Anlam Bakımından Sözcükler Soruları

Liderin tüm yetkinliklerinin en başında, kendini çok iyi tanıması gelir. Duygularının, düşünce ve davra- nışlarını nasıl etkilediğini bilir. Kuvvetli ve zayıf ta- raflarının bilincindedir, bunları yönetebilir. Bir sorunla karşılaştığında inisiyatif kullanan astını yargılamaz, onun arkasında durur. Bu parçada altı çizili sözcüğü anlamca karşılaya- bilecek bir kullanım aşağıdaki cümlelerin hangi- sinde vardır? A) Adalet; organizasyon yapısının kilit taşı, kişileri bir arada tutan mıknatıs, birbirleri ile ve organizas- yonla birleştiren çimentodur. HB) Takımlar; karşısındakini anlayan, başkalarının bakış açılarını ve düşüncelerini tarafsız bir şe- kilde gözden geçirebilen kişilere ihtiyaç duyar. Karar verme yetkisini elinde bulunduran insanlar, Bu güçlerine kendi menfaatleri için değil, ekibin menfaatleri için başvurmalıdır. D) iyi takım arkadaşları, sorunları çözmek için gö- nüllülerdir; problemler için birilerini suçlamaz ya da sorunu görmezden gelmezler. E) Calışanların, kaliteli ve yeterli performans göste- rebilmeleri ve şirkete değer katabilmeleri için mo- tivasyonlarının yüksek olması gerekmektedir.

4. ● doğmak: Ortaya çıkmak oturmak: benimsenmek, yerleşmek, kökleşmek kalıp: biçim, durum Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "doğmak, oturmak, kalıp sözcükleri belirtilen anlamlarını karşılayacak şekilde kullanılmıştır? A) Arif gibi Adana'da doğmuş, kalıplı bir adamla çene yarışına girmek istememekle beraber susup otura- mazdım. BY Birey, içinde doğduğu toplumsal kültürün hiyerarşik dünyasının ve ilişkiler ağının üzerine oturduğu değer- leri, ilkeleri ve davranış kalıplarını tanımlı bulur. C) Özgün kalmaya çalışsak da içinde doğduğumuz kül- türel kimlik, kalıp fikirlerle açıklanamayacak kadar üzerimize oturmuştur bile. DY Yaşamımıza yön veren düşünce kalıplarını reddet- mek istediği, kafede otururken içime doğmuşsa da bu konuda renk vermemeyi tercih ettim. E) istenilen boyuttaki kalıplarla heykeller dökülmesi yeni bir medeniyetin doğuşuna hazırlık olsa bile bazı fikir- ler hala kafasında oturmuyordu.

3. Muzaffer Bey, firmaya verdiği teklif fiyatını bir yüzde yirmi daha kırmayı planlıyordu kafasında. Ayağını gaz pedalin- dan çekerken direksiyonu sağa kırdı. Tere batmıştı. Bir- kaç gün evvel yağan yağmur da sıcağı kırmamış diye düşündü. Yıllar evvel sıcaktan ve susuzluktan kırılan hayvanlar geldi gözünün önüne. Çukurova'da yaşanmaz- di. Bu parçada "kırmak" sözcüğü aşağıdaki anlamlardan hangisine karşılık gelecek şekilde kullanılmamıştır? A) Fiyatını azaltmak B) parçalara ayırmak. C)Yönünü değiştirmek D) Etkisini azaltmak E Ölmesine neden olmak

2. Güzellik çok su götürür bir kavram, güzel diye çıkarılan şeyler bakarsınız çabucak çirkin görünüverir. Sadece gü- zellik arkasından koşmasın gençler; doğru diye bildiklerini söylesinler ama sözlerin değerini, anlamını düşünerek, okuyanın da anlamasını sağlamaya çalışarak, okuyucuyu sıkmaktan kaçınarak söylesinler. Bu parçadaki altı çizili sözü anlamca karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Yeni eğitim politikası üzerinde şiddetli tartışmalar ya- şandı. B) Uzun zamandır etliye sütlüye dokunmayan yazılarla karşımıza çıkan sanatçının bu yazısı herkesi şaşırttı. C) En büyük korkusu okuyucularının bir gün kendisini yan- lış anlamalarıydı. Gelip geçici hevesler peşinde koşturmaktan uzak bir karakteri vardı. E Dile getirdiği konuların yoruma açık olması, peşinde birçok tartışmayı da getiriyor.

