Anlatım Biçimleri Soruları

21. Zeyn'in upuzun bir yüzü vardı. Elmacık, çene ve yanak ke- mikleri belirgindi. Yuvarlak, açık bir alnı vardı. Gözleri kısık ve daima kızarıktı. Çökük göz çukurları âdeta yüzünde iki mağara gibiydi. Yüzünde kesinlikle tüy yoktu. Kaşları ve skirpikleri yoktu. Büluğ çağına ermiş ancak bıyık ve saka- teplı yoktu. Bu yüzünün altında uzun bir boynu vardı. Boynu, abi vücudunun geri kalan kısmına üçgen şeklinde sarkan güçlü nd omuzlarına oturuyordu. Kolları maymun kolları gibi uzundu. Elleri kaba, parmakları kıvrık olup uzun ve keskin tırnaklar ile sona eriyordu. Göğsü çukur, sırtı azıcık kambur, bacakları turna kuşunun bacakları gibi ince ve uzundu. Ayakları yay- vandı ve üzerlerinde eski yara izleri bulunuyordu. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A Olay içinde yaşatma hedeflenmiştir. B Gözlemci bakış açısından yararlanılmıştır. C) Sessel yinelemelerden yararlanılmıştır. sin D) İzlenim kazandırılmaya çalışılmıştır. E) Pekiştirmeye yer verilmiştir.

30. 1. Biri, senin Meşale edebiyatı hakkındaki makalen ki cidden üzerinde çalışılmıştı ve başarılıydı. II. Hepsini aynı alaka ile okuyup tenkit etmeye hâl ve mecal bulamıyorum. III. Şimdiye kadar çıkan üç nüshada kendimce kıymetli bulduğum üç yazı var. IV. Gazeteleri her cuma düzenli olarak alıyorum. V. Fakat ne olursa olsun bugün sana biraz daha ciddi yapılan işlerden bahsetmek isterim. Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan üçüncü olur? A) I B) II C) III D) IV E) 3

IS- uz e- 5r- di ri Ç 7 36 28. Ben neredeyse bir buçuk yıldır Kuzey Hindistan'ın ne- hir düzlüklerinde yürüyorum. Çevre yolundaki beton üst geçitlerden ağır ağır geçiyor, tren köprülerinin üzerinde dengemi sağlamaya çalışıyor ve dengesiz kanolarda ise sırt çantamın üzerine oturarak birbiri ardına gelen nehir- lerde yönümü buluyorum. Yüzlerce nehri var bu ülkenin. Hinduizm'e göre bunların her biri kutsal hatta birer ilah. Hindistan'ın geleceği bu nehirlerin alüvyonlu akıntılarında çalkalanıyor. Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Öyküleyici anlatımdan yararlanılmıştır. B) İzlenim kazandırma amaçlanmıştır. C) I. kişili anlatım kullanılmıştır. D) Karşılaştırmaya başvurulmuştur. E) Yerleşik bir kanı değiştirilmek istenmiştir. 3

TYT - Paragraf 20. Bazı sanatçılar, bir resmi mi anlatacaklar; doğanın tadı ve usta bir elin yaratışı olan renkler ve tonlar üzerinde durmazlar. Sadece kıymetli taşlar, yakut- lar, inciler, zümrütler gösterir, kısacası bir çeşit sa- nat armacılığı yaparlar. Bu türlü adamlar, sözcükler- le sarhoş olmuşlar. Beyinleri parlak fakat boş şey- lerle, verimsiz gölgelerle dolmuştur onların. Dağar- cıklarında kişileştirmeden, büyük harflerden, ışın de- nizlerinden, yüce görünüşlerden, parlayan yazıtlar- dan, şeffaf çizgilerden başka bir şey yoktur. Bu parçada asıl yakınılan aşağıdakilerden han- gisidir? A) Sanatçıların ünlü olmaktan başka bir şey düşün- memelerinden B) Gerçek sanatçıların değil, süs sanatçılarının de- ğer görmesinden Bazı sanatçıların gerçekler ve özgünlükten çok albeni yönüne takılmasından D) Sanatçıların açık anlama değil, kapalı anlama önem vermesinden 22. Yazıns gerek gıları duğu li bir E Bazılarının gerçekleri süslü, sanatlı sözlerle giz- lemelerinden YAYINLARI LİMİT 21. Knut Hamsun, bir inziva adamıydı. Gençliğinin çe- tin ekmek kavgalarıyla dolu geçmesi onu zamanla hayatın içinden yalnızlıklara attı fakat bu inzivasın- da çok yakından tanıdığı hayatı yazdı. Eserleri bu yüzden birer otobiyografisi gibidir. Sağlam bir göz- lem kabiliyetine, içine kapanık bir insanın kuvvetli yazı ken lerin zins zor zar na ma de ec r

