Anlatım Biçimleri Soruları

TYT / TÜRKÇE 23. Benim de bir e-kitap okuyucu tabletim var ama ben onu çok uzun zamandır görmüyorum bile. Evde bir yerlerde. Benim işim, kitap okumak. Her yerde, her zaman kitap okuyorum. Bazen bilgisayardan PDF formatında da kitap okuyorum. Ancak evdeki kitap okuma tabletim nerede, bilmiyorum, kul- lanmıyorum. Oysa yaklaşık yedi sekiz yıl önce, kültür sanat gazeteciliğinde arada sırada alevlenen bir konuydu bu: Artık her şeyi tabletlerden okuyacağız, kitap ölüyor korkusu... Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden han- gisidir? A) Kitap okuma biçimlerinin son yıllarda çok fazla değiştiği Teknolojik gelişmelerin gerçek okurun okuma eylemini etkilemeyeceği C) Teknolojik gelişmelerin okuma alışkanlıkları üzerine bir etkisinin bulunmadığı D) Dijital olanakların, kitap okuma alışkanlıklarını olumsuz yönde etkilediği Dijital kitap okuma olanaklarının çok eskiden beri tar- tışma konusu olduğu 25.

çay meşgul 30. Müşkülpesentlere (zor beğenen) bile sevdirecek tatlar barındırır Rize mutfağı. Hele söz konusu ise hikâyesi, tadı, emeği, kokusu uzun sürer eder sizi, sonra da yudum yudum içirir kendisini. Önce çay tanelerinin yüzdüğü bu çayı yadırga- mamak gerekir kuşkusuz. Aylardan mayıs ya da haziran ise çay hasadı yanı başınızdadır. Eylül, ekim aylarına kadar çay hasadı aralıklarla sürer ancak ilk zamanki kadar yoğun değildir. Kentin dik yamaçlarındaki çay bahçelerinde makaslı, sepetli Rizeliler ile tatlı sohbetler eşliğinde çay toplamak, kente yayılan o çay kokusunu daha anlamlı hâle getirir. Üretim sürecini izlemek isterseniz çay işle- me fabrikalarından bazıları kapılarını ziyaretçilere açıyor. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi kesin olarak çıkarılabilir? A) Rize mutfağını sevmeyecek kimse yoktur. B) Çay hasadı dört beş ayı kapsayan uzun bir sü- reçtir. C) Çay hasadının en yoğun olduğu ay haziran ayı- dır. 31. D) Cay bitkisi, en fazla Rize'de yetişmektedir. E) Çayın üretim sürecini izlemek isteyenler Rize'de istedikleri fabrikaya gidebilirler.

27. 1. Özellikle kullandığımız aksesuarlar bu açıdan bizler için u büyük bir önem kazandı. II. Durum böyle olunca bize iyi gelen, şifa veren nesneler ve benzer şeyler bizler için büyük önem taşımaya baş- ladı. III. Bunun sonucu olarak da bileklik, yüzük, kolye gibi akse- suarları alanlar çoğaldı. IV. Son dönemlerde sahip olduğumuz her şeyi içimizde bulunan enerji ile kontrol edebildiğimizin bilincine var- dik. V. Bu durum yaygınlaşmaya başladığında doğal ve şifalı taşlar ile üretilmiş aksesuarların satışı da hâliyle artış gösterdi. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçün- cü olur? A) I B) II C) III D) IV E) V

19. Yeniye bakalım, yeniyle yol alalım, onu kuşanalım, onunla yükselip yücelelim. Ama önce dilini bularak... Ona bürü- nerek, onun erdemi kadar günlük yaşama şevki yanında güzelliğini de kuşanarak... Hayatsız bir söylem, yeniliğin cevheri olamaz. Dil, nihayet bir yüksek düşünme ve sanat eylemidir. Bu yüzden insan ve toplum olmanın ana kay- nağıdır. Bugün klasik sayıp da bağrımıza bastığımız nice yeni dili, geçmişte olduğu gibi bir gecikme ve yok sayma ambarına kapatmayalım. Yeni, yaşıyorsa vardır. Bu parçaya göre sanatta yeni olmanın en önemli koşu- lu aşağıdakilerden hangisidir? A) Yaşama şevki vermesi B) Geleceği aydınlatması C) Güncel olması DY Estetik yönden etkilemesi E) Çağını her yönüyle yansıtması

