Paragrafta Yapı Soruları

(Frigya Kralı Midas; altına ve paraya tutkuyla bağlı, cimri biridir. Midas Frigya'ya doğru gelen Tanrı Dionisos ve onun can yoldaşı olan Silenos'a bir oyun oynar. Silenos'u alıkoyan Midas Tanrı Dionisos'a Silenos'un yerini bildiğini söyler. Dionisos'tan Silenos'un yerini söylemesi karşılığında her şeyi altına dönüştürebilme gücünü ister. Ancak daha sonra sahip olduğu güçten pişmanlık duyar.) Silenos: Savurgan mevsim başladı işte. Midas: (Soluk soluğa girer.) Dionisos, kurtar beni bundan, geri al verdiğin gücü. Dionisos: Geri al diyor dönmüş gönlü. Kolay alınır verilir bir bağış değil ki bu. (Midas'ın kızını sahneye taşırlar.) Midas: Kızımın suçu ne?.. Kavuştur onu yeniden ışığa; havaya suya, yeniden çarpsın yüreği. Saçları savrulsun. 13. Bu tiyatro metni için aşağıdakilerden hangisi söyle- nemez? A) Günümüze dair bir sorun mitolojiden yararlanılarak orta- ya konulmuştur. B) Çatışma, gündelik yaşamda karşılaşılabilecek kişiler arasında geçmektedir. C) Parantez içindeki ifadelerle oyun kişilerinin hareketleri verilmiştir. D) Maddi değerlere aşırı bağlanmanın sakıncaları dile geti- rilmiştir. E) Açık, akıcı ve şiirsel bir dil kullanılmıştır.

10. I. Venedik, cam sanatının en ünlü merkezlerinden birisidir. II. Bu ünlü camcılık geleneği, yüzlerce yıldan beri, Venedik'te ve yakınlarındaki küçük bir ada olan Murano'da yaşatılmaktadır. III. 5 Murano Adası bugün hâlâ bir cam sanatı merkezi olarak büyük bir etkinlik içindedir. IV. Murano Adası, Akdeniz'in Anadolulu, Mısırlı, Suriyeli camcı kardeşleri arasında, tarih içinde daima özel bir camcilik okulu olarak, başarısıy- la ün salmış önemli bir merkezdir. V. Adada bir yandan Venedik'in su kültürü kanallarını yaşatılırken diğer yandan çevreleyen eski cam atölyelerinde dünyanın en uzun süreli camcılık sanatı ve kültürü canlı tutulmalıdır. A) II ve III B) Il ve V C) III ve IV Ever Dili ve V E) ve V 12.

2. Eser, Cumhuriyet'in ilk yıllarında eski ve yeni arasında ki çatışmayı, geçmişe sırt dönmenin yol açtığı hüznu ve Doğu kültürünün yok sayılan estetik değerlerini işler. Bu cümleyle ilgili aşağıdaki çıkarımlardan hangisi doğrudur? 1. Bağlı cümledir. ✔ II. İsim cümlesidir. X III. Olumlu cümledir. IV. Eksiltili cümledir. A) I ve III. B) Yalnız III. C) I ve II. E) III ve IV. D) II ve IV. Genel Müdürlüğü 9 Olçme Değerlendirme ve Sınav Hizmetle

DENEME 05 19. 1. Örümcekler avlarını daha kolay yakalamak için ağlarını asimetrik şekilde örer. Bunun için kütle çekim etkisinden faydalanırlar. Birçok örümcek ağında merkezin altında kalan kısım, üstünde kalan kısımdan daha geniştir. Çünkü örümceğin aşağı doğru hareket ederek avını yakalaması, yukarı doğru hareket ederek avını yakalamasından daha kolaydır. II. Yapılan bir araştırmaya göre örümceklerin uzay koşullarında Dünya'da ördüklerinden daha simetrik ağlar inşa ettikleri anlaşıldı. Ağların merkezi de orta kısma daha yakındı. Ayrıca örümcekler ağlarını aydınlıkta ve karanlıkta farklı şekillerde inşa ediyordu. Bilim insanlarına göre bu sonuçlar, örümceklerin ağırlıksız ortam koşullarında ışığı yön belirlemek için kullandığını gösteriyor. Il numaralı parçanın I numaralı parça ile ilişkisini aşağıdakilerden hangisi açıklar? A) Yapılan tespitlerin benzer yönlerini ortaya koymak B) Anlatılan konunun eksik yönlerinden bahsetmek CÜzerinde durulan araştırmanın farklı sonuçlarını ortaya koymak D) Ortaya çıkan sonuçların nereden kaynaklandığını irdelemek E) Bahsi geçen düşünceye farklı bir bakış açısı getirmek

