Anlam Bakımından Sözcükler Soruları

ri tur, min st- in a- V 4. B Birtakım şatafatlı merasimden sonra ----, reisin kulü- besinde istirahat etmekteydiler ki köyü dolaşmaya çık- mış olan melez tercüman koşarak geldi, elli adım ka- dar ötede bir Avrupalı tarafından yapılmış olması pek muhtemel olan tahta bir kulübe gördüğünü söyledi. Golf pantolonlarının altına çoraplarını tekrar giymeye vakit bulamayarak hep birden oraya koştular. Bu, kerestelerden yapılmış bir yerdi ve önünde çiçeklerinden vücuda getirilmiş, bahçemsi bir meydan- lık vardı. orman ==== A) gezginler - yamuk - kokusuz B) seyyahlar - intizamsız - vahşi C) turistler - kırık - solgun D) ziyaretçiler - kalın - sararmış E) konuklar - kurumuş - ölgün ==== Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? 3

2 Örnek - 6 > Okuryazar çocuklar yetiştirdiğimizden emin olmanın en basit yolu (yöntemi), onlara okumayı öğretmek ve okumanın keyifli bir aktivite (etkinlik) olduğunu göstermektir. Basitçe izah etmek LIT LAT (açıklamak) gerekirse bu, onların keyif alacağı kitapları bulmak, bu kitaplara erişimi (ulaşmak) sağlamak ve bu kitapları oku- LIV malarına izin vermek (desteklemek) anlamına geliyor. V Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı pa- rantez () içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır? A) I e) III BHT DIV E) V

2. Gün içerisinde uzun bir süreyi okulda geçiren çocuğunu- zun evde kaldığı kısıtlı müddette (sınırlı sürede), huzurlu 1 ve mutlu olmasına gayret edin (uğraşın). Özellikle sabah || evden çıkmadan önce huzursuzluk yaratmamaya, onu eleştirmemeye, kalbini kırmamaya itina edin (özen göste- ||| rin). Onu güzel sözlerle teşvik etmeye (değerlendirmeye), IV kapıdan huzurlu bir şekilde çıkmasını temin etmeye (sağ- V lamaya) çalışın. Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin an- lamı parantez () içinde verilen açıklamayla uyuşma- maktadır? A) I B) II C) III D) IV E) V

lerinin I urum en i bir gibi de 1 1 1 1 1 1 1 1 I 1 1 4. Doğuştan güdülendiğimiz, eksikliğinde hayati bir organi- mızı kaybetmiş gibi etkilendiğimiz ve içeriğine göre ruh hâlimizi şekillendiren insan ilişkileri ve iletişim tarzımız, üzerine bir emek harcamaya değer sanırım. Unutmadan değiştirmeye çalıştığınız şey, her ne kadar sağlıksız olsa da alışkanlıklar, insan ruhuna karışan çimento gibidir, ko- lay değişmez. "Bildiğimiz cehennem, bilmediğimiz cen- netten iyidir." sözünden de anlaşılacağı gibi alışkanlıklar ve sabitleşmiş iletişim tarzımız değişime karşı direnç gösterecektir. Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağı- dakilerden hangisidir? A) Alışkanlıkların zamanla insanın karakterinin bir par- çası olduğunu vurgulamak Pinsanların hayata zaman içerisinde alışkanlıklarıyla baktığını anlatmak Kişilerin farklı bakış açılarına kapalı olduğunu ifade etmek İletişimde karakterin insan üzerindeki etkisine dik- kat çekmek Değişimin insanların yaşamında farklılaşmaya se- bep olduğunu göstermek

unur bir ilerleme e kattığı anlam mesafeliyim ar- hip. ışık tutuyor. arça görüyo- diyor pey- startfen 12. Her şeyi açık açık söyleyen bir yapısı vardır. Altı çizili sözün cümleye kattığı anlam aşağıdakiler- den hangisinde vardır? A) Problem neyse çekinmeden anlatın lütfen. B) Dur durak bilmeyen bir çocuktur Ömer. C) İleri geri konuşmaya başlayan adamı dışarı çıkar- dılar. D) Gözünü daldan budaktan esirgemeyen görevlileri- miz vardır.

4. Gündelik hayatın inceliklerini, ayrıntılarını yakala- mak, tüm gizlerini çözmek isterken aslında kendini anlamaya, anlatmaya çalışır/Pek çok yerde de rü- yaya bu yüzden başvurug Edebiyatı, hayatı güzel- leştirmede bir araç olarak görür Zaten kimi öyküleri, mektup, söyleşi, deneme, izlenim ile öykü arasında gider gelir. JO da bunu hiç önemsemez, buna aldır- maz. Sadece yapması gereken şeyi yapmaktadır, o kadar. Yukarıdaki anlatılan öykücü için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? Öykülerinde kendisini anlamaya çalışan biri ol- duğu B) Edebiyatı, salt kişisel doyuma ulaşmak için kul- landığı Öykülerinde diğer edebi türlerin izlerinin bulun- duğu Kendini anlatabilmek için rüya tekniğinden ya- rarlandığı E) Edebi açıdan kendini yetersiz bulduğunu sakla- madığı Bue Ey anblir misiniz?

