İyi Bir Anlatımda Bulunması Gereken Özellikler Soruları

18. Son yıllarda seyirci profili genç ve üniversiteli bir kitleye evrilirken kadınların yeniden sinemaya gitmeye başladığı gözlemlenmektedir . Bunda en büyük etken, alışveriş merkezlerinin güvenilir ve her türlü ihtiyaca (hem film seçeneği hem de tüketim ve boş zaman değerlendirmesi açısından) yanıt verebilir durumda olmasıdır. Ayrıca alışveriş merkezleri, gelişen orta sınıfın tüketim ihtiyaçları ve yaşam biçimine uygun bir ortam sunmaktadır. Alışveriş merkezleri içindeki çoklu salonlar, mekân tasarımından fuayeye, koltuktan perdeye, projeksiyon sisteminden ses kalitesine belli bir seviyenin üzerinde bulunurken bazı salonların da dijital sinemaya yönelik hazırlandığı görülmektedir. Sinemaya gitme düşüncesi olmayan bir kitle bile alışveriş merkezleri içinde boş zamanlarını değerlendirirken çoklu salonların sunduğu seçeneklerle sinemaya gidebilmekte, "sahte flanör'ler potansiyel sinema seyircisine dönüşmektedir. Bu parçadan sinema seyircisi - alışveriş merkezleri ilişkisi ile ilgili olarak 1. Aileler, güvenli olduğu için alışveriş merkezlerindeki salonları tercih etmektedir. II. Toplumun bir kısmının gelir düzeyini aştığından tercih edilmemektedir. III. Üniversite öğrencileri ve gençlerin yanı sıra kadınlar da sinemaya gitmeye başlamıştır. ✓ C) Yalnız III yargılarından hangilerine ulaşılabilir? A) Yalnız! B) Yalnız il D) I ve III 5) Il ve III

Türk bilim tarihi alanında çok sayıda çalışması olan Aydın Sayılı bizzat Atatürk tarafından eğitim amacıyla yurt dışına gönderilmiştir. Bilim tarihinin kurucusu George Sarton'un öğrencisi olmuş, Türkçenin eğitim ve bilim dili olması için çalışmalar yapmıştır. Çok sayıda yabancı dil bilen Aydın Sayılı, eserlerinin bazılarını üç ayrı dilde yayımlamış ve Türk kültürünün tanınmasına katkıda bulun- muştur. Türkiye'nin önde gelen bilim tarihçilerinden biri olan Sayılı'nın; Farabi, İbn-i Sina, Harezmi ve Bîrûnî ile ilgili çok sayıda çalışması bulunmaktadır. Mısırlılarda ve Mezopotamyalılarda Matematik, Astronomi ve Tip adlı eserinde Antik Yunan'dan önce bilimsel çalışmala- rin yapıldığını ve bu dönemde belirli bir bilgi birikiminin olduğunu belirtmiştir. Bu parçadan hareketle Aydın Sayılı ile ilgili aşağıda- kilerden hangisi söylenebilir? A) Mezopotamya ve Mısır gibi eski kültürlerin astrono- mi ve tip tarihi hakkında araştırmalar yapmıştır. B) Atatürk tarafından eğitim amacıyla yurt dışına gön- derilen ilk bilim insanıdır. Bütün çalışmalarının temelinde Türkçenin eğitim ve bilim dili olması amacı vardır. V D) Farabi, İbn Sina, Harezmi ve Bîrûnî ile ilgili çalışmaları hem Türkiye'de hem de Avrupa'da beğeni toplamıştır. E) Bilim tarihi alanında Türkiye'nin yetiştirdiği en saygın ve bütün dünyada kabul görmüş tek bilim tarihçisidir.

