Servetifünun Dönemi’nde Roman Özellikleri Soruları

Milli Edebiyat Dönemi'nde sanatçılarımız halk kaynağına, "halka doğru" ilkesinden yola çıkarak ulaşmak istemişler- dir. Bu yönelimle "memleket edebiyatı" çığırını başlatmış- lardır. Insanımızı, Servetifünuncularda olduğu gibi, Batı gözüyle değil, kendi bakış açımızla görmeye, anlamaya, anlatmaya çalışmışlardır. Bu yönleriyle Millî Edebiyat Dö- nemi, Cumhuriyet Dönemi edebiyatımıza kaynaklık etmiş- tir. Roman ve öyküde olsun, şiirde olsun bu dönem sa- natçıları asıl ürünlerini, toplumun yeni koşulları içinde Cum- huriyetten sonraki yıllarda vermişlerdir. ---- bu sanatçılar- dan biridir. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangi- si getirilemez? A) Yakup Kadri Karaosmanoğlu B) Reşat Nuri Güntekin C) Ömer Seyfettin D) Halide Edip Adıvar Refik Halit Karay 3. Cum öner der sin kc In

* 1908'den sonra samimi bir tavırla sanatını sos- yal fayda amacıyla kullanan ----, 1922'de ikinci hikâye kitabı Çağlayan'ı çıkarır. "Türk ili (Türkeli) Zeybeklerine" ithaf edilen bu eser hem düşünce hem de dil ve anlatım olarak ilk hikâye kitabından farklıdır. Eserde yer alan on altı hikâyede Türk'e ait hayat hikâyelerinden, tarih ve medeniyetten, Türk ruhunun kabiliyet ve enginliğinden yansımalar dikkati çeker. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Refik Halit Karay BAhmet Hikmet Müftüoğlu C) Ömer Seyfettin D) Reşat Nuri Güntekin E) Yakup Kadri Karaosmanoğlu .8

6. Aşağıdakilerden hangisi, Reşat Nuri Güntekin'in hikâye türündeki eserlerinden biri değildir? A) Roçild Bey ISH B) Leyla ile Mecnun qu C) Sönmüş Yıldızlar seo-nuna D) Tanrı Misafiri BY - nunsem eli slys Balıkesir Muhasebecisi

S.8 Aşağıdakilerden hangisi Milli Edebiyat zevk ve anlayışını sürdüren şairlerin özelliklerinden biri değildir? A)Halk şiiri kaynağından beslenmişlerdir. B) Memleket sevgisini anlatmışlardır. C) Hece ölçüsünü kullanmışlardır. D) Yazı dilinde İstanbul Türkçesini esas almışlardır. E) Şiirde düşsel bir âlem kurmuşlardır.

3. Çağının hikâye anlayışından büsbütün ayrı bir yolda yürü- müştür. O zamana kadar edebiyatımızda hep Maupassant hikâyeleri örnek alınıyor; başı, sonu, ortası belli olan, acık- lı ya da gülünç bir olaya dayanan, şaşırtıcı ve çarpıcı so- rularla biten eserler yazılıyordu. Oysa bu hikâyecimiz, ko- nularını günlük yaşayışın en sade, en silik olaylarından seç- miştir. Bazı yazarlar onun hikâyelerinin Çehov hikâyelerine benzediğini, onun Maupassant tekniğine karşılık, edebi- yatımıza Çehov tekniği getirdiğini söylerler. Bu parçada tanıtılan hikâyeci aşağıdakilerden hangi- sidir? A) Ömer Seyfettin B) Memduh Şevket Esendal C) Yakup Kadri Karaosmanoğlu D) Refik Halit Karay E) Reşat Nuri Güntekin

12. I. Eşber: Mensur bir piyestir. Endülüs'ün Müslümanlar tarafından fethedilmesi konu edilmiştir. Metinde arada bir aruzla ve duraksız hece ile söylenmiş manzum parçalar da vardır. II. Tezer: İspanyol fakir kız Tezer'in aşkının konu edildiği oyundur. III. Tarık Aşk, kahramanlık, vatan ve şeref konulu dram türünde bir oyundur. IV. Sardanapal: Konusu Asur tarihinden alınan manzum bir oyundur. V. Finten: Bir insanlık dramının ele alındığı manzum ve mensur bir tiyatro eseridir. Abdülhak Hamit Tarhan'ın yukarıdaki yapıtlarından hangi ikisinin yeri değiştirilirse bilgi yanlışı giderilir? A) I. ve III. D) III. ve V. B) I. ve IV. E) IV. ve V. C) II. ve IV.

