Paragrafta Yapı Soruları

2. (1) 2013 yılında Japonya'daki Tohoku Üniversitesi'nde Hiraki Takeuchi önderliğindeki çalışma ekibi, televiz- yonun 276 çocuğun beyni üzerindeki etkileri inceledi. (II) Takeuchi, çocuklar ne kadar çok televizyon izler- lerse beyinlerinin aşırı uyarılma ve saldırganlıkla ilgi- li bölümlerinin de o kadar kalınlaştığını keşfetti. (III) Ya- pılan başka bir çalışmada ise roman okumanın beyin üzerindeki etkileri araştırıldı. (IV) Emory Üniversitesi'n- den Gregory Burns ve meslektaşları manyetik rezo- nans (MR) sonuçlarına dayanarak okumanın etkilerini öncesi ve sonrası olarak görmek istediler. (V) Üniver- site öğrencilerinden, Robert Harris'in İtalya'daki Vezüv Yanardağı patlaması konulu gerilim romanı "Pompei"i okumaları istendi. (VI) Romanı okuduktan sonra, öğ- rencilerin beyninde dil ile ilgili bölümlerdeki bağlantılar arttı. (VII) Beynin duyusal motor bölgesinde de hare- ketlenme meydana geldi, bu da okuyucuların kitapta- ki karakterlerle benzer hisler yaşadığını gösteriyordu. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci pa- ragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) II B) III C) IV D) V E) VI muhteva: bir şeyin içinde bulunanların bütünü, içerik. reçine: bazı bitkilerde, özellikle çamlard sentetik: PIVA YAYINLARI

18. Dünyanın en uzun destanı sayılan "Manas Destanı", Kırgız- ların yaşayışlarını, gelenek ve göreneklerini ayrıntılı olarak anlatır. Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdaki yargılardan hangisi yanlıştır? Tibos Isiasb nainamilavch nav mapu (1) S sid hasa ne henl solusie net n LA) Gövdeden türemiş birden fazla sözcük kullanılmıştır. step nenol wad lubragng mustab aim B) Bir tamlayan birden çok tamlanana bağlanmıştır. musaeg road dir All myshmor SIL -TOTOLINE OC) Yapısı yönüyle girişik bileşik bir cümledir.isinde f TOG D) Hem belirtme hem niteleme sıfatı almış bir sözcüğe yer leverilmiştir., trunoymunu alu Umuhuricy SAMET, rev.chrupulusoy E) Yalın halde sözcüklere yer verilmiştir. Dhe amylu ninsonazob chogy ve om -mun faalmuo surovin ingimustes

