklıkla görüldükleri
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
inomis 4. "Hobileriniz ve fobileriniz nelerdir?" Yılların klişe sorusudur. Bi- len bilir, 90'larda, hemen her yıl karne zamanına yakın hatıra defteri yazma ritüeli vardı. Bazı hatıra defterleri belli bir format- ta doldurulur ve defterin size ayrılmış sayfalarında basmakalıp sorular olurdu. Fakat yıllar sonra farkına vardım ki hobi ve fobi kelimeleri arasında ses benzerliği dışında bir bağ yok. İlk bakış- ta "sevdiğiniz ve sevmediğiniz şeyler" ifadesini akla getiriyor fa- kat şöyle bir durum var ki ne sevdiğiniz şeylere hobi denir, ne sevmediğiniz şeylere fobi... Klişe kullanım hâlâ devam ediyor, şimdilik yapacak bir şey yok. Bu parçada "hobi" ve "fobi” sözcükleriyle ilgili olarak asıl anla- tılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? GES A) Eskiden kullanılan kelimeler grubunda oldukları B) Karşılıklarının, "sevilen şey", "sevilmeyen şey" olmadığı C) Ses yönüyle birbirlerine benzedikleri D) Kalıplaşmış şekilde birlikte kullanıldıkları E Eskiden hatıra defterlerinde sıklıkla görüldükleri
33
YOS DENEMESIS
31
(0 Günümüzde dürüstlüğün, doğruluğun, temiz kalpli
olmanın adı değişmiş; bu değerler saflıkla aynı kefeye
konmuş. (1) Aslında dürüstlük bana ne kazandıracak ya
da ne kaybettirecek diye düşünmemek lazım. (III) Kirle-
nen değerler arasında dürüst olmak için korkulardan ve
çıkarlardan arınmış, kocaman yürekler gerek. (IV) Benim
fikrimce dürüstlük insanin onurudur ve bu onura sahip
çıkmak da insanın elindedir. (W) Evet her şeye rağmen
her zaman, her yerde dürüst olmak, bunu başarabilmek
ve bu değerle insanlaşmak elimizde.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerde dürüstlükle
ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, günümüz algısının geçmiştekinden farklı
olduğundan söz edilmiştir.
B) II. cümlede, karşılık beklenmeden ortaya konması ge-
rektiği belirtilmiştir.
C) ill. cümlede, hangi koşullarda gerekli olduğu vurgu-
lanmıştır
.
D) IV. cümlede, ulaşılmasının insana bağlı olduğu dile
getirilmiştir.
E) V. cümlede, sahip olunmasının insani değerleri ortaya
çıkaracağı sezdirilmiştir
.
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
33 YOS DENEMESIS 31 (0 Günümüzde dürüstlüğün, doğruluğun, temiz kalpli olmanın adı değişmiş; bu değerler saflıkla aynı kefeye konmuş. (1) Aslında dürüstlük bana ne kazandıracak ya da ne kaybettirecek diye düşünmemek lazım. (III) Kirle- nen değerler arasında dürüst olmak için korkulardan ve çıkarlardan arınmış, kocaman yürekler gerek. (IV) Benim fikrimce dürüstlük insanin onurudur ve bu onura sahip çıkmak da insanın elindedir. (W) Evet her şeye rağmen her zaman, her yerde dürüst olmak, bunu başarabilmek ve bu değerle insanlaşmak elimizde. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerde dürüstlükle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede, günümüz algısının geçmiştekinden farklı olduğundan söz edilmiştir. B) II. cümlede, karşılık beklenmeden ortaya konması ge- rektiği belirtilmiştir. C) ill. cümlede, hangi koşullarda gerekli olduğu vurgu- lanmıştır . D) IV. cümlede, ulaşılmasının insana bağlı olduğu dile getirilmiştir. E) V. cümlede, sahip olunmasının insani değerleri ortaya çıkaracağı sezdirilmiştir .
A
A
A
33. Bugüne kadar yapılmış olan bilimsel deney ve araştır
malar, uzun süre televizyon izlemenin çocuklar üzerinde
olumsuz etkiler yalattigini gösteriyor. Geçtigimiz haziran
lar Üzerindeki Olumsuz Etkileri" konulu araştırmasını
ayinda Kaliforniya Universitesi, Televizyonun Çocuk-
tamamladığını duyurdų Araştırmanın vardiği sonuç,
kimseyi şaşırtmadi, zira uzun süre televizyon izlemenin
çocuklar için zararli olduğu bir kez daha kanıtlandı.
35. Bu
seb
rend
müz
yeri
ğişt
Böy
ker
ded
Yukarıda verilen parçadan aşağıdaki yorumlardan
hangisi çıkarılamaz?
Bu
yo
A)
B
C
A) Televizyonu uzun süreli izlemenin çocuklar üzerinde
olumsuz etkisi vardır.
B) Kaliforniya Üniversitesi televizyonun çocuklar üze-
rindeki olumsuz etkilerini, araştırmıştır.
C) Daha önce de çocuklar üzerinde televizyonun
olumsuz etkileri üzerine deney ve araştırmalar ya-
pılmıştır.
(D) Son zamanlarda televizyonlarda çocukların gelişimi
için verilen eğitimler oldukça etkili olmaktadır.
E) Televizyonun çocuklar üzerinde olumsuz etkisi
kanıtlanmıştır.
D
UĞUR
Lise Türkçe
Paragraf Genel Tekrar
A A A 33. Bugüne kadar yapılmış olan bilimsel deney ve araştır malar, uzun süre televizyon izlemenin çocuklar üzerinde olumsuz etkiler yalattigini gösteriyor. Geçtigimiz haziran lar Üzerindeki Olumsuz Etkileri" konulu araştırmasını ayinda Kaliforniya Universitesi, Televizyonun Çocuk- tamamladığını duyurdų Araştırmanın vardiği sonuç, kimseyi şaşırtmadi, zira uzun süre televizyon izlemenin çocuklar için zararli olduğu bir kez daha kanıtlandı. 35. Bu seb rend müz yeri ğişt Böy ker ded Yukarıda verilen parçadan aşağıdaki yorumlardan hangisi çıkarılamaz? Bu yo A) B C A) Televizyonu uzun süreli izlemenin çocuklar üzerinde olumsuz etkisi vardır. B) Kaliforniya Üniversitesi televizyonun çocuklar üze- rindeki olumsuz etkilerini, araştırmıştır. C) Daha önce de çocuklar üzerinde televizyonun olumsuz etkileri üzerine deney ve araştırmalar ya- pılmıştır. (D) Son zamanlarda televizyonlarda çocukların gelişimi için verilen eğitimler oldukça etkili olmaktadır. E) Televizyonun çocuklar üzerinde olumsuz etkisi kanıtlanmıştır. D UĞUR