Soru 3: lik yirmi iki kişi, yeni gelen iki kişi ile tanıştı. Onlara, dediler ki: "Erler! Iskender gelip geçici adamdır. Bir yerde durmaz nasıl olsa buradan gider. Biz de yurdumuzda kalırız." ve o iki kişiye: "Durun, kalın, eğlenin!" anlamında şu sözü söylediler: "Kalaç!" Sonra bu iki kişi ile çocukları Kalaç diye anıldılar. Iki kabile Kalaçların kökü oldu. Nihayet İskender geldi. Baktı ki bunlar uzun saçlı insanlar, üzerlerinde Türk alametleri var: "Bunlar Türk'e benziyor." dedi. Bu söz o adamlara ad oldu. Bu yirmi dört kabile Türkmen diye anıldı. Yukarıda sözü edilen destandan hareketle aşağıdakilerden hangisi dönemin zihniyetini yansıtmaz? A) Türkler göçebe bir toplumdur. B) Türklerin kendine ait fiziki özellikleri vardır. C) Isim alma geleneği yapılan işe bağlıdır. D) Topluluklar kabilelerinin adıyla anılmaktadır. E) Iskender, azimli, savaşçı bir komutandır. C K in be ka Yu ifa zmod

I 1 4.2. Dünyanın en güzel kasabaları arasında gösterilen yemyeşil dağlarla çevrili Salento'nun dar ve yokuşlu sokakları gelenleri büyülüyor. 1842'de kurulmuş ve genellikle beyaz ancak kapı ve pencereleri parlak renklerle süslü evleriyle Salento'da şu anda 7.000 kişi yaşıyor. Bazı sokaklarında geleneksel "baharequa" mimarisiyle inşa edilmiş iki katlı müstakil evler var. Bambudan yapılmış bu evler rengârenk. Bu küçük kasaba; kahve üretimi, alabalık yetiştiriciliği, mimarisi giderek ilginçleşen sokakları ve Cocora Vadisi'ne yakınlığıyla turistlerin ilgisini çekiyor. Salen- to'nun insanı başka bir zamana, başka bir yaşam biçimine kapı açan bir havası var. Bu küçük kasaba, turist trafiğinin artmasına rağmen kendi otantik ruhundan hiçbir şey kaybetmemiş. Kolom- biya'nın kahve bölgelerini keşfederken kendinizi ödüllendirmek için es geçmemeniz gereken bir yer olan Salento, hafta sonları daha da canlanıyor. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakilerin hangisi söylenemez? A) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır. B) Betimleyici ögelere yer verilmiştir. C) Gözlemlere kişisel duygular katılmıştır. D) Farklı duyularla algılanan ayrıntılar kullanılmıştır. E) Sayıp dökmelerden yararlanılmıştır.

(1) Çağımız insanı için hayat, kendisine benimsetilen, aynı zamanda ortak bir kabul de gören düşüncelere göre do- ğumla ölüm arası bir zamandır. (II) Dolayısıyla bu zaman yani hayat, "dünya" denilen bu mekânda geçirilecektir. (III) Böyle bir ön kabülün doğal sonucu olarak hesaplar, bu sınırlı dünya hayatı için bu mekân ve bu mekânda geçirile- cek zaman içindir. (IV) Öteyi, yarını, gelecekte yaşayacak olanları ve elbette ölümsüz olmayı yani öldükten sonra da yaşamayı düşünmeyen insan, insanlık adına çok şeyini yitirmektedir. (V) Sanat, yaşamın yaşanılmaz hâle gelen yanlarını onarmak için vardır. (VI) Sanatçı, bu yüzden iyiyi, güzeli, uyumluyu değil; bunların tersini görmeye meyillidir. (VII) Her şeyden hoşnut olan kişinin sanatçı olması için bir gerekçe yoktur. (VIII) Memnun olduğu bir hayatı doya doya yaşayan kişi, yaşamaktan yazmaya fırsat bulamaz zaten. Bu parçayı iki paragrafa bölmek istersek numaralan- mış cümlelerden hangisinden itibaren yeni bir paragraf yapılmalıdır? A) III. BLIV. C) V. D) VI. E) VII.

