Hayalindeki netler. İhtiyacın olan her şey. Tek platform.

Soru çözüm, yayın seti, birebir rehberlik, canlı dersler ve daha fazlası Kunduz’da. Şimdi al, netlerini artırmaya başla.

Hikâye ve Yapı Unsurları Soruları

6-Aşağıda numaralar ile verilen tanımları, harf ile verilen kavramlarla eşleştirerek harfleri
numaraların
yanındaki yay ayraçların içine yazınız.
a) İç Konuşma
b) Gözlemci
Anlatıcı
c) Gösterme
ç) Diyalog
(1. Karşılıklı konuşmalara dayanır.
() 2. Olup biten her şeyin bütün ayrıntılarıyla olduğu gibi dışardan en az
müdahele ile sergilenmesidir.
() 3. Hikâye kişisinin, aklından geçenleri kendi kendisiyle konuşmasıdır.
() 4. Anlatıcı görgü tanığı konumundadır ve gözlemlediği olayları belli bir
mesafeden aktarır.
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı Unsurları
6-Aşağıda numaralar ile verilen tanımları, harf ile verilen kavramlarla eşleştirerek harfleri numaraların yanındaki yay ayraçların içine yazınız. a) İç Konuşma b) Gözlemci Anlatıcı c) Gösterme ç) Diyalog (1. Karşılıklı konuşmalara dayanır. () 2. Olup biten her şeyin bütün ayrıntılarıyla olduğu gibi dışardan en az müdahele ile sergilenmesidir. () 3. Hikâye kişisinin, aklından geçenleri kendi kendisiyle konuşmasıdır. () 4. Anlatıcı görgü tanığı konumundadır ve gözlemlediği olayları belli bir mesafeden aktarır.
gerçek ya da gerçeğe uygun olay veya durumların kişi, yer ve
zaman ögelerine bağlı olarak anlatıldığı kısa edebî türdür. Bu türün
yapı unsurları olan olay, kişi, yer ve zaman dar kapsamlıdır. Bu
türde genellikle kısa cümleler kullanılır.
2)Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki türlerden hangisi
getirilmelidir?
A) Masal B Roman
C) Fabl D) Hikâye E) Halk hikâyesi
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı Unsurları
gerçek ya da gerçeğe uygun olay veya durumların kişi, yer ve zaman ögelerine bağlı olarak anlatıldığı kısa edebî türdür. Bu türün yapı unsurları olan olay, kişi, yer ve zaman dar kapsamlıdır. Bu türde genellikle kısa cümleler kullanılır. 2)Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki türlerden hangisi getirilmelidir? A) Masal B Roman C) Fabl D) Hikâye E) Halk hikâyesi
2. Aşağıdaki yazarlar verilen eserlerle eşleştirildiğinde hangisi dışta kalır?
A) Ahmet Vefik Paşa
B) Kaşgarlı Mahmut
C)Sami Paşazade Sezai
D) Şemsettin Sami
E) Zemahşeri
1. Kısa ve yoğun bir anlatımı vardır.
II. Genellikle didaktik ögelerle yüklüdür.
W. Önemli temsilcilerinden biri Ferit Edgü'dür.
Edebiyatımızda ilk kez Cumhuriyet Dönemi'nde gö
V Şiirsel bir üsluba sahiptir.
3. Küçürek öykü türü ile ilgili numaralanmış
A) I. B) I C) III. D) IV. E) V
an hangisi yanlıştır?
Soru
Eteklerinde Sarısu'yun aktığı Altın Dağlar silsilesinden ulu Karadağ'ın çorak yamaçlarında bir gölge ilerliyordu. Sabahtı. Güneş ilk tatlı
ışıklarını, tepeden dökerek henüz serin ve taze akan nehrin dalgacıkları üstüne yayıyordu.
4. Bir hikâyeden alınan bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A) Gözlemci bakış açısıyla yazılmıştır.
B) Bir hikâyenin serim bölümünden alınmıştır.
C) Küçürek hikâye özelliklerini yansıtır.
D) Duyular arası aktarma yapılmıştır.
E) Tahkiye (anlatma) tekniği kullanılmıştır.
Kendi yaşantımı düşündüm; bulunduğum çevreleri, iş yerlerini, tanıdığım insanları... Boş verebilseydim, hiçbir şeye aldırmasaydım,
üzülecek yerde gülseydim... Ama yapamadım, anlamamıştım yaşamın maskeli bir balo olduğunu. insanların her gün, her an değişik
maskeler taktıklarını... Ben de kendime çeşitli maskeler hazırlamalıymışım! Boy boy, renk renk... Yerine göre kullanmalıymışım,
duruma göre... Güleç, kızgın, asık suratlı, üzgün, perişan, mutlu... Hepsinin yeri geldi ama yapamadım. Hep kendi yüzümü taşıdım.
"Binbir surat" denilen insanlar arasında maskesiz biri yaşayabilir miydi? Dayanabilir miydi?
5. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? (2013-LYS)
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı Unsurları
2. Aşağıdaki yazarlar verilen eserlerle eşleştirildiğinde hangisi dışta kalır? A) Ahmet Vefik Paşa B) Kaşgarlı Mahmut C)Sami Paşazade Sezai D) Şemsettin Sami E) Zemahşeri 1. Kısa ve yoğun bir anlatımı vardır. II. Genellikle didaktik ögelerle yüklüdür. W. Önemli temsilcilerinden biri Ferit Edgü'dür. Edebiyatımızda ilk kez Cumhuriyet Dönemi'nde gö V Şiirsel bir üsluba sahiptir. 3. Küçürek öykü türü ile ilgili numaralanmış A) I. B) I C) III. D) IV. E) V an hangisi yanlıştır? Soru Eteklerinde Sarısu'yun aktığı Altın Dağlar silsilesinden ulu Karadağ'ın çorak yamaçlarında bir gölge ilerliyordu. Sabahtı. Güneş ilk tatlı ışıklarını, tepeden dökerek henüz serin ve taze akan nehrin dalgacıkları üstüne yayıyordu. 4. Bir hikâyeden alınan bu parçayla ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez? A) Gözlemci bakış açısıyla yazılmıştır. B) Bir hikâyenin serim bölümünden alınmıştır. C) Küçürek hikâye özelliklerini yansıtır. D) Duyular arası aktarma yapılmıştır. E) Tahkiye (anlatma) tekniği kullanılmıştır. Kendi yaşantımı düşündüm; bulunduğum çevreleri, iş yerlerini, tanıdığım insanları... Boş verebilseydim, hiçbir şeye aldırmasaydım, üzülecek yerde gülseydim... Ama yapamadım, anlamamıştım yaşamın maskeli bir balo olduğunu. insanların her gün, her an değişik maskeler taktıklarını... Ben de kendime çeşitli maskeler hazırlamalıymışım! Boy boy, renk renk... Yerine göre kullanmalıymışım, duruma göre... Güleç, kızgın, asık suratlı, üzgün, perişan, mutlu... Hepsinin yeri geldi ama yapamadım. Hep kendi yüzümü taşıdım. "Binbir surat" denilen insanlar arasında maskesiz biri yaşayabilir miydi? Dayanabilir miydi? 5. Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır? (2013-LYS)
KOŞUCU
Hep koşuyorsun, hep koşuyorsun, hiç durmayacak mısın sen, dedim.
