Paragrafta Yapı Soruları

13. Biz saatlerce konuşmadan yürüyeduralım, karanlık çök- müş, yıldızlar parıldamaya başlamıştı. Bu cümlede aşağıdakilerden hangisinin örneği yok tur? A) Yönelme eki almış ad/eytem B) Kurallı birleşik fiil C) Birleşik çekimli fiil DY-ZAP E) Sifat-fill 6 bittic mas rimi kısr yaz beli lem doğ dec Bu rac mi AY

7 Coğrafyalar, ülkeler, tarihler, olaylar değişse de halk dansları dünyanın neresine giderseniz gidin aynı "anlatım"ın araçlarıdır. Değişen tek şey renklerin an- lamlarıdır. Evet, renkler ve onlara bölgenin insan- larınca zaman içinde yüklenen anlamlar, her yerde farklıdır. Bu parça için aşağıdakilerden hangisi söylene- mez? 13 A) Hem bağlaç hem ilgeç kullanılmıştır. B) Tamlayanı sıfat almış belirtili işim tamlaması var- dır. C) Birden çok fiilimsiye yer verilmiştir. D Ek-fiil almış birden çok sözcük vardır, E) Fiilden türemiş birden çok isim kullanılmıştır

E)Biçimce olumlu, anlamca olumsuzdur. 2. Büyük kentlerin beton yığınına dönüşmüş, çiçek yeşermeyen mahallelerinde insan sevgisi de ye- şermez. Bu cümle için aşağıdakilerden hangis söylene- mez? AYapısına göre birleşik cümledir. V B) Üç ögeli bir cümledir. Yan cümlecik, dolaylı tümleç görevindedir.V D) Özne, belirtisiz isim tamlamasıdır. E) Dolaylı tümleçte zincirleme isim tamlaması var- dır.

ÇE TESTİ A HIZ DENEMESÍ A 33. (1) Asitlerin ve bazların çoğu oldukça tehlikeli ve tahrip edici maddelerdir. (II) Bunlar proteini çözerek dokuyu tah- rip eder. (III) Örneğin suyu tutma özelliğine sahip olan de- rişik sülfürik asit kuvvetli bir asittir. (IV) Eğer asitler canlı bir dokunun üzerine dökülürse çok kısa süre içinde o doku tahrip olur. (V) Bazlar da hücre zarlarının yapımında rol alan yağlar ile reaksiyona girerek bu zarları asitlerden daha çok tahrip eder. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi an- latımın akışını bozmaktadır? A) I B) II C) III EV

ATI BY || C yle başlar? D) IV 36. "Sanat nedir?" sorusuna verilen ilk cevap sanatı bir yan- sıtma, benzetme ya da taklit olarak görme eğilimindeydi. Sanat eserlerinde gördüğümüz, doğadır, insandır, hayat- tır ve sanatçı eserinde bize bunları yansıtır, Platon'un Devlet diyalogunda Sokrates, Glaukon'a ressamın yap- tığı işi anlatmaya çalışırken "İstersen bir ayna al eline, dört bir yana tut. Bir anda yaptın gitti güneşi, yıldızları, dünyayı, kendini, evin bütün eşyasını, bitkileri, bütün canlı varlıkları." diyerek ressamın yaptığı işin dünyaya bir ayna tutmak olduğunu söyler ve şairin de ressamdan farklı olmadığını belirtir. ----. EWV Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A insan düşüncelerine ışık tutar B) bir ayna tutar sanki dünyaya nesneleri doğanın yansıması olarak görür D) dünyaya benzetmeye çalışır sanatı bir yansıtma olarak görmez bazen

HIZ VE RENK TÜRKÇE 28. (1) Gündelik yaşamdaki rutinlerin içine daldığımızda ya- şadığımız deneyimlerin, olup bitenlerin anlamı üzerine düşünmeyiz. (II) Bireysel olandaki sosyal olanı, özel olan- daki genel olanı görmeyiz. (III) Sosyologlar, insanların ya- şadığı bireysel olayların daha geniş olguların yansıması olduğunu gösterip insanların deneyimleri arasındaki ben- zerlikleri ve bu benzerliklerin arasındaki farklılıkları ortaya koyar. (IV) Sosyoloji, bizi deneyimlerimizi yeniden değer- lendirmeye yöneltip herhangi bir şeyin olduğunu zannetti- ğimiz şekilde olmadığını düşünmemizi, başka yorumların da olduğunu görebilmemizi sağlar. (V) Bununla da yetin- meyip sosyolojik bakış açısı kazanmamızı sağlar. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi "Yaşamın görünüşte bildik olan yanlarının nasıl başka bir gözle görülebileceğini ve yorumlanabileceğini gösterir." cümlesiyle anlamca aynı doğrultudadır? A) 1 B) II C) III D) IV E) V

