Anlatımlarına Göre Cümleler Soruları

12. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi anlamca diğerlerin- den farklıdır? A) Horozu çok olan köyün sabahı geç olur. B) Aşçılar çoğaldı mı çorba tatsız olur. C) Yedi ebenin olduğu yerde bebek kör doğar. D) Bir koltuğa iki karpuz sığmaz. E) İmamın çok olduğu köyde, cenaze yerde kalır.

4- n i 7. MAN Atasözleri, herkesin bildiği gibi öyle hemen oluşmuş sözler değildir. Atasözleri kısa ve özlü sözlerden oluşur. Sosyal olgu- ların nedenlerini, uzun bir deneme ve gözleme dayanarak, taraf tutmadan bildirir. Bazı atasözleri ortak yargılan ifade etmek için kullanılır. Bazıları ise tabiat olaylarını izleme sonu- cunda ortaya çıkmıştır. Bunların yanı sıra kimi atasözleri doğ rudan, kimi de dolaylı yoldan öğüt verir. Bu parçada aşağıdaki atasözlerinden hangisinin karşılığı yoktur? A) Dedesi koruk yemiş, torununun dişi kamaşmış. B) Sütten ağzı yanan, yoğurdu üfleyerek yer. C) Gönül sırça bir köşktür, kırılırsa yapılmaz. D) Taşıma su ile değirmen dönmez. Ayağını yorganına göre uzat.

18. Yabancı ülkelerin bazı büyük eleştirmenlerini, gördükleri büyük hizmetleri düşünüyorum. Düşünce ve sanat hayatında sağlamı ve çürüğü ayıklamaktan, sağlam eserin ilk bakışta görülemeyen zenginliklerini, derinliklerini göstererek okurun yolunu aydınlatmaktan daha büyük bir hizmet olur mu? Düşünce ve sanat hareketlerinin gelişmesinde eleştirmenin payı kuşkusuz büyüktür. Edebiyatta ün salmış kimi adların bir eleştiri yazısıyla göklere çıkartılıp yine bir eleştiri yazısıyla sanat dünyasından silinmesi gerçeğini kim inkâr edebilir? Bu parçanın anlatımı için aşağıdakilerin hangisi söylenemez? A) Düşünce sözde sorularla pekiştirilmeye çalışılmıştır. B) Karşılaştırmadan yararlanılmıştır. C) Gözleme dayalı ayrıntılara yer verilmiştir. D) Kişisel düşüncelere yer verilmiştir. E) Düşünceler konuşma havası içinde aktarılmıştır.

16. Sabahın sekizi ile dokuzu arasındaydı. Koyu, kurşuni bir bulut yığını güneşe doğru gökyüzünde yükseliyor, şimşeklerin kırmızı zikzakları orayı burayı aydınlatıyor, uzaklardan gök gürültüsünün sesi geliyordu. Ilık bir rüzgâr çimenlerin üzerinde dans ediyor, ağaçlara dolanıp toza toprağa karışıyordu. Bir saniye içinde mayıs yağmuru başlamış, etrafı toprak kokusu sarmıştı. Birazdan tam bir fırtına kopacaktı. Bu parçada ayrıntıların seçiminde aşağıdaki duyuların hangisinden yararlanılmamıştır? A) İşitme B) Görme D) Tatma C) Koklama E) Dokunma 18

7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde çıkarımda bulunul- muştur? A) Yazar, eski destan şairlerine tutkunluğu nedeniyle öykü ve romanlarında mecazlardan, söz oyunların- dan sıkça yararlanmıştır. B) Birçok yabancı yazardan çeviri yapmış, yaşamı bo- yunca birçok roman ve öykü yazmayı başarmıştır. C)Yazar öykü ve romanlarında gerçekçilik akımının il- kelerine, kurallarına sıkı sıkıya bağlı kalmış, bu akı- mın en güzel örneklerini ortaya koymuştur. D) Hemen her yapıtında özellikle de öykülerinde denizi ve deniz insanlarını abartmadan, şairaneliğe kaçma- dan, gerçek ölçüler içinde yansıtmıştır. E) Yazarın herhangi bir sanatsal kurala bağlı kalmadan aklına esen her şeyi olduğu gibi romanında aktarma- si onun hayatına duygularıyla yön verdiğini gösteri yor. ANTIKOR

2. "Osmanlı İmparatorluğunu tesis eden (yapan,kuran) Türklerin en muhteşem (görkemli) eserlerinden biri de || Divan edebiyatıdır. Bu öyle bir sanat eseridir ki başka mil- letlerin tarihlerinde emsaline (gerçeğine) tesadüf etmek ||| IV V (rast gelmek) imkansız. Bu tarz içinde Bâkî gibi, Nef'î gibi dâhiler taklit olan bir müesseseyi (yapıyı) aslının üstüne V V çıkarmışlardır. Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin anla- mi parantez () içinde verilen açıklamayla uyuşma- maktadır? Toy sivulya (A) L B) II C) III D) IV E) V

19. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi "Fareler sarayı bastıysa topal kedi el üstünde tutulur." sözüne anlam- ca en yakındır? A) Baskıdaki altından askıdaki salkım yeğdir. B) Abanın kadri yağmurda bilinir. C) Irmak kenarına çeşme yapılmaz. D Dari unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz. E) Maşa varken elini ateşe sokma.

