Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anı Türü Soruları

2. Aşağıdakilerden hangisi mesnevinin bölümlerin-
den biri değildir?
A) Âgâz-¹ Dâstân (Asıl konu)
B) Hâtime (Son söz)
C) Nesib-teşbib (Giriş)
D) Dibace (Ön söz)
E Sebeb-i te'lîf (Yapıtın yazılış sebebi)
8
Lise Türkçe
Anı Türü
2. Aşağıdakilerden hangisi mesnevinin bölümlerin- den biri değildir? A) Âgâz-¹ Dâstân (Asıl konu) B) Hâtime (Son söz) C) Nesib-teşbib (Giriş) D) Dibace (Ön söz) E Sebeb-i te'lîf (Yapıtın yazılış sebebi) 8
y öyküsü-
tür, Ömer
i Edebiyat
benimsen-
un geliştir-
sanatçılar,
ve Emin A
ykülerimiz L
u, Adalet
aupassant
Snemi'nde
latılarının
ngisinde
S
A
A
E) V
7
Bir hikâye parçasından alınan bu cümleler anlamlı
bir şekilde sıralandığında kaç numaralı cümle
baştan üçüncü olur?
B) II
D) IV E) V
C) III
xx
16. Pencere yoğunlaşmış bir karanlığa açılıyor. Işıklar ve
insanlar yedi bin kat aşağıda kaynaşıyorlar. Anılar,
umutlar, özlemler de onlarla beraber. Yedi bin kat
yukarda sadece karanlık var. Katkısız, koyu karanlık.
Bu sükûndur Ali Bey için. Karanlığın önünde, pence-
rede dikilen Bülent de kuvvetle çizilmiş boz bir çizgi.
Oğlu. Yetişmiş, adam olmuş bir erkek evlât. Bir o
var elinde. Hem kendi kanından, hem insan adam.
Babasından samimiyetini almış olsa da, ona her
zaman güvenebilir. Ali Bey için şu anda yalnız bu iki
şey sağlam. Karanlık ve Bülent.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın durum hikâ-
yesi olduğunun göstergelerinden biri değildir?
A) Ruhsal çözümlemelere ağırlık verilmiştir.
B) Olay ikinci plandadır.
Durum ağırlıklıdır.
D) Merak ögesi ön plandadır.
E) Bitmemişlik duygusu söz konusudur.
X
Diğer Sayfaya Geçiniz.
Lise Türkçe
Anı Türü
y öyküsü- tür, Ömer i Edebiyat benimsen- un geliştir- sanatçılar, ve Emin A ykülerimiz L u, Adalet aupassant Snemi'nde latılarının ngisinde S A A E) V 7 Bir hikâye parçasından alınan bu cümleler anlamlı bir şekilde sıralandığında kaç numaralı cümle baştan üçüncü olur? B) II D) IV E) V C) III xx 16. Pencere yoğunlaşmış bir karanlığa açılıyor. Işıklar ve insanlar yedi bin kat aşağıda kaynaşıyorlar. Anılar, umutlar, özlemler de onlarla beraber. Yedi bin kat yukarda sadece karanlık var. Katkısız, koyu karanlık. Bu sükûndur Ali Bey için. Karanlığın önünde, pence- rede dikilen Bülent de kuvvetle çizilmiş boz bir çizgi. Oğlu. Yetişmiş, adam olmuş bir erkek evlât. Bir o var elinde. Hem kendi kanından, hem insan adam. Babasından samimiyetini almış olsa da, ona her zaman güvenebilir. Ali Bey için şu anda yalnız bu iki şey sağlam. Karanlık ve Bülent. Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın durum hikâ- yesi olduğunun göstergelerinden biri değildir? A) Ruhsal çözümlemelere ağırlık verilmiştir. B) Olay ikinci plandadır. Durum ağırlıklıdır. D) Merak ögesi ön plandadır. E) Bitmemişlik duygusu söz konusudur. X Diğer Sayfaya Geçiniz.
9. SINIF SARMAL TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI
6.
A
A
Elvanlar'da ihtiyar bir kılavuz aldık. Köyün bir kısmı
yanmış, perişan, herkes fersiz ve şaşkın gözlerle
kamyon denilen canavarın lüzumsuz gürültüsüne S
bakıyordu. Herkesin ruhunda sonu gelmeyen ezi-
lişin, açlığın, her günün gizli felaket ihtimallerinin
yoğurduğu ümitsizlik ve ilgisizlik vardı. Onun için
M
kimse Uşak'a kadar gelmek istemiyordu. Parayı ne
A
yapacaklardı? Ne alırdı ki? Yalnız zayıf yüzlü bir ih-
tiyar, halsiz bir sesle, "Ben Inay'a kadar yolu biliyo-
rum. Fakat beni Uşak'a götürürseniz ve bana orada
bir okka tuz verirseniz gelirim," dedi. Akşam karan-
lığı basarken kamyon mırıldanarak, homurdanarak
Anadolu'nun issiz, yolsuz çöllerine daldı.