13. Haftada iki gece dostlara danslı çay veriliyor, en aşağı iki üç gece de başkalarının davetine gidiliyordu. Aşağı sofa ile taşlık arasındaki camekân kaldırılmış, delik deşik duvarlar sarı yaldızlı bir kâğıt ile kaplanmıştı. Davet akşamlari; taşlıktaki su küpü, sofadaki yemek masası ve daha başka hırdavat eşya mutfağa taşınıyor, yukarıdan kilimler, iskemleler, süslü yastıklar indirilerek bir kabul salonu dekoru kuruluyordu. Ali Rıza Bey, Babıâli yetiştirmelerinden bir mülkiye memuruydu. Otuz yaşına kadar Dahiliye kalemle- rinden birinde çalışmıştı. Belki ölünceye kadar da orada kalacaktı. Fakat kız kardeşiyle annesinin iki ay ara ile ölmesi onu birdenbire İstanbul'dan so- ğutmuş, Suriye'de bir kaza kaymakamlığı alarak gurbete çıkmasına sebep olmuştu. Eve gitse, biliyordu, gece yarısına dek başka bir şey yapamadan, yukarıdakilerin patırtısına sinirle- necekti... Bol gürültülü, lokantalardan birine girdi. Tezgâhın önünde bir boş yer bulup oturdu. Yakla- şan garsona; - Su, dedi. Garson, sanki salt onun için buraday- mış gibi eğildi. Sanki ötekiler duyacak diye korku- yordu. © Küçük Ağa başını kaldırdı ve soran gözlerle bak- ti. Doktor çevik bir davranışla ayağa kalkmıştı. Gidecekti artık. Onun hâlâ soran gözlerine dost gözlerle bakarak: - Çünkü, dedi. Küçük Ağa'nın siz oluşu yani nasıl söylemeli?.. Anlıyor musunuz veya anlatabiliyor muyum bilmem... Sizin gibi genç, güçlü, kuvvet- li... ve bilhassa bilgili, akıllı biri oluşu... Kısacası işte siz oluşunuz benim için hususi bir kıymet ve ehemmiyet taşıyor. 19 Verilen parçalarda aşağıdaki anlatım tekniklerin- den hangisinin örneği yoktur? A) Gösterme B) Bilinç akışı C) Özetleme D) Anlatma E) İç çözümleme

15. (1) Ev, insanoğlunun varoluşundan bu yana ihtiyaç duyduğu ba- rinma ortamıdır. (II) Çok eski dönemlerde mağaralara sığınan insanlar, yerleşik hayata geçtiğinde kamıştan, ağaçtan, taştan evler yapmıştır. (III) Dolayısıyla evlerin bulunduğu yörenin sa- nat anlayışını yapılan evlerde görmek mümkündür. (IV) Bazı evler zamana meydan okuyarak yüzlerce yıl yaşar. (V) Bazı evler ise depremlerden ve iklimsel koşullardan etkilenerek es- kir ve yıkılıp gider. Bu parçadaki numaralanmış yerlerin hangisinden sonra düşüncenin akışına göre "Bu evler, bulundukları coğrafi böl- gelerle uyumlu farklı mimari özellikler kazanmıştır." cümlesi getirilmelidir? AJT C) III EV

4. 1. Bugün şiir, birtakım kuramların içinde boğulup kaldı. Or- tada dolaşan kuramların da bugünün şiiri ile ilgisi yok. Uygulanma gücünden yoksun olduklarından kişiye inan- dırıcı gelmiyor pek. Bunlara kuram da denemez; içinde gerekli ilkeler yok çünkü. Ortaya konanlarsa iki yıl var ki, şiirin dışında dönüp duruyor. Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın başlığı olmaya en uygundur? A) Günümüz Şiirinin Kaynakları B) Şiirinin İnandırma Gücü C) Şiir Kuramı Üzerine D) İlkesizliğin Şiire Zararı E) Şiirin Gücünden Yararlanma

13. Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili sözcükler tür bakımın dan özdeştir? corf a Arkadaşlarının hakkında söylediği sözleri yanlış anladığını dan araları bozuldu. dar Bana ikinci defa yanlış yapmasına rağmen ona karşı bir kin yok içimde. BY "Ne sabahı göreyim ne sabah görüneyiml" dizesini sık sık tekrar ederdi. Zarf Sabah, zihnin zinde olması açısından ders çalışmak için günün en verimli vaktidir. isim SIG D) , Kendi çocuğu da bizim sınıfta olan öğretmenimiz, onu bi- Zor zimle aynı görüyordu. Kaderin bir cilvesi, evlenmem de mesleğe başlamam da ba- bamla aynı yaşta oldu. Çocukken her hafta karşı mahalleyle maç yapar, sonunda da mutlaka onlarla kavga ederdik. Sifat Ona karşrsonsuz bir saygı duymasına rağmen ilk kez baba- sına karşı geldiy) fill -deyin Adalar bu mevsimde turistlerin el ayak çekmesiyle sessiz bir cennet olur. Sifat Millî şairimiz: “Sessiz yaşadım, kim beni nerden bilecektir?” demişti, meşhur şiirinde. zort

