Anlatım Biçimleri Soruları

3. Alain güzel sanatların taklitle geliştiğini söyler. "Sanatın iyi- si her çağda en iyi biçimlerin taklidinden doğar." der. Buna karşılık Gourment "Sanatın gerilediği çağlar, taklit çağları- dır." demektedir. İlk bakışta karşıt görünen bu iki düşünce kolayca uzlaştırılabilir. Alain'in söz ettiği taklit, yaratıcı bir taklittir. Shakespeare de taklit ederdi, piyesleri zamanının piyesleri gibidir. Hamlet'ten önce başka Hamletler vardı. Yalnız büyük sanatçı taklit ederken eserine kendi damga- sını vurur. Hâlbuki Gourment örnek tuttuğu eserle yetinen ve onu aşmaya çalışmayan sanatçıyı ele alıyor; taklidin bu çeşidini yeriyor. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- tur? A) Tartışma C) Karşılaştırma E) Örnekleme B) Alıntılama D) Tanımlama

sinal y yüzey da kay düzeye ünyada di. mangisi dikar yük- aklik hilinde 2019 9. Yazar; tanık olduğu olayları, gördüğü ve çoğu kez hikâyelerine ortak olduğu insanları, bir kameradan aktarıyor sanki okuyucuya. Edebiyat yapma kaygı- sına hiç mi hiç düşmüyor. Sözü eğip bükme, cüm- leleri uzatma, süsleme yoluna gitmiyor. Ama bun- lar hikâyelerinin anlatımının özensiz, dilinin savruk olduğu anlamına gelmiyor. Aksine süzülmüş, özlü bir dil kurmuş yazar kendine. Abartıdan uzak, do- ğal bir anlatım; duru, akıcı ve sıcak. Bu dilin içinde Anadolu'da yüzyıllarca yaşamış sözlü hikâye gele- neğinin ögeleri var. Bu parçadan yazarla ilgili aşağıdakilerden han- gisine ulaşılamaz? Yoğun bir dil ve anlatıma sahip olduğuna B) Eserlerinde yaşadıklarını ele aldığında CYSade bir dille hikâyelerini kaleme aldığına D) Eserlerinde gereksiz sözcüklere yer vermedi- ğine E) Hikâyelerinde Anadolu insanının yaşantısını ele aldığına 625 10. H y O d Y C C

mca ilerin fik ro- erinde de ironi sefesini lığın ve rin bas- yanı de- beğene- mlemeler, sit bir ça- 4. Gümüşten sonra en iyi ikinci elektrik iletkeni olan ve çok kolay şekil alan bakır, Orta Doğu'da MÖ 600'lere ait olan bir bakır parçası sayesinde şu ana kadar çıkarılmış en eski metal obje olma özelliğini koruyor. Bu cümleden kesin olarak aşağıdaki yargı- lardan hangisi çıkarılamaz? ilk metal obje Orta Doğu'da bulunmuştur. Bakırdan daha önce çıkarılmış metal bulun- mamaktadır. Gümüş, elektriği en iyi ileten metaldir. MÖ 600'den öncesine ait metal eşya bulu- namamıştır. E) Bakır kadar kolay şekil alan başka metal bu- lunmamaktadır. 11. SINIF ULTİ DE 6000123462164

ve dönüşümü konumdadır. ve ge- özellikler özlemlenebilir. göz ardı edile- ki vardır. sanat eserinin 2017-YGS) saç rengi gibi angi bir trav N a riskine, sa- enlerimizde da kimimiz L en kimimiz A ada dikkat R li olan şe midir. Yani lerimizde hangi bir an göre- bir olay, klediği- aklaştı- kilerin mlerin aya- ir. kler. cek in 77 A Y A 6. 1 . duygul A) Yalnız ! Sve B) E) II ve I ama hayat hikâyesinin bizi daha çok ilgilen- Andy Weir aslında bir bilgisayar programcisi diren yanı, çocukluğundan beri bilim kurgu edebiyatına tutkun olması. Yazıp çizmeye de genç yaşlarda başlıyor. Tamamladığı ilk roman taslağı yayınevinden ret cevabı alınca bu kitabı kendi sitesinde yayımlıyor. Sonrası tam bir başarı hikâyesi. Büyük ilgiyle karşıla- nan kitaba yayınevlerinden teklifler yağıyor. Okurlar tarafından 2014'ün en iyi bilim kurgu romanı seçilen kitap, bol övgü ve birçok ödül alıyor. En nihayetinde, romanın yayın hakları da satın alınıyor ve sinemaya uyarlanıp dün- yanın birçok ülkesinde gösterime giriyor. Bu parçada Andy Weir ile ilgili olarak aşa- gıdakilerden hangisine değinilmemiştir? A Esas mesleği dışında başka bir işle meş- gul olduğuna B) ilk yazma denemelerine erken yaşlarda başladığına (2017-YGS) I Karşılaştığı sorunu aşmak için bir çözüm geliştirdiğine Okumaktan hoşlandığı türde başarılı bir yazar olduğuna Eserini sinema izleyicisini düşünerek ka- Neme aldığına (2017-YGS)

