Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Anlatım Biçimleri Soruları

algürmülög sven
Y laialype
60 Edebiyatla, sanatla uğraşmak, yarına inanmak demektir. Hiç-
bir şair, hiçbir hikayeci yalnız bugün için yazmaz, ölümsüzlüğe
-16 özenir. "Benim yazdıklarım, benim eserlerim de Homeros'un-
kiler, Shakespeare'inkiler gibi yüzyılardan yüzyıllara kalacak."
ender. Eleştirmen ise, böyle bir düş kuramaz, o bilir kendisinin
geçici olduğunu. Başkalarının eserlerini tanıtıp sevdirecek, ya-
ay hut değersizliğini gösterip yıkacak, inandığı doğruları yaydık-
tan sonra kendisi de unutulup gidecek.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır
basmaktadır?
A) Tanık gösterme
B) Örneklendirme
D) Karşılaştırma
C) Açıklama
E) Tanımlama
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
algürmülög sven Y laialype 60 Edebiyatla, sanatla uğraşmak, yarına inanmak demektir. Hiç- bir şair, hiçbir hikayeci yalnız bugün için yazmaz, ölümsüzlüğe -16 özenir. "Benim yazdıklarım, benim eserlerim de Homeros'un- kiler, Shakespeare'inkiler gibi yüzyılardan yüzyıllara kalacak." ender. Eleştirmen ise, böyle bir düş kuramaz, o bilir kendisinin geçici olduğunu. Başkalarının eserlerini tanıtıp sevdirecek, ya- ay hut değersizliğini gösterip yıkacak, inandığı doğruları yaydık- tan sonra kendisi de unutulup gidecek. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır? A) Tanık gösterme B) Örneklendirme D) Karşılaştırma C) Açıklama E) Tanımlama
15. Büyük olmayan yalnızlık, yalnızlık mıdır? Ancak bir tek yal-
nızlık vardır, o da büyüktür ve katlanılması güçtür. Öyle bir
an gelir ki insan yalnızlığını kolayca elde edilen herhangi bir
beraberlikle değişmek ister. Herhangi biriyle birlikte olmayı
düşünebilir. Ama yalnızlığın büyüdüğü anlar, belki bu anlar-
dır. Onların büyümesi, ilkyazın başlangıcı gibi de üzücüdür.
Yalnız bu, sizi şaşırtmamalı. İçe dönmek ve kendinle baş
başa kalmak... İnsan buna alışabilmeli.
Bu parçadan yalnızlıkla ilgili olarak aşağıdakilerden han-
gisi çıkarılamaz?
amtos
A) Yalnızlık başa çıkılması zor bir duygudur.
B) Yalnızlık çekenler bazen bu duygudan kurtulmak isterler.
C) Yalnızlığın giderilmesi için beraber olunan insanlar, hayal
kırıklığına neden olabilir.
D Yalnızlık, bunu yaşayanlar için, uyum sağladığı, yadırga-
madığı bir durum olmalı.
Yalnız olmama isteği, insanlara büyük hatalar yaptırabilir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
15. Büyük olmayan yalnızlık, yalnızlık mıdır? Ancak bir tek yal- nızlık vardır, o da büyüktür ve katlanılması güçtür. Öyle bir an gelir ki insan yalnızlığını kolayca elde edilen herhangi bir beraberlikle değişmek ister. Herhangi biriyle birlikte olmayı düşünebilir. Ama yalnızlığın büyüdüğü anlar, belki bu anlar- dır. Onların büyümesi, ilkyazın başlangıcı gibi de üzücüdür. Yalnız bu, sizi şaşırtmamalı. İçe dönmek ve kendinle baş başa kalmak... İnsan buna alışabilmeli. Bu parçadan yalnızlıkla ilgili olarak aşağıdakilerden han- gisi çıkarılamaz? amtos A) Yalnızlık başa çıkılması zor bir duygudur. B) Yalnızlık çekenler bazen bu duygudan kurtulmak isterler. C) Yalnızlığın giderilmesi için beraber olunan insanlar, hayal kırıklığına neden olabilir. D Yalnızlık, bunu yaşayanlar için, uyum sağladığı, yadırga- madığı bir durum olmalı. Yalnız olmama isteği, insanlara büyük hatalar yaptırabilir.
Y
Y
N
E
39 ve 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap-
layınız.