Ben durmasını bilmem ki, dedi. Yeter ki sizler yolumdan çekilin ve bana böyle anlamsız sorular sormayın.
Böyle koştuğuna göre varacağın bir yer olmalı, dedim. Dünyanın yuvarlak olduğunu öğretmediler mi sana? Ne kadar koşarsan
koş varacağın yer burası. Yol açın bana, yol açın, diye inledi. Bir kez durursam bir daha koşamam, bunu anlamıyor musun?
Ferit EDGU, Do Sesi
9. Yukarıdaki metin hangi hikâye türüne örnektir? Niçin? 10p.
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı Unsurları
KOŞUCU Hep koşuyorsun, hep koşuyorsun, hiç durmayacak mısın sen, dedim. Ben durmasını bilmem ki, dedi. Yeter ki sizler yolumdan çekilin ve bana böyle anlamsız sorular sormayın. Böyle koştuğuna göre varacağın bir yer olmalı, dedim. Dünyanın yuvarlak olduğunu öğretmediler mi sana? Ne kadar koşarsan koş varacağın yer burası. Yol açın bana, yol açın, diye inledi. Bir kez durursam bir daha koşamam, bunu anlamıyor musun? Ferit EDGU, Do Sesi 9. Yukarıdaki metin hangi hikâye türüne örnektir? Niçin? 10p.
A GRUBU
SABIHA BAHÇIVAN ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI
1. DÖNEM 1. YAZILI SORULARI (2019)
S1)Aşağıda verilen cümleleri doğru ve yanlış olarak değerlendiriniz.(2x5=10P)
Edebiyatımızda küçürek öykü türünde ilk örnekleri veren Refik Halit karay'dan sonra Oğuz Atay Yaşar Kemal
Aziz Nesin gibi birçok yazar da başarılı çalışmalar ortaya koymuşlardır.)
Iç Monolog, ironi, Pastiş Bilinç Akişi gibi anlatım teknikleri hikaye türünde de kullanian anlatım teknikleridir.
İki cümleyi birbirine bağlayan 'ama,fakat,lakin, gibi once noktali virgül kullanılır.()
Tanzimat Dönemi'nde Şemsettin Sami Ahmet Vefik Paşa, Muallim Naci gibi sanatçılar sözlük çalışması
yapmışlardır.()
Türk dilinin zamanın koşullarına göre oluşturulmuş ilk sözluğu alan Divani Lugatit Turk Araplara Türkçe
öğretmek amacıyla yazılmış onemli bir sözlüktür.( )
S2)Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun ifadelerle tamamlayınız.(2X5=10P)
.
A. Postmodernizmin etkisiyle hikaye yazarı, eserinde
düzensiz, sırsız ve sayıklama içinde verir.
6.
tekniğinden yararlanarak düşüncelerini
kullanarak etkili bir anlatım sağlamayı amaçlamışlardır
hikaye de denen küçürek öykü türünde eser veren yazariaren az sayıda kelime
C. Ali Şir Nevai'nin 15. yy.da yazdığı Muhakemetül Lügateyn Türkçe ve Farsçayı karşılaştıran bir eserdir" cümlesi
herkes için geçerli olduğundan
bir yargıdır.
D. "Dün gece yarısına kadar Peyami Safa'vi okudum "cümlesinde altı çizili sözde
E
Zamanatının üstündeki delikanlı, köşede oturan yaşlı adama: "Hayatı anıyorum."dedi. Yaşlı
adam, delikanlıya, "Doğrucadevamet!" dedi, "Hemenyolunun üstünde
Ne kadar gitti bilemedi, ileride bir kadına bir kez daha sordu: "Hayatı anıyorum!"
Kadın, artık yaşlanmışolanadama, "Tersyondesin."dedi, "geçmişsin.geldiğinyerdeydi. Adam
geriye doğru baktı. Hiçbir şey göremiyordu. (Ferit Edgü)
$3. Tablodaki soruları yukarıdaki metne göre cevaplandiriniz. (2X6=12P)
Tema ve konu
Bakış açısı
Dil ve Anlatım
hikayesi olarak da bilinen Mauppasant tarzı hikayede serim-düğüm-çözüm bölümleri görülür.
