Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Lise Türkçe Soruları

TYT, AYT, YKS, LGS, KPSS, ALES hazırlık sürecinde dilediğin dersten soru çözüm desteği almak ister misin? Kunduz’a sorularını sor, alanında uzman eğitmenler cevaplasın.
Everbeans
4. Aşağıdakilerin hangisinde birden fazla sıfata yer
verilmiştir?
A) Çocukluğumuz bu köylerde geçmişti.
Inaanin hayaller kuracağı hayatın göstergeleridir.
Bu konuda hiçbirirhiz bilgi sahibi değiliz.
D) Anlattıklanından kimse bir seytanlamadı.
Dostluk, herkes için lazım olan bir hazinedir.
Lise Türkçe
Sıfat
Everbeans 4. Aşağıdakilerin hangisinde birden fazla sıfata yer verilmiştir? A) Çocukluğumuz bu köylerde geçmişti. Inaanin hayaller kuracağı hayatın göstergeleridir. Bu konuda hiçbirirhiz bilgi sahibi değiliz. D) Anlattıklanından kimse bir seytanlamadı. Dostluk, herkes için lazım olan bir hazinedir.
İnsan eli değmemiş diyarlarda henüz gün yüzü görmemiş sevgiler yaşarmış.
Her daim taze kalan yapraklarıyla etrafına ılık nefesler saçarmış.
Bütün aşk efsanelerinin yarım kalan şiirlerini tamamlar, eksik bırakılmış türkülere yeni besteler fısıldarmış.
Ki bu türkülerin nağmeleri ta uzaklardan duyulurmuş.
Sevda öyküleri onların sihirli ellerinde demlenir, âşıklar bu sayede birbirlerinin gözlerinde şevk ile dinlenirmiş
Yazar, bu metnin anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurmamıştır?
A) Mecazlı anlatıma
B) Abartmaya
C) Öykülemeye
D) Farklı duyulardan yararlanmaya
pladı gelip tam
Lise Türkçe
Paragraf
İnsan eli değmemiş diyarlarda henüz gün yüzü görmemiş sevgiler yaşarmış. Her daim taze kalan yapraklarıyla etrafına ılık nefesler saçarmış. Bütün aşk efsanelerinin yarım kalan şiirlerini tamamlar, eksik bırakılmış türkülere yeni besteler fısıldarmış. Ki bu türkülerin nağmeleri ta uzaklardan duyulurmuş. Sevda öyküleri onların sihirli ellerinde demlenir, âşıklar bu sayede birbirlerinin gözlerinde şevk ile dinlenirmiş Yazar, bu metnin anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurmamıştır? A) Mecazlı anlatıma B) Abartmaya C) Öykülemeye D) Farklı duyulardan yararlanmaya pladı gelip tam
rur
endi-
ngisi
dan
dir?
bi-
nda
la-
ibi
k:
§-
7
2
KONDISYONSERİSİ
D) insan ruhuna güzellikler katan unsurları estetik bir
şekilde aktarmak
E) İnsanın duygu ve düşüncelerini estetik bir şekilde ak-
tarabilmesini sağlamak
4. (Edebiyat çevreleri, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Huzur
adlı eserini, huzursuzluğun romanı olarak nitelendirir. (II)
İkinci Dünya Savaşı yıllarında İstanbul'da yaşanan bir
aşk, romanın genel görünümüdür. (III) Kendi iç nizamını
arayan Mümtaz'ın Nuran'a beslediği duygular, İstanbul
eksenli olarak tarih, musiki, resim ve tabiat gibi kavram-
larla estetik bir bütün oluşturmuştur. (IV) Yazarın ilk
romanı Mahur Beste'de olduğu gibi hayal kırıklığı ve
umutsuzluk çıkmazından sıyrılmak isteyen bireylerin acı-
larını ruhumuzda hissederiz. (V) Ayrıca romanın Batılı-
laşmayla süregelen ve birçok romanda ele alınan
eski-yeni, Doğu-Batı çatışması gibi medeniyet krizini
gözler önüne serdiğini belirtmek gerekir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak
aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
B)
A) I. cümlede, doğrudan anlatıma başvurulmuştur.
