Paragrafta Yapı Soruları

44. Dedem beni çok severdi. Pek çok gece beni yanına öyküler anlatırdı. Durmadan, usanmadan her şeyin alır, gece yarılarına kadar bana masallar, efsaneler, sözle var olup sözle yok olduğu bir dünyadan söz ederdi. Geniş bir hayal dünyasının ürünü olan sözlü edebiyatla, daha kendime "yazar" diyemediğim o gün- lerde tanıştım. Sözün büyüsüne kapılıp gitmelerim, o zamanların kış gecelerinde, dünyadaki her şeyi bil diğini düşündüğüm dedemle başladı ve hâlà devam ediyor. Böyle konuşan bir yazar için aşağıdakilerden han. gisi söylenebilir? A) Yaşamda karşılaştığı sorunları tek başına çöze. memiştir. B) Yazarlığının şekillenmesinde dinlediği anlatıların önemli bir yeri vardır. Çocukluğunu zor koşullar içinde geçirdiği için okuma alışkanlığını geç kazanmıştır. Zamanla düşüncelerinde değişiklikler olmuştur. E) Küçük yaşlarda yazmaya başlayamadığı için kim eksikliklerinin farkındadır. 46.

19. Günümüz Türk tiyatrosu, XIX. yüzyılın or- talarından başlayarak Batı tiyatrosu doğ- rultusunda gelişmektedir. Bu süreçte ti- yatromuz, bir yandan dünya tiyatrosunu yakından izleyip yeni oluşumları seyircisi- ne iletmeye çalışırken bir yandan da kendi kimliğini bulma çabası içine girmiştir. Bu parçadaki altı çizili kelime grubunun anlamı aşağıdaki cümlelerin hangisinde geçmektedir? A) Evrensel değerleri işleyen metinleri okumaya özen gösterirdi. B) Eserlerinin çoğunda bireylerin iç dün- yalarını ayrıntılı işledi. C) Kültürel mirası koruma bilinci her bi- reyde olmalıdır. D) Gerçeklerle hayalleri iç içe veren bu oyunu çok beğenmiştik. E) Yazdığı son eserde nihayet kendi gerçe- ğini yakalamıştı.

22. Gök olayları, Newton'un ilgisini çok çekmiştir. Hiçbir şey onu gökyüzünü incelemekten alıkoyamamıştır. Gözlem yaptığı sıralarda iki kez üst üste kuyruklu yıldız görünce merakı daha da artmıştır. Bu parlak cisimlerin bu kadar hızlı hareket etmesinin nedenini düşünmeye başlamıştır. Bu parçadaki örnekler, Newton'la ilgili hangi yargıyı desteklemek için verilmiş olabilir? A) Gök cisimleriyle ilgili bilimsel çalışmalar yapması, gökyüzüne tutkuyla bağlanmasını sağlamıştır. B) Kaleme aldığı bilimsel çalışmalarında gözlemlerini detaylıca aktarmıştır. C) Astronomik çalışmalarının zemininde bu alana dönük öğrenme hevesi etkili olmuştur. D) Gökyüzüyle ilgili bilimsel ilkelerini duygusal yalıtılmışlıkla vücuda getirmiştir. E) Gök bilimi alanındaki incelemelerini öznel biçimde sistemleştirmiştir.

Metnimizi oluşturduğumuz, binayı kurmak için gerekli olan tuğlalar gibidir. Gelişigüzel dizilen tuğlalardan ev değil, sadece kaos meydana gelir. Yukarıdaki cümlede boş bırakılan yere, aşağıdakilerden hangisi gelebilir? Lütfen birini seçin: a. Bağlaçlar b. Cümleler c. İşaretler O d. Düşünceler Seçimimi temizle

