Anlam Bakımından Sözcükler Soruları

lik ortaya çıktıklarında dikkate değer bir tehdit unsuru olmayan sosyal medya filtreleri, şimdilerde genellikle ergenlik çağındaki insanları ve küçük yaştaki çocukları çok fazla etkilemeye başladı. Norm (kalıp) haline gelmiş bu filtrelerin yarattığı algı (idrák) bozukluğu, bazen ön plana çıkan 11 insanların paylaşımlarından da kaynaklanmakta. Genellikle Z kuşağına ya da bir diğer adıyla internet kuşağına (nesil) 111 mensup bireyler, öne çıkan insanların pek çok sosyal medya hesabında paylaştıkları filtreli fotoğraf ve videolarından etkilenerek, aynı filtrelerle bazı çekimler yapabiliyorlar. Sosyal medya firmaları da bu tür beden imgesini (imaj) IV çarpıtıcı filtreleri pekiştirmek (güçleştirmek) yerine, doğal (güçleştir beden imgelerini yansıtan unsurları öne çıkarmalı veya filtrelerin algıyı bozmayacak biçimde olmadığını garanti etmeye uğraşmalıdır. Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerden hangisinin anlamı ayraç içindeki sözün anlam ile örtüsmemektedir? A) I B) II C) III D) IV E) V

Felsefe; akıl, sezgi ve insani tecrübe temelinde hayatı, varlığı ve özellikle varlık karşısında insanın konumunu anlamaya yönelik bir uğraştır. Buna karşın bilgelik, iyi, olgun bir insan" ve "iyi bir yaşam" ideali etrafında şekillenen bir yaşam pratiğidir. Bilgelikte bilginin yanında, belki ondan daha çok kişisel tavır ve erdemler etkin bir rol oynamaktadır. Keza bilge olmak, bilgili olmaktan başka bir şeydir. Bilgelik, bilgisiz olmaz elbet ancak tek başına bilgi asla insanı bilge yapmaz. Bilgelik bir bakıma hem bilme hem de doğru olanı yapmadır. Bu parçaya göre bilge olmayı bilgili olmaktan ayıran temel özellik aşağıdakilerden hangisidir? lyilik, olgunluk gibi insanî özelliklere sahip olma Bildiklerini doğru bir şekilde yaşama uygulama C) Kişilik özelliklerinin yanında gerekli bilgiye sahip olma D) Bilgili olmak için gerekli olan birikimleri elde etme E) Bildikleriyle kendini başkalarından farklı gösterme

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "yadsıma" anlamı vardır? A) Yemeği az tuzlu yapsaydın daha iyi olmaz mıydı? B) Çocuğun bu olumsuz davranışları ebeveynlerini bıktırdı. C) Güya çarşıya giderken beni de götürecekti. D) Erik ağacının dallarını ben mi kırmışım? E) Keşke ona çok kırıcı sözler söylemeseydim.

2. Edebiyatımıza Tanzimat Dönemi'nde çeviri yoluyla gi- ren roman, hızlı bir şekilde gelişim göstermiştir. Özellik- le klasik romandan modern romana geçişte Halit Ziya Uşaklıgil'in ehemmiyeti ve tesiri neyse modern roma- nın edebiyatımızda yeni bir hüviyet ----, dilin sadece bir transfer aracı olmaktan uzaklaşıp ifade etmenin önüne geçmesi, ayrıca kimi zamanlarda onu kesintiye uğrat- ması, romanda anlatılan olayın bütünsel ve belli bir düz- lemde kopup dağılması anlamında Oğuz Atayların, Orhan Pamukların, Bilge Karasuların, Latife Tekinlerin değeri ve tesiri de aynı seviyededir. ==== Bu parçada boş bırakılan yerlere aşağıdakilerden hangisi sırasıyla getirilmelidir? A) getirmesi - farklılaşmaktan B) kazanması - ilerlemekten C) barındırması - köhneleşmekten D) alması - hızlanmaktan E) oluşturması - dizginlenmekten (2022-2023) 4.