Bu parçada aşağıdaki hikâye türlerinden hangisi-
ne özgü nitelikler ağır basmaktadır?
Dolay hikâyesi
olay
Durum hikâyesi
E) Ben merkezli hikâye
Anletmeys
begle
B) Manzum hikâye
-D) Halk hikâyesi
ia Toplumsal
bıraemis
Silind
C
M
anistic
54
i
Lise Türkçe
Anı Türü
9. SINIF SARMAL TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 6. A A Elvanlar'da ihtiyar bir kılavuz aldık. Köyün bir kısmı yanmış, perişan, herkes fersiz ve şaşkın gözlerle kamyon denilen canavarın lüzumsuz gürültüsüne S bakıyordu. Herkesin ruhunda sonu gelmeyen ezi- lişin, açlığın, her günün gizli felaket ihtimallerinin yoğurduğu ümitsizlik ve ilgisizlik vardı. Onun için M kimse Uşak'a kadar gelmek istemiyordu. Parayı ne A yapacaklardı? Ne alırdı ki? Yalnız zayıf yüzlü bir ih- tiyar, halsiz bir sesle, "Ben Inay'a kadar yolu biliyo- rum. Fakat beni Uşak'a götürürseniz ve bana orada bir okka tuz verirseniz gelirim," dedi. Akşam karan- lığı basarken kamyon mırıldanarak, homurdanarak Anadolu'nun issiz, yolsuz çöllerine daldı. Bu parçada aşağıdaki hikâye türlerinden hangisi- ne özgü nitelikler ağır basmaktadır? Dolay hikâyesi olay Durum hikâyesi E) Ben merkezli hikâye Anletmeys begle B) Manzum hikâye -D) Halk hikâyesi ia Toplumsal bıraemis Silind C M anistic 54 i
15. Düşmanlar tarafından yenilen Türkler, yok olma aşama-
sına gelmişti. Düşmanın elinden kaçabilen iki aile, yolu
izi olmayan bir yere gelmiş, burada dört yüz yıl yaşayıp
çoğalmış ve demir dağı eriterek buradan çıkabilmiştir.
Bu destan Türklerin demiri işleyen ilk kavim olduğunu
anlatması bakımından da önemlidir.
Bu parçada, hakkında bilgi verilen Tirk destanı aşa-
ğıdakilerden hangisidir?
A) Türeyiş Destanı
B) Göç Destanı
C) Bozkurt Destani
D) Ergenekon Destanı
E) Şu Destanı
Lise Türkçe
Anı Türü
15. Düşmanlar tarafından yenilen Türkler, yok olma aşama- sına gelmişti. Düşmanın elinden kaçabilen iki aile, yolu izi olmayan bir yere gelmiş, burada dört yüz yıl yaşayıp çoğalmış ve demir dağı eriterek buradan çıkabilmiştir. Bu destan Türklerin demiri işleyen ilk kavim olduğunu anlatması bakımından da önemlidir. Bu parçada, hakkında bilgi verilen Tirk destanı aşa- ğıdakilerden hangisidir? A) Türeyiş Destanı B) Göç Destanı C) Bozkurt Destani D) Ergenekon Destanı E) Şu Destanı
ri, Düşünceyi Geliştirme Yolları - 1
a.
a
e
n
r₁
2₁
e
5
MEB 2018-
8. Aşağıdaki parçalardan hangisi yazılış amacı bakımın-
dan diğerlerinden farklıdır?
A) Bugün birçok radyo istasyonunda CD çaların yerini
"otomasyon" adı verilen bir yazılım almış durumda.
Bu, radyo programcılığı için geliştirilen, çalınacak şar-
kıları sıraya dizen ve istendiğinde kolayca bulunma-
sını sağlayan özel bir yazılım. Bunun için stüdyoda
bir bilgisayar bulunuyor. Stüdyoda internet bağlantısı
olan başka bir bilgisayar daha var. Bu sayede DJ'ler
veya programı sunan kişiler canlı yayın sırasında
kendilerine gelen e-postaları okuyabiliyor ve istek
parçaları çalabiliyorlar.
B) Geçmiş dönemde bilim dünyasında en çok ses getiren
gelişmelerden biri de "Büyük Hadron Çalıştırıcısı" adı
verilen dev laboratuvarların açılması oldu. Bir arıza ne-
deniyle bir süre çalışmalarına ara verilen düzenek, yer
altında bulunan 27 kilometrelik çember şeklinde dev
bir tünelden oluşuyor. Bu tüneldeki aygıtlar, maddenin
en küçük birimi olan atomlara enerji yükleyerek tünel
boyunca hızlanmalarını ve birbirleriyle çarpışmala
sağlıyor. Çarpışmanın etkisiyle çevreye saçılan parça-
cıklar özel algılayıcılarla gözlemleniyor.
