Anlam İlişkisi Bakımından Sözcükler Soruları

5. Dili doğru ve güzel konuşmak dilcilerin işidir, diyenler bir yükü omuzlarından atmış olmanın verdiği rahatlıkla sözcük- lerin kaşını gözünü parçalıyorlar. Dilin düşüncenin aynasi olduğunu akla bile getirmiyorlar, sonra da düşüncelerinin anlaşılmamasından yakınıyorlar. Artık bunların şikâyetleri kabak tadı vermeye başladı. Ben onlara aynalarının üstün- deki tozu, kiri silmelerini salık veriyorum. Yukarıdaki parçada altı çizili sözlerin anlamını içeren bir söze aşağıdakilerden hangisinde yer verilmemiştir? A) Toplumun değerlerini yaşatmayı istiyoruz ama aydınım diyen birçok kişi, sorumluluktan kaçınıyor. B) Sosyal medyanın kullanımı arttıkça dili doğru kullanma- yanların sayısı, çığ gibi büyüyor. C) Hesaba katmadığımız ve basit bir ayrıntı olarak gördüğü- müz bazı şeyler, hayatımızı altüst edebiliyor. D) Futbol konuşmalarının uzayıp gitmesi, beni usandırmaya başlamıştı ki Orhan Bey, asıl konuya girdi. 3B Beni en çok eleştiren dostlarım, zamanı geldiğinde benim için en büyük özveride bulundular.

3. (1) Son dönemlerde duyduğumuz deneme sözcü- ğü çoğu zaman bir düşünce zenginliği içeriyor, kimi zaman da düşünce savrukluğu. (II) Deneme, kendi- ne özgü söylemi olan yazınsal bir tür. (III) Kimileri, yazınsal bir tür olmanın ötesinde, bir söylem biçimi olduğunu da savunur. (IV) Böyle düşünenlere göre denemesel söylem, dille içli dışlı olmayı gerektirir. (V) Sözcüklerin iç evrenine uzanır, onlara yeni boyutlar kazandırır. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerden hangisi düşüncenin akışını bozmaktadır? B) li. C) III. A) I. D) IV. E) V.

8. . ● HR R E N Türk kahvesi sadece bir içecek değil aynı zamanda, sos- yalleşmek için kültürel boşlukları, toplumsal değerleri ve inançları bir araya getiren toplumsal bir çalışmadır. "Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır." atasözü kah- venin toplumsal yapıda önemli bir işlevi olduğunu belirt- mektedir. Bu iki cümlede anlatılmak isteneni en iyi şekilde ifade eden cümle aşağıdakilerden hangisidir? K A) Türk atasözlerinde geçmiş yaşamın izlerini ve toplumun yaşayışını bulmak hiç de zor değildir. BY Türk kahvesi toplumsal yaşayışa girmeye neden olacak düzeyde bir kaliteyi barındırmaktadır. tres Atasözüne bile girmiş Türk kahvesinin içecek olmanın ötesinde kültürel oluşum ve sosyalleşmede rolü vardır. D) Türk toplumu diğer toplumlara göre kültürel gelişim ve sosyalleşmede bir içeceği bile değerlendirmiştir. E) Her Türk atasözü bir yaşanmışlığı, bir değeri, yaşam standardını yansıtan özlü sözlerdir.

"Yazar tiyatrosu" kavramı ilk bakışta yadırgatıcı olabilir ya da yanlış anlaşılabilir. Söz gelimi, bir yazar tarafından ka- leme alınmış metinlerin sahnelendiği tiyatroyu ya da Tan- zimat'tan bu yana benimsediğimiz "yazılı metne dayalı tiyatro" geleneğini sürdüren tüm sanat kurumlarını ima et- tiği düşünülebilir. Yahut yazarların, kendi oyunlarını sah- neletebilmek için ortaklaşa kurdukları ve çeşitli biçimlerde destek verdikleri tiyatro kurumu anlamını taşıdığı gelebilir akla. New York'ta "Playwrights Theatre" (Yazarların Ti- yatrosu) adını taşıyan böyle bir tiyatronun gerçekten de kurulmuş olduğunu internet araştırması yoluyla öğrenmiş bulunduğumuz için "yazar tiyatrosu"nu kabaca şöyle ta- nımlayabiliriz: Bir yazarın aynı zamanda oyuncu, yönet- men, dramaturg, sahne tasarımcısı ya da yönetici olarak sorumluluğunu taşıdığı bir topluluğu; oyunlarıyla sürekli olarak beslemesiyle, bir başka deyişle kendi aşını kendi pişiren bir topluluğun yaşam serüveninin vazgeçilmez bir parçası olmasıyla gerçekleşen ve kurumsallaşan tiyatro. 33. Bu parçadaki "yazar tiyatrosu" ile ilgili kavram karma- şasının, 1. II. Tiyatro seyircisinin kültür düzeyini artırma Farklı deneyim ve olguları yansıtmaya elverişli an- lamlar taşıma III. Toplumun belli bir kesimine hitap etme durumlarının hangisinden kaynaklandığı söylenebilir? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve II C) Yalnız III E) I ve III

