Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Görüşme BaşlatPaketleri İncele

Roman ve Romanın Yapı Unsurları Soruları

TÜRK DİLİ VE EDEE
SOSYAL BİLİMLER-
19.
DENEME
17. Çayırı bütün bütün tenha buldular; ağaçların gölgeleri, nim
(yarı) bulutlu sema altında soluk ve melûl (üzgün) idi. Yal-
nız yağmurların ve dünkü güneşin verdiği taravet (tazelik)
ile mahzun (hüzünlü) bir yeşillik vardı; onlar çayırın bu ren-
gindeki güzellikten bahsederlerken Suat çinarlardan sarı,
kuru düşen yaprakların kapladığı yollarda ıslanarak hasıl
ettikleri (oluşturdukları) çamura, bu çürümüş yapraklara
bakarak "İşte!" diyordu.
Necip etrafına bakınarak:
- Havanın rengi iyice soluyor, dedi.
Ve bastonuyla karşıdan ağır ağır yükselen bulut sürülerini-
gösterdi.
Süreyya:
-
Ey, ne olacak? dedi, geçenki havaları düşünsene... Ne
idi o yağmur, o rüzgar?
Bu parça, aşağıdaki romanların hangisinden alınmış
olabilir?
A) Eylül
B) Aşk-ı Memnu
C) Nadide
D) Mai ve Siyah,
E) Gönül Hanım
nisi Milli Edebiyat şiirine örne
Lise Türkçe
Roman ve Romanın Yapı Unsurları
TÜRK DİLİ VE EDEE SOSYAL BİLİMLER- 19. DENEME 17. Çayırı bütün bütün tenha buldular; ağaçların gölgeleri, nim (yarı) bulutlu sema altında soluk ve melûl (üzgün) idi. Yal- nız yağmurların ve dünkü güneşin verdiği taravet (tazelik) ile mahzun (hüzünlü) bir yeşillik vardı; onlar çayırın bu ren- gindeki güzellikten bahsederlerken Suat çinarlardan sarı, kuru düşen yaprakların kapladığı yollarda ıslanarak hasıl ettikleri (oluşturdukları) çamura, bu çürümüş yapraklara bakarak "İşte!" diyordu. Necip etrafına bakınarak: - Havanın rengi iyice soluyor, dedi. Ve bastonuyla karşıdan ağır ağır yükselen bulut sürülerini- gösterdi. Süreyya: - Ey, ne olacak? dedi, geçenki havaları düşünsene... Ne idi o yağmur, o rüzgar? Bu parça, aşağıdaki romanların hangisinden alınmış olabilir? A) Eylül B) Aşk-ı Memnu C) Nadide D) Mai ve Siyah, E) Gönül Hanım nisi Milli Edebiyat şiirine örne
18. Halide Edip Adıvar; roman, hikâye ve anı türlerinde
eserler vermiştir. Tekniği zayıf olmakla beraber tas-
vir ve tahlilleri güçlü romanlarıyla tanınmıştır. Süssüz,
kısa cümleli romanlarında güçlü kişilikli kadın kahra-
manlar ön plandadır. Ateşten Gömlek romanındaki
----, Vurun Kahpeye romanındaki ----, Sinekli Bakkal
romanındaki yazarın bahsedilen güçlü kadın kah-
ramanlarına verilecek en güzel örneklerdendir.
Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağı-
dakilerden hangisi getirilmelidir?
A Selma Hanım - Ayşe - Zehra
B) Aliye - Selma Hanım - Rabia
C) Ayşe - Aliye - Rabia
D) Zehra - Rabia - Selma Hanım
E)) Zehra - Ayşe - Aliye
Lise Türkçe
Roman ve Romanın Yapı Unsurları
18. Halide Edip Adıvar; roman, hikâye ve anı türlerinde eserler vermiştir. Tekniği zayıf olmakla beraber tas- vir ve tahlilleri güçlü romanlarıyla tanınmıştır. Süssüz, kısa cümleli romanlarında güçlü kişilikli kadın kahra- manlar ön plandadır. Ateşten Gömlek romanındaki ----, Vurun Kahpeye romanındaki ----, Sinekli Bakkal romanındaki yazarın bahsedilen güçlü kadın kah- ramanlarına verilecek en güzel örneklerdendir. Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağı- dakilerden hangisi getirilmelidir? A Selma Hanım - Ayşe - Zehra B) Aliye - Selma Hanım - Rabia C) Ayşe - Aliye - Rabia D) Zehra - Rabia - Selma Hanım E)) Zehra - Ayşe - Aliye
3. Aşağıdakilerden hangisi hikâyeyi romandan ayıran bir özelliktir?
A) Belli bir plan çerçevesinde yazılması
B) Farklı anlatım türlerine yer vermesi
C) Kişi, yer ve zaman unsurlarına yer vermesi
D) Olayları ayrıntıya girmeden kısaca anlatması
E) Yaşanmış ya da yaşanabilecek kurgusal olayları anlatması
Lise Türkçe
Roman ve Romanın Yapı Unsurları
3. Aşağıdakilerden hangisi hikâyeyi romandan ayıran bir özelliktir? A) Belli bir plan çerçevesinde yazılması B) Farklı anlatım türlerine yer vermesi C) Kişi, yer ve zaman unsurlarına yer vermesi D) Olayları ayrıntıya girmeden kısaca anlatması E) Yaşanmış ya da yaşanabilecek kurgusal olayları anlatması
Edebiya
Selim'in bahsettiği Burhan, Neden beklemedim? Belki
de o, "Selim sizden bahsederdi." diye atılırdı. Hayır.
Atılmazdı. Benimle ilgisi sınırlı. Işte gene kaybettim.
Neden acele ettim. Burhan kendini tuttu, konuşmadı.
Böyle bir meselesi yok aslında. O zaman da kendi
kaybeder. Kaybeder ama şu Burhan da neden ağırlık
taslar, mollalar gibi. Bu Selim de insandan hiç
anlamazdı. "Sigara kullanıyor musunuz. Burhan Bey?"
İntikamımı aldım işte: Hem "kullanmak" hem de "Bey"
dedim. Beni küçümsemen için açık verdim. "Bey"
dedi bana, "pis küçük burjuva" diye sevin bakalım.
