Yapısına Göre Cümleler Soruları

6. ● 0 Durkheim, eğitimde toplumun göz önünde bulundurul- masına ağırlık vererek eğitimin toplumsal olduğunu ifade etmektedir. Eğitimin özel işlevinin genç kuşağın, metodik olarak top- lumsallaşması olduğuna inananlar bu görüşe destek vermişlerdir. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir bi- çimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisidir? A) Durkheim, eğitimin tanımını yaparken eğitimin işlevinin belirlenmesinin her şeyden önemli olduğunu vurgulamış- tır. B) Eğitimin özel işlevinin gençlerin yöntemli olarak toplum- sallaşması olduğunu düşünenler, Durkheim'in eğitimde toplumun göz önünde bulundurulması fikrini destekle- mişlerdir. C) Eğitimin toplumsal olduğunu ifade eden Durkheim ile eği- timin işlevinin gençlerin toplumsallaşması olduğunu iddia edenlerin görüşleri örtüşmektedir. D) Eğitimde toplumun göz önünde bulundurulması gerekti- ğinin altını çizen Durkheim, bu düşüncesini genç kuşağın eğitimle toplumsallaşacağına inananların fikirleriyle des- teklemektedir. E) Eğitimi toplumsal bir olay olarak ele alıp onu kökeni, işlevi bakımından sosyoloji ile ilişkilendiren Durkheim'ın fikirleri toplumun birçok kesimi tarafından desteklenmiştir.

stanb l'un semt adları yok mu? Bayılırım güzelleri vardır. Yalan da olsa, yanlış da olsa, bu semt adlarından insanın muhayyilesine bir şeyler üşüşür. Başka yönlerden gelmiş anılar kaynaşıverir içimizde. Bir filmdir başlar dönmeye beynimizin karanlığında. Dolapdere'de bostanları sulayan dolabı gözümüzü kapamadan da görüyoruz: Sıra sıra bostanların ku- yuları, kocaman kovalar, gözlerine mendil bağlanmış bir emektar beygir, bir gıcırtı, kovaların deliklerinden durmadan düşen su, zincir şıkırtıları, dolap beygirinin adaleleri, tahtadan olukların arklara gönderdiği sularda ışık ve güneş oyunları, atın duraklayışı, hızlanışı, bah- çıvanın hooo sesi... Bu semtlere Beyoğlu'nun ta garaja kadar her sokağından inebilirsiniz. Bir hikâyeden alınan bu parça aşağıdaki sanatçılar- dan hangisi tarafından kaleme alınmıştır? A) Sadri Ertem B) Cevat Şakir Kabaağaçlı CSait Faik Abasıyanık D) Sabahattin Ali E) Refik Halit Karay

cevap kağıdınızdaki "TÜRKÇE" bölümüne işaretleyiniz. oku-, albini ak" en 3. "Bilge Karasu'nun, 'Gece' romanı, bir karabasan atmosferi içinde geçiyor." cümlesindeki altı çizili sözün yerine, aşağıdakilerden hangisi getirilir- se cümlenin anlamında değişme olmaz? A) düşsel ortam B) üzüntü havası C) kâbus havası D) hayal âlemi E) rüya ortamı ? C L

1 8. (1) Arkadaşım Gayle dört yıldan bu yana kansere karşı yaşam mücadelesi veriyordu. (II) Diğer arkadaşlarımla birlikte onu zi- yarete gittiğim bir gün çocukluk düşlerimizden söz ediyorduk. (III) Gayle başını pencereye doğru çevirdi. (IV) Gözleri çok uzaklarda, sesi sitem dolu "Ben, kumandalı, kırmızı bir oyun- cak arabamın olmasını isterdim hep, ama doğum günümde ne istediğimi söylersem; dileğimin gerçekleşmeyeceği korkusuyla hiç kimseye söyleyememiştim bunu. (V) Bu nedenle de asla radyolu, kırmızı bir oyuncak arabam olmadı." dedi. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ile ilgili olarak aşa- ğıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) 1. cumlenin yüklemi, geçişsiz fiildir. B. cümlede, istense de nesne kullanılmaz. C). cümlede, yüklem etken fiildir. D) W. cümlenin yüklemi, geçişli fiildir. E) V. cümlede, özne sözde öznedir.