Anlatım teknikleri
Hikâye türü:
S4.Tarihten bugüne yazılan Türkçe sözlüklerden beş tanesini yazınız.(2x5=10P)
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı Unsurları
A GRUBU SABIHA BAHÇIVAN ANADOLU LİSESİ 12. SINIF TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI 1. DÖNEM 1. YAZILI SORULARI (2019) S1)Aşağıda verilen cümleleri doğru ve yanlış olarak değerlendiriniz.(2x5=10P) Edebiyatımızda küçürek öykü türünde ilk örnekleri veren Refik Halit karay'dan sonra Oğuz Atay Yaşar Kemal Aziz Nesin gibi birçok yazar da başarılı çalışmalar ortaya koymuşlardır.) Iç Monolog, ironi, Pastiş Bilinç Akişi gibi anlatım teknikleri hikaye türünde de kullanian anlatım teknikleridir. İki cümleyi birbirine bağlayan 'ama,fakat,lakin, gibi once noktali virgül kullanılır.() Tanzimat Dönemi'nde Şemsettin Sami Ahmet Vefik Paşa, Muallim Naci gibi sanatçılar sözlük çalışması yapmışlardır.() Türk dilinin zamanın koşullarına göre oluşturulmuş ilk sözluğu alan Divani Lugatit Turk Araplara Türkçe öğretmek amacıyla yazılmış onemli bir sözlüktür.( ) S2)Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yerleri uygun ifadelerle tamamlayınız.(2X5=10P) . A. Postmodernizmin etkisiyle hikaye yazarı, eserinde düzensiz, sırsız ve sayıklama içinde verir. 6. tekniğinden yararlanarak düşüncelerini kullanarak etkili bir anlatım sağlamayı amaçlamışlardır hikaye de denen küçürek öykü türünde eser veren yazariaren az sayıda kelime C. Ali Şir Nevai'nin 15. yy.da yazdığı Muhakemetül Lügateyn Türkçe ve Farsçayı karşılaştıran bir eserdir" cümlesi herkes için geçerli olduğundan bir yargıdır. D. "Dün gece yarısına kadar Peyami Safa'vi okudum "cümlesinde altı çizili sözde E Zamanatının üstündeki delikanlı, köşede oturan yaşlı adama: "Hayatı anıyorum."dedi. Yaşlı adam, delikanlıya, "Doğrucadevamet!" dedi, "Hemenyolunun üstünde Ne kadar gitti bilemedi, ileride bir kadına bir kez daha sordu: "Hayatı anıyorum!" Kadın, artık yaşlanmışolanadama, "Tersyondesin."dedi, "geçmişsin.geldiğinyerdeydi. Adam geriye doğru baktı. Hiçbir şey göremiyordu. (Ferit Edgü) $3. Tablodaki soruları yukarıdaki metne göre cevaplandiriniz. (2X6=12P) Tema ve konu Bakış açısı Dil ve Anlatım hikayesi olarak da bilinen Mauppasant tarzı hikayede serim-düğüm-çözüm bölümleri görülür. Anlatım teknikleri Hikâye türü: S4.Tarihten bugüne yazılan Türkçe sözlüklerden beş tanesini yazınız.(2x5=10P)
Zaman atın üstündeki delikanlı, köşede oturan yaşlı adama "Hayatı arıyorum." dedi. Yaşlı adam, delikanlıya "Doğruca
devam et." dedi. "Hemen yolunun üstünde..." Ne kadar gitti bilemedi, ileride bir kadına bir kez daha sordu: "Hayatı anıyorum."
Kadın, artık yaşlanmış olan adama "Ters yöndesin." dedi. "Geçmişsin."
4.Üstteki kısa hikaye türüne ne ad verilir, bu tarz hikayenin dört belirgin özelliğini yazınız.(10p)
5. a) Ocağına incir dikmek, b) Başını taşa vurmak, c) Bindiği dalı kesmek, d) Buluttan nem kapmak, e) burnundan kıl
aldırmamak" deyimlerini aşağıdaki açıklamaların yanına uygun olacak şekilde belirtiniz. (5p)
*Kendisine söz söyletmemek, çok huysuz ve kibirli olmak. (
* En küçük bir şeyden bile alınmak, çok alıngan olmak. (
* Bir firsatı kaçırınca ya da başarısızlığa uğrayınca çok üzülmek. ( )
* Yarar sağladığı bir şeyi ortadan kaldırmak, kendisi için zararlı duruma getirmek. ( )
* Birinin evini barkını dağıtmak, düzenini alt üst etmek. ( )
6. Aşağıda tanıtılan sanatçılar kimdir? Altlarındaki boşluklara yazınız. (6p)
I Hikâye yazarlığının yanı sıra resim eleştirileri ve
denemeleriyle ün yapmış, şiir türünde de eser vermiştir.
Kafka'nın ve varoluşçuluğun etkisinde yeni bir hikâye
anlayışı getirmeye çalışmıştır. Yaşamın anlamsızlığını,
çevresiyle uyum sağlayamayan bireyin sorunlarını, kişisel
bunalımları dile getirmiştir. Kısa hikâyelerinde Doğu'nun
ve taşranın derinlikli ruh halini yansıtmıştır. Kimse,
O/Hakkari'de Bir Mevsim, Çığlık, Avara Kasnak önemli
eserlerindendir.
(.....
II Sadece hikâye türünde eser veren nadir yazarlarımızdandır.
Hikâyelerinde genellikle Anadolu'nun acılarını, cahil ve perişan halkı,
asırlarca aydınların söylemleri ve çeşitli politikalarla geri bırakılmış
insanımızın yaşamını anlatmıştır. Hikâyelerinin en önemli özelliği, kendi
başına müstakil olarak yazılmalarına rağmen bir araya geldiklerinde
başarılı bir şekilde "bütün" oluşturmalarıdır. Son hikâyelerinde, özellikle
tasavvufi bir dilin peşinden koşmuş ve tasavvuf konularına yönelmiştir.
Kutlu, hikâyelerini "az söz, çok mana" anlayışıyla kendine has,
alışılmamış cümle yapısı ile oluşturduğu başarılı bir üslupla yazmıştır.
Ortadaki Adam, Gönül işi, Yokuşa Akan Sular, Uzun Hikaye önemli
eserlerindendir. (.....
