Cümlede Söz Konusu Olanlar Soruları

Türkiye'de yoğun olarak bulunan kayın or- manları arasında az sayıda porsuk ağacına da rastlanır. A) Türkiye'de porsuk ağaçlarının yetişmesi zordur. B) Türkiye'de en çok kayın ağacı yetişmektedir. Porsuk ağacı fazla dikilmemektedir. C) Porsuk ağacının yetişebilmesi için verimli top- raklar gerekmektedir. Porsuk ağaçları kayın ağaçlarıyla birlikte yeti- şebilmektedir. D) E)

11. Şiirin rengârenk şapkasını giymek kolaydır, şık da durur üstelik. Ne var ki şiire sıkı sıkı sarılan bir şair değilseniz ilk rüzgârda uçup gider kafanızdan. Şiirin çamurlu ayakkabısını giymek ise zordur ve elbette kimse hoşlanmaz balçıktan. Ama has şiire giden yol muhakkak buradan geçer. Şiirin ayakkabısı ilk giyişlerde şair adayının ayağına vuracak ve acı verecektir üstelik. Aşağıdakilerden hangisi parçada şiirle ilgili vurgulanmak istenen durumlardır? Gösterişi tercih etmek- acıdan uzak durmak B) Dirayetli olmak - albeniye aldanmamak C) Niceliği önemsemek - etkiletici olmak D) Beğenilir olmak - söyleyişi önemsemek E) İnandırıcı olmak - hayale yaslanmak

3. (1) Katışıksız düşüncenin istek üzerindeki egemenliği; bu iç bağdaşıklık, her yerde gerçekleşebilir. (II) Küçük nesneleri, bunca nesnellikle görebilen ve böylece düşüncelerinin ne kadar bağımsız olduğunu açıkça ortaya koyan o eşsiz Hollandalı ressamları düşünelim. (III) Bu resimlere bakan bir kimse, duygulanmadan edemez herhâlde. (IV) Bu önemsiz nesneleri, bunca dikkatle canlandırabilmesi için sanatçının ruhça ne kadar dingin ve yatışmış bir hâlde bulunması gerektiğini düşünmekten alamaz kendini. (V) Üstelik, kendisine dönünce, günlük hayatının endişeleri ve istekleri yüzünden karmakarışık ve anlaşılmaz hâle gelen duyguları ile bu dinginliğe erişmiş ressamların ruh hâli arasında ne büyük bir fark olduğunu daha iyi görür. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangilerinde olasılık anlamı vardır? A) Yalnız I B) Yalnız II D) I ve III C) I ve II E) I, IV ve V

u. ar n 3 5. ● ● Gold geri: geçmiş, mazi. anlamak: Bir şeyin ne demek olduğunu kavramak. yabancı: Bir konuda bilgisi olmayan. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "geri, anlamak, ya- bancı" sözcükleri belirtilen anlamlarını karşılayacak şekilde kullanmıştır? 96 De A) Geriye doğru baktığımızda yapay zekâ uygulama- larının yabancısı olduğumuzu şimdi daha iyi anlı- yorum. B Insan, hayallerinin gerisine düşünce yabancı pu- sulaların etkisine gireceğini daha o zaman anlar. Evin gerisine vuran güneş ışığı, avludaki yabancı arabaların hangi ile ait olduklarını anlamak için fır- sat sunuyordu. D Salgını önlemede temizliğin önemini anlasak da onun gerisindeki kültüre yabancı kalmamak önemlidir. 38 E Hayatın amacını anlamak, yabancısı olduğumuz veya gerilere düşürdüğümüz bir idrak seviyesi de gerektirir. 36 100-200+0² 36², 12-36