6. her şeyde yani altında imzası bulunana ulaşmakta zorluk çekersiniz. Bu parçada yazarın, "ulaşmakta zorluk çekersiniz" dediği durum aşağıda verilenlerden hangisidir? A) Bicem By Etkileyicilik D) Yalınlık CLAçıklık Ozgünlük Atasözü açık gerçekler, bazı yakıştırmalar ve kötülemeler ile gizlenemez. Herkesin bildiği bir gerçeği inkâr etmek faydasızdır. Çünkü inkâr etmek, o gerçeği değiştirmez sonuçlarını ortadan kaldırmaz. Bu parçada aşağıdaki atasözlerinden hangisi açıkla mış olabilir? A) Kuru laf karın doyurmaz. B) Gün doğmadan neler doğar. C) El için kuyu kazan, önce kendisi düşer. (D) Güneş balçıkla sıvanmaz. DG E) Sular bulanmadan durulmaz. Limit

18191214 2. Sanatçı, ilkokulda kitaplarda gördüğü resimlere, ku- zu resmi çizen bir arkadaşına ve ortaokul birinci si- nıftayken hayranlıkla izlediği turuncu gagalı bir ka- ratavuk resmi çizen sınıf arkadaşına çıktığı re- sim yolculuğunu büyük bir sevgi ve tutkuyla sonra- ki yıllarda da ----; resim onun için - bir yaşam bi- çimi olacaktır. ==== Bu cümlede boş bırakılan yere, düşüncenin akı- şına göre, aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) bakarak devam ettirecek - yeni B) Öykunerek-yenileyecek farklı C) özenerek - sürdürecek - vazgeçilmez D) dikkat kesilerek - yaşatacak - bırakılmaz E) gülerek - bitirmeyecek - doyulmaz 1

ske- ala- ös- rgi 8. Bir genç ilgi duyduğundan ötürü kitabevinden Ne- cip Fazıl'ın Çile adlı şiir kitabını alıp okumuştur. Bu cümlede sözü edilen gencin tutumu aşağıda- kilerden hangisine örnektir? WIN AXŞiir okuma yaşamımızın belli dönemlerindeki so- rumluluklarından biridir. B Her insan okuma yazma edimini sürdürmek zo- runda değildir. C) Kim insanlar özgürce-seçtiği, keyif aldığı oku- ma etkinliklerinde bulunur. Her insanın okuma etkinliği içinde runda olduğu zamanlar vardır. E Kimi insanlar ellerinde olmadan okuma yazma etkinliklerini sürdürür. Xterna Diğer sayfaya geçiniz. yer almak zo-

7. Allah Allah demeyince işler düzelmez, kadir Tanrı ver- meyince er zenginleşmez. Ezelden yazılmasa kul başına kaza gelmez, ecel vakti ermeyince kimse ölmez, ölen adam dirilmez, çıkan can geri gelmez. Bir yiğidin kara dağ yumrusunca mali olsa yığar, toplar, talep eyler, nasibinden B fazlasını yiyemez. Gürüldeyip sular taşsa deniz dolmaz. Kibirlilik eyleyeni Tanrı sevmez, gönlünü yüce tutan erde devlet olmaz. El oğlunu beslemekle oğul olmaz, büyüyün- ce bırakır gider, gördüm demez. Kül tepecik olmaz, güveyi oğul olmaz. Kara eşek başına gem vursan katır olmaz, hizmetçiye elbise giydirsen hanım olmaz. Lapa lapa karlar yağsa yaza kalmaz, yapağılı yeşil çimen güze kalmaz. Eski pamuk bez olmaz, eski düşman dost olmaz. Kara koç ata kıymayınca yol alınmaz, kara çelik öz kılıcı çalmayınca hasım dönmez, er malına kıymayınca adı çıkmaz. Bu parça aşağıdakilerin hangisinden alınmış olabilir? A) Dede Korkut Kitabı B) Atabetü'l-Hakayık Risaletü'n-Nushiye D) Mantıku't-Tayr E) Divan Hikmet

6. (1) 17. yüzyıl Avrupa'sında çok fazla hapşırmak, iyi ve soylu bir aileden gelmenin işareti sayılıyordu. (II) Bu se- bebi bilinmeyen inanış nedeniyle soylu insanlar daha sık hapşırabilmek için yanlarında içinde toz bulunan bir kutu taşırdı. (III) Olur olmaz zamanda da tozu çekip hapşırır- lardı. (IV) Fakat zamanla sınıf atlamak isteyen kesim bir şekilde bu kutuyu temin etmeye başladı. (V) Soyluların uyguladığı bu garip gelenek de tarihin tozlu raflarındaki yerini aldı. Numaralanmış cümlelerden hangileri arasında neden-sonuç ilişkisi yoktur? A) I ile B) I ile III D) IV ile V E) I ile IV C) III ile IV 9

6. "Felsefeci bir durumun ne olması gerektiğivle, sosyal bilimci de ne olduğuyla ilgilenir." cümlesiyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Felsefecilerin çalışmalarının bütününün tasarılardan oluştuğu B) Bir araştırmanın etkili sonuçlar vermesi için farklı bi- limlere ihtiyaç duyulduğu C) Felsefe ve sosyal bilimlerin bir duruma farklı açılardan baktığı D) Her iki bilimin de elde ettiği sonuçlarla birbirini bütün- lediği Bir olay hakkında karar verebilmek için o olayın bitmiş olması gerektiği