II. cümlede, romanin konusu açıklanmıştır.
comanin
C) III. cümlede, romanın içeriğine yönelik bir değerlen-
dirme yapılmıştır.
D) IV. cümlede, iki roman arasında benzerlik ilgisi kurul-
muştur.
E)
cümlede, Türk romancılığında genel bir sorun ola-
rak görülen durumla ilgili çıkarımda bulunulmuştur.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
rur endi- ngisi dan dir? bi- nda la- ibi k: §- 7 2 KONDISYONSERİSİ D) insan ruhuna güzellikler katan unsurları estetik bir şekilde aktarmak E) İnsanın duygu ve düşüncelerini estetik bir şekilde ak- tarabilmesini sağlamak 4. (Edebiyat çevreleri, Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Huzur adlı eserini, huzursuzluğun romanı olarak nitelendirir. (II) İkinci Dünya Savaşı yıllarında İstanbul'da yaşanan bir aşk, romanın genel görünümüdür. (III) Kendi iç nizamını arayan Mümtaz'ın Nuran'a beslediği duygular, İstanbul eksenli olarak tarih, musiki, resim ve tabiat gibi kavram- larla estetik bir bütün oluşturmuştur. (IV) Yazarın ilk romanı Mahur Beste'de olduğu gibi hayal kırıklığı ve umutsuzluk çıkmazından sıyrılmak isteyen bireylerin acı- larını ruhumuzda hissederiz. (V) Ayrıca romanın Batılı- laşmayla süregelen ve birçok romanda ele alınan eski-yeni, Doğu-Batı çatışması gibi medeniyet krizini gözler önüne serdiğini belirtmek gerekir. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? B) A) I. cümlede, doğrudan anlatıma başvurulmuştur. II. cümlede, romanin konusu açıklanmıştır. comanin C) III. cümlede, romanın içeriğine yönelik bir değerlen- dirme yapılmıştır. D) IV. cümlede, iki roman arasında benzerlik ilgisi kurul- muştur. E) cümlede, Türk romancılığında genel bir sorun ola- rak görülen durumla ilgili çıkarımda bulunulmuştur.
E EDEBİYATI TESTİ
esti için ayrılan kısmına işaretleyiniz.
S
il
hi
B
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde noktalama yanlışı
yapılmıştır?
A) Zindana atılan mahkûmlar gibi titreşerek, haykırarak
geri geri kaçmaya uğraşıyorduk.
Yaşananların üzerine bu saatten sonra ister kendini-
ze çeki düzen verin, ister vermeyin.
C) Aç karnına bunca asitli ürünü içmekle hiç de iyi etmi-
yorsun, dedi.
D) Evet, kırk seneden beri Türkçe merhale merhale
Türkleşiyor.cu
E) Bu, benim gibi geleneksel Türk şiirine sıkı sıkıya bağ-
lı yazarlar için hiç kolay olmaz.
MAQBASA NG MGA KAB
Lise Türkçe
Noktalama İşaretleri
E EDEBİYATI TESTİ esti için ayrılan kısmına işaretleyiniz. S il hi B 4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde noktalama yanlışı yapılmıştır? A) Zindana atılan mahkûmlar gibi titreşerek, haykırarak geri geri kaçmaya uğraşıyorduk. Yaşananların üzerine bu saatten sonra ister kendini- ze çeki düzen verin, ister vermeyin. C) Aç karnına bunca asitli ürünü içmekle hiç de iyi etmi- yorsun, dedi. D) Evet, kırk seneden beri Türkçe merhale merhale Türkleşiyor.cu E) Bu, benim gibi geleneksel Türk şiirine sıkı sıkıya bağ- lı yazarlar için hiç kolay olmaz. MAQBASA NG MGA KAB
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harfin yanlış
yazılmasından kaynaklanan bir yazım yanlışı vardır?
-
A) Bir zamanlar Bu zamanlar çok da uzak değildir -
Türk saltanatı zirve dönemini yaşadı.
B) Atatürk "Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil
kanda mevcuttur!" diyor.
C) Menfaat sandalyeye benzer: Başında taşırsan seni
küçültür, ayağının altına alırsan yükseltir.
DY Uzak Doğu'dan şehrimize fuar için gelen iş insanla-
rından oluşan heyeti ve dün kabul etti.