19:21. 19. (1) Köyde yaşayanlar doğayla ve gökyüzüyle sıkı bir ilişki için- deler, bunları fazladan bir çaba harcamadan görebiliyorlar. (II) Oysa köyü terk edip kente yerleşenler, doğayla yakın ilişkilerini de terk ediyorlar. (III) Bu nedenle, doğayı ve gökyüzünü göre- bilmek için hafta sonu pikniklerinin beklenmesi gerekiyor. (IV) Çünkü yüksek binaların yaygın olduğu kentte gökyüzü ancak geniş caddelere çıkıldığında görüş alanına girebiliyor. (M) Çi- men, ağaç derseniz onlara da kentte pek rastlanmaz. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağı- da verilenlerden hangisi yanlıştır? A) 1. cümlede, özne, adlaşmış sifat-fiilden oluşmuştur. B) II. cümlede, bağlaç kullanılmıştır. C) II. cümle, birleşik yapılı bir cümledir. D) IV. cümlede, hem yapım hem çekim eki almış sözcük kulla- nilmiştir. E) V cümlede, kişi zamirine yer verilmiştir. nesneleri belirtiyer U O 6 @ 21. Moderniza doğrudan sel olanı yeni ortay Moderniz çimde ya karşı olm Bu parça A) Dil, g B) Devi C-Açika D) Gün -E) Kon

6. 5.-6. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Birbirlerinden haberli midir bilinmez, Istanbul'da Vefa bozası fırtınası eserken Trakya'da da o Rumelili damardan gelen bir boza kültürü yeşermektedir. Günümüzde Tekirdağ'ın Ergene ilçesine bağlı bir belde olan Velimeşe, Trakya'da boza üzerine parmakla gösterilen bir yerleşim olarak dikkati çekmektedir Buna rağmen komşu yerleşimlerde isim yapmış bozacıların; Kırklareli Lüleburgaz'daki Balaban Bozacısı, Edirne'de Arslan Bozacısı ve daha pek çoğunun ortak noktası; kuşaklardır aktarılan bu geleneğin sahiplenenlerinin Rumelili göçmenler olduğudur. Velimeşe'nin sakinlerinin önemli bir bölümü, "93 Harbi" olarak bilinen Osmanlı-Rus Harbi sonrası, şimdi Bulgaristan sınırlarında olan Veliko Tirnova'nın Balvan Köyü'nden göçenlerdir. Istanbul'da Balkanlar'dan hemşehrileri Vefa bozası namini perçinlerken Velimeşe gibi Trakya'nın içlerindeki küçük bir köy yerleşiminde üretilen bozanın nasıl bu denli kendini tanıtabildiğinin hikâyesi çok hoştur. ada aşağıdaki sorulardan hangisinin cevabı Tekirdağ'ın hangi yerleşim lee Ed WOLN Evelimeşe bozasının küçük bir yerleşimden adını devreye duyurabilme öyküsü nasıldır? akya'daki bozacıların in büyük çoğunluğu neğini sürdürenler arasında Bu parçanın yazarı ile ilgili olarak 1. Kültürel gelişmeleri bitkilere özgü gelişim aşamalarından biriyle adlandırma, D) I ve II II. Sağlamlıkla ilgili teknik bir yöntemi cümle içine kalıcı ün salma anlamına gelecek şekilde alma III. Atmosfer olaylarını toplumsal yaygınlıkla ilgili bir durum için kullanma yaklaşımlarından hangisine sahip olduğu söylenebilir? A) Yalnız I B) Yalnız II 29 C) Yalnız III E) II ve III 7 303

2. O dağ köyünde öğretmenliğimin ilk günlerinde okuduğum kitap yüreğimin telini titretmiş, beni günlerce suskunluğa itmişti. Bu parçadaki altı çizili sözün cümleye kattığı anlam aşağı- dakilerin hangisinde vardır? A) Duyduğu bu sözler karşısında içi acımıştı. B) Manisa'ya gitmek istedim ama her defasında karşıma bir engel çıktı. Dinlediği şiir ona çok dokunmuş, onu etkilemişti. D) Ailesiyle ilgisini kesmişti, kimseyle konuşmuyor, ilgilenmi- yordu. E Hayatta kendimi çok yalnız hissediyorum.

