Paragrafta Yapı Soruları

19. (1) Tanzimat'la birlikte Osmanlı yazarları kendi eserlerini Batı'dakilerle karşılaştırmaya başladılar. (II) Bu aksaklık, yazarlarımızın hayatı görme kudretinden yoksun olmalarından kaynaklanıyordu. (III) Bu kendinden üstün olan ile yüz yüze gelme anıydı. (IV) Yapılan karşılaştırmalar aradaki mesafenin aşılamayacak kadar büyük olduğunu gösteriyordu. (V) Taklit o zaman devreye girdi. (VI) Bu yüzden ilk kuşak yazarlarımız Batı medeniyetinin taklitçisi idiler. Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerden hangisi paragrafın anlam akışını bozmaktadır? A) II. B) III. C) IV. D) V. E) VI.

33. Günlük hayatta kullandığımız cümleleri beynimiz nasıl al- gılar dersiniz? Olduğu gibi mi? Elbette hayır! Cümlenin tamamını algılayamaz çünkü beyin. O cümledeki en vur- gulu, en dikkat çekici, en fazla iz bırakan sözcüğü alıp ona göre yönlendirir vücudu. Örneğin; "Ben senin geri zekâli olmadığını biliyorum." tümcesiyle "Ben senin zeki olduğu- nu biliyorum." tümcesi, yaklaşık olarak aynı anlamı taşır. Her iki tümce de anlam olarak olumludur. Ancak beynimiz, cümlenin bütününü okuyamaz. En vurgulu sözcükleri alır, çağrışım yaparak, o sözcükle ilgili ne kadar şablon varsa hepsini bir optik okuyucu gibi gözden geçirir ve ardından vücuda emir verir. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Günlük hayatta insanların cümleleri algılama süreleri birbirinden farklıdır. C B) Insan beyni, algıladığı cümleleri önce optik okuyucu gibi tarar, sonra vücudu yönlendirir. C) insan beyni duyduklarını hemen algılayamaz ancak sözcükler vurguluysa vücudu harekete geçirebilir. D) Insan beyni, önce cümleleri değil cümlede vurgulanan sözcüklen algılar ve bu sözcüklere göre vücudu hare- kete geçirir. E) "Ben senin geri zekalı olmadığını biliyorum." cümlesiy- le "Ben senin zeki olduğunu biliyorum." cümlesi aslın- da aynı anlama gelmektedir.

3, 5. oruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. • Fransız veliahdı Prens II. Henry'nin karısı Catherine'in Fransa sarayına kendi aşçı ekibini de getirmesi, Italyan mutfak kültürünü bu ülkeye taşımış ve Fransız saray mutfağını köklü bir şekilde değiştirmiştir. Bu sayede Fransız mutfağı pek çok yeni yemek ve tatlı çeşidiyle tanışırken mantar, makarna, enginar, kavun, karpuz gibi ürünlerin kullanımı yaygınlaşmıştır. • Fransız mutfağını önemli ölçüde değiştiren İtalyan kültürü, yemeklerin tüketilme şeklini ve sofra adabını da belirgin bir şekilde etkilemiştir. Bu tarihe kadar yemeklerini elle yiyen Fransızlar, çatal bıçak kullanmaya başlamış; sarayda yerleşen bu alışkanlığın halk tarafından benimsenmesi ise yüz yıllık bir süreç içerisinde gerçekleşmiştir. Bu iki parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? Farklı görüşlerin aslında birbirini desteklediğini göstermektedirler. Iki farklı konuya ilişkin ortak bir görüş olduğunu vurgulamaktadırlar. CAynı olguyu farklı yönleriyle değerlendirip ele almaktadırlar. D) Farklı düşünceyi pekiştirmeye yönelik çeşitli örnekler sunmaktadırlar. E Farklı üsluplar kullansalar da konyu benzer nedenlerle açıklamaktadırlar. 7. 7.-8. sorula (1) Fatih Sult fethetmesinc büyük değiş tüketimi bu c dönemde Fa yemek yeme (IV) Fatih Sa çeşitliliğinde verilmiştir. ( arasında lah büryani, pel şerbet yer a Bu parçac aşağıdakil A. cümle B. cüml ilgisine Cll. cüm DYV. cüm söz edi E) cüm yapıldı

