Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri Soruları

DONERIN
wavinian
18. Dolmabahçe Sarayı'nın önlerinden ayrılan tramvay Galata
Köprüsü'nden tarihi yarımadaya geçerek birkaç durak sonra
11
Sultanahmet Meydanı'na vardığında sırasıyla iki farklı şehrin
B
TÜRKÇE TESTİ
çehrelerine şahit olan yolcumuz, burada bir parça bekle-
mek zorunda kalacaktır. Adeta Babil kulesi gibi ihtişamlı
IV
T
tarihi yapılarının müthiş ışıltılı görünümü karşısında büyü-
lenecektir. Meydandaki antik Mısır dikili taşı, ona İstanbul
V
üzerinden kısa dünya tarihi sunacaktır.
Bu parçada numaralanmış sözlerin hangisinin yazımı
yanlıştır?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
20. Okta
dığı
ruh
kaos
suz
luk
dör
dür
Bu
A)
nları
B
21.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
DONERIN wavinian 18. Dolmabahçe Sarayı'nın önlerinden ayrılan tramvay Galata Köprüsü'nden tarihi yarımadaya geçerek birkaç durak sonra 11 Sultanahmet Meydanı'na vardığında sırasıyla iki farklı şehrin B TÜRKÇE TESTİ çehrelerine şahit olan yolcumuz, burada bir parça bekle- mek zorunda kalacaktır. Adeta Babil kulesi gibi ihtişamlı IV T tarihi yapılarının müthiş ışıltılı görünümü karşısında büyü- lenecektir. Meydandaki antik Mısır dikili taşı, ona İstanbul V üzerinden kısa dünya tarihi sunacaktır. Bu parçada numaralanmış sözlerin hangisinin yazımı yanlıştır? A) I B) II C) III D) IV E) V 20. Okta dığı ruh kaos suz luk dör dür Bu A) nları B 21.
5. Küçürek öyküde diyalog tekniği bu yazarımız için önemli
Dir yer tutar. "Yaşam Öyküsü I", "Gece Bekçisi", "Rastlantı",
Zaman", "Keşke", "Kisa" ve "Yanıt" adlı öykülerinde
diyaloglar kişilerle ilgili uzun betimlemelerin yerini tutacak
nitelikte söylemsel bir işlev üstlenir. Uzun satırlar yerine
kısa kısa konuşmalar aracılığıyla öyküdeki kişilerin ilişkisine
ve onların kendi gerçeklerine ulaşır.
Bu parçada sözü edilen yazar aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ferit Edgü
B) Necati Tosuner
C) Tarık Günersel
D) Vüs'at O. Bener
E) Tarık Dursun K.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
5. Küçürek öyküde diyalog tekniği bu yazarımız için önemli Dir yer tutar. "Yaşam Öyküsü I", "Gece Bekçisi", "Rastlantı", Zaman", "Keşke", "Kisa" ve "Yanıt" adlı öykülerinde diyaloglar kişilerle ilgili uzun betimlemelerin yerini tutacak nitelikte söylemsel bir işlev üstlenir. Uzun satırlar yerine kısa kısa konuşmalar aracılığıyla öyküdeki kişilerin ilişkisine ve onların kendi gerçeklerine ulaşır. Bu parçada sözü edilen yazar aşağıdakilerden hangisidir? A) Ferit Edgü B) Necati Tosuner C) Tarık Günersel D) Vüs'at O. Bener E) Tarık Dursun K.
9. Daha deniz görmemiş bir çoban çocuğuyum.
Bu dağların eskiden aşinasıdır soyum.
Bekçileri gibiyiz ebenced buraların,
Bu tenha derelerin, bu vahşi kayaların
Görmediği gün yoktur sürü peşinde bizi
Her gün aynı pınardan doldurup testimizi
Kırlara açılırız çıngıraklarımızla.
Okuma yok, yazma yok, bilmeyiz eski yeni,
Kuzular bize söyler yılların geçtiğini,
Arzu, başlarımızdan yıldızlar gibi yüksek;
Önümüzde bir sürü, yanımızda bir köpek,
Dolaştırıp dururuz aynı daüssılayı.
Bu dizelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Düz uyak örgüsü kullanılmıştır.
B) Konusuna göre türü pastoraldir.
C) Sanatsız bir dil kullanılmıştır.
D) 14'lü hece ölçüsü vardır.
E) Ses benzerlikleriyle ahenk sağlanmıştır.