24. Arzularımız o kadar şiddetlidir ki bazen birbirimizi parça- lamak isteriz ama topluluk duygusu bizi durdurur. Lütfen not edin: İşte bu, neredeyse ahlakın tanımıdır. Bu parçaya göre "ahlak"ın tanımı aşağıdakilerin han- gisinde doğru olarak verilmiştir? A) Toplu yaşama bilincinin başkalarına zarar verme is- teği doğuran arzulara ket vurmasıdır. B) Bilinç dışı arzularımızın yanlışlığını görmemizi sağla- yan bireysel bir kontrol mekanizmasıdır. C) Toplumun bireyi hata yapmaktan korumak için oluş- turduğu uyulması gereken kurallar bütünüdür. D) Bireysel özgürlük alanını, toplumsal özgürlük alanıyla koruma altına alan bir güçlü bir duygudur. E) Bireysel isteklerin toplumsal gereksinimlerin önüne geçmemesini sağlayan bir unsurdur.

ride bi- mbaya tin sesi diğer- E) I 18. I. Kilonuz normalin üzerindeyse bazı kronik hastalıklara yakalanma ihtimaliniz artmaktadır. II. Şişmanlık; yüksek tansiyonla, fazla kolesterolle ve en çok da şeker hastalığı ile ilgilidir. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçim- de birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Yüksek tansiyon fazla kolesterol ve şeker gibi kronik hastalıkların ana sebebi vücutta biriken ihtiyaç dışı yağ- lardır. B) Normal kiloya sahip bir kişide kronik hastalıkların görül- me olasılığı oldukça düşüktür. C) Normalin üzerinde bir kiloya sahip olmak kronik hasta- liklar içinde en çok şeker hastalığına neden olmaktadır. D) Kişinin normal kilosunun üzerinde olması yüksek tansi- yon, fazla kolesterol, şeker hastalığı gibi kronik hasta- liklara yakalanma riskini artırmaktadır. E) Yüksek tansiyon, fazla kolesterol ve şeker gibi kronik rahatsızlıkları olan şişman kimselerin bağışıklık sistemi sağlıklı kişilere göre daha çok zayıflamaktadır. VİP Yayınları B

lan kısmına işaretleyiniz. 3. Dilde, durmak bilmeyen bir canlılık vardır; o, toplum ha- yatı ile birlikte yürür. Toplumdaki değişimler dile yansır. Bu nedenle dilin kelime varlığı son şeklini almış, tına bir çizgi çekilmiş sayı değildir. Dil, durmadan yeni kelimeler üretir. Ancak Sümerce, Hititçe gibi ölü dillerin --, yazılı metinlerde ne varsa hepsi o kadardır. al- Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerin han- gisi sırasıyla getirilmelidir? A) zamanla değişebilecek - kelimeleri sınırlıdır Bamamlanmiş - söz varlığı değişmez kurallara bağlanmış - kelimeleri yaşamaz D) değişime uğramış - söz varlığı zengindir E) anlamları unutulmuş - durumu farklıdır

8. Yeşil ipek gömleğinin yakası Büyük zamana düşer Her şeyin fazlası zararlıdır ya Fazla şiirden öldü Edip Cansever Yukarıdaki dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) İsim tamlamaları B) Belirtme durum eki almış isimler C) Birleşik isim D) İyelik eki almış isimler In E) İlgi eki almış isimler

A TYT Türkçe 20. (1) Sydney ve Queensland Üniversiteleri ve Çin Zirai Bilimler Akademisinin birlikte yürüttüğü bir çalışmaya göre dünyadaki böcek türlerinin üçte biri tehdit altında. (II) Bu azalmaya ise zirai endüstrinin, doğal ortamların yok edilmesinin, yaygın böcek ilacı kullanımının ve iklim değişikliğinin neden olduğu söyleniyor. (III) Ayrıca böceklerin sayıları her yıl yüzde iki buçuk oranında azalıyor. (IV) Bilim insanları, böcek türleri arasında no kelebek, arı ve gübre böceğinin bu süreçten daha fazla Tetkilendiğini ortaya koydu. (V) Araştırmacılar, gida üretme yöntemlerimizi değiştirmezsek önümüzdeki otuz kırk yıl içerisinde böceklerin yok olacağını vurguladı. (VI) Bu da doğadaki sistemin bir felaketle karşı karşıya kalacağı anlamına geliyor. do eventov ubyu Bu parçadaki numaralanmış cümlelerdense (0 hangilerinin yerleri değiştirildiğinde parçanın anlam bütünlüğü sağlanır? neinslo sberi A) I velt onis om go uybsła ibibrisivo nosM B) ve III C) III ve VI E) V ve VI novitell CBX /thao nid Disbal D) IV ve V 22. 21. Türk edebiyatında biyografi; siyer, tezkire, tercümeihâl gibi birbirinden az çok farklı kollarda köklü bir geleneğe sahip olmuştur ancak bu tür eserlerin bugün anladığımız biyografilerle fazla benzerliği olmadığını da kabul etmek lazımdır. Batı dünyasında bireyin keşfiyle ortaya çıkan biyografinin Türk edebiyatındaki serüveni de bireyin az çok fark edildiği Tanzimat yıllarında başlayacaktı Özellikle İngiliz edebiyatında biyografi türünün çok