Descartes, "Düşünüyorum, o hâlde varım." şeklindeki sözünü dile getirirken sanılanın aksine sadece kendi varlığının değil, sahip olduğumuz bütün bilgilerin hatta N kendi varlık bilgisinin kaynağının dahi akıl olduğunu kanıtlamayı amaçlar. Nitekim bu söz, onun amacına ( ulaşmak ve iddiasını kanıtlamak için kurguladığı bir akil m yürütme metodunun sonucudur. Bahsi geçen akıl yürütme, şu mantıksal ifadelerle ilerler: Ben kendi u varlığım da dâhil olmak üzere her şeyin varlığından şüphe ederim. Bu sebeple şüphe etmeyeceğim tek e gerçek, şüphe ettiğimdir. Şüphe ediyorsam c düşündüğüm içindir. Öyleyse kendisinden şüphe edemeyeceğim, kesin olan ikinci gerçek düşünebiliyor olduğumdur. Bu durumda kesin olan başka bir şey de düşünen bir varlık olarak benim var olduğumdur: n "Düşünüyorum, o hâlde varım." Bu parçadan aşağıdakilerin hangisine ulaşılabilir? A) Düşünme zihinsel bir edim değil, varlığa bakış açısını belirleyen bir eylemdir. B) Şüpheci düşünce, aklın bir işlevi olduğundan akil sahibi her varlık kendini sorgulayabilir. c) Düşünme yöntemlerinden biri olan şüphe, kanıtlayıcı Tşleviyle aklı kesin bilgilere ulaştırabilir. D) Düşünmek ancak doğruluğu kanıtlanmış bilgiler soz konusu olduğunda bir anlam kazanır. E) Düşünme eylemi başka araçlarla desteklendiğinde gerçekliğe ulaşmak olanaklı hâle gelir.

27.John Gardner Wilkinson, 1821 yılında Mısır'a geldiğinde 24 yaşında bir gençti. Onun gelişi, Champollion'un Misir yazısının ilkelerini yeniden bulup ortaya çıkarmasından önceki yıla rastlar. Wilkinson, ondan sonraki 12 yıl boyunca sürekli Misır'da kaldı. Bu becerikli ve güclü bilim insanının gezip görmediği ve defterlerine kaydetmediği hemen hemen hiçbir eski Mısır bölgesi yoktur. Meraki neredeyse bir tutku hâline gelmişti. Ne kadar küçük olursa olsun, hiçbir yazı onun için önemsiz olamazdı. Misir geleneklerine o derece vâkıf oldu ki tümüyle güvenilir kopyalar üretebildi. Bunun sayesinde, bugün Oxford'da Griffith Enstitüsünde saklanan notları eski Mısır'ın en tartışmalı konuları ile ilgili dünya kadar bilgi sağlar. Wilkinson çalışmalarının kuramsal sonuçlarını birkaç kitapta yayımladı ama bunlar bütün notlarını içermez. Bu parçadan yola çıkılarak John Gardner Wilkinson ile ilgili aşağıdakilerin hangisi söylenemez? A) Misir yazısının ilkelerini yeniden ortaya çıkardiği B) Misir geleneklerini iyi düzeyde öğrendiği C) Çalışmalarının sonuçlarını yayımladığı D) Becerikli , güclü ve meraklı bir bilim insanı olduğu E) Eski Mısır bölgelerinin çoğunu gezip gördüğü

3. - 5. sorulan aşağıdaki bilgilere göre ce- vaplandınınız. . . Bir mağazanın vitrininde bulunan 10 adet cansız mankene döpiyez, abiye ve spor kıyafetleri giydirile- cektir. Bununla ilgili bilinenler aşağıdaki gibidir. Mankenlerin ikisine dopiyez, beşine abiye ve üçüne de spor kıyafet giydirilmiştir. Mankenler soldan sağa doğru 1'den 10'a kadar numaralandırılmıştır. 4. mankene spor kıyafet giydirilmiştir. Döpiyez giydirilen mankenler yan yana dizilmiş- tir. • Abiye kıyafet giydirilen hiçbir manken yan yana gelmemiştir. 3. Buna göre, aşağıdakilerden hangisi kesinlikle doğrudur? Manken ng A) to 100lvlon Kıyafet Spor Abiye Abiye Abiye Spor 9