13. Müştak Bey: (Kendi kendine) Şimdi benim Kumru'cuğum kafese girecek ha. Ah bir kere kanadının altına girebileydim fakat insan kısmının yediği bir yem var ya adina para derler eğer ondan isteyecek olur ise mesela, ey ne olmuş ben de elimden geleni esirgemem ya, verebileceğim şey çok mu hepi topu bir teselli, bir de yüz görümlüğünü nasıl etmeli adam sen de o da kolay şöyle birkaç beyit veriveririm vesselam. (Müştak Bey Kumru Hanım'ı sevmektedir ve onunla evlenmek ister ancak mahallelinin oyununa getirilir ve Kumru Hanım'ın çirkin ve yaşlı ablası Sakine Hanım ile nikâhı yapılır. Nikâhın ardından evlendiği kişinin Sakine Hanım olduğu söylenince düşer bayılır. Kendine geldiğinde etrafindakilere asıl istediğinin küçük kız kardeş Kumru Hanım olduğunu anlatmaya çalışır.) Müştak Bey: Alamam efendim! Bunda bir yanlışlık var zira bana nikâh ettiğiniz kız bu de- ğildir, bunun küçüğüdür, ben onu isterim! Ebullaklaka: Hayır sana nikâh ettiğimiz büyük kızdır. Müştak Bey: Değildir! Ebullaklaka: Vay! Sen beni de mi yalancı çıkarıyorsun? Bu ne yüzsüzlüktür! Batak Ese: Efendi! Biliyo musunuz ki ben bunun daha bilmen nelerini bilürün? Dura varın. Size deyivereyin: Ben bekçi olduğumdan için geceleri mahallede dolanurken buna çat pat çak sokak ortasında ırast gelürün. Bir kere kendiceğine nereden geliyosun diye soracak ol- dum. Bana ne garşuluk verse iyi, teratordan geliyorun demesün mü? Bu beni masharalığa alma dime değilse de ne demektir? Bahın şu ahmağa? Müştak Bey: Vay ferasetli adam vay? Batak Ese: Feres atlu adam sensin. Bana kötu ilaf söyleyüp durma şimdi sana öyle lakırdı demeyi göstereyin? Ebullaklaka: Bu herif hem edepsiz hem deli. Batak Ese: Benim aklıma galursa hem habshaneye gomali hem dimarhaneye. Ebullaklaka: Bana danışursanız her şeyden evvel edebsiz ilamını alalım da bir daha mahal- lede oturtmayalım. Artık istemeyiz! Atak Köse: (Arkasında küfe bir elinde kürek ve bir elinde süpürge ile gelerek) İstemeyiz. Hikmet Efendi: (Atak Köse'nin arkasından yetişerek) Ne istemiyorsunuz?.. Atak Köse: Ben ne bileyin. Mahalleli istemeyiz diyor ben de öyle der diyorun. Elbette on- ların böyle demelerinde hakkı vardır. Hikmet Efendi: Ey mahallelinin neden hakkı var? Atak Köse: Hakkı olduğunu pek yavuz bilürün. Amma bak doğrusu neden hakkı olduğu bilemen. (Oyunun sonunda Müştak Bey'in arkadaşı Hikmet Efendi uzun uğraşılardan sonra güç bela bu nikâh kumpasını düzeltir ve arkadaşı Müştak Bey'e nasihat verir.) Hikmet Efendi: Benim gibi bir dostuna danışmadan evlendiğine tövbe mi? Müştak Bey: Aman, sen de günahımı mı çıkarıyorsun, nedir bu? Hikmet Efendi: İşte kendi menfaati için aşk ve muhabbet tellallığına kalkışan kılavuz kısmı- nın sözüne itimat edenin hâli budur. Bu oyunun kahramanlarıyla ilgili aşağıdaki tespitlerden hangisi yanlıştır? A) Müştak Bey şair tabiatlı, romantik bir kişiliktir. B) Atak Köse meseleyi tam anlamadan ortaya atılmaktadır. C) Hikmet Efendi olacakları tesadüfe bırakan teslimiyetçi biridir. D) Batak Ese kaba, cahil, yeniliklere kapalı bir kişiliktir. E) Ebullaklaka, yetkilerini kötüye kullanmaktadır.

6. Ironi: çatık kaşlı, dümdüz bir eleştiri değildir, evet, ama salt mizah ya da salt dalga geçme de değildir. Bu cümleye göre aşağıdakilerden hangisi arkadaşının oldukça düzenli ve pek okunmamış olduğu belli kitaplardan oluşan kitaplığını gören kişinin ironik bir eleştirisi olabilir? A) Sen bunları okuyana kadar saçın sakalın ağarır! B) Poo, kitapların ilk günkü gibi yepyeni duruyor! C) Kitaplığın odandaki dağınıklıkla ne kadar uyumlu! D) Bunların birazını satsan beş yıldızlı otelde tatil yaparız yahu! E) Şimdi anlaşılıyor hesapları neden hep benim ödediğim! ma

Fantastik, bilim ve teknoloji ilerledikçe sinema ve ede- biyatta daha çok yer bulmaya başlıyor. İnsanın, büyük şehirlerin beton yığınları arasında yal- nızlığı arttıkça büyüye, hayale, olağanüstü olaylara inanma ihtiyacı da artıyor. Numaralanmış I. cümle ile ilgili aşağıdakilerden han- gisi söylenebilir? A) II. cümlede belirtilen durumun bir sonucuna değin- mektedir. B) II. cümlede ortaya konulan saptamanın gerekçesini belirtmektedir. C) Il cümlede ifade edilen olgunun koşulunu ortaya koy- maktadır. D) II. cümlede anlatılanları farklı örnekler üzerinden de- gerlendirmektedir. E, cümlede öne sürülen düşünceyi çürütmek için yeni bir bilgileri sürmektedir.