Paragraf Hiz Sorulan 2. Tolstoy, "Halkı ve adaleti anlatamayan yazarlara susmak düşer." diyerek sanatçının halktan ve ada- letten yana olması gerektiğini vurgulamaktadır. Hiz- metçi kadınları, din adamlarını aşağılayan, emeğin değerini küçümseyen ve bir zamanlar kendisinin de içinde bulunduğu halk kitlesine ihanet eden kalem, edebiyat yapmış olamaz diyerek gerçek sanatçının halkın yanında, gururdan uzak ve toplumun bireyle- rine ve manevi değerlerine saygılı olması gerektiğini söylemektedir. Bu parçada sanatçının eleştirilen yönü aşağıda- kilerden hangisidir? A) Eserlerinde halktan söz etmemesi B) Özgün eser ortaya koyamaması C) Içinden çıktığı halkı küçümsemesi D) Sanatı toplum için yapması E) Evrensel niteliklere ulaşamaması H 1 Z V E R E 15.03.123 4. Oyunun kahramanı, yaşamı boyunca e işte başarılı olmuş, medya dünyasına noktaya ulaşmış, istediği her şeyi eld san. İçinde bulunduğu durum ve koşu diği kılığa bürünen bir bukalemun, y söylediğini reddedebilen bir dönektir. bine kadar sayacağım ve intihar e de o. Bu parçada tanıtılan oyun kahram dakilerden hangisi soylenemez Akeleri olan ve bu ilkelerle başa B) Başarılı bir iş yaşamı olmuştur. C Arzuladığı her şeye kavuşmuş D) Nabza göre şerbet veren birid Kendini öldürmenin eşiğine ge

7. Söğüt ağaçlarının Bulutsu serinliği Gümüşsü bir renge Çevirirken akşamı E Bu dizelerle ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? Uzak dağbaşlarını Düşürür aklına Anlamın dizede tamamlanması kuralına uyulmamıştır. B) Doğaya özgü kavramlar dile getirilmiştir. C) Özlem duygusu dile getirilmiştir. D) Benzetmeden yararlanılmıştır. E Kişisel deneyimlere yer verilmiştir.

10. Gazelin musarra olan ilk beytine matla, matladan sonra gelen beyte hüsn-i matla; son beytine makta, bundan 1 bir önceki beyte de hüsn-i makta adı verilir. Gazelin en || güzel beyti beytü'l-gazel ya da taç beyit şeklinde adlandırılmıştır. Bazen matlanın bir misrası ya da tamamı, gazelin son beytinde tekrar edilir. Buna redd-i IV matla adı verilir. Matlanın dışındaki misralardan birinin maktada tekrarlanması ise redd-i makta şeklinde adlandırılır. V Bu parçada numaralanmış terimlerden hangisi bilgi yanlışına yol açmıştır? A) I B) II C) III D) IV E) V

D) E) Benzetmeden yararlanılmıştır. 16. Avrupa'yı seviyordu şair; Shakespearelerin, Goet- helerin, Hugoların Avrupa'sını. Ama gözü bağlı bir aşk değildi bu. Çağdaş Avrupa şatafatlı adlar tak- mıştı bencilliğine, ipek eldivenler geçirmişti pen- cerelerine. Bir başka Avrupa daha vardı. Barışçı Avrupa, düşünen Avrupa... Maddenin karanlık zin- danında mahpustu insan ruhu, onu Batı'nın tekniği kurtaracaktı. Doğu, sonsuzu kucaklayan düşünce- sini armağan edecekti insanlığa. İki medeniyetin kucaklaşması, Asyalı şairin en büyük emeliydi. Tan yerinin aydınlanmaya başladığı bir çağdaydı artık. Bu parçanın anlatımıyla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Kişisel görüşler aktarılmistu BÖngörü dile getirilmiştir. A C) Zıtlıklara yer verilmiştir. D) Çoğullaştırma yapılmıştır. E) Devrik anlatıma başvurulmuştur. Diğer sayfaya geçiniz.