Viyana'daki yeni mimarlığın öncüsü Otto Wagner, meslek hayatına başladığı yıllarda dönemin yaygın mimari üslup- larını uygulasa da artık geçmişe referans veren tasarımlar- dan vazgeçilmesi gerektiğini düşünüyordu. Bu sebeple Ringstrasse hattı boyunca hâkim olan Yunan, Gotik ve Rö- nesans üslupta inşa edilmiş binaların aksine, yeni / mo- dern mimari üslubunu öne çıkartan apartmanlar tasarlayıp uygulamıştır. Bu parçadaki altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağı- dakilerden hangisidir? A) Çağcıl gelişmelere ayak uydurmamak B) Biçimsel denemelere kapalı olmak C) Tarihî dokuyu değiştirmeye çalışmak D) Sentezleyici biçimler denemek E) Geleneksel formlara kaynaklık etmek

TYT/Türkçe B 9. "Hanımefendi kalkacak da ağız tadıyla bir kahvaltı edeceğiz." cümlesine "ağız tadıyla" söz grubunun (öbeğinin) kattığı anlam aşağıdakilerden hangisinde vardır? A) Sofra başında huzur içinde sohbet etmey severdi. N B) Bu müzik bana tahminimden de fazla huzur verdi. Paris'te küçük bir iş bulur, rahatça yaşayabilirim.J COF ry D) Bu evin rahatlığını başka evde bulamayız. E) Bu çocuk neşeli değil, taşkın denecek kadar mutluydu.

3. Her vagonu farklı dekore edilmiş, lüks tasarımıyla dikkat çeken trenin ilk seferinde (yolculuğunda) şeyahat eden The 1 Times yazarı Edmond Abount, tren için "Sadece saraylarda rastlanabilecek bir lüks anlayışının (düşünüş biçiminin, || zihniyetinin) raylar üzerinde giden emsali (örneği)." ||| demişti. Paris'ten hareketle Viyana, Budapeşte, Belgrat ve Sofya'dan geçerek İstanbul'a gelen tren, tarihin en zorlu IV (güçlü) dönemlerinde birçok diplomatı, elçiyi, siyasetçiyi ve edebiyatçıyı taşıdı. I. Dünya Savaşı boyunca sefer yapmayan tren II. Dünya Savaşı'ndan sonra imha edilmişti V (yok edilmişti). Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisinin anlamı, ayraç içinde verilenle uyuşmamaktadır? A)I B) II C) III D) IV E) V

5. • kaçmak: Gaz, sıvı vb. şeyler sızmak. • dayanmak: güç duruma katlanmak, çekmek, sabretmek, tahammül etmek. açmak: Bir konu ile ilgili konuşmak. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "kaçmak, dayanmak, açmak" sözcükleri belirtilen anlamlarını karşılayacak şekilde kullanılmıştır? A) Alacaklılardan kaçmak için arka sokaktan dolanmaya karar verdi. Bir haftadır her gün biri kapısına dayanıp para istediği için artık kapısını açmaya da korkuyordu. B) Haddinden fazla yüklü kamyon dik yokuşa dayanamayıp bozulmuştu. Kaputu açtıklarında dumanlar çıkmaya başladı. Hemen araçtan uzağa kaçtılar. Spavi C) Yetmiş yıllık binanın hemen her borusundan su kaçıyordu. Rutubet sadece banyoları değil her yanı sarmıştı, kokuya kimse dayanamıyordu. Bu meseleyi yöneticiye ne zaman açsam beni geçiştiriyordu. D) Mataradan su kaçtığını fark ettiğinde artık çok geçti. Ormanın ortasında susuz kalmıştı. Şehre ulaşmak için yirmi kilometre yürümesi gerekecekti. Buna dayanması lazımdı. Haritayı açıp kestirme bir geçit aradı. E) Boyanın rengini açmak için biraz beyaz ekledi. Şimdi de rengi yeşile kaçtı diye düşündü. Anlaşılan kendi başına başaramayacaktı. Kapının pervazına dayanıp odanın boyanmış hâlini hayal etmeye çalıştı.