Ölçme
●
MEB
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
9. Daha deniz görmemiş bir çoban çocuğuyum. Bu dağların eskiden aşinasıdır soyum. Bekçileri gibiyiz ebenced buraların, Bu tenha derelerin, bu vahşi kayaların Görmediği gün yoktur sürü peşinde bizi Her gün aynı pınardan doldurup testimizi Kırlara açılırız çıngıraklarımızla. Okuma yok, yazma yok, bilmeyiz eski yeni, Kuzular bize söyler yılların geçtiğini, Arzu, başlarımızdan yıldızlar gibi yüksek; Önümüzde bir sürü, yanımızda bir köpek, Dolaştırıp dururuz aynı daüssılayı. Bu dizelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Düz uyak örgüsü kullanılmıştır. B) Konusuna göre türü pastoraldir. C) Sanatsız bir dil kullanılmıştır. D) 14'lü hece ölçüsü vardır. E) Ses benzerlikleriyle ahenk sağlanmıştır. Ölçme ● MEB
2. Bir apartmanın merdivenlerini oluşturan basamaklar
hakkında şunlar bilinmektedir:
●
●
apçian
İki katı birleştiren merdivenlerin her birinde 24 ba-
samak vardır.
Her basamağın eni 30 cm, uzunluğu 120 cm dir.
Her basamak tahtadan yapılmış ve tahtanın kalın-
liği 2 cm dir.
Basamaklar küp biçimindeki tahta cisimden fire
vermeden kesilmiştir.
Basamaklar n katlı bir binanın tüm merdivenlerine
hiç artmayacak biçimde yetiştiğine göre, bu apart-
man kaç katlıdır?
A) 8
B) 9
C) 10
D) 11
E) 12
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
2. Bir apartmanın merdivenlerini oluşturan basamaklar hakkında şunlar bilinmektedir: ● ● apçian İki katı birleştiren merdivenlerin her birinde 24 ba- samak vardır. Her basamağın eni 30 cm, uzunluğu 120 cm dir. Her basamak tahtadan yapılmış ve tahtanın kalın- liği 2 cm dir. Basamaklar küp biçimindeki tahta cisimden fire vermeden kesilmiştir. Basamaklar n katlı bir binanın tüm merdivenlerine hiç artmayacak biçimde yetiştiğine göre, bu apart- man kaç katlıdır? A) 8 B) 9 C) 10 D) 11 E) 12
"Göynünü Şirin'in aşkı sarınca
Yol almış hayatın ufuklarınca,
O hızla dağları Ferhat yarınca
Başlamış akmağa çoban çeşmesi..."
Yukarıdaki şiirle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez
?
A) Düz uyak örgüsüne sahiptir.
B) Hece ölçüsünün 11’li kalıbıyla yazılmıştır.
C) Milli edebiyat zevk ve anlayışını yansıtır.
D) Şiirde ahenk unsurlarına yer verilmemiştir.
E) Şiirin nazım birimi dörtlüktür.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
"Göynünü Şirin'in aşkı sarınca Yol almış hayatın ufuklarınca, O hızla dağları Ferhat yarınca Başlamış akmağa çoban çeşmesi..." Yukarıdaki şiirle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez ? A) Düz uyak örgüsüne sahiptir. B) Hece ölçüsünün 11’li kalıbıyla yazılmıştır. C) Milli edebiyat zevk ve anlayışını yansıtır. D) Şiirde ahenk unsurlarına yer verilmemiştir. E) Şiirin nazım birimi dörtlüktür.
Sabahtan beri yürüyorduk. Düşe kalka geçtiğimiz sarp keçi yolları bazen sel yarıkları içinde
kayboluyor, bazen sik fundalıklardan ayrılarak, dibinde sivri sivri çam tepeleri görünen
karanlık çukurlara sapıyordu. Ayı avına gidiyorduk. Kılavuzun Kum dere köyünün en namlı
nişancılarındandı. Beraber timmanacağımız yüksek ormanlı dağların daha çok uzağındaydık.
Vakit vakit ince bir yağmur serpeliyordu. Güneş yoktu. Nihayetsiz mor bir kubbeyi andıran
dumanlı gökten sonsuzluğun geçmiş saatlerini hatırlatır gamli guguk sesleri aksediyordu.
Artık iyice yorulmuştum. Omzumdaki martin gittikçe ağırlaşıyordu.
-Biraz dinlensek, dedim.
Kılavuzum güldü. Onun kır çember sakallı şen çehresi pembeleşti:
-Kesildin mi? diye sordu.
Sırtında çiftesi ile üç günlük yiyeceğimizden başka benim kebemi de taşıyan bu dinç köylüye
yorgunluğumu söylemedim.
-Ha biraz gayret! Yarın başına bir çıkalım, oradan öte Akkovuk'a kadar yol iyidir, dedi.
Yarım saat daha tırmandık. Ayaklarımızın altından küçük taşlar, kireçli topraklar dökülüyordu.
Gayet büyük bir çam ağacının yanına gelince kılavuzum:
-İşte yarın başı! dedi.
Yerler çamurdu. Çiseleyen yağmurun dallara çarpan damlaları derin bir fısıltı çıkarıyordu.
Ben hemen çöktüm. Çamın kalın gövdesine arkamı dayadım. Cebimden paketimi çıkardım.
Sırtından yükünü indiren ihtiyar avcıya uzattım:
-Yak bir cigara bakalım!
Ağır bir tavırla:
-Burada tütün içilmez, dedi.
Sordum:
-Niçin? Namazgah mi burası?
-Hayır!
-Ya ne?...