-. D) 11. "Darülbedayi yeni kurulurken Kel Hasan'a sormuşlar: "Bak Hasan Efendi, aktörler artık mektepten yetişecekmiş, sen ne yapacaksın?" Rahmetli: "Hiç bezginlik etmem. Asıl seyirciler mektepten yetişirse halimiz asıl o zaman dumandır." demiş." Haldun Taner'le yapılan bir mülakattan alınan yukarıdaki parça için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Metindeki iki nokta ":" işaretinin kullanımı yanlıştır. "^" B) Metindeki "halimiz" kelimesinde düzeltme işaretinin kullanılması gerekmektedir. C) Metinde birden fazla iç içe birleşik cümle kullanılmıştır. DMetinde birden fazla yerde büyük harflerin kullanımında yanlışlık yapılmıştır. E) "Asıl" kelimesinden sonra virgül kullanılmadığı için anlatımın açıklık ilkesine aykırılık söz konusudur.

26) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu yapılmıştır? A) Aşk' dilekleri, yüksek katlara bir türlü ulaşmazmış. B) Her zamankinden çok farklı bir mektup okuyacaksın. C) Divan Edebiyatı, Arap ve özellikle iran edebiyatının etkisiyle gelişmeye başlar. D) Çöplükten beslenenleri görünce bize anlatılan her şeyi unutmak istedik. E) Türkler, İslamiyet'i kabul ettikten sonra, hayata bakış açılarında önemli değişiklikler olmuştur. A)Be 8}G CS ve D E

A 22. <= A TYT 1. İlk kütüphanecilik örnekleri çivi yazısı kullanarak tabletler üzerine yazı yazan Sümerler ve hiyeroglifler ile yazılmış devlet anlaşmaları bulunan Misirlifara aittir. Kütüphane denilebilmesi için belgelerin sistematik bir şekilde bir yapıda bulunmuş olması gerekir. H. Kütüphanecilik binlerce yıl önceye dayanan bir meslektir. Kütüphanecilik örnekleri bu yıllara kadar geriye gitse de bu belgeler daha ziyade tapınaklarda, mezarlarda veya yapılarda bulunduğu için kütüphane olarak kabul edilmez. Yapılan araştırmalar ve bulgulara göre kütüphanecilik yapıldığına dair ilk kanıtlar MÖ 2500'lü yıllara kadar dayanır. Yukarıda numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur? B) II C) III DIV EV VsIV || VsVll Illsls A 2

TYT Bir konuda deneme 23. Ahmet Hamdi Tanpınar, - yazacağı zaman bile defalarca düşünüp eserini kaleme alır. Yalnız konularını değil, üslubunu da aynı dikkat ve özenle seçer. Tanpınar'ın edebiyat dersleri, eserlerine göre daha rahat bir anlatım tarzı benimser ve daha anlaşılırdır çünkü derslerinde "konuşurken düşünen bir Tanpınar" ile karşı karşıya kalınmaktadır. Bazen derslerinde hiçbir zaman eserlerinde yazmayacağı sözler sarf eder. Bu sözler, onun eserlerindeki eşsiz cümlelerin hangi aşamalardan geçtiğini gösterir niteliktedir. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) eserlerinin içeriğini belirlerken ayıklayıcı bir tutum benimser B) eserlerini büyük bir birikim ve deneyim üzerine inşa eder C) eserlerini yazarken büyük bir titizlikle çalışmalarını sürdürür D) eserlerinde biçim ile içeriğin birbiriyle uyumlu olmasını gözetir E) eserleriyle edebiyat derslerinde farklı kişilik olarak karşımıza çıkar

10. Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin... İşte budur hayat! İşte budur yaşamak, Bunu hatırladığın kadar yaşarsın... Bu dizelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Belirtme durum eki almış zamir vardır. B) Türemiş durum zarfına yer verilmiştir. C) İyelik ekiyle çekimlenmiş sifat-fiil kullanılmıştır. D) Tamlanan eki almış somut ad vardır. E) 2. tekil kişi ekiyle çekimlenmiş fiil bulunmaktadır.