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı Unsurları
Zaman atın üstündeki delikanlı, köşede oturan yaşlı adama "Hayatı arıyorum." dedi. Yaşlı adam, delikanlıya "Doğruca devam et." dedi. "Hemen yolunun üstünde..." Ne kadar gitti bilemedi, ileride bir kadına bir kez daha sordu: "Hayatı anıyorum." Kadın, artık yaşlanmış olan adama "Ters yöndesin." dedi. "Geçmişsin." 4.Üstteki kısa hikaye türüne ne ad verilir, bu tarz hikayenin dört belirgin özelliğini yazınız.(10p) 5. a) Ocağına incir dikmek, b) Başını taşa vurmak, c) Bindiği dalı kesmek, d) Buluttan nem kapmak, e) burnundan kıl aldırmamak" deyimlerini aşağıdaki açıklamaların yanına uygun olacak şekilde belirtiniz. (5p) *Kendisine söz söyletmemek, çok huysuz ve kibirli olmak. ( * En küçük bir şeyden bile alınmak, çok alıngan olmak. ( * Bir firsatı kaçırınca ya da başarısızlığa uğrayınca çok üzülmek. ( ) * Yarar sağladığı bir şeyi ortadan kaldırmak, kendisi için zararlı duruma getirmek. ( ) * Birinin evini barkını dağıtmak, düzenini alt üst etmek. ( ) 6. Aşağıda tanıtılan sanatçılar kimdir? Altlarındaki boşluklara yazınız. (6p) I Hikâye yazarlığının yanı sıra resim eleştirileri ve denemeleriyle ün yapmış, şiir türünde de eser vermiştir. Kafka'nın ve varoluşçuluğun etkisinde yeni bir hikâye anlayışı getirmeye çalışmıştır. Yaşamın anlamsızlığını, çevresiyle uyum sağlayamayan bireyin sorunlarını, kişisel bunalımları dile getirmiştir. Kısa hikâyelerinde Doğu'nun ve taşranın derinlikli ruh halini yansıtmıştır. Kimse, O/Hakkari'de Bir Mevsim, Çığlık, Avara Kasnak önemli eserlerindendir. (..... II Sadece hikâye türünde eser veren nadir yazarlarımızdandır. Hikâyelerinde genellikle Anadolu'nun acılarını, cahil ve perişan halkı, asırlarca aydınların söylemleri ve çeşitli politikalarla geri bırakılmış insanımızın yaşamını anlatmıştır. Hikâyelerinin en önemli özelliği, kendi başına müstakil olarak yazılmalarına rağmen bir araya geldiklerinde başarılı bir şekilde "bütün" oluşturmalarıdır. Son hikâyelerinde, özellikle tasavvufi bir dilin peşinden koşmuş ve tasavvuf konularına yönelmiştir. Kutlu, hikâyelerini "az söz, çok mana" anlayışıyla kendine has, alışılmamış cümle yapısı ile oluşturduğu başarılı bir üslupla yazmıştır. Ortadaki Adam, Gönül işi, Yokuşa Akan Sular, Uzun Hikaye önemli eserlerindendir. (.....
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde boş bırakılan yere uygun sözcükler getirerek ifadeyi
tamamlayınız? (15P)
*Kısa, yoğun anlatımı vardır...
amaçlanır.
.az sayıda kelime ile etkili bir anlatım sağlamak
.....anlayış bireyden, onun iç dünyasının karmaşıklığından hareket eder ve
gerçekliğe ulaşmaya çalışır. Ancak bu gerçeklik geleneksel-gerçekçi anlayışın temsil ettiği kadar yalın, düz
bir gerçeklik değildir.
* İslami duyarlılıkla öyküler yazmıştır........
*
....günlük hayatta her zaman karşılaşılan sıradan
kişiler, köyden kente göç ile Anadolu insanının hayatı eserlerinde ön plana çıkar. Ortadaki Adam, Uzun
Hikaye adlı eserleriyle tanınmıştır.
* Özellikle ......
.döneminde hikâyeciliğimiz hem teknik hem içerik yönünden
gelişmiştir. Bu gelişim süreci 1960 sonrasında da devam etmiştir.
* 1960 sonrası hikayecilikte....
...gibi konular işlenmiştir.
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı Unsurları
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde boş bırakılan yere uygun sözcükler getirerek ifadeyi tamamlayınız? (15P) *Kısa, yoğun anlatımı vardır... amaçlanır. .az sayıda kelime ile etkili bir anlatım sağlamak .....anlayış bireyden, onun iç dünyasının karmaşıklığından hareket eder ve gerçekliğe ulaşmaya çalışır. Ancak bu gerçeklik geleneksel-gerçekçi anlayışın temsil ettiği kadar yalın, düz bir gerçeklik değildir. * İslami duyarlılıkla öyküler yazmıştır........ * ....günlük hayatta her zaman karşılaşılan sıradan kişiler, köyden kente göç ile Anadolu insanının hayatı eserlerinde ön plana çıkar. Ortadaki Adam, Uzun Hikaye adlı eserleriyle tanınmıştır. * Özellikle ...... .döneminde hikâyeciliğimiz hem teknik hem içerik yönünden gelişmiştir. Bu gelişim süreci 1960 sonrasında da devam etmiştir. * 1960 sonrası hikayecilikte.... ...gibi konular işlenmiştir.
İnsanın belleğindeki bu ikilik en az yarım asırdan beri malumdur. Birine 'sosyal ben', hatta 'resmi ben', ötekine 'asil
ben' temel ben' dendiği olmuştur. Daha birçok Ben'ler düşünülebilir. Fakat kökleri iki tanedir. Ancak bunların şuur
mekanizmasındaki yerleri ve fonksiyonları karanlıktır. Bir 'gayrişuur veya onun tam anlamdaşı olmayarak bir 'şuuraltı tasawur
edilir. Bence, bunun belirtilerine göre üç tabakası vardır. Biri ruhîdir ve hatıralanı saklar. İkincisi vücuda bağlı, somatiktir,
içgüdüleri ve refleksleri taşır. Üçüncüsü atavik veya genetiktir, atalardan intikal eden, kromozomların beden ve ruh üzerine gizli
tesirlerini taşır. Fakat bu üç tabakadan hiç birine sosyal benimizi yerleştiremeyiz. (...) Meral'in kendi kendinden nefreti, bu
'şuurüstü'nün sosyal tabakasıyla şuuraltı'nın somatik tabakası arasında bir mücadelenin işaretidir. Yani klasik ifadesiyle ahlak ve
beden arasında bir çatışma.
Peyami SAFA, Yalnızız
11. Metinde hangi bilim dallarından yararlanılmıştır?
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı Unsurları
İnsanın belleğindeki bu ikilik en az yarım asırdan beri malumdur. Birine 'sosyal ben', hatta 'resmi ben', ötekine 'asil ben' temel ben' dendiği olmuştur. Daha birçok Ben'ler düşünülebilir. Fakat kökleri iki tanedir. Ancak bunların şuur mekanizmasındaki yerleri ve fonksiyonları karanlıktır. Bir 'gayrişuur veya onun tam anlamdaşı olmayarak bir 'şuuraltı tasawur edilir. Bence, bunun belirtilerine göre üç tabakası vardır. Biri ruhîdir ve hatıralanı saklar. İkincisi vücuda bağlı, somatiktir, içgüdüleri ve refleksleri taşır. Üçüncüsü atavik veya genetiktir, atalardan intikal eden, kromozomların beden ve ruh üzerine gizli tesirlerini taşır. Fakat bu üç tabakadan hiç birine sosyal benimizi yerleştiremeyiz. (...) Meral'in kendi kendinden nefreti, bu 'şuurüstü'nün sosyal tabakasıyla şuuraltı'nın somatik tabakası arasında bir mücadelenin işaretidir. Yani klasik ifadesiyle ahlak ve beden arasında bir çatışma. Peyami SAFA, Yalnızız 11. Metinde hangi bilim dallarından yararlanılmıştır?