3 ve 4. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. "Kısa yazacak kadar zamanım yoktu." diyor Mark Twain. Kısa yazmak sahiden zor, yazıya oturduğum- da ne yazacağım üzerine değil de ne yazmamam üzerine daha çok düşünüyorum. Bir sayfalık yazı için en az üç dört sayfa yazıyorum ve geriye fazlalıkları atmak kalıyor ki bence bu, işin en zor kısmı. Bazen metinle çok uğraştığımda her şey birbirine giriyor, bu noktada ya metni olduğu gibi bırakmalı ya da hatala- riyla kabul etmeli. Yazının temelinde hikâye anlatma- ya yatkınlık olsa gerek. Anlatacağınız hikâye konuş- manın sınırlarını asıyorsa bu, bir yük olarak anlatıcı- nin sırtma biniyor; anlatıcı da yükünü hafifletmek için elindeki tek gücü, yazıyı, kullanıyor Aksi durumde-di- le gelen ama açıklanamayan, anlatılamayan düşün- celer zihni yoruyor; hasta ediyor. Anlatmak yetmiyor, yazı bu noktada kişinin imdadına yetişiyor. 3. Düşüncelerini bu şekilde ifade eden bir yazar cin Nasıl yazdığını ne yazdığından daha çok önem- semektedir. H. Anlatmanın eksik kaldığı noktalarda yazıya sarıl- maktadır. III.Yazdıklarına eleştirel bir bakışla yaklaşmaktadır. yargılarından hangileri söylenebilir? A) Yalnız I B) Yalluz II D) Tive III C)Yalnız III A E) I, II ve II Aydın Yayınları 5. Büyük ha gölg sincap liklerine telere nin rer ni zay çok uz yan nc Bu pa 1. H 11. K III. N IV. K V. B anlat mist A) N 6. Baz- tese bite sek lim me gul du 10

19. I. Uzanıp Kanlıca'nın orta yerinde bir taşa, Gözümün yaşını yüzdürdüm Hisar'a doğru. II. Bir lodos lazım şimdi bana, bir kürek bir kayık. Zulada birkaç şişe yakut, yer gök kırmızı. Yukarıda numaralandırılmış dizelerle ilgili aşağıda belirtilenlerden hangisi yanlıştır? A) I'de iki isim tamlaması vardır. B) Il'de "şarap" yerine "yakut" sözüyle ad aktarması yapılmıştır. C) I ve Il'de eksiltili cümle vardır. D) Ide zıt anlamlı sözcükler kullanılmıştır. E I ve Il'de belgisiz sıfat vardır.

19. I. Seneler sürer her günüm, Yalnız gitmekten yorgunum. Zannetme sana dargınım. Ben gene sana vurgunum. II. Başkalarına gülsem de Senden uzak kalsam da Sevmediğini bilsem de Ben gene sana vurgunum. III. İtilmiş, tekmelenmişim. Doğduğum günde yanmışım. Yalnız sana güvenmişim. Ben gene sana vurgunum. Sabahattin Ali Yukarıdaki şiirde numaralandırılmış dörtlükler için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? AI'de ayrılma hâl eki sebep-sonuç cümlesi kur- muştur. B) I'de üç isim cümlesi vardır. C) Il'de koşul kipleri yan cümlecikler kurmuştur. D) IIl'te iki edilgen fiil vardır. E Nakarat dizelerin yüklemi türemiş bir fiildir. NAHTAR

14. Nazlı Eray'a bu konuyu sorduğumda yüzünde çiçek gibi bir gülüş açtı. O gülüşün acı bir gülümseme olduğunun ayrımına varamadım. Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Benzetme -B) Mecaz anlamlı bir sözcük C) Ek fiil D) Tamlayanı düşmüş isim tamlaması E) Mastar HTAR NE

18. TYT / TÜRKÇE 1. Böylece farklı ülkelere hatta aynı ülke içinde böl- ge ve illere göre kullanılan malzemeler aynı olsa bile farklı yemek türleri ve hazırlama şekilleri meydana gelmiştir. II. Zaman geçtikçe birincil ihtiyaç olan beslenme, pişirme ile sağlanan lezzetle pekiştirilmiştir. HT. Doğadaki tüm canlıların yaşamlarını sürdürebil- meleri için besin dediğimiz maddelere gereksi- nimleri vardır. IV. Pişirme işlemleri, kullanılan malzemeler toplum- ların gelenek ve göreneklerinin, çevre etmenle- rinin etkileri altında şekillenmiştir. V. İnsanoğlu bununla da yetinmeyerek yiyeceklerin daha lezzetli ve çeşitli olması için besinleri bir- birleri ile karıştırarak değişik hazırlama yöntem- leri ile yiyeceklerden aldıkları zevki artırmaya çalışmışlardır. Yukarıda verilen cümlelerle anlamlı bir bütün oluşturmak istenirse kaçıncı cümle sondan üçüncü olur? A) I B) II 111, 114/0 C) III D) IV (E) V 20