6. Hoca Ahmet Yesevi, Gazi ve Budapeşte Üniversi- teleri başta olmak üzere çeşitli kurumlarda Türko- loji dersleri verdi. İnceleme, araştırma, deneme ça- lışmaları, öyküleri ve gezi yazıları dergi ve gazete- lerde yayımlandı. Son zamanlarda birkaç gazete- de ülkemiz dışında yaşayan Türki toplumların ede- biyatları hakkında yazılar yazıyor. Gerek bilim ala- de ninda gerekse öykü, roman, şiir ve eleştiri türlerin- de kalburüstü kitapları olan bu kültür adamımız, ül- che kemizde birçok kuruluş tarafından ödüllendirildi. fir Bu parçada sözü edilen kültür adamı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Yurtdışında çeşitli ödüller aldığı B) Çeşitli konularda araştırma ve incelemeler yap- tığı C) Yurtiçinde ve yurtdışında edebiyat dersleri ver- diği D) Bilim ve edebiyat alanında nitelikli yapıtlar ver- loridi ndiği feignen sbmgibreta ebriigid E) Gazetelerde yurt ve dünya gündemine ilişkin yazılar yazdığı V1B 11 (9 52 MPO SERISI 8.

e e e e 5. LET QR Çözümler Son yıllarda yayınevlerinin artması, çeviri kitap sa- yısındaki artışı da beraberinde getirdi. Yurt dışında çıkan hemen her kitap hiç gecikmeden bizde de yayımlanmaya başlandı. Buna sözüm yok fakat bir kitabı çabuk satışa sunabilmek için, yetkin dahi olsalar, iki çevirmene bölüştürüp yayımlanması hiç ama hiç benimsemediğim bir yöntem. Bu parçadaki gibi konuşan birinin, yayınevleri- nin söz konusu tutumunu benimsememesinin gerekçesi aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) Her çevirmenin yabancı dile aynı oranda hâkim olamayabileceğini düşünmesi B) Çeviri kitap yerine yerli kitaplara önem veril- mesi gerektiğine inanması C) Yayınevi sayısının gereğinden fazla olduğunu in ne düşünmesi D) STEFF Çevirmen yerine yazarların çeviri yapmasını istemesi E) Her çevirmenin farklı bir üslubu olabileceğini düşünmesi Güdülenme; bir amaca ulaşmak, bir varlığı, bir hazzı elde etmek için eylemde bulunmaya istekli hâle gelmiş olmaktır. Güdülenme iki şekilde olur: Birincisi, kişinin içinden gelen etkilerle ortaya çıkan içsel güdülenmedir İcsel güdülopmodo birey kendi

27. Romanın kahramanı ne geçmişin değerlerine ne soylulara ne yaşlılara saygı duyar. İnandıklarını her ortamda açıkça dile getirmekten çekinmeyen bu genç, günlerini bilimsel deneylerle geçirmektedir. Her ne kadar yakınındakilere farklı, güçlü bir kişi olduğu izlenimi verse de mutluluğu bir türlü bulamaz. Nihayetinde çareyi evine dönüp bir köy hekimi olan babasına yardım etmekte bulur ama bir süre sonra bulaşıcı bir hastalığın pençesine düşer. Topluma duyduğu öfke bir kat daha artar, bu öfke içinde bir başına kalır. Bu parçada sözü edilen kişiyle ilgili aşağıdakilerden hangisine varılamaz? A) Toplumla barışık olmadığına B) Yaşadığı problemlerin sosyal ilişkilerini etkilediğine Çağın değerlerini geçmişin değerlerinden üstün bulduğuna D) Düşüncelerini ifade etme konusunda cesaretli olduğuna Görünüşünün iç dünyasına ayna tutmadığına

36. Bu parçadan hareketle çocukla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir? A) Bir plan dahilinde yetiştirilmeyi benimsediği B) Aile dışındaki ortamlarda kontrolü eline aldığı Sözünü geçirmek için anneyle mücadele ettiği D) Bulunduğu çevreden etkilenmediği E) Masumiyetiyle insanları kandırdığı