Bir romandan alınan bu parçada aşağıdaki anlatım
yöntemlerinden hangisi kullanılmıştır?
A) Bilinç akışı
B) Geriye dönüş
C) Üst Kurmaca
E) İç çözümleme
(sisy 1189 obne@
D) Özetleme
inden biri
Lise Türkçe
Roman ve Romanın Yapı Unsurları
Edebiya Selim'in bahsettiği Burhan, Neden beklemedim? Belki de o, "Selim sizden bahsederdi." diye atılırdı. Hayır. Atılmazdı. Benimle ilgisi sınırlı. Işte gene kaybettim. Neden acele ettim. Burhan kendini tuttu, konuşmadı. Böyle bir meselesi yok aslında. O zaman da kendi kaybeder. Kaybeder ama şu Burhan da neden ağırlık taslar, mollalar gibi. Bu Selim de insandan hiç anlamazdı. "Sigara kullanıyor musunuz. Burhan Bey?" İntikamımı aldım işte: Hem "kullanmak" hem de "Bey" dedim. Beni küçümsemen için açık verdim. "Bey" dedi bana, "pis küçük burjuva" diye sevin bakalım. Bir romandan alınan bu parçada aşağıdaki anlatım yöntemlerinden hangisi kullanılmıştır? A) Bilinç akışı B) Geriye dönüş C) Üst Kurmaca E) İç çözümleme (sisy 1189 obne@ D) Özetleme inden biri
Bir şairdir.
Karacaoğlan, edebiyatımızda bir aşk ve doğa şairi olarak bilinmektedir.
(!!!) Şiirlerinde halk şiirinin ölçü ve söyleyiş özelliklerine bağlı kalmıştır.
C) (1) Karacaoğlan, halk edebiyatının en önemli şairlerindendir.
(II) Edebiyatımızda aşk ve doğa şiiri olarak bilinir.
(III) Şiirlerinde halk şiirinin ölçü ve söyleyiş özelliğine bağlıdır.
D) (1) Türk halk dilinin ve halk zevkinin bütün inceliklerini içeren şiirleri vardır.
(II) Karacaoğlan, edebiyatımızda aşk şairi olarak bilinmektedir.
doğa
(III) Şiirlerinde halk şiirinin ölçü ve söyleyiş özelliklerine bağlı kalmıştır.
5.
Sonra... Sonra kar yağmaya başladı. Kütüphanenin camı buz tutmaya başladı. Ampulün ışığı buza girip çıktı. Üşüye-
rek yine tavandaki şişesine girdi. Elbiselerimin cepleri buzdan kaskatı kesilmişti. Elimi cebime de sokamıyordum. Soba
haril harıl yanıyordu. Sobanın üstünde buzlar eriyordu. Demin yanımda olan şimdi yandaki odaya geçmişti. İki odayı
birbirinden ayıran kapıyı açmış, bana bakıyordu. Kuş ağaca tünemiş, kabarmış oturuyordu. O kuşa ıslık çaldı. Kuş
cevap vermedi. Bana döndü. "Buz kestin orda, dedi, bu odaya gelsene!" "O oda sıcak mı?" diye sormuşum gibi "Sıcak
ya!" dedi, "Bu oda ısındı, senden mi?" diye sormuşum gibi "Benden ya!" dedi. Sobaya baktım. Haril haril yanıyordu.
Herhalde sobada bir bozukluk olacak diye boruya elimi sürmemle çekmem bir oldu.
Bu metin ile ilgili verilen açıklamalardan hangisi doğrudur?
A) Sıralı cümlelere yer verilmiştir.
B) İkilemelerden yararlanılmamıştır.
C) Üçüncü kişi ağzından anlatım yapılmıştır.
:f
Birinci kişi ağzından anlatım yapılmıştır.
biridir() Her yıl fizik, kimya, fizyoloji veya tip, edebiyat,
den günümüze
Lise Türkçe
Roman ve Romanın Yapı Unsurları
Bir şairdir. Karacaoğlan, edebiyatımızda bir aşk ve doğa şairi olarak bilinmektedir. (!!!) Şiirlerinde halk şiirinin ölçü ve söyleyiş özelliklerine bağlı kalmıştır. C) (1) Karacaoğlan, halk edebiyatının en önemli şairlerindendir. (II) Edebiyatımızda aşk ve doğa şiiri olarak bilinir. (III) Şiirlerinde halk şiirinin ölçü ve söyleyiş özelliğine bağlıdır. D) (1) Türk halk dilinin ve halk zevkinin bütün inceliklerini içeren şiirleri vardır. (II) Karacaoğlan, edebiyatımızda aşk şairi olarak bilinmektedir. doğa (III) Şiirlerinde halk şiirinin ölçü ve söyleyiş özelliklerine bağlı kalmıştır. 5. Sonra... Sonra kar yağmaya başladı. Kütüphanenin camı buz tutmaya başladı. Ampulün ışığı buza girip çıktı. Üşüye- rek yine tavandaki şişesine girdi. Elbiselerimin cepleri buzdan kaskatı kesilmişti. Elimi cebime de sokamıyordum. Soba haril harıl yanıyordu. Sobanın üstünde buzlar eriyordu. Demin yanımda olan şimdi yandaki odaya geçmişti. İki odayı birbirinden ayıran kapıyı açmış, bana bakıyordu. Kuş ağaca tünemiş, kabarmış oturuyordu. O kuşa ıslık çaldı. Kuş cevap vermedi. Bana döndü. "Buz kestin orda, dedi, bu odaya gelsene!" "O oda sıcak mı?" diye sormuşum gibi "Sıcak ya!" dedi, "Bu oda ısındı, senden mi?" diye sormuşum gibi "Benden ya!" dedi. Sobaya baktım. Haril haril yanıyordu. Herhalde sobada bir bozukluk olacak diye boruya elimi sürmemle çekmem bir oldu. Bu metin ile ilgili verilen açıklamalardan hangisi doğrudur? A) Sıralı cümlelere yer verilmiştir. B) İkilemelerden yararlanılmamıştır. C) Üçüncü kişi ağzından anlatım yapılmıştır. :f Birinci kişi ağzından anlatım yapılmıştır. biridir() Her yıl fizik, kimya, fizyoloji veya tip, edebiyat, den günümüze
A
A
Türk Dili ve Edebiyatı - Sosyal Bilimler-1
17. 1. Kaç yaşımda olduğumu ve arkamda bıraktığım
geçmişi unuttuğum gün, kim bilir, ne kadar rahat
edeceğim! Lakin bu hâle vardığım vakit de ge-
ne bu engin ve kurak ovaların korkunç genişliği-
ni hissetmekten kurtulamayacağım. Bu his her an
yüreğimi burkuyor, başımı döndürüyor ve idaremi
hurdahaş ediyor.