6 17. 2019 yılında, Bauhaus Okulunun kuruluşunun 100. yılı tüm dünyada ve ülkemizde gerçekleştirilen çok sayıda etkinlikle kutlandı. (1) Ülkemizdeki etkinliklere İTÜ ev sahipliği yaptı ve yalnızca yerli mimarları değil çeşitli ülkelerden gelen çok sayıda yabancı mimarı da bir hafta boyunca tesislerinde ağırladı. (II) Sadece 14 yıl açık kalmasına rağmen tasarım-mimarlık dünyası ve eğitimi üzerindeki etkisi çok daha uzun soluklu olan Bauhaus Okulu, Walter Gropius yönetiminde 1919 yılında Weimar'da kuruldu. (III) Bugün bir tasarım okulundan çok daha geniş bir alanı, bir ekolü temsil eden Bauhaus'un sınırlarını ve etkilerini belirlemek, tarihi gelişimini anlatmaktan çok daha güç. (IV) Bauhaus, daha ilk yıllarında pek çok ünlü sanatçının tasarımlarıyla adından söz ettirdi. (V) Akrobat lambadan ikonik sehpalara, satranç takımlarından ankastre mutfak ekipmanlarına kadar hayatımızda yer etmiş birçok ürünü bir fetiş hâline geldi. Bu parça iki paragrafa bölünmek istenirse ikinci paragraf aşağıdaki cümlelerin hangisiyle başlamahdır? A) I BII C) III D) IV E)V Diğer sayfaya geçiniz

37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Sonsuzluğun Sonu; Isaack Asimov'un ömrü boyunca kaleme aldığı astronomi, tarih, kimya, arkeoloji, bilim kurgu türündeki beş yüz kitabının en önemlilerinden biri. (II) Asimov'un geride bu denli geniş bir külliyat bırakmasının, hayatının sonuna kadar günde sekiz saatten fazlasını yazmaya harcamasının bir nedeni vardır: Insan uygarlığını korumak ve gelecek nesilleri düşüncesiyle etkilemek. (III) Çünkü Asimov, bu kitabıyla hem uygarlığa ve bilime dair yaklaşımını net bir şekilde ortaya koyar hem de kitleleri etkileyecek Vakıf serisinin temellerini atar. (IV) Aslına bakarsanız hikâye anlamında bir başlangıç kitabından söz edemeyiz. (V) Yani Sonsuzluğun Sonu'nu okumadan Vakif serisini okumak mümkündür elbette ama düşünsel anlamda bir kurulum söz konusudur. 37. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "İşte Sonsuzluğun Sonu'nun bu denli deemli olmasının nedeni de bu cümlesi getirilebilir? AXI B) II C) 38. Bu parçada Sonsuzluğun Sonu adlı eserle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Yazarın önceki eserleriyle sonradan yazdığı eserleri arasında köprü kurduğu B) Yazarın dünya görüşü hakkında birtakım izler barındırdığı C) Vakıf serisini daha iyi anlamak için mutlaka okunması gerektiği D) Yazarın, uygarlığa şekil vermesine yardımcı olduğu E) Kurgusu ve öğretileriyle birçok esere yön verdiği

E 9. (1) Akif İnan'ın, eskilerin deyişiyle mehabetli bir duruşu vardı. (II) Bu duruş, yazı ve şiirlerinde de kendini hissettirirdi. (III) Hicret'i okurken ondan R etkilenmiş, hakkında bir şeyler yazmak istemiştim. N (IV) Masa başında çektiğim sıkıntıyı unutamıyorum. (V) Saatlerce uğraşmama rağmen içime sinecek bir şeyler yazamamıştım. K Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangi- si birleşik bir isim cümlesidir? A) I. B) II. C) III. HIN D) IV. E) V.