DGS/Sözel 15.-17. sorularda numaralanmış sözlerin veya cümlelerin anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralanması için hangilerinin birbiriyle yer değiştirmesi gerektiğini bulunuz. 15. I. Sokrates Batı'da temel bir kişiliktir, hatta öyle ki Sokra- tes'ten önce ve Sokrates'ten sonra diye niteleme yapı- lır. II. Buna karşın onu dolaylı olarak tanırız. III. Onun hakkında tüm bildiklerimiz, onunla karşılaşmış olanların bize bıraktıkları ile onunla konuşmuş olanla- rin bize aktardıkları pozitif ya da negatif etkilerden iba- rettir. A IV. Onun için temel olan, diyalogları aracılığıyla iyiyi, güze- li ve doğruyu sevdirmektir. V. Kendisi hiçbir yapıt bırakmamıştır ve öyle görünüyor ki bu konu onu pek de ilgilendirmemiştir. A) I-11 B) I-III D) III - IV E) IV-V C) II-IV 17. ANAMORFİK YAYINLARI

26. Özellikle sınava hazırlanma dönemine denk gelen lisenin son yılları gençlerin uzun süreli stres yaşamasına neden olabiliyor. Sınava hazırlanma sürecini bir maraton gibi algı- layarak sürekli dinlenmeden koşmak gerektiğini düşünmek ve yolun sonunda istediğimiz hedefe ulaşmaya çok büyük anlamlar yüklemek, ailenin ve çevrenin beklentileri ile bir- leştiğinde yaşanılan zor duyguların en önemli nedenlerin- den biri hâline geliyor. Stres ve kaygı bir noktaya kadar iş- levseldir ve bizi hedeflerimize ulaşmamız için motive eder. Bu stresin sürekli devam etmesi ve sınava hazırlanan genç- lerin genellikle gevşemeye ve duygularını yönetmeye fazla zaman ayıramaması, meslek seçimi ile ilgili kararsızlık, iş bulamama kaygısı, pandemi döneminin getirdiği endişeler ve belirsizlikle birleştiğinde yaşadıkları stresin ve kaygının kronikleşmesine ve tükenmişlik yaşamalarına neden olabilir. Bu parçaya göre sınava hazırlanan öğrencilerin sürek- li kaygı ve tükenmişlik yaşamalarında 1. Aileleriyle iletişim konusunda sorunlar yaşamak II. Stres yaratan durumların arka planına bakmamak III. Yaşadıkları stres sürecinde dinlenme araları verme etmenlerinden hangilerinin etkisi vardır? memek A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III D) I ve II E) II ve III ANAMORFİK YAYINLARI 2

14 1. Kurmaca inanç üzerine çalışır ve bu anlamda ideolojiyi, gerçekliğin bilinen tüm modellerini ve elbette bir metni gerçek ya da kurmaca hâline getiren temel unsurları içinde barındırır. II. Gerçekle kurmacanın kesiştiği bulanık alanda çalışmak ilgimi çekiyor. III. Barındırdığı için de gerçeklik her zaman kurmacayla örülü hâldedir. IV. Çünkü her şeyden önce kurmacanın, örneğin bir bilim gibi sınırları belirlenmiş kendine özgü bir alanı yok. V. Bundan dolayı her şey kurmacaya dönüştürülebilir. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir parag- raf oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur? A) I B) II C) III D) IV E) V

D) III - TV E) IV - V 16. 1. Gündelik hayat ve karar alma meselesi kendini bilme ve anlık durumlar ile ilişkilendirilebilir. II. Ancak gündelik hayatta yaşadığımız kaygılar anlık du- rumların önüne geçer. r III. İçinde bulunulan o ana en uygun davranışı seçmektir. IV. Seçmeye dayalı olduğu için anlık durumlar etikle ilintilidir. V. Anlık durumlar kendiliğinden gelişir, doğallık barındırır ancak kontrolsüz değildir. A) I - III B) I - IV D) II - Vep.coub/E) - V III C) II - IV d

17. 1. 3 boyutlu yazıcıların temel çalışma mantığı polimerlerin eritilip belirlenen yerlere katman katman döküldükten sonraki saniyelerde soğutulmasıdır. II. Alman bilim insanları 3 boyutlu yazıcıların verimini artı- rabilecek bir reçine elde ettiler. III. Burada önemli olan şey ise ısıtma sisteminin polimeri eritip tüpün içinde kolayca hareket edebilecek kadar akışkan ancak tüpün ucundan döküldükten sonra ko- layca soğuyabilecek yoğunlukta ve sıcaklıkta yapabile- cek kapasitesinin olmasıdır. IV. Reçine ise 3 boyutlu yazıcılar yoluyla bir ışık kaynağı altında sertleştirmek üzere tasarlanmış bir fotopolimer SIVI malzemedir. V. Yapılan çalışmada ise yeni üretilen reçinenin uygulan- dığı yüzeylerde foto-oksijenizasyon ve foto redoks uy- gulamalarının işe yaradığı gözlemlendi A) I - II B) I - III D) III - IV E) IV - V C) I-IV ANAMORFİK YAYIN