Egzistansiyalizm (Varoluşçuluk) felsefi bir akım olarak
20. yüzyılda Fransa'da ortaya çıkmış II. Dünya Savaş
sonlarında Fransız sanatçı Jean Paul Sartre tarafından
edebiyatta uygulanmıştır. Sartre dışında temsilcilen de
bulunan akıma göre insan kendi özünü kendisi seçer
"Var olma" "öz'den önce gelir. Insan önce dünyaya ge
lir sonra olmak istediği gibi olur. Varoluşçuluğun kök
İlk Çağ Yunan felsefesine kadar uzanır. Ünlü düşünür
Herakletios'un irmağı gibi nice ırmak suyuyla beslen
miştir bu düşünce.
Bu parçadan egzistansiyalizm (varoluşçuluk) ile il-
gili olarak;
#10
Ne zaman oluştuğu,
HORAR
sların edebiyatlarında uygulandığı,
i türlerde etkili olduğu,
II Ed
V Temsilcisi
bilgilerinden hangiler
A) I. vell.
B) Love III.
D) II ve IV.
az?
E) Il ve I
JUI
40. Bu parçada geçen "Herakletios'un irmağı gibi nice if
mak suyuyla beslenmiştir" sözüyle egzistansiyalizm
ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi vurgulan-
mıştır?
A) Belli bir düşünsel geleneğe dayandığı
B) Farklı kültürden sanatçıların bir araya gelmesini
sağladığı
CYEtki alanının çok geniş olduğu
D) Sürekli bir yenilenme hâlinde olduğu
E) Her düşünceye saygılı olduğu
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Y Y N E 39 ve 40. soruları aşağıdaki parçaya göre cevap- layınız. Egzistansiyalizm (Varoluşçuluk) felsefi bir akım olarak 20. yüzyılda Fransa'da ortaya çıkmış II. Dünya Savaş sonlarında Fransız sanatçı Jean Paul Sartre tarafından edebiyatta uygulanmıştır. Sartre dışında temsilcilen de bulunan akıma göre insan kendi özünü kendisi seçer "Var olma" "öz'den önce gelir. Insan önce dünyaya ge lir sonra olmak istediği gibi olur. Varoluşçuluğun kök İlk Çağ Yunan felsefesine kadar uzanır. Ünlü düşünür Herakletios'un irmağı gibi nice ırmak suyuyla beslen miştir bu düşünce. Bu parçadan egzistansiyalizm (varoluşçuluk) ile il- gili olarak; #10 Ne zaman oluştuğu, HORAR sların edebiyatlarında uygulandığı, i türlerde etkili olduğu, II Ed V Temsilcisi bilgilerinden hangiler A) I. vell. B) Love III. D) II ve IV. az? E) Il ve I JUI 40. Bu parçada geçen "Herakletios'un irmağı gibi nice if mak suyuyla beslenmiştir" sözüyle egzistansiyalizm ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi vurgulan- mıştır? A) Belli bir düşünsel geleneğe dayandığı B) Farklı kültürden sanatçıların bir araya gelmesini sağladığı CYEtki alanının çok geniş olduğu D) Sürekli bir yenilenme hâlinde olduğu E) Her düşünceye saygılı olduğu
19. Bazılarının doğuştan sahne için yaratıldığına inanıyorum.
Onlar mutlaka sahnede olması gereken, değilse bulundu-
ğu ortamı sahneye çeviren, istese de başka şekilde varlığı-
nı sürdüremeyen insanlığa ait özel bir tür âdeta... Bir çeşit
mahkûmiyet gibi, sahneye mecbur yaratılmış olanlarımız var.
Tıpkı Serhat Kiliç gibi... Kabina sığmayan, elindekine razı ol-
mayan, hep daha fazlası için zorlayan, yerinde duramayan,
bitmeyen bir enerjiyle dans, müzik, oyun, sahne sanatını her
alanıyla kucaklayıp yine de açlığı hiç azalmayan...
Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada sözü edilen sanat-
çıyla ilgili bir özellik değildir?
A) Çalışma isteğini hiç yitirmeme
B) Kendini gerçekleştirmeyi amaçlama
Yaptığı iş için yaratılma
Dy Öğrenmeye açık olma
E) Çok yönlü düşünme
Türkçe
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
19. Bazılarının doğuştan sahne için yaratıldığına inanıyorum. Onlar mutlaka sahnede olması gereken, değilse bulundu- ğu ortamı sahneye çeviren, istese de başka şekilde varlığı- nı sürdüremeyen insanlığa ait özel bir tür âdeta... Bir çeşit mahkûmiyet gibi, sahneye mecbur yaratılmış olanlarımız var. Tıpkı Serhat Kiliç gibi... Kabina sığmayan, elindekine razı ol- mayan, hep daha fazlası için zorlayan, yerinde duramayan, bitmeyen bir enerjiyle dans, müzik, oyun, sahne sanatını her alanıyla kucaklayıp yine de açlığı hiç azalmayan... Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada sözü edilen sanat- çıyla ilgili bir özellik değildir? A) Çalışma isteğini hiç yitirmeme B) Kendini gerçekleştirmeyi amaçlama Yaptığı iş için yaratılma Dy Öğrenmeye açık olma E) Çok yönlü düşünme Türkçe
Türkce
5.