m ir ari n r. 1Z (1) İtilaf Devletleri Londra Konferası'nı düzenleyerek Sevr Antlaşması hükümlerini Türk tarafına kabul ettirmek ve Yunanlılara zaman kazandırmak gayesindeydi. (II) Itilaf Devletleri, konferansa öncelikle İstanbul Hükümeti'ni davet etmiş ve İstanbul Hükümeti adına katılacak delegelerin yanında TBMM'nin de yetkilendirdiği bir kişinin bulunmasını talep etmişlerdir. (III) Bu durum, Itilaf Devletleri'nin TBMM'yi doğrudan tanımak istemediklerinin mutlak delilidir. (IV) Itilaf Devletleri'nin her iki hükümetin temsilcilerini doğrudan ve dolaylı olarak konferansa davet etmesinin temel nedeni, Istanbul Hükümeti ile TBMM Hükümeti arasındaki görüş ayrılıklarından istifade etmektir. (V) Mustafa Kemal bu düşünceye karşı çıkarak Türk milletinin gerçek temsilcisinin TBMM olduğunu ve TBMM'nin doğrudan davet edilmemesi hâlinde konferansa katılmayacaklarını bildirmiştir. 39. Bu parçadan . DI ve III ENL ve III bul 40. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde "faydalanmak" anlamına gelen bir söz kullanılmıştır? A) II B) V D) I E) III

OKUDUĞUNU ANLAMA Aşağıdaki şiiri okuyunuz ve sorularını ce 1. Şiire Çiftçi sürer tarlayı, Sonra eker buğdayı, Boy verir azar azar, Saplar gittikçe uzar, Başaklar olgunlaşır, İçleri dolgunlaşır. Yazın artınca sıcak, Saranır her bir başak, Biçerler ekinleri, Şenlenir harman yeri, Olup bitince harman, Ayrılır buğday saptan. Güzel kokulu ekmek, Olmaz seni sevmemek, Sensin yemeklere baş, Her yemeğe arkadaş. Hasan Ali YÜCEL 2. Tarlay 3. Çiftçi ta 4. Buğdayı ***** 5. İçleri dolg 6. Başaklar m 7. Buğday san

"Okumak" kelimesi aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir deyim içinde kullanılmıştır? A) Okumaya olan hevesim ilkokul çağlarımda başladı. B) lyi bir üniversitede okumak için çaba sarf ediyor. C) Yaramazlık yaptığını yüzünden okumak zor değildi. D) Okuyup adam olmamı en çok annem istemişti. E) Şiiri o kadar hızlı okumuştu ki kimse bir şey anlama- mıştı. C E to 6.

MIŞ. 90. 3. Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcüklerin her iki- si de gerçek anlamıyla kullanılmamıştır? A) Hâlâ ayakkabılarının bağını yapmayı beceremiyordu. Bağ bahçe işlerinden anlıyor, çalıştıkça da zevk alıyordu. B) Elindekini, avucundakini sorumsuzca etrafına saçmış. Katili ele veren, olay yerinde bulunan bir tutam saçmış. C) El içine çıkacak yüzü yok ortalarda görünmüyor. El üstünde tutulacak biri olduğunu çok sonra anladım. D) Öyle güzel bir düş görüyordum ki uyanmak istemedim. Hele bir kez düş de gör, etrafında bir Allah'ın kulunu bulamazsın. E) Bu düzenbazlar, ağlarına düşürdükleri insanları yolu- yordu. Sinir krizi geçiriyor gibi davranıyor, saçlarını yoluyordu. 7

ÖSYM TARZI SORULAR 1. Halk, bizim bayağı dediğimize güzel, güzel dediğimize saçma diyebilir. Biz, ağzımızın tadını biliriz, o bilmez. Oysa radyodan bile bazen halkın bugüne dek duymadığı baya- ğılıkları yayan, gazete ve dergilerde düşünülmedik saçma- lıklara düşen, kitap kapaklarına, köşe başlarına, ev içlerine umulmadık zevksizlikleri döşeyen bizleriz. Halk Karagöz'ü yapmış, biz o civik operetleri; halk Yemen Türküsü söyle- miş, biz o yapışmış, o ağlamış şarkıları; halk alçak gönüllü ustalar yetiştirmiş, biz burnu kaf dağında üstatlar... Bu parçadaki altı çizili söz öbeğini anlamca karşılaya- bilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde yoktur? A) Çiçeği burnundaki bu yazar, ödüle layık gösterildiğin- den olacak burnu havada geziyor. B) Sanatçı diye adlandırdığımız kimilerinin burnunun yeli harman savuruyor. C) Bu usta kalem, imza günü için gösterilen her yere bu- run kıvırıyor. D) O sanatçının burnu büyüktür, öyle her yere çıkıp da şarkı söylemez. E) Altın Portakal'da ödül aldım diye ortalarda burnunu şi- şirerek gezip duruyor. 3. In a bi la B d 9 e