C) Dodoyu diğer kuşlardan ayıran en belirgin özelliği uça-
mamasıydı. Çünkü dodoların büyük bir bedeni vardı.
Kanatları da küçük ve zayıftı. Belki de bu yüzden 17.
yy.in sonlarına doğru bu ilginç kuşun nesli tükendi.
D) Giresun'a bağlı Kuşköy'de evler coğrafi yapıdan do-
layı birbirine oldukça uzak. Kuşköylüler bu uzaklıktan
dolayı birbirlerinin yanına yürüyerek gitmek yerine
ıslıkla haberleşiyorlar. Kuşköy'de kullanılan islık dili,
"kuş dili" olarak da adlandırılıyor. Bölgede yüzlerce
yıldır konuşulduğu bilinen kuş dilinde Türk alfabesin-
deki "i, o, ö, f, k, ç" sesleri çıkarılabiliyor. Bu seslerle
heceler de oluşturabiliyor. "Çöç, çoç, foç, iç" gibi.
E) İstanbul'un tarihî sokaklarından birindeyim. Sokak
merdivenlerini tam ortadan ikiye bölen korkuluk ve
tirabzan olarak kullanılan demirlere tutunup Istan-
bul'un en bilinen dik yokuşlarından biri olan Merdiven-
li Mektep Sokak'tan Haliç'i seyrediyorum. Merdiven-
lerin etrafından incir ağaçları sokağa doğru dallarını
uzatıyor. Yeşeren yosunlar, sarmaşıklar kırmızı mer-
divenlerle hem zıtlık hem karşılıklı beslenme hâlinde
bir hayat sürüyor.
Lise Türkçe
Anı Türü
ri, Düşünceyi Geliştirme Yolları - 1 a. a e n r₁ 2₁ e 5 MEB 2018- 8. Aşağıdaki parçalardan hangisi yazılış amacı bakımın- dan diğerlerinden farklıdır? A) Bugün birçok radyo istasyonunda CD çaların yerini "otomasyon" adı verilen bir yazılım almış durumda. Bu, radyo programcılığı için geliştirilen, çalınacak şar- kıları sıraya dizen ve istendiğinde kolayca bulunma- sını sağlayan özel bir yazılım. Bunun için stüdyoda bir bilgisayar bulunuyor. Stüdyoda internet bağlantısı olan başka bir bilgisayar daha var. Bu sayede DJ'ler veya programı sunan kişiler canlı yayın sırasında kendilerine gelen e-postaları okuyabiliyor ve istek parçaları çalabiliyorlar. B) Geçmiş dönemde bilim dünyasında en çok ses getiren gelişmelerden biri de "Büyük Hadron Çalıştırıcısı" adı verilen dev laboratuvarların açılması oldu. Bir arıza ne- deniyle bir süre çalışmalarına ara verilen düzenek, yer altında bulunan 27 kilometrelik çember şeklinde dev bir tünelden oluşuyor. Bu tüneldeki aygıtlar, maddenin en küçük birimi olan atomlara enerji yükleyerek tünel boyunca hızlanmalarını ve birbirleriyle çarpışmala sağlıyor. Çarpışmanın etkisiyle çevreye saçılan parça- cıklar özel algılayıcılarla gözlemleniyor. C) Dodoyu diğer kuşlardan ayıran en belirgin özelliği uça- mamasıydı. Çünkü dodoların büyük bir bedeni vardı. Kanatları da küçük ve zayıftı. Belki de bu yüzden 17. yy.in sonlarına doğru bu ilginç kuşun nesli tükendi. D) Giresun'a bağlı Kuşköy'de evler coğrafi yapıdan do- layı birbirine oldukça uzak. Kuşköylüler bu uzaklıktan dolayı birbirlerinin yanına yürüyerek gitmek yerine ıslıkla haberleşiyorlar. Kuşköy'de kullanılan islık dili, "kuş dili" olarak da adlandırılıyor. Bölgede yüzlerce yıldır konuşulduğu bilinen kuş dilinde Türk alfabesin- deki "i, o, ö, f, k, ç" sesleri çıkarılabiliyor. Bu seslerle heceler de oluşturabiliyor. "Çöç, çoç, foç, iç" gibi. E) İstanbul'un tarihî sokaklarından birindeyim. Sokak merdivenlerini tam ortadan ikiye bölen korkuluk ve tirabzan olarak kullanılan demirlere tutunup Istan- bul'un en bilinen dik yokuşlarından biri olan Merdiven- li Mektep Sokak'tan Haliç'i seyrediyorum. Merdiven- lerin etrafından incir ağaçları sokağa doğru dallarını uzatıyor. Yeşeren yosunlar, sarmaşıklar kırmızı mer- divenlerle hem zıtlık hem karşılıklı beslenme hâlinde bir hayat sürüyor.