ğı- 3. Güneşle beraber söndüğüm akşam M Ağlayacak hangi rüzgâr, kim bilir Mermer bir hevkele döndüğüm akşam Baş ucumda kimler yanar, kim bilir wy Bu dizelerde aşağıdaki sanatlardan hangisi kullanılma- mıştır? İstifham Istiare B) Teşbih e Teşhis E) Mecazımürsel 27

RKÇE TESTİ mına işaretleyiniz. n yan) li, n lar den ni elesi dan A Kitapçığı 2. Yazar, bütün dünyanın kendi şehrinin tipatıp bir yansıması olduğunun farkındadır. Onun dünyayı arama gibi bir kaygısı yoktur. Zira kendisi, dünyanın bizzat içindedir. Bu parçada altı çizili sözü anlamca karşılayabilecek bir kullanım, aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Kendimle yüzleşme sorununu düşündüğümde birbirine yakın olası birçok bireysel tepkiyi belirledim ve bunlardan sekiz tanesini ön plana çıkardım. B) Birbirine birebir benzeyen öykülerin dahi birbirlerini hiç tanımamış ve birbirlerinden etkilenme olanağı olmamış iki farklı yazara ait olabileceğini anladım. Romanın olay yapısı ilk bakışta birbiriyle bağlantılı görünmese de hemen hemen her küçük ayrıntı, birbirini önemli ölçüde etkiliyor ve tamamlıyor. D) Kitap boyunca örülen, tuhaf ve heyecanlı olayların hem oluşturduğu hem de çözdüğü güçlü bağlar söz konusudur. E Masal ögelerini de başarıyla kullanan yazarın romanlarının son yıllarda büyük ilgi görmesinin başlıca nedeninin de bu masalımsı yapı olduğunu düşünüyorum. ONA

41. (1) Edip Cansever, evreni anlamanın yolunun şiirden geç- tiğini belirtir. (II) "Çünkü ben gizleri kurcalamak, insanlar hakkında bir yoruma ama kendimden başlayan bir yoruma varmak istiyorum. (III) Şiirse bu denklemin ilk meçhulünü.çö- züyor; ne olduğumu, nice olduğumu bir o gösterebiliyor. (IV) Böyle olunca işler de kolaylaşıyor, başka benlerle ilgiler kur- mak hakkını kazanıyorum." diyerek yazmaktaki amacını dile getirmiştir. (V) Şair olarak Cansever, evrende kendini sürekli bir öğrenme içinde görür. Numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıdaki yargılardan hangisi söylenebilir? AT. cümlede ad aktarmasına başvurulmuştur. B) II. cümlede dolaylama yer almaktadır. CI. cümlede temel anlamıyla kullanılmış sözcük bulunma- maktadır. TV. cümlede terim anlamlı sözcüğe yer verilmiştir. E) V. cümlede mecaz anlamlı sözcük kullanılmamıştır.

1. Kütüphanemdeki işime döndüm (geri gelmek) ye- mekten sonra. Odanın her yeri kitaptı. Oturduğum yerde, kitapları ayırmaya (seçmek) devam ettim. Zeynep, her zamanki gibi sade bir kahve yapıp (üretmek) yanıma geldi. Yerde oturduğumu (bir ze- TV mine yerleşmek) görünce kahveyi üst üste koydu- ğum kitap bloklarından birinin üzerine bırakıyordu V (eldeki bir şeyi tutmaz olmak) ki kahve dökülüverdi. Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisi- nin anlamı ayraç () içinde verilen açıklamayla uyuşmamaktadır? BY '11 ATI C) III IV V D) E)