Açık Uçlu Sorular
Aşağıda yer alan metni okuyarak soruları cevaplayınız.
ŞEFKATE İMAN
Açtı. Ahmet Reşit, iki günden beri, kırk sekiz saattir, yerinden kovulmuş ihtiyar, serseri bir köpek gibi, tanımadığı
sokaklarda, bilmediği mahallelerde dolaşıyordu. "Bir parça ekmek..." diye çaldığı kapıların hepsinden kovul-
muştu. Satacak şeyi de yoktu. Bir kapının eşiğine oturdu. Soğuktan donan elleriyle midesini bastı. "Artık ben
ölmeliyim!" dedi.
Aslında Mülkiye'den Hukuk'tan birinci çıkmıştı. Hatta Avrupa'da, Sorbonne'da da, harikuladeliğini gösterdi,
profesörleri şaşırttı. Nihayet Hariciyeye girdi. Konsolos oldu. Sonra... Evet, sonra... Evlenmişti. Ayrılmıştı. Bütün
insanlar onu birdenbire aforoz etmişler, hayatta yapayalnız bırakmışlardı. İşsiz, parasız, meyus kalınca tanıdıkla-
rinin etrafından hızlıca kaçmışlardı.
Oturduğu eşikten kalktı. Deniz tarafına saptı. Karşısına birkaç gölge çıktı. Ona,
"Dur!..." diye bağırdılar.
Gayri ihtiyarî durdu:
"Ellerini yukarı kaldır!"
Bunlar hırsızlardı. Ellerini yukarı kaldırdı. Yanına yaklaşanlar üzerini aradılar. Bir şey bulamayınca sordular.
"Hiç paran yok mu?"
"Yok."
"Burada ne arıyorsun?"
"Hiç."
"Doğru söyle..."
"Hiç" dedi, "yatacak yerim yok da, dolaşıyorum."
Gölgelerden biri,
"Öyleyse bizimle beraber gel!" emrini verdi.
Biraz gittikten sonra, ona bir köşe başını göstererek,
"Sen burada dur!" dediler.
Bulunduğu yere çöktü. Başını iki elleri arasına aldı. Gözlerini kapadı. Bir süre kadar böyle durdu. Hırsızlar tekme
ile dalgınlığından uyandırdılar:
"Uyudun mu be?.."
"Uyumadım."
"Kalk, haydi."
Doğruldu. Gayri ihtiyari yine onların arkasından yürümeye başladı. Bu sefer biraz hızlı gidiyorlardı. Bir fenerin
dibinde durdular. Ona bir kâğıt uzattılar:
"Ne ne?" diye sordu.
"Al ulan, senin hakkın!"
"Ne hakkı?..."
"Al be!..."
Titreyerek elini uzattı, kağıdı aldı. Reşit, verdikleri kağıda baktı. Bu, iki buçuk liralık bir banknottu.
Ömer Seyfettin
2. M
beli
******
3.
***
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı Unsurları
Açık Uçlu Sorular Aşağıda yer alan metni okuyarak soruları cevaplayınız. ŞEFKATE İMAN Açtı. Ahmet Reşit, iki günden beri, kırk sekiz saattir, yerinden kovulmuş ihtiyar, serseri bir köpek gibi, tanımadığı sokaklarda, bilmediği mahallelerde dolaşıyordu. "Bir parça ekmek..." diye çaldığı kapıların hepsinden kovul- muştu. Satacak şeyi de yoktu. Bir kapının eşiğine oturdu. Soğuktan donan elleriyle midesini bastı. "Artık ben ölmeliyim!" dedi. Aslında Mülkiye'den Hukuk'tan birinci çıkmıştı. Hatta Avrupa'da, Sorbonne'da da, harikuladeliğini gösterdi, profesörleri şaşırttı. Nihayet Hariciyeye girdi. Konsolos oldu. Sonra... Evet, sonra... Evlenmişti. Ayrılmıştı. Bütün insanlar onu birdenbire aforoz etmişler, hayatta yapayalnız bırakmışlardı. İşsiz, parasız, meyus kalınca tanıdıkla- rinin etrafından hızlıca kaçmışlardı. Oturduğu eşikten kalktı. Deniz tarafına saptı. Karşısına birkaç gölge çıktı. Ona, "Dur!..." diye bağırdılar. Gayri ihtiyarî durdu: "Ellerini yukarı kaldır!" Bunlar hırsızlardı. Ellerini yukarı kaldırdı. Yanına yaklaşanlar üzerini aradılar. Bir şey bulamayınca sordular. "Hiç paran yok mu?" "Yok." "Burada ne arıyorsun?" "Hiç." "Doğru söyle..." "Hiç" dedi, "yatacak yerim yok da, dolaşıyorum." Gölgelerden biri, "Öyleyse bizimle beraber gel!" emrini verdi. Biraz gittikten sonra, ona bir köşe başını göstererek, "Sen burada dur!" dediler. Bulunduğu yere çöktü. Başını iki elleri arasına aldı. Gözlerini kapadı. Bir süre kadar böyle durdu. Hırsızlar tekme ile dalgınlığından uyandırdılar: "Uyudun mu be?.." "Uyumadım." "Kalk, haydi." Doğruldu. Gayri ihtiyari yine onların arkasından yürümeye başladı. Bu sefer biraz hızlı gidiyorlardı. Bir fenerin dibinde durdular. Ona bir kâğıt uzattılar: "Ne ne?" diye sordu. "Al ulan, senin hakkın!" "Ne hakkı?..." "Al be!..." Titreyerek elini uzattı, kağıdı aldı. Reşit, verdikleri kağıda baktı. Bu, iki buçuk liralık bir banknottu. Ömer Seyfettin 2. M beli ****** 3. ***
w
bry yayınları
4. Aşağıdaki parçaların hangisinde diğerlerinden farklı
bir bakış açısı kullanılmıştır?
A) Çok güzel, dedi; çok güzel düşünmüşsünüz. Bunu
bir borç olarak kabul edersiniz. Sonra ödemesi kolay.