Düzyazı Türleri
5.
Fabl
Masal
- Yapay destan
abm-Olay öyküsü
→ Beydaba -
→ La Fontaine
HD
din top svet
Antion Cehov
Aşağıdaki sanatçılardan hangisi, yukarıda verilen-
lerden biriyle ilişkilendirilemez?
(A) Guy de Maupassant me retried, anir ov na
B) Fazıl Hüsnü Dağlarca
Anton Çehov olay suk
→
D La Fontaine La For
E) Beydeba Fabl yazarı
ties
A) Eğitici nitelik taşıması
MA
na litte
6. Aşağıdakilerden hangisi masalın özelliklerinden biri
değildir?
8.
Lise Türkçe
Anı Türü
Düzyazı Türleri 5. Fabl Masal - Yapay destan abm-Olay öyküsü → Beydaba - → La Fontaine HD din top svet Antion Cehov Aşağıdaki sanatçılardan hangisi, yukarıda verilen- lerden biriyle ilişkilendirilemez? (A) Guy de Maupassant me retried, anir ov na B) Fazıl Hüsnü Dağlarca Anton Çehov olay suk → D La Fontaine La For E) Beydeba Fabl yazarı ties A) Eğitici nitelik taşıması MA na litte 6. Aşağıdakilerden hangisi masalın özelliklerinden biri değildir? 8.
1.
Keten gömlek beden dar
Beni koyup giden yâr
Sen bana kıymaz idin
Sana bir öğreten var
Yukarıdaki dörtlük için hangisi söylenemez?
A) Âşık tarzı halk edebiyatının en sık kullanılan nazım biçi-
midir.
B) Mâni örneğidir.
C) 7'li hece ölçüsüyle söylenmiştir.
D) Anonimdir.
E) Tam uyak kullanılmıştır.
Lise Türkçe
Anı Türü
1. Keten gömlek beden dar Beni koyup giden yâr Sen bana kıymaz idin Sana bir öğreten var Yukarıdaki dörtlük için hangisi söylenemez? A) Âşık tarzı halk edebiyatının en sık kullanılan nazım biçi- midir. B) Mâni örneğidir. C) 7'li hece ölçüsüyle söylenmiştir. D) Anonimdir. E) Tam uyak kullanılmıştır.
zač
7. I. Metin ve II. Metin parçalarını aşağıda verilen başlıklar doğrultusunda karşılaştırınız.
I. Metin
Zaman-ı evvelde Mısır şehrinde bir hatun var idi. Anun oğlu var idi. Atalarından öksüz kalmış-
lar idi. Ol vilâyette bir dağ var idi. Her kim ol dağa çıkıp iki rekat namaz kılsa her ne hâceti var ise
revâ olurdu.
Bir gün ol öksüzce uşaklar, üçü bir yere gelip savaşa savaşa ol dağa çıkarken büyük kardaşının
karru acıkmış idi. Secde[ye] yatıp münacaatında "Bir pilav olsa da varıp karnımı doyursam", dedi.
Hâceti revâ oldu. Gördü ki şehirde dellâller çağırıp, "Karnı aç olan dâvete gelsin." der. Bu avâzı
işitince kardaşlarına bakmayıp gitti.
Ortanca kardaşı dahi başını secdeye koyup münacaatında bir at istedi. Anın dahi hâceti revà
olup eline bir at gitti. Ol dahi küçük kardaşına bakmayıp dedi ki:
"Aman Yâ Rab! Bana şâirlik ver ve bir dahi saz nasip eyle, benim bildiğimi cümle âlem bilme-
sin." deyip secdeden başını kaldırıp gördü ki saz yanında, eline alıp bir iki kere vurdu. Gördü ki
hâceti revâ olmuş, Rabb-i Teâla ol kadar ses ve âvâz vermiş ki, eğer yanında âdem olaydı, ağlardı.
Rabb-i Teâla ol kadar türkü verdi ki, cümle âlem bir yere gelseler yazamazlar idi. Şükrü senâ edip
dağdan indi. Sazını göğsüne alıp çalarak evine geldi.
Hikâyet-i Aşık Garip ve Bezirgân Kızı
II. Metin
(haz. Doğan Kaya, Sabri Koz Halk Hikâyeleri 1)
On beş günden beri köyden köye dolaşıyoruz. Bu köylerin her biri, öbüründen daha hüzünlüdür.