5.-7. sorularda numaralanmış cümlelerden hangisinin parçanın anlam bütünlüğünü bozduğunu bulunuz. 5. (1) Şair, sıradan kelimelere alışılagelmişin dışında yeni an- lamlar yükler. (II) Bununla okuyucunun hayal, zihin dünya- sında özgün çağrışımlara kapı aralar. (III) Çünkü yazmak, insana özgü bir eylem ise yazılanlara duyarsız kalmak da insan dışı varlıklara has bir tutumdur. (IV) Şairin kendine özgü söyleyiş ve kurgu tekniğinde bu tutarlılığının ayak iz- lerine rastlamak mümkündür. (V) Şair kelimeleri kullanarak tutarlılığını da ispat etmek zorundadır. A) I B) II D) IV E) V ARI

. Bugün ülke olarak gerek bilim insanı bakımından gerekse öğrenci bakımından ancak, o da belki, bir iki üniversiteyi gerçek anlamda besleyebilecek bir potansiyele sahibiz. Bu potansiyel hâlen dört beş eski üniversiteye dağılmış durumda ve dolayısıyla bu üniversitelerin sınırlı bir zaman içinde gerçek an- lamda üniversite olma olasılığı var. Yani akademis- yen sayısı mevcut üniversiteler için bir hayli az. Bu sözler, aşağıdaki sorulardan hangisine karşı- lık söylenmiş olabilir? A) Toplumumuz, üniversitelere gereken önemi veri- yor mu? B) Üniversitelerimiz, işlevini yerine getiriyor mu? C) Toplumumuzun neye gereksinimi var? D) Üniversitelerimiz yeterli mi? E) Öğrenci ve bilim insanı sayısı gerçek anlamda, üniversitelere yetiyor mu?

(1) Taaşuk-i Talât ve Fitnat romanında "gerçekçilik" unsuru daha belirgindir. (II) Aşk duygusu olağanüstü abartılardan sıyrılarak daha beşerî bir hâle gelmiştir. (III) Talât, sevgilisi- ne kavuşmak için pratik çözümler üretmeye çalışır, sosyal çevre baskısına aldırmadan akıl yoluyla çözüm bulmaya gayret eder. (IV) Çevre ve mekân tasvirleri ayrıntılı yapılma- ya çalışılmıştır. (V) Yazar bizi o çevreye götürmek istese de bunu başaramamıştır. (VI) Bunda betimleme gücünün zayıf olmasının da payı vardır. (VII) Daha önce hiç roman yazma- mış bir yazarın bütün acemiliği göze çarpar. (VIII) Yazar dili kullanmada başarısızdır. (IX) Akıcı olmayan pürüzlü bir dili vardır. (X) Yer yer dil bilgisi bozukluklarına rastlanmakta- dır. Bunun da başlıca nedeni, yazarın 21-22 yaşlarına kadar Türkçenin dışında Arnavutça, Fransızca, Rumca, Italyanca, Latince, Eski Yunanca gibi dillerde eğitim görmesidir. (XI) Ancak sonraki dönemlerde Türkçeyle daha fazla haşır neşir olduğundan dil kusurlarını düzeltmiştir. (XII) Yazar, roma- nında kişileri kendi sosyal ve ekonomik konumlarına uygun olarak konuşturur. (XIII) Taaşşuk-ı Talât ve Fitnat romanında Şemsettin Sami, tiplerin kişilik özelliklerini, karakterlerini, ruhsal çözümlemelerini derinlikli olarak vermemiştir. Bu parça üç paragrafa bölünmek istense II ve III. pa- ragraflar numaralı bölümlerin hangisiyle başlatılmalı- dır? B) C) D) II. Paragraf IV IV V IV III. Paragraf VIII VIII IX XII XII ogniTELIK

6. (1) Mısır'ın başkentinde tarih her yerde karşımıza çıkıyor; özellikle de Kahire'nin 10. yüzyıldan kal- ma, UNESCO Dünya Miras Listesi'nde yer alan ve dünyanın en eski Müslüman kentlerinden bi- rini barındıran tarihî merkezinde. (II) Beş yüz bin m² lik Büyük Mısır Müzesinin 2019'un ortalarında açılması bekleniyor. (III) Giza Platosu'nda yer alan ve dünyanın tek bir uygarlığa adanmış en ihtişamlı müzesi olan Büyük Mısır Müzesinin inşa masra- fi bir milyar doları buldu. (IV) Elli bin antik obje- nin sergileneceği müzenin gözdesi çocuk firavun Tutankamon'dan kalan beş binden fazla eserden oluşan ve ilk kez gün ışığına çıkan sergi olacak. (V) Tutankamon'un atlı savaş arabasına ve üç bin yıllık cenaze yatağına da ev sahipliği yapan müze, id cam cephesiyle Sfenks'in ve Piramitler'in etkileyi- ci manzaralarını da sunuyor. (VI) Antik dünyanın gizemlerinden biri olan Sfenks, geceleri düzenle- nen ve Piramitler ile bu dev heykeli canlı renkle- re bulayan bir ışık ve ses gösterisiyle bambaşka görünüyor. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle başlar? svilys im A) II Huvud B) III C) IV D) V E) VI YEDİKLIM

