Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

23. Son yıllarda roman adına üç dört isim etrafında sö-
zün köpürtülüp durmasına şahit olduk. Bunlar olup
biterken sesiz sedasız bazı çalışmalar da yapılmıyor
değildi. Şemsettin Ünlü'nün Yukarışehir romanı, faz-
la gerilere gitmeyen, Türk roman tarihi içinde kendi-
ne bir yer bulabilecek, uzun ömürlü çalışmalardan
biri. Bu yeri sağlayacak özellikler üzerine birkaç söz
söylemek gerekirse şunlar denebilir: Yukarışehir,
roman sanatının gelişme çizgisi göz önüne alınırsa
teknik olarak bu yüzyılın romanı değildir. Klasik dö-
nem roman yapısını buluyoruz bu kitapta. Ancak,
aksatmadan kullanmış yazar bu tekniği. Ayrıca ya-
zar, Türk romancılarının çoğu zaman yaptığı gibi,
ideolojik peşin fikirler adına ucuza satmıyor anlatısı-
ni. Bu, yazarın bir bakış açısı yok anlamına gelmiyor
doğal olarak.
24. (1) E
şar
kal
Bu parçada Kukarışehir romanıyla ilgili aşağıda-
kilerden hangisi şöylenemez?
A) Modern roman çizgisinde olmadığ
B) Ideolojik fikirlere yer vermediği
O
Teknik olarak çağının roman anlayışına uygun
olduğu
D) Türk romanları arasına girebildiği
E) İleriki dönemlere de taşınacak kalıcı
olduğu
ça
m
bir çalana
bir çalışma
si
Palme Yayınevi
y
i
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
23. Son yıllarda roman adına üç dört isim etrafında sö- zün köpürtülüp durmasına şahit olduk. Bunlar olup biterken sesiz sedasız bazı çalışmalar da yapılmıyor değildi. Şemsettin Ünlü'nün Yukarışehir romanı, faz- la gerilere gitmeyen, Türk roman tarihi içinde kendi- ne bir yer bulabilecek, uzun ömürlü çalışmalardan biri. Bu yeri sağlayacak özellikler üzerine birkaç söz söylemek gerekirse şunlar denebilir: Yukarışehir, roman sanatının gelişme çizgisi göz önüne alınırsa teknik olarak bu yüzyılın romanı değildir. Klasik dö- nem roman yapısını buluyoruz bu kitapta. Ancak, aksatmadan kullanmış yazar bu tekniği. Ayrıca ya- zar, Türk romancılarının çoğu zaman yaptığı gibi, ideolojik peşin fikirler adına ucuza satmıyor anlatısı- ni. Bu, yazarın bir bakış açısı yok anlamına gelmiyor doğal olarak. 24. (1) E şar kal Bu parçada Kukarışehir romanıyla ilgili aşağıda- kilerden hangisi şöylenemez? A) Modern roman çizgisinde olmadığ B) Ideolojik fikirlere yer vermediği O Teknik olarak çağının roman anlayışına uygun olduğu D) Türk romanları arasına girebildiği E) İleriki dönemlere de taşınacak kalıcı olduğu ça m bir çalana bir çalışma si Palme Yayınevi y i
22. (1) Öykü, romanın bir alt türü olarak görüldü, görülü-
yor çünkü temelinde kurgu var. (II) Öykünün kurgu-
sal olması birçok kişiyi yanılttı, bu nedenle de öykü-
yü romanla ilişkilendirdiler. (III) Çünkü şiir gibi onun
da hacmi dardır, darlık nedeniyle imge her ikisinde
de yardıma koşar. (IV) Romanların sayfalar boyu be-
timlediklerini, şiir ve öykü bir imgede gösterebilir. (V)
İkisi de anlatacaklarını uzun uzadıya değil de yeteri
kadar sözle ifade eder.
Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisi-
ne, "Oysa başka bir söyleşimde de ifade ettiğim gibi
öykü şiire daha yakın bir tür." sözünün getirilmesi
uygun olur?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
22. (1) Öykü, romanın bir alt türü olarak görüldü, görülü- yor çünkü temelinde kurgu var. (II) Öykünün kurgu- sal olması birçok kişiyi yanılttı, bu nedenle de öykü- yü romanla ilişkilendirdiler. (III) Çünkü şiir gibi onun da hacmi dardır, darlık nedeniyle imge her ikisinde de yardıma koşar. (IV) Romanların sayfalar boyu be- timlediklerini, şiir ve öykü bir imgede gösterebilir. (V) İkisi de anlatacaklarını uzun uzadıya değil de yeteri kadar sözle ifade eder. Bu parçadaki numaralanmış yerlerden hangisi- ne, "Oysa başka bir söyleşimde de ifade ettiğim gibi öykü şiire daha yakın bir tür." sözünün getirilmesi uygun olur? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
21. Her zaman "Dili canlı tutan, geliştiren yazarlar-
dır, şairlerdir, sanatçılardır." deriz ama ne yazık ki
ne yazar ne sanatçı ne şair ne bilim insanı bu so-
runa yeterince eğilir. Batı'dan gelen kelimelere ilk
defa kucak açan bilim insanlarımız, köşe yazar-
larımız, radyo ve televizyonlarımız oluyor. Onları
ulu orta kullanmakta hiçbir sakınca görmüyorlar.
Üstelik-
Düşüncenin akışına göre bu parça, aşağıdakiler-
den hangisiyle tamamlanmalıdır?
Palme Ya
A) bu tutumun yanlış olduğunu biliyor ve bu yanlışı
düzeltmeye çalışıyorlar.
B) sözcükleri daha dikkatli kullanıp dilimize zarar
vermiyorlar.
C) Türk dili kaynaklı sözcükleri kullanmaya özen
gösterip yabancı kelimelere itibar etmiyorlar.
D) bu sayede dilimiz zenginleşiyor, gelişiyor ve bir
dünya dili olmakta adım adım ilerliyor.
O
E) bu duruma bir sorun olarak bakmıyor ve bunu
"globalleşme, Avrupa ile bütünleşme" olarak de-
ğerlendiriyorlar.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
21. Her zaman "Dili canlı tutan, geliştiren yazarlar- dır, şairlerdir, sanatçılardır." deriz ama ne yazık ki ne yazar ne sanatçı ne şair ne bilim insanı bu so- runa yeterince eğilir. Batı'dan gelen kelimelere ilk defa kucak açan bilim insanlarımız, köşe yazar- larımız, radyo ve televizyonlarımız oluyor. Onları ulu orta kullanmakta hiçbir sakınca görmüyorlar. Üstelik- Düşüncenin akışına göre bu parça, aşağıdakiler- den hangisiyle tamamlanmalıdır? Palme Ya A) bu tutumun yanlış olduğunu biliyor ve bu yanlışı düzeltmeye çalışıyorlar. B) sözcükleri daha dikkatli kullanıp dilimize zarar vermiyorlar. C) Türk dili kaynaklı sözcükleri kullanmaya özen gösterip yabancı kelimelere itibar etmiyorlar. D) bu sayede dilimiz zenginleşiyor, gelişiyor ve bir dünya dili olmakta adım adım ilerliyor. O E) bu duruma bir sorun olarak bakmıyor ve bunu "globalleşme, Avrupa ile bütünleşme" olarak de- ğerlendiriyorlar.
20. Kemikleri çıkmış bir çift yaşlı at, taşıdıkları yükün
ağırlığı altında titreyen bacaklarıyla başlarını üzgün
üzgün sallayarak, yorgun yüzlerinde pırıltısız bakan
gözlerini kırpıştırarak geçenlerdi sokaklardan. Atların
arkasından, yere çarparak, şiddetli bir gürültü çıka-
rarak sürüklenen uzun, ıslak kalaslar veya bir sürü
tahta uzanırdı. Yaşlı çift ise darmadağın bir kılıkta,
şapkasını ensesine indirmiş, ağır çizmelerini sürük-
leyerek, taşıdığı kütükleri andıran bir görüntüyle at-
larının dizginlerini çekiştirerek yanlarından yürüdü.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden
hangisi söylenemez?
Benzetmeye ve yinelemeye başvurulmuştur.
BY Betimleyici anlatıma ait unsurlar kullanılmıştır.
C) Olay üçüncü şahsın ağzından anlatılmıştır.
Öykülevier anlatımdan yararlanılmıştır.
E) Yalın bir anlatımla oluşturulmuştur.