(1) Yaratıcı yazarın işi, kendi yaratım sürecini, yazma edimi-
ni kolaylaştırmak değildir. (II) Okur elbette her türde, ayrı bir
romanda okuma keyfi bulabilir ama yazarın bu keyfi ona ver-
meyi göz önünde tutup tutmadığı önemli. (III) Okuru önüne
koyarak yazmak, her zaman sorunludur; bu düşüncemi bo-
zabilecek bir örnekle karşılaşmadım daha. (IV) "Bir Kış Ge-
cesi Eğer Bir Yolcu" okura, romanı henüz eline almışken art
arda on farklı başlangıç öneriyor. (V) Yazar, bunu yaparken
de okuru değil, kurmacanın kendisini görmektedir aynada.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşa-
ğıdakilerden hangisi doğrudur?
A) I. cümlede, yaratıcı yazarlığın kolay olmadığı söylenmiştir.
B) II. cümlede, yazarın, keyifli bir okuma imkânı sunmadıkça
okurun okumaktan keyif almayacağından söz edilmiştir.
C) III. cümlede, okurun beklentisini hesaba katmadan yazan
bir yazar olmadığı dile getirilmiştir.
D) IV. cümlede, sözü edilen eserin okuru zorlayan yönünden
bahsedilmiştir.
E) V. cümlede, sözü edilen eserin kurgu bakımından okuru
tatmin etmediğine değinilmiştir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
Türkce 5. (1) Yaratıcı yazarın işi, kendi yaratım sürecini, yazma edimi- ni kolaylaştırmak değildir. (II) Okur elbette her türde, ayrı bir romanda okuma keyfi bulabilir ama yazarın bu keyfi ona ver- meyi göz önünde tutup tutmadığı önemli. (III) Okuru önüne koyarak yazmak, her zaman sorunludur; bu düşüncemi bo- zabilecek bir örnekle karşılaşmadım daha. (IV) "Bir Kış Ge- cesi Eğer Bir Yolcu" okura, romanı henüz eline almışken art arda on farklı başlangıç öneriyor. (V) Yazar, bunu yaparken de okuru değil, kurmacanın kendisini görmektedir aynada. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşa- ğıdakilerden hangisi doğrudur? A) I. cümlede, yaratıcı yazarlığın kolay olmadığı söylenmiştir. B) II. cümlede, yazarın, keyifli bir okuma imkânı sunmadıkça okurun okumaktan keyif almayacağından söz edilmiştir. C) III. cümlede, okurun beklentisini hesaba katmadan yazan bir yazar olmadığı dile getirilmiştir. D) IV. cümlede, sözü edilen eserin okuru zorlayan yönünden bahsedilmiştir. E) V. cümlede, sözü edilen eserin kurgu bakımından okuru tatmin etmediğine değinilmiştir.
TYT
37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız.
Türk şiiri, XIII. yüzyıl sonlarından itibaren İslam kültürü ile
Arap ve Fars edebiyatları estetik kaidelerine dayanan köklü
divan şiiri içinde yüzyıllar boyu varlığını sürdürmüştür. Bu
süreç içinde XIII-XIV. yüzyılda Aşık Paşa, XVI. yüzyılda Fuzûlî
ve Bâki, XVII. yüzyılda Nef'î ve Nâbî, XVIII. yüzyılda Nedim
ve Şeyh Galip gibi büyük şairler yetişmiştir. XIX. yüzyılda ise
divan edebiyatının asri değerler üretmeye ve güçlü
temsilciler yetiştirmeye muktedir olamadığı, sonuç olarak
varlığını sürdüremediği görülür. XVIII. yüzyıl ortalarına
gelindiğinde divan şiiri artık ömrünü tamamlamış gibidir,
Şeyh Galip'in gençlik aşısına benzeyen şiiri de onu hayata
döndürmeye yetmez. Belki de bu doping; kocalmış
gövdenin, kalan bütün gücünü harcayarak birdenbire iflas
etmesine yol açmıştır. Kısacası Galip'in açtığı yeni yolda
yürüyecek "mert" kalmamış; eski şiir, son bir çırpınışla
Encümen-i Şuara şairlerine ulaşmışsa da bu grubun genç
mensuplarından Namık Kemal ile Ziya Paşa'nın çabalarına
rağmen onların kollarında son nefesini vermiştir. Muallim
Naci'nin eski şiiri Mes'ud-i Harabatî kisvesiyle ve suni
teneffüsle yaşatma gayreti de pek netice vermeyecektir.