Başını salladı. Gizli bir şey söylüyormuş gibi yavaşça:
-Burası Yalnız Efenin "sır olduğu" yerdir, dedi.
Serin bir rüzgar yağmurun fısıltısını çoğaltarak esiyor, üstümüzdeki siyah bir çadır gibi açılan
çam dallarını titretiyordu. Anadolu'nun bu yalçın ufuklu, bu boş, bu kayalık, bu korkunç tarafı,
Bozdağı'na giden bu ıssız yol eskiden beri eşkıya uğrağı idi; bunu bilmiyordum. Ben tenha bir
geçidin gizli bir köşesinde uyuyan küçük bir köyde doğdum. Ger Ali'nin, Köroğlu'nun,
Develi'nin, Cellav'ın menkıbeleri içinde büyüdüm. Bilmem onun için mi, eşkiya hikayelerini
dinlemeyi pek severim.
Paketimi cebime soktum.
-Anlat bana baba, bu Yalnız Efe kim? nasıl sır oldu? dedim.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
Sabahtan beri yürüyorduk. Düşe kalka geçtiğimiz sarp keçi yolları bazen sel yarıkları içinde kayboluyor, bazen sik fundalıklardan ayrılarak, dibinde sivri sivri çam tepeleri görünen karanlık çukurlara sapıyordu. Ayı avına gidiyorduk. Kılavuzun Kum dere köyünün en namlı nişancılarındandı. Beraber timmanacağımız yüksek ormanlı dağların daha çok uzağındaydık. Vakit vakit ince bir yağmur serpeliyordu. Güneş yoktu. Nihayetsiz mor bir kubbeyi andıran dumanlı gökten sonsuzluğun geçmiş saatlerini hatırlatır gamli guguk sesleri aksediyordu. Artık iyice yorulmuştum. Omzumdaki martin gittikçe ağırlaşıyordu. -Biraz dinlensek, dedim. Kılavuzum güldü. Onun kır çember sakallı şen çehresi pembeleşti: -Kesildin mi? diye sordu. Sırtında çiftesi ile üç günlük yiyeceğimizden başka benim kebemi de taşıyan bu dinç köylüye yorgunluğumu söylemedim. -Ha biraz gayret! Yarın başına bir çıkalım, oradan öte Akkovuk'a kadar yol iyidir, dedi. Yarım saat daha tırmandık. Ayaklarımızın altından küçük taşlar, kireçli topraklar dökülüyordu. Gayet büyük bir çam ağacının yanına gelince kılavuzum: -İşte yarın başı! dedi. Yerler çamurdu. Çiseleyen yağmurun dallara çarpan damlaları derin bir fısıltı çıkarıyordu. Ben hemen çöktüm. Çamın kalın gövdesine arkamı dayadım. Cebimden paketimi çıkardım. Sırtından yükünü indiren ihtiyar avcıya uzattım: -Yak bir cigara bakalım! Ağır bir tavırla: -Burada tütün içilmez, dedi. Sordum: -Niçin? Namazgah mi burası? -Hayır! -Ya ne?... Başını salladı. Gizli bir şey söylüyormuş gibi yavaşça: -Burası Yalnız Efenin "sır olduğu" yerdir, dedi. Serin bir rüzgar yağmurun fısıltısını çoğaltarak esiyor, üstümüzdeki siyah bir çadır gibi açılan çam dallarını titretiyordu. Anadolu'nun bu yalçın ufuklu, bu boş, bu kayalık, bu korkunç tarafı, Bozdağı'na giden bu ıssız yol eskiden beri eşkıya uğrağı idi; bunu bilmiyordum. Ben tenha bir geçidin gizli bir köşesinde uyuyan küçük bir köyde doğdum. Ger Ali'nin, Köroğlu'nun, Develi'nin, Cellav'ın menkıbeleri içinde büyüdüm. Bilmem onun için mi, eşkiya hikayelerini dinlemeyi pek severim. Paketimi cebime soktum. -Anlat bana baba, bu Yalnız Efe kim? nasıl sır oldu? dedim.
Elin kapısında karavaş olan,
Burnu sümüklü gözü yaş olan,
Bayramdan bayrama bir tıraş olan
Berbere gelir de dükkân beğenmez.
15. Yukarıdaki şiirin türü nedir? Nedeniyle açıklayınız.
Nice güzellere bağlandım kaldım
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum
Her türlü isteğim topraktan aldım
Benim sâdık yârim kara topraktır
16. Dörtlükteki sıfatları bulup yazınız.
Namık Kemâl, gayet büyük yuvarlak başlı, pek yüksek alınlı, pembe çehreli, hiddetlendikçe çatılır az eğri kaşlı,
koyu elâ gözlü, irice burunlu, fevkalâde güzel ağızlı, kırk yaşından sonra siyah denecek kadar koyulaşmış uzunca,
kumral sakallı, kısaya mail orta boylu, şişmanca, omuzları geniş, elleri ayakları küçük bir insandı.