4. (1) Argo ve küfür bir arınma işlemidir Can Yücel'de. (II) Kö- tülüğe, kötü düzene karşı aşılanmak için kutsalı delik deşik eder. (III) Tabii eski kutsalı ve yeni kutsalı adına yapar bu- nu. (IV) Bu yüzden sürekli olarak tarihsel olaylarla, bugünkü olayları iç içe işler. (V) Şiirsel eylemini kurmak, sürdürmek için en elverişli yolu seçmiştir: parodi. Bu parçadaki numaralandırılmış cümleler için aşağıda kilerden hangisi söylenemez? A) I. cümlede tespit yapılmıştır. B) II. cümlede amaç-sonuç ilgisi vardır. C) III. cümlede tezatlı söyleyiş vardır. D) IV. cümle kendinden öncekinin sonucudur. E) V. cümlede koşul-sonuç ilgisi vardır. 8

49. Epik de yazsa lirik de yazsa anlatımıyla "Bu, şu yazarındır.", dedirtebilmesi gerek bir sanatçının. Ben, tek bir paragrafım okunduğunda, onu yazanın ben olduğum anlaşılsın isterim. Bunu başarabilirim, başaramam; o ayrı konu. Ama yazar olmanın bunu gerektirdiğine inanıyorum. Bu sözleri söyleyen yazar, aşağıdakilerden hangisini vurgulamak istemiş olabilir? A) Yazınsal türlerin belli özellikleri olduğunu B) Yapıtta üslubun önemini C) Yazma konusunda kendisine çok güvendiğini D) Yazarken başkalarının görüşlerinden yararlandığını E) Yazarların, kendilerini tekrarlamaktan kaçınması gerektiğini 53.

lamın bir kılıfı, hikâyede arak bir sıraya i unsura özellikleri kıvraklığı cığının e emek atı a nöronlarımın endişelerini, Bu hüznün Bilimsel an kişiler duygudaşlık, sındakinin . Sanatçıların kilerden diyor? ye k nüzün var? k sizce de sorunlar uyu 13 Türkiye Geneli Deneme 35-36. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Herkesin yazar olabileceğini söylemek herkesin doktor, berber, piyanist olabileceğini söylemekten çok farklı değil aslında. Evet, herkes her şey olabilir ama yine de kimi zaman bu bize imkânsız görünür. Çünkü hep en yaratıcı ustalara bakarak yön tayin ediyoruz. Yanlış olan bu. Yaşar Kemal, Dostoyevski ya da James Joyce'a bakıp ne kadar çalışsak da onlar kadar büyük yazarlar olamayacağımızı düşünürüz. Bu ne yazık ki doğrudur. Ama bu her meslek, her beceri için geçerlidir. Nasıl ki tüm fizikçiler Hawking ya da Einstein olamıyorsa biz de o büyük yazarlardan biri olamayız. Ama madem Hawking olunamıyor o zaman fizik eğitimi almanın gereği yok hatta fizikçi olmaya da çalışmayalım demiyoruz. Olağanüstü figürlerin dehası bizi yanıltır. Onların yüceltilmesi bir yere kadar yararlıdır, insanların dikkatini o alana çeker ama bir noktadan sonrası çok zararlı oluyor. Dehaların varlığı bizlerin yaşama sevincini köreltiyor. Oysa o dehalar da sadece kendi yetenekleriyle o noktaya ulaşmadılar. Einstein kim bilir adını bilmediğimiz nice bilimcinin katkılarından yararlandı. Onlar, o alanın belli bireyler üzerinde kristalleşip görünür olmasıdır. Ancak bu diğerlerinin katkılarını küçümsememizi gerektirmez. 35. Bu parçanın yazarının aşağıdakilerden hangisini söylemesi beklenir? A) Yaratıcı yeteneklere öykünmek başarı için en önemli basamaktır. B) Büyük yazarlar, dehaları taklit ederek gerçek özgünlüğü yakalayabilir. C) Yazar, hakikati yansıtabildiği ölçüde yaratıcı olma yoluna girer. Yazma uğraşısı, yazar olma düşüncesiyle sınırlandırılmamalı. D) E) Her meslekte olduğu gibi yazarlıkta da en önemli vasıf, yetenek ve çabadır. 36. Bu parçada altı çizili sözle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Dehalar, bilimsel yetkinliği olanlar içinde en üst aşamaya ulaşarak ortaya çıkarlar. 1 B) Dâhi olanlar, üstün fikirleriyle başkalarını etkileyip onları harekete geçirir. C) Parlak fikirleriyle öne çıkanlar, her dönem insanların dikkatini celbeder. D) Yılların birikimi, dâhi insanları zirveye çıkaran birer basamaktır. E) Entelektüel maceralar yaratıcı zekâ ve hayal gücüyle billurlaşır. Diğer sayfaya geçiniz. **