E) Biz dünyadan ayrı yaşarken bir de kendimize gelip
şöyle bir bakınca dünya epey değişmiş.
Dunya
5.
Lise Türkçe
Yazım Kuralları
2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harfin yanlış yazılmasından kaynaklanan bir yazım yanlışı vardır? - A) Bir zamanlar Bu zamanlar çok da uzak değildir - Türk saltanatı zirve dönemini yaşadı. B) Atatürk "Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!" diyor. C) Menfaat sandalyeye benzer: Başında taşırsan seni küçültür, ayağının altına alırsan yükseltir. DY Uzak Doğu'dan şehrimize fuar için gelen iş insanla- rından oluşan heyeti ve dün kabul etti. E) Biz dünyadan ayrı yaşarken bir de kendimize gelip şöyle bir bakınca dünya epey değişmiş. Dunya 5.
ede-
une
an-
ya-
Cok
gini
O
ek
nil,
ibi
ci,
de,
Ali
KÜ
de
er-
ve
ti-
Z-
ne
qu
et
Mai ve Siyah
Cemil gücenmezdi.
Saib -kisa, zayıf, kuru çocuk- Ahmet Cemil'in sinirlerine
dokunan işte bu yaratıktır. Onun manzarasından duyduğu
soğuk ürpermeyi hatta Raci'ye bile hissetmezdi.
Saib, o çelimsiz yaratılmış, kemikleri irileşememiş, kasları
kemiklerinin üstünde kurumuş, küçük gözlü, ufak yüzlü,
daima ayakta harekette, kulaklarıyla gözleri daima meşguli-
yette, bu dünyaya görülmeyecek şeyleri görmek ve işitilme-
yecek şeyleri işitmek için gelmişti. Mesela Ali Şekip'in bilmem
nerede bucak müdürü olan eniştesine yazdığı bir mektubu bir
yandan göz ucuyla okumaya çalışırken, diğer taraftan kulak-
larını odanın köşesinde idare memuru Ahmet Şevki'nin
-Ahmet Şevki Efendi'nin- kâğıtçıyı az parayla savmak için
sarf ettiği belagata verirdi.
Onun için mesela Çarşamba günü, imtiyaz sahibi Hüseyin
Baha Efendi'nin evinde uskumru dolması pişeceğini bilir,
çünkü bir gün evvel imtiyaz sahibinin mürettip yamağı
Emin'e: "İki okka uskumru alacaksın. Dolmalık olacağını
unutma! Geç kalırsan yarına yetişmez..." dediğini tamamıyla
işitmiştir.
Raci, parasız kaldığı zaman Ahmet Şevki Efendi'nin çek-
mecesinde para olup olmadığını Saib'den soruştururdu.
Çünkü o, mutlaka çekmecesinin bir tarafına atılan bir ilan
ücretini görmüştür.
Sözgelişi birkaç kişi arasında yapılan bir konuşma sıra-
sında bir söz gürültüye gelerek anlaşılmamış mı? Saib'den
sorunuz, o mutlaka anlamıştır, size de anlatır.
Ona her yerde rastlanabilir. Matbaada herkesten çok işine
-33-
Lise Türkçe
İsim Tamlamaları
ede- une an- ya- Cok gini O ek nil, ibi ci, de, Ali KÜ de er- ve ti- Z- ne qu et Mai ve Siyah Cemil gücenmezdi. Saib -kisa, zayıf, kuru çocuk- Ahmet Cemil'in sinirlerine dokunan işte bu yaratıktır. Onun manzarasından duyduğu soğuk ürpermeyi hatta Raci'ye bile hissetmezdi. Saib, o çelimsiz yaratılmış, kemikleri irileşememiş, kasları kemiklerinin üstünde kurumuş, küçük gözlü, ufak yüzlü, daima ayakta harekette, kulaklarıyla gözleri daima meşguli- yette, bu dünyaya görülmeyecek şeyleri görmek ve işitilme- yecek şeyleri işitmek için gelmişti. Mesela Ali Şekip'in bilmem nerede bucak müdürü olan eniştesine yazdığı bir mektubu bir yandan göz ucuyla okumaya çalışırken, diğer taraftan kulak- larını odanın köşesinde idare memuru Ahmet Şevki'nin -Ahmet Şevki Efendi'nin- kâğıtçıyı az parayla savmak için sarf ettiği belagata verirdi. Onun için mesela Çarşamba günü, imtiyaz sahibi Hüseyin Baha Efendi'nin evinde uskumru dolması pişeceğini bilir, çünkü bir gün evvel imtiyaz sahibinin mürettip yamağı Emin'e: "İki okka uskumru alacaksın. Dolmalık olacağını unutma! Geç kalırsan yarına yetişmez..." dediğini tamamıyla işitmiştir. Raci, parasız kaldığı zaman Ahmet Şevki Efendi'nin çek- mecesinde para olup olmadığını Saib'den soruştururdu. Çünkü o, mutlaka çekmecesinin bir tarafına atılan bir ilan ücretini görmüştür. Sözgelişi birkaç kişi arasında yapılan bir konuşma sıra- sında bir söz gürültüye gelerek anlaşılmamış mı? Saib'den sorunuz, o mutlaka anlamıştır, size de anlatır. Ona her yerde rastlanabilir. Matbaada herkesten çok işine -33-
ere de yer vermişlerdir.