21 TYT- Türkçe ve 33. Genel olarak karikatür; yüzün ya da vücudun tipik özelliklerini abartan, biçimini bozan gülünç çizim ya da resimdir. Karikatür durağan bir araç olarak resim e fotoğrafa yakındır. Karikatür, temelde kompozis- düzenini, resimsel sunumla harmanlayarak gerçeği yon ve simgeciliği içinde barındırmaktadır. Kurgu yeniden gözler önüne sermekte ve yaratmaktadır. Karikatüre özgü olan ögeler gülmece ve komiktir. Herhangi bir desenden farklı olarak gülme yaratan bir özelliğe sahip olmalıdır. Çizer, bir durumun veya kişinin en çarpıcı yanını yakalamış ve vurgulamıştır. Bu parçadan karikatürle ilgili aşağıdakilerin hangisine ulaşılamaz? ki temel ögeyi esas aldığına v B) Güncel konulara yoğunlaştığına C Mizahi bir yaklaşım içerdiğine DY Hangi sanatlara yakın durduğuna Mübalağalı anlatıma yer verdiğine L 35- Kita ahl he dü Ve O k fe

17-18. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. (1) Son günlerde iletişim teknolojilerindeki gelişmeler inanılmaz boyut- lara ulaşmıştır ve bu ihtişamlı gelişmeler o kadar hızlı ilerlemektedir ki insanların her an değişimler karşısında kendini güncellemesi gerek- mektedir. (II) Geleneksel okuryazarlığın yanında dijital okuryazarlık daha büyük önem arz etmektedir. (III) Bu, modern ile postmodernin aynı anda var olmasını andırmaktadır. (IV) insanlar her ikisini de yaşamakta ve tecrübe etmektedirler. (V) İletişim kuramcısı olan Marshall McLuhan "küresel köy" önermesiyle, iletişim teknolojileriyle ve özellikle televizyon aracılığıyla benzer duyguların paylaşıldığını ve elektronik iletişim araçlarıyla dünyanın küresel bir köye dönüşeceğini söylemiştir. 17. Bu parçadan iletişim teknolojileri ile ilgili aşağıdakilerden han- gisine ulaşılabilir? A) Geçmişle kıyaslandığında daha yavaş yol katettiği görülmektedir. B) insanların sürekli ayak uydurmaları gereken bir devinimde ilerle- mektedir. e) Insanlar arasındaki bilgi paylaşımını sekteye uğratmaktadır. D) Geleneksel okuryazarlığın üzerine kattığı edinimler, birtakım sınır- ları aşamamıştır. E) "Küresel köy" kavramının ortaya çıkmasını nispeten geciktirmiştir 18. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdak lerden hangisi söylenemez? A) 1. cümlede kişisel düşünceye yer verilmiştir. / B) II. cümlede karşılaştırma yapılmıştır. C) III. cümlede benzetme vardır. D) IV. cümlede kinayeli bir söyleyişe başvurulmuştur. E) V. cümlede dolaylı anlatım vardır.