3. (1) Şarm, uzun yıllar boyunca küçük bir çöl şehri ola- rak kaldıktan sonra yeniden canlanıp bir turizm mer- kezi olacağı umúlurken unutuldu. (II) Oysa Barış Şehri olarak bilinen kentte dünyanın en önemli da- liş merkezleri yer alıyor. (III) Rengârenk su altı dün- yasının yanı sıra Sina Dağı, yerel kafeteryalar, mo- dern oteller ve birbirinden renkli etkinlikler sizleri bekliyor. (IV) Şehrin hemen yanında iki tane dünya- ca meşhur doğal koruma alanı bulunuyor ki bunla- rin dünyada bir eşi yok. (V) Yılın her döneminde par- layan güneş ve dalışa uygun berrak Kızıldeniz kıyı- ları tüm dünyadan ziyaretçi bekliyor. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisin- de "gerçekleşmemiş bir beklenti" dile getirilmiştir? A) I B) II C) III D) IV E V 1 1 E

"Ağaç yaşken eğilmeli." yerine "Ağaç yaşken doğrulmal" dersek geleceğimiz farklı olabilir. Bu, çocuklarımıza RADI Bu cümle anlam akışına göre aşağıdakilerden hangisiyle tamamlanabilir? A) dik durmayı, çıkarları için eğilip bükülmemeyi öğretirsek mümkün olabilir. B) destek olarak, onları küçük yaşta eğiterek olabilir. C) güzel bir dünya bırakmak için hepimiz elimizden geleni yaparsak olabilir. D) küçük yaşta büyüklerine, topluma, çevresine karşı saygılı olmayı öğreterek olabilir. E) maddi ve manevi güçlü bir miras bırakmakla gerçekleşebilir. Diğer sayfaya geçiniz

2. TÜRKÇE TESTİ 1. 1. 2. Bu testte 40 soru vardır. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz nen Akupunktur, vücutta organlarla bağlantılı oldukları bili- noktalarına deri üzerinden özel iğneler batırı- larak uygulanan ve 1979 yılında Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından bilimsel bir ---- yöntemi olarak kabul edilen bir metottur. Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıda- kilerden hangisi getirilmelidir? A) kas llaç B) risk iyileştirme C basınç - sinir D) enerji-tedavi E) kuvvet çalışma 3 Mustafa Kutlu, Türk hikâyeciliğinin kilometre taşla 1 biridir. Yazdığı hikâyelerle yaşadığı çağa tanık

T. n u 1- u u 1, 33 g- DENEME-4 A 36 ve 37. soruları parçaya göre cevaplayınız. Hiç unutmuyorum, bir keresinde okulda idareciler ve öğretmenler arama yapmak için sınıfa baskın yaptılar. Gürçin Öğretmen, o an öğrencilerde bulunmaması gereken materyalleri yüksek sesle saydı ve saydık- larından herhangi birini üzerinde bulunduran varsa hemen kendisine getirmesini söyledi. Tabii ben ken- dimden emin olduğum için içim rahat bir şekilde aran- mayı beklerken o bana "Sende bir şeyler çıkacağını hissediyorum." diyerek çantamı ve diğer eşyalarımı kontrol etmeye başladı. O an çantamdan cep telefo- nu çıktı. Yaşadığım heyecandan olsa gerek, ne söy- lediğimi hatırlayamadım. Dahası, Gürçin Öğretmen'e hezeyan etmeye başladım. O da bana "Sakin ol, bu telefon senin mi ve bu telefonun sende ne işi var?" diye sordu. İnsan, üzerinde telefon olmadığını bilmez mi? Ama bunu, çantama kimin koyduğunu nereden bilebilirim ki? O nedenle bana yöneltilen bu soruya cevap veremedim. 36. Bu parçada geçen altı çizili sözü anlamca karşılayan bir ifade aşağıdaki seçeneklerin hangisinde kullanıl- mıştır? A) Evde olması gerektiği bir saatte dışarıdaydı ve ba- basını birden karşısında görünce saçmalamaya başladı. 5) Herkes Başkan Bey'den olaya dair açıklama bekli- yordu ne var ki o, iki söz söyleme bile tenezzül et- medi. C) Lafı öyle uzatırdı ki tam "Konu dağıldı." derken bir bakardık sözü başladığı yere çok güzel bir şekilde getirmeyi başarmış. D) O; neyi, ne zaman, ne şekilde ve ne kadar söylemesi gerektiğini bilen güçlü bir entelektüeldi. E) Arkadaşlarının düşüncesizce hareket etmelerine sitem etti ve bir daha böyle bir hata yapmamaları gerektiğini söyledi.

ik in u gibi okti. 10 Yolda yürürken karşısına aniden çıkan yılan, I || G adamı korkutmuştu. Bir süre öylece kalan adam derin bir nefes alınca kendine geldi. N IV. Bu cümledeki altı çizili sözcüklerden hangisi temel anlamda kullanılmamıştır? A) I B) II C) III DXIV E) V

