1960 Sonrası Toplumcu Eğilimleri Yansıtan Şiir Temsilcileri Soruları

20. İlk şiirlerinde Orhan Veli, Attilâ İlhan ve İkinci Yenicile- rin etkisinde kalmış; daha sonra yalın ve toplumcu şi- ire yönelerek işçi sınıfının, siyasi mücadele içinde bo- calayan halkın sosyal sıkıntılarını ele alan şiirler yaz- mıştır. Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Çok Şey Var adlı şiiri ile geniş yankı uyandırmış; bunun dışında Bir Er- meni General, Bir Gün Mutlaka gibi yapıtları ortaya koy- muştur. Bu parçada söz edilen şair aşağıdakilerden hangi- sidir? A) İsmet Özel C) Nâzım Hikmet B) Ahmet Oktay D) Süreyya Berfe E) Ataol Behramoğlu

BIN 12. (1) Lodos, inadına dövüyor sabah vakti kayalıkları. (II) Bem- beyaz köpükler önce yükseliyor, sonra da bir şaka serpinti- si gibi saçılıyor ortalığa. (III) Martılar, içgüdüsel bilgiyle tam. dalgaların köpürdüğü yerde toplaşıyor. (IV) Uzaktan yakın- dan, dipten yüzeyden ne kopup getiriyorsa rüzgâr, ondan pay almanın derdindeler. (V) Hayat da bazen böyle lodos gibi yükselip vurur sakin sakin duran kıyılarımıza. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdaki- lerden hangisi yanlıştır? AL cümlenin zarf tümleci, belirtili isim tamlamasıdır. B. cümlenin ortak öznesi, sifat tamlamasıdır. C) III. cümlenin yer tamlayıcısı, Sıfat tamlamasıdır. D) IV. cümlenin yüklemi, belirtili isim tamlamasıdır. EV. cümlenin yer tamlayıcısı, sifat tamlamasıdır. SONUÇ YAYINLARI

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde cümlenin ögesi olmayan bir ara söz kullanılmıştır? A) Müdür konuşurken yeni öğrenci köşede, kapı- nın ardında, zoraki seçilebiliyordu. B) Ağabeyimle iki ablam, dertlerimi hafifletmek şöyle dursun, bana acı çektirmekten zevk alir- lardı. C)' Öğrenciler işi o kadar azıtmış, o kadar ileri git- mişlerdi ki ipin ucunu elinden kaçırmak üzere olduğunu anlayan öğretmen harekete geçti. D) Zavallı çocuk şaşkın bir haldeydi, ne yapacağı- ni bilemiyor, nasıl davranacağına karar vere- miyordu. E) Biraz korku, biraz şaşkın bir yüze bürünmüş öğ- rencilerin hepsi ayağa kalktı. 12

birçok toplum bilimci için moderni- 19. Yerli ama daha çok- tenin köklerini en çok Rönesansta aramak bir gerekliliktir. Bilhassa sanatla ilgili konuşurken aklımızın bir kenarında tuttuğumuz bu kavram, aslında sosyolojik olarak da önemli bir etki alanına sahip. Dönemin sanatla beraber ve gelişen sosyal düzenlemelerine dikkat ettiğimizde çok da aykırı bir şeyden söz edilmediğini kabul ederiz zaten. Bu parçadaki boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? Q Ayabaner değişen B) araştıran - güzelleşen C) sorgulayan - iyileşen D) bilinmeyen farklılışan E) soyutlayan-bilinen 21. Mc ve bir B bi F

er asoo list dia beb 7. Eylem ve eylemsilerin gerçekleşmesiyle ilgili onların yerini ve yönünü belirten sözcüklere yer - yön zarfları denir. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yer - yön zarfı kullanılmıştır? A) Dışarısı çok soğuk, bu havada dışarıya çıkma. B) Onu o hâlde görünce hemen dışarı çıktı. C) Sağa ve sola dönme işaretlerini yanlış algıladı. D) İçeride olanları çok merak ediyordu. E) İleride çok güçlü bir çocuk olacak.

ok in er si 20. Zarflar fiillerin, fiilimsilerin, sıfatların ve kendi gibi zarf olan sözcüklerin anlamını zaman, yer-yön, ölçü, soru ve durum bakımından etkileyen kelimelerdir. Zarfların isimlere bir etkisi yoktur. Şayet ismi bir sözcük belli yönlerden etkilerse o zarf değil, sıfat olur. Buna göre aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili kelime tür bakımından diğerlerinden farklıdır? A) Mimarinin güzelliği ile mühendisliği birleştiren detaylı bir çalışma olmuş. B) Bu önemli kitaptaki çalışmaların hepsi vefatının onuncu yılında basıldı. C Birinci yazılı kaynakları temel alan eser on yıl önce yazılmış. D) Kitabın ön sözünde melez kültür üzerine üstü örtük göndermeler bulunuyor. E) Yazar; gördükleriyle, duyduklarıyla, hissettikleriyle çağdaşlarının arasında farklı duruyor. as