II. Turgut, önündeki direksiyona, belli etmek isteme-
diği bir çekingenlikle bakıyordu. Kimse sezme-
den, korkusunu fark etmeden, bu inatçı ve onu ta-
nimayan sertlikle nasıl uyuşabilecekti? Öğrendik-
ten sonra, bütün zorluklar geride kaldıktan son-
ra vücudun her parçasında, başlangıçta bu maki-
ne kadar kör ve inatçı olan direnmenin yumuşadı-
ğını, mümkün olduğunu gördüğü zaman, yazık ki
geçiş süresini unutuverir insan.
III. Denizin üstünde (martılar adeta yalnızlığıma or-
tak oluyordu. Arada bir de balık avlamak için su-
ya akın ediyorlardı. Saatlerce oturdum. Her ba-
lık yem olduğunda martıların mutluluğuna ortak
oldum. Deniz sakirtdi. Kayalara hafifçe bir dalga
vuruyordu. Dalga sesi martılarla karıştı. Fark et-
tim ki hayatta farklı tonlar var. Belki de onları fark
edebilmek gerekiyordu. Bugüne kadar nasıl kaç-
mıştım her şeyden.
Numaralanmış metinlerle ilgili
Birinci metinde iç konuşma tekniğinden yararla-
nılmıştır.
İkinci metinde iç çözümleme tekniğinden yararla-
nılmıştır.
Üçüncü metinde bilinç akışı tekniğinden yararla-
nılmıştır.
yargılarından hangileri doğrudur?
Yalnız I
B) I ve II
Yalnız II
D) Ive HI
I, II ve III
AYT D
18. Ne roman bir toplum bilim kitabı m
topluluğudur. Bir sanat eserini bir
lar olarak kabul etmek, sadece sa
görmemektir. Balzac'ı, yaşadığı
rını öğrenmek için okuduğunu kin
olsaydı bu olayları anlatan sayf
si sayılmaz mıydı? Romani tarit
yaratışın ne demek olduğunu b
romanın birkaç defa okunması
sonra tekrar edilmesi, ezberlen
şiirin herhangi bir mesele hakk
okunmadığını gösterir; insanın
bilmek istediği görülmüş müd
şair de yazdığını bir şeyler öğr
ki okuyan da bir şeyler öğrenm
Bu parça aşağıdaki metinle
mış olabilir?
(A) Deneme
B Makale
D Ekra
19. (1) Orta oyunu, sahne olara
seyircilerle çevrilmiş açık bir
oyununda, Küşteri Meydanı
alanı, herhangi bir yerde
(III) Oyunda dekor denilebil
dir: Birincisi ev olarak kullan
paravan, ikincisi iş yeri ol
adı verilen iskemledir. (IV
tip özelliği gösterir. (V) Br
nim görmüş kişilerin söyle
okumamış kesimi temsil e
müş, görgü kurallarına uya
Pişekâr'dır.
Bu parçadaki numarala
de bir bilgi yanlışı vardı
A) I
B)
C) I
AYDIN YAYINLARI
Lise Türkçe
Roman ve Romanın Yapı Unsurları
A A Türk Dili ve Edebiyatı - Sosyal Bilimler-1 17. 1. Kaç yaşımda olduğumu ve arkamda bıraktığım geçmişi unuttuğum gün, kim bilir, ne kadar rahat edeceğim! Lakin bu hâle vardığım vakit de ge- ne bu engin ve kurak ovaların korkunç genişliği- ni hissetmekten kurtulamayacağım. Bu his her an yüreğimi burkuyor, başımı döndürüyor ve idaremi hurdahaş ediyor. II. Turgut, önündeki direksiyona, belli etmek isteme- diği bir çekingenlikle bakıyordu. Kimse sezme- den, korkusunu fark etmeden, bu inatçı ve onu ta- nimayan sertlikle nasıl uyuşabilecekti? Öğrendik- ten sonra, bütün zorluklar geride kaldıktan son- ra vücudun her parçasında, başlangıçta bu maki- ne kadar kör ve inatçı olan direnmenin yumuşadı- ğını, mümkün olduğunu gördüğü zaman, yazık ki geçiş süresini unutuverir insan. III. Denizin üstünde (martılar adeta yalnızlığıma or- tak oluyordu. Arada bir de balık avlamak için su- ya akın ediyorlardı. Saatlerce oturdum. Her ba- lık yem olduğunda martıların mutluluğuna ortak oldum. Deniz sakirtdi. Kayalara hafifçe bir dalga vuruyordu. Dalga sesi martılarla karıştı. Fark et- tim ki hayatta farklı tonlar var. Belki de onları fark edebilmek gerekiyordu. Bugüne kadar nasıl kaç- mıştım her şeyden. Numaralanmış metinlerle ilgili Birinci metinde iç konuşma tekniğinden yararla- nılmıştır. İkinci metinde iç çözümleme tekniğinden yararla- nılmıştır. Üçüncü metinde bilinç akışı tekniğinden yararla- nılmıştır. yargılarından hangileri doğrudur? Yalnız I B) I ve II Yalnız II D) Ive HI I, II ve III AYT D 18. Ne roman bir toplum bilim kitabı m topluluğudur. Bir sanat eserini bir lar olarak kabul etmek, sadece sa görmemektir. Balzac'ı, yaşadığı rını öğrenmek için okuduğunu kin olsaydı bu olayları anlatan sayf si sayılmaz mıydı? Romani tarit yaratışın ne demek olduğunu b romanın birkaç defa okunması sonra tekrar edilmesi, ezberlen şiirin herhangi bir mesele hakk okunmadığını gösterir; insanın bilmek istediği görülmüş müd şair de yazdığını bir şeyler öğr ki okuyan da bir şeyler öğrenm Bu parça aşağıdaki metinle mış olabilir? (A) Deneme B Makale D Ekra 19. (1) Orta oyunu, sahne olara seyircilerle çevrilmiş açık bir oyununda, Küşteri Meydanı alanı, herhangi bir yerde (III) Oyunda dekor denilebil dir: Birincisi ev olarak kullan paravan, ikincisi iş yeri ol adı verilen iskemledir. (IV tip özelliği gösterir. (V) Br nim görmüş kişilerin söyle okumamış kesimi temsil e müş, görgü kurallarına uya Pişekâr'dır. Bu parçadaki numarala de bir bilgi yanlışı vardı A) I B) C) I AYDIN YAYINLARI
NITED
2. Schiller'in Haydutlar isimli eserinde bu edebiyat akımının
izlerini görebiliriz: Oyunun kahramanları, yazarın yaşlarında
birbirine karşı olan iki kardeştir. Bunlardan Karl von Moor,
aristokrat bir idealist ve ihtilalcidir. Franz von Moor ise, me-
kanik bir maddeci, bozuk düzeni kendi başına kurtarmak he-
vesinde olan ama bencilliği ağır basarak her türlü kötülüğü
ve canavarlığı yapan biridir. Burada kesin çizgilerle birbirinin
karşıtı olan, kategorikleştirilmiş iyi ile kötünün savaşı görülür.