Yorgunluk bir taraftan, gönlümüzdeki melâl öbür taraftan, âdeta nihayeti yok bir gurbet ve sür-
gün yolunda gibiyiz. Eski hayatımız, arkamızda bıraktığımız itiyatlar, rabıtalar bize bir başka asra
ait efsaneler şeklinde görünüyor. Bir daha eski hâlimize dönecek miyiz? Bu gamlı seyahat günün
birinde nihayete erecek mi? Buna hiç ihtimal vermiyoruz. Mutlaka ya bir köyün, ya o köyün dere
ve bayırlarından biri içinde can vereceğiz gibi bir hisle doluyuz. Harbin bir ateş sağanağı hâlin-
de savurarak, yakarak, yıkarak üstünden geçtiği bu yerlerde ekseriya hayalen tasavvur ettiğimiz
ahiret âlemini; cennetle cehennem ortasındaki cansız ahiret âlemini buluyoruz ve zannediyoruz
ki hepimiz, yerin altından yürüyoruz. Felâket, meşakkatle, zahmet ve elemle o kadar haşır neşir
olmuşuz ki, açlık ve susuzluk gibi şeyler bizi artık korkutmuyor... Birlikte taşıdığımız nevaleler
çoktan tükenmiştir; uğradığımız izbelerde ise yiyecek bulmak kabil değildir. Zira, bu yerlerde otu-
ranlar tam bir aydan beri, iki taş arasında öğüttükleri ve bir yutulmaz sert hamur hâline koydukları
yarı yanmış, yarı kül olmuş buğday taneleriyle geçiniyorlar.
Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU, Ceviz
Tema
Anlatıcı
Üslup
Anlatım Biçimi
Bakış Açısı
Lise Türkçe
Anı Türü
zač 7. I. Metin ve II. Metin parçalarını aşağıda verilen başlıklar doğrultusunda karşılaştırınız. I. Metin Zaman-ı evvelde Mısır şehrinde bir hatun var idi. Anun oğlu var idi. Atalarından öksüz kalmış- lar idi. Ol vilâyette bir dağ var idi. Her kim ol dağa çıkıp iki rekat namaz kılsa her ne hâceti var ise revâ olurdu. Bir gün ol öksüzce uşaklar, üçü bir yere gelip savaşa savaşa ol dağa çıkarken büyük kardaşının karru acıkmış idi. Secde[ye] yatıp münacaatında "Bir pilav olsa da varıp karnımı doyursam", dedi. Hâceti revâ oldu. Gördü ki şehirde dellâller çağırıp, "Karnı aç olan dâvete gelsin." der. Bu avâzı işitince kardaşlarına bakmayıp gitti. Ortanca kardaşı dahi başını secdeye koyup münacaatında bir at istedi. Anın dahi hâceti revà olup eline bir at gitti. Ol dahi küçük kardaşına bakmayıp dedi ki: "Aman Yâ Rab! Bana şâirlik ver ve bir dahi saz nasip eyle, benim bildiğimi cümle âlem bilme- sin." deyip secdeden başını kaldırıp gördü ki saz yanında, eline alıp bir iki kere vurdu. Gördü ki hâceti revâ olmuş, Rabb-i Teâla ol kadar ses ve âvâz vermiş ki, eğer yanında âdem olaydı, ağlardı. Rabb-i Teâla ol kadar türkü verdi ki, cümle âlem bir yere gelseler yazamazlar idi. Şükrü senâ edip dağdan indi. Sazını göğsüne alıp çalarak evine geldi. Hikâyet-i Aşık Garip ve Bezirgân Kızı II. Metin (haz. Doğan Kaya, Sabri Koz Halk Hikâyeleri 1) On beş günden beri köyden köye dolaşıyoruz. Bu köylerin her biri, öbüründen daha hüzünlüdür. Yorgunluk bir taraftan, gönlümüzdeki melâl öbür taraftan, âdeta nihayeti yok bir gurbet ve sür- gün yolunda gibiyiz. Eski hayatımız, arkamızda bıraktığımız itiyatlar, rabıtalar bize bir başka asra ait efsaneler şeklinde görünüyor. Bir daha eski hâlimize dönecek miyiz? Bu gamlı seyahat günün birinde nihayete erecek mi? Buna hiç ihtimal vermiyoruz. Mutlaka ya bir köyün, ya o köyün dere ve bayırlarından biri içinde can vereceğiz gibi bir hisle doluyuz. Harbin bir ateş sağanağı hâlin- de savurarak, yakarak, yıkarak üstünden geçtiği bu yerlerde ekseriya hayalen tasavvur ettiğimiz ahiret âlemini; cennetle cehennem ortasındaki cansız ahiret âlemini buluyoruz ve zannediyoruz ki hepimiz, yerin altından yürüyoruz. Felâket, meşakkatle, zahmet ve elemle o kadar haşır neşir olmuşuz ki, açlık ve susuzluk gibi şeyler bizi artık korkutmuyor... Birlikte taşıdığımız nevaleler çoktan tükenmiştir; uğradığımız izbelerde ise yiyecek bulmak kabil değildir. Zira, bu yerlerde otu- ranlar tam bir aydan beri, iki taş arasında öğüttükleri ve bir yutulmaz sert hamur hâline koydukları yarı yanmış, yarı kül olmuş buğday taneleriyle geçiniyorlar. Yakup Kadri KARAOSMANOĞLU, Ceviz Tema Anlatıcı Üslup Anlatım Biçimi Bakış Açısı
4.