A ANT JIK ÖZDE YAYINI 37 - 38. soruları aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. - Yazı atölyeleri yazıyla, edebiyatla haşır neşir olma fırsatı yara- tiyor. Örneğin, katılımcılar her hafta bir öykü yazıyor, ustala- rin öykülerinden seçmeler okuyor ve yazdıkları öyküleri katı- limcılar ile birlikte değerlendiriyorlar. Bu çalışmalar, bir disip- lin katıyor onlara. Yazmak bir sanat olduğu kadar bir zanaat aslında. Yani bir çeşit ince işçilik. Bolca sözcük üretmek, oku- mak ve yazmak gerekir. Bunun için bir disipline ihtiyacınız var. Farklı farklı alanlarda çalışırken kimi zaman tembellik ettiği- miz, daha az okuyup daha az yazdığımız zamanlar oluyor. Daha çok sözcük üretmediğimiz zaman yazma “kasımız” köreliyor. Gitar kursuna giden herkes virtüöz olarak çıkmayabilir ama bu, gitarla tanışmak ve becerileri geliştirmek için bir fırsattır. İn- sanların edebiyat konuşulan, yazı konuşulan, şiir okunan, öykü yazılan böyle bir ortamda bulunmasının ne zararı olabilir? 37. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) Sözde soru cümlesine yer verme B) Somutlamaya başvurma C) Karşılaştırmadan yararlanma Sessel yinelemelere yer verme E) Yansız bir söyleme dayanma E

Soru 20 Sözlü anlatımın en önemli unsuru aşağıdakilerden hangisidir? Henüz cevaplanmadi 1.00 üzerinden işaretlenmiş P Soruyu işaretle O a. Ses tonunu iyi ayarlamak O b. Konu hakkında bilgili olmak Oc. Kendimizden emin olmak O d. Argo ifadelerden uzak durmak

yardıklan oyuteri Oykulerinden seçmeler okuyor ve Yan atölyelestyaryta, edebiyatla hasu nesir olma fesat yata tuyor Ornegen, istemezlar her hafta bir Oyko yaliyot. stal temctar de buite degerlendiriyorlar. Bu çalışmalar, birds in katiyor onlara Yarmak bit sanat oldugu kadar bir an aslında Yani bir çesit ince iscllik. Bolca sözcük üretmeko mak ve yazmak gerekir. Bunun için bir disipline ihtiyacint Farth farklı alanlarda çalarken kimi zaman tembellik ett miz, daha az okuyup daha at yardigimnit zamanlar oluyor Daha çok sotcuk üretmedigimit taman yarma "kasımız" korelo Gitar kursuna giden herkes virtuóz olarak çıkmayabilir ama bu gitaris tanışmak ve becerileri geliştirmek için bir fırsatte. In sanlann edebiyat konuşulan, yazı konusulan, şiir okunan, of Yonian boyle bir ortamda bulunmasinin ne zararı olabilir? 39. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? AT 5070 STUTUNesinger verme 8) Somutlamaya başvurma C) Karşılaştırmadan yararlanma o Sessel yinelemelerelves verme E) Yansız bir söyleme dayanma

37 - 38. sorulan aşağıdaki parçaya göre cevaplayınız. Yazı atölyeleri yazıyla, edebiyatla haşır neşir olma fırsatı yara- tiyor. Örneğin, katılımcılar her hafta bir öykü yazıyor, ustala- rin öykülerinden seçmeler okuyor ve yazdıkları öyküleri katı- limcılar ile birlikte değerlendiriyorlar. Bu çalışmalar, bir disip- lin katiyor onlara. Yazmak bir sanat olduğu kadar bir zanaat aslında. Yani bir çeşit ince işçilik. Bolca sözcük üretmek, oku- mak ve yazmak gerekir. Bunun için bir disipline ihtiyacınız var. Farklı farklı alanlarda çalışırken kimi zaman tembellik ettiği- miz, daha az okuyup daha az yazdığımız zamanlar oluyor. Daha çok sözcük üretmediğimiz zaman yazma "kasımız" köreliyor. Gitar kursuna giden herkes virtüöz olarak çıkmayabilir ama bu, gitarla tanışmak ve becerileri geliştirmek için bir fırsattır. In- sanların edebiyat konuşulan, yazı konuşulan, şiir okunan, öykü yazılan böyle bir ortamda bulunmasının ne zararı olabilir? 37. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? Sözde soru cümlesine yer verme 81 Somutlamaya başvurma Karşılaştırmadan yararlanma Di Sessel yinelemelere yer verme E) Yansız bir söyleme dayanma 38. Bu parça, aşağıdakilerden hangisine karşı çıkmak için yazıl- mış olabilir? A) Yazarlık bir yetenek işi olduğundan yazı atölyeleri, bir oya- lanma yeri olmaktan öte geçemez. 87 Yazınsal yapıt ortaya koymak, başka sanat dallarında ya- pit oluşturmaktan daha zordur. C) Yazı atölyelerinin bir denetime tabi olmaması, yazın dün- yasına zarar vermektedir. Yazarlığı bir meslek olarak yapmak, ticari beklentileri ön plana çıkaracaktır. Yazı yazmak, okumak kadar süreklilik isteyen bir eylem de- ğildir.