Çünkü ilerde eliniz genişleyecek.
B) Daha ay doğmamış ortalık karanlıktı. Kocaman, kap-
kara bir hayalet gibi karanlığa yapışıp kalmış dutun
dalları usulcana sallanıyordu.
C) Dükkân daha yeni açılmıştı. Güneşin yarısı karşı te-
penin ardından çıkmış, gölgeler uzamıştı. Memed
Efendi elini salladı. Bir yığın sinek havalandı, sonra
dükkânın bir köşesine yığılmış çuvalların üstüne indi.
D) Kâtip düşünceye daldı. Kırk yıldan beri yazmış; belki
binlerce, on binlerce yazı yazmıştı ama bunların için-
de hiçbir satır hatırlamıyordu ki memnunluk, öfke ya
da buna benzer bir şey anlatsın.
enes WESTON
E) Gün tepedeydi. Toz duman ortalığı almıştı. Ötede,
uzakta, köyün beri yanında incecik bir duman kımıl-
damadan belli belirsiz göğe doğru yükseliyordu.
6.
Bu
mes
sıkıl
nide
atılıy
yapı
yorc
düş
ta ya
bulu
hehendu.
bunl
Bu p
eplene
A) K
Sen y
B) A
la
C) A
m
D) H
E) G
lola
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı Unsurları
w bry yayınları 4. Aşağıdaki parçaların hangisinde diğerlerinden farklı bir bakış açısı kullanılmıştır? A) Çok güzel, dedi; çok güzel düşünmüşsünüz. Bunu bir borç olarak kabul edersiniz. Sonra ödemesi kolay. Çünkü ilerde eliniz genişleyecek. B) Daha ay doğmamış ortalık karanlıktı. Kocaman, kap- kara bir hayalet gibi karanlığa yapışıp kalmış dutun dalları usulcana sallanıyordu. C) Dükkân daha yeni açılmıştı. Güneşin yarısı karşı te- penin ardından çıkmış, gölgeler uzamıştı. Memed Efendi elini salladı. Bir yığın sinek havalandı, sonra dükkânın bir köşesine yığılmış çuvalların üstüne indi. D) Kâtip düşünceye daldı. Kırk yıldan beri yazmış; belki binlerce, on binlerce yazı yazmıştı ama bunların için- de hiçbir satır hatırlamıyordu ki memnunluk, öfke ya da buna benzer bir şey anlatsın. enes WESTON E) Gün tepedeydi. Toz duman ortalığı almıştı. Ötede, uzakta, köyün beri yanında incecik bir duman kımıl- damadan belli belirsiz göğe doğru yükseliyordu. 6. Bu mes sıkıl nide atılıy yapı yorc düş ta ya bulu hehendu. bunl Bu p eplene A) K Sen y B) A la C) A m D) H E) G lola
sını Esas Alan Hikâyeler
Unite
Testi
4. Kendisine kadarki Türk hikâye geleneğini değiştiren ve bu
türe yeni bir kimlik kazandıran yazar, hikâyelerinde İstanbul
dışına pek çıkmamıştır. Bir İstanbul hikâyecisi olarak anılan
yazar hikâyelerinde balıkçıları, adaları, sıradan insanları
ele almıştır.
Bu parçada sözü edilen sanatçı aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Ömer Seyfettin
B) Sait Faik Abasıyanık
C) Memduh Şevket Esendal
D) Halide Edip Adıvar
E) Refik Halit Karay
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı Unsurları
sını Esas Alan Hikâyeler Unite Testi 4. Kendisine kadarki Türk hikâye geleneğini değiştiren ve bu türe yeni bir kimlik kazandıran yazar, hikâyelerinde İstanbul dışına pek çıkmamıştır. Bir İstanbul hikâyecisi olarak anılan yazar hikâyelerinde balıkçıları, adaları, sıradan insanları ele almıştır. Bu parçada sözü edilen sanatçı aşağıdakilerden hangisidir? A) Ömer Seyfettin B) Sait Faik Abasıyanık C) Memduh Şevket Esendal D) Halide Edip Adıvar E) Refik Halit Karay
RKUT HİKÂYELERİ - MESNEVİ -
Aşağıdakilerin hangisindeki hikâye kesiti, yanında
verilen bakış açısıyla yazılmamıştır?
A) Sadece vedalaşarak ayrıldığımı hatırlıyorum. Bas-
tığım yeri tutturamıyordum. Kavaklıdere'de otobü-
se binmeyi unuttuğumu, Bakanlıklar'da yürümekte
olduğumu fark edince anladım. Zafer Çarşısı'nın
karşısına geçip otobüs durağını bulabildiğime şük-
rettim. / Kahraman anlatıcının bakış açısı
B) "Şimdi sen benim öğrencim oldun." dedi profesör.
Yemekten yeni kalkmışlardı, profesörün çalışma
odasına geçtiler. "Ben bir yaz semineri düzenliyo-
rum. Konusu: Mustafa İnan'ın Hayatı." Çalışma
odasında yerlerini aldılar. Profesör büyük masanın
başına geçti, genç adam da sehpanın önüne otur-
du, kâğıtları düzeltti. / Gözlemci anlatıcının bakış
açısı
C) Dışarıda hava sakinleşmiş gibiydi. Ürkmüş insan-
lar, yavaş yavaş kilise kapısından sokağa çıkıyor-
lardı. Kapıda, başına siyah, püsküllü bir şal örtmüş,
yanında küçük bir çocuk bulunan bir köylü kadına
çarpmasıyla özür dilemesi bir oldu. Kadın, ürkek
bakışlarıyla önce üniformasına, sonra yüzüne bak-
ti. / Kahraman anlatıcının bakış açısı
D) Erdem arkasına bakmadan yürüyordu. Sinirliydi.
Belli ki onu çok kızdırmışlardı. Öfkesi her hâlinden
belli oluyordu. Eliyle garip işaretler yaparak hızlı
hızlı yürüyor, bir yandan da eve gidince neler yapa-
cağının planını yapıyordu. / Hâkim anlatıcının bakış
açısı
E) Bildiği bütün duaları birer birer okuyarak atladı
suya. Yüzmeye başladı. Gittikçe güçten düşüyordu.