3. Bazı zorba hükümdarlar ya da yöneticiler halkı sindirince "Bu iş tamam." derler. Ama kazın ayağı öyle değildir. Kor- kunun, çekilen sıkıntıdan daha çok olduğu durumda, kötü düşünceler en tehlikeli hâle gelir. Acının bir sınırı varsa da korkunun yoktur. Sabri tüketen büyük zulümler bilhassa zi- hinleri yıpratır. Hiçbir kral ya da devlet, zihinlerdeki huzur- suzluğu ve gittikçe büyüyen çekemezliği görmezden gel- memeli zira uzun zamandan beri insanların öfkesi sürekli kabardığından devlet felakete uğramayabilir, başka deyişle her kalkan toz bir fırtınaya sebep olmayabilir ancak şu ra- hatlıkla söylenebilir ki: Değişik zamanlarda kalkan tozlar bir araya gelip güçlenerek bir fırtınaya sebep olabilir. Bu konu- da bir İspanyol atasözü şöyle der: Gergin bir ip, çok hafif bir çekmeyle kopar." Bu parçayı okuyan bir öğrenci, öğretmenlerine "Bizim de böyle bir atasözümüz yok mu?" diye sorar. Buna göre hangi öğretmenin verdiği cevap doğrudur? A) Kübra Öğretmen: Bir ipte iki cambaz oynamaz. B Şule Öğretmen: Atlar tepişir, arada eşekler ezilir. Beyza Öğretmen: Yuvarlanan taş, yosun yutmaz. D) Ceyda Öğretmen: Kaynayan kazan kapak tutmaz. E) Feyza Öğretmen: Gürültü istemeyen bakırcı dükkânına girmesin.

J hg 2. Türkçede, "tuz" pek çok deyimde ve atasözünde yer alır. Bir şeye "tuz biber ekmek" üzüntüyü, kusuru ar- I tıracak durum yaratmaktır; "çorbada tuzu bulunmak" || bir işte veya görevde az da olsa emeği geçmiş kişiler için söylenir. Çok para vererek satın alınan bir şey için "tuzluya mal oldu" deyimi kullanılırken bir iş ya- ||| pılırken çalışmayıp seyreden kişiye "tuzlayayım da IV kokmasın" denir. Zevksiz, yavan gelen şeyler için ise "tadı tuzu yok" deyimi kullanılır. V Bu parçada numaralanmış deyimlerden hangisi- nin anlamı yanlış açıklanmıştır? C) III A) I B) II D) IV E)V bry Yayınları