11. I. II. Kadıncağız o adamın elinden neler çekti, bilseniz. Paltosunu sırtına çekip kimseye bir şey demeden ev- den çıktı. III. Masayı biraz öne çekerseniz sandalyeler rahatlıkla yerleşir. IV. Adı konamayan bir hastalığım var, onu on iki yaşımdan beri çekiyorum. V. Ekinleri tarladan çektikten sonra pazarda satmaya gö- türdüler. "Çekmek" sözcüğü, yukarıdaki cümlelerde kaç farklı an- lama gelecek biçimde A) 1 B) 2 kullanılmıştır? C) 3 D) 4 E) 5

2. Sevgili, divan şiirinin vazgeçilmez ögesidir. O; âşıkların aklını başından alan, eşsiz bir güzelliğe sahiptir. Onu dış görünüş ve fiziki açıdan benzersiz güzellige eriştiren bazı özellikler mevcuttur. Bu özellikler geleneğin belirlediği kurallar çerçevesinde divan şiirinde en ince ayrıntısına kadar ele alınır. Örneğin - gazelleri incelendiğinde sevgiliye ait güzellik unsurlarını tespit edip bu unsurların şiirlerde hangi amaçlarla ve/veya anlamlarla kullanıldıklarını saptamak oldukça kolaydır. Çünkü şair, divan şiirinin genel özellikleriyle örtüşen hebbenzetmelerinde sıklıkla somut ve dış dünyada kolaylıkla rastlanabilecek unsurları kullanır. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Nâbî'nin C ‒‒‒I C) Nedim'in B) Fehmî'nin D) Şeyh Gâlip'in E) Aydınlı Visali'nin LİMİT YAYINLARI

1. (1) İslamiyet'ten önceki Türk edebiyatı, tarihin bilinmeyen dö- nemlerinde başlamıştır. (II) Kökü oldukça eskiye dayanan bu edebiyatta göçebe kültürünün etkileri göze çarpar. (III) Bu dö- nemde şiir, gücünü hissettirmiş ve destanlar manzum olarak söylenmiş; bunun yanında koşuk ve sagu gibi nazım şekilleri kullanılmıştır. (IV) Dörtlük nazım birimiyle yazılan şiirlerde daha çok; savaş, doğa, yiğitlik, aşk gibi konular işlenmiştir. (V) Çinli- lerle sıcak ilişkiler kurulmasından dolayı bu şiirlerde çok sayıda Çince sözcüğe yer verilmiştir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde bir bil- gi yanlışı vardır? AN. B) II. III. D) IV. EXV. 3.

12. Şinasi) (kanunu her şeyin üzerinde görmüş(.) “Bir itik-nâmedir insana senin kânunun/ Bildirir haddini sultâna senin kânunun" gibi pek çok dizesinde onu yüceltmiştir. Bu cümlede ayraçla () gösterilen yerlere sırasıyla aşağıdaki noktalama işaretlerinden hangisi getirilmelidir? A) (,) (“) (“) (:) C) (;) (-) (-) (;) E) (,) (:) (') (;) B) (;) (“) (“) (:) D) (,) (“) (“) (;)

31. Kendi oyunlarını acımasızca eleştirdiği için yaşlı eleştirmenden intikam alma fırsatı kolluyordu. Haftalardır reklamı yapılan oyunu, bu akşam ilk kez sahnelenecekti ve biletler tükenmişti. Eleştirmeni yolda görünce o fırsatın geldiğini hemen anladı. Güler yüzle selamlaştılar. Oyuncu şöyle dedi: "Üstadım oyunumun ilk gösterimi var bu akşam. Sizi de aramızda görmek isteriz. Tabii yer kaldıysa..." Kurt eleştirmen hiçbir lafın altında kalmazdı, hemen cevabı yapıştırdı: "Üzülmeyin genç dostum, ikinci gösterimine geliriz, tabii sahnelenirse..." Bu anekdotta eleştirmen verdiği cevapla aşağıdakilerin hangisini ima etmiştir? A) Bir kerelik başarıların insanın mesleğindeki genel durumunu göstermeyeceğini (B) Qyunun ikinci kez sahnelenecek kadar başarılı olması ihtimalini zayıf gördüğünü C) Oyunun ikinci gösteriminin daha iyi olacağını düşündüğünü 2 D) Eleştirilerden ders almayanların başarısızlığa mahkûm olduğunu E) Tiyatroda seyirci sayısının başarılı olmanın ölçütü sayılamayacağını