9. "Ömer Seyfettin"in öyküleri ve öykücülüğü ile ilgili ola- rak aşağıda verilen bilgilerden hangisi yanlıştır? A) Kaşağı ve Falaka öykülerinin konularını çocukluk ve gençlik anılarından almıştır. ✓ B) Forsa, Bomba, Başını Vermeyen Şehit adlı öykülerin- de Kurtuluş Savaşı dönemini ele almıştır. C) Olay öyküsü de denen "Maupassant tarzı" öykünün önemli bir temsilcisidir. D) Ruh tahlillerine başvurmamış, gözleme önem vermiştir. E) Türkçülük düşüncesini Ashab-ı Kehfimiz ve Primo Türk Çocuğu adlı öykülerinde işlemiştir. YAYINLARI 12. LIMIT,

AYT/Türk Dili ve Edebiyatı - Sosyal Bilimler - 1 13. Yazı hayatına Fecriati Topluluğu içinde başlamıştır. Bu dönemde bireysel konu ve duyarlıklara ağırlık veren bir sanat anlayışına sahiptir. Balkan Savaşı bu konuda kendini düşüncelere sevk etmiş, I. Dünya Savaşı yıllarında "Yeni Lisancılar"ın etkisiyle toplumsallığa yönelmiştir. Bu düşünceyle özellikle romanlarında Sultan Abdülmecid Devri'nden 1950'lerin Türkiye'sine kadar geçen dönemdeki tarihî olayları ve sosyal değişmeleri ele almıştır. Kuşaklar arası çatışmayı anlattığı romanları, "nehir roman" denen, dönemsel olarak birbirinin devamı niteliğinde olan romanlardır. Bu parçada sözü edilen sanatçı, 1. Yeşil Gece II. Hüküm Gecesi III. Politikada 45 Yıl IV. Gurbet Hikâyeleri V. Millî Savaş Hikâyeleri adlı eserlerden hangilerini kaleme almamıştır? A) I ve II B) I ve IV D) II ve IV E) IV ve V C) II ve III

7 7 YAYIN DENİZİ 11. e okuyucuya Kahraman 1. Necip II. Süreyya III. Celal Bey IV. Periveş Eser Mai ve Siyah Eylül Sergüzeşt Araba Sevdası Yazar Halit Ziya Uşaklıgil Mehmet Rauf Sami Paşazade Sezai Recaizade Mahmut Ekrem Hüseyin Rahmi Gürpınar V. Meftun Bey Şıpsevdi Yukarıdaki "kahraman - eser - yazar" eşleştirmeleri- nin hangisinde yanlışlık yapılmıştır? A) I B) II C) III D) IV E) V E) 2.

KO 6. Aşağıdakilerden hangisi Servetifünun Dönemi için söylenemez? A) Romanlarda yalnızca üst tabakayı, hikâyelerde yer yer halkı konu ederler. B) Gözlemlerde nesnel bir yaklaşım sergilerler. LC Romantik aşkları ve romantik tipleri, realizm akı- mına bağlı olarak anlatırlar. D) Farklı kiplerde fiiller, devrik cümleler, süslü ve sa- natlı bir dil bir arada kullanılır. E) Romanlarda toplumsal yarar sağlama amacıyla pragmatik bir tutum sergilenir.