Üçüncü kişi iyelik eki alan kelimelerin sonuna ile getirilince araya (y) koruyucu ünsüzü girer ve "ile"nin başındaki (1) ünlüsü düşer. Bu keli- meler büyük ünlü uyumuna uyar. Aşağıdaki cümlelerden hangisinde bu kurala örnek olabilecek bir kullanım var- dir? A) Gelirken dergiyle gazeteyi de getirmeyi unutma. B) Kardeşiyle sinemaya gitmek istememiş. C) Büyükbabayla torun çok iyi anlaşıyorlar. D) Büyük bir gürültüyle içeri giren oymuş. E) Anneyla kızı aynı evde oturuyorlarmış.

AA 39. Aşağıdaki parçalardan hangisi "Zekâyı belirleyen faktörler kalıtsal m çevresel midir?" sorusuna cevap vermemektedir? A) Zekâ düzeyi ile akademik başarı arasında karşılıklı bir ilişki vardır. Zekâ düzeyi ile akademik başarı arasın- daki korelasyon değeri 0.50 civarındadır. Bu düzeyde bir değer, zekâ düzeyinin akademik başarının %25'ini açıklayabildiğini göstermektedir. B) Bireysel farklılıkların önemli bir kısmının orijini genetik kodlarda yatmaktadır. Çoğumuz, zihinsel kodlama- lar da dâhil olmak üzere farklı genetik donanımlarla dünyaya geliriz. Bu nedenledir ki zekâ düzeyi kişiden kişiye büyük değişiklik gösterir. C) Bilim insanları yüz yıldan fazla bir süredir zekânın temelini araştırıyorlardı. İnsanların zekâ testlerinden elde ettikleri skorların farklılığı, bilim insanları arasın- da, önemli oranda zekânın genetik farklılığın bir so- nucu olduğu düşüncesini baskın hâle getirdi. D) Temelde zekâ doğuştan gelir ve büyük ölçüde kalıtı- min etkisiyle belirlenir. Bir çocuğun zekâsı ile ana-ba- basının zekâsı arasında yüksek düzeyde ilişki olduğu araştırmalarla ortaya konabilir. E) Çocuğun zekâ gücü, ebeveynlerinin zekâ gücü orta- lamasına yakındır. Biraz altında ya da üstünde olabi- lir. Gen adı verilen ve kalıtımı belirleyen zekâ özellik- leri ebeveynlerden çocuğa geçer. 40.

20. Büyülü gerçekçilik okumayı sevdiğim bir tür aslında. Latin Amerika'nın şamanik köklerinden beslenen ve bu köklerden ortaya çıktığını düşündüğüm akım bizde yeteri kadar ilgi gör- müyor. Gerçekçilik daha ağır basıyor bizde. Onu süslemeye hodnihtiyaç duymuyoruz. Büyülü gerçekçiliği özetlemek ya da anlatmak için uzun zaman hem Kolombiya Milli Takımı'nın ve Pablo Escobar'ın kurduğu takımların kalesini korumuş Rene Higuita'ya dikkatimizi yöneltmek iyi olacaktır. Büyülü gerçekçiliği anlamak isteyenlere onun "akrep kurtarışı"nı izlemelerini tavsiye ederim. Kaleye gelen topu elle tutmak yerine takla atıp ayaklarla kurtarmaktır büyülü gerçekçilik. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Soyutlamaya yer verilmiştir. B) Birinci kişili anlatım kullanılmıştır. C) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır. D) Benzetme yapılmıştır. EXÖrneklemeye başvurulmuştur. bublemnuluc Diğer Sayfaya Geçiniz.

KUVARS SERİSİ TYT ON04-SS.32TYT08 / TÜRKÇE günümüzde bir sanat merkezi olarak 4 II. Mimar Sinan'a yaptırılan medrese 3 III. Kanuni Sultan Süleyman Dönemi'nde IV. hizmet vermektedir V. Cafer Ağa tarafından 2 Yukarıdaki numaralanmış sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur? A) I B) II C) III D) IV E) V A A A 22. y'in in 7 3