2. "Eskiden, yazdıklarımın çoğunu beğeniyor, yayım- lamak için zorluyordu." cümlesinde "zorluyordu" yerine aşağıdakilerden hangisini koyarsak, bu cümleyi "fakat olmadı" sözü ile bitirebiliriz? A) çok çaba gösteriyordu. B) hiç uğraşmıyordu bile. C) kendini sorumlu hissediyordu. D) elinden bir şey gelmiyordu. E) araştıracak gücü yoktu.

1. Belediyede gündelik işlere başlayınca işler bitmeyecek gibi gelirdi oysa buradaki görevliler iş ve işlemleri ivedilikle hallederdi. Bu cümledeki altı çizili sözü anlamca karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır? A) Bu köy kahvesinin masaları üstünde, kış gelmesine rağmen hâlâ karıncalar geziyordu. BY Elinde bir kitap vardı, bana ince ince gülerek gözlerini kitabın arkasına saklıyordu. CBu kadar düzgün başlayan bu evliliğin birdenbire değişmesini kimse anlayamadı. Co DVAğır bir sorumluluğun altından kurtulmuş gibi doğrul- du, çabucak giyinip kendini sokağa attı. E) Sağlığın paradan daha kıymetli, daha işe yarar bir şey olduğuna kanaat getirdim.

on an. 3. Bu sanatçımız, deniz şiirleri kaleme almadan önce Osmanlı denizcilik tarihini okumuştur. 1. İşaret zamiri vardır. II. Zincirleme ad takımı bulunmaktadır. III. Zaman zarfına yer verilmiştir. IV. Niteleme sıfatı kullanılmıştır. Bu cümleyle ilgili olarak yukarıdakilerden hangisi söylenemez? A) Yalnız I D) I ve IV B) Yalnız H E) II ve III C) Yalnız

di, eri AAD0021 ARMADA Yayınlanı 4. Otoriterliğin, yabancı düşmanlığının, ırkçılığın, hıncın bir dilin ufacık ayrıntılarına yerleştiğinde o dili nasıl çirkin- leştirdiğinden söz eder denemeci Nurdan Gürbilek ve Roland Barthes'in cümlesiyle pekiştirir söylediğini: "Bir hastalığım var: Dili görüyorum." Dilci Necmiye Alpay ise bu huzursuzluğu hepimize bulaştırmayı dener: Dili görür- sek, düşünmeden tekrarladığımız cümleleri gerçekten görebilirsek, onlara biraz dışarıdan bakabilirsek, belki başka türlü düşünebilir, başka türlü konuşabiliriz. A Bu parçada altı çizili "dili görmek" sözü ile anlatılmak istenen, aşağıdakilerden hangisidir? A) Anlam evrenimizi oluşturan dilin, sözcüklerinin ve cümlelerinin yüklendiklerine farkındalıkla bakmak B) Yabancı etkilerin uzağında kalamayan dilin kendi özünden nasıl uzaklaştığını görmek CLOtoriterlik, yabancı düşmanlığı, ırkçılık, hınç gibi söz- cükleri dilden çıkararak dilin masumlaşacağını gör- mek D) Düşünmeden tekrarladığımız sıkıntılı cümlelerin ze- rafetten, estetikten uzak bir iletişim biçimi yarattığını görmek E Başkalarına kötü davrananların, hem kendilerine hem de bunu yaparken kullandıkları dile zarar verdiğini dü- şünmek