17. Parçadaki niteleme sıfatlarını bulup yazınız.
18. Parçadaki belirtme sıfatları ve bu sıfatların türlerini yazınız.
"Bazı isimler tekil olduğu halde varlık türünün hepsini karşılayacak şekilde kullanılabilir."
19.Aşağıdaki altı çizili isimlerin hangisinde bu durumun örneği vardır?
A) Sınıf bayram için temizlendi.
B) Edebiyat dergileri düşünce dünyasını zenginleştirir.
C) Kedi bu aralar mama yemiyordu.
D) Şehir yılın bu zamanları çok tenhalaşır.
E) Bilginin efendisi olmak için çalışmanın uşağı olmak şarttır
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
Elin kapısında karavaş olan, Burnu sümüklü gözü yaş olan, Bayramdan bayrama bir tıraş olan Berbere gelir de dükkân beğenmez. 15. Yukarıdaki şiirin türü nedir? Nedeniyle açıklayınız. Nice güzellere bağlandım kaldım Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum Her türlü isteğim topraktan aldım Benim sâdık yârim kara topraktır 16. Dörtlükteki sıfatları bulup yazınız. Namık Kemâl, gayet büyük yuvarlak başlı, pek yüksek alınlı, pembe çehreli, hiddetlendikçe çatılır az eğri kaşlı, koyu elâ gözlü, irice burunlu, fevkalâde güzel ağızlı, kırk yaşından sonra siyah denecek kadar koyulaşmış uzunca, kumral sakallı, kısaya mail orta boylu, şişmanca, omuzları geniş, elleri ayakları küçük bir insandı. 17. Parçadaki niteleme sıfatlarını bulup yazınız. 18. Parçadaki belirtme sıfatları ve bu sıfatların türlerini yazınız. "Bazı isimler tekil olduğu halde varlık türünün hepsini karşılayacak şekilde kullanılabilir." 19.Aşağıdaki altı çizili isimlerin hangisinde bu durumun örneği vardır? A) Sınıf bayram için temizlendi. B) Edebiyat dergileri düşünce dünyasını zenginleştirir. C) Kedi bu aralar mama yemiyordu. D) Şehir yılın bu zamanları çok tenhalaşır. E) Bilginin efendisi olmak için çalışmanın uşağı olmak şarttır
5.
Ömrüm bir tarladır mahsulü çile
Gül bin cilve eder garip bülbüle
Bulutlar dağıldı nazarın ile
Kanayan yaramı sar kömür gözlüm
Bu dizelerde aşağıdaki söz sanatlarından hangileri vardır?
A) Tariz - telmih
B) Tenasüp-hüsnütalil
Istiare -tenasüp
D) Kinaye - irsalimesel
E) Mübalağa - tecahülüarif
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
5. Ömrüm bir tarladır mahsulü çile Gül bin cilve eder garip bülbüle Bulutlar dağıldı nazarın ile Kanayan yaramı sar kömür gözlüm Bu dizelerde aşağıdaki söz sanatlarından hangileri vardır? A) Tariz - telmih B) Tenasüp-hüsnütalil Istiare -tenasüp D) Kinaye - irsalimesel E) Mübalağa - tecahülüarif
1. Dağlarda uğuldayan rüzgârlarda sesin var
Her çiçekte bir renksin, kokusun, güzelsin yâr
Sevdandır hep coşturan, koşturan diyâr diyâr
Bu aşkı derya almaz okyanuslar gelir dar
Bu sevgi çağlayanı ancak gönüle sığar
Aşağıdakilerden hangisi içerdiği duygu yönünden yu-
karıdaki dizelerle aynıdır?
A) Bakışları neden öylesine parlıyordu
Çektirdiği son fotoğrafında ağlıyordu
B) Bereket dağıtırdın çocukların kalbine
Sonbaharına erip döndürüldün Rabbine
C) Bugün deniz ölgündü, bir oltayla balıkta
Kuşlar gibi yalnız, yapayalnızdım açıkta
D) Sana benim kadar tutulmak demek
Vurulmak demektir kartallar gibi
E) Gidince, gülün rengi sarardı gözlerimde
Mutluluk dolu dünyam karardı gözlerimde
5.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
1. Dağlarda uğuldayan rüzgârlarda sesin var Her çiçekte bir renksin, kokusun, güzelsin yâr Sevdandır hep coşturan, koşturan diyâr diyâr Bu aşkı derya almaz okyanuslar gelir dar Bu sevgi çağlayanı ancak gönüle sığar Aşağıdakilerden hangisi içerdiği duygu yönünden yu- karıdaki dizelerle aynıdır? A) Bakışları neden öylesine parlıyordu Çektirdiği son fotoğrafında ağlıyordu B) Bereket dağıtırdın çocukların kalbine Sonbaharına erip döndürüldün Rabbine C) Bugün deniz ölgündü, bir oltayla balıkta Kuşlar gibi yalnız, yapayalnızdım açıkta D) Sana benim kadar tutulmak demek Vurulmak demektir kartallar gibi E) Gidince, gülün rengi sarardı gözlerimde Mutluluk dolu dünyam karardı gözlerimde 5.