6. Çocuk ve gençlik kitaplarını estetik ve edebî ölçütlerle değer- lendirmek için yola çıktık. Eleştiri yoluyla, çocuk ve gençlik ede- biyatı alanında iddia sahibi yayınevlerini, bu iddianın içini dol- durmaya zorlamak amacındayız. Bunu başaramayanların ba- şından "en iyi", "uzman", "öncü" tacını düşürmek istiyoruz. Ço- cuk kitabı alanında verimini sürdüren yazar, çizer ve çevirmen- ler üzerinde, eserlerini sanatsal kıstaslar çerçevesinde gerçek- çi bir şekilde değerlendirmeleri ve geliştirmeleri için basınç oluş- turmak da istiyoruz. Özgür seçimler yapmak isteyen çocuk ve gençlik edebiyatı meraklısı, okuyucusu ve alıcısına edebiyat eleş- tirisiyle hizmet vermeyi amaçlıyoruz. ÖZDEBİR YAYINL Aşağıdakilerden hangisi bu parçada kendilerinden böyle söz eden eleştirmenlerin amaçlarından biri değildir? A) Yapıtları tamamen yazınsal ölçütlerle incelemek B) Yazınsallıktan uzak yayınevlerini teşhir etmek C) İnsanları kitap seçme konusunda aydınlatmak DÇocuk edebiyatı yazarlarını yenilik için zorlamak E) Kitap hazırlayanları yazınsal ölçülere uyma konusunda yön- lendirmek I

ESTI Testi için ayrilan kimi işaretleyiniz. (dikkatini ulan so- ? Ortak den ha (sare in şey. vakla- ayatı gör- hak- cok, da- en k) JEM Aldığı kitabı kâğıda sardı, yola koyuldu. Orman içindeki ko nağına vardı. Bahçede asma çardağı sarmışt. Serinlikte bi raz dinlendi. Haziran ayıydı. Bahçeyi güller, laleler, menekşe ler sarmişti Kitabı açtı. İlk sayfada, Necati Cumalinin "Kültür düşüklüğündeki çöküş, yaygın bir hastalık gibi sarar toplu mu." sözüyle karşılaştı. Bu parçada "sarmak" sözcüğü aşağıdaki anlamlardan han gisine karşılık gelecek şekilde kullanılmamıştır? 3. A A) Kuşatmak, çevirmek B) Sanılıp tırmanmak C)Yayılıp etkisi altına almak Ortmek Bir ürünü kaplamak Bahcede asma Goday samyn. TU

15. Göktürk Yazıtları ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Türk edebiyatının yazılı ilk ürünleri kabul edilir. B) Bir yüzü Çince, diğer yüzleri 38 harfli Göktürk alfabesiyle ve manzum biçimde yazılmıştır. C) XI. yüzyılda Moğolistan'ın Orhun Irmağı kıyısında dikilmiş anıtsal taşlardır. vadis, D) Kullanılan dil yabancı etkilerden uzak, yalın bir dildir. E) "Türk" adının geçtiği ilk metinlerdir.

12. Bir nisan akşamıydı. Serin bir günden sonra şarkın bu se- I 11 III vimli, güzel köyünün cenneti andıran bir akşamıydı. Siz IV balkonda oturuyordunuz, yüzünüz biraz sararmıştı. V Numaralanmış sözcüklerden hangisinin türü diğerle- rinden farklıdır? B 11 C) III IVE) V

Türk şerh edebiyatının önemli isimlerinden Ahmed Sûdî, XVI. yüzyılda eser vermiş bir âlimdir. İyi bir medrese tah- silinin ardından ilmini ilerletmek için mesafe tanımadan yaptığı seyahatler, onu oldukça donanımlı bir şarih ya- par. Şerh ettiği beyitlerdeki zorlukları hâlletmek için İran ve Arap şehirlerini dolaşmış, alanında isim yapmış ho- calardan ders almış, böylece ulaşılması zor bir bilgi bi- rikimine sahip olmuştur. Ahmed Sûdî'nin bu bilgi biriki- mini en iyi gösterdiği yer, hayatının son on yılında kale- me aldığı Dîvân-ı Hâfız, Gülistân ve Bostân şerhleridir. Bu şerhler, onun Farsça metinlere nasıl yaklaştığını gös- termekle kalmaz, tarih ve kültür araştırmalarında kulla- nılabilecek birçok bilgiyi de günümüze taşır. Bu parçadan Ahmet Sûdî ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) XVI. yüzyılda eserler verdiğine B) Yaptığı seyahatlerin eser oluşturmasında etkili ol- duğuna C) Şerh yapmak konusunda en iyiler ile çalıştığına D) Türk edebiyatına önemli katkılarının olduğuna E) Çağdaşı olan şairlerden etkilendiğine