Soru
Aşağıdakilerin hangisinde bilgi yanlışı vardır?
3
Mehmet Akif Ersoy, halkın yaşayışını, gözlemlerini hece ölçüsüy-
le yazdığı manzum hikâyelerde dile getirmiştir. 4
B) İzlenimci, simgeci bir anlayışla saf (öz) şiiri geliştirmeye çalışan
Ahmet Haşim, Fecriati Dönemi şairidir. 7
C) Ali Canip Yöntem; Ömer Seyfettin ile birlikte Genç Kalemler der-
gisini çıkarmış, bu derginin başyazarlığını yaparak Milli Edebiyat
akımına öncülük etmiştir.
D) Ziya Gökalp, toplumsal ve siyasi görüşlerini makalelerinde dile
getirmiş, "Türkçülük" düşüncesini sistemleştirmiştir. +
E) Yahya Kemal, Milli Edebiyat Dönemi'nde, devrin egemen an-
layışının dışında kalmıştır. +
Çözüm
Lise Türkçe
Milli Edebiyat Dönemi Şiiri Özellikleri ve Şairleri
ere de yer vermişlerdir. Soru Aşağıdakilerin hangisinde bilgi yanlışı vardır? 3 Mehmet Akif Ersoy, halkın yaşayışını, gözlemlerini hece ölçüsüy- le yazdığı manzum hikâyelerde dile getirmiştir. 4 B) İzlenimci, simgeci bir anlayışla saf (öz) şiiri geliştirmeye çalışan Ahmet Haşim, Fecriati Dönemi şairidir. 7 C) Ali Canip Yöntem; Ömer Seyfettin ile birlikte Genç Kalemler der- gisini çıkarmış, bu derginin başyazarlığını yaparak Milli Edebiyat akımına öncülük etmiştir. D) Ziya Gökalp, toplumsal ve siyasi görüşlerini makalelerinde dile getirmiş, "Türkçülük" düşüncesini sistemleştirmiştir. + E) Yahya Kemal, Milli Edebiyat Dönemi'nde, devrin egemen an- layışının dışında kalmıştır. + Çözüm
aynı konu
yek
6. Bağa girdim, üzüm yok,
El yârinde gözüm yok.
Ben yârimi küstürdüm,
Barışmaya yüzüm yok.
Bu dörtlükle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
avaz
!!
aynı güzellik
A Zengin uyağa yer verilmiştir.
B
Âşık edebiyatı ürünüdür.
C) 7'li hece ölçüsü kullanılmıştır.
D) Sözcük durumunda redif kullanılmıştır.
E) Mâni tipi uyaklanmıştır.
Lise Türkçe
Halk Şiiri Özellikleri
aynı konu yek 6. Bağa girdim, üzüm yok, El yârinde gözüm yok. Ben yârimi küstürdüm, Barışmaya yüzüm yok. Bu dörtlükle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? avaz !! aynı güzellik A Zengin uyağa yer verilmiştir. B Âşık edebiyatı ürünüdür. C) 7'li hece ölçüsü kullanılmıştır. D) Sözcük durumunda redif kullanılmıştır. E) Mâni tipi uyaklanmıştır.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ismin yerini
tutan bir sözcük kullanılmamıştır?