5 Fe (11-15) ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi (16-20) alanlarına ait toplam 20 L BİLİMLER TESTI HIZ DENEMESİ ayrılan kısmına işaretleyiniz. 3. 1018 yılında Çağrı Bey, Anadolu'ya keşif amaçlı ilk Oğuz akınlarını yapmıştır. Bu akınlar sonucunda Anadolu ile ilgili bilgiler içeren raporu Tuğrul Bey'e sunmuştur. Çağrı Bey'in hazırladığı raporda geçen aşağıdaki ifade. lerden hangisinin Anadolu'nun Türkler için uygun yurt olduğu anlayışını desteklemediği söylenebilir? A) Toprakların tarıma uygun olması B) İklimin hayvancılık için müsait olması C) Ticaret yolları bakımından kritik öneme sahip olması D) Siyasi açıdan birliktelik olmaması E) İşgal ve istilaya açık bölge olması JODOH HIRAT 0 ADT monoluds>i novimble CH teamulqoT ev ahnias helmişiğe gibited nhebhoT sbmeno izsono tegime nelmat teyshell isleytengo Y

34. Bir deliler evinin bahçesindeydi, solgun yüzlü, yüreklere hayranlık veren bir delikanlıya rastladım. Oturduğu sıraya, yanı başına iliştim ve sordum: "Neden buradasın?" Ve bana şaşkınlıkla baktı ve dedi: "Yersiz bir soru bu ama yine de cevaplayacağım: Babam da amcam da beni kendi kopyası yapmak istiyordu. Annem, bende görkemli babasını görmek istiyordu. Ablam uzak denizlerin yolcusu kocasının benim için izlenecek en iyi örnek olduğu kanısındaydı.Ağabeyim tıpkı kendisi gibi iyi bir atlet olmamda ısrarcıydı. Ve öğretmenlerim de felsefe profesörü, musiki üstadı ve mantıkçı; her biri benim aynadaki kendi yansımaları olmam konusunda kararlıydı. Buraya bu nedenle geldim. Burayı daha sağlıklı buluyorum. Hiç değilse kendim olabiliyorum." Ardından bana döndü ve dedi: "Söyle bana, sen de eğitim ve türlü nasihatler sonucu mu buraya geldin?" Yanıtladım: "Hayır, ben bir ziyaretçiyim." Ve dedi: "- 33 Bu parçada boş bırakılan yere düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir? A) Halimden anlayan biri olmanı öyle isterdim ki! BAh, öyleyse sen de duvarın ötesindeki deliler evinde yaşayanlardan birisin! C) Senin de kafayı yiyen biri olmadığına çok sevindim. D) Görüyorsun işte ikimiz yan yana akan iki farklı ırmak gibiyiz. E) Öyleyse dışarıdaki hayatla ilgili bana söyleyecek çok şeyin var.

2. Dünyanın en ufak köşesini bile bana yasaklasalar yaşamın tadı kaçar sanki. Çünkü ben hiçbir yerde eli kolu bağlı kal- mayı sevmem. Çekilir şey midir memleketin bir bucağına çi- vilenip kalmak? Attığım her adımdan keyif alamadıktan sonra ne anlamı var yaşamanın? Bu yüzden yollar, şehirler, ülkeler meskenim olmuştur her daim. Bu parçada yazar aşağıdakilerden hangisini vurgulamak- tadır? AÖzgürlüğe düşkün olduğunu B) Etrafındakilerden uzaklaşmak istediğini X C) Kuralları yıkmaya çalıştığını X D) Öz güveninin yüksek olduğunu X E) Yalnızlığı sevmediğini

Aşağıdakilerin hangisinde deyim, kullanıldığı cümlenin anlamıyla önüşmemektedir? A) Yüreğini serinletecek bir şeyler arasa da bulamıyordu. O Davette giydiği elbise üstünden dökülüyor, insanlar hayranlıkla ona bakıyordu. C) Onun iyi gün dostu olduğunu anlayınca ona karşı tavır- lanını değiştirdi. Dergi güzel olmuştu ama kapağı içime sinmedi. Bu adam helal süt emmiş, onunla her iş yapılır.