Ya kalemi a
Ya divit ya kalemi
Güzel seni yaradan
Dedi mi yak alemi Q
Felek attı topların
Yıktı benim kalemi
Bu dizeler ile ilgili aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Abartmaya başvurulmuştur.
B) Nazım biçimi mânidir.axa ✓
C) Redif kullanılmamıştır.
D) Cinasa yer verilmiştir.
E) Hece ölçüsüyle yazılmıştır. ✓
Lise Türkçe
Anı Türü
4. Ya kalemi a Ya divit ya kalemi Güzel seni yaradan Dedi mi yak alemi Q Felek attı topların Yıktı benim kalemi Bu dizeler ile ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Abartmaya başvurulmuştur. B) Nazım biçimi mânidir.axa ✓ C) Redif kullanılmamıştır. D) Cinasa yer verilmiştir. E) Hece ölçüsüyle yazılmıştır. ✓
6.
Gök, dibinde havuzun a
Sularda ellerimiz b
Bütün emellerimiz b
Anlaştı uzun uzun a
Bu dizelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Sarmal kafiye düzeniyle kafiyelenmiştir.
B) Tunç kafiye kullanılmıştır.
C) Yarım kafiye kullanılmıştır.
DY Redife yer verilmiştir.
E) 7'li hece ölçüsüyle yazılmıştır.
Lise Türkçe
Anı Türü
6. Gök, dibinde havuzun a Sularda ellerimiz b Bütün emellerimiz b Anlaştı uzun uzun a Bu dizelerle ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır? A) Sarmal kafiye düzeniyle kafiyelenmiştir. B) Tunç kafiye kullanılmıştır. C) Yarım kafiye kullanılmıştır. DY Redife yer verilmiştir. E) 7'li hece ölçüsüyle yazılmıştır.
8.
1.
Ateşten zehrini tattım bu okun q
Bir anda kül etti can elmasimi!
Sanki burnum, değdi burnuna "yok"un 9
Kustum öz ağzımdan kafatasımı
qalliho
çapraz
So2 sanati✓
inger
14'lüh.ö.
II.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak
Serpilen aydınlıkta dalların arasından b
Büyülenmiş bir ceylan gibi bakıyor zaman
Sessizlik dökülüyor bir yerde yaprak yaprak impert
a
Aşağıdakilerden hangisi bu dizelerin ortak özelliği
değildir?
Sarmalz
502 Sanat
A) İmgelere başvurma V
B) Söz sanatlarına yer verme
C) Aynı nazım birimiyle oluşturulma/dörtlisk
D) Aynı ölçüyle yazılma
E) Aynı kafiye örgüsüyle yazılma
ikisi de ortak
değil ?
11. İndim
İlleri
Levin
Güll
Göl
Me
Gü
Dil
Bu
SC
A
Lise Türkçe
Anı Türü
8. 1. Ateşten zehrini tattım bu okun q Bir anda kül etti can elmasimi! Sanki burnum, değdi burnuna "yok"un 9 Kustum öz ağzımdan kafatasımı qalliho çapraz So2 sanati✓ inger 14'lüh.ö. II. Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak Serpilen aydınlıkta dalların arasından b Büyülenmiş bir ceylan gibi bakıyor zaman Sessizlik dökülüyor bir yerde yaprak yaprak impert a Aşağıdakilerden hangisi bu dizelerin ortak özelliği değildir? Sarmalz 502 Sanat A) İmgelere başvurma V B) Söz sanatlarına yer verme C) Aynı nazım birimiyle oluşturulma/dörtlisk D) Aynı ölçüyle yazılma E) Aynı kafiye örgüsüyle yazılma ikisi de ortak değil ? 11. İndim İlleri Levin Güll Göl Me Gü Dil Bu SC A
6. Ahmet Mithat Efendi'nin Felatun Bey ile Rakım Efendi
romanında Cumhuriyet Devri'ne kadar çeşitli şekillerde
tasvir edilen iki zıt tip sahneye çıkar. Bunlardan birincisi,
Felatun Bey yüzeysel, Batı taklitçisi alafranga tipini; öte-
ki ise dürüst, namuslu çalışan, kazanan ve şahsi saadeti
gaye edinen yeni insan tipini temsil eder.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisine
başvurulmuştur?