37. Bu parçadan hareketle divan şiiri ile ilgili
aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz?
39-40. sorular
Şeker Ahmet P
koyabilen ve ür
almaktadır. Sa
askeri okullarc
süre Batı'nın
ama en önem
onun sanatı,
belirgin izleri
doğrudan et
olarak ya da
yüzyıl Osm
Güçlü ve uzun bir şiir geleneği meydana getirdiğine
B) Beslenme kaynaklarını Doğu edebiyatlarından
aldığına
CHangi nedenlerden dolayı gittikçe gözden
düştüğüne
Son dönemlerinde bazı şairlerce yasatılmaya
çalışıldığına
E) Kendisine özgü bir konu, biçim ve söyleyiş
özellikleri bulunduğuna
koşullara,
arasında k
biçimlener
de sonrak
dışılık kaz
LİMİT YAYINLARI
39. BL
as
A
LE
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT 37-38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Türk şiiri, XIII. yüzyıl sonlarından itibaren İslam kültürü ile Arap ve Fars edebiyatları estetik kaidelerine dayanan köklü divan şiiri içinde yüzyıllar boyu varlığını sürdürmüştür. Bu süreç içinde XIII-XIV. yüzyılda Aşık Paşa, XVI. yüzyılda Fuzûlî ve Bâki, XVII. yüzyılda Nef'î ve Nâbî, XVIII. yüzyılda Nedim ve Şeyh Galip gibi büyük şairler yetişmiştir. XIX. yüzyılda ise divan edebiyatının asri değerler üretmeye ve güçlü temsilciler yetiştirmeye muktedir olamadığı, sonuç olarak varlığını sürdüremediği görülür. XVIII. yüzyıl ortalarına gelindiğinde divan şiiri artık ömrünü tamamlamış gibidir, Şeyh Galip'in gençlik aşısına benzeyen şiiri de onu hayata döndürmeye yetmez. Belki de bu doping; kocalmış gövdenin, kalan bütün gücünü harcayarak birdenbire iflas etmesine yol açmıştır. Kısacası Galip'in açtığı yeni yolda yürüyecek "mert" kalmamış; eski şiir, son bir çırpınışla Encümen-i Şuara şairlerine ulaşmışsa da bu grubun genç mensuplarından Namık Kemal ile Ziya Paşa'nın çabalarına rağmen onların kollarında son nefesini vermiştir. Muallim Naci'nin eski şiiri Mes'ud-i Harabatî kisvesiyle ve suni teneffüsle yaşatma gayreti de pek netice vermeyecektir. 37. Bu parçadan hareketle divan şiiri ile ilgili aşağıdakilerden hangisine ulaşılamaz? 39-40. sorular Şeker Ahmet P koyabilen ve ür almaktadır. Sa askeri okullarc süre Batı'nın ama en önem onun sanatı, belirgin izleri doğrudan et olarak ya da yüzyıl Osm Güçlü ve uzun bir şiir geleneği meydana getirdiğine B) Beslenme kaynaklarını Doğu edebiyatlarından aldığına CHangi nedenlerden dolayı gittikçe gözden düştüğüne Son dönemlerinde bazı şairlerce yasatılmaya çalışıldığına E) Kendisine özgü bir konu, biçim ve söyleyiş özellikleri bulunduğuna koşullara, arasında k biçimlener de sonrak dışılık kaz LİMİT YAYINLARI 39. BL as A LE
TYT
31. Bir insan başarısı olarak dünyayla olan her türlü
ilişkimizi kuran ve bu ilişkiyi köklü bir biçimde
değiştiren, bir bakıma dünyadaki yerimizi belirleyen
"bilgi"nin toplum tarafından ama özellikle de devlet
tarafından desteklenmesi son derece önemlidir.
Kurumsallaşan yapıların, destek verilen insan
başarılarının ancak ayakta kaldığını, varlığını
sürdürdüğünü, bilgi tarihinin yürüyüş yollarını izleyenler
çok iyi bilirler. Aslında her şey, her türlü insan başarısı
kalkış noktası bakımından bireysel temellidir ancak aile,
toplum ve ardından da kamu tarafından, daha açık bir
anlatımla devlet tarafından desteklenen insan başarıları
daha uzun ömürlü olma, gelişme, serpilme şansını
yakalayabilir.
Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan
hangisine ulaşılamaz?
A) Her düşünme eylemi, bilgiye ulaşma hareketi
bireyin, tek kişinin başarısıdır.
B) Kişinin elde ettiği başarılar kurumsallaştığında
varlığını sürdürür hâle gelmiştir.
C) Bilgi; insanın yaşayış, düşünüş tarzında belirleyici
bir rol oynamaktadır.
32
D) Bilginin korunması, gelecek kuşaklara ulaştırılması
kolektif çalışmaları gerektirir.
E) Bilen-bilinen karşılaşmasının ürünü olan bilgi
bilimsel, felsefi ya da sanatsal nitelikli de olabilir.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
TYT 31. Bir insan başarısı olarak dünyayla olan her türlü ilişkimizi kuran ve bu ilişkiyi köklü bir biçimde değiştiren, bir bakıma dünyadaki yerimizi belirleyen "bilgi"nin toplum tarafından ama özellikle de devlet tarafından desteklenmesi son derece önemlidir. Kurumsallaşan yapıların, destek verilen insan başarılarının ancak ayakta kaldığını, varlığını sürdürdüğünü, bilgi tarihinin yürüyüş yollarını izleyenler çok iyi bilirler. Aslında her şey, her türlü insan başarısı kalkış noktası bakımından bireysel temellidir ancak aile, toplum ve ardından da kamu tarafından, daha açık bir anlatımla devlet tarafından desteklenen insan başarıları daha uzun ömürlü olma, gelişme, serpilme şansını yakalayabilir. Bu parçadan hareketle aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? A) Her düşünme eylemi, bilgiye ulaşma hareketi bireyin, tek kişinin başarısıdır. B) Kişinin elde ettiği başarılar kurumsallaştığında varlığını sürdürür hâle gelmiştir. C) Bilgi; insanın yaşayış, düşünüş tarzında belirleyici bir rol oynamaktadır. 32 D) Bilginin korunması, gelecek kuşaklara ulaştırılması kolektif çalışmaları gerektirir. E) Bilen-bilinen karşılaşmasının ürünü olan bilgi bilimsel, felsefi ya da sanatsal nitelikli de olabilir.
3. 1. Düşünce suç olmaz, ya olursa eğer, en büyük dü-
şünce suçu, düşüncenin suç olabileceğini düşün-
mektir. (Sabahattin Eyüboğlu)
II. Söylediklerinizin hiçbirini kabul etmiyorum ama dü-
şündüğünüzü söyleme hakkınızı ölene dek savuna-
cağım. (Voltaire)
III. Düşünceye gem vurmak, zihne gem vurmak de-
mektir, bu ise rüzgârı zapt etmekten daha zordur.
(Mahatma Gandhi)
IV. Temiz elleri olan insanların da kirli düşünceleri var-
dır. (Stanislav Lec)
V. Sözü ağza hapseden, özgürlük türküleri söyleye-
mez. (Alfonso Reyesk)
Yukarıda numaralanmış yerlerdeki özlü sözlerden
hangisi anlamca ötekilerden farklı doğrultudadır?
A) I. B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
3. 1. Düşünce suç olmaz, ya olursa eğer, en büyük dü- şünce suçu, düşüncenin suç olabileceğini düşün- mektir. (Sabahattin Eyüboğlu) II. Söylediklerinizin hiçbirini kabul etmiyorum ama dü- şündüğünüzü söyleme hakkınızı ölene dek savuna- cağım. (Voltaire) III. Düşünceye gem vurmak, zihne gem vurmak de- mektir, bu ise rüzgârı zapt etmekten daha zordur. (Mahatma Gandhi) IV. Temiz elleri olan insanların da kirli düşünceleri var- dır. (Stanislav Lec) V. Sözü ağza hapseden, özgürlük türküleri söyleye- mez. (Alfonso Reyesk) Yukarıda numaralanmış yerlerdeki özlü sözlerden hangisi anlamca ötekilerden farklı doğrultudadır? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
klik
C) Evrensellik
E) Özgünlük
B) Yoğunluk
D) Özlülük
1. Onun yapıtları hiçbir zaman belirli bir bölgenin özelliklerini
taşımaz; öyküleri öylesine zaman ve mekan dışındadır ki
kim okursa okusun, ne zaman okursa okusun hep kendine
hitap edildiğini düşünür.
A) Etkileyicilik
C) Evrensellik
Bu parçada sözü edilen eserlerde bulunan özellik aşa-
ğıdakilerden hangisidir?