9 32. (1) Bir sokakta iki insan karşılaştığında belirli bir uzaklıktan birbirlerini süzerler; yakınlaşıp birbirleri- nin yanından geçerlerken, gözlerini kaçırıp başka yönlere bakarlar. (II) Yabancılar, sokakta, işte ya da bir partide tesadüfen karşılaştığımız kişiler, hemen hemen hiçbir zaman bir başkasına böyle bakmaz. (III) Bunu yaparlarken, Erving Goffman'ın birçok durumda birbirimize karşı benimsemek zorunda olduğumuz uygar kayıtsızlık dediği şeyi sergilerler. (IV) Uygar kayıtsızlık, başkalarını dikkate alma- makla aynı şey değildir. (V) Her birey, öteki insanın farkında olduğunu gösterir ancak çok teklifsiz gö- rünebilecek herhangi bir jestten kaçınır. (VI) Uygar kayıtsızlık, bizim az çok otomatik olarak yaptığımız ancak etkin bir biçimde ve kimi zaman yabancılar arasında, korkmadan yürütülmesi gereken toplum yaşamının var olmasında temel bir öneme sahiptir. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? PAXT B) III C) IV D) V E) VI Diğer sayfaya geçiniz.

11. Bir dünya düşünürüm İlk günden beri Açılmış da masallar gülü Hırsın, kinin kapısı kapanmış Yüzlerdeki gülümseme çocuksu beri? A) Edat ve bağlaç kullanılmıştır. E) Çekimli eylem vardır. C Birleşik zamanlı eylem vardır. edut Bu dizeler dil bilgisi açısından incelendiğinde aşağıdakilerden hangisi söylenemez? D) Birinci dizede sifat vardır. E) Döndüncü dizede virgül, ad tamlamasının tamla- yanlarını bağlamıştır.

1. Jules Verne'in 80 günde balonla yapılmasını hayal ettiği dünya turu beş günde ve uçakla üstelik yakıt olarak sadece güneş ışığı kullanılarak yapılacak. II. Solar Impulse adındaki uçak, güneş ışığını verimli bir şekilde kullanmak konusunda çok önemli bir eşi- ğin aşılmak üzere olduğunu gösteriyor. III. Zira fosil yakıt olmadan sadece güneş ışığı ile uç- mak yeterince zorken beş gün beş gece gibi uzun bir süre havada kalabilmek yeni bir dönemin haber- cisi sayılabilir. IV. Güneş neredeyse sonsuz bir enerji kaynağı fakat hâlâ onu verimli bir şekilde kullanamıyoruz. V. Bu eşik bir kere aşıldıktan sonra çok daha şaşırtıcı gelişmeler ile karşılaşacağımızdan emin olabilirsini- niz. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerle anlamlı bir bütün oluşturulmak istenirse kaçıncı cümle sondan üçüncü olur? A) I B) II C) III D) IV E) V

6. Sanatı bir yansıtma olarak yorumlayanlara göre edebiyat, dünyaya tutulmuş bir aynadır. Yansıtma | kuramını benimseyen kimi düşünürler ise bunu yeterli bulmaz. Edebiyatın didaktik bir nitelik taşıması || gerektiğini öne sürerler. Anlatımcılar ise edebiyatın temel amacının okurda estetik bir zevk uyandırmak ||| olduğunu savunurlar. Bu parçadaki numaralanmış ifadeler ile ilgili aşağıdakilerden hangisi şöylenemez? 1. ifadede, edebiyatın; kurmacanın aksine gerçekliği yansıtıcı işlevinden söz edilmiştir. BI. ifadede, edebî eserin okuyucuya bir şeyler öğretmesine vurgu yapılmıştır. CDI. ifadede, edebiyatın nesnelliğine değinilmiştir. D) . ifadede, edebî eserin sanatsal yönüne vurgu yapılmıştır. II. ifadede, edebiyatın bir dilsel şölen olduğu vurgulanmıştır. 19