E u ni AR Armapa. 21. (1) Pandemi günlerinde telefonlarımız bizi dünyaya bağ layan minik kapılara dönüştü. (II) Artık okulumuzla hatta doktorumuzla bile dijital dünyada iletişim kurabiliyoruz (III) Cebimizden çıkardığımız telefonla profesyonellere taş çıkaracak fotoğraflar çekebiliyoruz. (IV) Hava durumu A uygulamasına bakmadan sokağa, navigasyon olmadan trafiğe çıkmıyoruz. (V) Trafikte sıkışıp kalsak bile tam ola- rak kaç dakika sonra evimize varacağımızı öğrenebiliyo- ruz. ARA 8 Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinden önce "Hayatımız kaçınılmaz bir hızla dijitalleşiyor." cüm- lesi getirilebilir? A) I B) II C) III D) IV E) V Diğer sayfaya geçiniz.

ze, gök nuyordu n, insanı kabuk llandığı madığı e anla- 10. Kişioğlunun yetişme çağında, dünyanın kendisiyle başladı- ğını sanmasının da genç bir yazarın edebiyatın kendisiyle başladığını düşünmesinin de bir yararı olmadığını söyleye- meyeceğim. Belki de yaşamın ve eylemin itici gücü bu duy- guda saklıdır. Bu cümledeki altı çizili sözü anlamca karşılayabilecek bir kullanım aşağıdakilerden hangisinde vardır? A) Bazı şiirlerin ilhamın gelişini çabuklaştırmak için garip şeyler yaptığı söylenir. B) Kendini beğenmiş biriydi yani burnu yere düşse almaz dediklerimizdendi. C) Yenilikçi bir yazardı, Dünya Edebiyatı'nın gelişmesini ya- kından takip ederdi. D) Asıl amacının ne olduğunu söylese elimizden geleni ya- pacağız. E) Sabırsızdı, isteğine ulaşmak için kendinden başkasını asla dinlemezdi. 12. 40 TIM YAYINLARI

10. Bir gün bu kapidan sen gireceksin ? Biliyorum Er geç bu bekleyişin bir sonu gelecek Yıllarca sonra Öldüğüm gün bile gelsen Bütün bu bekleyişimi ve öldüğümü unutup Çocuklar gibi sevineceğim Bu dizelerde aşağıdaki söz sanatlarından han- gileri vardır? A Istiare - benzetme B) Kinaye - istiare C) Kişileştirme - kinaye D) Hüsnütalil - kişileştirme E) Tezat - benzetme 0 12 ?

7. 1. Bilim insanları güçlü bir yapıştırıcı geliştirmek amacıy- la sümüklü böceklerin salgısını inceliyor. Sümüklü bö- ceğin salgısı, hemen hemen her türlü engelin üstünden zarar görmeden geçmesini, dik yüzeylere tutunmasını, ağaç dallarından sarkmasını sağlayan, kurak yaz gün- lerinde su kaybetmesini önleyen, duruma göre değişen çok işlevli, üstün özellikli bir malzeme. II. Su aygırının tüyleri ya da kürkü yok ama vücudunda çıplak derisini kızgın Afrika güneşinden koruyan özel bir güneş kremi üretiliyor. Derisine yayılan, önce kırmı- zi daha sonra kahverengi olan bu salgı aynı zamanda hem antiseptik hem de sinek kovucu. Yayımlanan bir araştırma, bu salgının, işığı dağıtarak deriyi koruyan mikroskobik yapılar içerdiğini ortaya çıkardı. Bu mad- denin içerdiği bazı mikroskobik yapıların da akışkanlı- ğını artırarak hayvanın bedenine daha iyi yayılmasını sağladığı anlaşıldı. Numaralanmış parçalardan hareketle çıkarılabilecek ortak sonuç aşağıdakilerden hangisidir? A) Doğadaki kimi maddeler, insanlara yeni buluşlar için il- ham verebilir. B) Her canlının doğal yaşam içinde yeri doldurulamaz bir işlevi vardır. C) Doğadaki her canlının araştırılmaya değer yönleri bu- lunmaktadır. -D) İnsanlar doğadaki malzemelerden hareketle üretim fa- aliyetinde bulunmuşlardır. E) Doğal yaşam bir denge üzerine kuruludur, bu denge- niz bozulması olumsuz sonuçlar doğurur. 8. AVANTAJ YAYINLARI