Güç bela karşıya ulaşabildi. Kıyıya varınca derin bir
nefes aldı. Rahatlamıştı. İçinden, "Dünya varmış!"
diyordu. Bir süre dinlendi, soluklandı. / Hâkim anla-
tıcının bakış açısı
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı Unsurları
RKUT HİKÂYELERİ - MESNEVİ - Aşağıdakilerin hangisindeki hikâye kesiti, yanında verilen bakış açısıyla yazılmamıştır? A) Sadece vedalaşarak ayrıldığımı hatırlıyorum. Bas- tığım yeri tutturamıyordum. Kavaklıdere'de otobü- se binmeyi unuttuğumu, Bakanlıklar'da yürümekte olduğumu fark edince anladım. Zafer Çarşısı'nın karşısına geçip otobüs durağını bulabildiğime şük- rettim. / Kahraman anlatıcının bakış açısı B) "Şimdi sen benim öğrencim oldun." dedi profesör. Yemekten yeni kalkmışlardı, profesörün çalışma odasına geçtiler. "Ben bir yaz semineri düzenliyo- rum. Konusu: Mustafa İnan'ın Hayatı." Çalışma odasında yerlerini aldılar. Profesör büyük masanın başına geçti, genç adam da sehpanın önüne otur- du, kâğıtları düzeltti. / Gözlemci anlatıcının bakış açısı C) Dışarıda hava sakinleşmiş gibiydi. Ürkmüş insan- lar, yavaş yavaş kilise kapısından sokağa çıkıyor- lardı. Kapıda, başına siyah, püsküllü bir şal örtmüş, yanında küçük bir çocuk bulunan bir köylü kadına çarpmasıyla özür dilemesi bir oldu. Kadın, ürkek bakışlarıyla önce üniformasına, sonra yüzüne bak- ti. / Kahraman anlatıcının bakış açısı D) Erdem arkasına bakmadan yürüyordu. Sinirliydi. Belli ki onu çok kızdırmışlardı. Öfkesi her hâlinden belli oluyordu. Eliyle garip işaretler yaparak hızlı hızlı yürüyor, bir yandan da eve gidince neler yapa- cağının planını yapıyordu. / Hâkim anlatıcının bakış açısı E) Bildiği bütün duaları birer birer okuyarak atladı suya. Yüzmeye başladı. Gittikçe güçten düşüyordu. Güç bela karşıya ulaşabildi. Kıyıya varınca derin bir nefes aldı. Rahatlamıştı. İçinden, "Dünya varmış!" diyordu. Bir süre dinlendi, soluklandı. / Hâkim anla- tıcının bakış açısı
111
A)
IV
V
1. Herhangi bir konuda bilgi vermek, bir gerçeği ortaya koy-
mak, bir tezi kanıtlamak veya bir düşünceyi savunmak
amacıyla kaleme alınan ve temel ögesi fikir olan yazılar-
dır.
II. Gündelik olayları samimi bir üslupla ve kanıtlama gereği
duymadan ele alan düşünce yazısıdır.
III. Divan edebiyatında "tezkire" olarak da adlandırılan, bir
kişinin hayatını kronolojik sırayla anlatan eserlerdir.
IV. Bir yazarın günlük olaylar arasından seçtiği bir konuyla il-
gili kendine özgü görüş ve düşüncelerini fazla derinleştir-
meden karşısındakilerle konuşuyormuş gibi anlattığı yazı
türüdür.
V. Divan edebiyatında "ruzname" olarak da adlandırılan
düzyazı türüdür.
Numaralı cümlelerde tanıtılan metinler bulmacaya yerleş-
tirildiğinde yukarıdan aşağıya üçüncü sütunda seçenek-
lerde verilenlerden hangisi oluşur?
N
K
YN Y
N
B) K
K
O
H
K
C)
K
N
Z >>
PALME
YAYINEVİ
Y
Y
K
D)
K
K
Y
Y
N
E) N
1
Z
Y
N
♡
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı Unsurları
111 A) IV V 1. Herhangi bir konuda bilgi vermek, bir gerçeği ortaya koy- mak, bir tezi kanıtlamak veya bir düşünceyi savunmak amacıyla kaleme alınan ve temel ögesi fikir olan yazılar- dır. II. Gündelik olayları samimi bir üslupla ve kanıtlama gereği duymadan ele alan düşünce yazısıdır. III. Divan edebiyatında "tezkire" olarak da adlandırılan, bir kişinin hayatını kronolojik sırayla anlatan eserlerdir. IV. Bir yazarın günlük olaylar arasından seçtiği bir konuyla il- gili kendine özgü görüş ve düşüncelerini fazla derinleştir- meden karşısındakilerle konuşuyormuş gibi anlattığı yazı türüdür. V. Divan edebiyatında "ruzname" olarak da adlandırılan düzyazı türüdür. Numaralı cümlelerde tanıtılan metinler bulmacaya yerleş- tirildiğinde yukarıdan aşağıya üçüncü sütunda seçenek- lerde verilenlerden hangisi oluşur? N K YN Y N B) K K O H K C) K N Z >> PALME YAYINEVİ Y Y K D) K K Y Y N E) N 1 Z Y N ♡
23. (1) Bakış açısı anlatıcının hikâyedeki kişi, olay, yer ve
zamanı ele alış biçimi ve bunlara karşı takındığı tutumdur.
(II) Bir hikâyede hikâyenin başından sonuna kadar tek bir
bakış açısı kullanılmak zorundadır. (III) Kahraman (ben)
bakış açısında anlatıcı birinci kişi olup olaylar hikâye
kahramanlarından birinin ağzıyla anlatılır; olayları yaşayan
kahraman, olaylar karşısındaki izlenim ve tutumunu kendi
bakış açısıyla yansıtır. (IV) Gözlemci (müşahit) bakış
açısında anlatıcı üçüncü kişi olup sadece gördüklerini,
tanık olduklarını aktarır; hikâye kahramanlarının aklından
geçenleri bilmez, anlattıkları gördükleriyle sınırlıdır.
(V) Hâkim (tanrısal / ilahi) bakış açısında anlatıcı Üçüncü
kişi olup olaylara ve kahramanlara hâkimdir, olayların nasıl
gelişeceğini bilir, olayları anlatırken kahramanların aklından
geçenleri ve psikolojilerini yansıtır.
Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bilgi
yanlışı vardır?