A) Örnekleme
C) Tanımlama
E) Öyküleme
B) Betimleme
D) Karşılaştırma
Lise Türkçe
Anı Türü
6. Ahmet Mithat Efendi'nin Felatun Bey ile Rakım Efendi romanında Cumhuriyet Devri'ne kadar çeşitli şekillerde tasvir edilen iki zıt tip sahneye çıkar. Bunlardan birincisi, Felatun Bey yüzeysel, Batı taklitçisi alafranga tipini; öte- ki ise dürüst, namuslu çalışan, kazanan ve şahsi saadeti gaye edinen yeni insan tipini temsil eder. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerin hangisine başvurulmuştur? A) Örnekleme C) Tanımlama E) Öyküleme B) Betimleme D) Karşılaştırma
E) Konferan
12 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM
I. Makale
II. Otobiyografi
III. Köşe yazısı
IV. Hitabet
V. Masal
açıklayıcı nitelik
3. kişili anlatım
güncel sorunlar
seslenme sözleri
tekerlemeler
Yukarıdaki numaralanmış terimlerden hangisi, karşısında-
kiyle ilişkilendirilemez?
A) I
B) II
C) III
D) IV
♫
E) V
23
Lise Türkçe
Anı Türü
E) Konferan 12 - ÖĞRETEN SORU / ÖSYM I. Makale II. Otobiyografi III. Köşe yazısı IV. Hitabet V. Masal açıklayıcı nitelik 3. kişili anlatım güncel sorunlar seslenme sözleri tekerlemeler Yukarıdaki numaralanmış terimlerden hangisi, karşısında- kiyle ilişkilendirilemez? A) I B) II C) III D) IV ♫ E) V 23
1
39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
10
Öykünün geçtiği mekânı belirlemek, aslında öykünün
nasıl bir serüven izleyeceğini de tayin etmek demektir.
Çünkü kişiler, mekânın imkân verdiği çerçevede yaşarlar.
Edip Cansever'in deyisiyle "İnsan yasadığı vere benzer."
Birey kuşkusuz çevre tarafından biçimlendirilir. Çöl
insanının, dağ insanının, ova insanının, yaşadığı mekânla
örtüşen farklı karakterler taşıdığı bilinir. Değişik
mekânlarda yaşayan karakterlerin beğenisi, dili,
davranışları, öfkeleri, sevinçleri farklılaşır. Öyle ki
mekânın, insanların dilini, müziğini bile biçimlendirdiği
belirlenmiştir. Öykü kişisi de çevreyle, iklimle, o çevrenin
belirlediği toplumsal koşullarla yüz yüze gelir. Bu
anlamda, mekânla tema arasında bir örtüşmüşlükten söz
etmek mümkündür. Örneğin büyükşehir mekân olarak
seçildiğinde kültürel çatışma, büyü
ehrin bunalttığı
modern insan, yalnızlaşma, yabancılaşma, barınma ve iş
sorunu gibi temel konuların öykünün teması hâline
geldiğini görürüz. Kasaba mekân olarak seçildiğinde ise
yoksulluk, kıstırılmışlık, doktor, öğretmen, hâkim gibi
bürokrat kesimin yaşantıları; köy mekân olarak
seçildiğinde de teknolojik gerilik, maddi imkânsızlıklar,
sömürü, ağa-köylü çatışması, doğayla mücadele
gündeme gelir.
39. Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine
ulaşılabilir?
Öykülerde karakter çatışmaları, diğer öykü unsurlarının
önüne geçebilir.
BBir öyküde birden çok mekân unsuru ve buna bağlı
olarak karakter çatışması bulunabilir.
CÖyküdeki yer, izleği doğrudan doğruya etkiler.
D) Yazarların, yapıtlarına yaşadıkları yerleri yansıtması
kaçınılmazdır.
Öyküde zaman, olay ve mekân unsurlarının
örtüşmemesi yadsınmamalıdır.
40. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A Karşılaştırmadan yararlanılmıştır.
B Tanık göstermeye başvurulmuştur.
Örneklemeden yararlanılmıştır.
D) Kanıtlayıcı bir yöntem benimsenmiştir.
E Tanımsal nitelikte yargılara yer verilmiştir.