26. Melikşah'ın ölümünden sonra oğulları arasında 1118 yılına ka- dar sürecek taht kavgaları başlamıştır. Aşağıdakilerden hangisi bu mücadelelerde yer alan melik- lerden (şehzade) biri değildir? A) Mahmut C) Kavurd E) Mehmet Tapar 27. Ticari faaliyetleri sayesinde çivi yazısı ve hiyeroglifin yerine kendi geliştirdikleri alfabenin kullanımını yaygınlaştırmışlardır. Bu alfabe, Yunanlılar ve Romalılar tarafından geliştirilerek bu- günkü Latin alfabesi oluşturulmuştur. Sümerler B) Sencer D) Berkyaruk Yukarıda sözü edilen İlk Çağ uygarlığı aşağıdakilerden hangi- sidir? B) Mısırlılar D) Fenikeliler C) Asurlular E) (İbraniler TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI - SOSYAL BİLİMLER-1 Sınav kodu (Y3223) 29, 30 7

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde öğüt anlamı daha belirgindir? A) Mutluluk, çoğu kez çok yakınımızdadır. B) İnsan olmak, erdemlerin en yücesidir. Bakmayı bilene yaşam oldukça renklidir. İnsan, kalbi ve diliyle ölçülen bir varlıktır. E) Her bildiğini söyleme, her söylediğini bil. C) D)

(1) Turgenyev'in Babalar ve Oğullar adlı eseri yapı özellikleri bakımından ele alındığı zaman klasik ölçülere göre kusursuz bir eserdir. (II) Yazar, XIX. yüzyılın özde gerçekçi felsefesine bağlı kalarak eserini klasik bir biçim anlayışı içinde yaratmışt (III) O, eserde dramatik roman tekniklerini büyük bir ustalıkla kullanmıştır. (IV) Bu demektir ki yazar eserinde geriye dönüş özet, tasvir, ruh tahlilleri gibi yöntemleri az kullanıp sahne tekniğine büyük ölçüde yer vermiştir. (V) Oyle ki eseri çok küçük bir gayretle bir tiyatro eserine dönüştürebilmek mümkündür. Bu parçada numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede kişisel görüşe yer verilmiştir. B) II. cümlede bir değerlendirme vardır. C) III. cümlede karşılaştırma yapılmıştır. D) IV. cümlede çıkarıma yer verilmiştir. EV. cümlede bir olasılıktan söz edilmiştir.

TYT / Türkçe 27-28. sorulanı aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Bazı romanlarda; fikrin basit, üslubun sade, olay örgüsünün gevşek olduğunu düşünüp yanılgıya kapılır okuyucu: "Bunu ben de yazabilirim." Oysa bu basitliğe ulaşmanın ne kadar zor olduğu, akıldan çıkar bu cümle kurulurken. Gereksiz kelimeler- den arınmanın, üslubun metnin mimarisini bozmasından çe- kinmenin, ortaya konulan meseleyi tartıştırmanın güçlükleri unutulur hızlıca. "Bunu ben de yazarımcılar" bu zorlukları gör- mezden gelir. Onların büyük yazarı, okurun karşısında maça bir sıfır önde başlamalı ve okuru, Adorno'nun Proust ile ilgili söyle- diği gibi "kendini yazardan daha zeki sanma mahcubiyetinden" kurtarmalıdır. Daha baştan eşitsizliği kabul eden, yazarla ya da metinle tartışmayı rafa kaldıran bir durumdur bu. Okur illa ikisin- den birini seçmek zorunda değildir. 19. Aşağıdakilerden hangisi bu sözlerin sahibi yazara ait ola- maz? J A) Kitap için araştırma yapılıp edinilen bilgilerin eser hâline ge- tirilmesi son derece zorlu bir süreçtir. B) Bir eser meydana getirmeyi son derece kolay görmek, eser yazarken verilen mücadeleyi hakir görmektir. C) Bazı eserlerde yazarın kolaya kaçması ve basit bir dil kul- lanması, okuyucuda eleştiri hakkı doğurmaktadır. D) Kimi romanlardaki okuma kolaylığı okuyucuyu yanıltsa da söz konusu kolaylık bile ilmek ilmek çabayla örülmektedir. E) Bir kitap yazabilmek için dile hâkim olmak, kullanılan üslubu metne uydurmak gibi beceriler gereklidir. 20. Bu parçada altı çizili ifadeyle kastedilen zorluklar arasında aşağıdakilerden hangisi bulunmaktadır? A) Toplumsal aksaklıkları tespit edip bunlara çözüm üretmeye uğraşmak B) Ele alman konuyla ilgili çok detaylı araştırma yapmak için çaba harcamak C) Okuyucuya hitap etmek için konuyu en basit hâle getirmek için çabalamak D) Kurguyla kullanılan dil arasında gerekli olan dengeyi sağ- lamaya çalışmak E) Ele alınan konu sebebiyle kimseyi kırmamak adına son de- rece hassas olmaya uğraşmak 21.