2
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
20. Kemikleri çıkmış bir çift yaşlı at, taşıdıkları yükün ağırlığı altında titreyen bacaklarıyla başlarını üzgün üzgün sallayarak, yorgun yüzlerinde pırıltısız bakan gözlerini kırpıştırarak geçenlerdi sokaklardan. Atların arkasından, yere çarparak, şiddetli bir gürültü çıka- rarak sürüklenen uzun, ıslak kalaslar veya bir sürü tahta uzanırdı. Yaşlı çift ise darmadağın bir kılıkta, şapkasını ensesine indirmiş, ağır çizmelerini sürük- leyerek, taşıdığı kütükleri andıran bir görüntüyle at- larının dizginlerini çekiştirerek yanlarından yürüdü. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? Benzetmeye ve yinelemeye başvurulmuştur. BY Betimleyici anlatıma ait unsurlar kullanılmıştır. C) Olay üçüncü şahsın ağzından anlatılmıştır. Öykülevier anlatımdan yararlanılmıştır. E) Yalın bir anlatımla oluşturulmuştur. 2
IS
19. Insanoğlunun şehircilik anlayışı MÖ 7400 yılına ka-
dar uzanır. Dünyanın ilk şehri, ülkemiz toprakları
üzerinde yer alan Çatalhöyük'tür. MÖ 7400 yılından
günümüze insanoğlu şehircilik anlayışından hiç vaz-
geçmedi, aksine hep nasıl geliştireceğini düşündü.
Sanayi Devrimi'yle beraber modern şehircilik anla-
yışı baskın olmaya başladı. Bununla beraber, insan-
ların hayatlarını en iyi şekilde karşılayacak, aynı za-
manda da tarihî dokusu korunacak şehir inşalarına
başlandı. Dünyada geçmişini koruyarak geleceğini
inşa eden şehirlerin sayısı az. Biz de size kimile-
ri yepyeni inşa edilmiş, kimileri eskinin güzelliğini
koruyarak bugüne taşımış çeşitli şehirler derledik.
Dünyanın çeşitli kıtalarındaki bu şehirler, farklı özel-
likleriyle dikkat çekiyor.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi
yoktur?
ANeden- sonuç ilişkisi kurma
BY Saptamada bulunma
C) Nesnel bilgilere yer verme
DY Açıklayıcı anlatıma başvurma
E) Karşıt kavramlardan yararlanma
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
IS 19. Insanoğlunun şehircilik anlayışı MÖ 7400 yılına ka- dar uzanır. Dünyanın ilk şehri, ülkemiz toprakları üzerinde yer alan Çatalhöyük'tür. MÖ 7400 yılından günümüze insanoğlu şehircilik anlayışından hiç vaz- geçmedi, aksine hep nasıl geliştireceğini düşündü. Sanayi Devrimi'yle beraber modern şehircilik anla- yışı baskın olmaya başladı. Bununla beraber, insan- ların hayatlarını en iyi şekilde karşılayacak, aynı za- manda da tarihî dokusu korunacak şehir inşalarına başlandı. Dünyada geçmişini koruyarak geleceğini inşa eden şehirlerin sayısı az. Biz de size kimile- ri yepyeni inşa edilmiş, kimileri eskinin güzelliğini koruyarak bugüne taşımış çeşitli şehirler derledik. Dünyanın çeşitli kıtalarındaki bu şehirler, farklı özel- likleriyle dikkat çekiyor. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? ANeden- sonuç ilişkisi kurma BY Saptamada bulunma C) Nesnel bilgilere yer verme DY Açıklayıcı anlatıma başvurma E) Karşıt kavramlardan yararlanma
soru sormaktadır.
i ver-
Genel-
ya da
r. Bu
kul-
n ve
inde
eya
ani-
cük-
vre-
aki
imi
#
SORU Tipi-1
Artık çoğu şeyin arasında fark kalmadığından mı yoksa
farkları göreceğimizden emin olmadıklarından mı nedir, çok-
tandır dergilerde, benzer iki resim arasındaki yedi farkı bul-
mamızı istemiyor kimse bizden. Oysa biz, birbirinin aynı
görünen iki resme baktığımızda, "Aralarında bir fark, yok!"
deyip geçmez, farkları bulup çıkarır, neşeyle çıktığımız
basamakların bizi götürdüğü yerde bir cümlenin altını çizer-
dik: Benzerlikler yanıltır.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi var-
dır?