A)
3)
C)
D
Ece
6.
4.
Ý
3. çıkış
4. çıkış
5. çıkış
6. çıkış 7. çıkış
2. çıkış
1. çıkış
Bu kişilerin labirent boyunca cinsiyete göre koridorlara yapacaklan sapmaların kurallan şu şekildedir:
• Kızlar herhangi bir dikey koridorda ilerlerken çıkışa varıncaya kadar karşılaştıkları sol taraflarındaki
ilk koridora, yatay koridorda ilerlerken karşılaştıklan sağ taraflanındaki ikinci koridora sapmaktadır.
- Erkekler herhangi bir dikey koridorda ilerlerken çıkışa varıncaya kadar karşılaştıkları sağ taraflarındaki
ikinci koridora, yatay koridorda ilerlerken karşılaştıkları sol taraflarındaki ilk koridora sapmaktadır.
Buna göre bu kişilerin kaçıncı çıkışlara ulaştıkları aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?
1.
A
4.
A
/17.00 Era Dine ve Ece Argiler bulunduklar.noktalardan aşağıdaki labirentte belli kurañar çerçeve
de hareket edip sapmalar yaparak numaralanma cuplardan birine ulaşacaklard
Bupe
Ece
Efe
↓
Buse
4.
7.
2.
7.
Eray
1.
1.
5.
2.
TÜRKÇE
f Kurumsal Deneme Sınavı - 1
Efe
3.
2.
7.
1.
Eray
9
YATAY KORIDOR
HIZ YAYINLARI
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
A) 3) C) D Ece 6. 4. Ý 3. çıkış 4. çıkış 5. çıkış 6. çıkış 7. çıkış 2. çıkış 1. çıkış Bu kişilerin labirent boyunca cinsiyete göre koridorlara yapacaklan sapmaların kurallan şu şekildedir: • Kızlar herhangi bir dikey koridorda ilerlerken çıkışa varıncaya kadar karşılaştıkları sol taraflarındaki ilk koridora, yatay koridorda ilerlerken karşılaştıklan sağ taraflanındaki ikinci koridora sapmaktadır. - Erkekler herhangi bir dikey koridorda ilerlerken çıkışa varıncaya kadar karşılaştıkları sağ taraflarındaki ikinci koridora, yatay koridorda ilerlerken karşılaştıkları sol taraflarındaki ilk koridora sapmaktadır. Buna göre bu kişilerin kaçıncı çıkışlara ulaştıkları aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir? 1. A 4. A /17.00 Era Dine ve Ece Argiler bulunduklar.noktalardan aşağıdaki labirentte belli kurañar çerçeve de hareket edip sapmalar yaparak numaralanma cuplardan birine ulaşacaklard Bupe Ece Efe ↓ Buse 4. 7. 2. 7. Eray 1. 1. 5. 2. TÜRKÇE f Kurumsal Deneme Sınavı - 1 Efe 3. 2. 7. 1. Eray 9 YATAY KORIDOR HIZ YAYINLARI
Sergua est
14. Aşağıdakilerden hangisi Fecriati Topluluğu'nun uzun ömürlü olmayışının nedenleri ara-
sında gösterilemez?
A) Güçlü eserler verilememesi
B) Servetifünuncuların etkisinden kurtulunamaması
C) Güçlü bir Millî Edebiyat akımının başlaması
D) Verilen eserlerin bireyselliğin dar kalıplarını aşamaması
E) Siyasi otoritenin topluluk üyeleri arasında güvensizlik yaratması
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
Sergua est 14. Aşağıdakilerden hangisi Fecriati Topluluğu'nun uzun ömürlü olmayışının nedenleri ara- sında gösterilemez? A) Güçlü eserler verilememesi B) Servetifünuncuların etkisinden kurtulunamaması C) Güçlü bir Millî Edebiyat akımının başlaması D) Verilen eserlerin bireyselliğin dar kalıplarını aşamaması E) Siyasi otoritenin topluluk üyeleri arasında güvensizlik yaratması
Ahmet bugün de işe gelmedi.
A) Ahmet işten başka gitmesi gereken bir yere dana
gitmemiştir.
B) Ahmet işe dün de gelmemiştir.
Ahmet son dönemde en az iki gün işe gelmemiştir.
D) Ahmet'in yarın da işe gelmesi beklenmemektedir.
E) Ahmet haricinde en az bir kişi daha işe gelmemiştir.
6.
im
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
Ahmet bugün de işe gelmedi. A) Ahmet işten başka gitmesi gereken bir yere dana gitmemiştir. B) Ahmet işe dün de gelmemiştir. Ahmet son dönemde en az iki gün işe gelmemiştir. D) Ahmet'in yarın da işe gelmesi beklenmemektedir. E) Ahmet haricinde en az bir kişi daha işe gelmemiştir. 6. im
6.
2
Suya bulgur ezerim,
Hem ezer hem süzerim,
Ben yarımın derdinden
Deli olmuş gezerim.