Aşağıda verilen cümlelerdeki altı çizili sözcük yan anlamda kullanılmışsa kutucuğa "+", kullanılmamışsa "_" koyunuz. C 1. 2. 3. 4. 6. Dallarda henüz kurumayan su damlaları parlak, ma- vi birer boncuk gibi parlıyordu. Bu ulu ağaç yerlerde sürüne sürüne kurudu ve bu ağacın etrafını dikenler, ısırganlar bürüdü. Kurumuş dere gibi taşlık bir yerden geçip köye doğ- ru yol aldık. 5. Dalyan işletiyorum, tuttuğumuz balığı tekrar deni- ze döküyoruz. 8. Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu genç ka- din. Vahşidir, hiçbir zaman onu kafeste tutmak mümkün değildir. 7. Teklifimizi kabul etmeyeceğini ben daha o gün an- lamıştım. Yıldızın hemen altında, bir tabanca olduğunu anla- makta gecikmedim.

4. Aşağıdaki tanımlardan hangisi ayraç içinde verilen kavramla uyuşmamaktadır? (A) Şiirde dizeyi, düz yazıda cümleyi oluşturan sözcüklerin ses özelliklerine göre sıralanışından doğan uyum. (ahenk) B) Yazınsal yaratılarda yer alan ögelerin birbirine bağlanıp bütünleşerek oluşturdukları düzen. (biçim) C) Bir yapıtta anlatılmak isteneni örneklerle yansıtma. (ayrıntı) (D) Sanatçının bir olayı ya da bir konuyu belli bir yönden ele alıp değerlendirmesi. (bakış açısı) E Yazınsal yaratılarda yansıtılmak isteneni daha canlı, etkili, görünür kılmak amacıyla zihinde canlandırılmaya çalışılan görüntü. (imge)

TÜRKÇE TESTİ n kısmına işaretleyiniz. -k sayıda n sosyal Sindan arı, okul al kurum- ÖZDEBIR YAVINE AR akışına mlarında :(. 2. Sana yapılmasını istemediğini sen de başkasına yapma Kolay gibi gözükür ama kolay değildir bu. Birçok kimsenin "Ahlak... ahlak..." diye yasalar, kurallar uydurmaya (kaideler ortaya çıkarmaya) çalışmalan da zaten bunun kolay olmaması yüzündendir. Size yapılmasını istemedi- ğiniz işi siz de başkasına yapmayacaksınız yani kendinizi onun yerine koyacaksınız (empati yapacaksınız). bencilliğinizden silkineceksiniz (eli sıkılığınızdan kurtula- ||| caksınız); sizin bir etiniz, kemiğiniz olduğu gibi onun da bir eti, kemiği olduğunu, onun da acılar duyabileceğini düşü- neceksiniz. O kadar da değil (bu da yetmez), size yapıl- IV masını istemediğiniz birtakım şeyler var, siz de onları kimseye yapmıyorsunuz, yetmez ki bu. Belki o adam kendisine başka şeylerin de yapılmasını istemiyor, sizin aldırmayacağınız bazı şeylerden sinirleniyor, kendinizi onun yerine koyacaksınız, o sinirlenmeyi anlayacaksınız, acısını hayal edeceksiniz (ne yaşadığını anlayacaksınız) artık o adama, o işleri de yapmayacaksınız. Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı parantez () içinde verilen açıklamayla uyuş- mamaktadır? A) DHV EXX BY II C) I Tüm Seçk Heatset web offset C

2. Akşam, içime düşen korku, pişmanlık, hile 1 || Varamadığım deniz, suyu çekilen ırmak İçimde birikeni nasıl yıkamak, neyle IV Bu akşam hangi suyla, hangi suyla yıkanmak V Bu dizelerde altı çizili sözcüklerden hangileri so- mut anlamlıdır? A) I ile IV Sözcük Anlamı Dalle B) Kell ile V IV ile V ile IV CAR

4. 2 güç: Fizik, düşünce ve ahlak yönünden bir etki yapabil- me veya bir etkiye direnebilme yeteneği; azim. ● saymak: Herhangi bir şey yerine koymak veya herhan- gi bir şey gözüyle bakmak. birikim: Gözlemler, deneyler sonucu elde edilmiş şeyle- rin bütünü, deneyim. ● Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "güç, saymak, birikim" sözcükleri belirtilen anlamlarını karşılayacak şekilde kul- lanılmıştır? Genç yazar, kaleminin gücünü, bu işe emek vermiş sa- natçıları sayıp onların birikiminden yararlanmasına borç- luydu. BY Gücü eline geçiren çoğu kişi, kendini vazgeçilmez sayıp geleceğini garanti altına almak adına birikimlerini artır- maya çalışıyor. Önceki birikimlerinden güç alarak geleceğe yön vermeye çalışan insanlar, çevresi tarafından da sayılan kişiler olur. D) Babası saydığı o kişinin birikimlerinden yararlanıp ken- dini geliştirmesi, ona her türlü zorlukla mücadele etme gücü vermişti. EX Yalnızca alın teri ve bilek gücüyle böyle bir birikime sahip olması, onun başarılı sayılması için yeterli bir gerekçeydi. TYT DENEME-3