A 19. I. Romanın bir seçme, düzenleme işi olduğunu hatırlatanlar da bu yazılanlara roman dememek gerektiğini çünkü her şeyi romanına dolduran bu yazarın ayıklamadan haberi olmadığını söylediler II. Kimisi yazarının bile ne yazdığının farkında olmad ama bu mühendisin bu iki romanla bir yerlere tutunabileceğini ileri sürdü. Türkçe Testi 1. Oğuz Atay'ın şimdiye kadar iki romanı yayımlandı: Tutunamayanlar ve Tehlikeli Oyunlar. W. Romanları hakkında bir yığın fikir yürütüldü. V. Alışılmamış bir biçim ve dille ortaya çıkan bütün yazarlar gibi o da şaşkınlıkla karşılandı. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) I B) II 3-4 C) III D) IV E) V 20. 20. yüzyıla girerken insan zihninin akli nedensolli

ter 3. I. İnsanlığın eski çağlardan beri kayıt altına aldığı bu Perseid meteor yağmurunun hikâyesi, Güneş etrafındaki yörüngesinde seyreden ve 1992'de Dünya'nın yakınlarından geçen Swift-Tuttle isimli kuyruklu yıldızın geride bıraktıklarına dayanıyor. II. Monoton yaz gecelerinden sıkıldıysanız meteorların en görkemli gösterilerinden birini izlemek için bugün ve yarın gökyüzüne bakmanız yeterli. III. Bu artiklar hakkında İngiltere'de Greenwich Kraliyet Gözlemevinden Gök Bilimci Edward Bloomer bir açıklama yapıyor. IV. Gök bilimci "Her yıl yaşadığımız şey, Dünya'nın kuyruklu yıldızın yörüngesinden geçerek geride bıraktığı kalıntılara çarpmasıdır." diyor. w V. Orada, her yıl aynı dönemde gözlemlenen büyüleyici Perseid meteor yağmurunu göreceksiniz. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur? A) I B) II C) III D) IV E) V 5

39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- layınız. Her bir varlık, içinde bir şey olma potansiyeli taşır. Her varlığın olacağı şey için başkalaşması yani kendi karşı- tına dönüşmesi gerekir. Sonuçta yeni bir sentezle ola- bileceği şeye bu diyalektik sürecin sonunda dönüşür. Örneğin bir elma çekirdeği aynı zamanda tohumdur, bu tohumda bir ağaç ve ağaçta bir elma olma gücü vardır. Tohumdan yeniden meyvenin içinde tohum olma süre- ci diyalektik bir döngüdür. Tohum, toprağa düştüğünde yeterli koşullar oluşursa filizlenir yani tohumluktan çıkar. Tohum, özü oluşturmaktadır ve bu öz, henüz yeni to- humları içermez. Büyüme koşulları yerindeyse yeni bir sıçramayla çiçeklenmeye, ardından meyve vermeye ve dolayısıyla yeni tohumlar oluşturmaya başlar. 39. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşıla- bilir? A) Her varlık, zor bir süreçten geçerek kendini bulur. B Varlıklar arasındaki güçlü bağlar, varlığın yaşam enerjisini belirlemede etkin rol oynar. C) Her varlık, kendi bünyesinde bir şeye dönüşme gü- cünü barındırır. D) Her ortam varlığın gelişmesinde, yetişmesinde büyük etkiye sahiptir. E) Her varlık, kendine uygun şartları oluşturmak için ça- balar. 40. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangi- si söylenemez? A) Genellemeye yer verilmiştir. B Yalın ve anlaşılır bir dil kullanılmıştır. CAçıklayıcı anlatımdan yararlanılmıştır. D) Benzetme yapılmıştır. E Somutlamalara başvurulmuştur. Neduek

9. Düşmana teslim olmak daha kolay. Onu- runuz kırılır en fazla. Ama sizi seven birine teslim olursanız işte o zaman esir düşersi- niz. Palme Bu parçada aşağıdakilerden hangisinin örneği yoktur? A) lyelik eki almış sözcük B) Basit sözcük C) Türemiş sözcük D) Şart eki almış sözcük (E) Bulunma durum eki almış sözcük