B) Örneklere yer verme
D) Koşul öne sürme
E) Soyut kavramları somutlaştırma
A) Açıklamaya başvurma
C) Alıntıdan yararlanma
2015/YGS
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
soru sormaktadır. i ver- Genel- ya da r. Bu kul- n ve inde eya ani- cük- vre- aki imi # SORU Tipi-1 Artık çoğu şeyin arasında fark kalmadığından mı yoksa farkları göreceğimizden emin olmadıklarından mı nedir, çok- tandır dergilerde, benzer iki resim arasındaki yedi farkı bul- mamızı istemiyor kimse bizden. Oysa biz, birbirinin aynı görünen iki resme baktığımızda, "Aralarında bir fark, yok!" deyip geçmez, farkları bulup çıkarır, neşeyle çıktığımız basamakların bizi götürdüğü yerde bir cümlenin altını çizer- dik: Benzerlikler yanıltır. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi var- dır? B) Örneklere yer verme D) Koşul öne sürme E) Soyut kavramları somutlaştırma A) Açıklamaya başvurma C) Alıntıdan yararlanma 2015/YGS
"Tanpınar'ın Saklı Dünyası, Arayışlar- Keşifler-Yorumlar"
başlığını taşıyan bu yapıt, on altı farklı araştırmacının
gözünden Tanpınar'ın sanatkârlığının aydınlatılmaya
çalışıldığı bir eser. Ön sözde, son yıllarda, Tanpınar üze-
rine söylenenlerin çokluğunun adeta bir "Tanpinaroloji"
oluşturmaya yetecek düzeyde olduğu dile getirilse de
yazarın, sağlığında söylediği "sükût suikasti"ne hâlâ
uğramaya devam ettiği, Türkiye'de farkına varılma-
ya başlansa da Batı'daki akademik çevrelerin hâlen
kendisinden habersiz olduğu vurgulanmaya çalışılıyor.
Bu parçada geçen "sükût suikastına uğramak" sözü
ile Ahmet Hamdi Tanpınar'la ilgili olarak anlatılmak
istenen aşağıdakilerden hangisidir?
A Eserlerinin yayımlanmasına engel olmak
B) Sanatçıyı, tek yönlü eleştirilerle yıpratmak
Eserlerine yönelik değerlendirmelerden kaçınmak
Ortaya koyduğu yapıtları küçümsemek
E) Sanatçıya yönelik üstünkörü değerlendirmelerde
bulunmak
LID
3.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
"Tanpınar'ın Saklı Dünyası, Arayışlar- Keşifler-Yorumlar" başlığını taşıyan bu yapıt, on altı farklı araştırmacının gözünden Tanpınar'ın sanatkârlığının aydınlatılmaya çalışıldığı bir eser. Ön sözde, son yıllarda, Tanpınar üze- rine söylenenlerin çokluğunun adeta bir "Tanpinaroloji" oluşturmaya yetecek düzeyde olduğu dile getirilse de yazarın, sağlığında söylediği "sükût suikasti"ne hâlâ uğramaya devam ettiği, Türkiye'de farkına varılma- ya başlansa da Batı'daki akademik çevrelerin hâlen kendisinden habersiz olduğu vurgulanmaya çalışılıyor. Bu parçada geçen "sükût suikastına uğramak" sözü ile Ahmet Hamdi Tanpınar'la ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A Eserlerinin yayımlanmasına engel olmak B) Sanatçıyı, tek yönlü eleştirilerle yıpratmak Eserlerine yönelik değerlendirmelerden kaçınmak Ortaya koyduğu yapıtları küçümsemek E) Sanatçıya yönelik üstünkörü değerlendirmelerde bulunmak LID 3.
9.
yoksulların çocukluk fotoğrafı az olur
hiç olmaz belki de avuntunun bez bebeği
misketler yuvarlanır yokuş aşağı
her şey masallar kadar yakınken gerçeğe
sabahları umuda yoran babalar
akşamları yarı bunak ve kambur
yokuşu sırtlanıp da gelirler eve
}
Bu dizeler ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi
söylenemez?
A) Şiirde ahenk unsurlarına yer verilmiştir.
B) İmgeli bir söyleyişten kaçınılmıştır.
C) Eleştirel bir yaklaşım sergilenmiştir.
D) Karşıtlardan yararlanılmıştır.
E) Öykülemeye yer verilmiştir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
9. yoksulların çocukluk fotoğrafı az olur hiç olmaz belki de avuntunun bez bebeği misketler yuvarlanır yokuş aşağı her şey masallar kadar yakınken gerçeğe sabahları umuda yoran babalar akşamları yarı bunak ve kambur yokuşu sırtlanıp da gelirler eve } Bu dizeler ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Şiirde ahenk unsurlarına yer verilmiştir. B) İmgeli bir söyleyişten kaçınılmıştır. C) Eleştirel bir yaklaşım sergilenmiştir. D) Karşıtlardan yararlanılmıştır. E) Öykülemeye yer verilmiştir.