A) Bizde de bu tarz düşüncelere sahip olan insanlar
yok değil.
B) Geçen hafta Kızılay'da polis kontrolü epey faz-
laydı.
C) Herkesin güldüğüne bakma, sen yine bildiğini yap.
D) Sipariş edilen kıyafetlerden birini kendine ayırdı.
E) Seninle her şeye varım ben, sen benim uğurlu
yolumsun.
Lise Türkçe
Zamir
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ismin yerini tutan bir sözcük kullanılmamıştır? A) Bizde de bu tarz düşüncelere sahip olan insanlar yok değil. B) Geçen hafta Kızılay'da polis kontrolü epey faz- laydı. C) Herkesin güldüğüne bakma, sen yine bildiğini yap. D) Sipariş edilen kıyafetlerden birini kendine ayırdı. E) Seninle her şeye varım ben, sen benim uğurlu yolumsun.
2. Resimde usta () çırak ilişkisi önemlidir. Nasıl büyük besteci-
ler, çağın en ünlü müzisyenlerinden ders alarak kendilerini
yetiştirmişlerse ressamlıkta da böyledir bu () Genç ressam
() ustasıyla birlikte düşünmüş () hayal kurmuş, boya seçmiş.
renk aramış () böyle böyle öğrenmiştir resim yapmayı.
Bu parçada ayraçlarla () boş bırakılan yerlere sırasıyla
aşağıdakilerin hangisinde verilenler getirilmelidir?
A) (-) () () () ()
B) (.) (.) (.) (.) ()
(-) (...) (.) (.) (.)
D) () () () () ()
() (;) () ()
JA
Pri Yayınları
8
G
Lise Türkçe
Noktalama İşaretleri
2. Resimde usta () çırak ilişkisi önemlidir. Nasıl büyük besteci- ler, çağın en ünlü müzisyenlerinden ders alarak kendilerini yetiştirmişlerse ressamlıkta da böyledir bu () Genç ressam () ustasıyla birlikte düşünmüş () hayal kurmuş, boya seçmiş. renk aramış () böyle böyle öğrenmiştir resim yapmayı. Bu parçada ayraçlarla () boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdakilerin hangisinde verilenler getirilmelidir? A) (-) () () () () B) (.) (.) (.) (.) () (-) (...) (.) (.) (.) D) () () () () () () (;) () () JA Pri Yayınları 8 G
3. Yetmişinci yaşını dolduran Fransız romancı Andres
Maurois'a arkadaşları () (Senin mutluluğunun sırrı
nedir diye sormuşlar () O da şu cevabı vermiş
("Hayatta başıma gelen felaketleri bir sıkıntı olarak
kabul etmek fakat başıma gelen sıkıntıları bir felaket
saymamak."
Bu parçada ayraçla belirtilen yerlere aşağıdakile-
rin hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıy-
la getirilmelidir?
Junamua
CUSC
Gunmaen
B)(6)
(:)() (?) ('') ;;)),
Lise Türkçe
Noktalama İşaretleri
3. Yetmişinci yaşını dolduran Fransız romancı Andres Maurois'a arkadaşları () (Senin mutluluğunun sırrı nedir diye sormuşlar () O da şu cevabı vermiş ("Hayatta başıma gelen felaketleri bir sıkıntı olarak kabul etmek fakat başıma gelen sıkıntıları bir felaket saymamak." Bu parçada ayraçla belirtilen yerlere aşağıdakile- rin hangisinde verilen noktalama işaretleri sırasıy- la getirilmelidir? Junamua CUSC Gunmaen B)(6) (:)() (?) ('') ;;)),
Bakınız, işte gözlerinin önünde gördüğü bu şeyler: başının
üzerine açılan bu semada, yazın şu sıcak gecesine mahsus
bir buğuyla örtülü zannolunan bu mailikler içinde titriyormuş,
dalgalanıyormuş gibi görünen bütün bu yıldız kümeleri, bun-
lar bir bârân-ı elmas değil miydi?
