Anı Türü Soruları

8. Azıcık kurcala toprakları, seyret ne çıkar Dipçik altında ezilmiş, parçalanmış kafalar Bu dizelerdeki altı çizili sözcüğün türce özdeşi aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Zaman o gül gibi gül görmemiş zaman olalı Gülün güzelliği dillerde destan olalı C) B) Aksam güneş artık deniz ufkunda silindi Hülya gibi yalnız gezinenler köye indi Yüzü dünyada yiğit yüzlerinin en güzeli Çok büyük bir işi görmekle yorulmuş belli Bir med zamanı, gökyüzü kurşunla örtülü Gördüm deniz dedikleri bin başlı ejderi Geçtik hepimiz dört nala cennet kapısından Gördük ebedi cedleri bir anda yakından D) E)

MAESTRO 25. Edebiyata kaynaklık edebilmek bakımından bazı bölgelerin çok avantajlı olduğu söylenemez. Örneğin Orta Anadolu'nun, Ankara dışında yakın dönemlere kadar göç alan değil göç veren topraklar olmasının bunda azımsanmayacak bir payı var. Aynı gerekçeyle Karadeniz ve Trakya'nın da bu bakım- dan yeterli malzeme sunmadığı söylenebilir. Yaşar Kemal, Orhan Kemal gibi sanatçıların kalemlerini kolay işler hâle ge- tiren Çukurova ise sanatsal ham madde bakımından çok avantajlı bir bölgedir. Tarım ve sanayinin bu topraklara çek- tiği iç göçün yoksul insanlarının hikâyelerine, savaşların, bas- kıların sürükleyip taşıdığı Balkan coğrafyasının insanlarının dramları karışır. Dolayısıyla Çukurova toprağı yalnız ziraat bakımından değil edebiyat bakımından da inanılmaz bere- ketlidir. Burada kaleminizi diktiğiniz her metrekareden dalıy- la budağıyla devasa edebiyat ağaçları fışkırır. Bu parçaya göre "Çukurova Bölgesi'nin edebî eserlere çok fazla konu olması"nın nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) Çeşitli nedenlerle kendisine çekmeyi başardığı insan zen- ginliğinin sanatçılara ilham vermesi B) Bazı yazarların etkileyici sanat yaşamlarının, kendilerin- den sonra gelenlere yol gösterici olması C) Bölgedeki ekonomik hareketliliğin, sosyal ve sanatsal or- tamları zenginleştirici önemli bir rol oynaması D) Yaşanılan acıları edebiyat yoluyla gelecek kuşaklara ak- tarmanın, etkin bir yol olarak benimsenmesi E) Zengin yerel kültürle beslenmiş bazı sanatçıların, bunla- rı büyük edebî eserlere dönüştürmeyi başarması 26 findar men içind hayr duğ bec ma li, b ba dü ba E

2. Çeşitli sebeplerden ötürü Türkiye'de öğrenim gören uluslar arası öğrencilerin | sayısı gitgide artmaktadır. Yükseköğretim IN kurumlarının daha uluslararası hâle gel- mesi, üniversitelerde uluslararası öğren- ci hareketliliğinin artması, yabancı öğren- cilerde Türk Dili'yle öğretiminin yaygın- ||| laşması ve Türk öğrencilerin birden fazla yabancı dil öğrenebilmesi için Yükseköğretim kurumlarında yabancı dil IV eğitimine farklı açılardan bakmanın, çağ- daş yöntemlerin kullanıldığı araştırmalar yapmanın yanısıra yeni şeyler söylemeyi de gerektirmektedir. Bu parçada verilen altı çizili sözcükle- rin hangisinin yazımı doğrudur? AN BII C) III D) IV EV BENIM 15

TYT/ TÜRKÇE 17. Küçücük kırgınlıkların bir küskünlük denizi gibi büyüdüğü olur. Yürekler kapanıverir birbirine. Düşmanlıklar giderek çoğalır. Oysa böyle davranmak her şeyi daha güç bir duru- ma sokmakla neticelenir. Saygıyla eleştiren ve eleştiriye açık bir toplum değilsek bu tür sıkıntılar elbette çok sık ola- caktır. Bu parçada aşağıdakilerin hangisi söz konusu değildir? A) Aşamalı bir durumdan söz edilmiştir. 0 B) Bir durumun nedeni belirtilmiştir. C) Benzetme yapılmıştır. D) Bir çıkarımda bulunulmuştur. E) Bir tasarı dile getirilmiştir. 8. Moda, herhangi bir tarz ve biçime anlık bir alışmayı sağlar. Sonradan ona bir bağlanma söz konusu olur. Ne var ki bu bağlanma hep süregiden bir bağlanma değildir. Gün golin