38.
Yüksek gerilim hattı, direkler üstünden ovaya uzandı.
Dokunulmazlığını koruyarak, büyük kentlerin kapılarında
bölünüp kollara ayrılarak, caddelerde yeniden kollara ayrı-
larak, dış mahallelerde daha ince kollara ayrılarak, ayrılan
en ince kollardan birini Kadir Çiçek'in ot-sap tavanından
aşırtarak gitti; gücünün milyarda birinden çok daha azını
bir kez daha parçalara böldü ve böldüğü daha güçleri ce-
zaevlerinde durmadan çoğalan koğuşlara, o koğuşların
tepelerindeki en küçük ampüllere boşalttı. Çoğalan ko-
ğuşlarda ampuller, en uzak yıldızların ışıkları kadar ölü bir
ışıkla sabahlara dek yandı. Kadir Çiçek, koğuşta gözünü
bu soluk ışıktan hiç ayırmadı. Üşenmesiz, uzun baktı. Ay-
larca baktı: Işığı iyice tanıdı. Tanıyıp beynine akıttı; gerildi.
Her sabah daha yüksek gerildi.
Adalet Ağaoğlu'nun "Yüksek Gerilim" adlı hikâyesinden
alınan bu parçayla ilgili olarak,
I. Mekân ögesi, kişinin yaşadıklarıyla uyum içerisinde-
dir.
Edebiyatın temel ilkeleri gözetilerek estetik bir kaygı
ile kaleme alınmıştır.
III Teknolojik gelişmelerin birey üzerindeki olumsuz etki-
si vurgulanmıştır.
IV. Anlatımda iç konuşma tekniğinden yararlanılarak bi-
rey psikolojisi yansıtılmıştır.
II.
yargılarından hangilerine ulaşılabilir?
Yalnız I
B) Yalnız II
D) I, II ve III
Q
III ve IV
I ve IV
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
38. Yüksek gerilim hattı, direkler üstünden ovaya uzandı. Dokunulmazlığını koruyarak, büyük kentlerin kapılarında bölünüp kollara ayrılarak, caddelerde yeniden kollara ayrı- larak, dış mahallelerde daha ince kollara ayrılarak, ayrılan en ince kollardan birini Kadir Çiçek'in ot-sap tavanından aşırtarak gitti; gücünün milyarda birinden çok daha azını bir kez daha parçalara böldü ve böldüğü daha güçleri ce- zaevlerinde durmadan çoğalan koğuşlara, o koğuşların tepelerindeki en küçük ampüllere boşalttı. Çoğalan ko- ğuşlarda ampuller, en uzak yıldızların ışıkları kadar ölü bir ışıkla sabahlara dek yandı. Kadir Çiçek, koğuşta gözünü bu soluk ışıktan hiç ayırmadı. Üşenmesiz, uzun baktı. Ay- larca baktı: Işığı iyice tanıdı. Tanıyıp beynine akıttı; gerildi. Her sabah daha yüksek gerildi. Adalet Ağaoğlu'nun "Yüksek Gerilim" adlı hikâyesinden alınan bu parçayla ilgili olarak, I. Mekân ögesi, kişinin yaşadıklarıyla uyum içerisinde- dir. Edebiyatın temel ilkeleri gözetilerek estetik bir kaygı ile kaleme alınmıştır. III Teknolojik gelişmelerin birey üzerindeki olumsuz etki- si vurgulanmıştır. IV. Anlatımda iç konuşma tekniğinden yararlanılarak bi- rey psikolojisi yansıtılmıştır. II. yargılarından hangilerine ulaşılabilir? Yalnız I B) Yalnız II D) I, II ve III Q III ve IV I ve IV
D) I ve III
(E) I, II ve Ill
4. Edebiyatı, sanatı toplumun ihtiyaçlarından saymadık.
hep geri plana ittik. Edebiyatın ve sanatın insan ruhuna
katkısını görmedik; insanı daha naif, daha empatik,
daha hoşgörülü kıldığını kabul etmedik. Bir eğitimin
tornasından çıkmış gençleri, kabalıkları, duyarsızlıkları,
bencillikleri yüzünden eleştiriyoruz. ---, demişler,
bence eleştiriye hiç hakkımız yok.
Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki
atasözlerinden hangisi getirilmelidir?