9. Kim tutabilir ki ateşi elinde karla kaplı Kafkasları düşünerek ya da hangi insan açlığını bastırabilir gözlerinin önünde bir şölen canlandırarak ya da nasıl bir hayalperest çırılçıplak yuvarlanabilir aralık karında yaz sıcağını düşleyerek? Bu cümleyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlış- tır? 1 A) Pekiştirilmiş sözcük zarf görevinde kullanılmıştı B) İsim tamlamaları kullanılmıştır. C) Tüm soru sözcükleri adıl görevindedir. D) Birleşik yapılı sözcükler kullanılmıştır. E) Bağ-fiil kullanılmıştır.

kira- nimi ana- rtak nde cak Ksa yia Paragraf Oluşturma 1. Yaygın görüş de olsa Haçlı Seferleri'nin sonlandığı 1272 yılı ve Yeni Çağ'ın başlatıldığı İstanbul'un Fethi olan 1453 yılı arasında iki yüz yıla yakın bir sürenin var olması, izah etmekte zorlandığımız bir açıklığı husule getirmektedir. II. Bu çerçevede Orta Çağ'ı MS IV-V. yüzyıldan başlatıp XV. yüzyıla kadar genişletmek daha tutarlı bir davranış olacaktır. III. Orta Çağ şeklinde tavsif edilen sürecin hangi dönemleri, yılları kapsadığı hakkında ittifak bulunmamaktadır. IV. Nitekim çağların bu şekilde ayrılmasına sebep olan tarihî vakıaların gelişimi de buna uygundur. V. Yaygın görüşe göre Orta Çağ, Roma İmparatorluğu'nun ikiye ayrılmasından (MS IV-V. yüzyıl) Haçlı Seferleri'nin son bulduğu yıllara kadar (MS XIII. yüzyıl) geçen süredir. Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) I B) II C) III D) IV E) V BENIM HOCAM TAKTIKLERLE PARAGRAF BENİM HOCAM TAKTIKLERLE PARAGR

tı çizi- mıştır? -m böy- insan- or fa- n, bi- ama ulla- isem yayıncılık ilen isemyayincilik www.isemkitap.com 7. TURKCE B 8. of the Televizyonda bir programın ne kadar izlendiğine izlenme oranı denir. (I) Yani bir programın ne kadar popüler olduğu- nu izlenme oranından anlayabiliriz. (II) Bu oran özellikle televizyon yapımcıları ve reklam şirketleri tarafından önemlidir. (If Çünkü televizyon yapımcıları prog- kamların devamlılığına izlenme oranına göre karar verirken reklam şirketleri de çok kişiye ulaşmak için izlenme oranları- na bakarlar. (IV) Hatta bu oranlara göre reklamların fiyatları yükselebilmektedir. Bu parçada numaralanmış cümlelerden hangisi kendisinden önceki ifadenin ne- denidir? 8) 11 for D) IV 1) Demiryolu köprüsünün altından geç- tikten sonra karanlık bir sokağa daldı. (II) Iki tarafta ahşap evler, sokaklarda tek tük çocuklar ve kediler vardı. (III) Bazı pence- relerin arkasından kadın bağrışları, çocuk ağlayışları geliyordu, (IV) Yer ver cirkef cu

2. Yazarların işi basit değildir. Düşünce- yi yazılı hâle getirir, onu somutlaştırır. Bununla beraber zaman zaman, bilgi ve becerisinin sınırlarını zorlar. Örne- ğin, bir harfe hiç yer vermeden yazısını yazar! Uzun ve itinayla yazılmış metin- de her harf bulunur da biri bulunmaz... Herhangi bir dilin söz varlığında en fazla mevcut olan harflerden birine yahut bir- den fazlasına yer verilmeden oluşturu- lan metinlere "lipogram" denir. Bu metin de bir lipogram ve alfabemizde yer alan, söz varlığımızda da bir hayli yeri olan bir harfe hiç yer verilmeden yazıldı. Baştan söyleyelim: J değil. Hangi harf bulunmu- yor onu da siz buluverin! Verilen paragrafın lipogram olmasını sağ- layan harf aşağıdakilerden hangisidir? A) V Byg eff isemyayincilik woww.isemkitan.com D) K isemyayincilik www.isemkitan c