10. Aşağıdakilerin hangisinde ikileme deyim içerisinde kullanılmamıştır? A) Bu yaptıklarını burnundan fitil fitil getireceğim. B) Yaşlı adam sokakta ağır ağır yürüyordu. C) İşler düğüm düğüm olunca herkes panikledi. D) Mahalledeki olayların ardı arkası kesilmiyordu. E) Er geç sen de çoluk çocuğa karışacaksın.

TYT 26. Belli bir altyapısı ve duyarlılığı olmayan uzun süreçte başarı tir. Genç yazarlar da gerekli yazma birikimine kendi çabalarıyla sağlayamaz. Edebiyatın asıl değer ölçütü özgünlük ve derinlik- rilen bir karar değildir. Zorlu bir uğraşa gönüllü adanmadır ve sahip olmak zorundadırlar. Yazıya bağlanma kararı, kolay ve- öncelikle güçlü bir inanç gerektirir. Başlangıçta hiçbir şey kesin değildir çünkü ve umulan başarı, tutkulu bir arayışa girmeden pek ender ortaya çıkar. Asıl bilinmesi gerekense edebiyatın kendi belirleyicisi olan özle, yani dille yoğrulmuş olmasıdır. Bu parçada yer alan “asıl değer ölçütü” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Herkes tarafından kabul görmüş sanatsal kriterler B) Okurun ilgisini çeken heyecan verici konular C) Farklı ve derinlikli konular D) Her yazarın kendi eseri için uygun gördüğü kurallar E) Kişiye özel belirlenmiş sanatsal yaklaşımlar

12. Türk edebiyatında hikâye türünün gelişimiyle ilgili olarak aşağıda verilen açıklamaların hangisinde bilgi yanlışı vardır? A) Tanzimat Dönemi'nde modern anlamdaki hikâyelerin ilk örnekleri verilmiştir. B) Memduh Şevket Esendal, Çehov tarzı olarak bilinen durum hikâyeciliğinin öncü isimlerinden biridir. C) Nazmin ve nesrin bir arada olduğu Dede Korkut Hikâ- yeleri, destan geleneğinden halk hikâyeciliğine geçiş ürünüdür. D) Nazım birimi beyit olan mesnevi, hikâye ve romanın yerini tutan bir tür olarak özellikle divan edebiyatı sa- natçıları tarafından sıklıkla kullanılmıştır. E) Servetifünun Dönemi'nde yazılan hikâyeler önceki döneme göre hem teknik açıdan gerilemiş hem de hikâye daha az tercih edilen bir tür hâline gelmiştir.

7 Paraf Yayınları 11. Bazı bir yolcu ürperir tepeden Hasta kalbimde bir damar sızlar: Nerde omuzunda testisiyle giden, Çeşmelerden su dolduran kızlar? Bu dizeler aşağıdaki eserlerin hangisinden alınmış olabilir? A) Memleketimden İnsan Manzaraları B) Vazgeçemediğim C) Suda Halkalar D) Yerçekimli Karanfil E) Hasretinden Prangalar Eskittim

7, Çizerek kanımızla öz yurdun haritasını, Dindirdik memleketin yıllar süren yasını. Bütünledik her yönden istiklâl kavgasını; Bütün dünya öğrendi Türklüğü saymasını Bu dizelerle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi söy- lenemez? A) Klasik Türk şiirine ait mazmunlar kullanılmıştır. B) Konuşma dilinin söz değerlerinden yararlanılmıştır. C) Milli Edebiyat şiir geleneğine ait özellikler taşımak- tadır. D) Mecazlı söyleyişler vardır. E) Ölçü ve uyaklarla ahenk oluşturulmuştur.

8. Otuz altı yaşında kaybettiğimiz yazar, sanatçıların deyişiyle "Yaşasaydı bizim Maupassant'ımız olacaktı." Bu tarzda yazdığı öyküleriyle gerek Milli Edebiyat Dönemi'nde gerek sonraki dönemlerde adını duyur- muştur. Bu parçada tanıtılan sanatçımız, aşağıdakilerden hangisidir? A) Memduh Şevket Esendal B) Sait Faik Abasıyanık C) Refik Halit Karay D) Ömer Seyfettin E) Reşat Nuri Güntekin