+ A) Ne doğrarsan aşına, o çıkar kaşığına
B) El ile gelen düğün bayram
C) Üzüm üzüme baka baka kararır
D) Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü
E) Lafla peynir gemisi yürümez
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
D) I ve III (E) I, II ve Ill 4. Edebiyatı, sanatı toplumun ihtiyaçlarından saymadık. hep geri plana ittik. Edebiyatın ve sanatın insan ruhuna katkısını görmedik; insanı daha naif, daha empatik, daha hoşgörülü kıldığını kabul etmedik. Bir eğitimin tornasından çıkmış gençleri, kabalıkları, duyarsızlıkları, bencillikleri yüzünden eleştiriyoruz. ---, demişler, bence eleştiriye hiç hakkımız yok. Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki atasözlerinden hangisi getirilmelidir? + A) Ne doğrarsan aşına, o çıkar kaşığına B) El ile gelen düğün bayram C) Üzüm üzüme baka baka kararır D) Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü E) Lafla peynir gemisi yürümez
2018-ALES-İlkbahar/SÖZEL
10.
I. denizde, yukarıdan gelen ışığa
II. karışmasını sağlayarak
III. saçtığı ışık, hayvanı akvaryumda
IV. görünür kılıyor ancak
V. mürekkep balığının bir türünün
VI. ona bir görünmezlik perdesi oluşturuyor
Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir cümle
oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan
üçüncü olur?
A) I
B) II
-
C) III
D) IV
E) V
IVI VI
11. 1. Bir başka deyişle ergin olmayış hâli, aklını
başkasının kılavuzluğu ve yardımı olmaksızın
kullanma kararlılığını ve yürekliliğini
gösterememektir.
II. Nitekim Kant'a göre insanın kendi aklını kullanma
yetkisini başkasına devretmesi, bireyin kendisine
ve dolayısıyla topluma karşı işlediği en büyük
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2018-ALES-İlkbahar/SÖZEL 10. I. denizde, yukarıdan gelen ışığa II. karışmasını sağlayarak III. saçtığı ışık, hayvanı akvaryumda IV. görünür kılıyor ancak V. mürekkep balığının bir türünün VI. ona bir görünmezlik perdesi oluşturuyor Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) I B) II - C) III D) IV E) V IVI VI 11. 1. Bir başka deyişle ergin olmayış hâli, aklını başkasının kılavuzluğu ve yardımı olmaksızın kullanma kararlılığını ve yürekliliğini gösterememektir. II. Nitekim Kant'a göre insanın kendi aklını kullanma yetkisini başkasına devretmesi, bireyin kendisine ve dolayısıyla topluma karşı işlediği en büyük
8. Son yüzyılda matematik, fen ve teknoloji alanların
da yaşanan büyük gelişmeler, ülkelerin bu alanlara
yönelimini artırmış ve hazırladıkları eğitim politikala-
rinda fen ve matematik eğitimine daha fazla odak-
lanmalarına sebep olmuştur.
Bu cümleden kesin olarak çıkarabilecek yargı
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Pozitif bilimlerde en çok gelişme bu yüzyılda ger-
çekleşmiştir.
B) Gelişmiş ülkelerde eğitim ve teknolojiye her za-
man önem verilmiştir.
C) Yaşadığımız çağdan önce fen ve teknolojide her-
hangi bir gelişme meydana gelmemiştir.
D) Ülkeler her çağda en büyük yatırımıi fen ve mate-
matik bilimlerine ayırmıştır.
E) Dikkatlerin fen ve matematik eğitiminde yoğun-
laşması, bu alandaki ilerlemelerin bir sonucudur.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
8. Son yüzyılda matematik, fen ve teknoloji alanların da yaşanan büyük gelişmeler, ülkelerin bu alanlara yönelimini artırmış ve hazırladıkları eğitim politikala- rinda fen ve matematik eğitimine daha fazla odak- lanmalarına sebep olmuştur. Bu cümleden kesin olarak çıkarabilecek yargı aşağıdakilerden hangisidir? A) Pozitif bilimlerde en çok gelişme bu yüzyılda ger- çekleşmiştir. B) Gelişmiş ülkelerde eğitim ve teknolojiye her za- man önem verilmiştir. C) Yaşadığımız çağdan önce fen ve teknolojide her- hangi bir gelişme meydana gelmemiştir. D) Ülkeler her çağda en büyük yatırımıi fen ve mate- matik bilimlerine ayırmıştır. E) Dikkatlerin fen ve matematik eğitiminde yoğun- laşması, bu alandaki ilerlemelerin bir sonucudur.
min
mış
J-
7,
51
Ei
J
7. () Poetika, şimdiki manası ile şiir üzerine düşüncele-
rin ve kuramların hepsine denir. (II) Çünkü Aristo'nun
poetikasından günümüze kadar poetika terimi hep
farklı manalarda kullanılmıştır. (III) Birçok estetik
alanda poetika, Yunanca "poiein" fiilinden türetil-
miş, "yapmak, üretmek" manalarında kullanılmıştır.