lay ar da ee -. 37. - 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Yapay zekâ alanındaki yeni gelişmeler, ünlü bilim kurgu yazarı Isaac Asimov'un eserlerinde geçen üç robot yasasını tekrar gündeme getirdi: "Bir robot, bir insana zarar veremez veya onun zarar görmesine seyirci kalamaz. Bir robot, birinci kuralla çelişmediği sürece bir insanın emirlerine uymak zorundadır. Bir robot, birinci ve ikinci kuralla çelişmediği sürece kendi varlığını korumakla mükelleftir." Ancak makinaların gelişerek başlarına buyruk hareket etmesi, kuralları ihlal edip insanlarla, bilim kurgu filmlerinde olduğu gibi, savaşa girmesi uzak bir ihtimal olarak durmuyor. Yapay zekâ üzerine araştırma yapan kişiler, robotların istenmeyen davranışlar sergilediğinde durdurulmasını sağlayan bir "kırmızı düğme" oluşturmaktan söz ediyor. Fakat robotların uzun vadede öğrendikleri sayesinde bu düğmenin kendi çıkarına olmadığını anlayıp bunu devre dışı bırakma olasılığını göz önüne almıyorlar. 37. Bu parçada söz edilen Asimov yasalarına göre bir robot; 1. Birisinin hayatına son vermesi istenirse bu emri yerine getirir. II. Kendisinin yok olacağını fark ettiği durumda insanlara zarar verebilir. işlemlerinden hangilerini yerine getirir? A) Yalnız I B) Yalnız II III. Başkaları tarafından kötü muamele gören kişilere yardım eder. D) I ve II Yalnız III Yaln 20 EX II ve III 38

ve nra "ine kü- ya an ■. a 1. Paragrafin Yorumu YGS SORULARI "Kalbim Unut Bu Sür" diye yazarken bile "Kalbim Unutma Bu Siri" diyen bir ses du- yulur sözcüklerin arasından. Neşet Ertaşin "Kalpten kalbe bir yol vardır, görünmez." de- diği gibi... Ahmet Telli, kalbiyle yazar, kalbe yazar ve yazdıkları kalbe ulaşır. Gönül adamı dedikleri türden bir genişlik değildir bu. Tüm yaşadıklarına ve acılara rağmen hüzünle gü- lümseyen bir şiirin, düşünceyi ihmal etmeden genişlemesi, soluk almasıdır, sözünü ettiğim. Bu, olsa olsa Telli'nin kalp coğrafyasının bü- yüklüğü ve enginliğinden kaynaklanır. Bu parçada Ahmet Telli'yle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine değinilmiştir? Duygu dünyasına B) Sözcük evrenine C)Yenilikçi tavrına Şiirinin kurgusuna Sanatsal tutumuna (2017-YGS) . Fotoğrafçının işi sürekli bir seçim yapmak- tadır. Seçtiği ya da seçmediğidir, başarısını belirleyen. Seçmek bir zorunluluktur onun icin Kadraja dahil ettikleri ve etmedikleri, çe-

31. UNESCO'nun isteği üzerine eğitimdeki eksiklikleri saptayan ünlü Fransız düşünür ve toplum bilimci Edgar Morin, eğitim- de en büyük eksikliğin, bilmenin eksikliğinin bilinmemesi olduğunu öne sürer. Hazır bilgilerin yüklendiği eğitim mode- linde insanların yanıldığını bile farkına varmasının çok zor olduğunu dile getirir. Bu parçada sözü edilen kişi eğitimle ilgili olarak; 1. I. Düşünmeden öğrenildiği, Bütünün görülemediği, III. Problemin çözülemediği sorunlarından hangilerini öncelemektedir? A) Yalnız I 8 D) I ve II B) Yalnız II C) Yalnız III E) II ve III qua id ely