mana Sinin la 4 18. (1) Milyonlarca yıl, yerin derinliklerinde isi ve basing altında kalmış bitki ve hayvan atıklarının termokimyasal fosil yakıtlar denir. (II) Fosil yakıtların en önemli özelliği, tepkimeler geçirmesi sonucu oluşan enerji kaynaklarına hidrokarbon ve yüksek oranlarda karbon içeren organik maddelerden meydana gelmesidir. (III) Makinenin icat edilmesiyle büyük önem kazanan fosil yakıtlar kömür, petrol ve doğal gaz olarak sınıflandırılabilir. (IV) Kömür, çoğunlukla karbon, hidrojen ve oksijenden oluşan az miktarda kükürt ve nitrojen içeren bir enerji ham maddesidir. (V) Bünyesinde çoğunlukla karbon, az miktarda hidrojen, oksijen, kükürt ve azot elementleri bulunan kömür; enerji kaynakları arasında, odundan sonra kullanılış tarihi en eski olanıdır. (VI) IX. yüzyılda, Britanya'da konutların ısıtılması amacıyla tüketilmeye başlandığı tahmin edilmektedir. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? A) II B) III C) IV D) V E) VI Diğer sayfaya geçiniz.

1.1. "Her gün yazıyorum. Her gün gazetede çıkıyor bunlar. Güncel sorular yanında edebiyat yazıları da yazıyorum. Bunları, hikâyelere benzer, hikâyecikler biçiminde ve oluşturuyorum. Yazılarımı bu türün bilinen, alışılmış tekniğiyle değil, kendi istediğim gibi yazdım ve okuyucu da bunu benimsedi. Bu da benim için sürekli edebiyat çalışması oluyor." 5. Yazarın paragrafta sözünü ettiği yazı türü aşağıdakilerden hangisidir? anti A) Makale B) Deneme C) Hikâye D) Günlük E) Fıkra

7. Dağlara, denizlere, ovalara Uzansaydık yağarak iplik iplik Tohumları susamış tarlalara Bahar, gölge ve yağmur getirseydik C Bu dizeler ve dizeleri oluşturan sözcükler, dil bilgisi bakımından incelendiğinde aşağıdakilerden hangi- sini söylemek yanlış olur? A) iplik iplik" ikilemesi zarf tümlecinin içinde yer almıştır. Üçüncü dize tümüyle dolaylı tümleç görevindedir. C) Dördüncü dizede birden çok belirtisiz nesne kulla- nılmıştır. D) Yüklemler, birleşik çekimli fiildir. E) Yan cümlecik, belirtili nesne göreviyle kullanılmıştır.

A A A 2021-TYT/Türkçe 23. Yolumun üzerinde her sabah rastladığım bir dilenci var. Bu zeki çehreli adam, yoklama defteri imzalamaya mecbur bir kalem efendisi düzenliliğiyle, her gün tam saat altıyı kırk geçe köşesine gelir ve tam saat ona kadar da bir tek söz söylemeksizin, sırf gözlerinin derin elemi ve edasının ses- siz ifadesiyle gelip geçenlerin merhametini avlar. Merha- metlilerin, birer şaşkın güvercin telaşıyla bu maharetli av- cının kurduğu tuzağa düşmek için nasıl kanat çırptıklarını görmek benim her sabahki eğlencemdir. Bu parçada sözü edilen dilenciyle ilgili olarak aşağıda- kilerden hangisine değinilmemiştir? A) Düzenli ve disiplinli olduğuna B) Görenlerde acima duygusu uyandırdığına Insanları konuşmadan etkilediğine D) Dilencilik yapmaya mecbur olduğuna Zeki ve kederli göründüğüne ✓ 25.

14. Gece uykusundan henüz uyanmamış şehir, lapa lapa yağan karların altında bembeyazdı. Alexander Nevski Meydanı'ndan sola dönüp çok ağır ilerleyen atlı ara- banın koca tekerlekleri, bütün gece yığılmış karları zor- lukla aşıyordu. Ona bakanlar, dünden beri yağan ka- rin etkisini anlayabilirdi. Bu cümlede aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Yönelme durumu eki almış zamir B) Durum ve miktar zarfı C) Ek eylemin bikâyesiyle çekimlenmiş fiil D) Ayrılma durumuyla kullanılan edat E) Üçüncü çoğul iyelik eki almış isim