1. Genellikle gerçek anlamından uzaklaşmış, birden çok sözcükten oluşan, bir kavramı ya da durumu karşılayan kalıplaşmış sözcük gruplanna "deyim" denir. Dilimiz bu açıdan oldukça zengindir. Söz gelimi, yoğun işler yüzünden bir şeyle ilgilenme imkânı bulama- mak için gözünü açamamak, başka bir iş yapmasına vakit veya 1 imkân vermemek için göz açtırmamak, gözleri yaş dolu bir biçimde 11 bakmak için gözleri şıldır şıldır dönmek, görünüşü ile umulduğun- III dan çok etkilemek için göz boyamak, öfke ile bakmak için gözlerini devirmek deyimleri kullanılır IV Bu parçada numaralandırılmış deyimlerden hangisinin anlamı yanlış verilmiştir? A) I B) II CY III ayrılan kısmına işaretleyiniz. D) IV E) V 3. Hepimiz kabul ederiz ki her plastik sanat neticede sunuma yasla- nır. Sunum söz konusu olunca da yapılan iş, doğal olarak bir yete- neğin ve algılayışın ürünüdür. Sanat insanı, ----. Nesnede sanatsal düzeyi, sanatçı kendi duyumsama ve algılama yeteneğiyle yakalar. Hayat verdiği eserini gösterim aşamasına getirirken kim bilir hangi duygu burgaçlarından geçmiş, yüreği nice coşkularla dolup taş- mıştır! Bu parçada boş bırakılan yere anlam akışına göre aşağıdaki- lerden hangisi getirilmelidir? nesnelerde herkesin fark edemediği detayları görmüş, gördük- lerini kendine has bir beceriyle elindeki ham maddeye yansıt- mıştır biricik olması endişesiyle eserini biçimlendirmiş ve bunu yaparken de yaşadığı zamanın ve toplumun sanat zevkine bağlı kalmıştır doğayı bir ayna gibi bütün ayrıntılarıyla yansıtma gayretinde olmuştur D) doğası gereği eserini, duygularını başkalarıyla paylaşma kay- ✓gısıyla oluşturur her sanat eri gibi bir yandan bugüne seslenir bir yandan da geleceğin beğeni ölçütlerine yaklaşmayı hedefler

bırakarak olguyu ara aktarma Dini bilmezlikten kilerden han ) Irsalimesel söz 9 V. 42 13 Yanıt Yanları D) Kadrin bilmeyenler ahir eline Onun için eğri biter menekşe E) Gün battığı zaman sarp tepelerin Üstünden bir kartal geçer, o kadar 11. Bomba şimşekleri beyninde inip her siperin Sönüyor göğsünün üstünde o arslan.neferin Bu dizelerde aşağıdaki söz sanatlarının hangisinden yararlanılmıştır? A) Tolmin DYMübalağa B) Cinas C) Istifham E) Tecahülüarif 12. Martıların düşürdüğü tohumdan Filizlendiğine inandığım kasabamız Yosun kokardı evleri Çarşıları midye kokardı Bu dizelerde aşağıdaki açıklamalardan hangisine uygun bir söz sanatı vardır? 40 A) Bir olguyu, gerçek nedeninin dışında, hoşa giden bir nedene bağlama B) Birden çok anlamı bulunan bir sözcüğü uzak anlamıyla kullanma C) Bir anlam inceliği yaratmak için bildiği şeyi bilmez görün- me D) Birkaç şeyi söyledikten sonra onlarla ilgili başka şeyleri bir sıra gözeterek anlatma E) İnsanlara özgü bir niteliği cansız varlıklara aktarma

4. Olağanüstü yetenekler geliştirmek için sarf edilen I (harcanan) zamana dikkat etmek gerek. Beş yaşında usta işi besteler yapmaya başlayan bir çocukla onlarca sene emek vererek (özenli || biçimde çok çalışarak) ustalaşabilen insanlar arasında temel bir fark vardır. İlki, doğuştan gelen altyapısı uyarınca hareket eder ve "mecrasını fark etme"nin (gideceği yolu sezmenin) avantajından istifade eder (yararlanır). 1V Diğeri, şartları baştan uygun olmasa da, azmederek (inatlaşarak) belli bir noktaya ulaşır. V Bunlardan hangisi "kendini gerçekleştirmektir acaba? Bu parçadaki numaralanmış sözlerden han- gisinin anlamı ayraç () içindeki açıklamayla uyuşmamaktadır? BYI D) IV EXX A)X 1 CLHT