Türk Dili ve Edebiyatı - Sosyal Bilimler 11. Matla Beyti Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su Makta Beyti Fuzuli rind-i şeydâdur hemişe halka rüsvadur Sorun kim bu ne sevdâdur bu sevdâdan usan- maz mı? Beyt-i Berceste Cihân-ârâ cihân içindedir arayı bilmezler O mâhîler ki deryâ içredir deryâyı bilmezler Taç Beyti Yukarıdaki tabloda boş bırakılan yere, aşağı- da verilen beyitlerden hangisinin getirilmesi uygundur? A) Çeşm-i insâf gibi kâmile mîzân olmaz Kişi noksanını bilmek gibi irfân olmaz B) Çok da mağrûr olma kim meyhâne-i ikbâlde Biz hezârân mest-i mağrurun humârın görmü- Şüz C) Harabâti görenler her biri bir hâletin söyler Safâsını nakleder rindân, zâhid sıkletin söyler D) Nef'i yeter davayı ko dünya ile kavgayı ko Eflake istiğnayı ko hâke yüzün sür lâcerem E) Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen Merdüm-i dide-i ekvân olan âdemsin sen Limit Yayınları 12.

13. Ülkü Tamer: "Şiir, bir dizeye koca bir dünyayı sığdır- maktır." derken şiirle uğraşmanın ---- gerektirdiğini anlatmak istemiştir. Bu cümlede boş bırakılan yer, aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanırsa konuya farklı bir açı- dan yaklaşılmış olur? A) sözcükleri kanatlandırmayı B) özgün bir üslup C) ustalıklı bir anlatım D) sağlam bir içerik E). dile hakim olmayı

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir ara söz kul- lanılmamıştır? A) Bunları bir yazar, kitap üreten bir kişi, söylüyor- sa dikkate almak gerekmez mi? B) Hiçbir kitabı, çizgi romanlar dâhil, sonuna kadar okumadan bırakmadım. C) Kitap yığdım, hiç durmadan, usanmadan, ayrım yapmadan kitap yığdım. D) Okuma hızımdaki bu yükselmeler, bazen alçal- dığı da olmuştur, tamamen psikolojime bağlı idi. 12-C tar E) Okuduklarımı listelediğim defterlerde, çoğu say- fası eksik, her tür kitabın ismine rastlamak müm- kündü. N D Ara vey run vi

Güvender Ye 54. Ünlü bir şairle sohbet etme imkânım olmuştu bir gün. Kendisi çok güzel gurbet şiirleri yazıyordu. Ayrılık acısı vardı çoğunlukla şiirlerinde, somut, külçeleşmiş... Dizelerini okuyunca bir terk edil- mişlik kokusu alıyordunuz. O gün öğrendim ki al- dığım koku doğruydu çünkü bu şair, bilerek sev- diklerini terk etmiş, gurbete çıkmıştı ve gurbet acısı çekiyordu. Sonra da bu acıyı yazıyordu. Ya- ni yazmayı yaşamaya tercih ediyordu. Bunu asla yapmak istemeyeceğimi söyleyince bana, asla iyi bir şair olamayacağımı, söyledi. Parçada sözü edilen şaire göre iyi bir şair ol- manın ölçütü aşağıdakilerden hangisidir? A) Yaşadıklarını yazmak B) Duygu yönü ağır konuları ele almak C) Usta şairlerin şiirini örnek almak D) Çevresiyle olan ilişkilerini kesmek E) Ayrılık, gurbet, acı gibi temaları işlemek Diğer sayfaya geçiniz.

etlerini ve mi ma- zdıklan ESI TI A 1. Parlatır: Şimdi burada ister istemez söz alfabe konusuna geliyor sanırım. Siz bu ko- nuda ne düşünüyorsunuz, yani ortak alfabe konusuna nasıl bakıyorsunuz? Aytmatov: Alfabenin bir olması şart, an- cak yalnızca alfabenin değişmesi yetmez. Terimlerin ortak kalması gerekir. Okullarda eğitimin ele alınması gerekir. Her bir cum- huriyette eğitim sistemi çok farklı. Parlatır: Cengiz Bey, Sovyet Türkolojisi dergisinde Türk dilinin durumunu değer- lendirmişsiniz. Biraz da bu konudan söz edelim. Türk dilinin dünya dilleri arasındaki yerini nasıl görüyorsunuz? Bu parçada aşağıdaki anlatım türlerin- den hangisine ait özellikler öne çıkmak- tadır? A) Tiyatro C) Mülakat E) Sunum B) Sohbet D) Söylev e Yayınevi 3. Aşa leri den AL B) 4. Ele nel rati ne