• Ne viran çeşme imiş
Su içecek tası yok
Yıkıldı viran gönlüm
Yapacak ustası yok
Şu vefasız dünyanın
Ucu var ortası yok
·
Yara sızlar
Ok değmiş yara sızlar
Yaralının hâlinden
Ne bilsin yarasızlar
Bu mânilerin türleri aşağıdakilerin hangisinde sıra-
sıyla verilmiştir?
A) Düz - Artık - Cinesli
B) Artık - Kesik - Cinaslı
-6) Karşrirkir Yedekli - Düz
D) Düz Artık Düz
E) Kesik Karşılıklı Artık
Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
6. 2 Suya bulgur ezerim, Hem ezer hem süzerim, Ben yarımın derdinden Deli olmuş gezerim. • Ne viran çeşme imiş Su içecek tası yok Yıkıldı viran gönlüm Yapacak ustası yok Şu vefasız dünyanın Ucu var ortası yok · Yara sızlar Ok değmiş yara sızlar Yaralının hâlinden Ne bilsin yarasızlar Bu mânilerin türleri aşağıdakilerin hangisinde sıra- sıyla verilmiştir? A) Düz - Artık - Cinesli B) Artık - Kesik - Cinaslı -6) Karşrirkir Yedekli - Düz D) Düz Artık Düz E) Kesik Karşılıklı Artık Hizmetleri Genel Müdürlüğü
ri uygun
nce akla
M...S
özlere
erlere
.....
vitine
........
edir.
ten
lan
11.
ve
Divan
edebiyatındaki Türklere özgü nazım biçimleridir.
12. Terkib-i bendde bendler birbirine....asita....
beyitiyle bağlanır.
13. Divan edebiyatında öyküleme gerektiren konular
nazım biçimiyle yazılır.
14. Gazelin beyit sayısı
Kafiye düzeni Q.a.b.
Ca
arasındadır.
şeklindedir.
15. Şeyhi'nin.....honov adlı eseri didaktik ve
alegorik bir mesnevidir.
16. Divan edebiyatının ilk şairi..hoco Dehheni
.'dir.
17. Baki, kendi devrinde ve sonraki devirlerde
anılmıştır.
18. Nabi'nin........adlı eseri, oğluna öğütler
içeren bir mesnevidir.
19. Şeyh Galip,..........
hin
akımının temsilcisidir.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
ri uygun nce akla M...S özlere erlere ..... vitine ........ edir. ten lan 11. ve Divan edebiyatındaki Türklere özgü nazım biçimleridir. 12. Terkib-i bendde bendler birbirine....asita.... beyitiyle bağlanır. 13. Divan edebiyatında öyküleme gerektiren konular nazım biçimiyle yazılır. 14. Gazelin beyit sayısı Kafiye düzeni Q.a.b. Ca arasındadır. şeklindedir. 15. Şeyhi'nin.....honov adlı eseri didaktik ve alegorik bir mesnevidir. 16. Divan edebiyatının ilk şairi..hoco Dehheni .'dir. 17. Baki, kendi devrinde ve sonraki devirlerde anılmıştır. 18. Nabi'nin........adlı eseri, oğluna öğütler içeren bir mesnevidir. 19. Şeyh Galip,.......... hin akımının temsilcisidir.
anık nağmelerden
çeklerin itrindan
onsuz genişliging 1.
dan, kemalinden
Kırat'ın nalından
n
hiddetinden
efesten yaratıldın
naklı, hikmeti,
di sende dil açm
"Ana Dili şiirine
r verilmiştir.
coğrafyayla bi
dan da beslene
bir şiir örneğ
mıştır.
stir?
D) IV
de,
nde
urdum si
ğıdaki Tu
erinin hay
E
TUBITAK Ulusal Gökyüzü Gözlem Şenliği'ni 1998
yılında Bilim ve Teknik ile Bilim Çocuk dergilerinin ve
TÜBİTAK Ulusal Gözlemevinin de desteğiyle başlattık.
Bu cümlenin öge dizilişi aşağıdakilerin hangisin-
de doğru verilmiştir?
A) Nesne-dolaylı tümleç - zarf tümleci - yüklem
B) Nesne - Özne - yüklem
CÜMLENİN ÖGELERİ
C) Özne - nesne - zarf tümleci - yüklem
D) Nesne - zarf tümleci - edat tümleci - yüklem
E) Özne - dolaylı tümleç - zarf tümleci - yüklem
2. Aşağıdaki cümlelerden hangisi ögelerine yanlış
ayrılmıştır?
A) Ahmet Hamdi Tanpınar, / poetik anlayışının te-
mel yapı taşlarından olan rüya ve zamanı kulla-
narak/saf şiire ulaşmayı / amaçlar.
B) Varlık ve yalnızlık probleminin işlendiği Ahmet
Hamdi Tanpınar şiirlerinde / çatışmaların mevcu-
diyeti / açıkça / görülür.
C) Kusursuz şiiri kovalayan Ahmet Hamdi Tan-
pınar'ın zaman, rüya ve musikî dışında / mimari
ve mitolojik ögelerden / faydalandığı / görülür.