Uyku okuru, yerli ve yabancı ayrımı yapmaz. BÖykü okuyucusu benim öykülerime yabancı değildir. C) Bizim okurumuz yalnızca düzyazı meraklısı değildir. DY Bizim okurumuz sadece öykü okuyan bir o kur değildir. E) Her öykücü kendi okurunu yetiştirir. S19. Bir dönemde "Çalıkuşu kuşağı" vardı. "Çeviri roman okuyucusu" vardı. Yani okurların sayısı kendi içlerinde sınıflara ayrılabilecek kadar fazlaydı. Ne var ki bu kuşağın ardından; ilgi, kitap sayfasından görselliğe kaydı. Bu nedenle, Bu sözler, düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanabilir? A) edebiyatımızın temel taşı sayılabilecek yaptılar hak ettiği değeri bulmuş oldu. B) her sınıftan okuyucuya seslenen yapıtlar piyasaya çıkarıldı. C) yeni okur kitlesine uygun gelecek yapıtlar verilmesi için beklemek gerekti. D) sözünü ettiğimiz kuşak, düşünsel bir gelişim sağlayamadı. E) kitap okuma alışkanlığı bir sonraki kuşağa aktarılamadı. $20. Babalarla, çocukların birbirini anlayamadığı kimi dönemler vardır. Böyle bir dönemden ben de geçtim. Bugün artık hayatta olmayan babamla ilişkilerim, yaşamımdaki en büyük üzüntülerden biridir. Çünkü o zamanlar, dünya görüşüyle benim karşımda yer almıştı; ama hiçbir zaman beni reddetmedi tersine anlamaya çalıştı. Bense onun o görüşte olmasını kabul edemedim. Bu parçanın sonuna aşağıdakilerden hangisi getirilirse konuşan kişinin "pişman olduğu anlaşılır? A) Aslında, farklı düşünse de hoşgörülü olabilirmis

1 35. Biçim, betimlenen canlı veya cansız nesneyi nasıl olursa olsun belirleyen unsurdur. Resimlerin ortaya çıktıkları dönemin sanat anlayışları imgeyi ve içeriği değiştirse de her nesnenin temsili varlığı biçime muhtaçtır. Biçim, nesnenin dış çerçevesini belirleyerek nesneye bir nevi kimlik kazandırır. Bu kimlik, farklı zaman dilimlerinde dönemin sanat yorumlarına bağlı olarak değişkenlik gösterebilir ama yine de nesneyi tarif etmek için biçime ihtiyaç duyulur. Nesneler tarif edilirken farklı imgesel bakışlar, anlatım tarzları ya da içerikler kullanılıyor olsa da biçim her durumda kapsayıcıdır dolayısıyla içeriğin aksine değişmezdir. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Nesneler, tek bir bakış açısıyla tarif edilebilir. B) Konu, nesnelerin ifade edilmesinde her zaman belirleyicidir. C) Nesneyi tarif etmede herkesin üzerinde uzlaştığı biçimler tercih edilir. D) Biçim, nesnenin genelde iç çevresini belirler. Biçim, nesnenin ifade edilmesini sağlar. UcDört Bes

4- TYT 17. (1)"Dil, doğal gelişimine bırakılmalıdır." görüşü oldukça tehlikelidir. (II) Tehlikesi, bu görüşün ilk anda çok doğru görünmesidir oysa oldukça yanıltıcıdır bu. (III) Evet, dil bilincinin oluşmadığı dönemlerde, gerçekten de "kendiliğinden" diye nitelenebilecek bir gelişim olmuştur. (IV) Her şeyden önce eli kalem tutan herkes, dil kavgasının mutlaka bir tarafında yer alır. (V) Ancak dil sorunu bir kez ortaya atıldıktan sonra "işi oluruna bırakma" asla söz konusu değildir. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? A) I B) II C) III B) IV E) V 18. Bir yıldızın ömrü dediğimizde birkaç yüzyıl ya da bin yıl aklınıza gelmesin. Şaşıracaksınız ama bir yıldızın ömrü milyarlarca yıl olabilir. Yıldızların ömrünün kütlelerine göre değiştiğini biliyor muydunuz? Büyük kütleli yıldızlar daha kısa ömürlüyken küçük kütleli yıldızlar daha uzun yaşar. "Kırmızı cüce" olarak adlandırılan küçük yıldızların ömrü 10 ila 100 milyar yıldır. Bunlar ömürleri bitince yavaş yavaş