Bahsettiğimiz akımın bu oyundaki özelliklerini şöyle özetle-
yebiliriz; bir kere, askerî okulun duvarları içinde yazılmış olan
bu oyunun her türlü olanak ve olasılıkları aşan bir konusu
vardır. İkincisi, zaman ve yer kavramları birbirine karışmış-
tır. Üçüncü, sırf hayal ürünü olan bir dramatik akışla gelişir.
Dördüncüsü, yazarın yaşamı tanımadığı ve insanları nesnel
bir gözle değerlendirmediği izlenir. Sonuncusu da yazar, baş
oyun kişilerini kesinkes bir iyi-kötü katagorileri içinde göste-
rerek idealize etmiştir.
Parçada bahsedilen Haydutlar'ın hangi edebiyat akımı
etkisiyle yazıldığını söylenebilir?
A) Klasisizm
B) Natüralizm
C) Ekpresyonizm
D) Romantizm
E) Egzistansiyalizm
Lise Türkçe
Roman ve Romanın Yapı Unsurları
NITED 2. Schiller'in Haydutlar isimli eserinde bu edebiyat akımının izlerini görebiliriz: Oyunun kahramanları, yazarın yaşlarında birbirine karşı olan iki kardeştir. Bunlardan Karl von Moor, aristokrat bir idealist ve ihtilalcidir. Franz von Moor ise, me- kanik bir maddeci, bozuk düzeni kendi başına kurtarmak he- vesinde olan ama bencilliği ağır basarak her türlü kötülüğü ve canavarlığı yapan biridir. Burada kesin çizgilerle birbirinin karşıtı olan, kategorikleştirilmiş iyi ile kötünün savaşı görülür. Bahsettiğimiz akımın bu oyundaki özelliklerini şöyle özetle- yebiliriz; bir kere, askerî okulun duvarları içinde yazılmış olan bu oyunun her türlü olanak ve olasılıkları aşan bir konusu vardır. İkincisi, zaman ve yer kavramları birbirine karışmış- tır. Üçüncü, sırf hayal ürünü olan bir dramatik akışla gelişir. Dördüncüsü, yazarın yaşamı tanımadığı ve insanları nesnel bir gözle değerlendirmediği izlenir. Sonuncusu da yazar, baş oyun kişilerini kesinkes bir iyi-kötü katagorileri içinde göste- rerek idealize etmiştir. Parçada bahsedilen Haydutlar'ın hangi edebiyat akımı etkisiyle yazıldığını söylenebilir? A) Klasisizm B) Natüralizm C) Ekpresyonizm D) Romantizm E) Egzistansiyalizm
14. 1. Kişilerin, karakter ve düzeylerine uygun şekilde
birbirleriyle konuşturulmasıdır. (diyalog tekniği)
II. Kişilerin konuşma ve hareketlerinin doğrudan
yansıtılması, anlatıcının aradan çekilerek okurun
dikkatinin eser üzerinde yoğunlaştırılmasıdır. (gös-
terme tekniği)
III. Kişilerin duygu ve düşüncelerinin, içlerinden ge-
çenlerin sesli düşünme şeklinde aktarılmasıdır, (bi-
linç akışı tekniği)
IV. Yazarın ya da öykü kişilerinin geçmiş zamana
dönerek olayın oluş sebeplerini aydınlığa kavuştur-
masıdır. (geriye dönüş tekniği)
V. Kişilerin aklından geçenlerin, serbestçe, hiçbir
mantık ve dil kuralı gözetilmeksizin birinci kişinin ağ-
zından aktarılmasıdır, (iç konuşma tekniği)
Yukarıda ayraç içindeki tekniklerden hangileri
yer değiştirirse bilgi yanlışı düzeltilir?