6. Edebiyatımız, ne yazık ki öykücülük açısından pek çorak- tır. Bu cümledeki altı çizili sözü anlamca karşılayan bir söz, aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Gençlik yıllarında verimsiz bir yazardı. B) Üç yıldan beri onu hiç görmedim. C) Nedense roman yazmaya geç başladım. D) Bu kitapta aşk şiirlerine pek yer verilmemiş. E) Onun yazılarını pek ciddiye alamadım. TASARI EĞITIM YAYINLARI

Özgün şiir, her şairin içtihadından da anlaşılacağı üze- re ulaşılmayana ulaşma yolunda sergilenen bir özveri işidir. Şair, yaşadığı dönem içinde gelişen görüşlerin- den hareketle kimsenin ulaşamadığı benzetmelerle kendi yolunu çizmeye çalışır. Bu özverili çalışma, şairi benzerlerinden ayırarak okuyucunun gözünde de taç- landırır. Bu parçadaki altı çizili sözü anlamca karşılayabi- lecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde var- dır? A) Devrimsel nitelikte başlayan her edebî akım, ev- rensel sanat kavrayışlarının içinde yeşeren bir to- murcuktur. B) Günceli yakalamaya çalışan yeni edebiyat, ikinci plana atılamaz. C) Kimi yazarlar kendi anlatım kurallarını yıkacak ye- niliği gereksiz görmektedir. D) Gerçek hayat hikâyeleri, okuyucu gözünde daha anlamlıdır. E) Vakti geldiğinde eksikleri söylenmeyen yazarlar, geleceğe ulaşmanın bir yolunu asla bulamayacak. Diğer sayfaya geçiniz.

1. GÜN Soru Tipi Sözcükte Anlam - 2 Madison Cawein, 1865'te Louisville Kentucky'de doğdu. Cawein, doğup büyüdüğü Louisville'in konumlandığı (yer aldığı) doğayla iç içeydi (baş başaydı). Babası, şifalı otlardan ilaçlar yapardı. Babasının uğraşı sebebiyle endemik (sadece bir bölgeye has) bitki türleriyle 111 haşır neşir oldu (bir arada bulunup uğraştı). Her ne kadar IV Cawein'in "Çorak Ülke” şiiri doğayı baz alan (temel olarak gören) sevgi dolu bir ifade olmasa da şairin pek çok şiiri doğayla dolup taşar. Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin anlamı parantez () içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır? A) I B) II Soru Çözüm Taktiği: C) III D) IV E) V 1. 2.

Zombi nedir? Onu kapitalizm ve tüketim kültürüyle mi iliş- kilendirmek doğrudur, yoksa sömürgecilik, ırkçılık, kölelik bağlamında ele alırsak mı (incelersek mi) anlam kazanır? Oxford Dünya Klasikleri dizisindeki önemli korku ve bilim kurgu eserlerine yaptığı katkılarla tanınan Britanyalı akade- misyen Roger Luckhurst, "Zombiler: Kültürel Bir Tarih" baş- lıklı inceleme kitabında bu sorulara cevap veriyor. Yazar, zombi kavramına eleştirel bir şekilde yaklaşarak onu coğrafi, tarihsel, toplumsal, siyasi, kültürel ve elbette sanatsal açı- lardan (yönlerden) çözümlemeye çalışıyor. Görünen o ki bu o kadar da kolay değil, çünkü zombi - korku kültürünün kara tahtasındaki birçok kavram gibi - tanımlanmaya, kategorize edilmeye (sınıflandırılmaya) direnen bir kavram. Luckhurst'ün belirttiği gibi, sınırları ihlal eden, muğlak (anlaşılması güç), müphem bir kahraman zombi. Onu sadece sinema dünyası- nın yarattığı popüler bir öcü olarak tanıyanlara nazire yapa- rak (tanıklık ederek) zombiye dair bilinenlerin yüzeyselliğine karşı bu kavramın dibinde ne kadar derin bir miras yattığını gösteriyor Luckhurst. 1. Bu parçada altı çizili sözlerin hangisi, ayraç içinde veri- len açıklamayla anlamca uyuşmamaktadır? A) ele alırsak mi B) açılardan C) kategorize edilmeye D) muğlak Tehar bak nazire yaparak