TÜRKÇE TESTİ BİT
SOSYAL BİLİMLER TESTİNE GECİN
Lise Türkçe
Anı Türü
1 39-40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. 10 Öykünün geçtiği mekânı belirlemek, aslında öykünün nasıl bir serüven izleyeceğini de tayin etmek demektir. Çünkü kişiler, mekânın imkân verdiği çerçevede yaşarlar. Edip Cansever'in deyisiyle "İnsan yasadığı vere benzer." Birey kuşkusuz çevre tarafından biçimlendirilir. Çöl insanının, dağ insanının, ova insanının, yaşadığı mekânla örtüşen farklı karakterler taşıdığı bilinir. Değişik mekânlarda yaşayan karakterlerin beğenisi, dili, davranışları, öfkeleri, sevinçleri farklılaşır. Öyle ki mekânın, insanların dilini, müziğini bile biçimlendirdiği belirlenmiştir. Öykü kişisi de çevreyle, iklimle, o çevrenin belirlediği toplumsal koşullarla yüz yüze gelir. Bu anlamda, mekânla tema arasında bir örtüşmüşlükten söz etmek mümkündür. Örneğin büyükşehir mekân olarak seçildiğinde kültürel çatışma, büyü ehrin bunalttığı modern insan, yalnızlaşma, yabancılaşma, barınma ve iş sorunu gibi temel konuların öykünün teması hâline geldiğini görürüz. Kasaba mekân olarak seçildiğinde ise yoksulluk, kıstırılmışlık, doktor, öğretmen, hâkim gibi bürokrat kesimin yaşantıları; köy mekân olarak seçildiğinde de teknolojik gerilik, maddi imkânsızlıklar, sömürü, ağa-köylü çatışması, doğayla mücadele gündeme gelir. 39. Bu parçadan aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılabilir? Öykülerde karakter çatışmaları, diğer öykü unsurlarının önüne geçebilir. BBir öyküde birden çok mekân unsuru ve buna bağlı olarak karakter çatışması bulunabilir. CÖyküdeki yer, izleği doğrudan doğruya etkiler. D) Yazarların, yapıtlarına yaşadıkları yerleri yansıtması kaçınılmazdır. Öyküde zaman, olay ve mekân unsurlarının örtüşmemesi yadsınmamalıdır. 40. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A Karşılaştırmadan yararlanılmıştır. B Tanık göstermeye başvurulmuştur. Örneklemeden yararlanılmıştır. D) Kanıtlayıcı bir yöntem benimsenmiştir. E Tanımsal nitelikte yargılara yer verilmiştir. TÜRKÇE TESTİ BİT SOSYAL BİLİMLER TESTİNE GECİN
29. Bayat ati birle sözüg başladım
Törüngen igidgen keçürgen
Üküş ögdi birle tümen min sena
Ugan bir bayatka anar yok
Kamu barça munlug törütülmişi
Mun yok idi bir anar yok
Ulugluk sana ol bedüklük sana
Senindin adın yok sana tuş
Günümüz Türkçesiyle;
Ezeli Tanrı'nın adıyla söze başladım
Türeten, besleyen, bağışlayan...
Çok hamd ve binlerce sena sana
Ona yok bir fena
Bütün yaratılmışlar ona muhtaçtır
Kimseye muhtaç olmayan yalnız odur
Azamat sanadır, büyüklük sana
Senden başka ilah yok, eşin de yok.
Bu dizelerden hareketle Geçiş Dönemi'nin en
önemli ürünlerinden biri olan Kutadgu Bilig'le ilgili
olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Mesnevi nazım biçimiyle yazıldığı
B) İslam inancının etkisinde kaleme alındığı
C) Tasavvuf anlayaşının izlerini taşıdığı
D) Yazıldığı döneme uygun olarak yabancı dillerin etki-
sinden uzak kaldığı
E) Aruz ölçüsü kullanıldığı, şiire özgü değişik ahenk
unsurlarına yer verildiği
6
Lise Türkçe
Anı Türü
29. Bayat ati birle sözüg başladım Törüngen igidgen keçürgen Üküş ögdi birle tümen min sena Ugan bir bayatka anar yok Kamu barça munlug törütülmişi Mun yok idi bir anar yok Ulugluk sana ol bedüklük sana Senindin adın yok sana tuş Günümüz Türkçesiyle; Ezeli Tanrı'nın adıyla söze başladım Türeten, besleyen, bağışlayan... Çok hamd ve binlerce sena sana Ona yok bir fena Bütün yaratılmışlar ona muhtaçtır Kimseye muhtaç olmayan yalnız odur Azamat sanadır, büyüklük sana Senden başka ilah yok, eşin de yok. Bu dizelerden hareketle Geçiş Dönemi'nin en önemli ürünlerinden biri olan Kutadgu Bilig'le ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Mesnevi nazım biçimiyle yazıldığı B) İslam inancının etkisinde kaleme alındığı C) Tasavvuf anlayaşının izlerini taşıdığı D) Yazıldığı döneme uygun olarak yabancı dillerin etki- sinden uzak kaldığı E) Aruz ölçüsü kullanıldığı, şiire özgü değişik ahenk unsurlarına yer verildiği 6
7.
Aşağıdakilerin hangisinde farklı dönemlerdeki aynı ko-
nulu şiirler bir arada verilmiştir?
A) Sagu - ağıt - semai
B) İlahi - nefes - nutuk
C) Mersiye - ağıt - koçaklama
D) Taşlama - hicviye - yergi
E) Destan - varsağı - koçaklama
Lise Türkçe
Anı Türü
7. Aşağıdakilerin hangisinde farklı dönemlerdeki aynı ko- nulu şiirler bir arada verilmiştir? A) Sagu - ağıt - semai B) İlahi - nefes - nutuk C) Mersiye - ağıt - koçaklama D) Taşlama - hicviye - yergi E) Destan - varsağı - koçaklama