İçkinin etkisi altında bulunarak süzülen gözlerinin önünde
donuk mailikler üzerine avuç avuç sarı pullar serpilmiş sema
sallanıyor, sallanıyordu. Şimdi karşısında tepelerin uyuyan
sırtlarına dökülecek ya da denize doğru akan belirsiz tablo
yavaş yavaş yüksele yüksele, yerler ve gökler gecenin bu
aşk havası içinde büyük, uzun, vücudu yaka yaka eritip dağı-
tan bir öpücükle birbirine sarılarak tek bir varlık olacak zan-
nediyordu.
Ah! Bu bârân-ı elmas! Bahçenin durgun havasını dağıtan,
içinde bir aşk kokusu, sıcak ve baygın bir nefes gibi sanki ta
göklerin sezilmeyen yüksekliklerinden dökülen bu nağme-
ler... Kimi vakit kalbin en derin noktalarından geliyormuşçası-
na içten, hafif, sanki sessiz; kimi vakit kabaran bir acının fış-
kırmasına yansımışçasına patlayacak, feryat ederek; bazen
bir şikâyet inlemesi, bazen bir bitkinlik iniltisi...
- 36-
Lise Türkçe
İsim
Bakınız, işte gözlerinin önünde gördüğü bu şeyler: başının üzerine açılan bu semada, yazın şu sıcak gecesine mahsus bir buğuyla örtülü zannolunan bu mailikler içinde titriyormuş, dalgalanıyormuş gibi görünen bütün bu yıldız kümeleri, bun- lar bir bârân-ı elmas değil miydi? İçkinin etkisi altında bulunarak süzülen gözlerinin önünde donuk mailikler üzerine avuç avuç sarı pullar serpilmiş sema sallanıyor, sallanıyordu. Şimdi karşısında tepelerin uyuyan sırtlarına dökülecek ya da denize doğru akan belirsiz tablo yavaş yavaş yüksele yüksele, yerler ve gökler gecenin bu aşk havası içinde büyük, uzun, vücudu yaka yaka eritip dağı- tan bir öpücükle birbirine sarılarak tek bir varlık olacak zan- nediyordu. Ah! Bu bârân-ı elmas! Bahçenin durgun havasını dağıtan, içinde bir aşk kokusu, sıcak ve baygın bir nefes gibi sanki ta göklerin sezilmeyen yüksekliklerinden dökülen bu nağme- ler... Kimi vakit kalbin en derin noktalarından geliyormuşçası- na içten, hafif, sanki sessiz; kimi vakit kabaran bir acının fış- kırmasına yansımışçasına patlayacak, feryat ederek; bazen bir şikâyet inlemesi, bazen bir bitkinlik iniltisi... - 36-
KIRMIZI HIZ
TESTI
03 SÖZCÜKTE YAPI
1. Midyelerden ilham alınarak yapılmış yapıştırıcılar, yaprak
1
bicimindeki güneş panelleri, köpek balığı derisini andıran
111
11
dokular, kelebeklerden esinlenmiş görüntüleme teknikleri
IV
ve bunun gibi yüzlerce yenilik köklerini doğadan alıyor.
V
Bu parçadaki altı çizili sözcüklerden hangisi türce
farklı bir kökten türemiştir?
A) I
B) II
C) III
sonra bir hastalığa dönüşür.
V
Bu ci
birde
D) IV
Edebiyatımızda önemli bir yer tutan dergicilik ilk sayıdan
1
11
|||
E) V
ralanmış sözcüklerden hangisi
I almıştır?
C) III
D) IV
E) V
5.
Lise Türkçe
Kök
KIRMIZI HIZ TESTI 03 SÖZCÜKTE YAPI 1. Midyelerden ilham alınarak yapılmış yapıştırıcılar, yaprak 1 bicimindeki güneş panelleri, köpek balığı derisini andıran 111 11 dokular, kelebeklerden esinlenmiş görüntüleme teknikleri IV ve bunun gibi yüzlerce yenilik köklerini doğadan alıyor. V Bu parçadaki altı çizili sözcüklerden hangisi türce farklı bir kökten türemiştir? A) I B) II C) III sonra bir hastalığa dönüşür. V Bu ci birde D) IV Edebiyatımızda önemli bir yer tutan dergicilik ilk sayıdan 1 11 ||| E) V ralanmış sözcüklerden hangisi I almıştır? C) III D) IV E) V 5.