(IV) Eskiden Fransızcada güzel duyguları ifade eden
bu kelime, birden fazla manada da kullanılmıştır. (M)
Bunun için poetika, günümüzde genel manasıyla şiir
sanatı olarak kullanılır.
"Poetika" sözcüğünün anlatıldığı bu parçadaki
numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıda verilen-
lerden hangisi(yanlıştır?
A) cümlede tanımı yapılmıştır.
B II. cümlede, zamanla değişik anlamlarda kullanıl-
dığı belirtilmiştir.
CIII. cümlede, kökeninden bahsedilmiştir.
D) IV. cümlede, tek bir anlamda kullanılmadığı söy-
lenmiştir.
E) V. cümlede sadece şiir alanında kullanıldığından
söz edilmiştir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
min mış J- 7, 51 Ei J 7. () Poetika, şimdiki manası ile şiir üzerine düşüncele- rin ve kuramların hepsine denir. (II) Çünkü Aristo'nun poetikasından günümüze kadar poetika terimi hep farklı manalarda kullanılmıştır. (III) Birçok estetik alanda poetika, Yunanca "poiein" fiilinden türetil- miş, "yapmak, üretmek" manalarında kullanılmıştır. (IV) Eskiden Fransızcada güzel duyguları ifade eden bu kelime, birden fazla manada da kullanılmıştır. (M) Bunun için poetika, günümüzde genel manasıyla şiir sanatı olarak kullanılır. "Poetika" sözcüğünün anlatıldığı bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili aşağıda verilen- lerden hangisi(yanlıştır? A) cümlede tanımı yapılmıştır. B II. cümlede, zamanla değişik anlamlarda kullanıl- dığı belirtilmiştir. CIII. cümlede, kökeninden bahsedilmiştir. D) IV. cümlede, tek bir anlamda kullanılmadığı söy- lenmiştir. E) V. cümlede sadece şiir alanında kullanıldığından söz edilmiştir.
6. Toplum olarak güzellik duygumuzun, estetik hazla-
rımızın pek çoğunu kaybettik Güzellikleri kaybede
kaybede çirkinlikleri normal karşılayan bir toplum
hâline geldik. Daha beteri, iki asırdan beri doğru
dürüst bir güzellik ortaya koymadığımızı söyleyince
eleştiriliyorum. Oysa estetikten yoksun inşa ettiğimiz
anıtlar, köprüler, çeşitli yapılar güzellik duygumuzu
yitirdiğimizi anlatmaya yetiyor. Tıpkı işitme engelli
birinin çevresindeki şamatayı duymaması gibi...
Bu parçada aşağıdakilerden hangisinin örneği
yoktur?
A) Benzetme
B) Öznel cümle
Koşul cümlesi
D) Aşamalı bir durum
E Karşıt anlamlı kavramlar
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
6. Toplum olarak güzellik duygumuzun, estetik hazla- rımızın pek çoğunu kaybettik Güzellikleri kaybede kaybede çirkinlikleri normal karşılayan bir toplum hâline geldik. Daha beteri, iki asırdan beri doğru dürüst bir güzellik ortaya koymadığımızı söyleyince eleştiriliyorum. Oysa estetikten yoksun inşa ettiğimiz anıtlar, köprüler, çeşitli yapılar güzellik duygumuzu yitirdiğimizi anlatmaya yetiyor. Tıpkı işitme engelli birinin çevresindeki şamatayı duymaması gibi... Bu parçada aşağıdakilerden hangisinin örneği yoktur? A) Benzetme B) Öznel cümle Koşul cümlesi D) Aşamalı bir durum E Karşıt anlamlı kavramlar
1.
Servetifünun, Tevfik Fikret'in eski öğrencişi Ahmet İhsan
Tokgöz'ün 1891'de çıkardığı bir dergidir. Adı "fenlerin
zenginliği" anlamına gelen bu dergi, bir bilim dergisiydi.