9. Kimi kez aldığımız kısa ve net cevaplar çileden çıkarır 1 çoğumuzu. Ki bizler, ayrıntıların ustaları, bir günün nasıl ||| # geçtiğinin hesabını yapar ve olayları en ince ayrıntısına IV V kadar hesaplarız. Bu parçadaki numaralanmış sözcüklerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? A). sözcük, sıfattır. B) II. sözcük, kişi zamiridir. III. sözcük, soru sıfatıdır. 9 DYV. sözcük, bağlaçtır. EV sözcük, en üstünlük zarftır. herkes ↳ belgisiz Zayir galers insoulant sayısı

8. "Şimdinin Dar Odası", iyi bir hikâyenin pırıl pırıl bir Türk- çeyle aksaksız anlatımından oluşan iyi bir roman. Oku- yucuyu, hikâyenin bir parçası kılmadan büyük bir merak yaratarak peşinden sürüklüyor. Nedenleri, gereken yerde doğru bir biçimde açıklayıp açtığı her kapıyı kapa- yan, kapamak istemediği kapıları da herkes için açık bırakan ve okurun elinden kolay kolay bırakamayacağı bir roman. Yazar bu yapıtında farklı bir ses yakalamış. C Bu parçada aşağıdaki anlatım özelliklerinden hangi- sine değinilmemiştir? A) Sürükleyicilik C) Özgünlük E) Etkileyicilik B) Özlülük LDY Açıklık

36.-37. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- layınız. Herhangi bir mekanda kahve içmek için oturduğumuzda kahvenin geç gelmesi üzerine söylediğimiz meşhur bir söz vardır: Kahve Yemen'den geliyor galiba. Gerçekten de kahve, 1519 yılında Müslüman tüccarlar aracılığıyla Yemen'den yola çıkarak çeşitli yollar üzerinden Istan bul'a ulaşmıştır. Ancak kahvenin kaynağının Yemen ol duğuna dair yaygın inanışa karşın, daha önceki yüzyıl larda Habeşistan'da ortaya çıktığı, oradan da Yemen'e ulaştığı şeklinde bir görüş de vardır. Kökeni ne olursa olsun kahvenin Türk kültürüyle özdeşleştiği bir gerçek- tir. 17. yüzyılda Fransa'da elçilik görevinde bulunan Sü- leyman Müteferrika'nın misafirlerine kahve ikram etmesi sonucunda bu yeni içeceğin tadına varan Avrupalıların "Türk kahvesi" ifadesini kullanmaya başlamaları ve bazı sapmalara rağmen Türk usulü pişirim ve sunuma özen- meleri kahvenin asıl anlamını Türk kültürüyle bulduğu- nun bir göstergesidir. Viyana yenilgisinden sonra geride bırakılan çuvallar dolusu kahve de bu alışkanlığın Avru- pa'da yayılmasında önemli rol oynamıştır. Çok sevilen bu içecekle ilgili bir başka ilginç not da kahvenin Ingiltere'de başlarda ilaç olarak kullanılmasıdır. 38. Yanlış Batılıla Tanzimat'ta c itibaren edet malarından eserlerinde görürüz. Ko ile Rakım tillaşma s le edebiya kadrosur landığı e nuşan; şekilde olan Fe ları tap sizcay ve gö tun'u Fela Ahn dile 36. Bu parçada kahveyle ilgili aşağıdakilerden hangisi- ne değinilmemiştir? LA) İlk ortaya çıkışıyla ilgili farklı görüşlere B) Türk kültürüyle özdeşleşmesinin nedenlerine C) İçecek dışında farklı amaçlar için kullanıldığına D) Avrupa'da yaygınlaşma sürecine E) İstanbul'da ilk kez ne zaman kullanıldığına iza dü ob P

ailçimihay sixlihid olvidedea mo ay obaignis almão Jubusunox söz 3 aimasblios Ipiletin kitarist 6. "Ona o kadar çok bağlanmıştı ki sürekli onunla ilgileni- yordu. --- Bu cümleden sonra anlamı pekiştirmek için aşağı- daki cümlelerden hangisi getirilmelidir? 33 A) Bizi hiç sevmiyordu. B) Gözü ondan başkasını görmüyordu. C) Onun ihtiyaçlarını karşılıyordu. Ona kalbini açmıştı tüm içtenliğiyle. E) Çevresindekilerle ilgilenmiyordu. idig emensb ey 1568 (11) bisy hey -Idebe silidip urudio ile alla con in -19h101 Idabe -maiqal nhilą he hid st vakit bulursam vanına bir uše YAYIN