9. Bölür
15.
Recaizâde Mahmud Ekrem
aş Türk ve Dünya Tarihi
Hindistan ara-
nden rahatsız
laki Na
rümeyle, dört-beş dakika kadar gidilince, hep duvarla çev-
Ağaçlığın bu-
rili olan ağaçlık, bir meydancıkta sona erer.
yüksek
rada da aşağıdakine paralel bir kapısı vardır. Yukarıdan
kuş bakışı bakıldığı takdirde koni şeklinde görünen ağaç-
lık burada bitiyor olsa da, iki yol yine birleşmez. Meydan-
cığın otuz adım kadar ilerisinde, oldukça geniş ve
bir set üzerinde, eski zaman yapımı binaları taklit edilerek
yapılmış, geniş saçaklı, katlı bir bina ve bunun çevresinde
bazı büyükçe ağaçlar vardı. Onun üst tarafında, başka bir
setle başlayan yerde ise birtakım meşe ve servi ağaçlarıyla
zamanında nasılsa kırılmayıp kalan oranın Sarıkaya'
adıyla anılmasına sebep olan kocaman, sararmış kayalar
ve inişli çıkışlı bir de terk edilmiş mezarlık vardı. Geçti-
ğimiz meydandan buraya kadar olan mesafe de yaklaşık
beş dakika kadar sürmektedir.
8
Bu mezarlık da geçildikten sonra iki yol hem birleşir,
hem de düzleşir. Buradan yine beş dakika kadar yürünürse,
artık Çamlıca Dağı'nın eteğindeki Kısıklı Köyü'nün çar-
şısına varılmış olur.
Buraya çıkıncaya kadar yorulmadıysak, yine aşağı
doğru inelim de sınırlarını ve önemli noktalarını belirtti-
ğimiz yeri inceleyelim. Bu incelemeye de elbette yine
herkesin bildiği ağaçlıktan başlayacağız.
O
Burası Çamlıca Bahçesi adıyla, İstanbul'da ilk olarak
düzenlenen ve halkın kullanımı için açılan parktır. Bir sü-
reden
zama
Ya
çeyi
ilerle
katle
açıc
rün
ağa
ze
ell
kı
d
ta
Lise Türkçe
Edat
9. Bölür 15. Recaizâde Mahmud Ekrem aş Türk ve Dünya Tarihi Hindistan ara- nden rahatsız laki Na rümeyle, dört-beş dakika kadar gidilince, hep duvarla çev- Ağaçlığın bu- rili olan ağaçlık, bir meydancıkta sona erer. yüksek rada da aşağıdakine paralel bir kapısı vardır. Yukarıdan kuş bakışı bakıldığı takdirde koni şeklinde görünen ağaç- lık burada bitiyor olsa da, iki yol yine birleşmez. Meydan- cığın otuz adım kadar ilerisinde, oldukça geniş ve bir set üzerinde, eski zaman yapımı binaları taklit edilerek yapılmış, geniş saçaklı, katlı bir bina ve bunun çevresinde bazı büyükçe ağaçlar vardı. Onun üst tarafında, başka bir setle başlayan yerde ise birtakım meşe ve servi ağaçlarıyla zamanında nasılsa kırılmayıp kalan oranın Sarıkaya' adıyla anılmasına sebep olan kocaman, sararmış kayalar ve inişli çıkışlı bir de terk edilmiş mezarlık vardı. Geçti- ğimiz meydandan buraya kadar olan mesafe de yaklaşık beş dakika kadar sürmektedir. 8 Bu mezarlık da geçildikten sonra iki yol hem birleşir, hem de düzleşir. Buradan yine beş dakika kadar yürünürse, artık Çamlıca Dağı'nın eteğindeki Kısıklı Köyü'nün çar- şısına varılmış olur. Buraya çıkıncaya kadar yorulmadıysak, yine aşağı doğru inelim de sınırlarını ve önemli noktalarını belirtti- ğimiz yeri inceleyelim. Bu incelemeye de elbette yine herkesin bildiği ağaçlıktan başlayacağız. O Burası Çamlıca Bahçesi adıyla, İstanbul'da ilk olarak düzenlenen ve halkın kullanımı için açılan parktır. Bir sü- reden zama Ya çeyi ilerle katle açıc rün ağa ze ell kı d ta
eksiz
var-
arina
Sizin.