of kit ģi A 8. Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcük sesteş değildir? A) Hafta sonu birkaç arkadaşla kır gezisi yapmaya karar vermiştik. BEğer düz gidersen bu yol, seni bizim okulun önüne kadar götürecektir. C) Şair "Kara gözlüm, sen bu diyardan gidersen" dizesiyle bir şart öne sürmüştür. D) Cocuğun gözünden düşen bir damla gözyaşı, yaşlı kadını çok etkilemişti. E) Kütüphanede aşağı yukarı yüz kişi ders çalışıyordu. Diğer sayfaya geçiniz.

4. Kaleme aldığı iki eşsiz (benzersiz) romanıyla modern 1 Türk edebiyatının yapı taşlarından biri olmayı çoktan (baştan beri) hak etmiş, edebiyat camiasında ||| (dünyasında) saygın yerini almış yazarlardan biri elbette IV (şüphesiz) Yusuf Atılgan. Fakat Atılgan'ın öyküleri, romanlarının gölgesinde (gerisinde) kalmıştır ister V istemez. Bu parçada numaralanmış sözcüklerden hangisinin anlamı, ayraç içinde verilenle uyuşmamaktadır? A) I B) II C) III DIV E) V

2. an bir gücün öfkesine uğramak Çekiciliğiyle etkilemek, şaşırtmak Hızlı hızlı vurmak Pek çoğu büyük şehirlere göç etmiş Sivaslılar, halı dokuma konusunda okuyup gördükleri karşısında hayrete düşmekten alamadılar kendilerini. İçlerinden şanslı olanlar, evlerinde belki de alelade bir yerde serili olan ve üzerine öylece basıp geçtikleri halıların çok değil 30-40 yıl önce belki hâlâ hayatta olan nineleri tarafından Sivas'ta dokunduğunu öğrendiler. B) Bu parçada altı çizili sözü anlamca karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? Çıkarlarımız söz konusu olduğunda çok net tavırlar sergilemekten kaçınmayız. Onun kendine özgü bir kurgu anlayışıyla hareket etmesi olağan bir durumdu. Plyjasne Bu uygulamaların herkese açık olması, aileleri tedirgin ediyor. Kasabalılar dışında kimsenin pek bilmediği bu kuytu yer, insana huzur veriyor. sinipe eyslys 10/0 G 5 A R E) Yaşamı tüm incelikleriyle yaşayan ve yaşamdan zevk alan sakin biriydi. 4. 3 dästern alanlar elemen Kan ba sağlar hijyen Jeoter yükse sahip Düny su kü katm buha Sanatta başladığ vazgeç Aşağıd istene A) S B) n

A atleyiniz 3. • A DENEME-2 Y PRO YAYIN DENİZİ düşmek: Yakışık almak. zorlamak: Bir şeyin yapılması amacıyla o şeye boyun eğdirilmeye çalışılmak, mecbur edilmek. ayıklamak: Bir görevde, durumda, olayda ya da sorumlulukta gereksiz görülenleri ayırma işi. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "düşmek, zor- lamak, ayıklamak" sözcükleri belirtilen anlamla- rını karşılayacak şekilde kullanılmıştır? A) Bu işin üstüne düşen ve iyi ile kötüyü ayıklayabi- len bütün köylü zorladı da bu sefer izin alabildi. B) Kapıyı zorlayıp da açmaya çalışınca epey yor- gun düştük, elimize batan kıymıkları ayıklamak da bize düşmüştü ayrıca. C) Döndüğümde yere düşen otları, zorlama ile de olsa kendi elimle ayıkladım. D) Bize düşen, medeniyetin zorlamaları karşısın- da bir ayıklamayı başarabilmek olmalıdır. E) Tüm zorlamalara rağmen iskelenin karşısına düşen büroya gidip listedeki önemsiz şeyleri ayıkladılar.