21. Resimlerimde, özellikle son resimlerimde, minyatürlerimize olan düşkünlüğüm ve onlardan esinlenişim açık olarak yansır. Ama ben bundan gurur duyarım. Neden mi? Çünkü ben geçmişimin sanatından hareket ederek çağımız Türk sanatını oluşturma çabası içindeyim. Strasbourg'da Matisse'in resimlerinin yanına bir yazmamızı astık. Orada hazır bulunanlar, bu yazmayı Matisse'in bir işi sandılar. Fakat gerçek anlaşılınca hayretlerini de gizleyemediler. Matisse'yi görünce sanatımızın değerini bir kez daha anladım. Peki, böylesine bir geleneksel sanata sahip ulusun sanatçıları, hâlâ dışarıda nasıl bir şey ararlar acaba? Aşağıdakilerden hangisi bu parçada savunulanları destekler niteliktedir? A) Türk ressamları, öncelikle Türk insanlarını ve Türk insanının doğasını konu olarak seçme gereğine inanmışlardır. B) Bir sanat eserinin başarısı ancak eserin köklerinin geleneğe dayanmasıyla mümkündür. C) Türk sanatı; çevre ulusların çalışmalarını taklit ederek değil, yenilenen ve orijinal çalışmalar yaparak bağımsız olabilir D) Çağdaşlaşmanın en önemli hedeflerinden biri, değişimlerin evrensel bir platform üzerinde özgünleşmesidir. E) Sanatta evrensel olmak için geleneksel motifler birer esin kaynağı olarak yeniden değerlendirilebilir.

cevaplayınız. "Server Bedil takma adıyla yayımlanıp "Peyami Safa imzasıyla kitap halinde yayımlanan, Bir Tereddüdün Romani'ni okuduktan sonra, ona hararetli bir mektup yazmıştım. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'nu defalarca okuduktan sonra ise sanatına hayranlığım artmişti. Ah keşke gündelik yazılar yazarak geçinmek zorunda olmasaydı o zaman daha da büyürdü! On altı yaşında ilk hikâyelerini yazacağı günden ölümüne kadar meşhur olmaya devam eden bir adam. Ruhsal hallen, şüpheleri, sürçmeleri şöhretini yiyip durdu yine de bitiremedi. Türkiye'de kendi kendini yetiştiren aydınların en başarılı örneği idi. Nedense bir türlü halk sanatı ve folklorunun zevkine erememişti. Yoksa, inadı tutmadığı ve şüphe nöbeti kendisini yoklamadığı zaman en iyiyi ve en yerliyi seçmesini bilirdi. Kimi zamanda haddinden fazla döğüşkendi, polemiklerde kalemini hançer gibi kullanıyordu. Sanatkâr doğmuştu, polemikçi öldü, sanatkar yaşayacaktır. 39. Bu parçadan yola çıkılarak Peyami Safa aşağıdakilerden hangisi ile nitelendirilemez? Okurunun beğenisini kazanan B) Gündelik yazılarıyla sanatçı yönünü olumsuz etkileyen C) Kişisel özellikleri ile tanınmışlığına zarar veren DY Halk sanatından yeterince yararlanmayan E) Bir sanat adamı olarak tanınmaktan rahatsız olan 40. Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada geçen "kalemini hançer gibi kullanmak" sözünde ifade edilen eleştiri tarzıyla örtüşmemektedir? Sait Faik Abasıyanık, gündelik konuları, derme çatma bir dille işlemiş, üslubuyla öyküsünü berbat etmiştir. B) Yakup Kadri Karaosmanoğlu, Anadolu'yu işlerken bile Anadolu kültürünün üstünlüğünü görmekte aciz kalmış; Anadolu'ya tipik bir Boğaziçi aydını gibi bakmıştır. C) Hüseyin Rahmi Gürpınar'ın diline Istanbul hanımefendileri değil, mahalle dedikodularının havası hâkimdir, dedikoduyu iyi aktarmak sanat olur mu hiç? Türk romanını incelerken en çok Nabizâde Nâzım'ın gerçekçiliğine takıldım; Nâbizade, gerçeği anlatamayı beceremiyor, çizgi ötesi hayallerini gerçek diye okurun gözüne sokuyor. E) Halit Ziya Uşaklıgil'in İstanbul'u konu alan romanlarının yanında İzmir ve çevresini konu alan öyküleri de hâlâ, okuyucunun raflarında yerini koruyor. LDS

17. Neden garip garip ötersin bülbül Yoksa sen de bahtı karalı mısın Bilmem feryat edip coşarsın bülbül Sen de benim gibi yaralı mısın Bu dizelerde aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Soru zarfı tennis ble B) Ek fiil almış sözcük Jamulo ninilit heley C) Etken-geçişsiz fiil ye nd 01x64 mial D) Birleşik çekimli fiil 618 E) "Diğerleri gibi" anlamı katan bağlaç