Yanlış: VE EDEBİYATI SÜNCE II I de- eğil; kalı- ma- ika- yük- şii- aki- Adı-Soyadı: Doğru: la ok 0- -i- Boş: Sinifi: Puan: TEST 10 3. Şimdiki yazarlar, yeni sözcükler kullanmakla dilimize yeni- lik getirdiğini düşünmektedirler. Bu kalıplaşmış düşüncele- rinden dolayı farklı renkteki boyaları kullanmaktan geri dur- madılar yazılarında. Boyayı biraz kazıtınca da altında es- ki astar sırıtıverdi. Bu kadar kolay erişilmiş yenilik bazıları- nin işine yaramadı değil. Normal şartlarda yazarlık özelli- ğine sahip amayan birçok sözüm ona yazar kaleme sa- rılıp bazı düşüncelerini söylemekten kaçınmadı. A) Herkesin kendini yazar olarak görmesi B) Öz Türkçe sözcüklerin azalması C) Yalın bir dilin kullanılmaması D) Sanatlı, süslü anlatımın benimsenmesi E) Yazarlar arasında rekabetin doğması Bu parçada yazarın asıl eleştirdiği durum aşağıdakiler- den hangisidir? ? 4. Bilimsel yöntemin ilk adımı, gözlem yapmak ve yapılan gözleme dayanarak problemi ortaya koymaktır. İnsanlık tarihi boyunca Newton'dan önce ağaçtan düşen elmaları başkaları da görmüştür mutlaka. Ama sadece Newton bu gözlemden yer çekimi kanununu formüle edebilmiş. Bu du- in bir sonuca varacak gözlem yapabilmenin bir ön ko- umo

23. Bu sanatçımızın içe dönük kişiliği eserlerine de yan- sımıştır. Kapalı ve kilitli bir şiir diline sahiptir. Bu dil anlayışıyla labirent izlekli alegorik dizeler yazmıştır. Onun şiirleriyle birlikte çok yüzlü ve zengin bir dün- yanın eşiğinden içeriye gireriz. Şiirlerine lirik niteliği- ni kaybettirmeden evrensel nitelikli düşünsel unsur- ları da ekler. Ancak şiiri zaman içerisinde aşağıdan yukarıya bir gelişme seyri değil, yukarıdan aşağıya bir düşüş seyri takip etmiştir. Modernleşmenin getir- diği yabancılaşmaya başkaldıran şair, kendi iç dün- yasına yönelmeyi şiirin amacı olarak görmüştür. Bu parçada sözü edilen sanatçı ve şiirleriyle ilgi- li olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Şiirlerine temel olarak bireyin iç dünyasındaki ça- tışmaları almıştır. B) Şiirlerinin anlaşılması çaba gerektirmektedir. C) Sembollere dayalı bir anlatım yolu benimsemiştir. D Şiirlerinde didaktik ve lirik ögelere yer vermiştir. E) Yakaladığı yazınsal başarı düzeyini koruyamamıştır.

TYT - TÜRKÇE TESTİ 13. Okumak, bir disiplin işidir. Ancak bu disiplin, birden tüketmek anlamına da gelmez. Televizyon müptelâsının gecede üç dört film izlemesi neyse okurun her gün bir kitap okuması da aynı şeydir. Yığınla kitap okumak tak- dire şayan bir şey değildir bence. Okumak, kitap üzerine düşünmek ve bilgilerini yeniden yapılandırmak önemlidir. Okumak, emek ister; sabır ister, özümsemek ve içselleş- tirmek ister. Bu yüzden "Ne bulursanız hemen okuyun." diyenlerden değilim. Bu parçanın yazarının aşağıdakilerden hangisini söy- lemesi beklenir? Belli günler ve saatler dışında okumak fayda sağla- maz, okumanın da bir yeri ve zamanı olmalıdır. B) Bilgiye aç bireyler kendine sınır koymamalı, doyuma ulaşıncaya dek okumalıdır. DIG C) Zaman sorununu bir kenara bırakıp bahane bulmak yerine okumayı sürekli kılmak gerekir. Entelektüel bireyler zamanlarını hep okuyarak değer- lendirir. Gündelik yaşamımızda en uzun zamanı kitaplar alma- lıdır. 14. Hasan Ali Toptaş, bir anısını bizimle paylaştı: "Sekiz yaşındayken başımın arkasında bir yara nu BENİM HOCAM

bu bu niz 71- e- m Bu ut- ar 2. Anılarınızın olmadığı bir yerde yaşamak çekilmez olur. Ev- ler, caddeler, sokaklar anlayacağınız her yer size soğuk gelir. Bu yüzden yeni bir eve taşınmak insanlara çok itici gelir. Evinizin duvarlarına sinmiş o acı tatlı hatıralar yoktur artık. Alışkın olduğunuz sıcacık sokağınıza benzemez yeni sokağınız. Duyduğunuz sesler bile yabancı gelir size. Bu yüzden yeni evinizi benimsemeniz için anı biriktirmeye ihti- yacınız vardır. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yok- tur? A) İkilemeye yer verme B) Birden çok duyuya seslenme e) Mecaz anlamlı sözcüklere başvurma D) Sayıp dökmelerden yararlanma E) Birinci kişili anlatım benimseme libelösa Vi düne bir b esk rekt kıya Tar atl "sa tas at N bu Ü: Ç y E