2. Birkaç gündür hiç görmediğim en yakın arkadaşım Meh- 4 met'in nerede olduğunu merak ediyordum. Telefonuna da ulaşamadığım için annesini arayıp ona sordum. Hülya Teyze, "Alt komşumuz Ayşe Hanım, Mehmet'i dayısının çiftliğine götürdü." deyince bir an duraksadım. Çünkü Mehmet daha önce bana dayısının bir çiftliği olduğundan söz etmemişti. Neyse ki Hülya Teyze, Ayşe Hanımların Balıkesir'de bir çiftliği olduğunu söyledi de kısa süreli bu s kafa karışıklığımı giderdi. Parçada eleştirilen cümlenin anlatımında eksik olan özellik aşağıdakilerden hangisidir? A) Duruluk B) Açıklık C) Sadelik D) Tutarlılık E) Akıcılık

Yazı atölyeleri yazıyla, edebiyatla hasir nesir olma fırsatı yara tiyor. Örneğin, katılımcılar her hafta bir öykü yazıyor, ustala- rin öykülerinden seçmeler okuyor ve yazdıkları öyküleri katı limcılar ile birlikte değerlendiriyorlar. Bu çalışmalar, bir disip- lin katıyor onlara. Yazmak bir sanat olduğu kadar bir zanaat aslında. Yani bir çeşit ince işçilik. Boica sözcük üretmek, oku- mak ve yazmak gerekir. Bunun için bir disipline ihtiyacınız var. Farklı farklı alanlarda çalışırken kimi zaman tembellik ettiği- miz, daha az okuyup daha az yazdığımız zamanlar oluyor. Daha çok sözcük üretmediğimiz zaman yazma "kasımız" köreliyor. Gitar kursuna giden herkes virtüöz olarak çıkmayabilir ama bu, gitarla tanışmak ve becerileri geliştirmek için bir fırsattır. in- sanların edebiyat konuşulan, yazı konuşulan, şiir okunan, öykü yazılan böyle bir ortamda bulunmasının ne zararı olabilir? 39. 37. Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur? A) sozue soru cümlesine ver verme B) Somutlamaya başvurma C) Karşılaştırmadan yararlanma D) Sessel yinelemelere yer verme E) Yansız bir söyleme dayanma ON 40. 38. Bu parça, aşağıdakilerden hangisine karşı çıkmak için yazıl- mış olabilir? A) Yazarlık bir yetenek işi olduğundan yazı atölyeleri, bir oya- lanma yeri olmaktan öte geçemez. B) Yazınsal yapıt ortaya koymak, başka sanat dallarında ya- pit oluşturmaktan daha zordur. C) Yazı atölyelerinin bir denetime tabi olmaması, yazın dun- yasına zarar vermektedir. D) Vaderlige bis.meslek olarak yapmak, ticari beklentileri on plana çıkaracaktır. azmak okumak kadar süreklilik isteyen bir eylem de- 10 TURKCE Sinay kodu (Y225)

Sözlü anlatımda, etkili bir konuşma için sesin yüksekliği nasıl olmalıdır? oru 16 Cevap kaydedildi 1.00 üzerinden işaretlenmiş O a. Çok yüksek O b. Ne çok yüksek ne çok kısık O c. Çok kısık P Soruyu işaretle O d. Kisik Seçimimi temizle