A) I
B) II
CNII
D) IV
E)
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı Unsurları
23. (1) Bakış açısı anlatıcının hikâyedeki kişi, olay, yer ve zamanı ele alış biçimi ve bunlara karşı takındığı tutumdur. (II) Bir hikâyede hikâyenin başından sonuna kadar tek bir bakış açısı kullanılmak zorundadır. (III) Kahraman (ben) bakış açısında anlatıcı birinci kişi olup olaylar hikâye kahramanlarından birinin ağzıyla anlatılır; olayları yaşayan kahraman, olaylar karşısındaki izlenim ve tutumunu kendi bakış açısıyla yansıtır. (IV) Gözlemci (müşahit) bakış açısında anlatıcı üçüncü kişi olup sadece gördüklerini, tanık olduklarını aktarır; hikâye kahramanlarının aklından geçenleri bilmez, anlattıkları gördükleriyle sınırlıdır. (V) Hâkim (tanrısal / ilahi) bakış açısında anlatıcı Üçüncü kişi olup olaylara ve kahramanlara hâkimdir, olayların nasıl gelişeceğini bilir, olayları anlatırken kahramanların aklından geçenleri ve psikolojilerini yansıtır. Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde bilgi yanlışı vardır? A) I B) II CNII D) IV E)
24. 1. Neden-sonuç ilişkisine göre olayın yoğunlaştığı ve merak
ögesinin doruğa çıktığı bölüme çözüm bölümü denir.
Anlatmaya bağlı edebî metinlerde toplumsal bir
tabakayı değil de sadece kendini temsil eden kişiye
karakter denir.
II.
III. Anlatmaya bağlı edebî metinlerde olayın merkezinde
bulunan, ait olduğu toplumsal sınıfın veya zümrenin
özelliklerini üzerinde taşıyan kişiye tip denir.
IV. Hikâyede belli bir konu çevresinde var olan birden fazla
olayın, sebep-sonuç ilişkisi içinde birbirine bağlı bir
biçimde oluşturduğu organik bütüne olay örgüsü denir.
V. Hikâyede olayı anlatan kişi olup yazarın kendisi değil
kurmaca bir kişi olan, olayları birinci veya üçüncü kişi
ağzından anlatan ve yazar yerine geçen hayali kişiye
anlatıcı denir.
Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangilerinde bilgi
yanlışı vardır?
A) Yalnız I
D) III ve V
B) I ve II
E) Ive V
Il ve III
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı Unsurları
24. 1. Neden-sonuç ilişkisine göre olayın yoğunlaştığı ve merak ögesinin doruğa çıktığı bölüme çözüm bölümü denir. Anlatmaya bağlı edebî metinlerde toplumsal bir tabakayı değil de sadece kendini temsil eden kişiye karakter denir. II. III. Anlatmaya bağlı edebî metinlerde olayın merkezinde bulunan, ait olduğu toplumsal sınıfın veya zümrenin özelliklerini üzerinde taşıyan kişiye tip denir. IV. Hikâyede belli bir konu çevresinde var olan birden fazla olayın, sebep-sonuç ilişkisi içinde birbirine bağlı bir biçimde oluşturduğu organik bütüne olay örgüsü denir. V. Hikâyede olayı anlatan kişi olup yazarın kendisi değil kurmaca bir kişi olan, olayları birinci veya üçüncü kişi ağzından anlatan ve yazar yerine geçen hayali kişiye anlatıcı denir. Yukarıda numaralanmış cümlelerin hangilerinde bilgi yanlışı vardır? A) Yalnız I D) III ve V B) I ve II E) Ive V Il ve III
1
15. Arkadaşı hiç sesini çıkarmadan onu kucakladı, kendini za
lim krala teslime gitti. Damon oradan ayrıldı. Üçüncü
geçirmemek için mümkün olduğu kadar acele geri dönüyor.
şafak sökmeden kardeşi ile nişanlısını birleştirmiş, mühleti
du. Fakat sürekli bir yağmur çabuk yürümesine mâni oldu.
Geçtiği dağlarda kaynaklar sel hâline gelmiş, dereler ırmak
hâlini almıştı. Yolcu değneğine dayana dayana bir ırmağın
kenarına geldiği zaman, büyüyen suların iki kıyıyı birleştiren
köprüyü kırıp götürdüğünü ve kemerleri yıldırım gürültüsü ile
harap etmekte olduğunu gördü. Böyle bir engel karşısında
umutsuzluğa düşerek kıyıda çırpınmaya, sabırsız bakışlarla
uzakları süzmeye başladı. Gitmek istediği yere onu geçir-
disemek için kendisini tehlikeye atacak hiçbir kayık, yaklaşan
hiçbir gemi görünmüyor ve sular gittikçe deniz gibi kabarı-
yordu.
Bu parça biçim ve içerik özellikleri dikkate alındığında
aşağıdaki metin türlerinin hangisinden alınmış olabilir?
A) Modern hikâyeden
B) Dede Korkut Hikâyeleri'nden
C) Halk hikâyesinden
D) Masaldan
E) Destandan
gün
Lise Türkçe
Hikâye ve Yapı Unsurları
1 15. Arkadaşı hiç sesini çıkarmadan onu kucakladı, kendini za lim krala teslime gitti. Damon oradan ayrıldı. Üçüncü geçirmemek için mümkün olduğu kadar acele geri dönüyor. şafak sökmeden kardeşi ile nişanlısını birleştirmiş, mühleti du. Fakat sürekli bir yağmur çabuk yürümesine mâni oldu. Geçtiği dağlarda kaynaklar sel hâline gelmiş, dereler ırmak hâlini almıştı. Yolcu değneğine dayana dayana bir ırmağın kenarına geldiği zaman, büyüyen suların iki kıyıyı birleştiren köprüyü kırıp götürdüğünü ve kemerleri yıldırım gürültüsü ile harap etmekte olduğunu gördü. Böyle bir engel karşısında umutsuzluğa düşerek kıyıda çırpınmaya, sabırsız bakışlarla uzakları süzmeye başladı. Gitmek istediği yere onu geçir- disemek için kendisini tehlikeye atacak hiçbir kayık, yaklaşan hiçbir gemi görünmüyor ve sular gittikçe deniz gibi kabarı- yordu. Bu parça biçim ve içerik özellikleri dikkate alındığında aşağıdaki metin türlerinin hangisinden alınmış olabilir? A) Modern hikâyeden B) Dede Korkut Hikâyeleri'nden C) Halk hikâyesinden D) Masaldan E) Destandan gün