1895 yılında Muallim Naci taraftarlarının çıkardığı Malumat
dergisi ile Recaizâde Mahmut Ekrem arasında "Kafiye göz
için mi, kulak için mi?" tartışması başlar. Recaizâde, Malu-
IV
mat yazarlarına verdiği cevapları Servetifünun dergisinde
V
yayımlar. Recaizâde, bu tartışmadan sonra yeni edebiyat
taraftarı gençleri bu dergi çevresinde toplar ve Servetifü-
nun bir sanat ve edebiyat dergisi hâline gelir.
Bu parçadaki numaralanmış bölümlerin hangisinde
bilgi yanlışı vardır?
A) III
B) IV
C) I
D) V
E) II
LERİ YAYINLARI
3.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. Servetifünun, Tevfik Fikret'in eski öğrencişi Ahmet İhsan Tokgöz'ün 1891'de çıkardığı bir dergidir. Adı "fenlerin zenginliği" anlamına gelen bu dergi, bir bilim dergisiydi. 1895 yılında Muallim Naci taraftarlarının çıkardığı Malumat dergisi ile Recaizâde Mahmut Ekrem arasında "Kafiye göz için mi, kulak için mi?" tartışması başlar. Recaizâde, Malu- IV mat yazarlarına verdiği cevapları Servetifünun dergisinde V yayımlar. Recaizâde, bu tartışmadan sonra yeni edebiyat taraftarı gençleri bu dergi çevresinde toplar ve Servetifü- nun bir sanat ve edebiyat dergisi hâline gelir. Bu parçadaki numaralanmış bölümlerin hangisinde bilgi yanlışı vardır? A) III B) IV C) I D) V E) II LERİ YAYINLARI 3.
2. (1) 1990'larda Tokat'ta bir genç adam, şöyle diy
Tiyatrodan başka yapacak hiçbir şeyim yoktu." () B
tür konuşmalar, Istanbul'a yakışırmış da o genç adam
Kemal Atangür, bir ara yolunun düştüğü Tokat'la
lışlıkla ağzından kaçırmış sanki. (III) Taşrada yetişmi
sanata yatkın çocuklar, çoğunlukla büyük şehirlere yolla
nir, orada geniş olanaklardan yararlansın diye. (IV) Ama
Tokat'ta doğup büyüyen Atangür, ne Istanbul'a gönder
miş ne de kendisi gitmek istemiş. (V) O, sanatını have
sını suyunu iyi bildiği memleketinde yeşertmiş; bir tiyatr
fidanı dikmiş evinin önüne de şimdi meyvesini yiyor.
Bu parçadakı numaralanmış cümlelerle ilgili yapılan
değerlendirmelerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede doğrudan anlatımdan yararlanılmıştır.
B) II. cümlede bir yadırgama ve beklenmezlik söz konu-
sudur.
Los
III. cümlede bir genelleme ve amaç belirtilmiştir.
D) IV. cümlede bir amaç değişikliğinden söz edilmiştir.
E) V. cümlede düşünce somutlaştırılarak yansıtılmıştır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
2. (1) 1990'larda Tokat'ta bir genç adam, şöyle diy Tiyatrodan başka yapacak hiçbir şeyim yoktu." () B tür konuşmalar, Istanbul'a yakışırmış da o genç adam Kemal Atangür, bir ara yolunun düştüğü Tokat'la lışlıkla ağzından kaçırmış sanki. (III) Taşrada yetişmi sanata yatkın çocuklar, çoğunlukla büyük şehirlere yolla nir, orada geniş olanaklardan yararlansın diye. (IV) Ama Tokat'ta doğup büyüyen Atangür, ne Istanbul'a gönder miş ne de kendisi gitmek istemiş. (V) O, sanatını have sını suyunu iyi bildiği memleketinde yeşertmiş; bir tiyatr fidanı dikmiş evinin önüne de şimdi meyvesini yiyor. Bu parçadakı numaralanmış cümlelerle ilgili yapılan değerlendirmelerden hangisi yanlıştır? A) I. cümlede doğrudan anlatımdan yararlanılmıştır. B) II. cümlede bir yadırgama ve beklenmezlik söz konu- sudur. Los III. cümlede bir genelleme ve amaç belirtilmiştir. D) IV. cümlede bir amaç değişikliğinden söz edilmiştir. E) V. cümlede düşünce somutlaştırılarak yansıtılmıştır.