22. Onurun çok sayıda çeşidi, insanın başkalarıyla girebileceği çeşitli ilişkilerden ve başkalarının bu insana güvendikleri alanlar- dan yani onun hakkında belirli bir iyi görüşe sahip olmalarından kaynaklanır. Bu ilişkiler esas olarak mülkiyet ilişkileridir, sonra da üstlenme ilişkileridir. Bunlara karşılık düşenter ise her birinin kendi alt türleri olmak üzere burjuva onuru ve makam onurudur. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? Koşul öne sürülmüştür. Beden-sonuç ilişkisi kurulmuştur. Cyll. kişili anlatıma başvurulmuştur. D) Ömeklemeden yararlanılmıştır. E Okuyucuyu aydınlatma amaçlanmıştır.

TYT/TÜRKÇE 21. Rilke, şöyle der: "Biz, görünmeyenin arılarıyız. Görünenin balı- ni, devşiririz; onu görünmeyenin altın kovanına toplamak için." Rilke'nin biz dediği şairler elbette. Bu eğretilemeyle Rilke, nere- deyse bir gizemciliğin, görünenden görünmeyene ulaşanın altını çiziyor. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Mecazlı söyleyiş B) Benzetme Canik gösterme D) Soyut kavramları somutlaştırma Niteleme 23

r. 4. 5. Aşağıdakilerin hangisinde edebî metinler bir arada verilmiştir? A) Şiir, hikâye, roman, destan, tiyatro, masal B) Şiir, makale, roman, masal, fabl, ani C) Günlük, anı, şiir, masal, roman, hikâye D) Deneme, mektup, günlük, şiir, roman, hikâye E) Fabl, destan, tiyatro, deneme, ani, masal Edebî metin; diğer sanat eserleri gibi yaşanılan, düşünülen, tasarlanan eserin ortaya konulduğu dö- nemin zihniyeti, zevki ve anlayışından hareketle yo- rumlayıp dönüştürerek insana ait bir özelliği somut biçimde ifade eder. Yani edebî metin yaşanmış bir olay veya durumdan hareketle daha kapsayıcı ve kuşatıcı bir yaşanabilirlik kurar. Bu parçada edebî metinlerin ilişkili olduğu hangi kavram üzerinde durulmuştur? A) Dil B) Sanat D) İletişim C) Estetik E) Gerçeklik

Li 6. I. Yeterince anlamadığımız bir şiiri, anlamını kavrayamadığımız bir şiiri, kötü bir şiir diye geçmemeliyiz. II. Güzel sanatları bitiren herkes nasıl büyük ressam, büyük heykeltıraş olamıyorsa şiir eğitiminden geçenlerin de büyük şair olacağı söylenemez. III. Şiir, neden öğretilmesin, sorusunun cevabı, aslında öğretile- bilenin şiir değil sadece şiirin kuralları olduğudur. IV. Yazıdan önce de var olan ve yazıdan sonra da varlığını sözlü olarak sürdürmeye devam eden şiir hiçbir şekilde öğretilen bir şey değildir. V. Şiirde öğretilebilen şeyleri asla yabana atmamak gerekir; örneğin iyi bir dizeyi kötü bir dizeden ayırt edebilmek ya da ahenk unsurlarını bilmek. Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır? A ve lit ON ve V Ⓒ/hizyayinlari B) ve IV ELV ve V /hizyayinlari Cve IV

Deneme 10 24. (1) Türkler bugüne kadar çeşitli alfabeler kullanmışlardır. (II) Bunlar, geçmişten günümüze sırası ile Göktürk, Uygur, Arap ve Latin alfabeleridir. (III) Türkler, Islamiyet'i kabul ettikten sonra 10. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar Arap alfabesini kullanmışlardır. (IV) Birçok ilim eseri Arapça yazıldığı için Arapça, bilim lisanı olmuş ve yazılar bu dilde kaleme alınmıştır. (V) Devletin alfabesi önceleri Uygur yazısıyken daha sonraki dönemlerde yazışma dili Arapça olmuştur. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede, Türklerin tarihsel süreç içinde birden fazla alfabe kullandığına değinilmiştir. B) II. cümlede, Türklerin yararlandığı alfabelerin neler olduğu kronolojik sırayla söylenmiştir. C) III. cümlede, benimsenen dinin etkisiyle Türklerin hangi alfabeyi tercih ettiği dile getirilmiştir. D) IV. cümlede, çok sayıda bilimsel yapıtın Arapça yazılmasından ötürü bu dilin ilim dili olduğundan söz edilmiştir. E) V. cümlede, kendinden önceki yargı, örnekle somut- laştırılmıştır. YAYIN DENİZİ PRO