A) I ve II
B) I ve III
C) II ve IV
D) Ill ve V
E) IV ve V
10
5
Lise Türkçe
Roman ve Romanın Yapı Unsurları
14. 1. Kişilerin, karakter ve düzeylerine uygun şekilde birbirleriyle konuşturulmasıdır. (diyalog tekniği) II. Kişilerin konuşma ve hareketlerinin doğrudan yansıtılması, anlatıcının aradan çekilerek okurun dikkatinin eser üzerinde yoğunlaştırılmasıdır. (gös- terme tekniği) III. Kişilerin duygu ve düşüncelerinin, içlerinden ge- çenlerin sesli düşünme şeklinde aktarılmasıdır, (bi- linç akışı tekniği) IV. Yazarın ya da öykü kişilerinin geçmiş zamana dönerek olayın oluş sebeplerini aydınlığa kavuştur- masıdır. (geriye dönüş tekniği) V. Kişilerin aklından geçenlerin, serbestçe, hiçbir mantık ve dil kuralı gözetilmeksizin birinci kişinin ağ- zından aktarılmasıdır, (iç konuşma tekniği) Yukarıda ayraç içindeki tekniklerden hangileri yer değiştirirse bilgi yanlışı düzeltilir? A) I ve II B) I ve III C) II ve IV D) Ill ve V E) IV ve V 10 5
20. Aşağıdaki parçaların hangisinde modernist bir anlayış
söz konusu değildir?
c
A) Demek kimse yoktur, herhålde yoktur, demek başka,
kimsenin olmaması başka. Demek, 'artık kimse yok, the
end', yalnızım' dediğim zamanlardaki yalnızlığım geçici
bir yoksulluk gibiymiş... Vay canina! Vay canina! Tek ad-
yok. Olacağı da yok. Tek adres yok. Olacağı da yok, Elim
çenemde-hayır, böğrümde- düşünüyorum, düşünüyo-
rum, bu koca kentte kimse gelmiyor aklıma...
B) Derse girmeyeceğim. Habersiz derse girmeyişim sekre-
teri şaşırtır. Dersimin olduğu saatte çocukları koridorda
dolaşırken görür. "Aysel Hanım gelmedi. "derler. Sevinir-
ler. Parklara çıkarlar. Kantinde otururlar. Ölmüş olduğum
kimsenin aklına gelmez. Sekreter belki eve telefon eder.
Sonra, daha sonraki günler ne olur? Hiç öğrenmeyece-
ğim nasıl olsa. Burada yatıyorum işte. Ölümün tamam-
lanmasını istiyorum.
C) Mehmet Ali'nin bana verilen odasında yerleşmem epeyce
uzun sürdü. Bu, ovaya bakan iki küçük pencereli, kavak
ağaçlarıyla tutturulmuş tavanından kuru otlar sarkan, ta-
banı toprak bir hücredir. Önce yatak takımını ve seyyar
karyolamı saran iki harar beziyle bu tavanı örtmek, sonra
şehirden getirdiğim tahta ve muşambalarla bu toprak ze-
mini kaplamak, döşemek lazım geldi.
(D) Orada beklerken, yıkık bir taş duvarın önünde ayağını
şöyle mi tutsa böyle mi? Elini şöyle mi koysa böyle mi?
İşte herkes bilir bir kızı bir durakta, bir pastanede, bir
köşe başında beklemenin ne olduğunu. Gazete oku-
maya dalmış gibi de yapılabilir. Kızgın güneşli bir baş-
kent sabahında beklemek... yüzünü buruşturuyor insan.
Acaba duvarın dibine, gölgeye çömelse mi? Hiç olmaz.
Ayıp...
P
E
E) Dakikalar ne kadar hızlı akmaya, saat başları ne kadar S
çabuk vurmaya...- öyle ya sokağa çıkma yasağına çok
az kaldı işte.- bu geceyi programlamak istedim. Yarını
programlamak istedim, istiyorum. Ufuk'u bulamadım. Bir
taksi arıyorum. Ardımdan gelenler...(...) Anadolu Eks-
presi'nin geliş saatini kaçırmamalıyım. Uyuyakalmama-
lıyım. Kısmet'i mutlak karşılamalıyım. Tam şimdi o da
Eskişehir'den binmiştir.
Lise Türkçe
Roman ve Romanın Yapı Unsurları
20. Aşağıdaki parçaların hangisinde modernist bir anlayış söz konusu değildir? c A) Demek kimse yoktur, herhålde yoktur, demek başka, kimsenin olmaması başka. Demek, 'artık kimse yok, the end', yalnızım' dediğim zamanlardaki yalnızlığım geçici bir yoksulluk gibiymiş... Vay canina! Vay canina! Tek ad- yok. Olacağı da yok. Tek adres yok. Olacağı da yok, Elim çenemde-hayır, böğrümde- düşünüyorum, düşünüyo- rum, bu koca kentte kimse gelmiyor aklıma... B) Derse girmeyeceğim. Habersiz derse girmeyişim sekre- teri şaşırtır. Dersimin olduğu saatte çocukları koridorda dolaşırken görür. "Aysel Hanım gelmedi. "derler. Sevinir- ler. Parklara çıkarlar. Kantinde otururlar. Ölmüş olduğum kimsenin aklına gelmez. Sekreter belki eve telefon eder. Sonra, daha sonraki günler ne olur? Hiç öğrenmeyece- ğim nasıl olsa. Burada yatıyorum işte. Ölümün tamam- lanmasını istiyorum. C) Mehmet Ali'nin bana verilen odasında yerleşmem epeyce uzun sürdü. Bu, ovaya bakan iki küçük pencereli, kavak ağaçlarıyla tutturulmuş tavanından kuru otlar sarkan, ta- banı toprak bir hücredir. Önce yatak takımını ve seyyar karyolamı saran iki harar beziyle bu tavanı örtmek, sonra şehirden getirdiğim tahta ve muşambalarla bu toprak ze- mini kaplamak, döşemek lazım geldi. (D) Orada beklerken, yıkık bir taş duvarın önünde ayağını şöyle mi tutsa böyle mi? Elini şöyle mi koysa böyle mi? İşte herkes bilir bir kızı bir durakta, bir pastanede, bir köşe başında beklemenin ne olduğunu. Gazete oku- maya dalmış gibi de yapılabilir. Kızgın güneşli bir baş- kent sabahında beklemek... yüzünü buruşturuyor insan. Acaba duvarın dibine, gölgeye çömelse mi? Hiç olmaz. Ayıp... P E E) Dakikalar ne kadar hızlı akmaya, saat başları ne kadar S çabuk vurmaya...- öyle ya sokağa çıkma yasağına çok az kaldı işte.- bu geceyi programlamak istedim. Yarını programlamak istedim, istiyorum. Ufuk'u bulamadım. Bir taksi arıyorum. Ardımdan gelenler...(...) Anadolu Eks- presi'nin geliş saatini kaçırmamalıyım. Uyuyakalmama- lıyım. Kısmet'i mutlak karşılamalıyım. Tam şimdi o da Eskişehir'den binmiştir.