D) Varoluşun eşya ve mekânla ilişkisini rüya
hâlindeki bireyle ilişkilendiren Tanpınar, / onu
zamanın ötesine taşımaya / çalışır.
E) Döneminin felsefî ve edebî akımlarından yararla-
nan Tanpınar, / bu akımların salt kurallarına bağlı
kalmadan / Doğu ve Batı kültürünü harmanlama-
yı/başarır.
3. (1) Eski Çağ bilginlerinden Platon ve Aristo neden mi
az konuşurlardı? (II) Daha çok şeyi daha çok kişiye
iletmek için konuşmazlardı çok. (III) Insanlar genel-
likle çok konuşan kişileri sevmezler. (IV) Az konu-
şup da bilgiçlik taslayan kişilerden de nefret ederler.
(V) Insanlar katında en makbul olanlar az, öz ve açık
konuşan kişilerdir.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisin-
de ögelerin dizilişi "özne, zarf tümleci, zarf tümleci
ve yüklem" biçimindedir?
A) I B) II
C) III
D) IV
E) V
S
99
KAZANIN
TESTI
4. Yazma; hazırlık, planlama, taslak metin oluşturma,
düzeltme ve geliştirme, yazılan metni paylaşma gibi
aşamaları olan bir süreçtir.
Bu cümlenin yüklemi aşağıdakilerin hangisinde
doğru olarak verilmiştir?
A) süreçtir
B) bir süreçtir
C) aşamaları olan bir süreçtir
D) yazılan metni paylaşma gibi aşamaları olan bir
süreçtir
E) hazırlık, planlama, taslak metin oluşturma, dü-
zeltme ve geliştirme, yazılan metni paylaşma gibi
aşamaları olan bir süreçtir
5. (1) Zirvesi karlarla kaplı yüksek dağlar beni her za-
man etkilemiştir. (II) Özellikle, zirvenin parça parça
bulutla kaplı olduğu zamanlarda bu etki daha da
belirginleşir. (III) Başı dik duruşuyla bana bir şeyler
hissettirmek istediklerini düşünürüm. (IV) Onların bu
duruşlarında engelleri aşmanın dinginliğini bulurum.
(V) Dağların beni etkilemesinin arka planında yalnız
bunlar yok.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisin-
de nesne ya da zarf tümleci vurgulanmamıştır?
A) I B) II C) III
D) IV
E) V
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde özne belirtisiz
isim tamlamasından oluşmaktadır?
A) Galata Kulesi'nin üstünden, geçmişi üç bin yıla
dayanan şehrin her yerini görebilirsiniz.
B) Beypazarı'nın tarihî ahşap evleri, geçmişin izleri-
ni günümüze taşıyan örneklerle doludur.
C) Yaz akşamları, uzun ve sıkıcı kış gecelerinden
sonra bana huzur veren vakitlerdir.
D) Tanpınar'ın romanlarındaki kahramanlar, içe
dönük bir yaşam sürerken dünyayı iyi algılayan
kişilerdir.
E) Balıkçılar, Boğaz'ın öbek öbek erguvanlarla kaplı
tepelerini seyrediyordu.
RMAL TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI
SARMAL
11. SINIF
Ba
1!S
PI
LII
IL
310
u
ITS
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
anık nağmelerden çeklerin itrindan onsuz genişliging 1. dan, kemalinden Kırat'ın nalından n hiddetinden efesten yaratıldın naklı, hikmeti, di sende dil açm "Ana Dili şiirine r verilmiştir. coğrafyayla bi dan da beslene bir şiir örneğ mıştır. stir? D) IV de, nde urdum si ğıdaki Tu erinin hay E TUBITAK Ulusal Gökyüzü Gözlem Şenliği'ni 1998 yılında Bilim ve Teknik ile Bilim Çocuk dergilerinin ve TÜBİTAK Ulusal Gözlemevinin de desteğiyle başlattık. Bu cümlenin öge dizilişi aşağıdakilerin hangisin- de doğru verilmiştir? A) Nesne-dolaylı tümleç - zarf tümleci - yüklem B) Nesne - Özne - yüklem CÜMLENİN ÖGELERİ C) Özne - nesne - zarf tümleci - yüklem D) Nesne - zarf tümleci - edat tümleci - yüklem E) Özne - dolaylı tümleç - zarf tümleci - yüklem 2. Aşağıdaki cümlelerden hangisi ögelerine yanlış ayrılmıştır? A) Ahmet Hamdi Tanpınar, / poetik anlayışının te- mel yapı taşlarından olan rüya ve zamanı kulla- narak/saf şiire ulaşmayı / amaçlar. B) Varlık ve yalnızlık probleminin işlendiği Ahmet Hamdi Tanpınar şiirlerinde / çatışmaların mevcu- diyeti / açıkça / görülür. C) Kusursuz şiiri kovalayan Ahmet Hamdi Tan- pınar'ın zaman, rüya ve musikî dışında / mimari ve mitolojik ögelerden / faydalandığı / görülür. D) Varoluşun eşya ve mekânla ilişkisini rüya hâlindeki bireyle ilişkilendiren Tanpınar, / onu zamanın ötesine taşımaya / çalışır. E) Döneminin felsefî ve edebî akımlarından yararla- nan Tanpınar, / bu akımların salt kurallarına bağlı kalmadan / Doğu ve Batı kültürünü harmanlama- yı/başarır. 