10. (1) Albert Einstein'dan sonra dünyanın en önemli fizikçisi olarak görülen Stephen Hawking, Oxford'da fizik, Camb- ridge'te evrenbilimi eğitimi aldı. (II) Kuantum fiziği ve kara delikler ile ilgili araştırmalar yapan Hawking, 21 yaşında si- nir sistemini felç eden ALS hastalığına yakalandı. (III) Haw- king, hayatının büyük bölümünü tekerlekli sandalyeye bağ- li olarak geçirdi ve kendisi için hazırlanan özel bir bilgisa- yar ile iletişim kurabiliyordu. (IV) Cambridge Üniversitesi- ne 1962'de giren Stephen Hawking, Genişleyen Evrenlerin Özellikleri başlıklı doktora tezini 1966'da 24 yaşına geldiğin- de yazmıştı. (V) Ekim 2017'de internet ortamında kamuya açılan Hawking'in doktora tezi milyonlarca kişiye ulaştı. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisi yanlıştır? A) 1.de, üstünlük belirteci kullanılmıştır. B) II.de, belirtisiz ad takımlarına yer verilmiştir. C) III.de, kurallı birleşik eylem vardır. D) IV.de, farklı türde fiilimsiler bulunmaktadır. E) V.de, bağlaç ve ilgeç kullanılmıştır.

(1) İnsanlar kasların yağa dönüşmesinden sıkça bahsederler oysa bunun olasılığı saçın dişe dönüşmesi olasılığı kadardır. (II) Kullanılmayan bir kas zamanla yağa dönüşmez erir. (III) Kolu ya da bacağı kırılan biri bunu en iyi biçimde mutla- ka gözlemlemiştir. (IV) Alçı çıkarıldıktan sonra bacağımız ya da kolumuz eskisinden daha ufak, ince görünür çünkü kul- lanılamayan kaslar bozulmuş, erimeye başlamıştır. (V) Eğer iddia edildiği gibi kaslar yağa dönüşseydi kullanılmayan uzu- vlarımız eskisinden daha büyük görünürdü. SORD AŞAGIDA 6. Bu parçada kaslarla ilgili olarak; NOUVINITY I. Kasların yağa dönüşmesinin söylentiden ibaret olduğuna H.Bir kemiği kırılan insanlarda kasların yağa dönüştüğüne III. Kaslarda dönüşümden çok èrimenin gerçekleştiğine ifadelerinden hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız I B) Yalnız II I ve III Yalnız III Et ve III

TYT/ TÜRKÇE 23. Benim de bir e-kitap okuyucu tabletim var ama ben onu çok uzun zamandır görmüyorum bile. Evde bir yerlerde. Benim işim, kitap okumak. Her yerde, her zaman kitap okuyorum. Bazen bilgisayardan PDF formatında da kitap okuyorum. Ancak evdeki kitap okuma tabletim nerede, bilmiyorum, kul- lanmıyorum. Oysa yaklaşık yedi sekiz yıl önce. kültür sanat gazeteciliğinde arada sırada alevlenen bir konuydu bu: Artık her şeyi tabletlerden okuyacağız, kitap ölüyor korkusu... Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakilerden han- gisidir? A) Kitap okuma biçimlerinin son yıllarda çok fazla değiştiği Teknolojik gelişmelerin gerçek okurun okuma eylemini etkilemeyeceği C) Teknolojik gelişmelerin okuma alışkanlıkları üzerine bir etkisinin bulunmadığı D) Dijital olanakların, kitap okuma alışkanlıklarını olumsuz yönde etkilediği E) Dijital kitap okuma olanaklarının çok eskiden beri tar- tışma konusu olduğu

4. Amasya Genelgesi'nden sonra Erzurum'a geçen Mustafa Kemal, askerlik mesleğinden istifa edip sivil olarak Erzurum Kongresi'ne katıldı. Kongre başkanı seçilen Mustafa Kemal, alınan kararların ulusal nitelik taşımasında etkili oldu. Do- ğu illeri adına toplanan bu kongrede daha çok tüm yurdun geleceği ile ilgili kararlar alındı. Bu bilgi aşağıdakilerden hangisinin kanıtı olarak gös- terilebilir? A) Erzurum Kongresi'nin Mustafa Kemal tarafından plan- landığının B) Amasya Genelgesi'yle ulusal nitelikli bir kongrenin top- lanmasının sağlandığının C) Milli Mücadele'nin ana programının Erzurum'da topla- nan kongrede belirlendiğinin D) Erzurum Kongresi'nin bölgesel amaçlı olarak toplandı- ğının E) Erzurum Kongresi'nin tüm kararlarının ulusal nitelik ta şıdığının