TÜRK DİLİ VE
THU
8. "Yavaş yavaş merdivenleri indi. Orta kata gelince.t
müdürün odası gözüne ilişti. Şakir Bey'i bir kere
görmek fena olmaz diye düşündü. Kocası hakkında
ondan malûmat alabilirdi, hademe ile içeriye haber
Taip gönderdi." (Peyami Safa-Canan)
NE
Anlatıcının kahramanların zihninden geçenleri
okuduğu anlatım tekniğidir. Kahramanların
düşünceleri ve duyguları okuyucuya üçüncü kişinin
ağzından aktarılmaktadır.
itengovidof0-91/09 (8
Örneği verilen anlatım tekniği aşağıdakilerden
etho-isXSTOM (3
hangisidir?
A) Özetleme
B) Geriye
dönüş ² (
C) İç çözümleme
D) Diyalog
18-mA (3
(E) Bilinç akışı
Lise Türkçe
Roman ve Romanın Yapı Unsurları
TÜRK DİLİ VE THU 8. "Yavaş yavaş merdivenleri indi. Orta kata gelince.t müdürün odası gözüne ilişti. Şakir Bey'i bir kere görmek fena olmaz diye düşündü. Kocası hakkında ondan malûmat alabilirdi, hademe ile içeriye haber Taip gönderdi." (Peyami Safa-Canan) NE Anlatıcının kahramanların zihninden geçenleri okuduğu anlatım tekniğidir. Kahramanların düşünceleri ve duyguları okuyucuya üçüncü kişinin ağzından aktarılmaktadır. itengovidof0-91/09 (8 Örneği verilen anlatım tekniği aşağıdakilerden etho-isXSTOM (3 hangisidir? A) Özetleme B) Geriye dönüş ² ( C) İç çözümleme D) Diyalog 18-mA (3 (E) Bilinç akışı
TÜRK DİLİ VE
24 Mant
garlik
lojisin
meze
ama
Düş
çağr
rilme
bun
irin
için.
Bu
ede
A)
B)
D
23. Bilinç akışı; omanda figürlerin iç dünyalarını kendi
zihinlerinden, bütün karmaşasıyla aracısız bir şekil-
de aktarmayı amaçlar. Bu, çağrışıma dayalı olarak
birbirini izleyen düzensiz yapıdaki cümle ve sözcük-
lerle ortaya konan bir tekniktir. Bu teknikte kahrama-
nın zihni ve iç dünyası; düşünceler, dağınık sözler,
imajlar ve sembollerin çağrışım silsileleri hâlinde ve-
rilmesiyle aktarılır. Bu yönüyle kahramanın iç sesi-
nin anlatıldığı ancak tamamen yazarın kontrolünde
olan iç monolog tekniğinden ayrılır.
Bu açıklamaya göre aşağıdaki parçalardan han-
gisi bilinç akışı tekniğine örnek olarak gösteri-
lebilir?
A) Bugün sokağa çıkmaya karar verdim. Günseli'ye
gitmek istiyordum. Birkaç gündür izinli olduğunu
biliyordum. Evden çıktım, yavaş yavaş yürüye-
rek caddeye ulaştım. Kalabalık birden şaşırttı
beni, başım döndü. İnsanlar, bana çarparak ya-
nimdan geçiyorlardı.
.
Y
B) Gözlerini açtıktan sonra da bir süre rüyayı kafa-
sında yaşadı, gerçeği hemen kabul edemiyordu. A
Gördüğü rüyaya hayalinden eklemeler yaptı, ak-
lının gözlerinde sürdürdü rüyayı. Sonra görün- A
tüler bütünüyle silindi, yerini, bir rüya boyunca
unuttuğu düşüncelere, meselelere bıraktı.
Y
1
N
L
A
B
C) Ahmet telefonu, bastırmaya çalıştığı bir öfkeyle
kapadı. Parmaklarıyla masanın üzerine sinirli si-
nirli vurarak önce Cevdet Bey'in resmine, sonra
Osman'a baktı. "Evet Cevdet Bey'in resmini yap-
malı!" diye düşündü.
D) İster istemez bir yabancının horladığı bir odada
geceleyecektin. Daha sonraları birçok kişinin
horladığı odalarda kaldın. Ve mişıl mışıl uyudun.
Güzel rüyalar gördün. O gece, bir yandan bir
yana dönmüş, doğru dürüst uyuyamamıştın.
E) Mutlak birisini çiğnedi, bu herifi hapse tıktılar.
Ne kadar münasebetsizlik!.. On altı yaş ölmek
için pek erkendir. Ah! Artık vapura gidemem...
Yazık... Hey terbiyesiz dağ adamı! Bu küfür
doğrusu unutulmaz... Arabacı! Sür be herif! Şu
Andon'un yaptığı işi de görüyor musun?
E)
25.