DENEME-11 1. Daha sonra ümit güneşi o kırılmış kalbin emel enka- zına hazin bir veda nazarı ile süzülüp gidiyor. II. İşte bu eser idi, bu eserle Ahmet Cemil insan haya- tını yazmak istiyordu. VIII. Ne vakit buluşsalar Hüseyin Nazmi'ye bundan bah- sederdi. IV. Fakat istediğini yapamamaktan, düşündüğünü ka- lemine resmettirememekten duyduğu bir üzüntüyle her yazdığı parçadan sonra o parçaya veremediği ruhun matemini tutardı. V. Ahmet Cemil tarif ettikçe vezinlerin musiki ifadesini anlatabilmek için elleriyle tempo tutuyordu. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangisi bir pa- ragrafın giriş cümlesi olmaya en uygundur? A) I BII C) III DHIV EV

3. (1) Her mevsimin hatta her ayın kendine özgü bir rengi ve görüntüsü vardır Yedigöller'de. (II) İlkbahar aylarında, renk renk orman güllerine rastlarsınız burada. (III) Suyun üzerinde salinan nilüferler hem yaza hem sonbahara özgü güzellikler- dendir. (IV) Ruhunuzu ferahlatan, sizi bambaşka dünyalara götüren ağaçlanın gölgelediği patikalarda yürüyüş yapmak ve dinlenmek size inanılmaz duygular yaşatır. (V) Ağaçların bir nebze olsun seyreldiği orman içi alanlardaki masalara oturup etraftaki ağaçlardan gelen kuş cıvıltılarını dinleyebilir- siniz. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşa- ğıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A) I. cümle, devrik isim cümlesidir. B) II. cümle, basit yapılı bir cümledir. C) III. cümlede, yan cümlecik özne görevindedir. D) IV. cümle, yapıca bağlı bir cümledir. E) V. cümlede, birden çok yan cümlecik vardır.

3. Ünlü bir yazar "Roman puan toplayarak öykü ise na- kavtla kazanmak zorundadır." diyor. Bu cümledeki karşılaştırmadan aşağıdakilerin han- gisi çıkarılabilir? A) Romanın öyküye göre daha çarpıcı bir anlatımının olduğu B) Öykü yazmanın daha kolay olduğu EV CÖykünün daha yoğun ve çarpıcı bir anlatımının ol- duğu DY Roman yazmanın zannedildiğinden daha çok za- man aldığı E) Öykünün romana göre farklı konuları işlediği

8. Kelimeler merceklere benzer, berrak gösteremediklerini bulandırırlar. Aşağıdakilerden hangisi bu cümleye anlamca en yakındır? A) Her sözcüğün insanda uyandırdığı etki aynı değildir. B) Kavramları tam karşılamayan sözcükler insanı yanılgıya düşürür. C) Kelimelerin varlıkları karşılama gücü anlatıcının hünerine bağlıdır. D) Sözcüklere anlam kazandıran söyleyenin üslup ozelliğidir. E) Gerçeği gizlemek için bazı sözcükler özenle seçilir. ARL TINTA VA

ira ma, ca A A James Joyce, Samuell Becket'in yazma sanatı üzerine düşüncelerini büyük ölçüde etkilemiş- • Samuell Becket, James Joyce'u ilk kez 1920'lerde Paris'te tanımıştı. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hali aşağıdakilerden hangisidir? A) Samuell Becket, 1920'lerde James Joyce'la Paris'te tanıştıktan sonra, yazma sanatı konu- sundaki düşüncelerini bir ölçüde değiştirdi. B) James Joyce, 1920'lerde Paris'te tanıdığı Sa- muell Becket'in yazma sanatı konusundaki dü- şüncelerini büyük ölçüde etkiledi. C) James Joyce'un yazma sanatı konusundaki düşüncelerinden çok etkilenen Samuell Bec- ket, onu 1920'lerde Paris'te tanımıştı. D) Samuell Becket, 1920'lerde Paris'te tanıdığı James Joyce'un, yazma sanatıyla ilgili düşün- celeri üzerinde büyük bir etki oluşturdu. E) 1920'lerde Paris'te yaşayan Samuell Becket'in yazma sanatı konusundaki düşünceleri, James Joyce sayesinde tamamıyla değişti. Siir yazan biri, kisisel duygularını A

10. İyi bir anlatımda bulunması gereken özelliklerden biri açıklıktır. Açık bir anlatımda herhangi bir belirsizliğe, kuş- kuya yol açacak ifadeye yer verilmez. Buna göre, 1. Bu masa eskisi kadar sağlam değil. II. Böreğinin tarifini kimseye vermez. III. Arkadaşımın bahçesi âdeta bir çiçek bahçesi. IV. Canım Ege! Elbette sen denizlerin sultanısın. V. Afişler üç beş günde bir değiştirilirdi. yargılarının hangilerinde anlatımda açıklık ilkesine uyul- mamıştır? A) I ve II B) I ve III D) III ve V C) II ve IV D) IV ve V