3. (1) Eski Çağ bilginlerinden Platon ve Aristo neden mi az konuşurlardı? (II) Daha çok şeyi daha çok kişiye iletmek için konuşmazlardı çok. (III) Insanlar genel- likle çok konuşan kişileri sevmezler. (IV) Az konu- şup da bilgiçlik taslayan kişilerden de nefret ederler. (V) Insanlar katında en makbul olanlar az, öz ve açık konuşan kişilerdir. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisin- de ögelerin dizilişi "özne, zarf tümleci, zarf tümleci ve yüklem" biçimindedir? A) I B) II C) III D) IV E) V S 99 KAZANIN TESTI 4. Yazma; hazırlık, planlama, taslak metin oluşturma, düzeltme ve geliştirme, yazılan metni paylaşma gibi aşamaları olan bir süreçtir. Bu cümlenin yüklemi aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak verilmiştir? A) süreçtir B) bir süreçtir C) aşamaları olan bir süreçtir D) yazılan metni paylaşma gibi aşamaları olan bir süreçtir E) hazırlık, planlama, taslak metin oluşturma, dü- zeltme ve geliştirme, yazılan metni paylaşma gibi aşamaları olan bir süreçtir 5. (1) Zirvesi karlarla kaplı yüksek dağlar beni her za- man etkilemiştir. (II) Özellikle, zirvenin parça parça bulutla kaplı olduğu zamanlarda bu etki daha da belirginleşir. (III) Başı dik duruşuyla bana bir şeyler hissettirmek istediklerini düşünürüm. (IV) Onların bu duruşlarında engelleri aşmanın dinginliğini bulurum. (V) Dağların beni etkilemesinin arka planında yalnız bunlar yok. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisin- de nesne ya da zarf tümleci vurgulanmamıştır? A) I B) II C) III D) IV E) V 6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde özne belirtisiz isim tamlamasından oluşmaktadır? A) Galata Kulesi'nin üstünden, geçmişi üç bin yıla dayanan şehrin her yerini görebilirsiniz. B) Beypazarı'nın tarihî ahşap evleri, geçmişin izleri- ni günümüze taşıyan örneklerle doludur. C) Yaz akşamları, uzun ve sıkıcı kış gecelerinden sonra bana huzur veren vakitlerdir. D) Tanpınar'ın romanlarındaki kahramanlar, içe dönük bir yaşam sürerken dünyayı iyi algılayan kişilerdir. E) Balıkçılar, Boğaz'ın öbek öbek erguvanlarla kaplı tepelerini seyrediyordu. RMAL TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI SARMAL 11. SINIF Ba 1!S PI LII IL 310 u ITS
Ömer Seyfettin, 1911 yılında Selanik'te M. Emin Yurdakul'la
çıkardığı Genç Kalemler dergisinde yazdığı "Yeni Lisan" makalesinde
yeni Türkçenin esaslarını belirlemiştir.
17.Bu cümledeki bilgi yanlışı aşağıdakilerden hangisidir?
A)Yeni Lisan'ı Ömer Seyfettin değil Ziya Gökalp yazmıştır.
B)Genç Kalemler dergisini çıkaranlar Ömer Seyfettin'le M.Emin
Yurdakul değil, Ömer Seyfettin ve Ali Canip'tir.
C)Genç Kalemler 1911'de değil 1909'da çıkmıştır.
D)Genç Kalemler'de yayımlanan makalenin ismi Yeni Lisan değil,
"Şiir ve İnşa" dır.
E)Yeni Lisan'ın konusu yeni Türkçenin esasları değil, başka dillerle
Türkçenin karşılaştırılmasıdır.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
Ömer Seyfettin, 1911 yılında Selanik'te M. Emin Yurdakul'la çıkardığı Genç Kalemler dergisinde yazdığı "Yeni Lisan" makalesinde yeni Türkçenin esaslarını belirlemiştir. 17.Bu cümledeki bilgi yanlışı aşağıdakilerden hangisidir? A)Yeni Lisan'ı Ömer Seyfettin değil Ziya Gökalp yazmıştır. B)Genç Kalemler dergisini çıkaranlar Ömer Seyfettin'le M.Emin Yurdakul değil, Ömer Seyfettin ve Ali Canip'tir. C)Genç Kalemler 1911'de değil 1909'da çıkmıştır. D)Genç Kalemler'de yayımlanan makalenin ismi Yeni Lisan değil, "Şiir ve İnşa" dır. E)Yeni Lisan'ın konusu yeni Türkçenin esasları değil, başka dillerle Türkçenin karşılaştırılmasıdır.