Lise Türkçe
Roman ve Romanın Yapı Unsurları
TÜRK DİLİ VE 24 Mant garlik lojisin meze ama Düş çağr rilme bun irin için. Bu ede A) B) D 23. Bilinç akışı; omanda figürlerin iç dünyalarını kendi zihinlerinden, bütün karmaşasıyla aracısız bir şekil- de aktarmayı amaçlar. Bu, çağrışıma dayalı olarak birbirini izleyen düzensiz yapıdaki cümle ve sözcük- lerle ortaya konan bir tekniktir. Bu teknikte kahrama- nın zihni ve iç dünyası; düşünceler, dağınık sözler, imajlar ve sembollerin çağrışım silsileleri hâlinde ve- rilmesiyle aktarılır. Bu yönüyle kahramanın iç sesi- nin anlatıldığı ancak tamamen yazarın kontrolünde olan iç monolog tekniğinden ayrılır. Bu açıklamaya göre aşağıdaki parçalardan han- gisi bilinç akışı tekniğine örnek olarak gösteri- lebilir? A) Bugün sokağa çıkmaya karar verdim. Günseli'ye gitmek istiyordum. Birkaç gündür izinli olduğunu biliyordum. Evden çıktım, yavaş yavaş yürüye- rek caddeye ulaştım. Kalabalık birden şaşırttı beni, başım döndü. İnsanlar, bana çarparak ya- nimdan geçiyorlardı. . Y B) Gözlerini açtıktan sonra da bir süre rüyayı kafa- sında yaşadı, gerçeği hemen kabul edemiyordu. A Gördüğü rüyaya hayalinden eklemeler yaptı, ak- lının gözlerinde sürdürdü rüyayı. Sonra görün- A tüler bütünüyle silindi, yerini, bir rüya boyunca unuttuğu düşüncelere, meselelere bıraktı. Y 1 N L A B C) Ahmet telefonu, bastırmaya çalıştığı bir öfkeyle kapadı. Parmaklarıyla masanın üzerine sinirli si- nirli vurarak önce Cevdet Bey'in resmine, sonra Osman'a baktı. "Evet Cevdet Bey'in resmini yap- malı!" diye düşündü. D) İster istemez bir yabancının horladığı bir odada geceleyecektin. Daha sonraları birçok kişinin horladığı odalarda kaldın. Ve mişıl mışıl uyudun. Güzel rüyalar gördün. O gece, bir yandan bir yana dönmüş, doğru dürüst uyuyamamıştın. E) Mutlak birisini çiğnedi, bu herifi hapse tıktılar. Ne kadar münasebetsizlik!.. On altı yaş ölmek için pek erkendir. Ah! Artık vapura gidemem... Yazık... Hey terbiyesiz dağ adamı! Bu küfür doğrusu unutulmaz... Arabacı! Sür be herif! Şu Andon'un yaptığı işi de görüyor musun? E) 25.
Ist
kurm
23. 1. Resim sanatında da kullanılan bu teknik, roman
sanatında gerçek ya da kurmaca metinlerin bir ro-
manın ana metnine serpiştirilerek yerleştirilmesidir.
II. Bir edebî metnin dokusuna hem edebiyat alnından
hem de başka alanlardan metin parçalarının katıl-
masıdır.
koloj
III. Belli bir metnin konusunu yeni bir metin oluşturmak
için hareket noktası olarak almaktır. Merinceroas
IV. Roman içerisinde şiir, mektup, destan, masal gibi
metin türlerinin söyleyiş ve biçim özelliklerini kulla-
narak bir benzerini yazmadır.
past
Modernist romanlarla ilgili olan aşağıdaki terimlerden
hangisinin açıklamasına numaralanmış cümlelerde
yer verilmemiştir?
A) Parodi
B) Pastig cykinme
C) Metinler arastlikt
D) Kolaj
E) Ust kurmaca
Lise Türkçe
Roman ve Romanın Yapı Unsurları
Ist kurm 23. 1. Resim sanatında da kullanılan bu teknik, roman sanatında gerçek ya da kurmaca metinlerin bir ro- manın ana metnine serpiştirilerek yerleştirilmesidir. II. Bir edebî metnin dokusuna hem edebiyat alnından hem de başka alanlardan metin parçalarının katıl- masıdır. koloj III. Belli bir metnin konusunu yeni bir metin oluşturmak için hareket noktası olarak almaktır. Merinceroas IV. Roman içerisinde şiir, mektup, destan, masal gibi metin türlerinin söyleyiş ve biçim özelliklerini kulla- narak bir benzerini yazmadır. past Modernist romanlarla ilgili olan aşağıdaki terimlerden hangisinin açıklamasına numaralanmış cümlelerde yer verilmemiştir? A) Parodi B) Pastig cykinme C) Metinler arastlikt D) Kolaj E) Ust kurmaca
YAYIN DENİZİ
5. Fantastik gerçekçilik gerçekçiliğin mekân, zaman,
karakter kavramlarını, canlı cansız ayrımını tanımayan
ve bildik dünyamızın ötesinde alternatif bir dünyayı işin
içine katan anlatılarda söz konusudur. Gerçeklikten
uzaklaştırılmış ama ondan tamamen koparılmamış
kurgu, fantastik gerçekçiliği oluşturur. Rüya ve ger-
çeklik arasında bir yere koyabileceğimiz fantastik ger-
çekçilik, idealleştirilmiş dünya ürünüdür. İdealleştirilmiş
dünya söz konusu olunca hayal edilen, tasarlanan yeni
bir dünyanın anlatım bize fantastik gerçekçiliği verir.
Türk edebiyatında fantastik gerçekçiliğe yönelen yazar-
lar arasında sayılabilir.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden han-
gisi getirilemez?
A) Nazlı Eray
B) Latife Tekin
C) Muzaffer İzgü
D) İhsan Oktay Anar
E) Bilge Karasu
Lise Türkçe
Roman ve Romanın Yapı Unsurları
YAYIN DENİZİ 5. Fantastik gerçekçilik gerçekçiliğin mekân, zaman, karakter kavramlarını, canlı cansız ayrımını tanımayan ve bildik dünyamızın ötesinde alternatif bir dünyayı işin içine katan anlatılarda söz konusudur. Gerçeklikten uzaklaştırılmış ama ondan tamamen koparılmamış kurgu, fantastik gerçekçiliği oluşturur. Rüya ve ger- çeklik arasında bir yere koyabileceğimiz fantastik ger- çekçilik, idealleştirilmiş dünya ürünüdür. İdealleştirilmiş dünya söz konusu olunca hayal edilen, tasarlanan yeni bir dünyanın anlatım bize fantastik gerçekçiliği verir. Türk edebiyatında fantastik gerçekçiliğe yönelen yazar- lar arasında sayılabilir. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden han- gisi getirilemez? A) Nazlı Eray B) Latife Tekin C) Muzaffer İzgü D) İhsan Oktay Anar E) Bilge Karasu
(12.
12. Şimdiye kadar tesadüf ettiğim insanlardan bir tanesi benim
üzerimde belki en büyük etkiyi yapmıştır. Aradan aylar geç-
tiği hâlde bir türlü bu etkiden kurtulamadım. Ne zaman ken-
dimle baş başa kalsam Raif Efendi'nin saf yüzü -biraz dün-
yadan uzak, buna rağmen bir insana tesadüf ettikleri zaman
tebessüm etmek isteyen bakışları- gözlerimin önünde can-
lanıyor. Hâlbuki o hiç de olağanüstü bir adam değildi. Hatta
pek alelade, hiçbir özelliği olmayan, her gün etrafımızda yüz-
lercesini görüp de bakmadan geçtiğimiz insanlardan biriydi.
Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna adlı romanın-
dan alınan bu parçada romanın yapı unsurlarından han-
gisi ön plandadır?
A) Olay
B) Kişi
C) Olay örgüsü
D) Mekân
E) Zaman
Lise Türkçe
Roman ve Romanın Yapı Unsurları
(12. 12. Şimdiye kadar tesadüf ettiğim insanlardan bir tanesi benim üzerimde belki en büyük etkiyi yapmıştır. Aradan aylar geç- tiği hâlde bir türlü bu etkiden kurtulamadım. Ne zaman ken- dimle baş başa kalsam Raif Efendi'nin saf yüzü -biraz dün- yadan uzak, buna rağmen bir insana tesadüf ettikleri zaman tebessüm etmek isteyen bakışları- gözlerimin önünde can- lanıyor. Hâlbuki o hiç de olağanüstü bir adam değildi. Hatta pek alelade, hiçbir özelliği olmayan, her gün etrafımızda yüz- lercesini görüp de bakmadan geçtiğimiz insanlardan biriydi. Sabahattin Ali'nin Kürk Mantolu Madonna adlı romanın- dan alınan bu parçada romanın yapı unsurlarından han- gisi ön plandadır? A) Olay B) Kişi C) Olay örgüsü D) Mekân E) Zaman
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI
5.
Romanları tarihî gerçekler ile Osmanlı Devleti zamanında
geçen efsane motifleriyle doludur. Bu motiflerdeki fantas-
tik anlatım ve peri masallarını andıran üslubu dikkati çeker.
Fantastik olay örgüsüne felsefi bir boyut da ekleyen yazarın
halk edebiyatından ve kültüründen yararlandığı da gözden
kaçmayan unsurlardandır. Postmodernizm tekniklerine de
yer veren yazarın Galiz Kahraman ve Yedinci Gün gibi ro-
manları bulunmaktadır.
Bu parçada tanıtılan sanatçı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Nazlı Eray
B) Ferit Edgü
C) İhsan Oktay Anar
D) Erhan Bener
E) Latife Tekin
Lise Türkçe
Roman ve Romanın Yapı Unsurları
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 5. Romanları tarihî gerçekler ile Osmanlı Devleti zamanında geçen efsane motifleriyle doludur. Bu motiflerdeki fantas- tik anlatım ve peri masallarını andıran üslubu dikkati çeker. Fantastik olay örgüsüne felsefi bir boyut da ekleyen yazarın halk edebiyatından ve kültüründen yararlandığı da gözden kaçmayan unsurlardandır. Postmodernizm tekniklerine de yer veren yazarın Galiz Kahraman ve Yedinci Gün gibi ro- manları bulunmaktadır. Bu parçada tanıtılan sanatçı aşağıdakilerden hangisidir? A) Nazlı Eray B) Ferit Edgü C) İhsan Oktay Anar D) Erhan Bener E) Latife Tekin
B
B
B
11. Çocuğun günden güne süzüldüğü ve eridiği görülüyordu. Bu
öldürücü eğlence gecelerinden sonra çok kere yatmadan
çantasını alarak sokağa çıkıyor, akşamlara kadar kim bilir
nerelerde ne şekilde didişip uğraşıyor, ortalık karardıktan
sonra yorgunluktan bitmiş bir hâlde eve dönüyordu. Fakat
onun yatağa girecek derecede hasta olduğunu kimse görüp
anlamıyor, karısıyla bir rahat yemek yemesine bile meydan
vermeden önlerine katıp yine gece eğlencelerine sürüklü-
yorlardı. İdare hâlâ Hayriye Hanım'da idi. Fakat kadıncağız
artık ipin ucunu iyiden iyiye kaçırmıştı. Evde su gibi para
sarf ediliyordu. Bu para nereden geliyordu? Şevket ölesiye
çalışmak pahasına da olsa bu korkunç masrafı karşılayacak.
kadar para kazanıyor muydu? Yoksa çocukcağız borca mi
batıyordu?
Bu parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söyle-
nemez?
A) Ait olduğu dönemin dil özelliklerini yansıtmaktadır
B) Anlatıcı, olayları ilahi bakış açısıyla aktarmıştır.
Gösterme yönteminden yararlanılmıştır.
D) Kahramanın yaşadığviç çatışma aktarılmıştır.
E) Olayların aktarımında kronolofik zaman kullanılmıştır.
Lise Türkçe
Roman ve Romanın Yapı Unsurları
B B B 11. Çocuğun günden güne süzüldüğü ve eridiği görülüyordu. Bu öldürücü eğlence gecelerinden sonra çok kere yatmadan çantasını alarak sokağa çıkıyor, akşamlara kadar kim bilir nerelerde ne şekilde didişip uğraşıyor, ortalık karardıktan sonra yorgunluktan bitmiş bir hâlde eve dönüyordu. Fakat onun yatağa girecek derecede hasta olduğunu kimse görüp anlamıyor, karısıyla bir rahat yemek yemesine bile meydan vermeden önlerine katıp yine gece eğlencelerine sürüklü- yorlardı. İdare hâlâ Hayriye Hanım'da idi. Fakat kadıncağız artık ipin ucunu iyiden iyiye kaçırmıştı. Evde su gibi para sarf ediliyordu. Bu para nereden geliyordu? Şevket ölesiye çalışmak pahasına da olsa bu korkunç masrafı karşılayacak. kadar para kazanıyor muydu? Yoksa çocukcağız borca mi batıyordu? Bu parça ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söyle- nemez? A) Ait olduğu dönemin dil özelliklerini yansıtmaktadır B) Anlatıcı, olayları ilahi bakış açısıyla aktarmıştır. Gösterme yönteminden yararlanılmıştır. D) Kahramanın yaşadığviç çatışma aktarılmıştır. E) Olayların aktarımında kronolofik zaman kullanılmıştır.