Türkçe Savaşlarda, felaketlerde, salgınlarda ve toplumsal trav- matik deneyimlerde yaşadığımız sarsıntılar iç muhase- bemizi etkiler. Bu nokta iyiliği ve kötülüğü sorguladığı- mız yerdir aynı zamanda. Üstümüze çöken sisin geçici olduğunu bilmek onu aşmamıza yardımcı olur. Afetlerin ve küresel travmaların insanları birbirine yaklaştırdığı ve iyilik duygusunu körüklediği bilimsel çalışmalarla ortaya kondu. Felsefeciler, akademisyenler tarafından kabul görmüş "medeniyetin en ufak bir olayda parçalanacak ince bir katman olduğu" iddiasını ifade eden "cila teorisi- nin" gerçekler karşısında defalarca çöktüğünü kanıtlıyor. Aşağıdakilerden hangisi bu parçada sözü edilen "cila teorisi"nin düşüncelerinden biri olamaz? A) Medeniyetler pamuk ipliğiyle birbirine bağlıdır. B) Medeniyet insani olmayan zayıf temeller üzerine ku- rulmuştur. C) Medeniyetler yüzeysel menfaatler üzerine kuruludur. D) Insani değerler medeniyet algısının üzerinde bir ger- çekliktir. E) Medeniyet algısı kolaylıkla yıkılabilecek bir yapıya sahiptir.

10) Aşağıda verilenlerden hangisi röportaj türüyle ilgili bir özellik değildir? A) Bilgiyi, haberi, geçeği; açık, yalın ve çarpıcı bir dille okura ileten yazı türüdür. B)Gazeteciliğin önemli bir dalı sayılmaktadır. C) Konu edinen olay veya durumla ilgili yeri geldiğinde kişilerin düşünce ve görüşlerine başvurulur. D)Herhangi bir bölgenin, yörenin özellikleri anlatılarak sorunları dile getirilir. E)Günü gününe tutulan notlarla ya da olaylar sonradan anımsanarak yazılır.

Aşağıdaki açıklamalardan hangisi ayraç içinde verilen kavramla uyuşmamaktadır? Lütfen birini seçin: a. Bir eserde veya yazarda görülen eksiklikleri ortaya koyup olumlu anlamda katkı sağlamak için yazılan yazılardır. (Eleştiri) O b. Kişinin kendi başından geçen veya gördüğü bir olayı anlattığı edebi yazılardır. (Otobiyografi) c. Ele alınan kişinin hayatının tamamı nesnel bir tutumla yansıtılır. (Biyografi) O d. Bir mekanın tarihi, coğrafi ve kültürel özellikleri ortaya konur. (Gezi yazısı) e. Yazarın karşısındakiyle konuşuyormuş gibi bir tutumla yazdığı yazılardır. (Sohbet) Seçimimi temizle

(1) Sinema, asıl olarak bir göz aldanma üzerine kuru- ludur. (II) Gözümüz, retinaya düşen görüntüleri beyne iletir ve her hayal bir süre sabit algılandıktan sonra bir diğeri ile yer değiştirir. (III) İnsanoğlu, bu gerçeği daha Rönesans Dönemi'nde keşfetti ve zaman içinde bu ilke- yi uyguladığı çeşitli icatlarla geliştirdi. (IV) Bir hareketin ardışık çizimlerinin belli bir hızda gözün önünden ge- çirilmesi ile hareket etkisi yaratan oyuncaklardı bunlar. (V) Zaman içinde yaşanan bilimsel gelişmeler yavaş ya- vaş sinemanın icadını hazırladı. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden sonra "Yani başka bir deyişle ardışık sabit görüntülerin bir araya gelmesi ile biz hareketi algılarız." cümlesi ge- tirilirse parçanın anlam bütünlüğü sağlanmış olur? D) IV A) I C) III BY II E) V