inca
api-
Ken-
11. (1) Ünlü bir devlet başkanı, kırlarda atla dolaşırken batağa
saplanmış bir domuz görür. (II) Neredeyse boğulacak olan
domuz, kurtulmak için uğraşmaktadır. (III) Başkan atından
iner, domuzu kurtarır ama üstü başı çamura bulanır. (IV) Olay
duyulunca, bir başkan domuz için böyle yorulur mu, diye
şaşırır herkes (V) Başkan ise şöyle der: "Yalnız domuz için
yapmadım bunu, biraz da özüm için yaptım."
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde anlatım
bozukluğu vardır?
A) I
B) II
C) III D) IV E) V
2.
Lise Türkçe
1960 Sonrası Türk Edebiyatında Hikâye Özellikleri
eksiz var- arina Sizin. inca api- Ken- 11. (1) Ünlü bir devlet başkanı, kırlarda atla dolaşırken batağa saplanmış bir domuz görür. (II) Neredeyse boğulacak olan domuz, kurtulmak için uğraşmaktadır. (III) Başkan atından iner, domuzu kurtarır ama üstü başı çamura bulanır. (IV) Olay duyulunca, bir başkan domuz için böyle yorulur mu, diye şaşırır herkes (V) Başkan ise şöyle der: "Yalnız domuz için yapmadım bunu, biraz da özüm için yaptım." Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde anlatım bozukluğu vardır? A) I B) II C) III D) IV E) V 2.
7. Aşağıdaki metinde bulunan zamirleri ve türlerini, basit adları bulup metnin altında olan
boşluğa yazınız.
Metnimiz:
O çok korkunç biri gibiydi. Kendisi olmasa da gölgesini görebiliyorum. Bu karanlık gecede
herkes uyumuş sadece ben ayaktaydım. Biraz atıştırmak için yatağımdan kalkmıştım sadece.
Ancak böyle korkunç şeyler olacağını bilmiyordum. Birden ürkütücü sesler yükseldi. "sen
kimsin?" dediğimde cevap yoktu. Bu bir yaratık olmalıydı. Cidden çok korkuyordum, odama
gitsem beni peşimden takip edeceğinden korkuyordum. Annemi mi uyandırsaydım acaba? Bu
sorunu kendim çözmeliydim en iyisi. Birkaç dakika sonra hava soğumuş ve elektrikler gitmişti.
Ne kalorifer yanıyordu ne bir şey. Ben ise üşümek ve korku içerisindeydim. Bu ne olabilirdi
ki? Sonra birden kardeşim çıkageldi ve anladım ki bunların hepsini o yapıyormuş. Bana şaka
yapmış akıllı. Sonra kardeşimle biz uyumak için geri odalarıma döndük.
Lise Türkçe
Zamir
7. Aşağıdaki metinde bulunan zamirleri ve türlerini, basit adları bulup metnin altında olan boşluğa yazınız. Metnimiz: O çok korkunç biri gibiydi. Kendisi olmasa da gölgesini görebiliyorum. Bu karanlık gecede herkes uyumuş sadece ben ayaktaydım. Biraz atıştırmak için yatağımdan kalkmıştım sadece. Ancak böyle korkunç şeyler olacağını bilmiyordum. Birden ürkütücü sesler yükseldi. "sen kimsin?" dediğimde cevap yoktu. Bu bir yaratık olmalıydı. Cidden çok korkuyordum, odama gitsem beni peşimden takip edeceğinden korkuyordum. Annemi mi uyandırsaydım acaba? Bu sorunu kendim çözmeliydim en iyisi. Birkaç dakika sonra hava soğumuş ve elektrikler gitmişti. Ne kalorifer yanıyordu ne bir şey. Ben ise üşümek ve korku içerisindeydim. Bu ne olabilirdi ki? Sonra birden kardeşim çıkageldi ve anladım ki bunların hepsini o yapıyormuş. Bana şaka yapmış akıllı. Sonra kardeşimle biz uyumak için geri odalarıma döndük.