MSÜ/Türkçe A 21. (1) Dünya tarihinin en önemli sanatçılarından biri olan Leo- nardo Da Vinci, Rönesans Italya'sının en önemli ustalan ara- sında sayılır. (II) Ressam, heykeltıraş, mühendis, mimar ve bilgin olan Leonardo Da Vinci, 1452'de Vinci kasabasında doğmuş, yaşamının büyük bir bölümünü Floransa ve Mila- no'da geçirmiştir. (III) Leonardo Da Vinci'nin hayatı ve eser- leri pek çok araştırma ve esere konu olmuştur; bunlardan biri sanatçının yaşamıyla ilgili en kapsamlı çalışma olarak nitelenen Italyan RAI televizyonunun 1972'de hazırladığı belgeseldir. (IV) Bolgeselde Da Vinci'nin, Vinci kasabasın- daki çocukluğu, Floransa'da Verrocchio Usta'nın yanında- ki çıraklık günleri, ressamlar locasına girişi anlatılıyor. (V) Milano'ya gidişi, saray ressamı ve mühendis olarak yaptı- ği çalışmalar, Papalık Ordusu hizmetinde askeri ressam olarak geçirdiği yıllardan da bahsediliyor. (VI) Otuz beşer dakikalık yedi bölüm halinde hazırlanan bu belgesel, Tür- kiye'de de 1997 yılında bir televizyon kanalında yayımlan- mış ve büyük ilgi görmüştü. Bu parça iki paragrafa ayrılmak istense ikinci paragraf numaralanmış cümlelerin hangisiyle baştar? A) II C) IV D) V B) III E) VI 23. Rutge rinder KINFORMAL YAYINLARI lem y kült layab resin Clos lan a söze Bu re a A) B) C) D E

1. Giriş Testi Anlatım Biçimleri ve Düşünce Bu testte 8 anlam bilgisi sorusu yer almaktadır. ICH KR12PARSB-017 Burada yollar sürprizlerle dolu. Akyazı ve Kuzluluk birkaç saatinizi alır. Hatta bu mevsimde Kuzluluk'a bir bütün gün bile ayrılabilir. Kış öncesi dinlenme, enerji depolama... Sonra yola devam... Taraklı ve Göynük muhteşem İki kasa- ba, Osmanlı Dönemi'nde yaşıyor sanki. Kahvelerde yaşlı amcalar oturuyor, evlerin önünde yaşlı bir teyzeye rastlar- sınız mutlaka, "Hoş geldin, bir şeye ihtiyacın var mı?" diye sorar. Bir de Taraklı'da küçük bir otel var, oldukça güzel bir yer! Mutlaka uğrayın. Bu parçanın anlatım özellikleri için aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Anlatıma duygular katılmıştır. B) Eksiltili cümlelere yer verilmiştir. C) Öneri nitelikli cümleler vardır. D) Anlamca olumsuz cümleler kullanılmıştır. E) Varlıklar arasında benzerlik ilişkisi kurulmuştur. Yayınları mit (-) 20

Kaybolan çeşitli enstrümanları; kaya resimleri, minyatür ve tabletlerden yola çıkarak yeniden hayata kazandıran Luthier Feridun Obul, "Bugüne kadar ürettiğim enstrümanlar arasında tarihi en eskiye dayanan 14 bin 500 yıllık kam davulu yer alır. Bu enstrümanı Azerbaycan'da Gobustan Kayalıkları'nda dans eden ve davul çalan insan figürlerine bakarak tasarladım." dedi. Obul'un tasarladığı kayıp enstrümanlar dünyanın çeşitli müzelerinde de sergileniyor. Daha önceden çatı oluk işleri yaptığını ve 1985 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde bir inşaat işi sırasında enstrümanlarla tanıştığını ifade eden Obul, hikâyesini şu sözlerle anlattı: "O dönemde üniversiteye bağlı Etnomüzikoloji Merkezinde bölüm başkanlığı yapan Dr. Rahmi Oruç Güvenç Kazakistan'dan gelen bir müzik grubunun konserine bizi davet etti. İnşaatı bitirdikten sonra konsere gittik ve grubun çaldığı müzik beni çok etkiledi. Daha önce duymadığım doğal enstrümanların sesleri çok farklı geldi. Konser sonrası grup, enstrümanları merkeze bıraktı. Oruç Hoca, 'Bu enstrümanları yapmayı bilen yok.' dedi. 'Bunları yapmakta ne var.' dedim ve 2-3 gün sonra çatı işini bıraktım. Tezgâh kurdum ve enstrümanlara bakarak üretime başladım. " 39. Bu parçadan Luthier Feridun Obul ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? A) Daha önce inşaat işleriyle uğraştığına B) Kam davulunu üreten ilk insan olduğuna C) Kaybolan değerlerimizin ortaya çıkmasını sağladığına D) Müzikle öteden beri içli dışlı olduğuna E) Enstrüman tasarlamada bazı figürlerden yararlandığına