35. Bütün "edebî" yeterliliğine rağmen bu kitabın gücü oradan gelmiyor ya da sadece oradan gelmiyor. Kendi sözel biri- kimlerine, sözcüklerine, cümlelerine, paragraflarına kadar hâkim kaç sanatçı vardır ki? Bu kitabı okurken sözcükle- rin ve cümlelerin bir geçmişi olduğunu hissediyor insan. Bu parçada kitap yazarının hangi yönü önemsenmiş- tir? A) Sözcükleri seçerken çok titiz davranması BÜslubunu etkili ve başarılı bir şekilde oluşturması CEserin edebî yönünü her şeyin üstünde tutması D) Eserini oluştururken anılarından faydalanması E) Eserinde yaşanmışlık hissini gözler önüne sermes

Türkçe 4. 1. Makinelerin bilinçlenmesi şimdilik sadece kurgu eserler- de yer alsa da birçok insan yaşadığımız yüzyılın sonuna kadar bunun gerçekleşeceğine inanıyor. II. Teknoloji geliştikçe ve makineler bize benzedikçe onların da bizimle aynı haklara sahip olabileceği fikrinin kabul edilmesi gerekebilir. Yukarıda verilen II numaralı cümleyle ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisi söylenebilir? AI. cümlenin açıklaması yapılmaktadır B) I. cümledeki olgunun gerçekleşme aşamaları ve olası sonucu aktarılmaktadır. C) I. cümledeki olgunun gerçekleşme amacı açıklanmak- tadır. D) I. cümlede verilen olgunun gerekçesi bildirilmektedir. E) I. cümlede ifade edilenlerin gerçekleşmesinin ancak bi- linçlenmiş makinelerin bizlerle aynı haklara sahip oldu- ğunda gerçekleşebileceği vurgulanmaktadır. MUBA YAYINLARI

düşüncenin akışıne 8. Özgürlük, her şeyden önce, farklı olmaktır gerek bi- çim gerekse içerik olarak yeni olmaktır. Bu da çok zor bir iştir. Öyle herkesin elinden gelmez ancak büyük sanat adamlarında görülebilen bir özelliktir. Oysa halk ozanı ustasından öğrendiğiyle, şuradan buradan duyduğuyla yetinir. Bunun içindir ki hemen hepsinde aynı içerik, aynı söyleyiş çıkar karşımıza. Özgürlük mü bu? D Doktrin Yayınları we Bu parçanın, düşüncenin akışına göre, aşağıda- kilerin hangisiyle tamamlanması gerekir? A) Özgünlüğü yalnız biçimde arayanlar, bana göre, büyük bir hata yapıyorlar. B) Şiirimizin Bat şiirini aratmayacak kadar güzel olduğunu söyleyenler, bence, yanılıyorlar. C) içtenliğin göz ardı edildiği bir şiirin özgün oldu- ğunu kimse söyleyemez. D) Özgünlüğü yalnız içerikte arayanlar, bana göre, büyük bir hata yapworlar. Halk şiirinde özgünlük olduğunu söyleyenler, bence özgürlüğün ne olduğunu bilmiyorlar. 10. 103

8. (1) Yeryüzünün üstüne serilmiş bir çarşafı andırıyor. du deniz. Masmaviydi; hem güzel hem de ürkütü- cü görünüyordu. Ara sıra göze çarpan yaka- mozlar, gökyüzünden serpiştirilen ışıltılı nesneleri andırıyordu. Yıllara inatla meydan okuyan ge- minin her tarafında irili ufaklı çizikler, delikler var- di. Bu haliyle, yüzen bir müzeye benziyordu gemi. (IV) Neden sonra denizin yüzeyinde hafiften bir yel dalgalanmaya yol açtı. Hafiften, belli belirsiz, sin- Gözcü can havliyle bağırdı: "Rüzgâr çıkı- yor, herkes görev başına!" Kimi yelkenleri germeye başladı, kimi halatları toplamaya (VI) Rüzgâr şid- detlenmiş, herkes neyi yakın bulmuşsa ona sarı- livermişti. Koca kalyon, ceviz kabuğu gibi sallan- maktaydı artık. si... Bu parçadaki numaralanmış bölümlerin han- gisinden sonra farklı bir anlatım biçimine ge- çilmiştir? A) II. B) III. IV. E) VI.