ünürler- maz bir oğal bir -. Rüya- mak ya deneyi- e beden sını ya- kendi- her. Bu en var- le olan tır. söyle- işkisini enliğini durum- ir alan fırsatı is me- fiziği- KARA 7. Cam üfleme ustası, cama istediği şekli verdikten sonra c başka bir çubuğa aktarır, gerekiyorsa kulp ya da ayak gibi eklemeleri yapar. Son aşamada camı bütünüyle soğutmak için çubuktan ayırarak tavlama fırını adı verilen özel bir so- ğutma fırınına yerleştirir. Burada soğutmanın hızı ve derece- si çok önemlidir. Çünkü cam hızlı soğutulduğunda kristalle- şebilir. Bu durumda atomlar birbirine çok yaklaşacağından, camın şeffaflık özelliği ortadan kalkar ve çok kırılgan bir hale gelir. Bu, camı cam yapan niteliklerin yok olması anlamına geldiğinden istenmeyen bir durumdur. Her ne kadar üretim aşamalarında bir cam üfleme ustasının hangi bilimsel ger- çeklerden yararlandığından adım adım söz edebilsek de za- naatının bir formülünü çıkarmak mümkün değil. Çünkü her zanaatkârın cama şekil verirken sergilediği yetenek kendin- de saklı. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisine ulaşılabilir? cami A) iyi bir usta, yaptığı işi acele etmeden büyük bir sabırla yapabilen kişidir. B) Her şeyi formüllerle açıklamak zanaatkârın yeteneğini görmezden gelmektir. C) Usta-çırak ilişkisinde çırağın gözlem gücü yetenekle bir- leşirse ürün ortaya çıkar. D) Insan da bir cam gibi kırılgandır, yeter ki bir zanaatkâr edasıyla yaklaşılsın. E) Bir cam ustası bilimsel yöntemleri bilmese de yeteneğiy- le kalıcılığı yakalar.

13. Durağanlığın görülmediği, olay akışının sürekli di- namik olduğu, polisiye, aksiyon, egzotik vb. biçim- de isimlendirilebilecek çeşitleri de bulunan roman türü aşağıdakilerin hangisidir? A) Postmodern roman B) Macera romanı C) Tahlil romanı D) Bilimkurgu roman E) Natüralist roman

2. Egzotik romanda yabancı ve çok fazla bilinmeyen ülke- lerin doğası ve insanları, biyografik romanda tanınmış kişilerin hayatları, töre romanlarında gelenek ve göre- nekler, psikolojik romanlarda kişilerin ruh çözümlemele- ri, tezli romanlarda tarihî olaylar anlatılır. Bu cümlede, adı geçen roman türlerinden hangisi ile ilgili bilgi yanlışı yapılmıştır? A) Egzotik roman C) Töre romanı blo B) Biyografik roman on D) Psikolojik roman E) Tezli roman

3. Aşağıdakilerden hangisi romanda olup hikâyede bulunmayan niteliklerden biri değildir? A) Olay örgüsü B) Zengin kahraman kadrosu C) Karmaşık olaylar zinciri D) Detaylı mekân tasviri E) Derin psikolojik çözümlemeler

9. Roman I. Dil sanatsal işlevde- dir, süslü ve ağırdır. II. Kahramanların tama- mi tip özelliği gösterir. III. Genellikle beklenme- yen bir sonla sonuçla- nir. IV.Karmaşık olaylar zincirinden oluşur. V. Olaylar, bilinmeyen yerde geçer. Hikâye Açık, anlaşılır, sade bir dili vardır. D) II ve III Kahramanlarının tamamı karakter özelliği gösterir. Mutlu sonla bitmesine dikkat edilir. ev ms Olaylar yalındır. Yer olarak Anadolu tercih edilir. Yukarıdaki tabloda numaralanmış bölümlerin hangi- lerinde bir bilgi yanlışı yoktur? A) Yalnız I B) Yalnız IV E) IV ve V C) I ve II

6. Ben de o muayene odasının ve nice muayene odalarının önünde saatlerce bekledim. Benim yanımda büyüğüm de yoktu. Yalnız başıma demir parmaklıklı kapıdan içe- riye koğuşuma doğru ağaçların bile sıhhatine imrenerek yürüdüm. Camlı kapıların garip bir beyazlıkla gözlerime vuran ve içimde korku ile karışarak yuvarlanan parıltıları arasında o dehlize girerdim ve yalnız başıma bir köşeye ilişirdim. Kımıldamazdım; susardım, beklerdim. Korku- dan büzülürdüm, rengimin uçtuğunu hissederdim. Bir bölümü alıntılanan bu romanın türü aşağıdaki- lerden hangisi olabilir? A) Tahlil C) Egzotik E) Sosyal B) Psikolojik D) Fantastik

7. 1. Roman da hikâye de kurmaca metin türüne örnek- tir. II. Hikâyede yaşanması mümkün olaylar anlatılırken romanda, daha uzun ve detay barındıran bir tür ol- duğu için olağanüstü olaylar ağırlıklıdır. III. Yer, zaman, kahramanlar, olay; hem romanın hem hikâyenin yapı unsurlarıdır. IV. Romanın kurgusu, hikâyeye göre daha basittir. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangilerinde bilgi yanlışı vardır? A) I ve II D) II ve IV B) I ve III C) II ve III E) III ve IV