şagi-
E) Doğallık
B) Sürükleyicilik
D) Yalınlık
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
klik C) Evrensellik E) Özgünlük B) Yoğunluk D) Özlülük 1. Onun yapıtları hiçbir zaman belirli bir bölgenin özelliklerini taşımaz; öyküleri öylesine zaman ve mekan dışındadır ki kim okursa okusun, ne zaman okursa okusun hep kendine hitap edildiğini düşünür. A) Etkileyicilik C) Evrensellik Bu parçada sözü edilen eserlerde bulunan özellik aşa- ğıdakilerden hangisidir? şagi- E) Doğallık B) Sürükleyicilik D) Yalınlık
9.
Hava, köylüye yardım etti, yumuşadı. Güneş, yüzünü gös-
terdi. Köylüler, yangından arta kalanı ellerinden geldiğince
onarmaya koyuldular. Sokaklardan eşyalarını topladılar,
yuyup yıkayıp yeni gelin çeyizi düzer gibi evlere yerleştirme-
ye başladılar. Fakirlik, şimdi biraz daha çöktü omuzlarına.
Yavaş yavaş eskiye dönmeye çalıştılar. Ama ne onlar ne de
köyleri bir daha...
Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söyle-
nemez?
Öyküleyici anlatım biçiminin özellikleri yansıtılmıştır.
B) Duyu aktarımı örneklendirilmiştir.
C) Benzetmeden yararlanılmıştır.
D) İkilemelere yer verilmiştir.
E) Eksiltili cümleye yer verilmiştir.
119
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
9. Hava, köylüye yardım etti, yumuşadı. Güneş, yüzünü gös- terdi. Köylüler, yangından arta kalanı ellerinden geldiğince onarmaya koyuldular. Sokaklardan eşyalarını topladılar, yuyup yıkayıp yeni gelin çeyizi düzer gibi evlere yerleştirme- ye başladılar. Fakirlik, şimdi biraz daha çöktü omuzlarına. Yavaş yavaş eskiye dönmeye çalıştılar. Ama ne onlar ne de köyleri bir daha... Bu parçayla ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söyle- nemez? Öyküleyici anlatım biçiminin özellikleri yansıtılmıştır. B) Duyu aktarımı örneklendirilmiştir. C) Benzetmeden yararlanılmıştır. D) İkilemelere yer verilmiştir. E) Eksiltili cümleye yer verilmiştir. 119
5.
1. Gerçek dostlar yıldızlar gibidir, karanlık çökünce
hayatınızda ilk onlar parlar ve size ışık olurlar.
II. Gerçek arkadaşlık sağlık gibidir, değeri ancak o yok
olduktan sonra anlaşılır.
III. Yanlış bir arkadaş ve bir gölge, ancak güneş
çıktığında sana katılır.
IV. Güvercin kargalarla arkadaşlık yaparsa tüyleri
beyaz kalır fakat kalbi kararır.
V. Bir dostun üzüntüsüne herkes katlanır, başarıların
ise ancak yüksek ruhlar sevinir.
Yukarıda verilen cümlelerden hangileri anlamca
birbirine en yakındır?
A
I ve II
DHI ve IV
B) I ve III
Ill ve V
ell
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
5. 1. Gerçek dostlar yıldızlar gibidir, karanlık çökünce hayatınızda ilk onlar parlar ve size ışık olurlar. II. Gerçek arkadaşlık sağlık gibidir, değeri ancak o yok olduktan sonra anlaşılır. III. Yanlış bir arkadaş ve bir gölge, ancak güneş çıktığında sana katılır. IV. Güvercin kargalarla arkadaşlık yaparsa tüyleri beyaz kalır fakat kalbi kararır. V. Bir dostun üzüntüsüne herkes katlanır, başarıların ise ancak yüksek ruhlar sevinir. Yukarıda verilen cümlelerden hangileri anlamca birbirine en yakındır? A I ve II DHI ve IV B) I ve III Ill ve V ell
29.
Bunlara en ünlü örnek olarak Mevlana'nın yapıtları göste-
EGY
rilebilir.
Dolayısıyla XIII. yüzyıl Anadolu'sunda yazılmış yapıtların
hemen hepsi öğretici niteliktedir.
A)T
UDUN
Türk edebiyatının Anadolu'daki gelişimi başlangıçta di-
daktik bir nitelik taşır.
midsyslerb
IV. Ama Farsça oluşları öğreticilikte güdülen amacın gerçek-
leşmesini önler.
Upenia limeri, ne
Özellikle Anadolu'ya gelen dervişler tasavvufla beslenen
ve kimi tarikatların ilkelerini yaymayı amaçlayan bir şiirin
gelişmesini sağlar.
Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde
sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur?
pipeb
B) II
C) III
D) IV
E)V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
29. Bunlara en ünlü örnek olarak Mevlana'nın yapıtları göste- EGY rilebilir. Dolayısıyla XIII. yüzyıl Anadolu'sunda yazılmış yapıtların hemen hepsi öğretici niteliktedir. A)T UDUN Türk edebiyatının Anadolu'daki gelişimi başlangıçta di- daktik bir nitelik taşır. midsyslerb IV. Ama Farsça oluşları öğreticilikte güdülen amacın gerçek- leşmesini önler. Upenia limeri, ne Özellikle Anadolu'ya gelen dervişler tasavvufla beslenen ve kimi tarikatların ilkelerini yaymayı amaçlayan bir şiirin gelişmesini sağlar. Yukarıdaki cümleler anlamlı bir bütün oluşturacak biçimde sıralandığında hangisi baştan dördüncü olur? pipeb B) II C) III D) IV E)V
1.
HI.
1. Bu testte 40 soru vardır.
2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmın
W.
V.
TYT
A)
Anlamı
Üstünde bulundurmak
Bir nesnenin ağırlığını
yüklenmek
Sahip olmak, özellik olarak
bulundurmak
Katlanmak, üstlenmek,
yüklenmek, çekmek
Duymak, hissetmek
160k
TÜRKÇE TES
BY II
C)
Kullanımı
Babası yolcu taşıyan bir
bisikletli fayton
sürücüsüydü.
Donmasın diye iç cebimde
taşıdığım irtifa saati 7 bin
500 metreyi gösteriyor. I
"Taşımak" sözcüğünün yukarıda verilen anlamı ile
kullanımı ikişerli gruplandırıldığında hangisi dışta
kalır?
hiblens
Eser, atom bombasının
etkilerine dair tarihsel bir
belge niteliği taşıyor.\/
Kıyılarda kalanlar fırtınayı
yaşamış yiğitlere karsi her
zaman içlerinde eziklik
taşıyanlardır. V
DIV
E) V
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
1. HI. 1. Bu testte 40 soru vardır. 2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmın W. V. TYT A) Anlamı Üstünde bulundurmak Bir nesnenin ağırlığını yüklenmek Sahip olmak, özellik olarak bulundurmak Katlanmak, üstlenmek, yüklenmek, çekmek Duymak, hissetmek 160k TÜRKÇE TES BY II C) Kullanımı Babası yolcu taşıyan bir bisikletli fayton sürücüsüydü. Donmasın diye iç cebimde taşıdığım irtifa saati 7 bin 500 metreyi gösteriyor. I "Taşımak" sözcüğünün yukarıda verilen anlamı ile kullanımı ikişerli gruplandırıldığında hangisi dışta kalır? hiblens Eser, atom bombasının etkilerine dair tarihsel bir belge niteliği taşıyor.\/ Kıyılarda kalanlar fırtınayı yaşamış yiğitlere karsi her zaman içlerinde eziklik taşıyanlardır. V DIV E) V
uputio vy
●
CÜMLE YO
1. . Kemanın asıl kökeninin Orta Asya göçebe kültürü
olduğuna inanılır.
Günümüzdeki hâline en çok benzeyen keman 14.
yüzyıl İtalya'sında ortaya çıkar.
Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir
biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisi-
dir?
A) Orta Asya göçebe kültüründen gelen kemanın günü-
müzdeki hâlinin benzeri 14. yüzyılda İtalya'da açığa
çıkar.
B) Asıl kökeninin Orta Asya göçebe kültürü olduğuna
inanılan kemanın günümüzdeki hâline en çok ben-
zeyeni 14. yüzyıl İtalya'sında görülür.
C) Günümüzdeki hâline en çok benzeyen keman 14.
yüzyıl İtalya'sında ortaya çıksa da asıl kökeninin
Orta Asya göçebe kültürü olduğu bilinir.
D) Kemanın ataları olan yaylı sazlar, Orta Asya kültü-
ründe doğar ve günümüzdeki hâline en çok benze-
yen türleri 14.yüzyılda İtalya'da bulunur.
E) Orta Asya göçebe kültürüne ait olan kemanlar günü-
müzdekilerden farklı olduğu için bilinen ilk kemanın
14. yüzyıl İtalya'sında ortaya çıktığı söylenebilir.