TYT/Türkçe 13. Bakışımı ufka doğru çevirdim. Ay ufkun eteğinden nazlı ve salınarak görünmeye başladı; uçuk ışıkları gökyüzüne hüzün dolu bir renk veriyordu. En yakın olan gök komşumuzun çeh- resinde (yüzünde) üzüntünün eseri gibi duran siyah benekler gittikçe tebessüm çizgileri şeklini aldı. Ayın bu tatlı gülümse- mesi gönlüme akmasın mı? İlkbahar hatibi, nisan güzelliklerini nağme şekline bürünerek kulaklara hisse dağıtmaya, ruhu o noktadan da etkilemeye başlamasın mı? Üstün anlatım gü- cüyle ruhuma birçok şey... Ruhum da onun söylediği şeyleri anladı. İkisi birbirine tanıdık çıkmasın mı, arada ben yabancı kaldım. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Kişileştirme + B) Örneklere başvurma t C) Sözde (cevap istemeyen) soru cümlesi+ D) Coğullandırmalar E) Eksiltili cümle + 15

li bir yleri tim. için Z i m 29. Nikolay Gogol, sıradan bir memur olan Akaki Akakiyeviç'e "palto"sunu giydirip St. Petersburg'un soğuk sokaklarına gönderdiğinde, bir anlamda öykü türünün de tümüyle kaderini değiştirmiş oluyordu. Çünkü bu öyküyle sadece kendi ülkesinin yazarları olan Tolstoy, Dostoyevski ve Çehov'u değil, değişik tonlarda ve biçimlerde pek çok ülke öykücüsünü de derinden etkiliyor; herkesi paltosunun içine alarak yol açıcı, öncü bir işlevi yerine getiriyordu. Bu yüzden "Hepimiz Gogol'un Palto'sundan çıktık." sözü genel bir doğrunun izahı olarak kabul görüyordu. Bu parçada geçen "Hepimiz Gogol'un Palto'sundan çıktık." sözüyle Gogol'a ilişkin anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangidir? A) Sıra dışı bir anlatımın olduğu B) Bir öyküsüyle bütün öykücülere esin kaynağı olduğu C) Öyküye ilişkin yeni bir tarz geliştirdiği D) Öykü türünde çığır açtığı E) Öykünün biçiminde değişiklikler yaptığı (30) Yükse eş A) T

10. Herhangi bir nedenle adı söylenmek istenmeyen bir varlık ya da kavramın daha güzel sözcüklerle anlatılmasına "güzel adlandır- ma" denir. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamaya örnek ola- bilecek bir kullanım vardır? A) Şair, şiir için ilham perisini beklemez; onu arar. B) Yazacaklarım, emin olun, bu döneme ışık tutacaktır. C) Araya girmeseydik ortalık savaş alanına dönecekti. D) Kızgın olmasına rağmen böyle bir karar alabilmesine şaşır- mıştık. E) Yarışmada görme engelli bir öğrenci birincilik ödülü aldı.

1. Aşağıda bazı sesteş sözcüklerin anlamları verilmiştir. TEZ İleri sürülerek savunulan düşünce, iddia, sav Yumuşak vücutlu, uzun gövdeli, omurgasız, bacaksız küçük hayvan KURT Süratli bir biçimde Yasama organları tarafın- dan konulan, uyulması gereken kurallar bütünü KANUN Bir şeyin tabanı ile en yüksek noktası arasındaki uzaklık A) 1. Bütün vatandaşlar kanun önünde eşit haklara sahiptir. II. Telli sazlardan biri olan kanun, fasılların vazgeçilmezidir. H. Anadolu'da yaşayan Türk boyları, beylikler kurmuştur. II. Basketbol oynadığı için kardeşimin boyu çok uzamıştı. M. Düşmanın geri çekildiği haberi karargâha tez ulaşmıştı. II. Yazarın bu tezi yıllar sonra yine tartışma konusu oldu. D). Sürüye yaklaşan kurt, çoban köpeğini fark etmemişti. II. Onun kurt bir esnaf olduğunu müşterileri de biliyordu. BOY Yassı bir sandık üzerine gerilmiş tellerden oluşan çalgı Ortak bir atadan türedikle- rine inanılan geleneksel topluluk Köpekgillerden, postu gri sarı renkli, yırtıcı, etçil hayvan Buna göre, aşağıdakilerin hangisinde I ve II. cümlelerdeki altı çizili sözcükler arasında sesteşlik ilişkisi yoktur? B KİTAPÇIĞI 100

2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmır G.₁ 1. 1. Bu testte 40 soru vardır. Hermann Hesse'in Gertrud'unda, anlattığı besteci Kuhn'un daha sanat yolunun başında duyumsadığı (algıladığı) şu hâl, Fuzuli'nin Türkçe Divan'ının ön sözünde anlattıklarıyla aynı anlama gelir bu yüzden: "Diyelim aklıma bir melodi (ezgi) gelse ya benden önce H yüzlerce kişinin bestelediği yavan (sade) bir şey oluyordu ||| bu ya da sanatın tüm kurallarına açıkça muhalif (aykırı), TV dolayısıyla her türlü değerden mahrum (yoksun) nitelik taşıyordu. Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisinin anlamı, ayraç içinde verilenle uyuşmamaktadır? (A) Bl & III BIV E) V