TOstokul
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
uputio vy ● CÜMLE YO 1. . Kemanın asıl kökeninin Orta Asya göçebe kültürü olduğuna inanılır. Günümüzdeki hâline en çok benzeyen keman 14. yüzyıl İtalya'sında ortaya çıkar. Bu iki cümlede ifade edilenlerin anlamca doğru bir biçimde birleştirilmiş hâli aşağıdakilerden hangisi- dir? A) Orta Asya göçebe kültüründen gelen kemanın günü- müzdeki hâlinin benzeri 14. yüzyılda İtalya'da açığa çıkar. B) Asıl kökeninin Orta Asya göçebe kültürü olduğuna inanılan kemanın günümüzdeki hâline en çok ben- zeyeni 14. yüzyıl İtalya'sında görülür. C) Günümüzdeki hâline en çok benzeyen keman 14. yüzyıl İtalya'sında ortaya çıksa da asıl kökeninin Orta Asya göçebe kültürü olduğu bilinir. D) Kemanın ataları olan yaylı sazlar, Orta Asya kültü- ründe doğar ve günümüzdeki hâline en çok benze- yen türleri 14.yüzyılda İtalya'da bulunur. E) Orta Asya göçebe kültürüne ait olan kemanlar günü- müzdekilerden farklı olduğu için bilinen ilk kemanın 14. yüzyıl İtalya'sında ortaya çıktığı söylenebilir. TOstokul
4. Yazar, içinde yaşadığı toplumun kültürü, medeniyet ve töre-
leriyle sınırlıdır. Yazar sadece bu değerlerle beslenir. Yaza-
rın, topluma yararlı olabilmesi için, bilim adamı kadar nes-
nel olması gerekir. İnsana, yani topluma faydalı sanat, sa-
dece kendi ilkeleriyle, kendi kuralları içerisinde oluşan sa-
nattır. Dolayısıyla sanata ihanet, insana ve topluma ihanettir.
Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz?
10
Bir sanat eserinin sadece topluma faydalı olması gerekir.
Sanatı oluşturan değerler kültür ve medeniyettir.
C) Sanatın gelişmesi sanatçıya olan ilgiye bağlıdır.
B)
D) Yazar başarılı olmak için kendi toplumuna bağlı olmalıdır.
E) Sanatçı duygularını esiri olmamalıdır.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
4. Yazar, içinde yaşadığı toplumun kültürü, medeniyet ve töre- leriyle sınırlıdır. Yazar sadece bu değerlerle beslenir. Yaza- rın, topluma yararlı olabilmesi için, bilim adamı kadar nes- nel olması gerekir. İnsana, yani topluma faydalı sanat, sa- dece kendi ilkeleriyle, kendi kuralları içerisinde oluşan sa- nattır. Dolayısıyla sanata ihanet, insana ve topluma ihanettir. Bu parçadan aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? 10 Bir sanat eserinin sadece topluma faydalı olması gerekir. Sanatı oluşturan değerler kültür ve medeniyettir. C) Sanatın gelişmesi sanatçıya olan ilgiye bağlıdır. B) D) Yazar başarılı olmak için kendi toplumuna bağlı olmalıdır. E) Sanatçı duygularını esiri olmamalıdır.
11. Kendisiyle küskün kişi; kendini beğenmeyen, sevmeyen,
kabullenmeyen kişidir. Kendisiyle barışık olmayan bu tip in-
sanların başkalarını sevmesi, başkalarına anlayış gösterme-
si, yakınlık duyması ve onlarla yaşaması mümkün müdür?
Değildir.
Yukarıda anlatılanlar göz önünde bulundurulursa aşağı-
daki yargılardan hangisine ulaşılabilir?
A) Kendini sevmeyenleri başkaları da sevmez.
B) Çevrenin sevgisini ancak kendini severek kazanırsın.
C) Çevre seni, senin kendine olan sevginle değerlendirir.
D) Sevgi, tümevarim yolunu seçer, önce sen, sonra toplum.
E) Sevgi insanın içindedir, başkalarında aranmaz.
Lise Türkçe
Anlatım Biçimleri
11. Kendisiyle küskün kişi; kendini beğenmeyen, sevmeyen, kabullenmeyen kişidir. Kendisiyle barışık olmayan bu tip in- sanların başkalarını sevmesi, başkalarına anlayış gösterme- si, yakınlık duyması ve onlarla yaşaması mümkün müdür? Değildir. Yukarıda anlatılanlar göz önünde bulundurulursa aşağı- daki yargılardan hangisine ulaşılabilir? A) Kendini sevmeyenleri başkaları da sevmez. B) Çevrenin sevgisini ancak kendini severek kazanırsın. C) Çevre seni, senin kendine olan sevginle değerlendirir. D) Sevgi, tümevarim yolunu seçer, önce sen, sonra toplum. E) Sevgi insanın içindedir, başkalarında aranmaz.